Çevirmen: AFMbey-nim
Düzenleyen: Gandalf
Lee Hyun Dark Gamer Union(karanlık oyuncular birliği) websitesine girdi.
Neyse ki Freya Heykeli düzgün ve güvenli bir şekilde tamamlanmıştı. Heykelle alakalı videolar onur listesi kısmında yayınlanmıştı, videolar olumlu tepki almıştı ama Lee Hyun’un videoları izlemeye parası yetmedi.
Lee Hyun günlük rutini haline gelen fiyatları kontrol etme işinden vazgeçti ve direkt olarak bilgi forumlarına bağlandı.
“Bu duruma artık daha fazla katlanamam.”
Nereden geldiği belli olmayan seslerin sebep olduğu öfke nöbetleri…
Sesler Lee Hyun’un sadece kafasını yiyip bitirmekle kalmıyor, konsantrasyonunu da çok etkiliyordu.
Lanetler Lee Hyun un oymacılıkla alakalı yaratıcılığını etkiliyordu. Ayrıca lanete maruz kaldığı süre zarfı içerisinde mana yenilenme hızı da lanetlerden etkilenmişti.
“Oymacılık yeteneği ile alakalı gizli bir sır olmalı.”
Problemin ne olduğunu biliyor ama çözümü bilmiyordu. Bu yüzden konu ile alakalı bilgi toplamak için Karanlık Oyuncular Birliği sayfasına geldi.
Lee Hyun’un bulduğu bilgiler ‘B seviye’ bilgilerdi, ve bu bilgiler onu daha fazla kaynağa yönlendirdi.
-Kıymetli metallerin tahmini fiyat dalgalanmaları |
-Uto Krallığındaki Gamal Şehrinde bulunan demir madeninin fiyatı dibi gördü. |
Tüccarlardan gelen bilgiler…
Karanlık oyuncular birliğinde birçok türde oyuncu sınıfı vardı.
Aralarında Avcı ve Savaşçı gibi yaygın seçilen sınıfların bulunduğu Bu sınıfların birçoğu para kazanmanın zor olduğu sınıflardı. Eğer oyuncular dövüşe yatkın değilse veya tek başına bir zindanda avlanmak istemiyorsa o zaman dövüşle alakalı olmayan meslek seçmeleri en iyi karardır. Bunun neticesinde, birçok karanlık oyuncu Tüccar olmayı seçer.
Buna ek olarak tüccar olmayı seçen bu oyuncular ayrıca ikinci bir sınıf seçerler; zanaatkar, demirci, terzi gibi kazanç elde edebilecekleri sınıflar. Bunun sebebi malzeme toplayarak veya malzeme üreterek ikinci mesleğinden faydalanabilmek ve bu malzemeleri tüccar sıfatıyla satarak kazanç elde etmektir.
Tüccarlar, sermayeleri veya eninde sonunda kazanacakları servetleri ile ticaret şirketi kurmak suretiyle Paralı askerler kiralayabilirler ve böylelikle de kendi silahlı kuvvetlerini oluşturabilirler. Ayrıca tüccarlar için paralı askerler loncası ve hatta diğer loncalarla antlaşma imzalamak da mümkün.
Konu bilgi alışverişi olunca en iyi kaynak tüccarlardı.
Ama karanlık oyuncular birliğinde,tüccarlar dışında çok fazla türde sınıf/meslek vardı.
-Jorbin Earl paralı asker birliği kuruyor. Parası da çok iyi. Risk yüksek. |
-Kemal Dağı canavarları isyana kalkıştı. Zindan bulma ihtimali çok yüksek. Maceracı Uten I bul. Destek istiyor. |
-Meda Krallığı başkentinde acilen 300 level üstü Nadir türde kalkan satan bir NPC arıyorum. |
“Aradığım bunlar değil.”
Lee Hyun sayfanın alt kısmına doğru yeni gelen bilgilere göz atmaya başladı.
-Mızrak kullanma yeteneği’nin gizli yetenek kitabı. Thor Kralllığından Terian’ın hediyesi. Leveli 250, sadece mızrak yeteneğinde orta seviye ve üstünde olan oyunculara eğitim verir. |
-Muhasebe yeteneği nasıl geliştirilir: 12’den fazla türde değerli taşı tasnif et, mücevher ustalığı yeteneği yaklaşık %5 yükselir. Daha sonra eğer taşları ,değerinden %15 daha fazla bir fiyatla, asil tipli bir NPC’ye satarsan o zaman daha fazla yetenek yeterliliği elde edersin. Ayrıca bir mücevher satıcısı olarak itibar kazanırsın. |
-Kısa bir silah incelemesi; saber. Çok kalın bir gövdeye sahiptir ve kısa bir silahtır. |
Birçok farklı meslekle alakalı bir dünya bilgi vardı ama oymacı sınıfı ile alakalı çok az bilgi paylaşılmıştı.
-Oymacılık yeteneği ile el becerisi yeteneği arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışma. |
-El becerisinin sinerjik etkisi üzerine bir çalışma. |
-Versailles kıtasındaki heykellerin özellikleri ve etkileri. |
Bu bilgiler de sadece temel bilgilerdi. Lee Hyun’un aradığı bilgiler yoktu. Heykellerle bir bağlantısı olan ve varlığı bilinmeyen seslerle alakalı bilgiler.
“Şekiller!”
Lee Hyun başını olumsuz bir şekilde iki yana salladı.
Karanlık oyuncular birliğinde oymacılık yeteneği ile alakalı bilgiler yerine sadece bu şekillerle alakalı bilgiler mevcutsa bu hayal kırıklığı olurdu.
