Weed bir kez daha oyma bıçağını kaldırdı.
Feryat Nehri havzasındaki heykelleri negatiften pozitife çevirme şeklindeki muazzam görevin başlangıcıydı.
Nehirde inleyen hayalet seslerine artık aşinaydı. Sesler yankı misali yayılıyor, insanın kol ve bacaklarındaki tüm gücü alıp tüylerini ürpertiyordu.
"Bir bebek Orka bakarken ne çeşit bir sevecen ifadeye sahip olunabilir ki?"
İlk heykel teşebbüsü başarısız olmuştu; bu ikincisiydi.
Yurokina Dağlarında Ork Karichwi gibi yaparken pek çok Ork görmüştü. Fakat güçsüz bebek Orklar ilgisini çekmemişti. Köyde dolandıklarını görse de görevinin bir parçası olmadıkları sürece onları yanlarından geçer geçmez unutmuştu.
Orklarda bebeklik süresi kısaydı ve oldukça hızlı bir şekilde büyürlerdi.
"Bir dişi Ork, bir bebek Orka bakarken aklından neler geçirir?"
Bu yalnızca kendisini bir annenin yerine koyarsa anlayabileceği bir şeydi.
Weed’inse farklı bir fikri vardı.
Açgözlü dişi Orklar. Et bulmuşlar. Salyaları akıyor. Peki ya şu an için karınları doluysa?
"İnanılmaz huzurlu bir ifadeye bürünürler!"
Weed bu düşünceyle dişi Orkun kafasını yaptı.
Dudaklarında delicesine tatminkar bir gülümseme vardı, gözleri gülüyor, iki hilal misali kısılıyordu. İfadesi gerçekten ışıl ışıl olmasa da bir dişi Ork olduğu düşünülünce oldukça hoş görünüyordu.
Hiç değilse artık kafası olmadan çocuk tutarken olduğu gibi üzücü bir his vermiyordu.
"Kasvetli Bebek ve Anne Orku", bir Matallost Kilisesi heykelini değiştirdiniz.
1 Feryat Nehri heykelini kötülükten arındırdınız.
Feryat Nehrinin Kötülükten Arındırılması: -%100
- El becerisi yeteneği yetkinliği yükseldi.
Yalnızca bir tane.
Weed ilk adımı atmıştı fakat yürümesi gereken yol çok zorluydu.
Bir heykeli pozitife çevirmek Feryat Nehrindeki hayaletlerin acı iniltilerini azaltmamıştı. Feryat Nehri havzasındaki tüm heykellere bakıyordu da gerçekten de kasvetli bir görevdi.
Sıradaki heykeli olarak rakiplerine mızraklarını saplayarak çaresizce çarpışan Trolleri seçti.
Ve net bir karar verdi.
"Yalnızca mızraklardan kurtulursam iş görecektir!"
Deyip mızrakları kırdı ve yerlerine pirinç dolu kaseler yaptı.
Artık o heykeller, birbirlerine yemek armağan eden Trollerdi.
"Katledici Trolleri", bir Matallost Kilisesi heykelini değiştirdiniz.
2 Feryat Nehri heykelini kötülükten arındırdınız.
Feryat Nehrinin Kötülükten Arındırılması: -100%
- Oymacılık yeteneği yetkinliği yükseldi.
Oymacılık ve El Becerisi yeteneği yetkinliklerindeki artış bahsetmeye dahi değmez düzeydeydi.
"Yani başkalarının heykellerinde ufak oynamalar yapmak etkinliğe pek fayda etmiyor."
Weed’in kollarındaki güç tükeniyordu. Buna rağmen o gün 10 heykeli değiştirdi. Fakat Feryat Nehrinin arındırılma düzeyinde hiçbir değişiklik olmadı.
"İlk önce seviyelerimi onarmam lazım."
Weed heykellere hayat bahşederek yitirdiği seviyeleri onarmak için çaresizce bir çabaya girmişti! Böylece günlük 13 heykel onarımına başladı ve Sarı Oğlan ile Beş Anka Kuşu Kardeşleri savaşa gönderdi.
Feryat Nehrinden fazla uzaklaştıkları takdirde canavarların seviyesi büyük oranda artıyordu.
Cehennem Ayıları.
Vahşi Kara Ayıların 400 seviyenin birazcık altında olduğunu hesap ediyordu. Tabii ki bu gerçeği Ölü Şövalye aracılığıyla öğrenmişti.
"Ölü Şövalyeyle kafa kafaya çarpışabiliyorlar— bayağı lezzetli avlar."
Artık etrafta daha çok tecrübe ve öğeli, daha güçlü canavarlar olduğu için Caltroplara göz ucuyla bile bakmıyordu.
"Caltropları Beş Anka Kuşu Kardeşe bırakmam lazım. Ankalar."
"Evet Efendim."
"Caltropları avlayın. Öğeleri eritmemeye dikkat edin."
"Emredersiniz Efendim. Anlaşıldı."
Anka Kuşları kendilerine verilen çeşitli görevlerin altından başarıyla kalkıyordu.
Yaşadıkları şey, orduya yeni alınanlara verilen Askeri Disiplin Eğitimine benzerdi! Bu eğitimde sergilenen performans, ordudaki yaşantıyı büyük oranda etkilerdi.
