“Ahreupen’in mührü!” Weed, görev ödülü olarak usta oymacılardan biri olan Ahreupen İmparatorunun mührünü elde etmişti. Yani Versailles Kıtasında birleşik bir imparatorluk kuran ilk imparatorun.
Ahreupen İmparatorluğu Mührü!
Weed, gözlerinde biriken ufak yaşları sildi. Bunlar her zamanki gibi esnemekten kaynaklı yaşlar değil, mutluluk gözyaşlarıydı.
“İyilik eden iyilik bulur derlerdi. Gerçekten anlamının hakkını veren kelimelermiş. Bu kadar iyi bir ödül alacağımı düşünmemiştim.”
Versailles Kıtasında beliren birkaç yüz yıllık antikalardan biriydi.
Ahreupen İmparatorluğu Mührü, sunduğu birden fazla seçenekle herkesin eline geçirmek isteyeceği cinsten, imrenilen bir öğeydi.
“Onca emek verilmiş ama buna rağmen hala tamamlanmamış durumda…”
An itibarıyla bir mücevherden en az yüz kat daha değerli bir heykeldi.
Büyülü özelliklere sahip kutsal eşyaları herkes arzulardı. Weed de Ahreupen Mührünü mükemmel denilebilecek bir noktaya ulaştırmıştı, yani artık gerçek gücü açığa çıkacaktı.
Ding!
****
- Ahreupen İmparatorluğu Klasik Çağ binalarına değer verirdi. Bir oymacı ve bu bölgenin sahibi olarak bundan böyle siz de Klasik Çağ binalarını inşa edebileceksiniz. Klasik Çağ binaları büyük zarafet ve ciddiyetlerinin yanı sıra yoğun nüfuslara olanak tanıyacak büyüklükleriyle bilinirler. İnşa maliyetleri çok yüksektir ancak doğurganlığı arttırmak gibi bir etki sağlarlar.
-Artık özel binalar inşa edebileceksiniz.
Ahreupen İmparatorluğu Sarayı: İnşaat maliyeti en az 8 milyon altın.
Kıta genelinde yalnızca bir tane inşa edilebilir.
Siyasi etkisi tüm kıtaya uzanır.
Şövalyelerin sadakat ve moralini yükseltir.
Asillerin ihanet ihtimalini azaltır.
Pek çok hizmetçi barındırır.
İnşa etmek için son derece geniş bir bölge gerekir.
İmparatorluk Sarayı bir tarım arazisine inşa edilirse sivillerin hoşnutsuzluğu çarpıcı bir artış gösterir.
Şehir üzerinde özel bir etkisi vardır: Başıboş şövalyelerin sadakat yemini etme olasılığını arttırır.
Diplomatik etkileri bulunur.
****
Weed, yaptığı görevden Heykellerin Anılarını Anlama yeteneğini kazanmıştı. Bu sayede Klasik Çağın tarihi binalarını görebilecek ve inşa edebilecekti. Ancak böyle bir ödül beklemiyordu. Bunu inşa etmek gibi bir şeyi aklından bile geçirmiyordu. Sonuçta kale bahçesinden yabani ot sökecek işçileri tutmanın bile bir maliyeti vardı.
****
Geniş Kolezyum: İnşaat maliyeti en az 300 bin altın.
Gladyatörler için yapılmış bir mekan.
Şiddetli çarpışmaları izlemek vatandaşların stresini yatıştırır.
Giriş ücretleri şehrin gelirini arttırır.
İnşa edildiğinde Lordun saygınlığı yükselir.
Kolezyum, çok sayıda gladyatör yaratır.
Özel Etkiler: Gladyatörler güçlerini test etmeye gelir.
Askerlerin talim hızı giderek artar.
Taş Hisar: İnşaat maliyeti en az 500 bin altın.
Şehir için bir kale görevi görebilir.
Dağlara ve yüksek kayalıklara inşa edilebilir.
Askerler için gerekli dükkan ve konutlara sahiptir.
