Lms 20.6 : Cehennem Zindanı

avatar
3010 11

Legendary Moonlight Sculptor - Lms 20.6 : Cehennem Zindanı


Çevirmen : Clumsy-nim



Weed, genç Kaos Savaşçısının izini sürmeden önce avlanmaya karar vermişti.

 

“Zindana girmeden önce hazırlık yapmalıyım.”

 

Las Phalanx’ta avladığı her bir Kaos Savaşçısıyla ateş direnci yükseliyordu.

 

Kaos Savaşçılarının cesetleri Ruh Çağıran için değerli varlıklar olurken Altın Kuş, savaşa ciddiyetle katkıda bulunuyordu.

 

Savaş süregelirken Weed, bir noktada Altın Kuşun etrafının ışıklarla sarılışı ve bedeni ile bacaklarının büyümeye başlayışı karşısında şaşkına döndü.

 

Kuşun boynu, kanatları, beli, her yeri irileşiyordu!

 

En sonundaysa 3 metre 20 santimetrelik bir büyüklüğe erişti.

 

Dalgalı altın rengi tüyleri güzel mücevherlerle süslenmişti.

 

Kafasının üzerinde elmastan bir taç taşıyordu.

 

Altın Kuş, bir vücut değiştirme kabiliyeti olan polimorfu kullanabiliyordu.

 

Möööööööö!

 

“Golgolgolgol!”

 

Altın Kuşu gören diğer hayat bahşedilmiş heykellerdense şaşkın tepkiler yükseliyordu.

 

Bir bakıma biz neden böyle yaratılmadık diye merak ediyorlardı.

 

Weed’in elinden çıkma heykeller olarak görünüşleri konusunda bir hayli gururluydular fakat aradaki farkı gördükten sonra utanca kapılmışlardı.

 

“Siz yine iyisiniz. Wyvernlerin neye benzediğini unutmayın.”

 

“…….”

 

Wyvernlerin bahsini işiten Sarı Oğlan ve Geumini’nin sesi kesildi.

 

Dünya çirkini Wyvernler kadar aceleye getirilmedikleri için şanslıydılar.

 

Bu sırada Weed, ölümsüzlere liderlik etmeye başladı.

 

“Kaos Savaşçıları, hadi gidin!”

 

Kaos Savaşçılarının savaş esnasında kısa mesafeli ışınlanma gerçekleştirmesi onları vurulması zor birer hedef kılsa da Altın Kuş boş alanlarda ansızın pençelerini savuruyordu.

 

“Keek!”

 

Ve ışınlanan Kaos Savaşçılarının konumlarını tahmin ettiği saniyede hayati noktalara saldırmak için pençeleriyle gagasını kullanıyordu.

 

*Ttadadadadadak!*

 

Altın Kuş, bir ağaçkakan gibi seri halde ölümcül saldırılar gerçekleştiriyordu!

 

Kaos Savaşçılarıysa o saldırılara direnemiyor ve hızla ölüyordu.

 

Bu şekilde canavarları parçalayıp atma işini tamamlayan Altın Kuş, göğe yükselip süzüldü.

 

Tüyler ürpertici bir mücadele kabiliyetine sahipti.

 

Dönüşüm geçirmiş olan Altın Kuş, Weed’le bir konuşma başlattı.

 

“Weed-nim, biz kazandık.”

 

“E tabii ki.”

 

Las Phalanx’taki canavarların ateş nitelikli büyüleri ve yetenekleri neredeyse iki kat artmıştı.

 

Bu nedenle yüksek bir ateş direnci gerekliydi.

 

Kaos Savaşçılarını avladıkları sırada ateş dirençleri %22ye çıkmıştı.

 

“Yasaklı bölgelerdeki %10 artış da eklenince %32 oluyor.”

 

Weed başlangıçta da iyi bir dirence sahipti, bunun sebebiyse metanetinin yüksek oluşuydu.

 

Weed, Seoyoon ve hayat bahşedilmiş heykeller, ölümsüzlerle birlikte hareket ediyordu.

