Lee Hyun kapsülünden çıktığında, eşya ticaret sitesine giriş yaptı.

İlan tahtasında bombardıman yaparcasına gelen mesajlar, oyunda bulunan okçuların sayısını yansıtıyordu. Sınırlı arz nedeniyle fiyatlar çok yüksekti. 

Weed gülümsedi. 

'Bu iyi' 

Yüksek Elf Yayı! 

Eğer açık artırma sitesine koyarsa, o zaman çok yüksek bir fiyata satabilirdi.
400 seviyeli bir silahın değeri yüksekti. Sonra üzerinde yüksek hasar ve uzun menzil gibi çeşitli özellikler vardı. 

Elf yaylarının hatırı sayılır birçok avantajı vardı.

“Bu para, 2 veya 3 aylık ev masrafını karşılar.” 

Lee Hyun heyecanlandı. 

Kral’ın Bilekliği ve Yüksek Elf Yayını açık artırma sitesine koyacaktı, ancak pek emin olamadı.

Eşsiz öğeleri herhangi bir zamanda paraya çevirebilirdi.

Ancak satışa sunulmasının bir bedeli vardı. 

"Sadece diğer insanlar iyi eşyalara sahip olanlar olmamalı." 

İyi eşyaların amacı giyilmek ve kullanıcısını güçlendirmekti! 

Şimdilik kendini tutmaya karar verdi. 

Daha fazla bakmak yerine, Lee Hyun ayağa kalktı ve evi terk etti. 

"Bu kadar iyi hissettiğimden beri uzun zaman geçti." 

Lee Hyun süpermarkete doğru yola çıktı.

* * *

Süpermarket, birçok müşterinin gelip gitmesi için bir büyük mağazanın beşinci katına inşa edilmişti. 
Lee Hyun'un bu yerde olması son derece garipti. 

'İndirim mağazaları düşük fiyatları savunuyor gibi görünür, ancak kalitesi çok kötü.' 

Her zamanki gibi Lee Hyun kesinlikle* süpermarkete girmedi. Genellikle çiftlik ürünlerinin fiyatları pahalıydı. Et ve yumurta gibi ürünler de sokak pazarlarıyla kıyaslanamazdı. Tek istisna ucuz ürünlerdi ve bir alana ikincisi bedava kampanyasıydı. 

*ÇN: Tezatlık yapılmış aslında giriyor süpermarkete, kafanız karışmasın diye yazdım.

Etrafa bak, bir sürü işe yaramaz şey var. Çoğu normalden daha yüksek fiyatlı.

Gözlerine inanamadı. Fiyatlara bakmak, bir süpermarkette alışveriş yapmak genellikle bütçesini aşardı. Elverişli olmasının avantajları olsa bile, bir sokak pazarında alışverişten yaptığı tasarrufla karşılaştırılamazdı. İşte Lee Hyun böyle bir dükkâna gelmişti.

Lee Hyun bir araba tuttu. 

"Hadi bakalım, alışveriş zamanı!" 

İyi şansını kutlamak için böyle bir yerde alışveriş yapıyordu! 

İnsanların genellikle aldığını hayal edemeyeceğin şeyleri alıyordu. 

Marka ürünler yerine çok sayıda ucuz mal seçti. 

"Belki iki kutu daha Chewy Choco Pies. Sanırım üç kutuda olur. Evet üç kutu. Hm, belki de dört tane almalıyım?" 

Lee Hyun bir an için kararsızlıkta kaldı ve sonra kafasını salladı.

"Tabii ki, dört veya beş kutu alabilirim, ama dört kutu yeterli olacaktır ve bahse girerim ki daha fazla ihtiyacım olmaz. Hahaha! Bu tatlılar lezzetli." 

Ancak, fiyatlar bakkal alımları için farklıydı. 

Zeytinyağı normal yemeklik yağın iki katı kadar pahalıydı! 

Bireysel olarak paketlenmiş bir tuz paketi aldı. 

200 won daha pahalı olan tuzun farkını görmek istedi! 

"Biraz lüks."

* * *

Seoyoon'un oyununun her bir kısmı Cha Eunhee* tarafından kaydedilmişti. 

"Biraz kıskandım. Böyle maceralara gidebilsem hoş olurdu." 

Weed'i görünce araştırmaya başladı. 

İnternette ünlü olan insanları, bulmak çok zordu. 

Adını biliyordu, ama geçmişte nasıl biri olduğunu bilmiyordu. 

Bulduğu tek bilgi, Continent of Magic’te inanılmaz şeyler yaptığı ve şu an Royal Road'da bir görevde olduğu idi. 

Cha Eunhee'nin önündeki bilgiler inanılmazdı. Milyonlarca insan arasında küçücük bir insanın dünyaca ünlü olması. 

"Harika bir kullanıcı ... ayrıca çok ünlü." 

Onu kendi gözleriyle görene kadar inanmak istemedi.

O zaman videolarda görevlerini görmüştü. Gerçek Kan Vampirlerini avlamak, piramidin inşası ve herkesin bahsettiği Issız Diyarlardaki büyük savaş! 

O anda Cha Eunhee, Royal Road'un bir hayranı oldu. 

Bundan dolayı daha da heveslendi. 

"Weed gerçekten en popüler maceracı." 

Sıkı çalışmaya olan bir tutku! 

Cha Eunhee, bu araştırmayı çözmek için düşüncelere dalmıştı.

Weed'in maceralarının çoğu doğruydu. Gerçek Kan Vampirleri olsun Issız Diyarlardaki mücadele olsun, zorlu görevlerin üstesinden geldi ve kazandı. Ancak, Versailles kıtasındaki tek önemli olaylar bunlar değildi.

Bir krallıkta bilinmeyen bir ormanı keşfedecek bir kâşif. 

Maceracıların yeni harabeler ve zindanlar keşfetmek için çıktığı yolculuklar. 

Eski soylular olan hırsızlardan kurtulmak için olan bir görev. 

Yeni krallıklara yolculuk yapmak, heyecanlı maceralar ve görevler yapmak, Versailles kıtasından oluşan en önemli unsurlardan biriydi. 

Ancak Weed'in maceraları, başkalarının genellikle yapamadıkları özel bir şeyler içeriyordu. 

