Çeviri: AFMbey-nim
Düzenleyen: Gandalf
Morata’daki kızıl paralı askerler loncasının duyuru panosunda ‘aranıyor posterleri’ peş peşe asılmıştı.
“Neler oldu?”
“Panoda olması gereken dilek-istek bölümü nerede?”
Bölgeden ayrılmak üzere olan ve yeni dönmüş olan maceracılar ilan panosunun önüne doluştu.
-ARANIYOR-
İsim: Geomchi
Ödül: 550 altın
Suçu: Yolsuzluk, cinayet, görevden kaçma
Görünüş: Yaşlı, vücut tipi barbarlarınki ile benzer, kokusu ayırt edilebilen güçlü bir zırh giyiyor.
Güç: Cehennem lordu şövalyesi ile kafa kafaya mücadele edebilecek kadar güçlü. Yetenek ve güç puanı harika.
Dipnot: Vampirlerle işbirliği yaptı ve insanları katletti.
En son görüldüğü yer: Morata’nın güney girişi. |
- ARANIYOR-
İsim: Geomchi2
Ödül: 548 altın.
Suçu: Yolsuzluk, cinayet, görevden kaçma.
Görünüş: Mükemmel ve kaslı bir vücuda sahip, gülmeye başladığında aralıksız gülmeye devam eder.
Güç: 5 vikingle aynı anda başa çıkabilir ve kazanabilir.
Dipnot: vampirlerle işbirliği yaptı ve insanları katletti.
En son görüldüğü yer: Morata’nın güney girişi. |
Bu aranıyor ilanları Geomchi’den başlayıp geomchi505’e kadar devam ediyordu.
İlandaki tarifler geomchilerin karakteristik yapılarına zerre uymuyordu ve katil damgası yedikleri için hepsinin isimleri ifşa olmuştu.
Vampirler için görev yaptıklarından dolayı hain ve günahkar olarak addedildiler.
“Dün ortaya çıktılar ve öfkeden deliye döndüler.”
“Duyduğuma göre apar topar güneye doğru gitmişler.”
Geomchileri gören ve duyan bir çok kişi vardı.
Hatta başına ödül konmuş geomchileri yakalamaya teşebbüs edenler de vardı.
Geomchileri yakalayarak İlanda vaad edilen ödülün yanı sıra itibar, altın, topluma katkı, paralı asker olma şansı gibi kazanımlar elde edilebilirdi.
Dahası yakalayan kişi, şansı yaver giderse geomchilerin elde ettiği ekipmanları çalabilirdi.
Tüm bunların neticesinde hemen hemen herkes ödüllü ilanın peşine düştü.
“Ah kahretsin!”
“Bu durum hiç de hoşumuza gitmeyecek beyler.”
“Ah! Kızlar bile.”
“Ah be, kadınlar bile beni öldürmeye çalışıyor.”
Geomchiler mevcut durumlarını göz ardı ederek telaş içinde kaçmaya başladılar. İçinde bulundukları acil duruma bakılırsa çok öfkeli ve tedirgin görünüyorlardı. Hatta o kadar öfkelilerdi ki onları yakalamak isteyenler karşılarına çıkmaktan tırsmışlardı.
Morata’da levelleri Geomchiler den daha yüksek oyuncular da vardı. Geomchiler denilen güruh beş on kişilik bir grup olsaydı yüksek levelli oyuncular tarafından etrafı çevirilip yakalanabilirlerdi ama 505 kişilik bir grup oldukları için hiç kimse karşılarına çıkmaya cesaret edemiyordu.
Bu sırada, Morata’nın batı kapısından şehre kızıl Katil damgası olan biri girdi.
“Katil damgalı birisi korkusuzca şehre girmeye çalışıyor.”
“Deli midir nedir?”
Morata’da bir ordu bulunmuyordu. Ordu yerine Freya Kilisesinin Paladinleri şehrin giriş kapılarında nöbetçilik yapıyordu ve asayişi sağlamaya çalışıyordu.
“Ah kahretsin be. Öldürmek istiyorum, itibar puanımı artımı şansını kaçırdım.”
Freya kilisesinin Paladinleri merhametsizlikleri ile meşhurdu.
Tüccarlar ve maceracılar Paladinlere karşı en ufak bir tedbir almayan bu katil damgalı kişinin gelişini seyretti.
Bu kişi Birkaç dakika içinde paladinler tarafından kıskıvrak yakalanıp acımasızca dövülecekti.
Freya paladinlerinin bölgelerindeki isyancı canavarlara ve günahkarlara yaptığı acımasız muameleye şahit olanlar yine aynı muamelenin yaşanacağını beklediler.
Fakat katil damgalı kişi paladinlerin yanından geçerken askerler sanki bir aristokratı selamlıyormuş gibi katil damgalı kişiye kılıçlarını çekip selam durdular.
“Tanrıça hepimize huzur bahşetsin.”
Ziyaretçiler de hemen bu dua ile selam verdi:
“Tanrıça hepimize huzur bahşetsin.”
Sonrasında katil damgalı kişi Paladinlerden en ufak bir karşı tepki almadan şehrin girişinden içeri girdi.
***
Morata’ya gelen katil damgalı bu kişi Weed’di.
Vampir krallığına gidip orta seviye eğitim merkezini geçtikten sonra tekrar Versailles Kıtasına dönmüştü.
Weed kalabalığı yararak ilerledi.
“Nasıl ya?”
“Ne haltlar dönüyor burada?”