 

Kaos Savaşçılarını avlarken artış gösteren tek şey direnç değildi, yol boyunca 18 balta toplayan Weed’in sırt çantasının ağırlığında da bir artış gerçekleşmişti.

 

Ve İskelet statüsü gereği sırt çantasını taşımak için kullanacağı gücü azalmıştı.

 

Çok para eden öğeler geride bırakılamazdı!

 

Weed genellikle ganimetlerini gizli mağazalara ve kör noktalara gizleyip bırakırdı ama pahalı öğeleri için bunu yapmak istemiyordu.

 

Bu yüzden omuzları ve köprücükkemiğini örten koca bir sırt çantasıyla sessiz sedasız zindana ilerliyordu.

 

Artık göreve devam etme ve tehlikeli zindana giriş yapma vakti gelmişti.

 

“Tori, Van Hawk.”

 

“Emredersiniz efendim!”

 

“Emrinizdeyim efendim.”

 

“Zindana önce siz ikiniz girin.”

 

Weed hizmetkarlarını işe koşuyordu!

 

Elbette ki karşısında fazlasıyla tehlikeli bir zindan olduğu için astlarıyla birlikte çok sayıda Kaos Savaşçısını da peşinde sürüklüyordu.

 

***

 

Bu esnada Drinfeld ve Griffith, Las Phalanx’taki keşif bölgelerini genişletmekle meşguldü.

 

Haven Krallığındaki Hermes Loncasının gönderdiği destek kuvvetler henüz Las Phalanx’a varmamıştı.

 

Onlar da bu esnada volkanik patlamalar ve zemin çatlaklarıyla dolu bir bölgede savaşmaya olan aşinalıklarını arttırmaya çalışıyorlardı.

 

“Kendinizi toparlayın ve onlara elitlerin bu toprakları nasıl fethedeceğini gösterelim.”

 

Üst düzey Donanma Şövalyeleri ve Korsanlar bir koalisyon şeklinde bir araya gelmişti.

 

Avları çok verimli olmasa da Weed tarafından yeniden pusuya düşürüldükleri takdirde anında karşı saldırıya geçebileceklerdi.

 

“Nasıl bir yola başvuracağınız umurumda bile değil, ne pahasına olursa olsun bana Weed’in kellesini getirin. Hermes Loncası size tatmin edici bir ödül verecek.”

 

Artık o eski gururlarından eser kalmamıştı.

 

Drinfeld’in ekibi bir grup Babayı başarıyla avlamıştı.

 

Bir müddet sonraysa bu başarıyı büyük volkanik patlamalar izledi.

 

***

 

CTS Medya ve LK Oyun, Las Phalanx’taki maceraları canlı olarak yayınlıyordu!

 

Büyük bir aşağılanmaya ve yoğun alaylara maruz kalsalar da ortalığın yatışması çok sürmemişti.

 

Drinfeld önderliğindeki keşif ekibi, Oymacının Mirasının çatlak topraklarına doğru ilerliyordu.

 

CTS Medyanın yayınladığı görüntüleri izleyen seyirciler heyecan doluydu.

 

“Oymacının Mirası, işte beklenmedik bir mekan diye buna derim. Sizce Weed buraya mı gelmiştir?”

 

“Öyle görünüyor.”

 

Keşif ekibi avlanmaya devam ediyor ve Oymacının Mirasının etkileri nedeniyle işleri çok daha kolay oluyordu.

 

“Drinfeld, sen de genellikle diğer Donanma Şövalyeleri gibi silah olarak büyük bir bıçak kullanıyorsun, bunun sebebi nedir?”

 

“Verdiği hasar sağlam oluyor ve dayanıklılığı da yüksek ki deniz canavarları ve Korsanlarla çarpışırken öyle olması gerekiyor.”

 

“Demek bu yüzden burada, Las Phalanx’ta savaşmak zor olmasına rağmen bıçak kullanmaya devam ediyorsun.”

 

“Evet katılıyorum. Yolculuk çok uzun sürdü ve canavarların seviyesi de oldukça yüksek.”