Heykeller için de doğumlarının hemen ardından bir hiyerarşi geliştirmek iş görüyordu fakat bu beşli için ayrı bir zihinsel eğitime gerek olmamıştı.
Anka Kuşları Sarı Oğlanı izlerken bir şeyin farkına varmıştı.
'Ah, cidden fena bir Efendiye düşmüşüz.'
'Kara bahtımız kör talihimiz.'
Üstün zekalı Anka Kuşları böylece boyun eğmişti.
Onlar kolay kolay ölmeyen ve eşsiz dayanıklılıkta Anka Kuşlarıydı! Caltropların yıldırım saldırılarından kaçınmak için kanatlarını açarak alçalıyorlardı.
Ve bir de alev saldırıları vardı! Hasar düşüktü fakat alevler geniş bir alana yayılıyordu. Isıları taşlı dağı eritmeye yeterli gelmese de oldukça yüksekti.
Etki alanı saldırılarında bile ölmüyor ve arazi canavarlarını hızla takip ederek hiçbirine kaçma şansı tanımıyorlardı. Yani Weed onları düşen ganimetleri yakmamaları için uyardığı sürece avlanmalarından yana hiçbir problem olmazdı.
Anka Kuşları Caltropları avlarken Weed, Sarı Oğlanla birlikte Vahşi Kara Ayılarla ilgileniyordu.
Vahşi Ayılar engebeli, taşlı dağlarda koşturuyordu!
Mööööööööööööö!
Weed ayıları Sarı Oğlanın tepesinde avlıyordu. Sarı Oğlanla birlikte Vahşi Ayıları bir bir mağlup ediyordu.
Weed'in Ay Işığı Oyma Bıçağı ve Kılıç Ustalığı yeteneği yetkinliği hızla gelişiyordu.
"Bu savaş metodu fena değilmiş."
Weed avlanma hızının iyiliğinden memnundu. Sarı Oğlan sayesinde Dayanıklılık tüketimi azalmış ve verdiği hasar ikiye katlanmıştı.
Kılıç Ustalığı yalnızca kılıç savurarak düzenli bir çizgide yükselmiyordu. Etkinliği yükselten şey ardı ardına kendinden güçlü canavarları avlamasıydı!
An itibarıyla Weed'in Kılıç Ustalığı Orta Düzey 8. Seviyedeydi!
Geomchilerle kıyaslanamazdı fakat normal kullanıcıların çok ötesindeydi.
Ayrıca Feryat Nehri havzasındaki 262 heykeli değiştirmişti.
"Yılan Kafalı Balığın Ölüp Ters Dönüşünü”, bir Matallost Kilisesi heykelini değiştirdiniz.
262 Feryat Nehri heykelini kötülükten arındırdınız.
Feryat Nehrinin Kötülükten Arındırılması: -98%
Umutsuz bir arındırma seviyesi!
Seviye giderek düşüyordu fakat normale çekebilmekten hala çok uzaktı.
"Buna bir son vermenin yolu bu olmayabilir."
Weed derin düşüncelere dalmıştı. Gerçek hayattaki bir hafta avlanmayla 2 seviye yükselmesi buranın kötü bir avlanma sahası olmadığının kanıtıydı. Weed’den güçlü canavarlar her yanda olduğu için onları gidip aramasına gerek kalmıyordu.
Ayrıca Sarı Oğlan ve Anka Kuşlarını geliştirmek için de mükemmel bir avlanma sahasıydı! Weed’in heykellerle ilgilenmek için geçirdiği süreye rağmen inanılmaz hızlı gelişiyorlardı.
Weed’in seviyesi heykellere peş peşe hayat verişi nedeniyle düşmüştü. Savaşla ilişkili yetkinliği aynı kaldığı içinse o alanda gelişme kaydetmeyi sürdürüyordu.
"Esas problem Feryat Nehrini kötülükten arındırmakta. Çok uzun sürecek bir iş…"
Ne zaman bir kriz çıksa muntazam muhakeme yeteneği kendisini gösteriyordu!
Normal şartlarda bunu çok daha erken yaşardı fakat canını dişine takıp çalışmaya daldığı için bu defa gecikmişti. Statları ve yetenekleri kesin bir artış gösterdiği sürece o çılgınca çabayı yüzlerce gün boyunca tekrarlayabilirdi.
Sonuçta daha liseye giderken kucağında tuğlalarla 20. kata çıktığı bile olmuştu.
"Şantiye ücreti gibi sabit ücret veren bir iş yok!"
Akşam eve döndüğünde elinde o günlük ödemesi olan gıcır gıcır paraları sallıyordu.
"Sıkı çalışma daima meyvesini verir!"
Diğer taraftan pelüş oyuncaklara göz ve sakal dikme işinden birim başına para alıyordu.
Sabit bir işin daha kesin bir geliri oluyordu. Her şeyini vererek çalışmak sıkıcı ve zorlu bir işti fakat ödülü de kapsamlıydı.
Weed bu tarz düzinelerce iş görmüş geçirmişti ama bu seferki gerçekten umutsuz vakaydı.