Cha Eunhee'nin öğrenmek istediği de buydu. 

"İnce eleyip sık dokusan bile, öngörülemeyen koşullar çabalarına müdahale edecektir. Bu yüzden insanlar kolayca pes eder."

Çoğu görev başarısız olur. Görevin zorluğu arttıkça başarısızlık oranı artar. Weed herkes gibi bir insandı ama insanlar onu sadece izlemekle yetinebiliyordu.
Beklenmeyen davranışları Weed'in benzersiz olan yönüydü. 

Çoğu insanın aksine, görevlerini sadece gücüyle ya da seviyesiyle değil, yenilikçi yöntemleri ile çözüyordu. 

Heyecan ve gerginlik.

Orklara ve Karanlık Elflere komuta ettiği zamanki tutku.

İnsanlar onun mücadele yeteneklerine şaşırmışlardı ama bu onun davranış biçimiydi, insanları büyüleyen ruhuydu.

"Bir nedenden dolayı popülerlik kazanıyor. Continent of Magic’teki üstünlüğünün ardından, şimdi Royal Road’da yeni bir efsane yazıyor. İnsanlar istemsizce sevgiyle bakıyorlar."

Cha Eunhee* itiraf etti. Ejder'e karşı savaşan Weed sahnesini kaç kez izlediğini hatırlamıyordu. Çoğu insan bunu bir düzine veya daha fazla kez izlemişti.

*ÇN: “She” yani kadın için olan zamir kullanılmış. Bazı okuyucular bilmek ister diye yazdım yanlış anlaşılmasın.

Weed hiç olmadığı kadar ünlü olacaktı.

O sırada Cha Eunhee, Seoyoon'un kapsülünde olan bir videoyu izlerken bir sürprize denk geldi.

Sadece tek bir hecede olsa bile, Seoyoon söylemek için ağzını açmıştı. 

Birisi kendisine işkence etmedikçe, Seoyoon Weed'den ayrılmak ve konuşmak zorunda kalmak istemezdi. 

Weed daha sonra sözlerine cevap verdi. 

Seoyoon’un başka bir şey söylemek için vakti yoktu. 

"Sanırım, cevaplayamayacağı bir şey söylediğinden beri uzun zaman geçti." 

Cha Eunhee onun için üzülmüştü. Konuşmadan çok uzun süre yaşamış olan Seoyoon gibi biri için başkalarıyla nasıl konuşacağını unutmak normaldi. Konuşmak garip gelir ve utanç verici bir şey söylemek istemezdi.

* * *

Pale ve Romuna Yuroki Dağları'ndan döndükten sonra Yurin'i sıcak karşıladılar. 

'Demek bu Weed'in kız kardeşi.' 

Hwaryeong, Yurin'in Weed’in en sevdiği aile üyesi olduğunu bilmiyordu. Herkes, Yurin'in partiye katılması konusunda biraz kararsız kaldı. Pale başını kaşıdı. 

"Bu çok tehlikeli ... Yurin bizimle mi birlikte geleceksin?" 

Partinin lideri olarak, Pale Yurin’i incitmemek için dikkatlice sormuştu. 

"Bak ... Yuroki Dağları avlanmak için kolay yerler değildir. Çok fazla canavar var ve bazen öldürülüyoruz. Yeni başlayanlara uygun bir yere gitsek daha iyi olmaz mı?" 

Yurin bir an düşündü ve sonra kafasını salladı. 

"Hayır, sorun değil. Ne kadar zor o kadar iyi.”
"Ama gerçekten tehlikeli olacak ..." 
"Anlıyorum. Sadece canavarları resmetmek için güvenli bir yerden izleyeceğim." 
"Öyleyse sorun yok. Tehlikede olursan bize seslen. Seni koruyacağız." 
"Tamam." 

Yurin boş bir yere oturdu ve bir sürü resim malzemesi çıkardı. 

Birkaç dakika sonra, Pale’nin bir ok ile bir canavarı vurduğu bir resim çizdi. 

Shah syasyasyak! 

Yurin, kalemini tuvalinin üzerinde hızlıca hareket ettirdi. Daha sonra etrafta dolaşan bir Öldürücü Ogre resmi çizdi. 

Ttiring!

*ÇN:Named Monsters “Adlandırılmış canavarlar” bir tür sınıflandırma gibi farklı bir isim düşünen varsa yorumlarda belirtebilir.

Bu ressamların gizli bir yeteneğiydi! 

"Ah, adlandırılmış canavarlar." 

"Surka bana biraz zaman kazandır, güçlü bir büyü hazırlayacağım." 

"Tamam unni." 

Parti, resimden güçlendirme alan canavarlara karşı savaşmak zorunda kaldı. 

Yurin, ogrenin resmini karalamaya başladı. 

Ogrelerin korkunç katil yüzlerine sakallar ekledi. Ayrıca onlara gözlük verdi ve bir performans sergiliyormuş gibi ellerine bir kitap tutturdu.

Yurin, savaşmaya katılmasa bile resimleriyle çok yardımcı oldu. Ona bakınca, sessizce resmi tutması ve giydiği kapüşonlu sweatshirtü insanların ona sarılmak istemesine sebep oluyordu.

Ama yaptığı resimler oldukça kanlıydı. Ormanın efendisi olarak bilinen ogrelerin tavşan gibi etrafa dolanmasını görmek oldukça zordu. Ogrelerin kafaları, 3 göz alıcı altın yılan tarafından şişe geçilirmiş gibi delinmişti.

Yurin çok güzel bir kızdı ama resimleri acımasızcaydı.

İnsanlık dışı bir taciz! 

Pale biraz başını salladı. 

'Gerçekten Weed’in kardeşi' 

Yurin'in damarlarındaki kan Weed’inkiyle ile aynı kandı.

* * *

Versailles Kıtası hakkındaki haberlerde izleyici sayısı her zaman yükseliyordu. 

Oljuwan ve Min Sinhye bir dizi uzmanla birlikte tartışma programının içindeydi. 

