Weed köyün içinde yavaşça yürüyordu.
Görevi başarıyla tamamladıktan sonra köylüler onu görmezden gelmeyi bırakmıştı.
"Bizler güçlü savaşçılara saygı duyarız. Arkadaşlarını ve ailesini korumak için bir savaşçının çok fazla güce ihtiyacı vardır."
"5 Dev Karınca öldürdüğünü söylüyorlar, inanılmaz! Yapılacak bir işim var, boş olduğun zaman bana yardım edebilir misin?"
Weed'e köylülerden küçük ricalar geliyordu ve aynı zamanda köyün durumu hakkında daha fazla bilgi alma imkanı oluyordu. Örneğin Sürgün Köyünde tek bir dükkan bile yoktu. Köylüler birbirlerinden bir şeyler alıp satıyordu.
'Hmmm, burada pek bir şey alıp satamayacağım.'
Köyü keşfe devam ederken, Weed ağlayan bir çocukla karşılaştı. Sebebini anlamadığı bir şekilde bu çocuğun Kokun'un bahsettiği Moss olduğunu düşündü. Bir sebebi de köydeki çocuk sayısının çok az olmasıydı.
"Ne oldu?"
Weed küçük çocuğa yaklaşıp sordu ama çocuk kafasını salladı.
"Sen bir yabancısın. Yabancıların bilmesine gerek yok."
"..."
Bu oldukça soğuk bir tepkiydi. Ama Weed ısrarcı biriydi. Bir şeyden mahrum kaldığın zaman bu sadece o şeyi daha çok istemene sebep olurdu!
"Bu köyün çevresinde çok fazla canavar yaşıyor. Hatta bazıları şekil bile değiştirebiliyor, bir ihtimal onlardan biri canını acıtmış olabilir mi?"
Canavarlardan bahsettiğini duyan çocuğun tepkisi bir anda değişti ve kafasını kaldırdı. Yüzündeki gözyaşları kuruyup yerini nefretle parlayan gözler almıştı.
"Daha önce hiç şekil değiştiren yaratık avladın mı?"
"Tabii ki. Çok fazla canavar avladım."
"O zaman bize yardım et. O canavarlar... o lanet olasıca canavarlar kız kardeşimi kaçırdı."
Weed bu konuşmanın sonunun bir görevi ortaya çıkaracağına emindi.
"Ne olduğundan bahset."
"Aslında..."
Çocuk heyecanlı bir şekilde her şeyi anlattı.
Köye saldıran canavarlar kız kardeşi Amy'i görmüştü. Başlarındaki şekil değiştiren onu ilk gördüğünde aşık olmuştu.
"Seni beğendim insan! Eğer benimle gelirsen seni istediğin kadar beslerim!"
Şekil değiştirenlerin lideri Amy'i mağarasına davet ediyordu ama o reddetmek konusunda kararlıydı. Abisi Moss'dan ayrılmak istemiyordu.
Böylece şekil değiştiren abisi Moss'a dönüştü. Vücudunu ve yüzünü kopyaladığında mükemmel bir taklit haline gelmişti.
"Şimdi ne yapacaksın? Benimle gelecek misin?"
"Gerçek hali uzun zaman önce unutulmuş bir canavarla yaşamaktansa dilimi ısırıp ölmeyi yeğlerim!"
Amy kendini öldürmekle tehdit etmişti ve karşılığında yaratık alttan alarak geri tehdit etti.
Kızı çok beğenmişti. Ve Issız Diyarlarda genellikle canavarlar istediklerini alırdı.
"Peki insan! Bekleyebilirim. Sana 3 yıl veriyorum, sonra seni yanımda götürmek için geri geleceğim! Ve o zaman da reddedersen bu köydeki herkesi öldürürüm."
Şekil değiştiren tarafından verilen zaman 3 ay sonra doluyordu.
Moss gözyaşları içinde ağlıyordu.
"Lütfen kız kardeşimi götürmelerine izin verme. Sana verecek bir şeyim yok ama lütfen bana yardım et. O şekil değiştirenler kuzeydeki korulukta yaşıyorlar."
Ttring!
----------------------------------------
Şekil değiştiren, köylü güzeline gözünü dikmiş.
Canavarlar insanları mal olarak görürler. Şekil değiştirenlerin lideri Amy'e göz dikmiş. Onu öldür ki kızı kaçıramasın!
