146 Hasta hissediyorum 

NOT: Henüz bilmeyenler için, Hayırseverlik > Merhamet > Şefkat olarak yetileri değiştirdim.

Sinir bozucu.
Kendimi rahatsız hissediyorum.
Ve bunların hepsi şu aptal Ejderha yüzünden.
Onun bir Ejderha olduğu gerçeğini kabullenemesem bile, o son hareketi...
Onu tekrar çağırmak istemiyorum.

Neden şu gerizekalı adam havaya bir asker dikmeliydi ki?
Kendimi rahatsız hissediyorum.
O denli sinirliyim ki acıkmıyorum bile.
Öyle bir adam ki, iştahımı kesti.
Zorla yesem bile duygularım kesinlikle daha da kötüye gidecek.
Bundan ötürü o adamı haritadan sildim.

Onunla yüz yüze gelme fikri dahi beni çileden çıkartıyor.
Alaba "Cehennem Büyüsünden" ölmüş olabilir mi ki?..
Ancak, onu "Cehennem Büyüsü" ile öldürsem dahi deneyim puanı kazanamayacağım.
Onu alt etmek için çok çabalamış olsam da hiçbir ödül alamamak bana koyuyor.
Böylesi bencilce bir düşünceden iğreniyorum.

Ah, yine kendimden tiksindim.
Ne zaman zekice bir fikir düşünsem bu çok uygunsuz kaçıyor.
O bir Ejderha, yani doğal olarak dünyanın yapısını bilmesi gerek.
Alaba bunu anlayacak ve ölmek isteyecektir.
Anladığından ötürü de öldü zaten.

Yaşamın kendisi ne acayip.
Ancak karşı tarafın pozisyonuna kendimi koyuyorum
Kafasını kesecekler, tıpkı böyle...
Öah!

Rahatsız olmuş hislerimden kurtulmak uğruna en alt katta volta atmaya başladım.
Göz göze geldiğim ilk canavara tüm kinimi kusarım.
Nihayetinde hislerim biraz düzeldi.

Hadi geri dönelim.
Eve dönüş yolundayken parçalara ayrılmış canavarın cesetini taşıyordum, stress baş göstermiş ve yüzüm düşmüştü.

Ah, bundan önce, Arch'ın cesedini gelecek tehditlere karşı korumalıydım da.
Üst ve alt katın ortasındaki katta bıraktım cesedi, iki kattan da gelecek olan canavarlar yaklaşamasın diye. Arch'a ulaşmak için öncelikle benim evimden geçmeleri gerekmekteydi bu da onlar için maalesef imkansız.
Orta katta da aynı durum söz konusuydu. "Alev Direnci" yetimi arttırmak için sürekli oraya giderdim, canavarların çoğu o çevreye yaklaşamazdı, bundan ötürü endişeye hiç gerek duymadım.
Ancak, her şeyden önce, tellerle boğduğum kurbanımı koruyamazsam, sakin de olamazdım.

Bundan ötürü, az önce öldürdüğüm canavarın cesediyle birlikte Arch'ı bıraktığım yere Aktarma yetimle geri döndüm.

O bölgeye aktarma yapmış insanlar mevcuttu.

Ne?
Eh, bu herifler de nereden çıkageldi?
Buraya aktarma yapacağımı bildiklerini ve bundan ötürü bana pusu kurduklarını söyleme şimdi bana?!

Bana pek de öyle gelmedi.
Her şeyi geçtim, oradakiler panik içerisinde tir tir titriyordu.
Hmm, kim bu herifler?
Görünüşlerine bakacak olursak belli ki onlar şovalye, şu insanların yoldaşları olmasın?

Bu heriflerin nereden çıkageldiğini bilmememe rağmen neden geldiklerini merak ettim şimdi.
Onları öldürecek olursam Yönetici Gyuriedistodiez intikam almak için sonradan gelecektir.
Başımıza bela istemiyorum.

Huh?
Hadi düşünedur, bu herifler buraya nasıl geldi?
Buraya ulaşmak için benim evimden geçmeleri gerek.
Bir dakika.
Hoş olmayan bir şeyler seziyorum burada.