“Eğer benden daha iyi ve seçkin bir oymacı varsa bu iş daha da sıkıntılı olur.”
Biraz rahatlayan Lee Hyun bilgi aramaya devam etti. Elde ettiği bilgiler direkt olarak konu ile alakalı bilgiler değildi ama en azından ipucu veriyordu.
-Krallıklar arasındaki demircilik yeteneği farkları |
-Tamamlanamamış elbecerisi görevi |
-Başıboş NPC’lerin karakter özellikleri |
-Efsanevi krallığın demircisi |
-Sanatın doğduğu yer |
Lee Hyun bilgileri hafızasına kazıdı.
Gerekli bilgiyi Karanlık oyuncular Birliğinden elde ettikten sonra geriye problemi çözmek kalıyordu.
Daha sonra da bu bilinmeyen varlıkların neden yontulmak istediğini çözmek gerekiyordu.
Lee Hyun muhtemel bir çözümün var olduğunu biliyordu.
Oymacılık yeteneği ile alakalı kayıp ipuçları olduğunu düşünüyordu.
“Royal Road’a dönmem gerek.”
Oyuna bağlanmadan önce mesajlarını kontrol etti. En son Paskran mızrağını arayan birine mesaj atmıştı.
Gönderen: Hyperman |
Mesaj: Paskran mızrağı sende mi? |
Lee Hyun’a cevap gelmişti.
“Baya hızlı cevaplamış.”
Lee Hyun gördüğü link e tıkladı.
Mızrak sendeyse lütfen ama lütfeeenn bana sat.
Parasını öderim.
Elimde nakit 1.500.000 Won var (9000TL)
Aklındaki fiyat bu değilse sorun değil. Bir şekilde pazarlık yapar anlaşırız.
Lütfen hızlı cevap ver çünkü mızrağı çok istiyorum. |
“Nee! 1500000 Won!”
Lee Hyun kalbi yerinden çıkacakmış gibi hissetti.
Continent of Magic hesabını 3.900.000.000 won’a satmıştı. Böyle bir parayı rüyasında görse inanmazdı; O kadar yüksek bir meblağ idi. Ama parayı kazandıktan kısa süre sonra para elinden alınmıştı.
Ama 1.500.000 Won da gayet yüksek bir miktardı.
“Bu parayı bankaya yatırsam %7 faizle ekstra 100.000 Won kazanırdım. Resmen piyango kaçırmışım.”
Lee Hyun çok üzgündü.
Yetişkinler sıklıkla para her şey değildir der. Lee Hyun da aynı fikirdeydi.
“Hayatta para her şey değildir. Yaklaşık %98’i paradır. Kalan %2 de istekler, fikirler, arkadaşlık ve vaatlerdir.”
Lee Hyun 200 Won daha fazla ödeyerek tuz aldığı anısını hatırladı.
Şimdi de 1.500.000 Won kazanma şansını kaçırmıştı.
O gece Lee Hyun’un gözüne uyku girmedi.
“Ahhhh paracıklarım! Tanrım hayır..! gitti 1.500.000 won!”
Işık Kulesi’nin ardından Freya Heykeli de Morata’nın iki büyük cazibe merkezinden biri olarak anılmaya başladı.
“Freya heykeli buymuş demek.”
“Yapımında tüm kıtayı seferber eden bu heykelin eşi benzeri yok. Her tarikatın bir heykeli var ama bu heykel bir oyuncu tarafından yapılan ilk heykel.”
“Rahip heykelin çok önemli katkılar sağladığını söyledi.”
“Dövüşle alakalı meslekte olan oyuncuların Işık Kulesi yüzünden Morata’dan ayrılmak istemediğini duydum.”
“Başka bir yerde daha iyi bir avlanma sahası olsa bile Işık Kulesi’nin etkisi sayesinde uzak bir yere gitmek zorunda kalmıyorsun. Morata’dan uzak bir yere gittiğin anda kulenin etkileri kayboluyor.”
“Aynen. Avlanma sahasının verimliliği açısından Morata civarındaki avlanma sahaları en iyisi. Hatta Ekibin için çok çabuk yeni üyeler bulabilirsin.”
Freya heykeline bakan oyuncular heykellden çok etkilenmişlerdi.
Morata’ya gelirken bölgenin gelişmemiş olduğuna yönelik düşünceleri vardı. Barlar ve demirciler haricinde birçok önemli bina ve dükkandan yoksundu.
Tüccarlar ve zanaatkarlar malzeme tedarik etme konusunda sıkıntı yaşıyordu.
Bu güzel heykelin eksiklikleri olan bu şehre mükemmel katkıları oldu.
Heykelin 300 metre uzağında mimarlar tanrıçaya yönelen bir merdiven yaptılar.
Merdivene tırmanan kişiler heykeli daha yakından ve net görebiliyordu. Bunun için tabii ki ücret alınıyordu ama merdivene çıkmak isteyen insanlar kuyruk oluyordu.
Merdivenleri çıkınca karşılaşılan manzara fotoğraflarla veya videolarla hatıra olarak saklanılacak kadar güzel ve etkileyiciydi.
“Heykeli yapan kişi Işık Kulesi’ni yapan Weed. Heykel zannettiğimden daha harikaymış.”
“Sadece oymacılık yeteneğini değil, diğer yeteneklerini de epey yükseltti; kendi alanında ondan daha iyisi olamaz. Prestijli ve büyük loncalar ona üyelik teklifleri yapacaktır.”
“weed’in işi artık daha zor öyle değil mi? Diğer oyuncular da oymacılık öğrenmeye başlayacak.”
Bu sözleri söyleyen oyuncu diğer oyuncuları küçümseyerek reddetti.