 

“Volkanik patlamalardan kaçınırken savaşmak tehlikeli değil miydi? Eminim onları doğrudan görmek tüyler ürpertici bir tecrübe olmuştur.”

 

“Benim, Drinfeld’in, 2. Filoyla birlikte Haven Krallığı tarafından seçilmemizin sebebi tehlikeli koşullara adapte olmaktaki başarımız.”

 

“Peki ya Weed? Buraya gelen ilk kişi olmasına rağmen iyi adapte olmuş gibi görünüyor.”

 

“Bir macera esnasında geniş çaplı bir keşif grubuna sahip olmakla tek başına ilerlemek farklıdır. Bu iki durum arasındaki riskler kıyaslanamaz.”

 

Drinfeld ve Griffith Korsanları arasında geçen konuşmalar naklen yayınlanıyordu.

 

Canlı yayın günde iki defa gerçekleşiyor ve reytinglerde ilk sıraya oturuyordu.

 

***

 

KMC Medya, Weed’le olan kontratları gereği henüz görev yayınını paylaşmamıştı.

 

Görev hala devam ettiği için yayını paylaşmaları Drinfeld ve Griffith’in müdahale etme ihtimalini arttırırdı.

 

Bir sebep de Weed’n mevcut konumunu gizlemekti.

 

Tüm personel fazla mesai yaparken KMC Medya genel merkezinin pencereleri gecenin geç saatlerinde bile aydınlıktı.

 

Weed’in görevi ne zaman bitireceğini bilmedikleri için videoyu düzenlemeye hazırlanıyorlardı.

 

***

 

Versailles Kıtasında vatandaşlar ve rahipler arasında konuşmalar dönmeye başlamıştı.

 

“İmparator Geihar’ı duydunuz mu? Tüm Versailles Kıtasını birleştiren Ahreupen İmparatorluğunun ilk imparatoruydu. Tarih çalışan herkes onu tanır.”

 

“Baş Büyücü Seulroeo’nun hırsı uğruna her yola başvurabileceğini söylüyorlar. Matam Büyücüleri bile ondan bahsediyor ve onun bir dahi olduğuyla ilgili kayıtlar bulunuyor. Ayrıca Niflheim İmparatorluğunun yıkılışında kilit rol oynadığı şeklinde söylentiler de var.”

 

“Ona başka seçim şansı tanımayan bir sebebi yok muydu?”

 

“Buna inanmanız gerekiyor. Yalnızca cesurların adım atabileceği bir yer var! Ve orada da çok güçlü bir silaha sahip bir canavar bulunuyor. Kesinlikle büyük bir felakete sebep olacak… ve o canavarı durdurabilecek tek kişi de ıssız bir Oymacı.”

 

Cüce, Elf ve Peri savaşçılar çağrılıyordu. Las Phalanx seferine gitmeye hazırlanıyorlardı.

 

“Oymacı başarısız olursa huzurumuzu tehdit eden o canavar kesinlikle harekete geçecektir. Cüceler, savaş için silahlanın.”

 

“Elf Okçular, savaş hazırlıklarınızı yapın, onlara ateş ruhlarının gerçek gücünü göstereceğiz.”

 

Kraliyet Yolu ana sayfasında Cüce ve Elf ırkının hareketleri paylaşılıyordu.

 

Ve oyuncular, yalnızca gözlerini kapatarak Versailles Kıtasında olup bitenleri görebiliyordu.

 

Weed’in macerası kesinlikle kıtanın ilgi odağı oluyordu.

 

****

 

Cehennem Zindanını ilk keşfeden kişi oldunuz.

Faydalar

Şöhret 2,100 arttı.

Tecrübe ve öğe düşme oranı bir haftalığına ikiye katlandı.

Avlanan ilk canavarın nadir rastlanır öğe düşürme ihtimali çok yüksek olacak.

 

****

 

“Voaaa!”

 

Weed’in ağzından bir şaşkınlık nidası döküldü.