“O bir katil. Şehre bir katil geldi.”
“Nasıl olur? Morata’nın emniyetinin zayıf olduğunu biliyordum ama bu kadarı da fazla yani… Paladinler ne işe yarıyor!”
“Ben de bilmiyorum. İnanması güç ama görüyorsun işte. Paladinler katile ilişmiyor bile.”
Artan kalabalık bu olaya hayretle tanıklık ediyordu, Weed ise şehrin merkezine doğru ilerlemeye devam ediyordu.
Kalabalık da Weed’in peşinden gidiyordu.
Katil damgalı birinin elini kolunu sallaya sallaya rahatça şehre girebilmesi herkesin merakını ve ilgisini artırmıştı.
‘Görmeyeli şehir baya değişmiş.’
260.000 altın değerinde yatırım ve hizmet…
Yollar genişlemiş ve çakıl taşı döşenmişti, böylelikle yük ve ticaret arabaları pahalı vergiler ödemeden ve güvenli bir şekilde şehirden geçebiliyordu.
Sokaklar barlar, demirci dükkanları, ticaret noktaları ve giyim dükkanları ile doluydu. Freya Kilisesinin devriyeleri güvenliği sağlamak için dolaşıyordu. Ayrıca paralı asker loncası ve karakol merkezleri kurulmuştu.
Kuzeydeki herhangi bir şehir veya yerleşim yerinin sahip olmadığı bir düzen…
‘Nüfus ne kadar da çok artmış.’
Weed şehirden ayrılmadan önce de Morata’ya akın eden çok sayıda maceracı vardı. Ama şimdi ışık kulesinden haberdar olan birçok kişi Morata’ya gelmiş ve oyuna başlama noktasını da burası olarak belirlemişti.
Morata’nın mevcut nüfusu Weed’in Rosenheim Krallığında oyuna başladığı dönemdeki nüfusu kadar yüksek değildi ama insanların coşkuları aynıydı.
İnsanlar sahip olduğu bu maceracı coşku nedeniyle yeni maceralara ve keşiflere Morata’da başlıyordu.
Şap şap şap.. (su sıçrama sesi)
Ayrıca nehrin üzerine bir geçit de yapılmıştı. Bu geçitin üzerine de üzerinde sanatsal çalışmalar ve heykeller bulunan sanatkârane bir köprü inşa edilmişti.
Şehrin yaşlısı, Morata’nın lordu olan Weed’in bir oymacı olduğunu bildiği için sanatsal ve kültürel çalışmalara çok önem vermiş ve büyük yatırımlar yapmıştı.
Weed gördüğü bu sanat çalışmalarından memnun kaldı.
‘Böyle süslemeli sanat çalışmalarından daha ucuz bir şey yoktur herhalde.’
Sanatsal çalışmalar hâlâ çok ucuzdu. Gerçi sanatsal çalışmalar yapan kişiler de kazanç sağlamıyor değildi hani. Heykeller, resimler, binalar… Tüm bu sanatsal çalışmalar karşısında durup ona tanıklık edenlerin tatmin duygusunu artıran çalışmalardı. Tabii bunun için para ödeniyordu. Kültür turizmi. Kültür turizmi ile elde edilen para Morata’nın ekonemisine büyük katkı yapıyordu, ki bu katkı da enünde sonunda Weed’in ceplerini dolduracaktı.
Weed şehrin meydanında müsait bir yer bulup kuruldu ve kalabalığın dikkatini çekti.
“İmalat ürünleri satıyorum. Terzilik, demircilik, oymacılık ürünleri. Hatta ücret ödenirse ürünü boyayabilirim de. Gel! Gel! Seç al, seç al! Müşteriye Özel sipariş de yaparım.”
Weed katil damgası taşıdığı süre içerisinde eserler ve ürünler yapmak istedi.
Bu durumu gören oyuncuların kafasında birsürü soru işareti oluşmuştu.
“Ne! Nasıl yani!”
“Sadece bir meslek seçilebildiğini sanıyordum, ama bu adam hem terzi, hem demirci, hem de oymacı mı?”
“Bu 3 mesleği aynı anda yapabilmek gelecekte hiçbir fayda sağlamaz ki.”
Oyuncular hayrete düşmüştü ve katil damgalı kişi hakkında oldukça fazla merağa kapılmışlardı.
‘Demek ki hakkında çok şey duyduğumuz ‘derecelendirici’ kişi buymuş.’
Çok büyük coğrafyaya yayılan versailles kıtasında bile derecelendirme pozisyonuna sahip bir oyuncuya denk gelmek zordu. Çünkü bu tip oyuncular genellikle yakınlardaki kasabalarda olurlar veya avlanma alanlarının ve zindanların yakınlarındaki maden kasabalarında olurlardı.
‘Çok güçlü olmalı.’
‘Aniden bana saldırmaz herhalde ya.’
Kalabalık güruh korku ve merak içinde Weed’i takip ediyordu ama aslında Weed’den korkmaya gerek yoktu. Weed’den korkmamak gerektiğini Paladinler ispatlamıştı. Paladinler Weed yanlarından geçerken nazikçe onu selamlamışlar ve böylece herhangi bir saldırıya veya sert tepkiye maruz kalmamışlardı.
Sıradan oyuncular Weed’e saldırsalar bu saldırı Weed’i ciddi derecede rahatsız edip onu rahatsız edebilirdi.
Gerçi Aslına bakarsanız Morata’da başlangıç seviye oyuncu bulunmuyordu.