Bulunduğu bölgeye bağlı olarak bazı lütuflar sağlayabilir ve canavar baskınlarına karşı ileri mevki olarak kullanılabilir.
Canavarlarla savaşmak adına alınabilecek görev sayısı kayda değer ölçüde artar ve canavarlardan toplanan materyaller piyasada bulunabilir.
Hisar düşerse Lordun sakinlerin güvenliğini sağlama konusundaki güvenilirliği ciddi bir düşüş yaşar.
Özel Etkiler: Bölge genişlemesi.
Özel Ahreupen Tahıl Ambarı: İnşaat maliyeti en az 40 bin altın.
Çok özel bir binadır.
Göğe doğru yükselir, son derece yüksektir!
Ahreupen İmparatorluğu çok sayıda tahıl depolayabilmek adına ambarın içerisini katman katman yapmıştır.
Bol miktarda tahıl, alkol ve meyve, çok uzun süreler boyunca yeraltında depolanabilir.
Aç vatandaşların sayısı azalır ve gıda fiyatları dengelenir.
Sakinlerin yemek konusunda endişelenmesine gerek kalmaz ve çocuklar büyük ambarlara bakmaktan hoşlanır.
Kıta Ahreupen İmparatorluğu altında birleştiğinde güvenlik, doğurganlık ve ekonomi için en önemli yapı burasıydı.
Şehir çapında festivaller tetiklenebilir.
Özel Etkiler: Komşu bölgelerin sakinleri açlık endişesi taşımalarına gerek kalmayacağı için ambarın bulunduğu bölgeye göç eder.
Gizemli Peri Göleti: İnşaat maliyeti 1000 altın.
Temiz sulara sahip küçük, sessiz bir gölet oluşuyla Perilerin favorisidir. İnşa edecek bir yer bulmak zordur. Gölet inşa edildiği vakit periler etrafında oynamaya gelir. O periler çoğu zaman kötü niyetli şakalar yapmazlar. Kraliçe Peri ise beklenmedik hediyeler bırakabilir.
Özel Etkiler: Doğayla olan yakınlığı arttırır ve gizemli olaylar meydana gelebilir.
Ahreupen Evleri: İnşaat maliyeti 2000 altın.
Taştan yapılmış dört katlı bir bina. Sağlam ve kolay kolay kırılmaz. Bu orta sınıf evler birçok nesil sakini bir arada barındırabilir. Bir gölün veya nehrin yanına inşa edilirse popülerliği daha da artar. Kamu güvenliğini ve vatandaşların memnuniyetini arttırır.
Özel Etkiler: Doğal afetlere karşı direnci arttırır ve yapıya verilen hasarı azaltır.
Oymacının Mağara Kompleksi: İnşaat maliyeti en az 30 bin altın.
Oymacıların toplanıp yeni oymacılık teknikleri öğrenmesi için bir mekan.
Şehir kültürünün gelişmesine katkısı dokunur.
Kale Harabeleri: İnşaat maliyeti en az 70 bin altın.
Bu yapıyı inşa etmek için şehrin kültür, sanat ve teknolojisi eşit oranda geliştirilmiş olmalı.
Ahreupen İmparatorluğundan, ruhların içerisinde yaşadığı özel bir bina.
Ruhlar küçük çocuklarla oyun oynamaktan hoşlanırlar.
Ruhları yakalamak mümkün değildir.
Ruhlar, canavar saldırısına uğrayan çocuk sayısını düşürürler.
Bu bina büyü gelişiminde artış sağlar.
Ahruepen Ticaret Merkezi: İnşaat maliyeti en az 25 bin altın.
Ahreuepen İmparatorluğu sanatçılara ve tüccarlara öncelik verirdi.
Bağımsız serbest tüccarlar burada dinlenebilirler.
Yük arabalarının tutulabilmesi için kamu güvenliğinin yüksek olduğu yerlere inşa edilir.
Burada birkaç gün dinlenerek pazarlık yeteneğini ve yük arabalarının hareket hızını arttırmak mümkündür.