"En az on bin heykel var. Onları bu şekilde tek tek yapmak çözüm değil. Ne zaman sona ereceğini bilmediğim umutsuz bir vaka."
Weed değiştirmesi gereken heykelleri gözlemliyor ve neyi ne kadar değiştirmesi gerektiğini görüyordu! Bu şekilde titizlikle yaptığı incelemelerin sonunda heykellerin boylarını, ağırlıklarını ve beden dengelerini eşitlemek için ne kadar uğraşması gerektiğini kaydetti.
Ardından avlanırken verdiği aralarda gerekli heykelleri yapmaya koyuldu. Ve ayrı ayrı yaptığı heykelleri birleştirme gibi bir üretim metodu geliştirdi!
Bu metodu geliştirişiyle günde 17 heykel değiştirebilir hale geldi. Artık ekstra 4 heykel onarabiliyordu ve avlanmaya odaklanabileceği vakit de artış göstermişti.
Ancak arındırma seviyesi hala çok yavaş değişiyordu.
"Böyle de olmayacak."
Feryat Nehri civarlarını araştıran Weed, bir noktada bir bataklık buldu. Orada birkaç ağaç ve kil vardı.
"İşte bu!"
Kil kullanmak heykel yaparken harcadığı zamanı büyük ölçüde azalttı. Bu sayede günde 45 kadar heykeli değiştirmek mümkün hale geldi.
Her yokuşun bir inişi vardı.
Weed sıkı çalışarak etkinliğini arttırmayı başarmıştı!
- Feryat Nehri havzasını heykellerle birlikte kötülükten arındırma işinde, büyük Oymacılık başarısında %11 ilerleme kaydedildi.
Weed büyük bir başarı elde etmek için tek başına mücadele veriyordu. Bunu yaparken ise ansızın aklına bir fikir geldi.
‘Tüm bu heykelleri değiştirmek gerçekten muazzam bir başarı olacak.’
Oymacıya verilecek ödülün gerçekten büyük olması gerektiğinin farkındaydı, çünkü tüm Kiliselerden Şöhret ve Katkı puanı almak gerçekten zor bir işti.
Oyuncalar Kiliseler veya Krallıkların Katkılarını gönüllerince kullanabilirlerdi. O Katkılarla bir silah veya öğe kazanabilirlerdi fakat savaşmak için bir ordu veya bir Aziz Şövalye nişanı almak da mümkündü.
‘Gerçekten yalnızca heykelleri değiştirmekle sınırlı kalmak zorunda mıyım?’
Weed mevcut seviyesiyle Feryat Nehri havzasındaki heykellerin pek de harika olmadığını anlayabiliyordu. Orta Düzey veya aşağısında bir Oymacı tarafından yapıldıklarını ve ince detayların tamamlanmadığını tahmin ediyordu.
Arada bir birkaç Değerli eser görse de büyük çoğunluğu sıradandı.
"Peki ya ben yeni heykeller yapsam?"
İşte bu düşünce aklına gelir gelmez harekete geçti.
Büyük bir Ork ailesi yemeği! 20nin üzerinde kilden yapılı Ork yemek yiyordu. Orkların mutlu olmaktan başka şansının olmadığı bir andı.
Feryat Nehrinde bir heykel yaptınız.
Orkların Akşam Yemeği.
Feryat Nehrinde 1 heykel yaptınız.
Feryat Nehrinin Kötülükten Arındırılması: -82%
Heykel yaparak da arındırma gerekliliğini düşürebilmişti.
Yaptığı heykel, diğer heykellerin negatif etkilerine baskın çıkabilmişti!
"Çözüm bu işte!"
Weed oyma bıçağını hızla oynatmaya başladı.
Her defasında bir fikir geliştirmesi gerektiği için var olan heykelleri değiştirmek oldukça zordu. Bunun yerine etrafındaki heykellere baskın çıkabilecek heykeller yapmayı yeğlerdi.
"Umut aşılayan bir heykel yapmam lazım."
Böylece Feryat Nehrine yayılan negatif heykeller yerine umut verici heykeller yapmaya başladı.
Acımasızca katliamlar yaşayan tüm ırklar içten kahkahalar atar hale geldi. Kilden para, silah ve yemeklerle dolu bir ambar yaptı.
- Ooooooooooooooooo!
Bir Değerli Eserin doğuşu!
Kötülükten arındırma gerekliliği %3 düştü.
Feryat Nehrindeki hayaletlerin iniltileri yavaşça diniyor. Sesleri eskisi kadar yüksek değil ve kederleri de azalıyor.
Fakat Weed hala heykel yaptığı alanların uzaklarından gelen çığlıkları işitebiliyordu.
"Bu defa İnsanları rahatlatacak bir heykel yapacağım."
Feryat Nehri kıyısında Asiller veya Askerler tarafından işkence gören alışılmadık çoklukta İnsan heykeli mevcuttu.
Darağacında sallanan bir baba ve kırbaçlanan bir anne!
Elleri Askerlerin elleriyle birlikte bağlanıp savaş alanına sürüklenen çocuk heykelleri bile vardı.
Weed o kişilerin görünüşlerini birazcık değiştirerek yeni bir heykel yapmaya başladı.