Şurası açık ve netti ki Weed’in etrafında bulunan oyuncular onun kadar yüksek levelde değillerdi ama çoğunluk onların elindeydi ve sayı üstünlüğü vardı.
Birisi en ufak bir yanlış hareket yapsa çok ciddi sıkıntılar çıkabilirdi.
Ama Weed sakin kalıp yanlış bir hareket yapmadığı için ona yönelen saldırgan tavırlar da değişmişti.,
Aslında Weed bu durumu önceden defalarca yaşamıştı.
Continent of Magic oynarken cam kırılma sesinden bile rahatsız olup sesin çıkmasına sebep olan herkesi öldürürdü.
Hatta çok fazla dırdır eden Tüccarları bile öldürürdü. Weed’den beklenildiği üzere konu canavar kesmeye gelince tüm canavarları kendi öldürmek isterdi.
Zindanın bir köşesinde düzgünce konuşan çiftlere bile Weed’in affı yoktu.
Weed’e başkaldıran ve meydan okuyan herkes fena halde hüsrana uğrardı.
Weed’in bu kötü şöhreti Continent of Magic’te kalmamış, Royal Road’da da devam ediyordu.
‘Bu yüzden o kötü şöhretli eski Weed’i bilmemeleri gerek.’
Weed’in Continent of Magic’te elde ettiği itibar çok fazlaydı.
Weed’in adı ve şöhreti çok yayılmıştı ve bu sayede versailles kıtasındaki maceracılar ve sıradan oyuncular tarafından büyük saygı görüyordu.
Bu şöhretin bir de olumsuz yanı vardı; Weed birçok kişi tarafından hedef alınıyordu.
‘Jeonshin Weed’i öldüren kişi’ olmak.. ne muazzam bir şöhret.
Continent of Magic günlerinden bu yana Weed’i öldürmek isteyen kişilerin sayısı çoktu ve bu oyuncuların birçoğu da yüksek levelli oyunculardı ve Weed’i öldürecekleri günü iple çekiyorlardı.
Weed, ‘Weed’i temizleyen kişi’ olma şöhretini kazanmak isteyen bu oyuncular tarafından tanınmamalıydı.
İşin Daha da kötüsü; bilgi loncası, suikast loncası, karanlık oyuncular loncası vs. hepsi Weed’in yerini ve oyuncu adını tespit etmeye çalışıyordu.
Bu loncalar Weed’i bulduğu ânda yüzlerce derecelendirici ona hücum edip meydan okurdu.
Büyük ve prestijli loncalar da ‘Weed’i yakalayan lonca’ ünvanını alıp gücünü artırmak için Weed’i yakalama konusunda birbirlerini ezip geçerdi.
Weed yenilmez kumarbaz, savaş tanrısı gibi lakaplara sahip olduğu sürece büyük risk ve tehlike içindeydi.
Birçok oyuncu royal road’ı eğlence ve zevk için oynuyordu Ama Weed geçimini sağlamak için oynuyordu.
‘Bu oyun olmazsa karnımızı doyuramam. Benim gibi birinin aç susuz kalması buradaki kimsenin umrunda bile olmaz. Dünyada nâzik, nahif ve alçakgönüllü insan yoktur.’
Sonra bir kız elini kaldırdı:
“Bakar mısın?”
“Evet?”
“Yeni bir kıyafet istiyorum… hem göze hoş görünsün hem de bedenime güzel otursun. Ayrıca eğer mümkünse kıyafet Yüksek savunma gücüne sahip olsun.”
Biraz tuhaf gibi görünse de kız böyle bir sipariş verdi.
Weed malzemeleri kontrol etmek için sırtçantasına baktı. Gerçi Weed malzemelerinin türünü ve sayısını ezbere biliyordu ama yine de tekrar emin olmak istedi.
“Elimde güçlü pegasus derisi, güçlü unicorn derisi ve premium vampir derisi var. Eğer vampir derisini isterseniz ekstra tamir ücreti isterim.”
“Premium deri?”
“Vampirlerin kullandığı deri. Pelerini söküp elde ettiğim malzemeyle kıyafeti yapabilirim. Mini etek savunma noktasında zayıf kalabilir, onun yerine bedenini tamamen saran bir şey yapmamı ister misin?”
Weed’in terzilikte orta seviye 2’ye geldiğinde kazandığı yeteneği; ham madde üretme!
Bu yetenek sayesinde Weed kıyafetleri geri dönüşüme sokarak yeni malzemeler üretebiliyordu.
Eski itemlerden iyi malzemeler üretmek riskli bir iş olsa da farklı çeşitlerde malzemeler üretmek ve ürettiği malzemeleri başka ihtiyaçlar için kullanabiliyor olmak çok faydalı bir yetenekti.
Weed konuşmasına devam etti:
“Fiyatlar malzemelerin kalitesine göre değişiyor. İşçilik ücreti olarak da saat başı 10 altın isterim.”
Weed’in söylediği işçilik ücreti oyuncular tarafından tepki gördü. Kalabalığın içinden biri hemen itiraz etti:
“İşçilik ücreti için 10 altın çok pahalı. Buralarda Terzilik işçiliği ücreti diğer işçilik ücretlerinden daha ucuzdur, sen tam bir sahtekarsın.”
Bu cümlelerde hem fiyatlara tepki, hem de alaycılık vardı.
“Evet doğru. Sahtekarlık yaptı ve bir Katil oldu.”