"Duyugörüm" aktifleştirildi.
Benim, evim... Ne?!

Yanıyor!

O-O-Ooooou.
Hiçbir şey.
Bütün emeğimi verdiğim evim...
Kömür karası olmuş.
Siktir!
Onu "Alev Direnci" yetimle donatmış olsam da yangına karşı hâlâ zayıftı.

Siktir!
Şu herifler, ben gaflet içerisindeyken... Ne yaptınız ulan bana!
Bu kadarı yeter!
Gyurigyuri'yi de kim takar?!
Bu heriflerin geldikleri yere canlı dönmelerine izin vermeyeceğim, buradan canlı ayrılamayacaklar!

Öteki tarafın da motive olmuş olması bu durum için gayet uygundu.
Aaah, kılıç gibi şeyleri hazırlamaya başladılar bile.
Japonca konuşursam kesinlikle kendi savunmam için haklı bir hareket yapmış olurum değil mi?
İyi olmaz mıydı onlara yalnızca, "Bana saldırdılar, ben de karşılık verdim." desem?
Gyurigyuri naif görünüyordu, bunu anlayacaktır.

Madem ki karar verdik, geriye çekilmeye bir lüzum yok.
Hepinizi öldüreceğim!

34 insanın bütününü!
Onların statüleri şu az önceki şovalye grubundan daha yüksek.
Ortalaması 400.
İçlerinde 500'ü aşmış olanlar var.

Ayrıca, iki tanesi de seçkin sınıftan.
Görünüşlerini yargılayacak olursam, birisi savaşçı diğeri ise büyücü.
Ah, ancak asker tipli olanlar ise "Çağırma" yetisine sahip.
"Çağırma" yetisi, canavarın sahibine itaat etmesini sağlayan "Evcilleştirme" yetisinin bir üst seviyesidir.
Sahibine itaat eden canavar çok uzak mesafelerden dahi çağrılabilir, ayrıca sınırlı bir aktarma kullanımı da mevcuttur.
"İşbirliği" ve "Yönetme" yetisine sahip olan şu herif, savaşcıdan ziyade, daha çok bir canavar terbiyecisi gibi duruyordu.

Büyücü tipli herif ise aldatıcı durmuyordu.
Yetileri ve statüsü tıpkı bir büyücü gibiydi.
Ancak, insanlardan daha yüksek statülere sahipti ve yetileri ise onlardan hallice geliştirilmişti.
Yaşlı bir kimseden daha çok orta yaş klasmanında görünmesine rağmen, görünüşüne kıyasla kendi güçleri oldukça aşkındı.
Orta yaşlı bir adamsa, ancak ve ancak alt kattaki peygamber develerini alt edebilirdi.

Hmm?
Bu tatsız duygu da nedir böyle?
Tam o anda garip bir hissiyat beni sardı, statülerimde değişiklik göstermeye başladı.
Değerlendiriliyor muydum?
Statülerimde aniden bir bildirim belirdi.
Onu gördüğüm anca, yetilerim kırmızı yanıp sönmeye başladı.

Ah, bunun anlamı değerlendiriliyor muydum ben yoksa?
Bir süredir devam etmekte olan o garip hissatımın anlamı aslında değerlendiriliyor olmam mıydı?
Oaa, en kötüsü.
Kimi gözetliyorsun sen hıyar?
Değerlendirilen kısımlarımın yanıp sönmesi aslında onların seviyelerinin hayli güçlü olması demektir.

Hmm.
Hükümdar otoritesi aktifleştirildi.
Değerlendirme reddedildi.

《Değerlendirme otoritesinin kullanımı onaylandı. 『Değerlendirme』 yetisinin etkisi defedildi.》

Hükümdar yetimi böylesi bir mekanda kullanmamın gerekeceğini hiç düşünmemiştim bile.
İlah Bölgesi'ni kullandığından ötürü onu olabildiğince kullanmamaya gayret gösteriyorum, ancak duygularımın görülmesi pek hoş bir şey değil.

Suçlular hem çağırıcı hem de büyücü.
O iki herifi mutlaka gebertmeliyim.
O halde, örümcek yaşamımdaki ilk insanımı avlayayım.