Asiller, Kraliyet Fertleri ve Askerler çocuklar tarafından kırbaçlanırken darağacında sallanıyordu.
Zarif veya barışçıl bir heykel değildi ve sanatsal değeri çok düşüktü. Ancak böyle ekstrem heykeller hayatları boyunca adaletsizlik yaşayanlara büyük bir mutluluk bahşedebilirdi.
Mizah ve hiciv aşılayan bir heykeldi!
Genç çocuklar ışıl ışıl gülümserken Asiller ve Askerler ıstırap içerisindeydi.
Heykel bir Değerli Eser olarak tamamlandı, arındırılma gerekliliği %4 düştü.
Feryat Nehrinde bir heykel yaptınız.
Ulu Kral.
Feryat Nehrinde 43 heykel yaptınız.
Feryat Nehrinin Kötülükten Arındırılması: %0
2 Sanat Eseri. 17 Değerli Eser.
Ve daha pek çok heykel!
Weed onarılması kolay heykelleri onarıp değiştirmiş, geri kalanlarıysa sıfırdan yapmıştı.
"Ulu Kral", İnsanlara hükmeden bir Kralın heykeliydi! Kral heykelini pahalı mücevherlerle süslemiş ve karnını oldukça şişkin yapmıştı; sonuçsa bir Sanat Eseri olmuştu.
Yalnızca iki hafta içerisinde Feryat Nehrini kötülükten arındırabilmişti.
- Aaaaahhhh…
Feryat Nehrinden gelen uğultular yitip gitmişti.
Hüzünlü iniltiler kaybolmuş, geriye yalnızca durgun bir şekilde akan suların sesi kalmıştı. Nehir hala benzersiz kirlilikte olsa da hayaletlerin ifadeleri çok daha huzurluydu.
Ding!
****
Embinyu Kilisesiyle Mücadele görevi tamamlandı!
Embinyu Kilisesinin hayaletleri kullanıp kıtayı Şeytani Ruhlarla doldurma şeklindeki komplosu adil bir Oymacı tarafından sonlandırıldı.
Embinyu Kilisesinin planlarına hatırı sayılır bir darbe oldu fakat yeni bir komplo geliştireceklerdir.
Ayrıca Matallost Kilisesinin üzerine çöken karanlık henüz kalkmadı.
- Şöhret 720 yükseldi.
Bir Oymacılık Başarısı tamamladınız.
Embinyu Kilisesinin komplosunu sonlandırdığınız için Versailles Kıtasındaki tüm Kiliselerle yakınlığınız 20 yükseldi.
Versailles Kıtasındaki tüm kiliselere yaptığınız katkı 300 yükseldi.
Oymacılık Başarısıyla ‘Dünyayı Değiştiren Oymacı’ unvanını elde ettiniz.
Krallar ve asiller sizi ünlü bir figür olarak görerek size ölçülü yaklaşacak.
- Seviye atladınız.
- Seviye atladınız.
- Seviye atladınız.
****
Weed, heykellere hayat bahşederken harcadığı seviyeleri tamamen onarmış, hatta iki seviye üzerine çıkmıştı.
Şu anki seviyesi tam olarak 360tı!
"Artık bitmiş olmalı."
Weed Matallost Kilisesi sembolü olan Ölüm Heykelini çıkarttı.
Elinde bir orak tutan heykel gözlerini açtı. Sonra da konuştu.
****
- Mücadeleniz henüz sona ermedi. Embinyu Kilisesinin planı bozuldu fakat yeni,
daha güçlü bir ritüel geliştirecekler.
Bu ritüelin gelişmesine mani olun.
-Embinyu Kilisesinin Ritüeline Müdahale Etme-
Embinyu Kilisesi Feryat Nehrine müdahale etmeyi kesmeyecek.
Sunak ve ritüel için gerekli nesneleri ele geçirerek ritüeli sonlandırın.
Ölülere rehberlik eden Matallost Kilisesi Koruyucu Şövalyeleri size girişiminizde yardımcı olacak.
Bu görev Matallost Kilisesi Mahkumlarını Kurtarma, Embinyu Kilisesinin 11. Tarikatını Tarihten Silme ve Matallost Kilisesinin Uzun Vadeli Arzusu görevleriyle bağlantılı.
Zorluk: A
Ödüller: Matallost Kilisesi Kutsal Emaneti
Görev Kısıtlamaları: Embinyu Kilisesi tarafından mağlup edilirseniz tüm zincir görevler sonlanacak.
****
Yani bu görevde başarısız olursa Mahkumları Kurtarma, Embinyu Kilisesinin 11.
Tarikatını Tarihten Silme ve diğer görevler de sona erecekti.
Weed'in gözleri şimdiden bahsi geçen “ödülün” düşüncesiyle ışıldamaya başlamıştı.
"Versailles Kıtasında seyahat eden adil bir maceraperest olarak Embinyu Kilisesinin kötülüklerine göz yumamam. Matallost Kilisesi için ritüellerinin temelli son bulacağını garantileyeceğim."
- Görevi kabul ettiniz.