“Böyle düşünmenize üzüldüm. Sahtekar taksiciler gibi hissettim.”
Aslında yetenekli bir terzi için saatliğine 10 altın pahalı bir fiyatlandırma değildi. Çünkü diğer mesleklerle karşılaştırıldıında diğer mesleklerde çalışanlar aynı süre zarfında terzilerden daha fazla para kazanabiliyordu.
Fakat mavi yakalı işçilerin artan rekabeti ve artan taşıma maaliyetleri nedeniyle 10 altın gibi bir fiyat biçmek pek makul değildi.
Weed’in etrafında toplanan kalabalığın Weed’e ilgisi azalıyordu ve dağılmaya başladılar.
Bu sırada Weed söze girdi:
“Terzilik ve demircilik yeteneklerim orta seviyedir ve El işçiliği yeteneğim de ileri seviyedir. Her türlü eşyayı veya malzemeyi en iyi haline dönüştürebilirim. Bana güvenebilirsiniz ve eşyalarınızı teslim edebilirsiniz.”
Kalabalığın tepkisi aniden değişti.
“Orta seviye terzilik, orta seviye demircilik ve ileri seviye el işçiliği? Nasıl olabilir! Daha önce Versailles kıtasında böyle bir oyuncuya rastladığımı hatırlamıyorum!”
“Bu imkansız, bu çok saçma bir kombinasyon.”
“Belki de üretimle alakalı yeteneklerini geliştirmek için bir yerde oturup tüm gün çalışıyordur?”
“Üzerindeki ekipmanlara bakılırsa leveli düşük gibi görünüyor. Onun el işçiliği yeteneğini ileri seviye çıkarmış mavi yakalı bir oyuncu olduğuna inanmıyorum.”
“O halde bu herifin kim olduğunu ve ne yapıp ettiğini bilmiyoruz. O sahtekar düzembazın teki.”
“he bu arada, adı Weedmiş. Yoksa o oymacı Weed mi?”
Weed’in ismi kırmızı renkli olarak belirdi. Oyun kuralı gereği Katiller isimlerini gizleyemezler.
“Yani bu adam oymacı Weed mi? Yani meşhur Morata Lordu.”
“Weed... Hani şu uzun zaman önce orta seviye oymacılık yeteneklerine ulaşan oyuncu. Eğer bu adam oysa bu demek oluyor ki vampir krallığı Todeum’a yaptığı seferden dönmüş.”
“Todeum’dan daha yeni dönmüş olmalı.”
“Morata lordu geri döndü!”
‘Oymacı Weed’ ismi Versailles kıtasında yaygın bir şekilde tanınıyordu. Ya da en azından herkes onun Morata’nın ayrıcalıklı lordu olduğunu bilirdi.
“Freya kilisesi paladinlerinin niye saldırmadığı şimdi anlaşıldı..”
“Ayrıca şehir sakinleri bir katil gördükleri halde neden sakin kaldılar anlamış olduk.”
Weed ve Morata sakinleri arasındaki ilişki versailles kıtasındaki itibarı sayesinde gayet sıkıydı. İlk başta Kafalarında şüphe olan oyuncular hemen tekrar Weed’in etrafına toplandılar.
“Lütfen az önce bahsettiğim kıyafeti yap!”
“Bana da bir çift çizme yap lütfen. Olabildiince parlak çizmeler…”
“Bir savaşçı için mont yapabilir misin? Zırhın üzerine giyilebilen türde bir mont. Lütfen bana uygun bir mont yap!”
Bir oyuncunun Morata’nın terzilik üzerine olan görevlerini yerine getirse bile orta seviye terzilik düzeyine ulaşması nadir olan bir durumdu. Bu yüzden oyuncular elde ettiği itemlerin bir çoğunu avlanarak veya satın alarak elde ederlerdi.
Şimdi orta seviye demircilik ve terzilik seviyesine sahip bir oyuncu gören herkes ileri seviye materyallerini getirerek bu oyuncunun yanına toplanmışlardı.
Dahası el becerisi yeteneğinde ileri seviyeye ulaşmış bir oyuncu görmek diğer oyuncular açısından inanılır gibi değildi.
“Ben bir kılıç istiyorum.”
“Ben de bir kalkan istiyorum, yapabilir misin?”
Weed çok değişik türlerde malzeme siparişi almıştı ve Todeum’da elde ettiği malzemeler hızla satılıyordu.
***
“Pardon bakar mısınız. Bir oymacısınız değil mi?”
Bir erkek oyuncu Weed’in yanına geldi.
“Evet doğru.”
Weed o sırada çekiciyle demir dövüyordu. Sabahın erken saatleriydi, henüz çok fazla müşteri gelmemişti.
“Sevgilime yıl dönümü hediyesi vermek istiyorum, bir buket çiçek yapar mısın?”
“……”
Weed’in para kazanması gerekiyordu. Bu yüzden bu siparişle çok ilgilenmedi.
“Elimde başka siparişler var, onları bitirirsem senin siparişi yarın sabah yapabilirim.”
Weed’in rahatsızlık duyduğunu fark eden müşteri bir tane item uzattı.
“Bu saf demir. Ücreti de hemen ödeyebilirim.”
Saf demir!
Bu demir türü diğer demirlere göre daha fazla yoğunluğa sahipti.
Weed hemen müşterinin elini sıktı.
“Tamam yaparım.”
“……”
Oymacı sınıfı geçim sağlamak için pek de uygun bir sınıf değildi.
