Merhaba arkadaşlar. Uzun bir aradan sonra bu seriyi sizlerle buluşturuyoruz. Bir aksilik olmassa düzenli bir şekilde seriye beraber devam edeceğiz. Weed reis yoluna devam ediyor. Umarım güzel olur. Keyifli okumalar..
Her geçen gün insanlar Morata’ya gelmeye devam ediyordu. Ziyaretçiler macera arayışı ve yeni görev için kuzeye akın ettiler.
“Büyücü, level 310. Atmosferik büyü skili. Ekip aranıyor!”
“Bu tarafa gel Büyücü-nim”
“Buradayım!”
“Tanımlayıcı, level 296. İlgi alanım tuzaklardır ama ayrıca sizin için nesneleri de tanımlarım.”
“Tanımlayıcı-nim, itemlerle ilgilenmene izin veriyorum, ekibimize katıl!”
“Eksik olan ofansif Tanımlayıcı-nim de geldiğine göre hangi görevi almak istersiniz?”
ÇN: Arkadaşlar bazı kelimeleri oyun jargonundan koparmamak için direk çeviriyorum; level, skil, item..vs ayrıca uzun bi ara olduğu için hatırlatmalar ekleyeceğim..
Şehir merkezi ekip arayan insanlarla kaynıyordu. Kuzeyin her bir köşesinde yeni görev ve hikayeler başlıyordu. Her bir maceracı elinden gelenin en iyisini yapıp en ileriye gitmek istiyordu.
Bazı zindanlarda canavar avladıklarında iyi bir item kazanma şansı çok düşüktü. Ama burada bazı görevler onları keşfedilmemiş zindanlara yönlendirebilirdi. Ve bu zindanlarda iki kat EXP* kazandırır ve ayrıca iyi item kazanma oranı artar.
* Deneyim
Maceracıların çoğu risklerle yüzleşebilecek sadık görevdaşlar bulmak için Morata da toplandı. Ve böylece Morata en müreffeh şehir oldu.
“Polearm!* hiçbir silah dövüşte Polearm ile boy ölçüşemez! Savunma ve saldırıda çok başarılı bir silah! Bu senin son şansın olabilir! Statını kontrol et!”
“Kadellina hançeri. Bu isimdeki tek silah. Satın almadan önce değerini öğrenebilirsiniz.. “
*polearm; ucunda kılıç şeklinde bıçağı olan mızrak türü bir silah. Çin filmlerinde filan çok görülür.
Avdan kazandıkları malzemeleri satacakları muhtemel alıcılar bulmak için oyuncular şehir merkezinde turluyordu. Kıymetli itemler oyunculara direkt satılırdı çünkü bu şekilde oyun içi dükkanlara kıyasla daha iyi bir değere giderlerdi.
“Kara demir!. Tamamen kara çelikten yapılma eşyalar. Bunlar demirci Geam tarafından yapıldı. Orta düzey levelde yapıldılar ve görenleri mest ederler. Ancak iade ve garanti yoktur.”
// Bu mu esnaflık bee
“Şaheser Kalkan üretimi. Alıcıya özel Pabera yapımı kalkan ile kuşanın, ki Pabera orta düzey demirciliğe ulaşmış usta esnaf olarak bilinir kendisi.”
“Büyü sağlayan itemler. 1 günlük, 3 günlük ya da 1 haftalık avlardan toplanan itemler.”
Demircisinden terzisine, büyücüsünden hayvan terbiyecisine herkes toplanmıştı. Kuzey, sürüsüne bereket düzensiz canavar ve tuzaklarla doludur. Her köşesinde hayat mücadelesi vardır, o yüzden özel ve donanımlı ekipmanlara ihtiyaç duyulur. Malzeme ve ticaret pazarı hızla gelişti, bu yüzden de çeşitli mavi yaka işleri ortaya çıktı. Ve şimdi , Morata, malzeme almak ve takas yapmak için en uygun, sayısız maceracının olduğu bir yer olarak nam saldı.
“Toprak bereketli ve uçsuz bucaksız, şimdi sadece buğday tohumu lazım.”
“Madende bir yerlerde olması lazım”
Çiftçiler, madenciler ve ot toplayıcıları da fırsat için Morata'ya gelmişti. Terkedilmiş arazi temizlendi. Bu sayede madenler de orada çıktı. Onları bulanlar için sadece, araziyi sahiplenmek için belli miktar vergi ödemeleri gerekirdi, bu yüzden çabucak zengin olabilmek için madenciler gelip altın madeni ararlardı.
Morata kuzeyin merkez şehriydi. Açıkçası, bu şekilde söylemek gayet de gaz vericiydi. Bir sürü insan bir nüfusun standart değerinden vazgeçerdi çünkü düşüktü, ayrıca bina ve yapılardan mahrumdu. Yine de şehir her geçen gün büyüyordu ve daha çok insan gelip uğruyordu. Morata'nın diğer kısmı maceracıların bıraktıkları haricinde üreticiler ile doluydu ki her zaman bir işle meşgul olurlardı.
Ve gün batımından sonraki gece hayatı! O yoğun sokaklar anında terkedilir, in cin top oynardı. Ana sebep kayalık dağ bölgesininin yakınındaki Işık Kulesinndeki insan kargaşasıydı.
“Nasıl olur da bu harika oyma eser insanın duyarlılığını sinsice ele geçirir?”
“Yontmacısını daha iyi tanıma merağı yaratıyor bende”
Diğer yandan, savaşçı ve büyücüler açısından, ışığı gördükleri anda savaş alanına giderlerdi.
“Haydi gidelim!”
“Avlanmaya”
Canavarları kesmek için eserden çıkan galeyana gelme duygusunu olabildiğince kullanmak isterlerdi.
Nasıl ki Eyfel kulesi ve Özgürlük Heykeli bulundukları şehirleri sembolize ediyorsa, Morata da Işık Kulesi sayesinde tanınıyordu. Birçok şehir ve kasaba bu kuleden haberdar olduğu artık her yere yayılmıştı. Harcanılan emek ve sağlığa olan etkisi nedeniyle şehrin ismi daha da yayıldı. Bir çok kuzey şehri Morata'nın başarılarını biliyordu ama Işık Kulesi bilinmesini daha da değerli kılıyordu. İnsanların kuzeye dair aklında kalan, hatırladığı şey de buydu.
DN: "Hatırlamayanlar için ışık kulesini Weed yapmıştı. Gece oyuncuların statlarına çok büyük bir etkisi olduğundan dolayı gece sokaklarda in cin top oynar diyor."
Turist sayısının hiç azalmamasının bir diğer sebebi de şehrin geniş çaplı gelişmişliğiydi, bu yüzden de kulenin şehrin simgesi olarak önemini daha da artırıyordu.
Moratadan Rosenheim Krallığına gidenler için bunlar yorgunluk ve bitkinlik kelimeleriydi.
“Morata burası mı?”