Ölüm Heykelinden siyah dumanlar yayılmaya ve Feryat Nehri yükselmeye başladı. Nehir kıyısından dalgalar misali sular taştı ve bir müddet sonra da nehrin içerisinden Şövalyeler çıktı.
Hayaletler!
Puslu bir biçimde var olan 100 Koruyucu Şövalye, Weed’in destek kuvvetleriydi.
* * *
Weed Koruyucu Şövalyeleri, Beş Anka Kuşu Kardeşi ve Sarı Oğlanı bulunduğu noktada bekleterek gizlice Embinyu Kilisesi yakınlarına sokuldu.
Embinyu Rahipleri ve Karanlık Şövalyeler katliam ritüellerini askıya almış ve kaosa sürüklenmişti. Onları koruyan 1,000i aşkın Şeytani Ruh da bir şekilde güçsüzleşmiş görünüyordu. Gözlerinin feri sönmüş ve adımları güçsüzleşmişti.
'Feryat Nehrinin Kötülükten Arındırılması işe yaramış belli ki.'
Weed görevdeki Karanlık Şövalyelerin yarattığı boşluğu kullanarak adım adım yaklaşıyordu.
Embinyu Kilisesi Rahiplerinin cüppelerinde kan kırmızısı bir Kafatası ile Tabut işlemesi mevcuttu. Cüppelerinde Karga olan Rahiplerin sayısıysa 10la sınırlıydı.
Weed konuşmalarına kulak misafiri olabiliyordu.
"Feryat Nehri ritüelimize yanıt vermiyor."
"Daha çok kurban sunun."
Sorumluluk Karga işlemeli Rahiplerdeymiş gibi görünüyordu. Onlar ritüeli gerçekleştirdikçe kuzu ve geyik kalpleri kurban edilip sunuluyordu.
İşte bu ritüel normalde Feryat Nehrinin taşmasına yetecek şiddette karşılık buluyordu! Kayaları aşındıracak, hayaletleri telaşla uçuracak kadar etkili oluyordu.
Weed gergince ritüelin sonucunu beklese de nehir sakin sakin akmayı sürdürüyordu.
Yüzleri kalkık başlıklarından zar zor görünen Rahipler ritüeli duraksatarak konuşmaya başladı. "Hayaletlerin gücü azalmış."
"Peki ya yeryüzüne gönderdiğimiz Şeytani Ruhlar?"
"Onların da gücü giderek azalıyor."
"Yeni Şeytani Ruhların yapılabilmesi adına ritüel devam etmeli… Matallost Kilisesi mahkumlarını getirip onlara bunun sebebini sormalıyız."
Matallost Kilisesinin hayatta kalan fertleri!
Yakalanmış ve Embinyu Kilisesi tarafından hapsedilmiş gibi görünüyorlardı.
"Mahkumları getirecek olursak Kutsal Efendiye, Papaya rapor vermemiz gerekir."
"Kutsal Efendi bize rehberlik edecektir. Şimdilik tapınağa dönelim."
Böylece Embinyu Rahipleri ve Karanlık Şövalye birliğinin yarısı kadarını arkalarında bırakarak nehir boyunca alçalmaya başladılar.
Tapınak, Weed’in henüz araştırmadığı bir noktadaydı. Gizlice peşlerine takıldığı grubu yaklaşık iki saat boyunca takip ettikten sonraysa karşısında altın ve mücevherlerden yapılmış ışıl ışıl bir kale buldu.
Üst sınıf bir tapınaktı, Matallast Kilisesinin harap haldeki tapınağından bambaşka bir seviyedeydi!
Taşlı dağın doğal zeminine inşa edilmişti. Kalın taş bir kapısı, bir hendeği, mancınıkları ve hatta Okçuların yerleştirilmesi için defansif yapıları bile vardı.
"Bu mekanı koruyun."
Uuuoooohh!
Embinyu Rahiplerinin komutuyla Şeytani Ruhlar kaleyi demirden bir duvar misali koruyordu.
Weed’in kalenin içerisine girme imkanı yoktu, dolayısıyla ritüellerin gerçekleştirildiği yere geri döndü.
"Geri döneceklerse yalnızca bir veya iki güne burada olurlar muhtemelen!"
Weed kendisine mutluluk veren zırhını ve ekipmanlarını tamamen kuşanmış şekilde Sarı Oğlanın tepesine bindi.
Ve pelerini dalgalanarak Koruyucu Şövalyelerin önüne geçti.
Mühim bir andı.
Kılıcını kaldırıp Aslanın Kükreyişiyle bağırmaya başladı—
"KORUYUCU ŞÖVALYELER, SALDIRIN!"
60 Koruyucu Şövalye aynı saniyede koşturmaya başladı.
Yalnızca 60 kişilik bir grubun 500ü aşkın Şeytani Ruh, Embinyu Kilisesi Rahibi ve Karanlık Şövalyeye gerçekleştirdiği bir hücumdu!
Daha büyük bir pervasızlık olamaz gibi görünüyordu fakat gerçekler görünenden bir hayli farklıydı.