Oymacılık sınıfının İşçilik ücreti diğer sınıflara nazaran daha ucuzdu ve az çok fark etmez her bahşiş oymacı sınıfındaki oyuncuların reddedemeyeceği bir şeydi.
‘Oymacılık yeteneğini uzun süredir kullanıyorum, bu siparişi de hemen hallederim.’
Her zaman olduğu gibi Weed bir parça ahşap aldı ve çiçeği oymaya başladı. Daha önce bir çok çiçek şekli oyduğu için bu sipariş onun için gözü kapalı yapılabilecek kadar kolaydı.
Fakat oymacılık yeteneğini aktif ettikten sonra nereden geldiği belli olmayan sesler ve fısıltılar yine duyulmaya başladı.
-Lütfen yont beni.
-İşle bizi.
-İnsan oymacı, ben sana inanıyorum, yapabilirsin.
-Hadi elini çabuk tut ve yont bizi.
Weed, Oymacılıkta ileri seviye 5 düzeyine ulaştıktan sonra bu nereden geldiği belli olmayan sesleri duymaya başlamıştı.
Seslerin duyuluyor olmasının yanı sıra üzerine bir de tehdit de ediyorlardı.
-Eğer bizi kurtarmazsan…
-Eğer bize hayat vermezsen…
-Şu aptal oymacı ölsün daha iyi…
Weed’in vücudu aniden alevlenmeye başladı.
tüm vücudu ateşle kaplandı ve alevlerin sesi rahatlıkla duyulabiliyordu.
Ayrıca bu olay Morata’da gece yarısı ve meydanın orta yerinde gerçekleşiyordu.
Ateş lanetine maruz kaldınız. |
Bu lanet sürekli olarak ateş hasarı verir.
Üzerinizdeki tüm eşyalar hızlıca eskir ve yıpranır. |
Weed’in bedeni yanarken saniyede 300 HP(Sağlık puanı) kaybediyordu.
Oymakta olduğu ahşap parça da hemen tutuşmuştu.
“Taş vücut yeteneği!”
Weed refleks olarak hemen koruma yeteneğini kullandı ve HP düşme hızı %65 oranında azaldı.
“Vaow! Şuna bak!”
“Çok havalı!”
“Bunu nasıl yapıyor?”
Weed’in bu sıra dışı durumu nedeniyle Morata meydanındaki oyuncuların ilgi ve merakları tekrar yükselmeye başladı.
“Çok güzel.”
“Ne kadar da güzel alev alıyor.”
Weed yanarken onu izleyen oyuncuların sayısı oldukça fazlaydı.
Neyse ki bu oyuncular arasında durumu anlayan Rahipler de vardı. Kötü bir durum olduğunu farkettiler ve aynı anda tedavi ve kutsal büyü uygulamaya başladılar.
“Tedavi!”
“İyileştir!”
“Çoklu tedavi!”
Weed farklı sayıda ve çeşitli kutsal büyü ile tedavi ediliyordu.
“Demir koruma.”
“Kutsal kalkan.”
Art arda gelen büyü korumasının ardından alevler içindeki Weed nihayet söndü.
Weed bitkin haldeydi.
“Şimdi de sirk gösterisi yapıyormuş gibi görünüyorum.”
Weed acı içinde gösteri yapan oymacıya dönüşmüştü.
Bir oymacının böyle renkli bir macera içine gireceğini kim tahmin edebilirdi ki?
Tekrar oymaya başladığında Weed buz lanetini aktif etti.
Weed bir yandan buz kütlesinin içinde donarken diğer yandan çiçek buketini yavaş yavaş oymaya devam etti.
“Teşekkür ederim.”
Müşteri çiçek buketini aldı ve sonra ortadan kayboldu.
Şimdi de Weed’in başının üstünde yağmur yağıyordu. Kocaman bulutlar sadece Weed’in tepesindeydi ve çakan şimşekler rahatlıkla duyulabiliyordu.
Kureureung, kwawang!
Diğer oyuncular Weed’den uzaklaştılar.
“Bu adama garip haller oluyor.”
“Şu lanetli oyuncuya bak.”
“Sakın yanaşmayın, siz de lanetlenebilirsiniz.”
Weed rahiplerin yardımıyla lanetten hasar almadan kurtarıldı.
Bu bir testti; her oymacılık teşebbüsünde yanmak, zehirlenmek, yağmura yakalanmak ve deprem gibi hadiseler oluyordu.
Terzilik yeteneği yeterliliği %0.1 oranında arttı. |
Weed oymacılık işlerini bıraktı, demircilik ve terzilik ile alakalı siparişlere odaklandı.
Weed siparişleri yaparak hem itibarını artırıyor, hem yeteneklerini ilerletiyor, hem de para kazanıyordu.
Ayrıca Weed’in satış yapabilme ve ikna etme yeteneği de bir hayli artmıştı.
Satışını yaptığı ürünlerin sayısı düzgün hitabeti ve iletişimi sayesinde çok artmıştı.
“Bu sadece bir kıyafet olabilir ama öyle sıradan bir kıyafet değil. Adın Sedona-nim’di değil mi? Bu kıyafet tam da Sedona-nim’e göre dikilmiş bir kıyafet. Üst kısmı ve bel kısmı bedenine tam oturur ayrıca savunma ve dayanıklılık puanı sağlar. Lüks Unicorn derisinden yapıldığı için rengi hemen solmaz ve yıpranmaz. Sedona-nim bu kıyafeti en az 10 defa kullanabilirsin.”