Zorluk seviyesi: C
Ödül: Bilinmiyor.
Şartlar: Moss ve Amy hayatta kalmalı.
------------------------------------------
'Demek yakın zamanda şekil değiştirenlerle savaşacağım.'
Normalde Weed basitçe görevi reddederdi. Ödül belirsizdi ve şekil değiştirenler can sıkıcı yaratıklardı. Büyü kullanabiliyor ve sıklıkla beklenmedik şeyler yapıyorlardı.
Ama gencin gözyaşları Weed'e geçmişini hatırlatmıştı.
Ebeveynleri öldüğünde, büyükannesi ve kız kardeşiyle yalnız kalmışlardı. Tüm dünya kendisine sırtını dönmüş gibi hissetmişti. Güvenecek kimsesi yoktu. Birazcık yardıma ihtiyacı olduğunu hissetmişti ama bunu yapacak kimse yoktu.
Bu yüzden Moss'un hissettiklerini anlayabiliyordu. Eğer yardım isteyecek birini bulabilseydi ve reddedilseydi, hayatı tamamen mahvolurdu.
Weed başıyla onaylayıp cevapladı:
"Kesinlikle Amy'i koruyacağım."
*Görevi kabul ettiniz.*
"Teşekkürler, yabancı!"
Moss konuşma başladıktan sonra ilk defa gülümsemişti.
***
Weed köyü terk edip saklanma yerine gitti.
Huzurlu krallıklarından ayrılan Rosenheim'in cesur savaşçıları kendilerini Issız Diyarların ortasında bulmuşlardı.
Ve ilk savaşlarında dev karıncalarla savaşmak zorunda kalmışlardı! Hayatta kalabilmek için kendilerini tamamen savaşa vermeleri gerekti. O savaşı kazanıp hayatta kalmışlardı ve ödül olarak hep biri iki veya üç seviye atlamıştı.
Askerlerin Weed'e inancı artık tamdı.
"Kumandan! Nereye gidiyoruz?"
"Yakınlardaki bir köyün masum halkı şekil değiştirenlerin saldırısına uğramış, Amy adında güzel bir kızı abisinden ayırıp götürmek istiyorlarmış."
"Onlara engel olmalıyız!" Hosram kesin bir sesle söyledi.
Hikaye Kraliyet Şövalyelerinin de hislerine dokunmuştu.
"Zayıfları korumak biz şövalyelerin görevi, seni takip edeceğiz."
"Genç bir kızın şeytani yaratıklar yüzünden acı çekmesine izin veremem."
"Lütfen bizi de götür, o şekil değiştirenleri kesinlikle durduracağız."
Küçük ordu, şekil değiştirenlerin yaşadığı kuzeydeki ağaç korusuna yürüdü. Güneş ışıkları gür dalların arasından geçip koruya giremediğinden koruya karanlık hakimdi. Böyle korularda oldukça tehlikeli canavarlar yaşardı ve bazen çığlık sesleri duyulabilirdi.
"Toprak bozulmuş."
"Orman lanetlenmiş."
Rahiplerin uyarıları Weed'i durdurmadı.
"Çağır, Ölü Şövalye!"
Ölü Şövalye Van Hawk, birliğin önünde belirdi.
"Oh, tanıdık bir yer."
Ölü şövalye yiğitçe önden yürüyordu.
Kısa süre sonra şekil değiştireni buldular. Hedefin doğru olduğuna emindiler, çünkü tıpatıp Moss'a benziyordu. Weed ve askerler şekil değiştirenin üzerine atıldılar.
Savaş süresince şekil değiştiren birkaç forma dönüştü. Askerlere, şövalyelere ve Van Hawk'a karşı kullandığı becerileri değiştire değiştire dayanmaya devam etti. Kullandığı becerilerin çeşitliliği karışıklık çıkarmaya yeterdi ama Weed'le Ölü Şövalye'nin ve Rahiplerin iyileştirme becerilerinin kombinasyonu sayesinde askerler kazanabildi.
Weed ve askerler şevkle görevleri yapmaya devam etti.
Sürgünler Köyü'nün çevresi çeşit çeşit canavarlarla çevriliydi. Devasa Karıncalar, Şekil değiştirenler ve daha fazlası, genellikle canavarları keşfetmek en zor kısım oluyordu. Görevler acayip bitkiler, hayvanlar hatta mağaralardaki alev canavarlarını haklamalarını istiyordu.