Meyilli Yatık Kule: İnşaat maliyeti en az 150 bin altın.
Yatık Kulenin doğasıyla ilgili sorular doğar.
Büyücülerle elementsel yakınlığı geliştirir.
Özel Etkiler: Civar bölgelerin yapısına bağlı olarak elementsel yakınlığı geliştirir.
Deri Üretim Merkezi: Üretim maliyeti en az 1200 altın.
Bu mekanda deri ve deri ürünleri satılır.
****
Ahreupen İmparatorluğuna ait, askeriyeyi, ekonomiyi veya eğitimi geliştiren 300 kadar bina vardı. Yapımları bolca para ve taş gerektiriyor, hatta kimileri için mücevher ve diğer kıymetli metallerden de lazım geliyordu.
İnşaat için gerekli materyallerin çokluğunu gören Weed, bir Lord olarak teknoloji, kültür ve ekonomi seviyelerinin düşüklüğü gereği bu binaların pek değeri olmadığını düşünüyordu. Bu da vasat bir iş çıkacağını gösteriyordu.
Ahreupen İmparatorluğu Sarayı muazzam miktarda kıymetli materyal gerektiriyordu.
Weed bir kez daha listeye göz gezdirdi.
****
- Ahreupen İmparatorluğu silah ve zırh üretimi için demircilik yetenekleri üzerine bilgi toplardı. İmparatorluk, ardı arkası kesilmeyen bir fetih mücadelesi içerisindeydi. Topraklarını korumak için insanlarla ve iri canavarlarla çarpışmak zorundaydılar.
Düşük yetenek seviyelerine rağmen yüksek defanslı, ağır zırhlar için pamukla doldurulmuş deri kullanırlardı.
Artık siz de İmparatorluk Şövalyeleri ve Gardiyanlar için kıyafet ve zırh yapabilirsiniz.
-Ahreupen İmparatorluğu giyimine uygun dikiş teknikleri öğrendiniz. Büyücü cüppeleri, kraliyet kıyafetleri, imparatorluk şefi, saray hizmetlisi ve daha pek çok mesleğe has kıyafetleri dikebileceksiniz.
-İmparatorluk Mührü tam anlamıyla okunamadığı için hala Heykellerin Anılarını Anlama yeteneğiyle ilgili bilinmeyen pek çok şey mevcut. Heykelin onarım gerektiren hasarlı kısımları bulunuyor.
****
Sıkı çalışmanın sanat ektiği doğruydu!
Weed’in Heykellerin Anılarını Anlama yeteneğini geliştirmesinden bu yana daha fazla kazanması mümkün değildi.
Dikiş yeteneği için çok sayıda ekipman çeşidine mahsus dikiş yöntemlerini öğrenmişti.
Weed’in yüzünde çarpık bir gülümseme vardı.
“Ah… bu dünyada yaşamaktan vazgeçmeden elde edilebilecek şeyler de olduğunu düşünmek ne komik.”
Gayret dolu bir hayat sürüp de yanlış yapamazdınız!
İmparator Mührü, hakkında hala bilinmezler olan çok eski bir tarihi öğeydi. Buna rağmen Weed, ondan sağlam bir kar elde etmenin bir yolunu bulmayı başarmıştı.
Bu kadarı bariz olacaktı!
“Kuheuheuheu!”
Weed’in dudaklarından çılgınca bir kahkaha döküldü.
Hem de avlanırken bir kılıç veya zırh bulduğu zamanlarda attığından daha da çılgınca bir kahkaha!
“Durum buysa Daemon Kılıcı veya Antik Kalkandan çok daha iyi olacaktır.”
Hesaplamalarını bitirdiğinde vardığı sonuç buydu.
Böyle bir hazinenin bir oymacının eline geçmesi, sanat statını yükseltmesi için atılan bir can simidi gibiydi.
Fakat Ahreupen Krallığı tarih çizgisinin bir noktasında yıkılmıştı.