“Fiyatı nedir?”
“Fiyatı. Bu öyle kolayca fiyat biçilebilecek bir kıyafet değil. Kıyafetin kalitesini gördün, beni tanıyorsun, o halde bu kalitedeki bir kıyafete layık gördüğün fiyatı sen söyle.”
Weed fiyatlar hakkında konuşurken kişinin direkt gözlerine baktı.
Yapılan çalışmayı ve harcanan emeği gördükten sonra iyi kalpli ve düzgün bir kişi seve seve ödeme yapardı. Para konusunda hassas olan kişiler belirlenen fiyatlara uymak zorunda kalmıyor ve pazarlık yaptıklarına inanıyorlardı.
Yaptığı iş ve harcadığı emek karşılığında belli bir fiyat belirlemek yerine bu yöntemi uygulayarak Weed daha fazla kâr elde etti.
Weed İleri seviye materyal almak isteyen oyunculara iseTodeum da elde ettiği itemleri parasına pek bakmadan sattı.
Morata’daki demir ve deri fiyatları merkez kıtadaki ucuz ve makul fiyatlara kıyasla hâlâ daha pahalıydı. Ama her item için farklı fiyat koyan Weed’in cepleri parayla dolmaya devam ediyordu.
Önceki dönemlerde yaptığı oymacılık eserleri ile kıyaslanınca şimdi yaptığı eserler ve insanların olumlu tepkileri sonucunda Weed daha fazla yetenek gelişimi ve para elde etti.
Weed’in elde ettikleri kesinlikle çok etkileyiciydi.
‘Bir sanatçı olarak değil de daha ziyade çok çalışan basit bir emekçi gibiyim.’
Weed bir yandan Yaptığı işe odaklanıyor, diğer yandan da kazandığı paraları hesaplıyordu.
Sonra Zırh yaparken bir sonraki siparişi düşünüyordu; gerekli malzemeleri, istenilen malzemelerin fiyatlarını ve müşterinin sipariş için verdiği kaporayı düşünüyordu. Weed’in üstlendiği işyükü gerçekten inanılmazdı.
Weed’in yaptığı zırhlar veya kıyafetler müşterilerin söylediklerine bakılırsa büyük beğeni toplamıştı.
“Şuna bak, sağlamlık çok yüksek.”
“Bir kıyafetin sağlamlığının bu kadar iyi olması için kim bilir ne kadar uğraşmıştır…”
Weed ucuz bir kumaştan bile güzel ve sağlam ürünler çıkartabiliyordu.
Morata’nın lordu Weed güzel ve kaliteli eşyalar üretirken etraftaki insanlar toplanmıştı.
Elindeki malzemeleri kârlı bir şekilde satma metodu ile Weed’in terzilik ve demircilik yetenekleri 1’er seviye atlayabilmişti. Elde ettiği paraysa 340.000 altındı.
Elindeki malzemeleri kullanarak ürettiği ürünleri satarak değil de elindeki malzemeleri direkt satsaydı bu kadar para kazanamazdı.
Elde ettiği para Nippleheim krallığı hazinesini sattığında elde ettiği paradan daha fazlaydı.
Ayrıca Weed’in popülerliği de artıyordu.
“Hey, yulaf lapası yemek için rosenheim krallığından geldim!”
“Yine piramit gibi bir şey inşa etmeyi planlıyor musun?”
“B veya C seviyesinde görev olması önemli değil, her türlü ben varım. Eğer görev sırasında yulaf lapası yaparsan gücümün sonuna kadar çalışırım.”
Rosenheim krallığından Weed’i seven ciddi sayıda oyuncu vardı.
Weed kendisini sevenleri her gördüğünde çok mutlu ve tatmin olmuş hissediyordu.
***
Weed elindeki işleri bitirdikten sonra Freya Kilisesi Paladinleri ve Alveron hep birlikte Weed’in yanına geldiler.
(DN: Hatırlatma yapayım arkadaşlar. Alveron kilisenin papa adayı. Weed ile göreve çıkması için yanına verilmişti. Hatta bir mağarada sıkıştıklarında Seoyoon Weed’e iğrenç yemekler yapıp yedirmişti. Orada da vardı Alveron. O da hasta olmuştu.)
“Weed-nim, bizden ayrı olduğun zamanlarda çok günah işlemişsin.”
Weed gerçekçi ve dürüst bir tavırla konuştu:
“Evet işledim. Vampirleri kurtarıyordum ve olaylar farklı cereyan etti.”
Weed papa adayı Alveron ile gayri resmi bir şekilde konuşmaktan çekinmedi çünkü ikisi birlikte görevlere gitmişlerdi ve bir keresinde de Weed Alveron’u yemekle tedavi etmişti. Dolayısıyla bu ikili arasındaki samimiyet oldukça fazlaydı.
Alveron’un yüzünde acıma ifadesi vardı.
“Böyle bir şey nasıl olabildi. He anladım. Tüm bunlar Weed-nim’in merhamet dolu kalbi yüzünden oldu değil mi?”
“……”
“Belli ki vampirler Weed-nim’in iyiliğini ve merhametini kendi emelleri için kullanmışlar. Vampirlerin zorlu bir kadere sahip olduklarını düşünmüş olmalısın. Vampirlere karşı bile merhamet sahibisin.”
“…..”
Weed Freya kilisesi ile arasındaki samimiyeti bozmamak için en iyi yolun Alveron’un bu düşüncelerini devam ettirmek olduğunu düşündü.