“Evet biliyorum çünkü Weed’in ortaya koyduğu o devasa emeği ve işçiliği gördüm. Sen Weed kadar emek harcayabilir misin?”
“Konu çok çalışmaksa o zaman evet, onun kadar çalışabilirim.”
“Herkesin bir sınırı ve bir limiti vardır dostum, bir oymacının bile. Diğer tüm sınıflardaki oyuncuların olduğu gibi.”
Savaşçılar her zaman bu sınırların eşiğinde yaşar çünkü sürekli olarak yaşam mücadelesi verirler.
Şövalyeler de eğer onur larını kaybederse zayıf düşerler.
Rakiple Yakın mesafede savaşmak Okçular için ölümcül olabilir.
Büyücüler mükemmel saldırıya sahiptir, ama savunma statları berbattır. En ufak bir saldırıda bile ölebilirler.
Tüccarlar eğer paraları varsa güçlüdürler ama bu gücü elinde tutacak dayanıklılığa sahip değillerdir.
Paralı askerler her türlü koşullarda hayatta kalabilirler ama kendilerini kiralayan kişiler eğer taleplerini giderek arttırırsa askerlerin ekipmanları tükenir ve nihayetinde yoksul kalabilirler.
Maceracılar serüvenlerin tadını çıkarmalıdır. Keşif yapma heyecanı bir gerekliliktir; ki bu heyecan labirentte 10 gün boyunca çıkış yolu ararken lazım olan şeydir. Eğer macera/görev başarılı olursa şöhret ve para kazanırsın. Ama bazen de mesela bir zindan görevinden bir şey kazanamayabilirsin ve sadece çektiğin sıkıntı yanına kar kalır.
Bahsedilen tüm bu sınıfların/mesleklerin avantajları ve dezavantajları vardır.
Oymacılar açısından, oymacılar devasa heykeller yapabilirler.
Bir bölgede Klasik ve Başyapıt eserler yaparak harikalar yaratabilirler.
Bu heykelllerin tabii ki mükemmel etkileri vardır ama bu etkilerin de bir sınırı vardır.
Oymacılar bu eserler için genelde inanılmaz derecede çok emek harcarlar ama bu heykellerin hepsi nadir eser olmayabilirler. Başkalarının yardımı olmazsa Freya Heykeli gibi devasa ve nadir eserler yapması aylar sürebilir.
Bir oymacı bir işte başarılı olabilmek için dışardan gelen tüm müdahale ve engellemeleri bertaraf etmeli ve sadece oymacılığa odaklanmalıdır.
Kişi yaptığı işe konsantre olmalıdır. Aksi halde yaptığı iş tamamen çöpe gidebilir.
***
Weed Freya Heykelinin yanına geldi.
Oyuna bağlandığında saat gece yarısıydı; uzaktaki Işık Kulesi’ni görebiliyordu, kule ayışığını kendinde toplayıp etrafına yayıyordu ve şehrin sınırlarını gösteriyordu. Sanki sayısız ışık hüzmesi gökte dans ediyordu.
Morata’nın mevcut sanatsal durumu övülmeye değerdi.
Heykel ayrıca Ayışığı oyma bıçağı ile de yapıldığı için ayışığını çok iyi topluyor ve heykelin her yerini ışıldatıyordu.
Işık kulesi ve freya heykeli sayesinde Morata ıssız bir yer izlenimi vermiyordu.
Weed ayrıca morata’nın neye dönüştüğünü farketti.
“Burası aynı gece kulübü gibi oldu.”
Işığın altında dans eden ve elinde meşale tutan kadın…
Eğer Weed’in hassasiyetine sahip değilseniz heykeli bu şekilde görmek zordur.
Neyse, Weed’in yapması gereken bir şey vardı.
Weed heykeli ziyaret eden kalabalığa daldı ve heykele yaklaştı.
“Neler oluy…”
“Sıra olduğunu görmüyor mu bu adam ya?”
Turistler hemen protesto ettiler ama sonra araya kaynayan kişinin Weed olduğunu duyunca sustular.
Weed hem heykeli yapan kişiydi hem de Morata Lordu’ydu.
Weed heykelin ayakları altında bulunan dilek taşına yaklaştı.
“Ne yapıyor?”
“Bilmiyorum. Galiba yaptığı iş için şükrediyor.”
Heykelin etrafında bulunanlar Weed’in bu davranışını anlamaya çalıştılar.
Weed taşın üzerine bir olgun elma koydu.
Tanrıça Freya’ya adak/bağış…
Sonra da eğilerek selam verdi.
“Morata Lordu Tanrıça Freya’ya şükranlarını sunuyor.”
Yüzlerce hatta binlerce nurlu ışık heykelin etrafında toplandı.
Bu nurlu ışık Weed’in oymacılık yeteneği ile topladığı ışıkla kıyaslanınca daha farklı bir boyuttaydı.
Tanrıçanın tedavisi. |
Vücut tüm kötü enerjilerden arındırıldı.
Sağlık puanı maksimuma çıkarıldı.
Mana maksimuma çıkarıldı..
Tüm fiziksel yetenekler bir haftalığına yükseldi.
Şans bir haftalığına yükseldi.
Üretim ve yönetme kabiliyetlerinde kazanım elde edildi.
İman 10 puan yükseldi. |
Tüm olumsuz özellikleri tersine çeviren tanrıça tedavisi.
Tanrıçaya Dua eden/adak adayan insanlar bu kazanımları elde etmeyi umuyordu.
Weed bu kazanımların olacağını daha önceden bilseydi yakın arkadaşlarını da getirirdi ama arkadaşlarından hiçbirini dua ederken görmedi.