"Birkaç gün önce dövüş tabanlı bir mesleği olan oyuncu bir kaleyi ele geçirdi." 
"Savaşçılar ve Şövalyeler kalelerine sahip olan en popüler sınıflar gibi gözüküyor. Birkaç istisna var ama pek fazla değiller." 
"Başkalarına savaşta liderlik etmede iyi olan meslekler iyi görünüyor." 
"Ancak, ilk kez, bir demirci bir kalenin Lordu olmak için yeterli parayla ortaya çıktı." 

Versailles Kıtası için uzmanlar fikirlerini tartışıyorlardı. 

"İmkânsız". 
"Nasıl mümkün olduğuna dair tek bir fikrim bile yok."
"Sadece bir tesadüf müydü? Ya da belki de özel birtakım durumlar mı vardı?“

Kale satın alındıktan sonra birkaç şey değişti. 

Giderek artan sayıda yerli metale ilgiliydi. Yerliler metalden bahsederdi ve onunla ilgili görevler yerine getirirdi. Genellikle belirli bir malzemeyi eritmek veya özel bir ürün yapmak ile ilgili görevler.

Demirci görevleri sayısı sınırlıydı, çoğu zaman görev demirci için tamamlaması çok zordu. Ayrıca şöhret eksikliğinin, demircinin görev almasını daha zor hale getirdiği gerçeği de vardı. Mevcut pek çok görev bulunmadığından, demirci ustalık becerilerini artırmak için günlerce çalışmak zorunda kalırdı.

Demircinin kalesinde görevler çok basitti ve buna rağmen bu görevlerin ödülleri oldukça iyiydi. Görev için uygun zırh ve silahları yaparak şöhretleri oldukça hızlı bir şekilde artıyordu. Silahlar, görevin isteğine göre değişiyordu ve bir ihtimal daha çok yetenek gerektirebiliyordu. Sonuç zayıf olsa bile, demirci hala önemli miktarda tecrübe kazanıyordu. Bu, yükü önemli ölçüde hafifletiyordu. 

“Sanırım, bu şato sayesinde, demirciler ve diğer zanaatkarlar daha iyi muamele görecek.” 
"Zanaatkarlar?" 

Han Gil'ın gözleri parladı. 

Bu sık sık gerçekleşmezdi. 

"Evet. Tahminimce, bu yeni kale sayesinde artan ilgi ile, demircilerin değeri önemli ölçüde artacaktır." 
"O zaman bu demektir ki…”

Tüm gözler uzmana doğru bakıyordu. 

"Kale efendisinin mesleği kıta üzerinde büyük bir etkiye sahip olacak." 

Tüm sonuçlar tek bir noktayı gösteriyordu. Aksi halde insanlar durumu anlayamazlardı. 

Shin Hye Min dikkatlice sordu. 

"Yeni demirci Lord yüzünden ne tür değişiklikler görmeyi bekleyebiliriz?" 
"Kesin bir sonuç çıkarmak için biraz erken." 

Bununla birlikte, gereksiz muhabbetler ile lafı dolandırdı. Sonra dedi ki.

“Bu kalede görmeyi beklememiz gereken ilk gelişme, teknolojinin diğer şehirlerden daha hızlı ilerlemesidir. Demirciler daha fazla sayıda silah ve zırh satacaklardır. Ayrıca, bu ürünlerin kalitesi de sürekli olarak gelişecektir.” 

"Başka bir deyişle, bunun bu kalenin uzmanlığı olacağı anlamına mı geliyor?" 

"Durum bunu gösteriyor. Şimdiye kadar toplanan bilgilerden yola çıkarak, silahların kalitesi normalden daha yüksek ve olumlu etkilerin işaretleri var. Kalede asker yetiştirme, büyücü yetiştirmeden daha kolay olacak." 

Shin Hye Min, uzmanların söylediği şeye başını salladı.

Dövüş tabanlı kale Lordları, güçlü askerlerin sayısını kolayca artırabilir. Sihirbaz Lordları ise büyücü sayısını artırır. Bununla birlikte, demirciler de dövüşle ilgili bir meslek olduklarından benzer bir etkiye sahip olacaklardır.

* * *

Weed, Versailles Kıtasına döndüğünde, güneş çoktan düşmüş ve akşam olmuştu. 

Gökyüzündeki yıldızlar berrak mücevherler gibi parıldıyordu. 

Karanlık bulutlar Weed'in tepesine toplandı. Sert gök gürültüsü çaktı. Bütün kıtanın geri kalanı televizyonları izlemekle meşguldü. 

"Lanet olsun! Bu lanetli meslek beni zorla Lord yaptı." 

Weed’in lanetli mesleği hakkında şikâyeti ve üzüntüsü ortadan kalkmadı. 

Rhodium Sanatçıları 

Gerçekte dilencilerle istila edilmiş bir şehirdi. 

Weed devraldıktan sonra birisinin Morata'yı devirmeye çalışmayacağına dair bir garanti yoktu. 

Yüksek vergilerle sömürme! 

Yerliler koparmak* ve yüksek vergilerle suyunu çıkarmak.

ÇN:”Kim kimi koparıyor” sahnesindeki “Koparma” anlamını taşımaktadır.

Eşyalar ve para kazanmak için canavarlarla savaşacak asker yetiştirmek! 

Weed için acımasız bir diktatör olmak onun hayaliydi. 

"Huzur da neymiş ... bunlardan hiçbirine gerek yoktur. Her şey bir dilenci olmaktan geçer." 

Weed diktatör olmak istedi. 

Fakat tüccarlar Morataya gelmedi çünkü bir metropol olmaktan uzaktı. Ünlü kaleler tarafından çevrilmemiş ve iyi gelişmiş avlanma yerleri yoktu. 

“Fakat bir Lord olmanın bazı faydaları olmalı? Bölge Durum penceresi!” 

Weed, Lord olduğundan bu komutu kullanmasına izin verildi.

Aldığı bilgiler kendi içindeydi. 

“Rosenheim krallığındaki Baran Köyü seviyesinde bile değil!” 

Rosenheim'ın güney kesimindeki kasabalar sürekli olarak canavarlar tarafından saldırıya uğrardı. 

Şimdi düşününce, kasaba vampirler tarafından harabe edilmiş ve gelişimini durdurmuştu. 

Weed hızla pişman oldu. Genelde çok fazla pişmanlık duyuyordu ama bu seferkini kemiklerinde hissetti. 