“Oymacı Weed-nim buranın prensi mi?”
“Duydum ki geldiğinizde size yulaf lapası verirlermiş. ”
Şehrin Yaşlısı Weed'in yerine Morata bölgesini idare ederdi.
“Artık şehrin sakinleri aç kalsın istemiyorum. ”
Bu yüzden şehri geniş çapta ilerletti. Şehir kıtlıktan kurtulmak için arazileri ekip biçti. Kuzeyde ürünler güzelce hasat edilince açlık çeken sakinler karnını doyurdu, kana cana geldi ve nüfus arttı.
Kısır döngüyü bozmak için yatırımlar!
-Morata başka bir yaban bölgeyi daha temizledi. Geri alınan araziler buğday, sebze ve bitkiler ile ekilebilir. İlk hasat 4 ay sonra.
-Temizlenen alan : yaklaşık 500 bin metrekare
-Ekonomik büyüme: 7
-Vergi gelirleri: aylık 800 altın
-Tahıl kazanımı: %830
Yatırım bakımından gelir kazanımı yetersizdi. Ancak Morata'nın nüfusu arttığı için bu tarz yatırımlar gayet gerekliydi. Arazileri temizlemek için şehrin yaşlıları bu proje için neredeyse 30,000 altın harcadılar.
“Şehrin binaları yıkık dökük. Şehrin sakinleri kolları sıvamalı.”
2,000 altın sokak temizliği için harcandı, ve 260,000 altın konut ve ticari yapılar için harcandı. Sayısız bakım onarım , ve hatta şehrin girişine mermer bir kapı bile yapıldı. Halkın şanı ve övüncü için!
-Morata sakinlerinin morali 89
-Sağlık hizmetleri ve sağlık statı çok iyi düzeyine çıkarıldı.
Ne zaman maceracılar şehrin yaşlılarının evini ziyaret etse, Bantem, Kunta ve Horeugan canavar avından eşyalar getirirdi; Yodeum un uğursuz ininde avladıkları barbarlar sürüsü gibi. Diğer şehirlerde bu malzemeler teslim edildikleri zaman onları toplayan kişilere 200 altın ve 30 şöhret puanı kazandırabilirdi.
“Vay , harika iş çıkardınız. Biz morata halkı yardımlarınızı asla unutmayacağız.”
Şehrin yaşlısının bir şey hakkında açık açık yağ çekmesi alışıldık bir durum olduğu için Bantem dobra dobra cevapladı;
“Savaşçılar olarak biz sadece emredileni yapıyoruz. ”
“Oh hayır hayır! Geçmişten beri baş belası bu canavarların korkusundan kurtardınız bizi”
Moratanın yaşlısı için, her bir sakini için de, daha önce vampir ordusu tarafından taciz edildiklerinden dolayı canavarlarla alakalı korkuları biraz olağandışıydı. Yaşlının savaşçı hayranı olmasının sebebi de buydu.
“Sizler bizim sevgili saygıdeğer halkımızın ihtiyaçları ile ilgilenmekle görevlisiniz, ve kralımız adına onun kudretini sergilemek isterim. Bu yetersiz gibi görünse de ihtiyaçlarınızı gidermeye yetecektir.”
Ttiring!
--------------------------
-Görevin ödülü 360 altın
-Şöhret 46'ya yükseldi
--------------------
“Ne kadar da çok para!”
“Lütfen daha çok canavar kesip gelin. Daha fazlasını da öderiz.”
Şehrin yaşlısı içtenlikle ödemeyi yaptı!
Kralın adına çokça vermişti. Weedin giderken bıraktığı 130,000 altın çabucak harcanmıştı, o zamandan beri gelir kaynağı olarak ağırlıklı olarak vergi gelirlerine dayandılar.
Morata halkı canavarların icabına bakan savaşçıların önünde saygıyla eğildi, ve savaşçılar da karşılığında büyük bir şöhret puanı kazandı. Fakat Bununla beraber şehrin yaşlısı çok para harcamıştı, bu gelir vergisinin artmasına sebep oldu.
O sırada maceracılar; avlanırken, paralarını ekipmanları tamir etmek, yemek almak, ve hatta otelde kalmak için bayıldılar.
Canavarların yan ürünleri açısından yada başka ne varsa, diğer ürünler gibi tekrar işlenip deriye dönüştürülebilirdi; ki bu da itemlerin fiyatlarının aşırı derecede artmasına sebep olurdu.
Diğer yandan, moratanın teknolojik, tarımsal ve endüstriyel yanı-tekstil endüstrisi hariç- her şeyde geri kalmıştı.!
Geliştiler ve harika deri ve eşyalar yapmaya devam ettiler, ki tacirler ve maceracılar uçuk fiyatlara rağmen satın alırlardı. Bu moratanın ana gelir kaynağıydı.
Yine de, şehrin yaşlısı vergi zammından vazgeçmedi.
“Tanrıça Freya'nın daimi himayesi altında olmaktan şükranımız için, bu bağışı tarikatımızın mensupları için yapmak isterim.”
“Ooohh, Allah razı olsun…”
5000 altın bağışlandı.
Ek olarak, diğer kültürel projeler yola koyuldu. Savaş ile alakalı lonca henüz kurulmamış olsa da sanat loncaları başlamamaya tenezzül etmedi. Konferanslar, sanat gösterileri vs.. para su gibi aktı. Moratada her geçen gün, vitrin sergileri, heykeller ve tablolar binlerce miktara ulaştı.
//Şu parayı bi de yatırıma harcayın yav.. sanat karın mı doyurur.. bakınız tutunamayanlar dizisinden şair Lütfü. Bu ara da tavisye ederim absürd komedi
“Hahhhahahhah”
“Sahip gitti”
“Hadi tüyelim. Serbestiz artık”
Wa-1-yi, Wa-2-yi, Wa-3-yi, Wa-5-yi, Wa-6-yi, Wa-7-yi!
Mutluydular. Sömürücü ve baskıcı sahipleri vampirler diyarındaydı, geçici olsa da özgürlük özgürlüktür. Cennette değillerdi sonuçta.
“Öhüm öhüm”
Kanat sesiyle ilk konuşan Wa-1-yi idi.
“Suyuna gitmeliyiz, ama nasıl!”
“Aynen”
“Kederlendim”
Wyvernler coşkuyla cevapladı.
“Golgol. Çekilecek çile değildi çünkü yanlış efendim vardı. Baksana altın kabuğum ne halde. Golgol!”
Geuminyi kafasına tıktıklayarak
“Üşümüş ve aç.. şimdi ise çilenin ardından özgürlük. Özgüürlüğün tadını çıkaralım, şimdi brada diyelim ki EFENDİ YOK ARTIK “
// Ahan da isyan başladı. Weed bi duysun da görcem ben sizi..