"Kumandan, senin altında hizmet edeceğiz!"
"Kumandan, neresi olursa olsun seni takip edeceğiz!"
Weed askerleri baştan çıkarmıştı! Aslında başlangıçta askerlerin gücü pek yardımcı olmamıştı. Çünkü oldukça güçsüzlerdi. Ama güçlü yaratıkları bir bir avlarken çabucak güçleniyorlardı. Kraliyet Şövalyelerinin uzmanlıkları yükselmişti ve rahiplerin yavaşlatma büyüleri pürüzsüz bir şekilde uygulanıyordu.
Ordunun morali inanılmaz biçimde değişti. Başlangıçta Weed'e güvenmeyen askerler zayıf olduklarından faydaları dokunmuyordu. Sonra tecrübeleri çabucak arttı. Canavarları bir bir avlarken tecrübe kazanıyor ve eşya düşürebiliyordunuz. Ama bir avlanma görevi yapıyorsanız görevin tecrübe ödülü büyük gelişme sağlıyordu. Kazandıkları tecrübe Rosenheim'da kazanabileceklerinin yaklaşık üç misli kadardı.
'Sanırım burası çok tehlikeli olduğu için.'
Ama geri döndüklerinde görevlerden kalitesiz şeyler elde ediyorlardı.
Teknolojik açıdan gelişmeyen bölgelerde üretilen eşyalar da kalitesiz oluyordu. Bu yüzden ödül olarak aldığı silahları Şövalyelere veya askerlere veriyordu.
"Teşekkürler Kumandan."
"Ona iyi baktığıma emin olacağım."
Weed ne zaman bir eşya verse içten içe ağlıyordu. Bir NPC'ye verdiğin bir eşyayı samimiyeti düşürmeden geri alabilmek çok zordu.
'Kaçınılmaz ama...'
Issız Diyarlarda avlandıktan sonra 279. seviyeye ulaşmıştı. Askerler bile seviyelerini oldukça yükseltmiş, Kraliyet Şövalyeleri ve Rahipler oldukça güçlü hale gelmişlerdi. Ama Orklar ve Elflerle rakip olarak karşılaştırıldıklarında oldukça zayıf kalıyorlardı.
***
Orklar!
Ork kelimesi akla derhal birkaç görüntü getirirdi. Açgözlü ve güçlü bir ırk. Güçlü takıntılarıyla birlikte can sıkıcı rakiplerdi. Karafatma gibi çok hızlı ürüyorlardı ve iş dövüşmeye geldiğinde oldukça güçlülerdi. Orklar binlerceydi, belkide on binlerce!
"Urgh!"
Mağaraya geri dönen Weed istemsizce inledi. Köyün etrafındaki av iyi gidiyordu ama Orklar, Elfler ve Ruh çağıranların ordularını nasıl yenmeyi düşünüyordu ki?
Emrinde en iyisinden 4 yüzbaşı, 400 asker ve 10 Kraliyet Şövalyesi vardı. Tabii ki 50 rahip de vardı ama onların hasar gücü yoktu sadece diğer birlikleri destekleyebiliyorlardı.
Bir süre sonra Şövalyeler neredeyse Freya'nın Paladinleri kadar güçlenmişlerdi. Yuroki Dağlarına bu kadarcık güçle girmek kesin ölüm demekti. Ruh çağıranlarla karşılaşmadan orkların ellerinde can vereceklerdi.
Düşman her taraftaydı.
Orklar ve Ruh çağıranların düşman olduklarına şüphe yoktu.
Ama Karanlık Elfler Ruh çağıranlarla ittifak halindeydi.
Weed kafa patlatıyordu. Normalde keskin zekasıyla her şeyi çabucak çözüp görevi çabucak bitirmek veya sessiz kalıp daha çok para kazanmak arasında seçim yapardı, ama bu sefer tek bir çözüm bulabilmek için çırpınıyordu.
'Düşmanlar güçlüydü ama birbirlerine yakın oldukları pek söylenemezdi.'
Sonunda ne zaman okuduğunu hatırlamadığı bir kitaptan bir cümle kafasında belirdi.
Düşmanımın düşmanı benim dostumdur!
Cümle kafasında belirince düşüncelerindeki sis dağılmaya başladı. Umutsuzluğun karanlığında beliren bir ışık huzmesi gibiydi.