"200 won daha pahalı olan bir tuza sahibim. Bu benim cezam olmalı." 

Askeri ve ekonomiyi geliştirmek büyük miktarda paraya ihtiyaç duyacaktı. Morata'yı imrenilecek bir şehre ilerletmek için yüzbinlerce, milyonlarca altın harcanacaktı. 

Weed bunu yapacak zamana ya da paraya sahip değildi.

"Karanlık bir Oyuncu için bir rütbe lüksten başka bir şey değildir." 

Şu anda, Versailles Kıtasında çeşitli krallıklardan toplam 76 Lord bulunmaktadır. 
Bir şehri yönetip geliştirerek şöhret ve servet kazanırsınız! Ancak, bu kolay bir iş değildir.

* * *

Morata Eyaleti çevresinde çeşitli dağlar vardı. 

Buzun erimesinin ardından, kaya yüzeyi açığa çıkmıştı. 

Weed, Zahab'ın Oyma Bıçağını tutarken dağa tırmandı. 

"Vücudumu zorlamak zorundayım!" 

Aşırı fiziksel emek! 

Gündüz veya gece olması fark etmez, Weed asla heykel yapmayı unutmazdı. 

Güneş yükseldiğinde, birçok heykel yapmıştı. Etrafta dans eden kılıçlı güçlü sert adamlar vardı. Ay yükseldiğinde, kadınlar da geldi. Ama Weed orada durmadı. 

"Ay Işığı Oymacılığı!" 

Işık yayan eşsiz heykel kabiliyeti. 

Beceriyi kullandıkça oymacılığın zorluğu artıyordu.

Jjeojeosal! 

İnce bir kol yapmak için kayayı şekillendirdi.

Geçmişte kullandığı diğer kayalardan farklı olarak daha yumuşaktı. Heykel hissini korumak için malzemelere dikkat etmesi gerekiyordu. 

Seoyoon. 

Onunla birkaç ay geçirmişti. 

Dans etmek gibi değişik şeyler yapan insanların heykelini yapmak çok zordu. 

Tek ayak üstünde dans eden bir kadın. 

Uzun mızraklar sallayan dört asker. 

Kırılması çok kolaydı. 

Ay Işığı Oymacılığına henüz hâkim olmadığı için kaçınılmazdı. 

"Başarısız olursa yapacak bir şey yok." 

Weed cesurca kaybı kabullendi ve buna değdi. 

Kamp ateşi etrafındaki gömleksiz adamlar. 

Kadınlar şehvetli ve kışkırtıcı danslar yapıyor. 

Dans enerjiyle doluydu!

Morata'daki Gece Festivali Hatıraları oluşturuldu. 

Tamamlanması on günden fazla sürdü.

Weed önceden düşünmüştü ve ona soylu bir isim vermişti. 

"Morata'da Bir Gece." 

Her nasılsa bir Baş Yapıt yapmıştı! Çocukken gördüğü bir filmi hatırladı. Weed ismini hatırlayamadı ama ona benzer bir isim koydu.

"Evet." 

Ttiring!

"Kuehuehuehuehue!" 

Weed’in yüzünde kötü bir gülümseme vardı. 

Gelişmiş el işi seviye 4! 

Yetenek her yükseldiğinde, hasarı %8 artacak ve işçilik ürünleri daha iyi etkilere sahip olacak. 

Heykeltıraşlık sınıfı, tüm işçilik becerilerini ve el işi becerisine erişme imkanının yanı sıra beceriler için 2 kat büyüme etkisi var. 

Gerçek fiziksel çabanın belirtisi olan bir beceri! 

El işi! 

Son zamanlarda gerçeği öğreniyordu. 

El işçiliği, Heykeltraşçılık yeteneğini hızla artırdı. Ayrıca, El işi tarafından etkilenen beceri sayısını da genişletti.

Bitki toplama gibi daha hassas işlemleri ve her türlü üretim becerisini güçlendirdi. Dikiş becerilerini daha ayrıntılı hale getirdi, bu tamir edilen ürünlerin dayanıklılığını geri kazanmasına da yardımcı olacak. 

Büyücüler bile bir miktar El işine ihtiyaç duyuyordu. Tek bir beceriye odaklanarak ve aynı şeyi tekrar tekrar yaparak, El İşçiliğini arttırmayı umut edemezlerdi. 

Bu nedenle, el becerisi yeteneğini artırmak için çok çeşitli beceri ve eğitime ihtiyaç duyuluyordu. 

Başka bir deyişle, sonsuz emek! 

Tüm becerilerde fiziksel emeğin etkileri. 

El işinde bir seviye atladığında, Weed gülümsemesine engel olamadı. 

"El işçiliği bir seviye arttı. Hehe, çok çalışmalıyım ve başka bir ışık heykeli yapmalıyım."

Weed etrafta başka kimsenin olmadığını kontrol ettikten sonra Ay Işığı Heykeltıraşçığını kullanarak oyma bıçağıyla kaba bir şekilde dans ettirmeye başladı. 

"Kötü bir el ile piyango bileti kazanmak gibi. Bu, eğlenceli olacak”

Basit ve kolay! Bazen çılgın bir adam gibi duygularını dile getirirdi. Aynı şeyi sürekli tekrarlamaktan sıkılmadığı tek hareketiydi. 

"204 saat süren sıkı çalışmasına rağmen bir kusur ortaya çıktı." 

Weed acı bir şekilde işine baktı. 

Uyumamıştı ve düzgün yemek yememişti ve sonuç olarak işini etkilemişti. 

"Bu ay 6000 saat çalıştıysam, önümüzdeki ay için hedefim 6001 saat olmalı. Bu, sıkı çalışmaya gerçekten bağlı olmak anlamına geliyor."

Çok para veriliyor olsaydı, 100 yıl boyunca bebek gözleri bile dikerdi! 

Bununla birlikte bitmiş çalışma, verilen çaba nedeniyle başarılı olmak zorundaydı. 

Weed heykellerine büyük emek veriyordu, ancak birkaç tanesi hala başarısızlıkla sonuçlanabiliyordu. 

"Hala zamanım var." 

Weed mola vermeksizin kayalara doğru gitmeye başladı. 

Todeum'a gitmesi gerekiyordu ama biraz daha zaman ayırabilirdi. 