Kilisenin topluma çok yüksek derecede katkısı vardı.
Morata şehirlerinde halk için inşa edilmiş mescitler/ibadethane ler vardı, bunun yanı sıra kilisenin kasaba için yaptığı katkılar da vardı.
Weed ve Alveron arasındaki yakın ilişkiye binaen kilise ve halk Weed’e güvenmişti.
“Senin için dua edeceğim Weed-nim. İnanıyorum ki tanrıça Freya seni affedecektir.”
Katil damgasından kurtulmanın en hızlı yolu kiliseye bağış yapmaktı. Daha az kötü şöhret ve İtibarsızlık içeren görevler alabilmek için katil damgasından kurtulmak önemliydi. Katil durumundayken halk sakinleri ile iletişime geçme ihtimali çok düşüktür çünkü sizden kaçınmak isterler, ayrıca katil damgalı kişinin ticaret ve iş imkanı önemli ölçüde düşer.
Bu kötü sonuçların yanı sıra katil damgalı olmanın bir diğer ağır bedeli de saldırıya uğrama ihtimalinin artmasıdır.
‘Bağış mı! Yemek yemek için bile param yok ve benden bağış yapmamı mı istiyorsunuz.’
Weed hem utanıyormuş numarası yaptı,, hem de günlerdir hiçbir şey yememiş gibi davrandı.
“Alveron-nim, niyetini ve ne yapmak istediğini anladım ama pek param yok. Hatta bu akşam ne yiyeceğim konusunda bile endişeliyim.”
“Tanrıça Freya’nın lütfu ile kimse aç kalmaz,. Morata şehrinde çok gelişme
ve ilerleme oldu. Weed-nim’in refahı yükseltme konusunda aldığı mükemmel
kararlar sayesinde morata’da ihtiyaç sahibi pek kimse kalmadı.”
“……”
Weed yapacağı bağış için indirim yaptırmayı düşünürken Alveron’un ona olan güveni sayesinde bağış yapmasına bile gerek kalmadı.
‘Moratanın gelişimi ve ilerlemesi. Mükemmel kararlar almak?’
Weed Todeum’da olduğu zamanlarda bu konuyla alakalı biraz bilgi edinmişti. Versailles kıtasındaki konuşmalardan ve söylentilerden, Dark Gamer Bilgi Sitesinden ve okuduğu birkaç makaleden insanların Morata’yı ne kadar sevdikleri hakkında bilgi öğrenmişti.
‘Morata’nın ne kadar iyi geliştiği konusunda daha somut bilgiler almak için şehrin yaşlısı ile konuşmalıyım.’
Weed Alveron’a doğru yürüyüp diz çökerken aklından bu fikir geçti.
Weed’in gözleri kapalıydı. Dua ediyordu. Çevresi ilahi güç ile kaplıydı.
“Bu karşımdaki kişi tanrıça freya adına vampirlerle savaştı. Yaptığı işler ve davranışlar insanlık adına gaddarlık ve zulüm gibi görünüyor olsa da vampirlerin de siz tanrıçanın sevgili kulları olduğunu düşünüyor ve vampirlerin de siz tanrıçanın cömertliğini ve lütfunu hakettiğine inanıyor…” şeklinde dua etti Papa adayı Alveron.
**TTRİNG**
TANRIÇA FREYA’NIN merhameti ile günahlarınız %45 oranında azaltıldı. |
İtibarsızlık 500 e düşürüldü.
İtibarsızlıkta yaşadığınız puan düşüşü liderlikte 10 puan azalışa sebep oldu. |
Aslında itibarsızlık birçok açıdan faydasız bir özellik değildi. NPC’lerin size vermek istemediği görevleri onları tehdit ederek alabilirsiniz. Marketlerdeki belirlenen fiyatları zorla kabul ettirebilirsiniz. Ayrıca himayenizde çalışanları kontrol ederken liderliğinizi etkiler.
Ama Freya’nın kutsamasını alan Weed itibarsızlık ve liderlik kaybı yaşadı.
Tövbe etmenin yan etkileri…
Weed için yaptığı duayı bitiren Alveron elini uzattı:
“Weed-nim hadi yemek yiyelim. Yemek salonunda bize akşam yemeği hazırlamalarını söyleyeyim.”
“Teşekkürler Alveron.” diye cevapladı Weed.
İstediğini elde eden Weed’in ses tonu değişmişti.
Freya Kilisesinde 4 ana yemeğin yanında tatlılar, salatalar ve şarap sunuluyordu.
Bizzat Alveron tarafından davet edilen Weed’i gören diğer oyuncular Weed’e hayranlık içinde bakıyorlardı.
“vay be, onun nasıl Morata lordu olduğunu düşündüm de, ışık kulesini filan daha iyi anlıyorum.”
“Weed’in Freya kilisesi ile olan ilişkisi oldukça derinmiş.”
“Belki de parayla ilgilidir? Bir lord olarak Weed Morata’ya çok yatırım yaptı.”
“Weed ve Alveron’un Rosenheim krallığından beri çok sıkı ilişkilerii olduğunu duydum.”
***
Weed Freya kilisesindeki yemeğin tadını çıkarıyordu. Her yerde taze ve lezzettli yemekler vardı.
Morata’nın o kötü ve soğuk günlerinde, halk bir kutlama yapmak için ev yapımı yemekler bile bulamazdı. Şimdilerde ise hertürlü yiyecekleri vardı.