Ölülere liderlik eden Koruyucu Şövalyeler canlı varlıklar değillerdi. Matallost Kilisesinin savaşçıları olarak hayaletlerden farkları yoktu. Normal yollarla asla ölmezler ve yalnızca yüksek rütbeli Rahiplerin kutsal gücü veya Karanlık Şövalye ve üzerindeki güçlerin kara büyüleriyle hasar alırlardı.
"Bunlar Matallost Kilisesinin kalıntıları."
"Durdurun onları!"
30 Karanlık Şövalye ve 500ü aşkın Şeytani Ruh ön safları tutuyordu fakat Koruyucu Şövalyeler onları öylece aşıp geçti.
"Yakalayın şunları!"
Karanlık Şövalyeler arkalarını dönerek Koruyucu Şövalyelerin peşine düştü.
Koruyucu Şövalyelerin tek bir amacı vardı.
Embinyu Kilisesi Rahiplerini tarihten silmek!
Tam da Weed’den emir aldıkları gibi dosdoğru Rahiplerin üzerine koşuyorlardı.
Embinyu Rahipleri bir büyüye başladı.
"Oh hayvani ve karanlık güç, amansız eziyetin yerini bulsun. Karanlık Kılıç!"
Kutsama büyüsü! Rahipler koruyucu Karanlık Şövalyelere kutsal güç bahşediyordu.
Raaaauurrr!
"Matallost Kilisesinin kalıntılarından kurtulun."
Karanlık Şövalyeler Koruyucu Şövalyelerle karşı karşıya geldi. Şeytani Ruhlarsa onları katman katman çevreledi ve böylece gerçek anlamda kapana kısılmış farelere döndüler.
*Voooşş!*
Derken Weed elini kaldırdı. Ve Anka Kuşları kanatlarını iki yana açtı.
Yere doğru üfledikleri alevlerle savaş alanının üzerinden uçmaya başladılar. Şeytani Ruhlar yanıyor, Karanlık Şövalyeler alevlerle sarmalanıyordu.
"Ölüm Oku!"
"Su Püskürüşü!"
Rahipler Anka Kuşlarına, havada süzülen görkemli büyülü yaratıklara büyü saldırıları gerçekleştiriyordu! Anka Kuşları da sert dönüşlerle büyülerden kaçıyordu. Koruyucu Şövalyeler ise Anka Kuşlarının üzerinde eğilmiş durumdaydı.
"ŞİMDİ!" İşte tam da o anda Weed’in sesi Aslan Kükreyişiyle gümbürdedi.
Ve Anka Kuşlarının alevli bedenlerinden aşağı figürler sıçradı! Kalan 40 Koruyucu Şövalye yere iniyordu.
"Hadi gidelim. Sarı Oğlan!"
Weed, ritmini Sarı Oğlanınkine uydurdu.
Mööööööö!
Sarı Oğlan canlandırıcı bir kükreyiş eşliğinde dört ayağının üzerinde koşturuyordu.
Anka Kuşları göğe hükmederken Weed de güçsüzleşmiş Şeytani Ruhları bir anda yarıp geçerek ilerliyordu. Anka Kuşları havadan Şeytani Ruhlara alev püskürtüyor, Şeytani Ruhların toplandığı her noktada ateşler yayılıyor ve dört bir yan ateş denizine çevriliyordu.
İşte Weed ve Koruyucu Şövalyeler o ateş denizinin içerisine sıçradı!
Ve azılı çarpışmada katledilen ilk grup, 20ye yakın Rahip oldu.
"Koruyucu Şövalyeler, Matallost Kilisesinin kutsal emanetini koruyun, Karanlık Şövalyelerle savaşın ve Şeytani Ruhları yalnız bırakın! Bir kuşatma gerçekleştirin ve TEK BİR DÜŞMANIN BİLE SIVIŞMASINA İZİN VERMEYİN!"
Weed Aslanın Kükreyişiyle savaş alanına hükmediyordu.
Bu savaş şimdiden kazanılmıştı.
Geriye hiç Rahip kalmadığı takdirde yalnızca Anka Kuşlarıyla bile kazanabileceğinden emindi!
'Avımı öylece ellerine teslim edemem!'
Anka Kuşları henüz güçsüzlerdi.
Weed tüm alanı Koruyucu Şövalyelerle çevreledikten sonra Anka Kuşlarının alan etkili ateş saldırılarıyla Şeytani Ruhları ve Karanlık Şövalyeleri avlamaya başladı.
Hiddetli, kavurucu ateşler!
Bu sırada Weed, alevlerin arasında yürüyordu.
"Alevli Çakıllar, Tozlular!"
Ateş ve Toprak Ruhları tarafından korunuyordu. Onlarla sınırsız bir yakınlığa sahipti, yani ruhsal kabiliyetleri eksiklik çekse bile yeterli Manası olduğu takdirde onları daima kullanabilirdi. Bu da yaratıcıları olmasının sağladığı faydaydı.
Alevli Çakıllar ve Tozlular sayesinde Weed’in yürüdüğü nokta açılıyor, çevresindeki alevler başka yöne sapıyordu.
Bu şekilde Embinyu Kilisesinin ritüel gerçekleştirdiği noktaya ulaştı.
Ve ganimetleri açgözlülükle toplamaya başladı.
- Matallost Kilisesi Kutsal Emaneti, Bakır Basiret Plakası elde edildi.