Versailles kıtasının sonraki altmış gününde, Weed dağlardaki kayalardan heykel yaptı. Birkaç düzine klasik parça, dört büyük parça ve bir başyapıt yapmayı başardı. 

Bununla birlikte, Gelişmiş Heykeltıraşçılığı ulaşmayı başardı.

* * *

Morata kasabasına çok sayıda maceracı ulaştı. 

İnsanlar şiddetli hava koşulları nedeniyle uzak dururlardı, ama şimdi hava iyiydi. 

Hava tazeleyici olduğundan, canavarların ve maceracıların ortaya çıkmaya başlaması sürpriz değildi. 

"Bu bir köy!" 
"Haritaya göre bu Morata." 
"Hadi burayı kontrol edelim." 

Köylüler şaşkınlıkla kasabaya baktı. 

Kuzey kasabalarının çoğu harap olmuştu. Canavar saldırılarından dolayı güvenlik alt üst olmuştu. Çoğu kasabada canavarlar içerilere kadar girmişti. 

Köyden daha çok avlanma yerini anımsatıyordu. 

Canavarlar özgürce dolaşıyor, yemek yiyor ve insanları öldürüyordu!

“Bir şey olursa, ben gruba liderlik edeceğim. İyileştirme işini size bırakıyorum.” 

"Tamamdır. İyileştirme işi bende." 

Beş kişilik parti ihtiyatlı bir şekilde köye yaklaştı. 

Bu parti, Versailles Kıtası'nda oldukça ünlüydü. 

Partinin arkasında toplam 300 kişi vardı. 

İnsanlar kuzey kıtasını araştırıyordu. Bir kasabaya girdiklerinde güvende olacaklarını düşünüyorlardı ancak sabahın erken saatleriydi ve bu canavar aktivitesinin zirveye çıktığı zamandı! 

Parti bir köye girdiğinde dikkatlerini artırdı. 

"Hoş geldiniz!" 
"Köyümüze hoş geldiniz." 

Morata vatandaşları onları bir uyum içinde selamladı. 

"Morata'da sağlam ve dayanıklı giysiler satıyoruz."
"Ayrıca kadınlar için yüksek savunmalı zırhlar ve kıyafetler satıyoruz." 

Maceracılar, Morata'nın spesiyal mağazalarına göz attılar. Ağaçlara ve yere baktılar. İçlerinden biri endişeyle sordu. 

"Oradaki nedir?" 

Bu genellikle bir köyde görülmeyen bir şeydi. 

Nedenini çok geçmeden anladılar. 

Maceracılar, bir sürü güzel heykel tutan sevimli erkek ve kızların bulunduğu bir grup gördü! 

"Yüksek kaliteli; çiçek, tavşan, geyik heykelleri satıyorlar! Ayrıca, kurtlar gibi Morataki canavarların heykelleri de var." 

Yerliler bir şekilde para kazanmaya çalışıyorlardı. Weed'in başlangıçta kazandığı gibi para kazanmaya çalışıyorlardı. 

Sonra Weed’in satış yaptığı yeri gördüler.

"Satılık ekipmanlar, Niflheim imparatorluğundan geleneksel antikalar, demir zırh ve kıyafetler! Antika desenlerin zarafetine şüphe yok!" 

Weed yanına kılıç ve zırhları dizdi. 

"Kılıçlar! Antik Niflheim İmparatorluğunun usta demircilerinin dövdüğü demir eşyaları! Bu şansı kaçırmayın. Yarına kalmaz bunlar!" 

Niflheim İmparatorluğu'nun hazineleri. Uzun yılların ardından silahlar ve zırhlar eskimiş ve şimdi antika olarak satılıyordu. 

"Erkekler, bu kıyafet ve kılıçlarla sevdiğiniz kadınlara gösteriş yapın. Kadınlara gelince, bu elbise Morata'nın efendisi üçüncü prenses tarafından bir balo da giyildi. Hayal edin ..." 

Weed’in sattığı eşyaları hikayelerin üzerine oturtmuştu. 

"Bu adamda kim?”
"Bir tüccar?" 
"Hadi kontrol edelim." 

Maceracılar kendilerini Morata köyüyle ilgilenirken buldu. 

Depolanmış paslı kılıçların ve zırhların beklenmedik şekilde iyi özelliklerine şaşırdılar. 

"Bu da nedir." 
"Paslı Uzun Kılıçtaki hasar çok güzel. Eskiden ne kadar muhteşem olduğunu merak ediyorum." 
"Kılıca bak!" 
"Elbiseyi beğendim." 

Öğelerin beklenmedik derecede iyi özelliklerini duyduktan sonra insanlar akın etti. 

"Ajussi, bu elbise ne kadar?" 

Weed yanıtladığı gibi parlak bir şekilde gülümsedi. 

Bu çürük sahte gülümseme! 

"3600 altın." 
"Aegyae!* 3200 altına merkez kıtada kıyafet alırım...”

*ÇN: Ağzıyla çıkarabilen var mı?

Bazı insanlar fiyatları öğrendikten sonra satın alma konusunda isteksizleşmeye başladı. 

Performans iyiydi ama çok pahalıydı! 

Ekipmanlar eskiydi, bu yüzden dayanıklılıkları %20 daha düşüktü. 

Weed kıyafetleri aldı. 

"Görünüşe göre daha tamir etmemişim. Onarım, cila, ütü!" 

Eski kıyafetleri tamir ediyordu! 

Dikiş ve demircilik becerilerini kullanarak onları orijinal hallerine geri getirebilirdi. Elbette tam onarım yapmak imkansızdı. Ayrıca cila zamanla ortadan kalkacaktı. Onları onarmak, dayanıklılıklarını yaygın öğelerin seviyesine getirmişti ama daha fazlası vardı. Uzun zamandır tamir edilmemişlerdi bu yüzden; yapılan tamir, eşyaların dayanıklılığını muhteşem biçimde artırmış ayrıca görünüşlerini değiştirmişti.

"Lütfen fiyatı biraz daha düşürün." 
"Giysilerin perişan halde olduğunu sende biliyorsun." 

Müşteriler, bir fiyat savaşında onu dövmeye çalışırken söylenip durdular. 

Weed ayrıca oymacılık becerilerini kullandı. 