Ve Weed’in, mührün diğer hatıraları da okuyabilmek için heykelin geri kalanını onarması gerekiyordu.
Ama nadiren heykel onardığı için Heykel Onarımı yeteneği hatırı sayılır ölçüde düşüktü!
“Birkaç heykel kırıp onarmam lazım.”
S sınıfı görevi tamamlamak için yeteneğini geliştirmeye mecburdu ama güzel bir ödül beklentisi de vardı.
“Tamamdır, artık gitsem iyi olacak.”
Weed’in yanındaki eski paralı asker, bu sözlerin ardından nihayet ayrılmak üzere arkasını döndü. Feryat Nehrinde bir sürü pahalı alkolü mideye indirmişti. İçki içerken şarkılar bile söylemişti. Ona bakmak zor olmuştu ve şimdi nihayet alıp başını gidiyordu. Evet, Weed o paralı askerden İmparatorluk Mührünü almış ve o paralı asker de artık dönüş yoluna geçmişti.
Weed’in bakışları keskinleşti.
‘Elde edilmesi zordu.’
Elbette bundan böyle o paralı askerle iletişime geçmek zor olacaktı. Ancak imkansız değildi, başka bir zaman diliminde onu kontrol edebilirdi. Yine de ansızın ihtiyar paralı askerin iki elini kavradı.
“Benim için bir şerefti. Öyleyse yeniden görüşene dek hoşça kal diyelim mi? Çok fazla yiyip içmemeye çalış. Al, sana atıştırabileceğin bir şeyler de vereyim.”
Hem sevgi dolu hem de içler acısı bir ayrılıkmış gibi davranıyordu.
“Sana yük olduğum için üzgünüm, bundan böyle kendine iyi bakmayı ihmal etme ihtiyar.”
“Hiç de bile, güzel bir tecrübeydi.”
“Artık bir an önce krallığa dönsem iyi olacak.”
“Bir ara bana bir mektup gönder. Sana paralı askerlik hayatımla ilgili anlatmadığım bir sürü şey var hala.”
Paralı askerin hayat hikayesi şaşırtıcı derecede doğruydu. Versailles Kıtası tarihine atılan gerçekçi bir bakıştı ve büyük bir kısmı da Weed’in göreviyle bağlantılıydı.
“Huhuhu.”
Paralı askerin rahatı öyle yerindeydi ki kıs kıs gülüyordu.
Weed, paralı askerle yaptığı bu sohbetle hafif bir yakınlık kazanmıştı.
Birbirlerini bir bağlamda tanımaya başlamışlardı.
“Bir ara benim mekanıma uğra, ne zaman gelirsen gel hoş karşılanacaksın. Artık bana müsaade.”
“Bir dahakine seni yeğenimle de tanıştıracağım.”
Weed, paralı askerin gidişinin ardından etrafına bakındı.
Feryat Nehri civarı, Embinyu Mezhebine karşı mücadele veren kabilelerle doluydu.
Görev teslimi vakti gelmişti!
Morata’ya geri dönebilmek için ödüllerini topladı.
Tüm Versailles Kıtasının en iyi oymacısı olarak bir saygınlığı vardı.
Dolayısıyla geçmişte yaptığı heykelleri gizleme arzusuna anlam verebiliyordu.
“Wyvernler. Onları doğru düzgün yapmamış olmak beni hayal kırıklığına uğratıyor.”
Ölümsüz Lejyonuna karşı çarpışabilmek adına onları alelacele yapıp yetiştirmeye çalışmıştı. Ve üzerine hiç düşünmeden hepsine ardı ardına hayat bahşetmişti.
“Yine de onlar benim elimden çıkma…”
Weed’in Wyernlerinden beklenebilecek çok şey vardı.
Onlar, Weed’in hayat bahşettiği ilk heykellerdi.
Rüzgar dirençleri sağlam olsun diye yüzleri keskin, köşeliydi.