- Matallost Kilisesi Kutsal Emaneti, Vaat Asası elde edildi.
İki kutsal emanet!
Ayrıca kurban edilen kuzular için toplanmış hatırı sayılır ölçüde yemek de vardı.
*Gulp!*
Weed fırınlanmış bir elmayı mideye indirdi.
İçeceğini yudumlarken de hala süren savaşın gerçekleştiği alana bakındı.
Karanlık Şövalyeler ve Şeytani Ruhlar yanıp devriliyordu.
Ding!
****
Embinyu Kilisesi Ritüeline Müdahale Etme görevi tamamlandı.
Matallost Kilisesi kutsal emanetleri size, adil olana aktarıldı.
Embinyu Kilisesi ritüeli artık devam edemeyecek. Fakat Embinyu Kilisesinin ana gücü hala hayatta ve iyi durumda.
11. Tarikatın başı olan Feylord, bu aşağılanmanın intikamını almak için kellenizin peşine düşecek.
Katiyen Embinyu Kilisesinin eline düşmemelisiniz.
Onlara direnmek için ölülerin Kurtarıcısıyla vaat edilen ittifakı yeniden canlandırmalısınız.
- Şöhret 220 yükseldi.
- Liderlik ve Karizma 10 yükseldi.
- İnanç statı 10 yükseldi.
- Seviye atladınız.
****
Görev başarılı olmuştu!
Weed en sonunda rahat bir nefes aldı. Fakat zincir görevler hala devam ediyordu.
"Daha ıssız bir yere gitmeliyim."
Ritüele müdahale etme görevini tamamlamış ve Anka Kuşlarıyla Sarı Oğlanı uzaklaştırmaya vakit harcamıştı. Tehlikeli bir şey olursa Anka Kuşlarının hızlıca kaçabileceğini hesap ediyordu. Kendisi de Sarı Oğlana binerek kaçabilirdi.
"En kötü senaryoda bile Sarı Oğlanı kurtarmak zorundayım."
Mööööööö!
Sarı Oğlanın masum gözleri minnettarlıkla sulanıyordu. Bunu hiç beklemese de efendisi onu kurtarmak için kendisini feda etmeye hazırdı.
Sarı Oğlan bu düşüncelerle duygulanırken Weed, soğuk bir şekilde hesap kitabının sonuna geldi.
Sarı Oğlan ölürse olan Weed’e olurdu. Bir başka heykel yapıp da ona hayat bahşetmek büyük hasar verirdi.
Tabii ki ölmeden önce öne Ölü Şövalyeyi atardı.
"Ben yanında oldukça için rahat edebilir, Sarı Oğlan."
Mööööööööö!
* * *
Weed Sarı Oğlan ve Anka Kuşlarıyla Feryat Nehrini aşarak düzlüklerle dolu bir bölgeye geçiş yaptı.
Ve orada bir canavar alayı gördü! Teşhis dahi edemediği bir canavar alayı, sürü halinde ortalıkta dolanıyordu.
Muhtemelen yaratık tipi canavarlardı fakat burası cehennemin girişi olunca Weed, karşısında nasıl bir canavar olursa olsun gardını indiremezdi. Ne zaman bir canavar sürüsü görse o noktadan uzaklaşıyordu.
"Mhm, neredeyim ben?"
Kör kütük sarhoş olan ve uyuyakalan Smith yavaşça gözlerini açtı.
Weed’in arkasında, Sarı Oğlanın sırtında ilerliyordu. Zaten Sarı Oğlanın ne olursa olsun kurtarılmasını gerektiren sebeplerden biri de Smith’ti!
"Seferdeyiz."
"Eh. Anlıyorum."
Smith henüz ayılmamıştı ve kızarmış gözlerle etrafa bakınıyordu.
Weed sohbetleri sırasında onun bir zamanlar gerçekten etkileyici bir Paralı Asker olduğu hissine kapılıyordu. Versailles Kıtası boyunca atıldığı maceralara dair hikayeler hatırı sayılır yetenekte bir Paralı Asker olmadıkça imkansız olacak türdendi.
Fakat şu anda yalnızca tüm hayatını sarhoşlukla geçiren bir eski Paralı Askerden ibaretti!
Öyle ya da böyle tuzaklar, bölgeler ve canavarların özellikleri gibi konulardaki engin bilgisinin çok yardımı dokunuyordu. Birazcık alkol karşılığında Weed heykel yaparken başında nöbet de tutuyordu. Muhtemelen kılıç yeteneği paslanmıştı fakat yine de pek çok konuda işe yarıyordu.
Gözlem yetenekleriyle canavarlara attığı tek bir bakışta özelliklerini tespit edebiliyordu! İçilebilir suyu ve yenilebilir yeşillikleri tespit etme yeteneği de muazzamdı.
Her halükarda kendince bayağı yardımı dokunuyordu.
Smith etrafa bakınarak temkinli bir şekilde, "Burası epey tehlikeli görünüyor." dedi.
"Ne?"
"Canavarların seviyesi çok yüksek. Anka Kuşları ve Sarı Oğlanın korumasıyla bile bir Oymacının gelemeyeceği bir yer burası."