Zahab'ın tüm hayatı boyunca sevdiği güzel kadının heykeli vardı. 

Kıtayı birleştiren İmparator Geihar Arpen. 

Öğelerle birlikte yiyecek de satıyordu. 

"Eski stiller bu günlerde moda. İyi bir ruh halindeyim, bu yüzden istediğin her şeyi değiştireceğim. Ne isterseniz onu oyacağım." 

Bu, ekipmanların değerini artırdı. Ekipman performansı tek önemli şey değildi. Performansın yanında, insanlar güzel görünmekte isterdi.

"Gel! Gel! Ucuz! Ucuz! Morata'ya gelişinizi yeni bir ekipman seti alarak kutlayın! Kuzey Morata'da bunun dışında başka herhangi bir yerde ekipman bulmak çok zor. Böyle bir fırsat kaçmaz!" 

Weed'in elleri ve ağzı durmadan oynuyordu. 

"Ne düşünüyorsun?" 
"Kalitesi o kadar da kötü değil. Mağazalarda böyle şeyler bulmak zor." 
"Rahat ve hafif görünüyor." 

Weed, kaç kişinin satın alacağını merak ederken sessizce oturuyordu. 

"Müşteriler satın almayı sonraya bırakmamalılar. Stoklar sınırlı, bu yüzden acele etmezseniz, hepsi tükenebilir!" 

Sınırlı sayıda ürün olduğunda fiyat yükseliyordu.
Weed ekipmanları, Niflheim İmparatorluğunun yiyeceklerini satması kadar iyi  şekilde sattı.

* * *

Morata Köyündeki Maceracılar! 

Hepsi benzer şekilde tasarlanmış silah ve zırhlar giyiyorlardı. 

Kirli, eski , renkli kıyafet ve zırhlar! 

İçlerinde çatlaklar bulunan kılıçların bir ağacı kesip kesemeyeceği tartışılırdı. 

Yine de maceracılar durumdan memnundu. 

"Bence bu güzelim ekipman için makul bir fiyat." 
"Evet. Dayanıklılık biraz düşük olsa da yine de iyi." 
"Bu sadece biraz daha sık tamir etmemiz gerektiği anlamına geliyor." 

Weed, geçici daha fazla savunma ve dayanıklılık için ekipmanları tamir ettikten sonra sattı. 

Tabii ki, buna rağmen mağazalarda satılan kaplama zırhlardan daha ucuzdu. 

Maceracıların fazla parası kalmamıştı.

"Benim hiç param kalmadı." 
"O zaman avlanmaya gidelim." 
"Bakalım bazı görevler alabilir miyiz?" 

Maceracılar yerlilerle konuşmak için ayrıldılar. 

Şehrin dışının tehlikeli olup olmadığını bilmiyorlardı. Bu nedenle çevredeki avlanma yerleri hakkında bilgi aramaya başladılar. 

Yerlilerle aranızdaki arkadaşlığı artırırsanız, zindanlarla ilgili daha iyi görevler ve ipuçları alırdınız. Neyse ki köylüler maceracılara karşı oldukça nazikti. 

"Köyün arkasında Lord'un siyah kalesi var. Canavarlar her yıl orada toplanırlar." 
"Biliyor muydunuz? Köyün doğusunda erimiş buz ve kardan oluşmuş bir nehir var.
"Avlanma yerleri? Kuzey, Doğu, Güney, Batı; antik Niflheim İmparatorluğu’da nereye gittiğiniz önemli değil, canavarlarla doludur! Canavarların peşine düşüp derisini yüzüp bana getirebilir misiniz?" 
"Dağların kuzeydoğusundaki ünlü bir haydut grubu var. Son zamanlarda daha aktif olmaya başladılar. Oradan vagonlar geliyor. Ancak, saldıran başka canavarlar da olacak. Onlara yardım et ve haydut üssünü temizle.”

Morata'da kumaş ve deri uzmanlığıyla ilgili görevler de mevcuttu. Para için kolayca malzeme alışverişi yapacaklardı. 

Bazı yerliler şöyle dedi. 

"Köyün doğusundaki dağlara gittin mi? Bizi gurur ve güvenle dolduran birçok harika heykel var. "
"Heykel mi?" 
"Bana yardım edebilir misin? Kocam onları gece yarısında görmeye gitti. Oranın tehlikeli olduğunu duydum." 

Maceracılar merak ettiler. 

"Hangi yerlilerle henüz konuşmadık?" 
"Gidip kontrol etmeli miyiz?" 

Maceracılar, duydukları kayalık dağlara doğru gittiler. 

Dağda yüzbinlerce kaya yığılıydı. 

Şaşırtıcı bir şekilde kayaların birçoğu oyulmuştu. 

Kaya heykelleri. Sıradan bir dağdan farkı yoktu, ama onlardan çok fazla vardı. 

Bir festivalde eğlendiren köylülerin heykeli! 

Heykellerin çoğu, Versailles Kıtasındaki Freya Kilisesi'nin paladinlerini sembolize ediyordu.

Heykeller dağın her seviyesi boyunca inşa edilmişti. 

Heykeller dağın zirvesine doğru rehberlik etti.

Çeşitli heykellerin çeşitli etkileri! 

Dağın tepesindeki heykeller avlanma için oldukça faydalı olacaktı. 

Maceracılar sürprizlere boğuldu. 

"Neden bu kadar çok heykel var burada?" 
"Bütün bu heykelleri kim yaptı?" 

Soru işaretleri ortaya çıktı. 

Binalar ve diğer yapıtlar zamanla eskir yıpranırdı. 

Bir başka deyişle, bunların antik Niflheim İmparatorluğu'nun kalıntıları olması mümkün değildi. 

Bu heykeller hala taze! 

Bunları yapan heykeltıraş, onları yakın zamanda yapmış olmalı. 

"Weed! Weed!" 
"Heykeltraş Weed?" 
“Bu doğru. Weed’den başka kim böyle zor bir işi yapar?”

Weed dedikodularda adı geçen en ünlü heykeltıraştı. Rosenheim Krallığı'nda piramidin yaratılmasında da çok çalıştığı biliniyordu. 

Maceracılar arasında, birçoğu Weed'i duymuştu. 

"Belki de bize eşyaları satan adamdı." 
"Rosenheim'de heykeller yaptıktan sonra, şimdi de burada." 
"Altı ay boyunca ortadan kaybolduğundan beri, burada heykel yaptığını mı düşünüyorsun?" 
"Sanırım o keşfin bir parçasıydı." 
"Anlıyorum. Kılıcını ve zırhını gördün mü?" 
"Tam olarak aynılar." 

Bu, Weed'in keşif sırasında demircilik ve terzilik becerilerine sahip olduğu söylentileriyle alakalıydı. 

"Demircilik ve terzilik ..." 
"İkisi de yapması çok zor meslekler”
"O sanki sıkı çalışmanın gerçek tanrısı gibi." 

Pek çok insanın böyle büyük bir azmi yoktu. 

Yine de birkaç şüpheleri vardı. 

"Ama Morata Köyü, Jeoshin Weed'in Gerçek Kan Vampirlerine karşı savaştığı yerdir. Bunun, onun görevi olduğundan eminim." 
"Evet." 
"Öyleyse neden Heykeltıraş Weed burada? Sadece tesadüf mü?" 
"Ne demeye çalışıyorsun?" 
"Belki de sadece aynı isme sahipler ya da ..." 

İnsanların geri kalanı, bunu düşünenlere güldü. 

"Jeoshin Weed ve Heykeltıraş Weed'in aynı olduğunu düşünmek saçmalıktır. Onu bulup kendi gözlerinizle görmek ister misiniz?" 
"Bir düşünün. Weed adında birçok insan var." 
"Bir heykeltıraş, demircilik ve terzilik öğrenemez öyle değil mi?”
"Eh, diğer üretim becerilerini öğrenmek için çok meşgul olurlardı ..." 
"Ayrıca eskiyi hatırlarsak. Ölümsüz Ordusu ile Necromancer* görevi sırasında, Weed'in giydiği zırh kısaca gösterilmişti." 

*ÇN:Türkçesi “Ölü Çağıran” ama “Necromancer” olarak bırakacağım itirazı olan varsa belirtebilir.

İnsanlar, demircilik yetenek seviyesi arttıkça giyilen eşya üzerindeki kısıtlamaları kalktığını bilmiyorlardı. Bunun nedeni sadece birkaç orta seviye demircinin var olmasıydı. 

Konuyla ilgili şiddetli bir tartışma çıktı. 

“Gerçek Kan Vampirlerinin yenilgisinde, Weed, o zamanlar Paladin mesleğindeydi. Fakat Jeoshin Weed özel bir Necromancer görevi aldı ve Orc Karichi oldu. Bu yüzden aynı olamazlar.” 
"Jeoshin Weed'in bu köyde kaldığına dair bir kanıt yok tüm gün oturup el işi yapacak hali yok ya.”
"Hm, bu konuda haklısın." 
"Evet, haklısın. Aynı kişi olmalarının imkânı yok." 

Herkesin kendince şüpheleri vardı ve farklı şeyler söylüyorlardı. 

Tek bir wonun değerini bile asla unutma! 

Weed'in CTS yayınıyla yaptığı telefon görüşmesi nedeniyle, pek çok kişi onun kimliğinden emin değildi. 

"Jeoshin Weed!" 
"Kıtayı sıcaktan kurtarmada büyük katkıda bulundu." 
"Keşiflerde büyük sıkıntılar çektik ama Weed sayesinde başardık." 
"Kıtanın kurtarıcısı ... olması mümkün değil. Asla!" 
"Bahse girerim o"
"Bir keşiş gibi, her zaman insanların asla onu bulamayacağı yerlerde." 
"Evet. Bu doğru." 

Genel konuşma bundan ibaretti. 

Destekçileri asla Weed'in oyuna para yatıran biri olduğunu hayal etmeye cesaret edemezlerdi. 

Lavaboya gideceğini söyleyen ünlü güzel bir kadın kadar inandırıcı! 

Yine de maceracılar henüz en önemli heykeli görmemişlerdi.

İnsanlar heykeli gördüklerinde avlanmak için ayrılmadılar. Oturdular ve güneşin batmasını beklediler. 

"Bu ışık cümbüşü de nedir?" 
"Işık heykelleri? Böyle şeyler var mı?" 
"Her iki durumda da canavarlar gece %50 daha güçlüdür, ayrılmanın bir anlamı yok." 

Rahatlamak ve sohbet etmek için oturdular. 

Sonra gece düştü. 

Zifiri karanlık bir gece. 

Gökyüzünde bulutlar vardı, bu yüzden ayı göremediler. Yine de kule sıcaklık ve ışık yayıyordu. 

Parlak bir mücevher, bir deniz feneri gibiydi. 

"Güzel." 
"Rüyadayız gibi ..." 
"Bunun kadar iyi olacağını tahmin etmemiştim." 

Çoğu insan heykel fikrini beğenmedi.

"Popülaritesi oldukça yüksek, bu yüzden iyi olduğunu düşünüyorum." 
"Sanırım oldukça ünlü bir heykel. İyi olup olmadığını söylemek zor." 

Sanat anlayışı olmayanlar için, ilhamı hissetmek zordu. 

Dünyaca ünlü heykel olsa bile, bazı insanlar neden özel olduğunu veya heykelin ne anlama geldiğini kavrayamazlardı. 

Ancak Işık Kulesi'ni takdir edecek insanlar da vardı. 

'Böyle derin bir sanat çalışması' 
'Ah, inanılmaz bir sanat eseri. Ama böyle bir şeyi yapmayı nasıl öğrenmiş ... ' 
'Heykele bak. Yakındaki diğer heykelleri gördüm ama bu bir ilk… bir ara heykel sergisine gitsem fena olmaz.’

 'Fakat yolda gördüğümüz diğer heykellerden farkı ne’

Işık Kulesi. 

Bu ciddi ve kasvetli; serin ve soluk ay ışığında, net ve şeffaf ışığın 7 parlak tonu parıldıyordu. 

Aniden Morata üzerindeki bulutlar dağıldı. Ay ışığı kulenin yüzeyine düştü ve dağıldı. Kulenin etrafındaki alan ay ışığıyla yıkandı. 

"Ah!" 

Şaşkınlık sesleri izleyicinin ağzından çıkıyordu. Kule, ışığı merkezinde yoğunlaştırdı ve küçük kulelere bir ışık karışımı şeklinde dağıttı. 

Yoğunlaşmış Işık! 

Küçük kulelerden merkez kuleye yansıyan ışık. 

Işığın yansıması! 

Küçük kuleler ışığı çeşitli açılardan dağıttı. 

Değişti ve saptı. 

Gökyüzünde birçok ışık ışını görülüyordu.

Kule ışık ürettikçe giderek yayıldı. 

Ve bütün dağı kapladı! 

Bu nedenle ışık heykellerinin parlaklığına maruz kalmışlardı. 

Işık dans ediyordu. 

Bulutlar ya da ay her hareket ettiğinde, ışık dans ediyordu. 

Kelimelerle ifade edilemeyen bir ışık dansı. 

Harika bir manzaraydı. 

Genellikle heykeltıraşlık heykelleri şekilleriyle ortaya koyardı. Ancak ışık heykellerinde, sergilenen heykel değil, ışığın kendisi olduğu için farklıydı. 

Görülebilen ama hissedilemeyen bir sanat eseri! 

İnsanlar o noktadan ayrılmayı düşünmedi.

* * *

Büyük bir heykeltraş Işık Kulesi'ni yapmıştı! 

"Morata'nın birçok harika heykeli var." 
"Işık Kulesi güzel bir ışık göstergesine sahip! Onu gören herkes büyülenmesine engel olamaz." 
"Işık muhteşemdi." 
"Bugüne kadar gördüğüm en güzel sahneydi." 
"Zor bir zindana gidecekseniz, kuleyi görmeye gelmediğiniz için pişman olursunuz." 

Bu haberin Versailles Kıtasında yayılması uzun sürmedi. 

Weed adı daha iyi bilinen biri olmuştu. Geçmişte insanlar için çalışmıştı ve heykel yapımında bir üne sahipti. 

Etkilenen insanlar arkadaşlarına anlattı ve onlarda arkadaşlarına.

Kullanıcılar üretim sınıflarını takdir etmeye başladı. 

"Weed gerçek bir heykeltıraştır." 
"Heykelleri her yerde ortaya çıkıyor. İnsanın sürekli ilham alması onun arzusu olmalı." 
"Güzel bir kadın heykeli ile ilhamı bulmuş diye duydum." 
"Böylesine şaşırtıcı bir sanat eseri yarattı.” 

Ozanlarda nihayetinde Weed’den övgülerinden bahsediyorlardı.

* * *

Diğer insanlar Işık Kulesi'ni görünce heyecandan titriyordu. 
Ama Weed'i bilen insanlar için inanmak zordu. 

"Oppa'nın böyle hassas bir algısı var ..." 

Yurin şüpheliydi bu nedenle Hwaryeong'a sordu. 

“Ellerini kullanmada gerçekten bu kadar iyi mi?” 
"Evet. Ben, onun kabuğunu çıkardığı elmaları yemeyi çok severim." 
"Bunu nasıl yaptığını merak ediyorum." 

Pale ızdırap içine düştü. 

‘Belki de tüm bu zaman boyunca Weed hakkında yanıldık’ 

Weed’i görmek istediler. Sanatçılar genellikle estetik duyguları için yanlış anlaşılmaktaydı. 

‘Weed! Yaptığın heykeli gerçekten çok seviyorum. Haklısın. Heykel için coşku ve sevgi olmadan böyle güzel bir parça ortaya çıkarmanın hiçbir yolu yok.’

Irene, Weed’den göz yaşları içinde özür diledi

“Weed, mesleğini sevmediği hakkında konuşmaya devam etse de ... Gelecekte şikayetlerin artmaya devam edeceğini düşünüyorum.” 

Zephyr sırıttı. 

'Weed, gurur duyması gerçekten zor olan biri. Böyle bir şey yapmak bir çeşit başarı olabilir mi? ' 

Hwaryeong da Weed'in zihniyeti hakkında yanılmıştı. 

“Yenilikçi bir sanat eserinin yaratılması, özenli bir çaba ve tutku gerektirir. Zengin duygu ve sevgiyle birlikte. Weed gerçekten kalpleri ıslatabilecek biri.’

* * *

Weed kuleyi yaparken ne yapacağını bilmiyordu ve normal bir kule yapacaktı. 

Ay ışığı heykeltıraşçılığı! 

Üst düzey bir zorluk derecesine sahipti. 

Heykelin kendisi ışık yayıyordu, bu yüzden bir fikir hakkında düşünmek zordu. 

"Lanet olsun. Heykelin lanetleri sona ermiyor." 

Weed emniyet kemerinden rahatsız oldu.

Ay ışığı heykeltıraşçılığını küçük heykeller yapmak için bir dereceye kadar şeklin dış sınırlarını çizerek kullanabiliyordu. Fakat böyle büyük bir nesne için, bir veya iki şeyi aynı anda düşünmek zorundaydı. 

"Bu lanet olası heykel!" 

Weed zirveye tırmanma konusundaki hayal kırıklığını kayayı keserek giderdi. 

Heykel ile birlikte yerden yüksekte sarkıyordu.

Ay ışığı heykeltıraşçılığı ile karı ezerken, yüzünden göz yaşları döküldü. 

Güneş ışığında, ışık heykelinin etkileri büyük ölçüde azaldı. Sonra gece geldi. 

Morata köyünde dolunay vardı. 

Ay, heykellerde çarpık bir şekilde parladı. Kayaların ayna benzeri yüzeyleri ay ışığını yansıtıyordu. 

"Işık, heykellerden ve kardan yansıyor!" 

Weed dağa yapıştığı için tahriş ediciydi. Ay ışığını doğru şekilde konumlandırmaya çalışırken saatler geçirdi. Yavaş yavaş Weed, heykeli daha fazla açıda kesti.

Merhaba, ben yeni çevirmeniniz Emre ilk defa böyle bir işe giriştim tekim, acemiyim, yavaşım şimdilik benle yetinmek zorundasınız. Anlam kayması ve hatalar var ise özür dilerim. Haftada 1 bölüm atabilirim ancak, komite zamanlarımda bu süre biraz kayabilir.