Weed karmaşık romanlarla pek ilgilenmezdi. Kitap karmaşıklaştıkça okuduktan sonra hissettiği baş ağrısı daha da artıyordu. Bu yüzden sade, açık, keyifli hikayeler okuyordu. Fantezi ve macera kitapları veya çizgi romanlar!
'Kitaplar asla yalan söylemez.'
Aklına gelen bir sonraki fikirle çizgi romanlarda birkaç kez karşılaşmıştı. Ve bu fikri oyma becerisiyle birleştirdiğinde ortaya ilginç bir şeyler çıkabilirdi.
'Denemekten zarar gelmez.'
Weed mağaradan ayrılıp büyük bir taş aramaya koyuldu. Etrafta çok sayıda taş vardı ama Weed'in kafasındaki büyüklük belliydi.
'Bu değil, daha yüksek bir taneye ihtiyacım var.'
Nihayet 3 metre uzunluğunda bir taş buldu.
Zahab'ın bıçağı kayanın etrafında hızlıca hareket etti.
Zamanla taş acayip bir şekil almaya başladı. Bu her zamanki model olan Seoyoon veya bir nesne değildi. Yaşayan ve hareket eden bir yaratıktı. Savaşçı ve açgözlü bir tür...
Ork!
Ama heykel üzerinde çalıştıkça strese girmeye başladı.
'Orklar açgözlüler. Ama demek istediğim, açgözlülüğü anlamıyorum. Ne için açgözlüler? Huzurlu ve güzel bir dünyada, bencil ve açgözlü yaratıkların aşırı takıntılarını ve eylemleri hakkında hiçbir fikrim yok.'
Mükemmel bir heykel için, hedefi anlayabilmek çok önemliydi. Weed bu Ork denen meretleri nasıl anlayabileceğini bilmiyordu.
Orkları anlamanın insanlardan daha kolay olmayacağı kesindi. Heykelin şu anki hali gösterişsizdi. Kabaca bir Ork silüetindeydi. Çeşitli canavarların heykellerini yaparken daha önce hiç orkları denememişti. Bu yüzden geçmiş hatıraları mümkün oldukça canlandırmaya çalışıyordu.
İddiasız sıradan bir heykel. Bir şekilde koyunumsu garip bir ork ortaya çıkmıştı. Sonrasında birden aklına bir süre önce olan bir olay geldi. Kokun'un kalkanı için kendisinden söğüşlenen para 5 altındı. O zaman başka seçeneği yoktu ama hala...
O sırada görevin karşılığında bir ödül almayı bekliyordu. Ama görevi tamamladığında eline geçen şey bir hikaye, birkaç sözcük ve pis bir bıçaktı. 5 altın yatırmış ama karşılığında 1 bakır dahi geri alamamıştı. Keder içinde boğuluyordu.
Para! Para! Para! Para! Para! Para! Para!...
Kaybedilen 5 altına kafayı takmak! Açgözlülük! Takıntı! Arzular! Garez!
"Euaaaaa!"
//Sinir_krizi_efekti.mp3
Weed oyma bıçağını parlak hareketlerle oynattı. Heykel hayatla dolmaya başladı. Gözlerinin altında bencil kırışıklıklar, önüne geleni yalayıp yutacak açık ağız ve arzularla dolu bir domuz burnu.
'Kasları daha büyük yapayım ki daha sert gözüksün, daha hayat dolu yapmak için yara izleri ekle!'
Savaşçı Ork'un mükemmel heykeli.
Görüntüsünde özel ayarlar, dişler daha uzun ve kalın. Kaba ve daha büyük bir burun, bencillikle dolup taşan gözler derken Ork heykeli hayat buldu. Şeytanı dahi ürkütecek bir surattı ki bakarken gözlerini açık tutmak çok zordu. Normal bir Orktan iki kat daha büyük, kaslarla kaplı vücudu vardı.
Ting!
--------------------------------------
İyi parça! Canavar Ork heykelini tamamladın!
Normal duyulara sahip bir sanatçı böyle bir heykeli tamamlamakta başarısız olurdu. Yüksek seviyede el becerisiyle tamamlandı ama bunu gözlerden uzak bir depoya kaldırmak en iyisi olur.
Sanatsal değeri: 1.
Özel etkileri:
Ork heykeline dik dik bakmak gün boyunca can ve mana yenilenmesini %5 artırır.