Weed olmadığı için bahtiyardı. Ama yine de , weed in buyruğu altındaydı. Vampir diyarına gitmeden evvel, Weed Wyvernleri ve Geumniyi çağırıp gönüllere dokunan bir vaaz çekmişti.
“Bu uçsuz bucaksız gökyüzünden aşağıyı seyretmek, dolaşan canavarları kontrol etmek. Wa-3-yi!”
“Anlat, usta!”
“Sence Wyvern neyi ifade ediyor?”
“Göklerin kralı, güçlü ve hızlı Wyvern, değil mi?”
“Evet doğru”
Bu arada, Wa-3- yi hala gürele tavuk kanadı zulalıyordu. Tabi, Weed'in nadir iltifatı onu ayrıca iyi hissettirmişti. Fakat iltifat ve gaz verme ayrıca başka bir anlama da geliyordu.
“Peki ama nasıl olur da arazide dolaşan şu zayıf canavarlar Wyvernlerden daha güçsüz olur? O zaman göklerin kralı Wyvernler, Onlardan sakının ve kanatlarınızı açın. Kanatlar uygun bir mazerettir. Böylece sizden alt derecede olan şu canavarlardan kaçınabilirsiniz!!”
Weed şiddetle Wyvernleri zayıflıkları yüzünden eleştirdi.
“Özür dileriz, usta”
Wyvernler utandılar ve ne yapacaklarını bilemediler. Ama esasında, zayıflıklarının sebebi weed'in onları yaparken yetersizliği ve yetkinsizliği idi. Fakat her zaman ki gibi ufak beyinleri yüzünden ikna olmuşlardı.
“Güçlü ol! Eğer onların bu aciz güçsüz canavarlara heba olmasına izin verirseniz ortada krallık filan kalmaz. ,göklerin gerçek hakimi olarak, sizler ne pahasına olursa olsun arkadaşlarınızın ölmesine izin vermeyeceksiniz.”
“Kuooooooooo!”
“Bu meselede bizim hakkımızda endişeye kapılmışsın!”
Gagaları duyguyla titredi. Weed ayrıldığında wyvernlere başarmaları için görev vermişti.
“Daha da güçlenmeliyiz.”
Bir yandan güçlenirken diğer yandan avlanma bölgesinde serbestçe dolaştılar. Sahipleri yanlarında olmasa bile emirlerini uyguluyorlardı. Ve artık Weed'in emirlerine neden bu kadar bağlı olduklarını biliyorlardı.
Liderlik ve karizma!
Direkt olarak Weed tarafından oluşturuldukları için Wyvernlerin stat benzerliği çok yüksekti. Weed'in emirlerini takip eden herkes yavaş yavaş büyüyordu.
“Bugün biraz temiz hava almak istiyorum”
Fakat Wa-1-yi nin hava alma vakti avlanma vaktinin ötesine geçmişti. Kanatları kapalı bir şekilde yüksek bir uçurumun tepesinde elinden bir şey gelmez bir halde çantada keklik bir şekilde duruyordu. Diğer Wyrnler de onun kadar kötü hissediyordu.
“Keukeukeu”
“Bu baya iyiymiş”
“Gel hadi, daha fazla ye!”
Avlanma süreleri gitdide kısalıyordu. Wyvernler birbirleriyle şakalaşıyor, çayır çimende huzurlu günlerini uyuyarak geçiriyor, aylak aylak geziniyorlardı.
DN: "Gezinin gezinin, Weed gelsin görecem ben sizi"
“Çok yol katettik ve iş yaptık”
“Mola vermeliyiz”
“Efendi burda yokken dinlenmeliyiz. Açıkça belli ki döndüğünde yine acılar alemindeyiz”
“Gel ve oyna”
Ara sıra yine avlandılar, ama çok azaldı. Liderlik ve Karizma statları ne kadar yüksek olursa olsun biri serbestse eğer etkileri daha azalır. Weed ipleri salınca çıkan sonuç buydu.
“Keukeukeu”
“Mutluluk. Ne kadar da samimi sıcak bir duygu.”
Wyvernler arazide birbirleriyle şakalaşıyordu. Tembellik ederlerken, lezzetli malzemeler zulalıyorlardı. Bunun sonucunda hızlıca şişmanlıyorlardı. Boyunlarında katmanlar oluşmuş, karın bölgeleri esnekliğini kaybetmiş ve göbek yapmışlardı. Mesela gaga Diğer parçaları da zayıflamıştı. İlk başta kuvvetsiz ve çelimsiz oluşturuldukları için pek sıkıntı değildi ama aşırı şişmanlamak uçma hızını önemli ölçüde azaltmıştı. Bu davranışlar biraz daha devam ederse artık uçamayabilirlerdi!
“Zemin güzelmiş de hee. ”
“Evet. Uçabilmek için iyi kanat çırpmalıyız.”
Wyrnler zeminde bir araya geldiler.
Sıra ayaklarda!
Artık bazen avlanırlarken koşmak zorunda kalabiliyorlardı.
Adım adım!
********
Weed bağlandığında Maylon çoktan yayın konusundan ekibe bahsediyordu.
“KMC Medya maceramızla çılgınca ilgileniyor.”
Pale oldukça şaşırmıştı. Yayın materyalleri konusunda oldukça ilgiliydi ama maceralarından birinin yayınlanacağı aklının ucundan bile geçmemişti.
Maylon gülümseyerek: “Vampir diyarında macerası olan tek insanlar biziz. O yüzden bunu yayınlamamız doğru mu?”
Olmaması için bir neden görmeyen Hwaryeong başıyla onaylayarak: “ Ben evet diyorum”
Pale biraz gönülsüzdü ama bunu Maylon’un işini yükseltecek bir şey olarak gördüğü için onayladı: “ Ben de evet diyorum”
Romuna, Irene ve surka da sakince heyecanlarını dizginlediler.
“Hayır demiyorum. Vampir diyarındaki macera gizlenecek bir şey değil.”
“Yayınlaması biraz utanç verici olsa da sorun değil, biliyorsunuz değil mi?"
“Hakkımızda yayın yapılacak, evvet!”
Geomchilere sormaya gerek yoktu.
Yayın kelimesini duydukları anda tavırları değişmişti.
Arazide tembelce oturanlar susmuş ve rüzgârlanıyordu ve bu şekilde kalmaya devam ettiler.
Birinin saçının rüzgârla dalgalanması harika bir manzaraydı.
Fakat saçları tıraşlı ya da asker tıraşı gibi olsa da, saçlar hareketsiz kaldı.
Bütün eğitmenler tolantı çağırısı yaptılar.
“Hepiniz Weed'in son videosunu gördünüz mü?”
“Evet, Geomchi2 gardaş”
“Bunu söylemekten nefret ediyorum ama havalı değil mi?”
“Reyting bayağı yüksek.”
“Kaybetmemiz imkansız.”
“Kesinlikle. Bu yayının kahramanları biziz.”
Geomchi3 kendinden emin bir şekilde: “Gardaşlarım, planımı uygulayacaksınız değil mi?”