Weed avlanırken Smith’in eline bir alkol veriyor ve onu Ölü Şövalyenin korumasına bırakıyordu. Smith’in hala Weed’i hafife alma sebebi de bu olabilirdi.
"Anlıyorum."
Weed, Smith’in sözlerini aldırış etmeksizin dinliyordu.
"Neyse, hadi geri dönelim."
Bu seferin amacı canavarları ve bölgeyi tespit etmekti. Feryat Nehrinden fazla uzaklaşmak aşırı tehlikeli ve amaçsız olacağı için Weed, geri dönmek üzereydi.
Ancak bir anda gökyüzünden gruba doğru beyaz bir şey havalandı.
Bir canavarın onlara doğru göğü delercesine uçarak çizdiği asil manzara!
"ROOOOAAAAAAR!"
Canavarın kükreyişi tüm alanı sarsmıştı. Uzaklardaki yaratık tipi canavarlar ise sersemlemiş, ayakları yere çivilenmişçesine kalakalmıştı.
"Patron sınıfı bir canavar!"
Alana hükmeden patron sınıfı canavar çıkagelmişti. Boyutu giderek artarak havada ilerliyordu. Hatırı sayılır bir mesafede olmasına rağmen Weed’in avuç içinden daha büyük görünüyordu.
Grupla arasındaki mesafe kısaldıkça canavarın bedeni de irileşiyordu! Boyu rahatlıkla yüzlerce metreyi aşan devasa bir canlıydı.
Etrafına ürpertici bir soğuk yayarak, hatırı sayılır bir hızla yaklaşıyordu.
Smith'in beti benzi atmaya başlamıştı.
"Bu bir Buz Ejderi. Bir Buz Ejderi!"
Bu bilgi Weed’in üzerinde nöbet tutarcasına daireler çizen Anka Kuşlarını kışkırtıp dağıtmaya yetmişti.
"Hemen kaçın!"
Fakat Weed, Smith'in telaşına rağmen kımıldamıyordu. Gözlerini kısmıştı ve Buz Ejderinin giderek büyüyen bedenine bakmakla yetiniyordu.
Delici gözler, uzun bir burun ve gür sakallar. Güçlü bir üst ve zayıf bir alt beden!
Bedenin çoğunu kapsayacak kadar geniş kanatlar!
Bu, Weed’in daha önce pek çok kez gördüğü bir manzaraydı.
"ROOOAAAAAAAAAAAR!"
Ejder Kükreyişinin yaydığı Korku uğursuzluğu insanın bedeninde bir ürperti doğuruyordu!
Ejderhanın mücadele ruhu karşısında Sarı Oğlan pusup kalırken Anka Kuşları kanat çırpıyordu.
Buz Ejderi ise bölgesine sızma cüreti gösteren İnsanları ve Anka Kuşlarını çabucak mağlup etmek için yaklaşıyordu.
İri göz bebekleri Weed ve Sarı Oğlanı hızla süzerken,
"Bölgeme izinsiz girmeye cüret—…"
Sözleri bir anda yarıda kesildi!
Ve Buz Ejderinin gözleri hafiften seğirdi! Sonra da kocaman açılmış gözleriyle Weed’i bir kez daha inceledi ve kanatlarını iyice yaydı.
Pat pat pat.
Ansızın ivmelenen Buz Ejderi inanılmaz bir çeviklikle bir yarım daire çizerek arkasını döndü. Hızlıca geldiği yere geri dönüyordu.
Weed ise rahat bir tavırla, "Acaba sen, Bingryong olabilir misin?" dedi.
Buz Ejderinin bedeni ağır bir şok yaşamışçasına havada kalakaldı.
"Sen Bingryong’sun, değil mi?"
"Kesinlikle hayır."
Buz ejderi kanatlarını sertçe çırparken kafasını bile sallıyordu.
Kaçmaya yönelik çaresizce arzusunu belli eden bir eylemdi!
Gerginliği barizdi ve aceleyle döndüğü için henüz çok hızlanamamıştı.
"Her kanat çırpışı 500 milyon won civarı."
Buz Ejderinin kanatları bir anda hareketi kesti.
Kaldırma kuvveti yüzünden hala süzülüyor olsa da ne yapacağını bilmiyor gibi hareket ediyordu.
"Wyvernleri görmek istersin, değil mi? Wy-Üç senin iyi olup olmadığını soruyordu."
"Wy-Üç! Wy-Üç iyi mi, Efendim?"
"Gördün mü, sen Bingryong’sun işte."
"..."
#Heykel görevi tamamlandı! Aslında
bayağı meşakkatli bir işti ama biz birkaç sayfada çözmüş olduk, aslında
uzatılabilecek bir savaş da yine üç beş cümlede yaşanıp bitti. Bizimki zaten
savaşlarını kendi yapmıyor artık, heykellerini salıyor her şeyi onlar hallediyor.
Sarı Oğlanın tepesinde dünyayı fethediyor adeta :D Bölümün sonundaysa tanıdık
bir sima geldi! Bakalım bu iş nereye bağlanacakmış, zincir görevde bizi
bekleyen daha ne maceralar varmış, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Ve de herkese iyi bayramlar!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..