Hareket hızı %15 arttı.
Zeka 10 azaldı.
Cazibe 200 azaldı.
Güç 20 arttı.
Çeviklik 10 arttı.
Karizma 60 arttı.
Liderlik 50 arttı.
Ağlayan bir çocuğun ağlamasını durdurabilir.
Cesareti zayıf olanlar, Ork heykeline baktıklarında şiddetli karın ağrısına maruz kalırlar.
Etkiler diğer heykellerin etkileriyle birleşmez.
Şimdiye kadar tamamlanan iyi parçaların sayısı: 6.
Oymacılık uzmanlığı arttı.
Şöhret 46 arttı.
Dövüş Ruhu 1 arttı.
Sabır 3 arttı.
Karizma 3 arttı.
Dayanıklılık 3 arttı.
-------------------------
Ork heykeli tamamlandı. Düşük sanatsal değer biraz canını sıkmıştı ama başarısızlık sayılmadığı için kendini şanslı sayması gerektiğini düşündü. Kendi elleriyle yapmış olsa bile böyle bir yaratık onun da içini ürperten, kabus görmesine sebep olabilecek korkunçluktaydı.
Heykele bakarken istemsizce içinden ona vurmak geliyordu! Onu heykel yıkımını kullanarak parçalama arzusu duyuyordu.
'Ama onun için çok uğraştım, çocuğum sayılır...'
Weed'in kalbi sızlıyordu. Ama durum gereği lanet olası heykele mümkün oldukça uyum sağlaması gerekiyordu.
Heykel Yıkımı'nı kullanmak yerine başka bir beceriyi etkinleştirdi. Daron'dan öğrendiği beceriyi ilk kullanışıydı! Gizli sanat!
"Heykel Dönüşümü!"
*Heykel Dönüşümü becerisini kullandınız.*
Beceri oymacının ortaya koyduğu eserle bir bütün olup ona dönüşmesini sağlıyordu.
Weed'in görünüşü yavaş yavaş değişti.
Boyu uzadı ve vücudu büyük kas kütleleriyle kaplandı. Saçı uzayıp tüm vücudunu kapladı ve bir süre sonra tüm vücudu Orka dönüştü. Avuç içi ve hatta ayak tabanlarıyla birlikte tam bir Orktu. Boyu uzadıkça göz seviyesi değişti. Bacakları kalınlaştı ve göbeği belirginleşti.
"Başarılı? Chwiik!"
Şu ana kadar normal bir şekilde konuşabiliyordu. Ama şimdi konuşurken şu fazlalık chwiik sesini çıkarıyordu.
"Bu, chwiik, Garip. Chwichichiik!"
Weed ağzını kapalı tutmaya çalıştı ama dişleri ağzını kapayabilmek için fazla büyüktü.
-----------
Vücut formu değişti, giyilen ekipmanların çoğu kullanılamaz halde.
Dönüşüm iptal edildiğinde ekipmanları tekrar kullanabileceksin.
Tüm vücut demir zırh veya ağır kıyafetler giyebilir.
Dönüşülen türe bağlı olarak yeni ekipmanlar tedarik edilmeli.
Heykel Dönüşümü'ne bağlı olarak Güç ve Çeviklik hafifçe arttı.
Zeka ve Bilgelik en düşük seviyeye düştü.
Sanat statı yarıya indirildi.
Karizma büyük oranda artış gösterdi.
Dönüşüm bozulana kadar geçerli olacak.
-----------
Karakter penceresinden değişiklikleri kontrol etti. Güç, çeviklik ve can artmış, diğer statlar hafifçe azalmıştı. Hasar sanat, zeka ve bilgelik statlarında çok büyüktü. Ek olarak silahı ve pelerini haricinde tüm ekipmanı kullanılamaz durumdaydı.
"Dönüşmüşken, chwiik! kullanamayacak mıyım? Chwiii!"
(DN: Efsane ya chwiii!)
Irk tamamen farklıydı, bu yüzden yapacak bir şey yoktu. Yürümekte zorlandı. Adımlarına yabancı kalan Weed Orklarla dolu Yuroki Dağlarına tırmandı. Paytak bir ördek gibi yürüyordu, ama koca vücudu sayesinde çabucak tepeye tırmanmıştı.
//Kötü haber bölüm çok kısa ve burada gerçekten bitiyor. Bu hafta çevirmenin tatil haftasıydı xD
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..