 

Kazandığı Şöhret saçmalık derecesinde yüksekti.

 

“Bu ne lan!? Bu zindan ne kadar tehlikeli ki bu kadar fazla Şöhret veriyor?”

 

Çağırdığı ölümsüzlere rağmen epey zorlu bir bölgeyle karşılaşacağı tahmin edilebilirdi.

 

“Yine de en iyisi parayı gençken kazanmaktır ki yaşlıyken faydasını görebilesin.”

 

Diyen Weed, astlarına ilerleme emri verdi.

 

Zindanın içindeki geçit, çok sayıda birliğin sığabileceği kadar genişti.

 

Alevler yerin altından fışkırıyor ve mağara duvarlarına yansımaları harikulade bir manzara yaratıyordu.

 

“Dikkatli yürüyün ve oradan dolanın.”

 

Alevler çıkarken Weed onlara yakın olan sağ yolu seçmiş, Seoyoon ise sola yönelmişti.

 

Ve Seoyoon, bu ufak eyleminden ötürü Weed’in düşünceliliğine bir hayli minnettardı.

 

Ama elbette ki Seoyoon’un düşünceleri gerçekten uzaktı, Weed’in amacı bir kadına yönelik centilmenlikten oldukça farklıydı.

 

‘Sol tarafı seçmem mümkün değil. Oradan ne zaman canavar çıkacak kim bilir.’

 

İçgüdüsel bir kendini koruma refleksiydi!

 

Weed’in kazandığı ateş direnci seviyesi epey yüksek olduğu için bu seviyede alevlere tolerans gösterebiliyordu.

 

Mağaranın duvarlarında çok sayıda kristal, akik ve lal taşı bulunuyordu.

 

Mücevher olarak sınıflandırılmalarına rağmen ucuz ve yaygın türlerdi.

 

“Heykel yapmak için iyi bir yermiş.”

 

Weed bir müddet duvara bakarak oyalandı.

 

“Buraya yumuşak tenli insanlar gelmiş!”

 

“Ölümsüzlerin çürük, leş kokularını alabiliyorum!”

 

O sırada geçidin diğer tarafından irice 6 Cehennem Şövalyesi bağıra bağıra koşturmaya başladı.

 

Cehennem Şövalyeleri Barbarlardan çok daha iriydi ve Devlere rakip boylarıyla kılıçlarını savuruyorlardı.

 

Attıkları her adımda zindan birazcık sarsılıyordu.

 

Weed saniyesinde emirlerini yağdırmaya başladı.

 

“Kaos Savaşçıları, saldırın!”

 

Böylece 20 üst sınıf ölümsüze saldırı emri verildi.

 

Yakın mesafede çarpışacakları için risk tehlikeli derecede yüksekti.

 

“Geri kalanlar gözcülük etsin ve geri çekilmeye hazır olsun!”

 

Önce düşünüp sonra eyleme geçmek gerekirdi, bir ısırık almadan önce hurmanın olgun olup olmadığını anlamanın en iyi yolu buydu.

 

Ölümsüzler savaşta Cehennem Şövalyelerine denk olamazsa geri çekilmek için günah keçisi olarak kullanılacaklardı.

 

Tori ve Van Hawk ikilisiyse mücadeleye katılmak yerine beklemede kalmıştı.

 

‘O canavarlar peşimize takılırsa zaman kazanmak için onları kullanırım.’

 

Ölü Diriltme yoluyla üretilen Kaos Savaşçıları, Cehennem Şövalyelerinin görüş alanından uzak durmak için ışınlanmaya başvuruyordu.

 

Zarar vermek için de baltalarını kullanıyorlardı.

 

Ve elbette ki o baltalar, Weed’in sırt çantasından çıkan ekipmanlardı.

 

Weed, ölümsüzlerin gücünü arttırmak için güçlü silahlarla kuşanmalarını sağlamıştı!

 

“Grrrr, iğrenç Kaos Savaşçıları!”

 

“Bu çürümüş ölümsüzler amma rahatsız edici.”