“Plana güvenebilir miyiz?”
“Kesinlikle, kendi marşımızı yapmalıyız.”
“Marş?
“Marşını söylerken Weed'i görmediniz mi?”
Ork Karichwi'nin şarkı söylemesi beterin beteriydi.
Yine de, marşla birlikte popüler hale gelen heyecanlı olaylar gerçekleşti.
“Ama bizim bölümümüzde onlara daha iyi bir marş vereceğiz.”
“Gayet iyi fikir. Koro olarak söylersek sıkıntı olmaz herhalde. Ama kim besteleyecek?”
“Bu işi Weed'e bırakabiliriz. Bu işte deneyimli ve iyi.”
Eğitmenler herkesin fikrini dinliyordu.
Pratisyenlerin aklına birkaç fikir geldi.
“Erkek ruhunu göstermeli.”
“Oh, güzel vücutlarımızı da göstermeliyiz o zaman…”
“Evvet! Gömlekler çıksınn!”
Genel nüfus. Royal road oynama keyfinden Bu tarz ilginç fikirlerin akla gelmemesi.
Birisinin üstünü çıkarması ve canavarlarla savaşması. Adeta çabuk bir ölüm istemek ya da deli olduğuna işaret.
Birinin kıyafetleri ne kadar küçük olsa da temel savunma kaynağı olduğu için çok önemlidir. Binlercesinin arasından ufak bir parça dahi olsa eğer doğru levelde doğru zırhı giyiyorsanız zarar görme yarı yarıya azaltılabilir.
Biri zararın çok büyük olacağından eminse ya da zırhı çaresiz durumdayken kırılmaktan korumak istiyorsa zırhı çıkarmak iyi bir fikirdi.
Ama Geomchi38 in absürt fikri Geomchi3'ün aklına hemen yatmıştı.
“İyi fikir Geomchi38."
“Fikrime arka çıktığın için sağol Geomchi3 gardaş.”
“Ama zırhı çıkarmak daha riskli değil mi?”
“Mhm! Onu da düşündüm. Gerçekten güçlü biriyle karşılaşırsak topuklayacağız. Ama sıradan çeteler olursa sadece dayanıklılık ve gücümüzle gözlerini korkutacağız.”
// Bu nasıl plan lan..
DN: "Harbiden lan bu ne?"
“İyi fikirmiş, sağlam plan.”
“Geomchi38, bu kadar zeki olduğunu bilmiyordum.”
“Böbürlenmek istemem ama çocukken öğretmenim beni överdi.”
Geomchi38 tatminkar bir bakışla geçmişini hatırladı.
Geomchi3 açıkça imrenmiş şekilde : “Ne demişti öğretmenin?”
“Zekisin ama çalışmıyorsun.”
“Aman ne kadar da iyi yorum”
Öğretmenler hep yalan söyler!
Bunu veli toplantısında hep söylerler.
Söylerler ki çocuk okula gitsin ve eğitim parasını ödesin.
“Genelde son dakikaya bırakırım sonra da kafamı kullanırım.”
“Anlıyorum, son ana bırakmak tam da sana göre.”
“Konu ders çalışmak ise hafızam anca otuz dakikalık.”
“Sırası mı şimdi, burada özel önemli şeyler yaşıyorsunuz.”
Pek konuşmayan Geomchi araya girdi.
“Ehem ehem”
“Beni hakkında bilgilendirmek istediğiniz bir şey var mı eğitmenler?”
Geomchi2, diğer eğitmen ve pratisyenler hemen ustalarının sorgusuna uydular.
Anlatmaları biter bitmez, Geomchinin sözleri ağır gelmişti.
“Bence eğitimlerimizi sembolize edecek bir şeye ihtiyacımız var.”
“Hım, bir çok stilimiz olduğu için tek cümle hepimizi kapsamayabilir. Aklınıza bir fikir geliyor mu usta?”
“Durum buysa o zaman aklınızda ….”
Geomchi bir an düşündü ve sonra böbürlenmiş bir gülümseme ile :
“Kılıcımız yenilmezdir”
“……..”
Mesaj gayet açık ve netti.
Bir çok Geomchi'ye hitap ediyordu.
Düşman ile yüzleşmek için isteklilik.
Kılıç için ne kadar kırılmanın eşiğinde olsa da asla kırılmamalı. Bir kılıç zorlanıyorsa bu yapan kişinin kılıcı düzgün yapmadığındandır.
Görünüşe göre Geomchiler ömürleri boyunca kılıç ustalığı örenmişlerdi.
Ve kılıç ustalığına bel bağlamışlardı.
Geomchi açısından, hayatın anlamını onunla kavramıştı.
Diğerleri için de, sadece kılıç ustalığı için onun himayesinde olsalar da onun kılıcı ile hayatı tanımışlardı.
Kılıçları ile aldırış etmeden fırtınalı havayla yüzleştiler.
İlerlerken skillerini arttırmaları ve kılıçlarını keskinleştirmeleri güttükleri davaya bağlılıklarının göstergesiydi.!
Geomchi2 sözleri tekrarladı.
“Kılıcımız yenilmezdir!”
“Kılıcımız yenilmezdir!”
“Kılıcımız yenilmezdir!”
Geomchiler ilhamlarını haykırdılar.
Biraz ilerde Weedin ekibi de konuşmak için toplanmışlardı.
Pale kaşlarını çatarak; “Bu plan her kelimesinde öfke barındırıyor”
Hwaryeong ve Zephyr eleştirerek onayladılar; “Korkunç bir plan.”
“Geomchilerin üstlerini çıkarıp avazları çıktığı kadar kılıcımız yenilmezdir diye bağırdıklarını hayal etsenize bir!”
Böyle söyleyince hayali ürkütücüydü.
Ve ardından gelen utanma daha da kötüydü.
O an, Geomchilerin hareketlerinden çetelerden ziyade daha çok korktular.
Bu seviye bir utanma her zaman bilinç altında bir yerlerde kalırdı.
“Weed-nim, bu konuda bir şeyler yapamaz mısın?”
Weed kafasını sallayarak;
“Gardaşlarımdan bunu yapmamalarını nasıl isterim? Daha büyük gücenmeye yol açmak ve heveslerini kırmak demek bu.”
“Hyuu!”
Herkes Geomchilerin bu hallerine bir çözüm bulamadıkları için dert yandı.
O anda Seechwi pes etti.
‘Geomchilerin her ne psikiyatrik sorunu var bilmem ama sanırım onları hiç anlamayacağım’
Şimdiye dek, Geomchilerin zihniyetlerini gözlemlemekteydi, ama cidden zordu bu. Doktora tezi bile bundan çok daha kolaydı.
Gerçekten bir erkek gibiydiler, ama sonra her nasılsa çocuk çocuk hareketler yapıyorlardı.