Hepsi sulama sistemini genişleten çalışkan şehrin yaşlısı sayesinde olmuştu.
‘Morata gerçekten de büyük devrim yaşıyor.’
Kıtanın merkezindeki şehirleri kıyaslayacak olursak Morata diğerlerinin yanında küçük bir şehirdi ama çok etkileyici bir yerdi.
Halkın ve oyuncuların birlikte huzur içinde yaşadığı bir şehir..
Weed ticaretten elde edilen tüm vergilerden çok memnundu.
Weed aç kurt gibi yemeğe devam etti ve tokluk puanı zirve yaptı.
Alveron:
“Weed-nim, freya kilisesi uzun süredir seni arıyordu.”
(DN: Yine ne gömecekler acaba. Bunlar arıyorsa bulduklarında gömmeden bırakmıyorlar.)
“Ne için?”
“Aslında, canavarların imha edilmesi için.”
Kuzeydeki buzların erimesinin ardından kış uykusundaki canavarlar uyanmaya başladı.
Canavarların uyanması sebebiyle kuzey keşfi duraksamaya uğradı.
Görünüşe göre gelişmekte olan şehirler hazırlıksız yakalanıp canavarlar tarafından basılmış. Otlaklıkları ve yeşil alanları bırakmak istemeyen köylüler ve ticaretlerini yürütemeyen tüccarlar varmış.
Weed endişeyle sordu:
“Morata ne durumda peki?”
Morata lordu olan Weed yaptığı para yatırımları sebebiyle endişeliydi.
“Freya kilisesinin sadık Paladinleri ile refahımızı ve güvenliğimizi sürdürüyoruz.”
Neyse ki Alveron’un sözleri Weed’i rahatlattı.
Morata’da Paladinlerin yanı sıra belli sayıda maceracı ve paralı asker de vardı.
Aslına bakılırsa, Morata’da bulunan oyuncular Morata’yı stratejik bir yer olarak düşündüğü için Morata’nın iyi savunma gücü vardı. Daha açık konuşmak gerekirse eğer Morata canavarlar tarafından istila edilirse tüm kuzey bölgesi canavarların eline geçerdi.
“Senden bir isteğim daha var Weed-nim. Somren Özgürlük Şehrinden Paladinler ve Freya kilisesi rahipleri için takviye kuvvetler almak için iznini istiyorum.”
Weed bu teklifte bir sıkıntı görmedi.
“Burada kuzeyde canavarlar yüzünden bir huzursuzluk varsa halkın güvenliğini sağlamak için daha fazla paladin gelmesinden memnun olurum.”
“Bir de…”
Alveron ağzında geveleyerek:
“Şey. İstemekte zorlandığım bir şey daha var. Başrahip-nim bu konuda senin çalışmanı istedi.”
“Neymiş o?”
Eğer konu Weed’in parası ile alakalı değilse Weed her türlü konuyu dinlerdi.
Weed’in Freya Kilisesinden aldığı görevler her ne kadar biraz zor olsa da iyi görevlerdi. Mesela Jin-Hyeol vampirleri, ölümsüzler lejyonu ile olan savaş…
Asıl mesele biriktirdiği parayı harcamaktan nasıl kaçınacağı idi.
Freya Kilisesinin görevlerinin getirisi ve kazancı fazla olduğu için Weed reddetmek istemiyordu.
“Morata kültürü ve sanatıyla meşhur bir yer. Fakat burada tanrıça Freyayı temsil eden bir heykel yok. Bu durum kendisini tanrıçaya adamış rahipleri hayalkırıklığına uğratabilir. Bu sebeple başrahip-nim muazzam bir Freya heykeli yapması için Weed-nim’i seçti.”
**ttring!**
Freya Kilisesi Heykeli |
|
||
Versailles kıtasının kuzey kısmında tanrıça Freya’yı temsil eden bir heykel yapılacak.
Kilise, diğer kiliselerin kendisiyle rekabet edememesi için heykelin çok güzel olmasını istiyor.
Eğer oymacı başarılı olursa ismi versailles kıtasında yayılacak ve yankılanacak.
Heykel yapılırken işçiler koordineli olarak çalışabilir.
Görev giderleri için elmas verilecek. |
|
||
Görevin zorluğu |
Dini görev |
|
|
Ödül |
-Heykele inananların İmanları normalden 3 kat daha etkili olacak.
-Heykel için çalışanlar yetenek yeterlilikleri kazanmanın yanı sıra
heykel başarıyla tamamlandıktan sonra itibar puanları 3 kat artacak.
-Eğer başarısız olunursa Freya Kilisesine olan bağlılıkları azalacak. |
|
|
Kısıtlamalar |
Canavarlar Freya Kilisesini temsil eden şeylerden nefret ettiği için heykeli yıkmaya çalışacaklar.
Heykel asla yıkılmamalıdır. |
|
|
(DN: Uzun zamandan sonra yeni LMS bölümü ile sizlerleyiz. Aslında bölüm diyemem çünkü bugün başka bölümler de gelebilir, hiç belli olmaz. Uzun süredir bölüm atamıyordum, onun sebebi LMS’nin bırakılmış olması değil, aksine benim bilgisayarımın fanının pert olması ve bilgisayarın en sonunda duman almasıdır. Neyse ki bilgisayara pek bir şey olmadı, sadece fan değiştirerek kurtardım. O yüzden biraz gecikme oldu, kusura bakmayın. Umarım okurken keyif almışsınızdır. Hatamız olduysa affola.)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..