 

Ölümsüzler ve Cehennem Şövalyeleri arasında süregelen azılı mücadele Weed’in yalnızca sinirini bozmaya yarıyordu.

 

4. Aşama Ölümsüz Çağırma büyüsüyle yüksek zekalı üstün ölümsüzler yaratırken şu anda yapabilecekleri çoğunlukla kaçınmakla sınırlıydı.

 

Ölümsüzler üzerinde muazzam liderliğini kullanan Weed ise bu güçlü canavarlara karşı kullanılabilecek bir şeyler düşünüyordu.

 

Cüretkar bir plan.

 

Bir yıpratma savaşı.

 

Weed’in doğrudan komuta ettiği pek çok ölümsüz vardı ve aktif bir rol oynamak için seçilmişlerdi.

 

Bu ölümsüzler, tekrarlayan savaşlarla yeni şeyler öğrenmeye devam ediyordu.

 

Weed tarafından eğitilen elit ölümsüzler Cehennem Şövalyelerini rahatsız etmeyi ve püskürtmeyi sürdürüyordu.

 

Bunun nedeni de sayılarının, çatışmadaki yüksek seviyeli canavarlara kıyasla çok daha fazla olmasıydı.

 

“Kaos Savaşçıları arasında çürümeleri iyice kötüye gidenler var. Anlaşılan Kaos Savaşçıları yıpranmaya başlıyor.”

 

Weed savaşı gözlemleyerek bir sonuca varmıştı.

 

Böyle detayları fark etmek onun için pek de zor değildi.

 

“Tori, Van Hawk, ne yapıyorsunuz? Orada öylece durmasanıza, gidip savaşın!”

 

“Anlaşıldı efendim.”

 

Weed, daha az önce sahipleri olarak beklemede kalıp geri çekilmeye hazırlanmaları emrini vermişken şimdi hiç vicdan azabı çekmeksizin ikiliyi azarlamıştı.

 

Böylece Van Hawk ve Tori ikilisi anında savaşa katılmak için koşturdu.

 

O ikisi Cehennem Şövalyelerini kıskaç altına alırken Geumini’ye de bir emir verildi.

 

“Bu noktadan üzerlerine ok at.”

 

“Golgolgol!”

 

Altın Kuş savaşa dahil oldu ve inanılmaz hızından faydalanarak bir Cehennem Şövalyesinin hayati noktalarına saldırmaya başladı.

 

Seoyoon da kılıcını çekerek savaşa katılmakta karar kıldı.

 

Savaşa doğrudan katılmayan Weed ise düşmanlara lanetler okumaya koyuldu.

 

Derken Kaos Savaşçılarından biri mağlup edildi ve onu aktif tutmak için harcanan mana geri geldi.

 

“Onları biraz daha uzun süre direnecek hale getirmeliyim.”

 

Diğerlerinin çarpışışını izleyerek gevşemek, Büyücü ve Rahip sınıflarına bahşedilen bir ayrıcalıktı.

 

“İri ebatlarının yalnızca göstermelik olmadığı kesin.”

 

Bu esnada Cehennem Şövalyelerinin zırhlarına kazılı işaretler parlamaya başladı ve böylelikle defanslarında büyük bir artış gerçekleşti.

 

Mükemmel defansları ve uzun boyları gereği onları avlarken daha bir dikkatli olmak gerekiyordu.

 

Gerçi Weed’in lanet büyüleri gereği büyük ölçüde güçsüzleşmişlerdi.

 

“Bu savaş amma uzun sürdü.”

 

8 dakika geride kalmıştı bile!

 

Cehennem Şövalyeleri yorulmaya başlıyordu ve Weed’in manası tükenmişti.

 

Ölümsüzleri diriltmek için bol miktarda mana gerekiyor ve Kaos Savaşçıları gerçekleştirdikleri her ışınlanmayla manalarını tüketmeyi sürdürüyordu.

 

Ölümsüzler, Seoyoon ve diğerleri bir duvar oluşturarak Cehennem Şövalyelerini kuşatmaya başlamıştı.