Sanki tek bildikleri kılıç ve savaş, ve karşı cinse karşı nasıl olunacağından en ufak fikri olmamaları gibi denilebilirdi.
Gizli karmaşıklıkları sanki akış hızını bilemeyeceğimiz çağlayan gibiydi.
Yine de bir şey kesindi, Geomchilerin ilginç tabiatlarını anlayan kişinin en az onlar kadar ilginç olduğuydu.
Weed; “Ama bu galeyan gerekli bir şey”
Surka dert yanarak; “ Gerçekten gerekli mi bu…”
Romuna hemen ardından cevapladı; “Bir şekilde bu galeyan başımıza bela olacak.”
Mapan araya girerek; “Bence bu utanç durumdan kurtulmanın yolu Geomchilerden olabildiğince uzaklaşmak.”
Weed biraz düşündükten sonra hemfikirdi; “Ben varım, siz ne düşünüyorsunuz millet?”
Maylon, Irene, Pale ve Seechwi anında cevapladılar.
“Olabildiğince uzağa!”
“Sanki hiç tanımamış gibi, arkanıza bile bakmadan!”
“Tepeye çıkıp sonra bayırdan aşağı inerken hızlanabiliriz”
“Chwiik. Gitmeliyiz!”
Anlık fikir birliği ne kadar da umutsuz durumda olduklarını gösteriyordu.
Bir araya toplanmak!
Herkesin hayatında utanç verici anlar vardır. Ama Geomchilerle takılma gibi durum söz konusuysa en iyisi tüymekti.
Ve böylece gizli tedbir alınmış oldu.
Seukseuk. // Çizim sesi
Yurin hala yerde oturmuş ve eski defterine çizim yapıyordu.
Skilini artırmak için ara vermeden çizim yapmaktaydı.
Zephyr Geomchiler meselesinde arkadaşlarının toplantısından sıvışmış ve önündeki manzaraya kafa yoruyordu.
‘Bu kız abisine bu kadar güvenerek nasıl yaşar merak ediyorum’
Az bir zaman önce, Weed Yurine içinde çok az kelime olan bir mesaj bırakmıştı ve her nasılsa mesaj gayet iyi anlaşılmıştı.
Ailesi küçükken ölmüştü bu yüzden böyle sağlam bir yuvaya sahip olmak zordu.
‘Birisi parasız şekilde nasıl yaşar bilmiyorum. Oyuncaklarım bile ithal'
Zephyr in eşyalarının hiçbiri kullanılmış ya da ikinci el değildi.
O çocukken, oyuncaklar yerine mücevherler ve çocuklara verilmeyecek eşyalar teslim ediliyordu kendisine.
Sadece, Odasını temizlemediği için harçlık almadığı zamanlarda ya da notları düştüğü zaman kredi kartı elinden alındığı zamanlarda parasız olurdu.
Onda Travma etkisi yapan tek şey arkadaşlarıyla bir hafta önce gece kulübüne gidecek parasının olmamasıydı.
‘Bu denli kalp burkan bir hayatı olmayacak kadar hoş ve güzel bir kız’
Zephyr izlemeye tahammül edemedi.
Yurin hakkında hiçbir şey bilmiyordu ve onu teselli etmek münasip değildi.
Ama en azından Royal Road oynarken biraz daha mutlu olmalıydı, ama şimdi Geomchilerin sebep olduğu utanç verici manzarayla karşı karşıyaydı.
Zephyr ona nazikçe; “Sorun yok, düzelir.”
“Hm?”
Yurin ne söylendiğini anlamadığı için açıkça görülüyordu ki kafası karışmıştı.
Çizim yapmanın zevkini çıkarıyordu. Güzel bir resim yapmak için hangi renkler kullanılır diye tasavvur ederek.
Resmi bittiğinde mutlu oldu.
Güzel resimdi o yüzden yan tarafından gelen söz üzerine kara kara düşündü.
Alışılmadık tepkiden dolayı Zephyr, temkinlice dedi.
“Umm, duymadın mı? Geomchilerin utanç verici hareketlerinden dolayı ne yapmalıyız ile alakalı toplantı yapıyoruz.”
Yurin'in gözleri parıldadı.
“Neden ki? Havalı değiller mi?”
“…..”
Zephyr'in ağzı açık kaldı.
“Bir süre saklamak için onların resmini yaptım. Ayrıca bunu parayla kızlara satabilirim. Hehehe”
“…..”
Zephyr'in sırtından soğuk terler aktı.
Bir anlığına Yurin'in tatlılığına kapılmıştı.
Ama hala o Weed'in kız kardeşiydi. Bu kesinlikle öyle hafife alınacak bir şey değildi.
*****
Weed ve ekip Todeum'a doğru doğrudan ilerliyordu.
Seirun'dan topladıkları bilgiye göre, yolculuk 10 gün kadar sürerdi.!
“Gerçekten çok çetin”
Zephyr derince iç çekti.
Normal şartlarda bu tarz yolculuklar için atlı vagonlu ulaşım aracı olurdu ama burası vampir diyarıydı.
Bu tarz bir şey için hiç elverişli değildi.
Mapanın vagonu olmasına rağmen birkaç kişilik yeri vardı; dayanma güçleri az olan Irene, Hwaryeong, Romuna ve Yurin için.
“heokheok” // Mırıldanma
“Allah belasını versin ya.”
Yavaşça yolu katediyorlardı, ve her ne zaman birinin gücü düşse Irene fiziksel gücü artıran büyü yapıyordu.
Sabaha kadar tam gün yürümenin ardından, ekip yemek için dinlenebildi. Tabii ki yemekler Weed'den.
“Gücü artırmak ve bitkinliği azaltmak için 10 günlük yemek yapacağım.”
Weed şifalı bitkileri tavuğa ekledi.
Sağlam zulalanmış tavuk!
Tabii ki, bitki karışımı biraz ginseng* ya da kuru çan çiçeği içeriyordu, kokuları tavuğun lezzetini bozmasın diye.
*palmiye yaprağı şeklinde yaprakları ve küçük yeşilimsi çiçekeri olna çin e özgü bir bitki
“Daha kızarıyor ama benim çoktan ağzımın suları aktı.”
Herkes aynı gün ve mesafe yol almıştı, hepsi yorgundu, hepsinin kafasında dinlenme isteği vardı. Yine de Weed bol miktarda yemek hazırlamalıydı.
Nitekim, Hwaryeong ve Yurin Weed'e yardım teklif etti.
“Genelde kabul ederim ama bu sefer yemeğin öncekilerden çok daha iyi olması lazım, o yüzden kendim yapsam daha iyi.”
Düşük aşçılık seviyesinde biri yemek yaptığında, malzemeleri israf ederdi.
“Peki, eğer zorlanırsan çağır beni”
“Abi, istediğin zaman yardım edebilirim. ”
Hwaryeong ve Yurin geri adım attılar.
Leziz Baharatlı tavuk yahnisini yedikten sonra Weed gene rutinine devam etti.
Sagaksagak // Oyma sesi
Weed yürürken bir heykel yapıyordu. Gerçek Ahşapı oyma yeteneği yerine asıl olan yalın ve sade oyma metodunu kullanarak.
“Her bir küçük şey bir araya geldiğinde her zaman meyvesini fazla fazla verir.”
// Küçük şeyler büyük işler başarır.
Magnum seviye eser verdiğinde, skili ciddi anlamda artmıştı.fakat şimdi her gün onlarca yapmasına rağmen artmamıştı, ve çoğu magnum yerine klasik eserdi.
Bir savaş sonra rahatlarken, eğer oyma yapmıyorsa dikiş veya demircilik yapardı. Ya da balık avı.
Uzun pişirme ve hazırlama süreleri ile kıyaslanınca, oymacılık sadece bir ahşap parçası seçmek ve başlamaktan ibaretti.
Ve hedefi çok uzaktaydı ve ulaşmasına daha çok vardı.
Bu kadar uzun bir yola yorulmaksızın adamıştı kendini. Çünkü hayalini gerçekleştirmenin en hızlı yolunun bu olduğunu biliyordu.
Oyma eserler ile hayaline ulaşması, diğer gerekli üretim skilleri kadar, onun itici gücüydü.
Sonu gelmez bir fiziksel işgücü yolu.
Öğrenmesinin yolu güçlü ve kabiliyetli olmak değil tamamen adanmışlıktı.
Yine de sadece buna güvenmek insanı çıldırtır.
Bu yüzden güçlü olmayı istemesinin bir nedeni daha vardı.
Versailles kıtasında geniş ölçüde görev olduğu kadar sayısız zindan ve avlanma alanı vardı. Güçlü canavarlarla savaşmak ve riskleri aşmak güçlü olmasının ana sebebiydi.
Yani bile isteye sürekli ilerleme, sürekli çalışmak o kadar da usandırıcı değildi.
3 gündür yoldalardı.
Vagonun tepesinden özür dileyen tavırla Hwaryeong sordu; “Weed nim, yürümek gittikçe zorlaşmıyor mu?”
“Hayır. Sadece yayınlanacak materyal hakkında düşünüyorum.”
“……”
Weed aniden yayınlanacak şey hakkında bir şey farkketti.
Sürekli yürümek ve yemek yayın yapılacak bir şey olmamalıydı.
Eğer bu şekilde devam ederse, birçok izleyiciyi kaybedebilirdi.
Aklında Yayından gelecek olan para düşüncesiyle Todeuma doğru temposunu hızlandırdı.
Hwaryeonk Geomchi9 a sırasını sordu;
“O kadar kötü mü?”
Geomchi9 cesurca cevapladı.
“O kadar zorsa benim yerimi alabilirsin.”
“Gücümün çok azını kullanıyorum.”
“…..”
Weed ve tüm Geomchileri ağır işleri ve fiziksel eğitim yapanlar olarak görünce, Hwaryeong hak verdi.
Zephry, Maylon, Pale ve Surka'ya gelince, kendi aralarında nöbetleşerek vagona biniyorlardı.
Tabii ki Mapan, tüccar olan, sürekli binmişti.
Öğlen yemeği vakti!
Yolcu grubu ve vagon sonunda dağı geçmişti.
Yabançiçeği ve çiçek açmış ağaçlar tüm gözleri üzerine çekiyordu.
Her ne zaman bir meltem esse, tüm çiçekler dans ediyordu. On binlerce taç yaprağın rüzgarda uçuşması muazzamdı.
“Voooooaaav!”
Ömür boyunca bir kez görebileceğin bir manzara.
Kıtanın kuzeyinde, yaşayan herkes için zor doğa şartları ile mücadele zordu, ama vampir diyarında önlerine çıkan bu manzara nefes kesiciydi.
Bu dünyadan olmayan çok güzel bir manzara!
Yurin; “Abi, burada biraz dinlenebilir miyiz?”
Irene ve Romuna katılamadan edemedi;
“Evet Weed nim, mola verelim, bu fırsatı kaçırmayalım.”
“Sadece bir saat, yorucu bir yolculuktu.”
Sesli Söylemediler ama Hwaryeong Maylon ve Surka da yeri beğendi.
Uzanıp da bütün yorgunluğu atmak için çok güzel bir yer.
Aslında, fiziki yorgunluk yemek ve büyü ile geçerdi ama zihinsel yorgunluk geçmezdi.
Sürekli hareket etmek usandırıcıydı, önlerinde uzanıp giden bu doğal çiçek cennetinde dinlenmek istediler.
Ama bazısı umutlanmadı.
‘Weed nim'in böyle saçma bir nedenden burda durmasının imkanı yok’
‘Vazgeç ve söyle’
Onun tarzına uygun.
Normalde, rahatlama weed'in iş halletme şekillerinden değildi.
Ama bazı nedenlerden dolayı Weed onayladı.
“Evet, burası iyi, ama bence 1 saat çok az, 7-8 saat kalalım.”
“Nee, cidden mi?”
Surka ve diğer kızlar çok sevindi.
Dağdaki açan çiçeklerin inanılmaz manzarası iyi bir ambiyans yarattı.
Ancak, Mapan ve Zephyr'in gözleri şüphe doluydu.
‘Weed'in bunu yapması normal değil.’
‘İmkanı yok, acaba civarda canavar olabilir mi?”
Çiçek bahçesini taradılar.
Açan çiçekler ve bitkilerle dolu kelebek ve yusufçuk kuşlarının uçuştuğu sükunetle dolu dünyada ve cennette benzerinin bulunması zor harikulade bir manzara.
Ne zindan ne de canavar vardı etrafta.
Canavarlar açısından, okçular o havalı görüşleri ile yerlerini net tespit ederlerdi.
‘O zaman sebep ne?’
Mapan ve Zephyr rahatlamak yerine ızdırap içinde kaldılar.
Hwaryeong, Irene ve Romuna kendi kendilerine düşündüler;
‘Weed nim de güzel çiçek ve manzarayı seyredip dinlenmek istemiş olmalı. Belki benimle bir gezintiye de çıkmak isteyebilir…’
‘Görünüşe göre Weed nim hala kardeşinin isteğini reddedemeyen abiydi. Alışıldık hareketlerinin dışında o gizliden gizliye duygusal gerçek bir aile erkeği.’
‘Ne kadar güzel bir yer. Tabii onun ayarında bir sanatçı böylesine bir yer kaçırmazdı. Weed nim acaba ilhamını mı canlandırmaya çalışıyor burada? Harika bir heykel yapacak!’
Romuna'nın fikri büsbütün masum ve makuldü, o yüzden tüm ekibe söyledi.
Doğal olarak, tepki bomba gibiydi.
“Nee, cidden mi?”
“Bir şey mi oyacak?, o zaman başından sonuna izleyelim”
Hwaryeong'un gözleri parladı.
Maylon beklentisini gizlemedi
“Evet! Yoksa diğer türlü 7-8 saatlik bir ara vermezdi.”
“Wah, katılıyorum, bu yüzden olmalı.”
Weed, günde bir sürü heykel yapardı.
Nesnelerin narin ve huzur veren sunumu!
Skil arttırmanın yolu emekten geçerdi.
Yine de, weed'in amacı ve eserleri hedefine göre değişiklik gösterirdi. Nedenini çok azı bilir, ama yine de,
Weed'in Versailles kıtasındaki şöhreti muhteşem heykellerin işgalcisi olarak yayılmıştı.
Işık kulesi ve Bingyryong gibi klasik ve magnum derecesinde eserler onun vizyonunun birkaç örneği idi.
Sakin Pale bile beklenti ile doldu.
Geomchiler de öyle, dört gözle bekliyorlardı.
‘Oyma ile eser yapmak. Bu şekilde, çalışmalarının içeriği ile acaba kalbinin nasıl da bu kadar parlak olduğunu öğrenebilir miyim?
Herkesin gözü Weed'deydi.
Kimse ne boş konuştu ne de weed'e yaklaştı. Mümkün olduğunca göze çarpmamaya çalışıyorlardı.
Gözlerinin önünde Weed kayboldu.
Weed halen hareket halindeydi.
Zahab'ın oyma bıçağını çıkardı.
Her zaman aynı aletler ile.
Oyma yaparken sayısız defa yaptığı gibi hayatını ve ruhunu bıçağa aktardı.
Weed önündeki ağaca bağırarak;
“Ayışığı oyma bıçağı”
Ayışığını şekillendirmek yerine, ayışığı oyma bıçağını kullandı!
Ne zaman sallasa kesme sesi çıkartarak bıçak ağacı doğradı.
Irene'in ufak ağzı açık kaldı.
“Haaah?”
Zephyr de başını sallayarak; “Amanın?”
İlk bakışta, sanki Weed baştan aşağı çalışıyordu, ama dallar ve ağaçlar tertemiz kesilmişti.
Kısık sesle Hwaryeong mırıldandı;
“Daha fazla izlemeliyim, çeşit çeşit oyma metodları olduğundan, eminim bu onlardan biri.”
Işığı şekillendirme metodu bile vardı.
Böylece, Weed'in bu ağaca başka bir şey için ihtiyaç duyduğunu düşündüler.
Beklenti ile sabırla beklediler.
“Wheeww”
Sonra Weed parçaları toplamaya başladı.
Dallardan bir şekil!
“Ne kadar para kazandıracak merak ediyorum?”
Weed çok mutluydu.
Oymacılığını yükseltmek için kaliteli malzemelere ihtiyacı vardı.
Pahalı Orman elfi kerestesi harika malzemeydi.
Katı tedarik kuralları.
Weedin durumunda, malzeme alması kaçınılmazdı, bu malzemelerden yaptığı heykellerin satışı zarara uğratmıştı.
Skil yükselme hızı düşmüştü ve o geliştikçe ilerideki malzemeler daha da pahalı olacaktı.
Ağacın yüzeyi iyiydi ve yaprakları da parlaktı.
Güçlü yaşam gücü ve canlı ağaçlar!
Yine de hepsinden ziyade gerçek sebep; ağaçları keserek birkaç kuruş biriktirme şansı.
“Çok iyi, bu biraz para kazandırır bana.”
Dalları topladıktan sonra, weed gövde üzerinde çalışmaya devam etti.
Mapan hemen geldi;
“Weed nim, yardım etmekten zevk duyarım!”
Mapan ince dalları topladı ve vagona koydu.
Başlangıç seviyesindeki zorluk ona nasıl para kazanılır ve harcanılırı öğretmişti.
Sıradağlarda yakacak odun toplarken hayatta kalmak zorunda kalmıştı.
Mapan şimdi satma niyetiyle odunları topluyordu.
Yapılan tam bir katliam!
Sayısız ağacı kesmek, ekip bu hareketin sonuçlarını farketmişti.
“Hepsi nihayetinde para içindi.”
“Her nasılsa, weed nim'in hareketleri hep bu şekilde sonuçlanır..”
Bir kez daha büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar.
Ancak biri umudunu kaybetmedi.
Zephyr kendi kendine; “Weed'in kız kardeşi çiçekleri seviyor olmalı.”
Pale de kafasını salladı; “Para hevesi genetik olamaz.”
Genç Yurin buralarda bir yerde kendine çiçek topluyor olmalı.
Bir kızdan beklendiği üzere.
Gördükleri manzara şok ediciydi.
Yurinin çiçeklerin arasında oturduğu doğruydu, ama problem oturduğu yerden çiçeklerin taç yapraklarına uzanıp onları koparıp eline toplamasıydı.
“Ne? Niye..”
Yaklaşan Zephyr sordu, yurin az ve öz cevapladı;
“Doğal boya”
“Boya?”
“Taç yaprakları toplayıp boya yapabilirim, ve resim yaparım, sıfır maliyet.”
“…..”
Aynı zihniyet! // Ahahah bekliyodum valla. Genler önemli..
DN: "Ben de beklemiyordum desem yalan olur yani :D"
Yurin'in de Weed'den farkı yoktu.
“Lütfen yardım et.”
Zephyr reddedemedi ve oturup özenle taç yapraklarını toplamaya başladı.
“Renklerine göre ayırmalısın.”
“Peki”
Sonra bir ağacı kesmeye devam etti ve düşen taç yapraklarını topladı.
Pratisyenler o sırada çiçek manzarasını seyretmekten sıkıldılar.
“Bu umursamaz haylaz tavır sinir bozucu.”
“Bunun dışında yapacak bir şey yok burada.”
Weed artık iğneleyici yorumlara katlanamadı.
Şikayetlerini yatıştırmak için bir mesaj yolladı.
“Bu ağaçları toplamak için bana yardım ederseniz, hepinize et.”
“Eeett!”
Pratisyenler hızla kılıçlarını ağaçlara salladılar. Sallamalarının ardından, canlı ağaçlardan geriye kalan harabe ve köklerdi.
Kılıçlarının sağlamlığı çok düşse de ödül için yıkıma devam ettiler.
“Kılıç ya da et, et!”
“Gelsin ızgara et!”
Mapan et karşılıında ağaç toplamıştı.
Pale hüsrana uğramıştı.
“İnanamıyorum”
Manzara şoke etmenin de ötesindeydi.
Weed ve pratisyenlerin bastığı her yer anında kök kalıntısına dönüyordu.
Eğitmenler ve Geomchiler sadece tembellik etmiyordu.
“Bu tarafta bir sürü ağaç var.”
DN: "İçine ettiler güzelim doğanın :)"
“Parçalar oyma için yeterince kalın değil”
Şeklinde Pratisyenlere odun toplarken seslendiler, bu tonlamayı weed duysun diye kasten yapmışlardı. Pratisyenlere gelince, asıl istekleri ağaç kesmek yerine et elde etmekti.
Ve karşılaştırılınca, iki yüzlü eğitmenlerin enkazı daha beterdi.
Daha sonra, weed'e doğru yürürken Hwaryeong'un yüzü asıktı.
‘Sanırım bu Hwaryeong-nim'in kaldırabileceğinden daha fazla.'
‘Ona sebebi söyleyecek gibi’ diye umut etti ekip.
Açıkçası Weed'i dizginleyebilenler Geomchi ve Hwaryeong idi.
Geomchi onun kılıç ustasıydı, Hwaryeong da güçlü duruşu ve kararlı bakışı ile ortamı yumuşatabilirdi.
Hwaryeong böyle ise, Weed davranışını değiştirebilirdi.
Ancak Hwaryeong Weed'i durduramadı.
Ağaçları kesmeye devam ederken, sessizce önünde dans etmişti.
Dans müziğinin sözleri gayet açıktı.
Bunu Weed'in bitkinliğini azaltmak için yapıyordu, aynı zamanda dikkatini çekecek kışkırtıcı bir gecelik giyiyordu; adeta kelebeğin flörtüne cilve yapması gibi.
DN: "Az değilsin sen Hwaryeong"
Her dans adımında topukları çiçekleri ezdi.
Tam bir doğa yıkımı.
Bulundukları yer yavaşça harabeye dönüyordu.
****
Müdür Kang ve planlama komitesi çok heyecanlıydı.
‘Weed'in ne tarz bir insan olduğunu anlayabiliyorum.’
‘Elimizde böyle bir durumun olması çok iyi.’
Sadece Weed'in adının olması bile izleyici kitlesinin düşük olmayacağının garantisiydi.
Uluslararası seviyede olduğu gibi ülke içinde Weed savaş tanrısı olarak bilinirdi.
Gizli istilacı.
Gölgesiz avcı.
Kara şövalye.
Bir sürü sıfat kazanmıştı Weed, ama bir tanesi ne aşırı ne de uzundu; ‘Savaş tanrısı’
Her bir canavarla savaşmak için varolmuş biri, ve tek başına bir muzaffer.
Continent of Magicden doğan bir efsane.
Sadece hesabını satın almakla bile, Weed'in şöhreti ile CTS Medya sağlam takipçi toplamıştı.
“Umarım bu da ölümsüzler lejyonunun görevi kadar sansasyonel olur.”
Müdür Kang pozitif beklentilerle dolup taştı.
“Ççki yok heey, vampir diyarındalar, hepsinden öte keşfin başında Weed var. Ölümsüzler lejyonununkinden daha fazla çalışmamız gerek.”
“Uyanık olmalıyız , değil mi?”
“Evet!”
Kanal çalışanları ikna olmuştu.
Keşif de fazla izleyici çekmek için adeta bir büyük ikramiyeydi.
Geriye kalan işi halletmekti.
“Ses ekibi, özel efekt ekibi!, bugünden itibaren 24 saat vardiyadasınız, görüntüler ekrana geldikçe düzenlemeleri yapacaksınız.”
“Evet. Herkes beklemede.”
“Yazarların içeriğe uygun çarpıcı manşet atmaları lazım.”
“Buna ihtiyaç olduğunu sanmıyorum, Weed'in keşfini kopyala-yapıştır yapsan yeterli olur.”
“Doğru ama emirler yukardan. Daha önce de başımıza geldi, olabildiğince hızlı şekilde düzenleme yaparak yapmalıyız. Birincil önceliğimiz hemen yayına başlamak”
Böyle acil bir görev için Sadece kıdemli yayıncılar çağırılırdı.
Genelde özel programlar prestijli loncaların keşfini ya da büyük boss avlarını yayınlardı, ama şimdi yayınlamaya hazırladıkları tek kişi Weed idi.
Weed'e olan inançları çok daha önceden kanıtlanmıştı.
Planlama departmanı yayınlayacakları program ekranda bir anda belirince aniden bağırdı.
“Patron! Videolar gelmeye başladı”
“Kimde? Ana ekrana yansıtın!”
“Hemen.”
Bakışlar ana ekrana sabitlendi.
Önceki konuşmalarına göre, düzenleme yaparak yayınlamalıydılar.
Ancak Weed'in macerasının merakı işe ağır bastı.
Weed ve ekip sarp dağlara doğru hızlandılar.
Yamaçların tepeleri bulutla kaplıydı, aştılar ve dere boyu yol aldılar, sonra ağaç ve çiçeklerle dolu bir yere vardılar.
Gulp. /// Yutkunma
Müdür Kang yutkundu.
Ana ekrandaki beklenmedik görüntü nefes kesiciydi.
Weed ve ekibi çiçekli araziye girdiklerinde durdular ve birkaç diyalogdan sonra gruplara ayrıldılar.
“Bu mola vermek istiyorlar demek olmalı.”
“Evet bence de.”
Ama taç yaprakları ve kalasları toplamaya başladılar.
Yüzlerce insan bunu yaptığı için, nereye ayak bastılarsa çıplak kaldı.
Bir alandan bir diğerine, her biri tam bir yıkıma uğradı. Sanki bastıkları her yer solmuş çiçeklerle kaplı bir yerdi.
Yıkım!
Tahribat!
Dayanılmaz hale gelmişti.
“……”
Müdür Kang'ın da diğerleri gibi nutku tutulmuştu.
Kazaara rasladıkları bu güzel yerin kıymetini bilmek yerine, Weed ve ekibi her şeyi dümdüz etmişti.
Neredeyse 2 saniye içinde bitkiye dair bir şey kalmadı.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi orda et yemeklerini yediler.
“Bunu yayınlayacak mıyız?”
“Bunu yapmamızın imkanı yok patron.”
“O zaman bu gün sadece etrafta gezinmeler olsun, asıl macera yarın başlayacak.”
“Tabii. Söz konusu Weed.”
Müdür Kang hala umudunu kaybetmemişti.
Jeonshin Weed.
Onun tüm mücadelelerini izlemek bir onurdur.
Continent of Magicde, herkese diz çöktüren ve her düşmanın umudunu tüketen tek kişi oydu. Weed ile sağlam bir kontrat imzalamak ve maceralarını yayınlamak mükemmeldi.
Aslında tüm yayın kanalı özel program ile alakalı iç meseleyi çoktan halletmişti. Çünkü beklenti çok yüksekti.
Ancak, Weed ve ekibi 9 gündür yoldaydı ve gittikleri her yere yıkım götürdüler.
Her birinde, Müdür Kangin içi kararıyor, midesi kalkıyordu.
DN: Merhaba gençler, Gandalf ben. LMS'yi düzenlemeye başladım. Çevirmenimizin de dediği gibi Weed reis yola devam ediyor. Umarım hepiniz okumaktan keyif alırsınız.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..