Hiç kimse Heykelden dilek dileyemez, sadece tanrıça sembolü olan bölgenin yöneticisi dilek dileyebilir. Dini sembolü olan Sudona özgürlük şehrinde de bu böyledir; prestijli lonca lideri bile dilek dileyemez.
Heykelin en önündeki oyuncu Weed’di.
“Neler oluyor?”
“Yakından bakalım.”
Oyuncular heykele yaklaşmaya çalıştı ama görünmeyen bir güç oyuncuları Weed’in bulunduğu dilek taşından uzaklaştırdı.
-Morata Lordu, dileğini söyle.
Heykelin arkasında Işık hüzmesi şeklinde bir oluşum vardı.
Tanrıça Freya’nın reenkarnasyonu…
Weed görüntüye bakmak için kafasını kaldırdı.
‘Tanrıça inanılmaz derecede bir güzelliğe sahip olmalı.’
Tanrıça Freya bereket ve güzelliğin tanrıçasıydı. Erkeklerin gözünü kör edebilecek bir güzellik..
Fakat weed’in beklentisinin aksine Tanrıça Freyanın yüz hatlarını tam olarak seçemedi. Ama görebildiği kadarıyla Freya’nın tombul bir yüzü vardı.
Weed isteğini söyledi:
“Oymacılık yeteneği hakkında daha fazla bilmek istiyorum.”
Weed bereketli hasat, madenlerden faydalanmak ya da ticaretin hızlanması gibi dilekler dilememişti. Bu tarz dilekler dilemek istiyordu ama o yeteneği hakkında daha fazla öğrenmek istiyordu.
“Bilinmeyen varlıkları yontma yöntemlerini öğrenmek istiyorum.”
Tanrıça Freya’nın göründüğünü geç anlayan oyuncular hemen heykele doğru akın etti.
“Hey!”
“Bekle!”
“Neler oluyor böyle!”
Tanrıçanın cevabını sadece Weed duyabilirdi.
-onlar. Onların yaratıldıkları andan beri bir şekli yoktur. Heykelleri ve oymacılığı seven insanlar. Onların krallığına gitmelisin. Hassas ve azimli insanların olduğu yer. Gitmen gereken yer orası.
Heykelin etrafındaki kutsal ışık kaybolmaya başladı.
Işık tamamen kaybolduğunda Tanrıça Freya görüntüsü de kayboldu.
Weed de insan kalabalığından sıyrılıp uzaklaştı.
‘Freya’nın bahsettiği insanların krallığı. Gururlu hissettikleri bir yer.’
Weed’in oraya gitmesi gerekiyordu. Ama ayrılmadan önce şehrin yaşlısı ile buluşması lazımdı.
Morata’nın kara kalesi..
Weed kaleye yaklaştı.
Güneş yeni doğuyordu ve hava aydınlanmaya başlamıştı.
Heykelin bulunduğu yer her zaman kalabalık olurdu.. ama şimdi heykeli izleyen insanların çoğu üzgündü.
Bölgedeki bekçiler Weed’in geldiğini gördüler.
“Lord-nim, kaleye mi dönüyorsunuz?”
“Evet.”
“İnsanlara Lord-nim’in kaleye döndüğünü haber vereyim.”
Bekçiler çanı çalmak için ipin olduğu yere yöneldiler.
“Gerek yok. İnsanları durduk yere rahatsız etmeyeyim, çalışıyorlar ve meşguller.”
“Evet ama mevzu bahis Lord-nim’in geri dönüşü..”
“Hahah, önemli değil. Sorun yok.”
Weed yavaş yavaş yolu tırmanmaya başladı. İçindeki güç artışını hissedebiliyordu.
“Tüm şehre ziyafet filan mı var?”
“Huh?”
“Öküz ve domuz filan. Herkesin istediği kadar yiyebileceği bir ziyafet.”
“……”
Weed hiçbir şey söyleyemedi.
Morata’nın eğitim seviyesi çok kötü durumdaydı.
Sadece bekçiler değil, aynı zamanda resmi askerler de disipline değillerdi ve sadakat göstermiyordu.
Weed’e karşı bile, ki Weed onlarla en yüksek samimiyete sahip olan kişiydi, davranışları düzgün değildi.
Eğer eğitim seviyeleri düşükse teknik ve ticari alanda gelişim yavaş olurdu. Ayrıca yerel halkın Şövalye ve büyücüye dönüşmesi zor olurdu. Dini inanç ne kadar yayılırsa halkın güvenliği de o hızda bozulurdu.
Kale, kasaba veya metropol fark etmez ; hepsinin gelişmesi ve ilerlemesi zordur.
“Ahem ahem. Ziyafet işine ilerde bakarım. Domuzlar. Sadece domuz değil tavşan da yakalarım.”
“Teşekkürler lord-nim.”
Sonra Weed lordun kalesini gezinmeye başladı.
Buraya ilk geldiğinde kale Tori önderliğindeki Jin-Hyeo vampirleri tarafından işgal edilmişti.
Kırık ekipmanlar ve taşlar, her yeri saran örümcek ağları. Hepsi düzgünce temizlenmişti.
“Görev almak için geldim.”
“Nakliyeyi almak için geldim.”
Freya heykeli hakkındaki söylentinin ardından lordun kalesi tüccarlarla ve paralı askerlerle dolmuştu.
Maceracılar da yaptıklarıyla övünmekle meşgullerdi.
Kalenin temel bakım ve onarım işlemlerinin bitmesinin ardından çok sayıda sakin ve maceracı kaleye gelmişti.