 

Altın Kuşun içlerinden birini uzaklaştırmasıyla da av bir nebze kolaylaşmıştı.

 

“Bu savaşı bir an önce sonlandırmam lazım. Kaos Savaşçıları, en cesur yedi taneniz gidip o Cehennem Şövalyesine müdahale etsin.”

 

Weed, ölümsüzlerin Lordu olarak büyük bir karizmayla komuta ediyordu.

 

Düşkün Aziz Asası ve Bar Khan’ın Cildiyle işaret ettiği Kaos Savaşçılarıysa büyük bir onur duyarak hemen izole edilmiş Cehennem Şövalyesine doğru ışınlandı.

 

“Ceset Patlatma!”

 

Kvagvagvang!

 

Ve Weed’e büyük bir sadakat besleyip kahramanlık sergileyen o Kaos Savaşçıları bir patlama emriyle ödüllendirildi!

 

Yüksek seviyeli canavarların cesetleri üzerinde Ceset Patlatma kullanmanın sağlam bir yıkıcı güçle sonuçlanacağı kesindi.

 

Bir anda zeminden tavana doğru parlak, kırmızı bir ışık sütunu yükseldi!

 

Düşman formasyonunun nihayet çöküşüyle Weed, kısa ve kesin bir emir verdi.

 

“Öldürün onu!”

 

Ve herkes saldırılarını fena halde yaralanmış olan Cehennem Şövalyesine odakladı.

 

-Bir yoldaşlarının ölümü nedeniyle Cehennem Şövalyeleri korku hali içerisine girdi.

Lanet büyüsü etkileri %35 kuvvetlendi.

Tüm dirençleri %60 düştü.

Saldırganlıkları azaldı ancak savunmaya daha odaklı hale geldiler.

Kalan düşmanlardan yalnızca dördü korkuya yenik düşmedi.

 

Bu bilgiyle birlikte Weed, lanet büyüsünü korku haline girmiş olan düşmanlara odakladı ve sırasıyla her birine yoğun saldırılar gerçekleştirdi.

 

Düşen öğeler gözüne takıldıkça duyduğu neşeyi gizleyemiyordu.

 

- Seviye atladınız.

- Şöhretiniz 6 yükseldi.

- Ruh Çağıran yeteneği yetkinliği yükseldi.

 

Kaos Savaşçıları avının aksine bu defa öncülük gelişmemişti. Muhtemelen bunun ardındaki sebep, Las Phalanx’a gerçek anlamda hükmeden ırkın Kaos Savaşçıları olmasıydı.

 

“Neyse, öğeleri kontrol etmem lazım.”

 

Elde ettiği zırhların arasında bir tanesi göze çarpıyordu.

 

Barbar Savaşçıların iri fiziğine uygun, seçkin bir öğeydi!

 

460 seviye şeklinde bir kısıtlaması olsa da Weed endişe etmiyordu.

 

“Satacak az şeyim olduğundan değil. Satmak zorsa eritip daha sonra tekrar yaratırım.”

 

Cehennem Şövalyeleri çeşitli minerallerin yanı sıra az miktarda Mitril ve mücevher de düşürmüştü.

 

Weed topladığı tüm öğeleri tamı tamına ikiye bölerek yarısını Seoyoon’a verdi.

 

Ölümsüzlerle birlikte savaşta aktif rol oynadığı gerçeğinin yanı sıra Seoyoon Las Phalanx’a gelmiş olmasaydı Tori’nin zindanı temizlemede yardımı dokunmayacaktı.

 

Elbette Kaos Savaşçılarını avlamak da zor olacaktı.

 

Weed, ekstrem bir açgözlülükle Mitril parçasını izliyordu.

 

“Nadir bulunur Mitrili elde etmek çok zor oluyor… Yeterli miktarda topladığımda onlardan zırh yapacağım, bu sana uyar mı?”

 

Seoyoon başıyla onay verdi.

 

“Daha sonra harika bir zırh yapacağım.”