Bununla birlikte gururları da sağlamdı ve Weed’in komutlarını dinleseler de küstahlardı.
“Hey, ne düşünüyorsunuz?”
“Efendi nerede?”
“Gitti. Tamamen özgürüz!”
Wyvernler Weed'e ihanet ediyor gibi görünüyordu, dolayısıyla onları eğitmesi gerekiyordu. İlk onlara hayat bahşettiği için en büyük çocuklar olarak bir sorumlulukları vardı. Yiyip içip oynadıkları bir dönem olmuştu fakat şu sıralar kuzeyde avlanıyor ve sadakat içerisinde gelişiyorlardı. Derken Weed, Morata’ya geri dönmeleri adına onları dağa çağırdı ve yeni banyo yapmışçasına ışıl ışıl görünen altı wyern yan yana dizildi.
“Hey…nasılsınız?”
Dedi Weed, mahcup bir ses tonuyla.
Genellikle savaştan savaşa harekete geçirdiği için onları pek düşünmüyordu.
“Keyfimiz yerindeydi efendim.”
“Mutluyuz.”
“Maalesef efendimizi istediğimiz sıklıkta göremedik.”
Gyarurururuek.
Bu sırada Weed, gidip Wah-1in yüzünü ovuşturmaya başladı.
Çünkü bunu yaparken Wyernlerin arasındaki gizli konuşmaları işitebiliyordu.
“Bize neden böyle iyi davranıyor?”
“Bir bit yeniği olmalı…”
“Dikkatli olun.”
Weed Wah-1’in yüzünü okşamaya devam ediyordu.
“Beyler. Uzun zaman sonra sizi görmek ne hoş.”
Artık kibar konuşmaya da başlamıştı.
“Onca zaman üzerine yüzünüzü görmek istedim.”
“…”
Wyvernler ise sessiz kalıyordu.
Bu sırada Weed, onların kanatlarını açıp kendisinin varlığında gökyüzünde uçmanın tadını çıkartmalarına izin verdi. Ve sonra da peşlerine takıldı.
“Biraz çelimsiz görünüyorsunuz beyler. Neyse ki avlanırken siz deneyesiniz diye sağlam yemekler biriktirmiştim.”
Saklamış olduğu Hidra Kralı ve Imoogi etlerinden bahsediyordu!
O etleri Wyernler ve Geumini arasında bölüştürdü.
“Sizi seviyorum, Efendim.”
“Teşekkürler.”
Kart kurt.
Wyvernler büyük bir açlıkla etleri ağızlarıyla parçalıyordu.
Geumini ise küçük bir bıçak çıkarıp zarifçe hazırladığı dilimleri yiyordu.
Böylesine lezzetli şeyler yedikten sonra Wyernlerin hiçbir tatminsizliği kalmamıştı. Ebeveynleriyle gurur duyan bir çocuktan farkları yoktu.
“Birkaç gün önce bir yarı insan yarı ayı indirdik.”
“Yarı insan yarı ayı mı?”
“Morata’nın uzaklarındaydı. Onu yedik. Efendimiz de tadına baksın isterdim.”
Demek ki orada insansı ırklar vardı.
Yapılan tüm seferlere rağmen kuzeyin büyük bir kısmı hala yalnızca kaba hatlarıyla tanınıyor, detaylar bilinmiyordu.
Bu tarz pek çok mekan vardı.
Ve bu mekanlar hakkında da pek çok hikaye.
“Şu anda gücünüz ne durumda?”
“376. Seviyeyiz.”
Wyvernler 370. seviyeyi aşmıştı.
Weed onlara hayat bahşettiğinde yalnızca birer değerli eser oldukları için 300. Seviye civarını geçememişlerdi.
Yemeğin ardından sıra Geumini’ye geldi.
“Efendim!”
Geumini, Weed için biraz daha zorlayıcıydı.
Çünkü onu altından yaparak israf ettiğini hissediyordu.
“Bu lezzetli yemek için size teşekkür etmek isterim.”
Karnı açtı ve Weed, bugün ona iyi davranıyordu.
Geumini son derece utangaç olsa da dövüş konusunda harika yeteneklere sahipti.
Hızlı koşabiliyor, iki eliyle kılıç kuşanabiliyordu.
Güçsüz yaratıkları anında katlediyor ve wyernlerin sırtında okçuluk yeteneğiyle yayından attığı oklarla iyi iş çıkarıyordu.
Bir sanat eseriydi!
Seviyesine eklenen %20 bonusla birlikte 420. seviye bir elit olarak dünyaya gelmişti.
Hayat bahşedilen ilk üstün heykeldi.
Weed’in kayadan yaptığı Sarı Oğlan ve Anka Kuşuysa zar zor 400. seviye olmuştu.
“Efendim, ben de 446. seviye hedefimi yerine getirdim.”
“Aferin, çok çaba sarf etmişsin.”
Wyvernler çıkıp oynarken Geumini tek başına zindanlara girip avlanmıştı. Kendisine hayat bahşeden Weed’e yardımı dokunsun diye hiç mola vermeden çalışmıştı.
“Sizin yokluğunuzda madenlerde canavar avladım.”
Morata yakınlarındaki terk edilmiş madenler!
Weed o madenleri geliştirmediği için birer canavar ini olmuşlardı! Geumini de önce canavarları avlıyor, sonra da kazmayla mineral topluyordu.
O mineraller üzerinde mülkiyet hakkı olduğu için de hepsi depoya gidiyor ve Weed, onları bina veya öğe yapımında kullanabiliyordu.
“Yeni bir yetenek öğrendim. Golgolgol.”
“Ohhh.”
Weed, yaratımlarından birini böyle yetiştirdiğine değdiğini düşünüyordu.
Geumini’nin bu kadar takdire şayan çıkacağı kimin aklına gelirdi ki?
‘Bir oymacının tek ihtiyacının Geumini gibi yüz kişi olması ne kötü.’
Madencilik yeteneklerinin ekonomiye büyük katkısı dokunuyordu.
Mineral keşfi ve kazma yetenekleri de faydalı yeteneklerdi.
“Hangi yeteneği öğrendin bakalım?”
“Efendim, şaşırmayın ama bir büyü yeteneği öğrendim.”
“Büyü mü!”
Geumini’nin zekası yüksekti.
Çünkü ateş, su ve metalin özelliklerini barındıran demircilik yetenekleri kullanılarak yaratılmıştı.
Diğer şeyler de fena değildi ama Weed, onun büyü öğrenebilmiş olmasına çok sevinmişti.
“Aferin Geumini. Ama müsaadenle nasıl bir büyü öğrendiğine bir bakayım. Geumini yetenek penceresi!”
Weed, yapmış olduğu heykellerin yetenek pencerelerine erişebiliyordu.
****
Başlangıç Düzeyi 9. Seviye Kılıç Ustalığı (%26): Kılıç kuşanma yetenekleri. Seviye yükseldikçe güç artar.
Orta Düzey 7. Seviye Okçuluk (%88): Uzun menzilli atış imkanı ve okların isabetliliğinde artış sağlar. Yeni ok yerleşimi hızlı gerçekleşir.
Orta Düzey 4. Seviye Ateş Kontrol Uzmanlığı (%16): Ateş yaratabilir. Güç sınırsızdır ancak çok fazla ısı bedeni eritir.
3. Seviye Sıvı Dönüşümü (%15) – Vücudu sıvılaştırmak için ısı kullanılabilir. Bedeni onarmak için faydalıdır. Ancak bedenin bazı kısımları kalıcı olarak yitirilebilir.
****
Geumini okçuluk ve kılıçla çarpışma konularında üstün bir yeteneğe sahipti. Ve beklenildiği gibi büyü yetenekleri de belirmişti!
****
Başlangıç Düzeyi 6. Seviye Mücevher İmha Büyüsü (%69): Mücevherlerin potansiyel büyü gücü açığa çıkartılabilir. Büyü gücü, büyüyü yapan kişinin kabiliyetine ve mücevherin değerine bağlıdır. Büyü, her defasında belli bir miktar mücevher tüketir.
****
Mücevherlerin büyü gücü.
Kullanım hızı son derece yüksek olduğu için normal büyüden daha geniş kapsamlı bir güçtü.
Ancak mücevher tüketiminin bariz bir dezavantajı vardı.
Geumini 446. Seviyeydi ve kuvvet, çeviklik, zeka ve bilgelik gibi yüksek fiziksel statlara sahipti. Bir büyücü olarak potansiyeli yüksekti. Ve bedensel özelliklerini temel alarak büyü yapabilmek adına bir yetenek geliştirmişti.
Onu tanımlayan son derece şaşaalı bir yetenekti!
Tam da 17 bin altın değerinde Geumini’ye yaraşır bir şeydi!
“O yeteneği kullanma.”
“Ne? Golgolgol.”
“Bu yeteneği veya Sıvı Dönüşümünü gelecekte kullanabilirsin. Ama bunu yaparsan seni eritip altına çeviririm.”
Eritilirse hiçbir yetenek kullanamazdı. Yani o saatten sonra ancak satılmaya yarardı.
“Efendim.”
Hüzünlenmemek Geumini’nin elinde değildi.
Işıl ışıl, yakışıklı bir genç adam görünümündeydi ve bu da epey etkileyiciydi ama Weed’e işlemiyordu. Onun aklından, gençliğin altın çağının parası olan genç kızların baharatlı bir pirinç keki olan tteokbokki yediği lise dönemi olduğu geçiyordu. Ve bu düşünceyle Geumini’yi görmezden geliyordu.
Bu sırada Wah-1 kendisini göstererek bir adım öne çıktı.
Elbette ki yaptığı şeyin amacı küçük kardeşi Geumini’yi savunmak değildi, başka bir şeydi.
“Efendim.”
“Hı?”
“Şehirdeki durum sıkıntılı.”
Bu noktada Weed’in sesi ciddileşti.
“Ne oldu?”
Wyernler, Morata’da avlanırken etrafı da gözlemliyorlardı.
Weed, Morata’ya çok fazla para -300 bin altın- yatırmış ve bunun yanı sıra pek çok da heykel yapmıştı. Freya Kilisesi bir süreliğine işlerin başına atanmıştı fakat bu, üzerlerindeki baskıyı gevşetmek için bir sebep teşkil etmiyordu. Wyernler çevreyi keşfe çıkıyordu, çünkü yalnızca Freya Paladinlerine güvenmeleri mümkün değildi.
“Şehrin yakınlarındaki taş ocağı son zamanlarda daha da kalabalıklaşmaya başladı.”
Diyen Wah-1, açıklamaya koyuldu.
Onlar yaşları gereği olup bitenleri anlamakta zorlanıyorlardı.
Ancak Weed, anlayabiliyordu.
“Anlaşılan asker sayısında ciddi bir artış var.”
Kışla inşaatları ve zorunlu askere alımlar.
Morata yakınlarında pek fazla yöre sakini yoktu. Ve kuzeye göçüp yerleşenler olsa da sayıları bu denli çok değildi. Paralı askerler ve diğer askeri birliklerse başka bir hikayeydi. Yakınlarda avlanmak zorunda olan kalabalık insan grubu nedeniyle av miktarı bir hayli azalmıştı.
#Biraz boş denilebilecek bir bölümdü
bence. Weed’in parasına kıyamayıp yapmayacağı binalara sayfalar ayırdık, ayyaş
paralı askerimizle vedalaştık ve bizimkinin hayat bahşettiği ilk heykellerin
son durumunu gördük. Şu toplanan askerler meselesi bir yere bağlanacak mı,
yoksa sadece av miktarının azalmasıyla sınırlı bir problem deyip geçecek miyiz
onu merak ettim yalnızca. Hadi bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..