Şehir yönetimi, canavarların imhası, göçmenlik, kayıt yenileme, vergi oranını belirleme, ganimetleri ve görevleri raporlama. Kalede tüm bu işlemleri yapmak mümkündü. Ama Lordun kalesi şehri daha etkili yönetebilmek için daha büyük bir bakıma ve düzenlemeye ihtiyaç duyuyordu.
Weed yavaş yavaş kaleyi dolaştı.
Kalede çok sayıda oyuncu olmasına rağmen ikinci katta hiç yoktu. İlk katta birçok oda vardı ama ikinci kattaki odaların hepsi kapalıydı. İkinci kat sadece lordlar içindi.
‘Bu katta çok az bakım ve onarım yapılmış.’
Weed ilk kata indi ve resepsiyon masasına yöneldi. Sırasının gelmesi için biraz beklemesi gerekiyordu.
“Siz Lord-nim değil misiniz?”
Weed belirgin bir şekilde öksürdü:
“Ahem ahem!”
“Şu anda mevcut görevler şunlar: Canavarları zaptetme, şehirden çıkmakta olan kargolara eşlik etme ve madenlerle alakalı görevler. Ayrıca mahsül koruma görevi de var ama bunun size göre bir görev olduğunu sanmıyorum Lord-nim.”
Weed lord olduğu için Morata’da istediği görevi alabilirdi.
Görevlerin en basiti uzun yolculuğa çıkan kargoya eşlik etmekti. Çünkü bir araçta oturmak ve yolculuğa çıkmak gayet rahat bir işti.
Madencilikle alakalı görevler için ekibin madencilerden oluşması gerekiyordu. Bu görev esnasında tünellerden aşağı korunarak inersiniz ve eğer mücevher, mitril, altın, gümüş, demir veya bakır gibi itemler bulursanız piyangoyu gözünden vurursunuz. Görevden elde edilen kâr katılımcılar arasında eşit paylaşılır ama yine de sizin payınıza düşen kâr oldukça yüksek olur.
Mahsül korumakla görevli olanlar ürünü yaban domuzları, geyik ve çekirge gibi hayvanlardan korumalıdır; bu tür görevler daha çok başlangıç seviye oyuncular içindir.
Weed bir görev almak yerine resepsiyoniste başka bir şey sordu:
“Şehrin yaşlısı nerede?”
“Yaşlı , Freya paladinleri ile birlikte şehrin duvarlarının ötesinde devriyede.”
“Ne zaman dönecek?”
“Bugün döneceğini söyledi. Burada beklemek ister misiniz? Size yemek ikram edebilirim.”
Weed yapacak bir işi olmadığı için beklemekte mahsur görmedi.
Kaleden ayrılıp sokaklara geri dönmeden önce ceplerini yemekle doldurdu.
***
Weed yeni yapılan binaları gizlice geziniyordu.
Meyhane..
“Hah! Güzel.”
“Kuzeyden döndükten sonra böyle güzel içkileri tatmayı beklemiyordum.”
“Morata’da özgürce içki içebilmek çok iyi.”
Turistlerin arasında bir çok sarhoş vardı.
Paralı askerler ve maceracılar da basit içkilerle susuzluğunu gideriyordu.
Saflığını koruyan bakire şehir Morata şimdi ziyaretçilerine içki ve meze taşıyor.
// Vay günahkarlar vay.
‘Harika.’
Weed kafa salladı.
Meyhane/bar Morata’nın gelişimi ve ilerlemesi için gerekli olan yapılardan biriydi.
Pazar, ticaret merkezleri ve seyahat bilgi binaları gerekli yapılar değildi. Bar/meyhanede alkolde %60 vergi uygulandığı için devasa kâr ve gelir vergisi sağlayan bir yapıydı.
Weed sadece lordların verebildiği komutu verdi:
“Bar yönetim penceresi!”
Morata meydanında bulunan tek bar burasıdır. Temizliğin hemen ardından inşa edildi. Çok geniş bir holü vardır, 500’den fazla oturma yeri. Çok makul fiyata alkol ve meze bulunur. |
|
Ürünler |
Tüm çerezler
Meyveli içecekler
Köpüklü Barley içkisi
Bira |
Çalışanlar |
Şef Jenna, Mia ve 10 sakin |
Bakım/onarım ve idare masrafı |
600 altın |
Günlük ziyaret sayısı |
Ortalama 7200 misafir. |
En son haftalık kâr |
2642 altın, 43 gümüş, 56 bakır. |
Bu Moratadaki tek bardı. Hatta burası kıtanın kuzey kısmındaki tek bar bile olabilirdi.
Merkez kıtanın liman şehrinde başlıca içki Aquavit idi. Bu şehirde rom gibi içkiler, fermente alkol veya bira satılmaz. Yine de şehrin ekonomisi gayet iyiydi.
Weed konaklama yerine gitti. Burada da gelen giden bir çok insan vardı.
Kuzeyde Morata’daki konaklama yerinden daha geniş bir konaklama yeri yoktu. Çoğu misafirhane oda sayısı bakımından yetersizdi. Morata’dakinde 300 oda vardı ve odalar premium ücreti ödeyen kişilere satılabilirdi.
Oda, bitkinlikten kaynaklanan uykuyu ve diğer fiziki yetenekleri iyileştirmek için tamamen aktive edilir. Misafirhanede bir gün kaldıktan sonra bitkinlik düzeltme oranı artar ve yemekler lezzetli olduğu için kimse başka misafirhaneye gitmek istemez.
Misafirhanenin haftalık kârı 4000 altından fazlaydı ve bu kâr muhtemelen yemek satışlarından dolayı yüksekti.
Misafirhanedeki yemekleri bardaki yemeklerin aksine hazmetmesi daha kolaydı ve tokluk seviyesini kolayca arttırabiliyordu.
“İlerleyen zamanda bir restoran da yapacağım. Eğer yaparsam daha fazla para kazanabilirim.”
Ne zaman yeni bir bina açılsa Weed bundan zevk duyuyordu.
Şehrin yapısını ve durumunu geliştirmek için şehir sakinlerini ve oyuncuları kullanan Weed, bar, misafirhane, restoran gibi yapılar aracılığıyla yakaladığı bu büyük gelişimin ivmesini artırabilirdi.
Maceralar ve görevler Versailles kıtasındaki ilgi çekici unsurlar olarak adlandırılabilirdi ama Morata Lordu açısından daha tatmin edici bir duygu vardı: Versailles kıtasındaki bir yeri yönetme gururu..
Şehrin ve kalenin yöneticisi olduğu için her şey onun tasarrufundaydı.
Weed’in bir sonraki durağı çiftlik evi ve ambar idi.
Morata yöresi geniş arazilerlerle kaplıydı ve buğday ekip biçiliyordu. Ambar buğday çuvalları ile doluydu ve çiftçiler de tarlalarda çalışıyordu.
Çiftçiler ürünleri hasat ettikten sonra ürünler kontrol edilip fiyatlar belirlenir, daha sonra tüccar vagonları ile kuzeydeki diğer şehirlere taşınarak kârlı bir fiyatla satılırdı.
Bu sezon Freya kilisesinin iman etkisi sayesinde mahsüller coşmuştu, çok bereketliydi.
Hasat edilen tahılın saklandığı depo.
Arpa ve buğday stoğu için ayrılmıştır. |
|
Envanter |
32000 Ton buğday.
19000 Ton arpa. |
|
Yiyecek kıtlığına çare bulmak için yoğun bir şekilde tarla arazilerini genişletme planı uygulandı.
Arazi bir zamanlar kalın buz ile kaplıydı ve buz eridikçe verimli toprak ortaya çıkmaya başlamıştı.
Bölge sakinleri ve yeni gelen göçebeler rahat rahat tarım yapabildiler ve ekin arazilerinde büyük bir genişleme yaşandı.
“Arpa miktarı çok hızlı bir şekilde 1,000,000 tonu bulmalı.”
Eldeki buğday miktarı ile hedeflenen miktar arasında dağlar kadar fark vardı. Ama sorun değildi.
Şehre göç edenlerin sayısı büyük bir hızla artıyordu.
Morata duvarlarını koruyan ev sayısı 5400’dü.
Morata sakinlerinin mevcut sayısı 60.000’den fazlaydı.
Kayıt dışı oyuncu sayısı 100’dü.
Morata’nın orijinal sakinlerinin sayısı oldukça fazlaydı ve bunların haricinde 53.000 kişi vardı. Bu kişiler şehrin dışında hasırdan yapılma evlerde yaşıyordu, Morata’nın geniş arazilerinde gecekondu bölgesi oluşturmuşlardı ve rahatça buğday ekip biçiyorlardı.
“Konut yönetimi penceresi!”
Kale sayısı |
1 |
Ahşap ev sayısı |
960 |
Gecekondu sayısı |
12953 |
Gecekondulardaki hijyen eksikliği sebebiyle büyük bir salgın problemi var.
Kışın hava soğuduğunda insanların yarısından fazlası donarak ölecek.
Morata’nın halk güvenliği yeterince iyi olmadığı için canavar saldırılarına karşı çok savunmasızlar. |
Eğer canavarlar gelirse Freya paladinleri halkın güvenliğini sağlamak için canavarları anında engeller. Ama kuzeydeki canavar sayısı bilinmediği için büyük bir canavar sürüsü saldırırsa halk aşırı derecede savunmasız kalacak.
“Bölgesel bilgi penceresi!”
**Ding!**
Bir zamanlar Nippleheim krallığına ait olan şehir.
Bu şehir, geçmişte imparatoriçenin halsizlikten ve tükenmişlikten uzak yaşayabileceği bir yerdi.
Nippleheim krallığı çöktüğü için şehir vampirler tarafından yönetildi.
Şimdiyse maceracıların ve paralı askerlerin bir araya gelmesi ve Freya kilisesinin korumasıyla şehir sakinleri yaşama umutlarını canlı tutmak için el birliği ile çalışıyor. |
||||
Ordu |
22 |
Ekonomi |
260 |
|
Kültür |
570 |
Teknoloji |
190 |
|
Dini etki |
83 |
|
|
|
Yerel politika |
6 |
Komşu bölgeler üzerindeki etkisi |
83 |
|
Nippleheim krallığının etkisi |
2% |
Kentsel gelişim |
97 |
|
Sağlık hizmetleri |
36 |
Güvenlik |
72% |
|
Son zamanlarda sıklaşan canavar istilası endişeleri vardı fakat Freya Heykeli’nin tamamlanmasının ardından şehir sakinleri artık endişe içinde değiller.
Su kaynağı eksikliği ve konut eksikliği var.
Çok uzun süre önce gerçekleşen festivalin hatıralarına sahip çok sayıda insan var.
Eğer çok sayıda heykel olursa şehir sakinlerinin hayatları daha mutlu olur.
Sanatçılara verilen destek sayesinde şehrin zerafeti yükseldi.
Şehir sakinleri diğer şehirlerdekinden daha fazla sanatsal çalışmalara sahip oldukları için gururlular ve daha geniş ölçekte kültürel yapılara sahip olmayı umuyorlar.
Endüstriyel tekstil geçmişten bugüne emin adımlarla gelişmekte.
Demircilik alanındaki teknikler oldukça basit düzeyde, demircilerin yaptığı silahlar ya da zırhlar ileri seviyede değil.
Halk Freya’ya inanıyor. Şehir sakinlerinin imanı olması iyi bir şey ve inanç kolayca yitirilmez. |
||||
Bölgeye has ürün |
Deri ve kumaş |
|||
Bölgedeki nüfus |
61689 |
|||
Vergilerden sağlanan aylık gelir |
27860 Altın |
|||
Şehrin işletme giderleri |
Ordu 2%.
Ekonomik gelişim 34%.
Kültürel yatırımlar 12%
Canavar imhası için ödenen miktar 15%
Şehrin muhafazası 22% Freya kilisesine yapılan adaklar/bağışlar 15% |
|||
***
Mevcut durumunda bazı problemler olsa da Morata geçmişteki durumuna kıyasla gelişmiş haldeydi.
‘Kültüre yatırım mı? Bu da ne demek? Böyle bir şeye hiç yatırım yapmadım’
Weed şehrin güney girişi civarında dolanıyordu ve kültür yatırımı ile alakalı düşünüyordu. Bu sırada gür bıyıklı, iri vücutlu haydut tipli bir adam ona yaklaştı.
“Bakar mısınız, oymacı mısınız?”
Weed refleks olarak Jeonshin zihniyetiyle adamı süzdü.
Mitril çizmeler..
Öte yandan deri kıyafeti ve yeleği vardı; kıyafetleri seyahat için uygun değildi ve üzerinde inşaat artıkları vardı.
‘Genelde insanlar başına bela almak istemezler. Bu yüzden bir şehre geldiklerinde levellerini gizlemek için kıyafetlerini değiştirirler.’
Mitril botları da dahil bu adam dış görünüşünü hiç değiştirmemişti. Eğer botları hareket hızlandırma özelliğine sahipse o zaman bu pahalı itemin en düşük fiyatı 3,000,000 Won’du.(18,000TL)
Weed adamı hızlıca süzdükten sonra dikkatlice cevapladı:
“Evet doğru, oymacıyım.”
Weed’in aklında alarm zillerini çaldıracak bazı şeyler vardı. Yine de adamın sorusunu cevaplamak istemesinin bir nedeni vardı; adam oymacı arıyordu. Adamın isteği oymacılıkla alakalı olmalıydı.
Weed’in başkasını sömürmeden ya da faydalanmadan geçirdiği bir gün bile olmazdı.
‘Belki de mesele bu adamı daha önce kazıklamış olmamdır? Belki de ona zarar vermişimdir? Sebebi bunlar değilse o zaman bu adamın benle ne işi olabilir ki?’
Haydut tipli adam rahatlamış gibi nefes aldı, adamın bu rahatlamış hali kafasında bir sürü soru işareti olan ve tedirgin olan Weed tarafından kolayca fark edildi.
“Şehir şehir dolaştıktan sonra nihayet seni buldum. Freya heykelini yaptığın videoyu izledikten sonra seni aramaya başladım. Senden bir iyilik yapmanı istiyorum. Eğer sen gerçekten oymacı Weed isen o zaman senden bir heykel yapmanı rica ediyorum.”
Weed özür dileyen bir tavırla kafasını salladı.
“Beni aradığın için teşekkür ederim ama şu anda heykel yapmak gibi bir planım yok.”
Adamın leveli yüksek gibi görünüyordu, Weed bu adamdan biraz altın kazanabilirdi ama şu anda Weed’in bir şey oyması zordu. Bu yüzden reddetti.
Sonra haydut tipli adam weedin yakasına yapıştı ve yalvardı:
“Ölüm kalım meselesi. Lütfen kızımın heykelini yap!”
“Kızının mı?”
Weed’in gözleri büyüdü. Birçok çeşitte heykel yapılabilirdi ama bir aile üyesinin heykelini yapma görevi en zoruydu.
‘Eğer heykel çok güzel olursa beğenmiyorlar ve heykel gerçek hayattakinden daha çirkin olursa bu kez de çılgına dönüyorlar.’
Mesele evlatları olunca ebeveynler pek sakin kalamıyor ve çirkefleşebiliyor.
“Evet kızımın. Lütfen kızımın heykelini yap.” Adam çok üzgün bir şekilde haykırdı.
“Anlıyorum.”
Weed çok hevesli değildi ama bir yandan da bir şekilde oymacılık yapması gerekiyordu. Adamın aciliyetini anlayabiliyordu. Şehrin yaşlısı da henüz dönmemişti.
Ayrıca yanlarında bulunan oyuncular ağır sözler sarfediyordu.
“Şu amcaya acıyorum.”
“O oymacı zaten hep para peşinde.”
“En ufak bir hatada amcanın donuna kadar alır.”
Morata’da Weed’in zihniyetine sahip çok sayıda oyuncu vardı. Weed gibi onlar da adamın sadece botlarına bakarak yüksek levelli olduğunu sandılar.
‘Laneti kaldırmak için Alveron’dan yardım isteyebilirim.’
Weed kararını verdi:
“Peki o halde. Kızını buraya getir.”
Adam reddeder bir şekilde kafa salladı:
“Bu imkansız.”
“Peki resmini filan get…”
“Resmi de yok.”
“Tamam o zaman tarif et.”
Weed kalın bir ahşap parçası çıkardı. Tarifleri dinledikçe yapacağı heykel için düzgün bir şekil hayal etmeye çalıştı.
Eğer şehirde yüzlerce heykel görevi almadıysanız bu tarz bir iş yapmak imkansızdı.
Oymacılığın karakteristik yapısı gereği Weed heykelin detaylarına girişmeden önce kabaca bir taslak çıkarabiliyordu.
‘Kızın yüz yapısıyla alakalı bir şey bilmediğim için göz, burun ve ağızı iyi yapamam.’
Sadece Adamın verdiği tarif yontmak için yeterli değildi ve adam Weed tarafından imtiyazlıydı.
‘Adam tarif yaparken işi zorlaştıracak, bu yüzden galiba bazı yerleri kendim halledeceğim.’
Haydut tipli Adam sima ayrıntılarını vermek yerine diyalog kurup konuşmaya başladı.
“Çocuğumun annesi gerçekten güzeldir. Gözleri çok parlaktır. Çok iyi bir eş.”
“……”
“5 senedir evliyiz. Uzun bir bekleyişten sonra hamile kaldı, cinsiyetini öğrenmek için hastaneye gittik ama…”
“Ama ne?”
“Öğrendik ki eşim hasta olmuş.”
Adam ağlamaya başladı.
“Ameliyat oldu ve hastalığı iyileşti ama bebekten vazgeçmek zorunda kaldık. Bebeğini kaybetmenin verdiği keder yüzünden tekrar çocuk sahibi olamadı.”
“……”
“Lütfen kızımın heykelini yap. Yap ki eşim çocuk sahibi olabilsin. Kızımız, dünyalar kadar sevdiğimiz kızımız. Kızımın görüntüsüne bir kere bakabilsem çok mutlu olurum. Onun heykelini yap lütfen. Euheoheoheoheong! (Ağlama sesi)!”
Adam boynunu büküp hüngür hüngür ağlamaya başladı.
Bu diyaloğu duyan etraftaki oyuncular da ağladı.
“Kah… kahre… kahretsin!”
“Ben avlanmaya gidiyorum.”
“Lanet olası canavarlar. Hepinizi biçeceğim.”
Gaza gelen oyuncular hırsını canavarlardan çıkarmak istedi.
Weed gerginleşti ve yüzü soldu.
“Heykelim sende mi kalacak? Yoksa sevgili eşine de gösterecek misin?”
“Göstereceğim.”
“Yani o da Royal Road’da.”
Adam gözyaşlarını eliyle sildi.
“Evet o da oyunda. Senin nâmını duydum ve geldim. Biz… bizi merak etme. Biz deli değiliz. Sadece kızımızı, dünyadaki en sevdiğimiz evladımızı bu oyun dünyasında görmek istiyoruz. Bu sayede en azından ona elveda diyebiliriz. Bu şekilde huzura kavuşabiliriz. Kızımız, kızımızı ilk ve son kez görmek istiyoruz. Farkındayım istediğim şey aptalca, salakça ve garip bir şey. Ama… ama…”
Haydut tipli adam bir kez daha sordu:
“Heykelin karşılığında ne istiyorsun? Ne istersen veririm. Sadece kızımızın heykelini yap lütfen.”
Adam tekrar yalvardı ve gözyaşı döktü.
Weed iç çekerek:
“Şimdi yapmayacağım.”
“Neden? Para yüzünden mi? Başkalarının verdiğinin 10-20 katını veririm.”
“Demek istediğim bu değil. Böyle bir eser yapmak için hazır değilim. Ayrıca kızının heykeli için ahşap parçasının uygun olduğunu düşünmüyorum.”
“O halde…”
Weed bir zamanlar bir buz heykel yapmıştı. Buzdan bir heykeldi; güzeldi, görüntüsü netti ama yine de soğuktu. Heykelin soğukluğu göğsüne işlemişti.
O zaman fark etti ki heykelin yapıldığı malzeme heykelin etrafını etkiliyordu.
“Cansız bir odun parçası yapılan heykelin samimiyetini ve sıcaklığını yansıtmaz. Heykel bir kereliğine yapılacak bir şey olsa bile aile kavramını temsil etmeli ve aile sıcaklığını yansıtmalı. Bu bir odun parçasıyla olmaz.”
Weed emin bir şekilde konuşmaya devam etti.
“Soğuk olmayan bir şey. Yaşamın sıcaklığını hissettirebilecek bir şey. Sert ve kaba bir malzeme olmamalı. Böyle bir malzemeyle sen ve eşin için sevgili kızınızın heykeli yapılabilir. Öyleyse hazırlanmalıyım. Elimden gelenin en iyisini yapacağım, ama heykel ne zaman biter onu bilemem.”
Adam derin bir nefes aldı.
Durum adamın beklediğinden farklı olmuştu ama Weed’in söylediklerinden anladığı kadarıyla Weed heykeli yapmaktan kesinlikle kaçınmamıştı.
Weed samimi ve yürekten bir şekilde adamın ve eşinin doğmamış kızının heykelini yapmaya niyetlendi.
“Teşekkür ederim. Ben ve eşim heykeli Ritten Krallığının Selchium şehrinde dört gözle bekliyor olacağız. Bu arada adım Mandol.”
“Benim de Weed. Kızının heykeli biter bitmez Selchium’a getireceğim.”
“Getiremezsen bile seni suçlamam. Bu arada heykelin ücreti nedir?” Mandol gergin bir ses tonuyla sordu.
Weed tatlı bir gülümseme ile cevapladı:
“1 bakır.”
(DN: Evet gençler, bugünlük son bölümümüz de bitti. Bol tablolu bir bölümdü. Genellikle detayları gördüğümüz bir bölüm olmasına rağmen LMS’nin diğer bölümleri gibi gayet güzel bir bölümdü. Hele o en sondaki 1 bakır mevzusu ayrı güzeldi. Neyse, umarım okurken siz de benim gibi keyif almışsınızdır. Hatamız olduysa affola.)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..