 

Weed en iyi huylu gülümsemesini sergiliyor olsa da bir iskeletin çehresiyle ortaya yalnızca inanılmaz rezil bir gülümseme çıkabiliyordu.

 

‘İyi bir iş çıkardığı için mücevherlerin yarısını aldı zaten.’

 

Zırh yapma niyetiyle Seoyoon’un Mitril payını da aldığı anda morali düzelmişti.

 

Weed’in hedefi, demircilik yeteneğini geliştirmekti.

 

Burada bulabileceği Mitril miktarıyla yeteneğini normalden en az birkaç gün daha hızlı geliştirebilirdi.

 

Bu zindan avında çok fazla Mitril toplayabilir ve saf Mitrilden bir heykel yapmak, gerçekleşmeyecek bir düş olmaktan çıkabilirdi.

 

Elbette bu da bir Oymacı için büyük bir başarı olurdu.

 

“Ölümsüzleri yenilemeliyim… Ölü Diriltme!”

 

Kaos Savaşçıları sayısının büyük oranda azalışıyla Cehennem Şövalyeleri, yerlerini doldurmak için ideal adaylar halini almıştı.

 

Kalan 12 Kaos Savaşçısı, yitirdikleri 8linin yerini almaları adına ışınlanarak Cehennem Şövalyelerinin cesetlerini toplamaya koyuldu.

 

-Cehennem Şövalyesinin bedeni kara büyüye karşı koydu.

Bedeni ayaklandırmak için en aşağı İleri Düzey 2. Seviye Ruh Çağıran Yeteneği gerekli.

Ölümsüz çağrımı başarısız oldu.

 

Ceset bir ölümsüze dönüşmese de Weed’in manası tükeniyordu.

 

“Şu anki halimle ceset çağırma kullanamam.”

 

Diyen Weed, pek tatmin olmamış şekilde dinlenme kararı aldı.

 

Mana ve canlılığını onarması gerekiyordu, aynı şey Seoyoon ve hayat bahşedilmiş heykeller için de geçerliydi.

 

Ancak grup henüz dinlenme ve tam anlamıyla toparlanma fırsatı bulamadan yeni bir mücadele başlamak üzereydi!

 

“İnsanlar ve ölümsüzler bu mekana meydan okuyormuş, şu cahil ahmaklara da bakın! Buraya öyle elinizi kolunuzu sallayarak giremezsiniz.”

 

“Burası siz aşağılık insanlara göre bir yer değil. Hepinizi ortadan kaldırmak zorunda kalacağım.”

 

Cehennem Şövalyeleri bu şekilde yeniden beliriyordu.

 

Weed ve Seoyoon’un isimlerinin taşıdığı kırmızı işaret gereği zindanın diğer canavarları onlara agresif yaklaşıyordu.

 

Weed’in Kötü Şöhreti çoktan 6,000i aşmıştı.

 

Birinde katil işareti olduğu takdirde canavarlar çoğunlukla savaşmaktan kaçmazdı.

 

Onları yeterince hızlı öldürmediğiniz takdirdeyse destek kuvvet bile çağırabilirlerdi.

 

Ve isminiz ifşa edileceği için tüm zindan boyunca kovalanırdınız.

 

İşte bu sebeple 8 Kaos Savaşçısının daha feda edilişiyle 2 Cehennem Şövalyesi başarıyla avlandı.

 

 #Kaos Savaşçıları eriyor, Cehennem Şövalyelerini de diriltemiyor. Bu gidişle ölümsüz ordusunun sonu ne olacak ve Weed bu zindanda ne kadar ilerleyebilecek, bizi neler bekleyecek acaba? En azından Alev Devleriyle karşılaşırsa işi kolay olacak. Gerçi kazandığı koruma yanındaki kişiler için de geçerli olacak mı ki? Bu soruların cevabını bir sonraki bölümde alacağız gibi görünüyor. Çünkü sıradaki bölümümüzün adı Alev Devi ve bu bölümün iki katı uzunlukta bir bölüm. Bu yüzden biraz rötarlı gelebilir, hadi orada görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46882 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr