Lms 20.8 : Las Phalanx Irk Savaşı

avatar
2831 14

Legendary Moonlight Sculptor - Lms 20.8 : Las Phalanx Irk Savaşı


Çevirmen : Clumsy-nim



“Savaşacağız.”

 

Weed nihayet kararını vermişti.

 

Altın Kuş ve Eunsae ikilisiyse Weed’in yaptığı seçimin aksinde hemfikirdi.

 

Kendilerinden düşük seviyeli bir insan olduğu için Weed’i adamakıllı efendileri olarak görmüyorlardı.

 

Lakin Weed, savaşa katılmak istediğini açıkça ifade ettiği için düşüncelerini dile getirmeleri gerekiyordu.

 

“Bu intihar demek.”

 

“Az önce kendi ölüm fermanını imzaladın.”

 

Weed’e zerre kadar inançları yoktu.

 

“Sizin fikirlerinizin bir önemi yok, bu işte hep beraberiz ve fazla vaktimiz kalmadı.”

 

Olacakları idrak eden Tori ve Van Hawk ikilisininse başları öne eğilmişti.

 

‘Yanlış efendiye denk gelmişim.’

 

‘Nasıl oldu da kendimi yine bu adamla bulabildim ben?’

 

Weed’in hizmetkarları derin bir çaresizlik içerisindeydi.

 

Geumini ve Sarı Oğlan korkuya kapılırken onların aksine Seoyoon zerre kadar korku belirtisi vermiyordu.

 

Çünkü şartlar ne kadar zor olursa Seoyoon da savaş alanında o kadar kuvvetli parlıyordu.

 

Weed, bakışlarını Seoyoon’dan ayırarak savaşı gözlemlemeye döndü.

 

“Savaşa katılacağımızı söylemiş olsam da şimdilik burada bekleyelim.”

 

Kubichya önderliğindeki Kaos Savaşçılarıyla çarpışan Cehennem Şövalyeleri bölümlere ayrılmıştı.

 

Bir kısmı Alev Devleriyle savaşırken diğerleri de Baovantları hedef alıyordu.

 

Alev Devleri ve Baovantların saldırılarına yaptıkları misillemeyle Cehennem Şövalyelerine bir şekilde geçici bir süre bahşedilmişti.

 

Tüm ırklar diğerlerine hükmetmeye çalışıyordu, gerçek anlamda kimin üstün olduğunu görmeye yönelik bir savaştı.

 

Alev Devlerinin kuvvetlerini sergilediği her seferde tüm zindan sarsılıyor, Baovantların yoğun konsantre ateş saldırılarıysa kayaları eritme noktasına getirecek kadar sıcak oluyordu.

 

Weed ölümsüzleri ve grubuyla birlikte harekete geçmek için bu anı seçerse savaşın seyrini değiştirmesi zor olacaktı.

 

Elinde yalnızca bir avuç Kaos Savaşçısı kalmıştı ve Altın Kuş ile Eunsae’yi yanına alsa da yüzleşecekleri düşmanların sayısı onlardan çok daha fazlaydı.

 

“Cehennem Şövalyeleri onlara emir verdiğim takdirde beni dinleyecekler mi? Gerçi dinleseler bile Kaos Savaşçılarına karşı galip geleceğimizi garantilemeye yetmeyecek.”

 

Weed, İleri Düzey Ruh Çağıran yetenekleriyle bir ölümsüz lejyonu üretmeyi de düşünüyordu ama büyük ihtimalle Kaos Savaşçılarına karşı pek şansları olmazdı.

 

Cehennem Şövalyelerinin bu ırk savaşından galip ayrılmasını sağlamak gerçekten zordu.

 

Böylece Weed’in savaşı gözlemlediği 30 dakika geride kaldı.

 

Bu süreçte yüz kadar Kaos Savaşçısı yenik düşmüş ama aynı zamanda 50 civarı da destek gelmişti.

 

Cehennem Şövalyeleriyse 70 zayiat vermişti.

 

Weed savaşı yalnızca uzaktan izlese bile hangi tarafın mağlup olacağı apaçık ortadaydı.

 

***

 

“Ah!”

 

“Neden hiçbir şey yapmıyor?”

 

Weed’in Las Phalanx’taki görevi başladı başlayalı KMC Medya personeli her daim fazla mesai yapıyordu.

 

Operasyon Ekibi ses ve görüntüleri düzenlemek için geride kalıyordu. Tamamen ilgisiz Halkla İlişkiler, İnsan Kaynakları ve diğer departman personelleri bile istasyondan ayrılmıyordu.

 

Hiç kimse gitmiyordu, çünkü hepsi de Weed’in macerasını izlemek istiyordu.

 

Personelin hazırda sıcak kahveleri ve kucak battaniyeleri bile oluyordu.

 

Weed görevde başarısız olursa tüm Versailles Kıtası büyük oranda etkilenecekti.

 

Bu nedenle herkesin ilgisi yalnızca göreve odaklıydı.

 

Kraliyet Yolu sadece her iki cinsiyetten gençler arasında değil, yaşlılar arasında da popülerdi.

 

“Öldür! Öldür onları!”

 

“Yok et şunu!”

 

“Öğeler! Az önce hangi öğeleri düşürdüler?”

 

“Bingo!”

 

İstasyonun güzel kadın maskotu olarak da bilinen Pyeon Seong Gu, mütemadiyen sinema odasını bağrışlarıyla, tezahüratlarıyla ve yumruklarıyla dolduruyordu, öyle ki artık herkes onun bu hallerine alışmıştı.

 

Personel yaşananları yalnızca ekrandan izlese de Kraliyet Yolundaki macera oldukça canlıydı.

 

Kraliyet yolundaki zaman akışının gerçek hayattan 4 kat hızlı olması iyiydi, bu sayede grubun yemek yediği, yürüdüğü, dinlendiği anlar gibi sıkıcı kısımları atlayabiliyorlardı.

 

Yayını canlı olarak izledikleri için de ellerinde bir sürü video materyali birikiyordu.

 

Söz konusu Weed’in macerası olunca kesilecek pek fazla kısım olmuyordu.

 

Ayrıca Las Phalanx macerasında zeminin çatlamasına veya duvarların çökmesine yol açarak izleyicileri her defasında şaşırtmakta başarılı olan ani depremlerden çokça bulunuyordu.

 

“Weed, neden hala saldırıya geçmedin?”

 

Tüm personelin aklından Direktör Kang’ın sorduğu bu soru geçiyordu.

 

S sınıfı zorlukta bir görevin son aşamasına gelinmişti. Weed başarılı olursa ismini Versailles Kıtası tarihine yazdıracaktı.

 

Fakat odadaki izleyiciler, görevin hayal kırıklığına uğratacak şekilde sonlanacağından yana endişelenmeye başlıyorlardı.

 

KMC Medya, son rakibin aşılması zor bir duvar olduğunu gördükten sonra ister istemez beklentileri düşürmüştü.

 

Ama böyle zorlu bir görevin üstesinden Weed’den başka kim gelebilirdi ki?

 

“Hmm, yakın zamanda hamle yapmayacak mısın?”

 

Direktör Kang gerginliğe kapıldığı için suyundan bir yudum alarak kendisini sakinleştirmeye çalışsa da yanı başından izleyen sekreteri ansızın ettiği birkaç kelimeyle onu afallattı.

 

“Bence pes etti.”

 

“Pes mi etti?”

 

Direktör Kang şüphe içerisinde böyle söyleyerek devam etti.

 

“Weed bu noktaya kadar gelmişken şimdi pes mi edecek? Bu savaşı kazanırsa muazzam ödüller elde edecek, yani öylece pes etmesi için hiçbir sebep göremiyorum.”

 

“Ama kazanamayacağı kesinleşti artık. Yani pes etmekten başka şansı yok.”

 

“Durum böyle olabilir ama……”

 

Direktör Kang’ın yüzünde acılı bir ifade vardı.

 

Durumun umutsuzluğuna rağmen Weed’e kök salmak isteyen belirsiz beklentilerinin önüne geçemiyordu!

 

Kaos Savaşçıları, Cehennem Şövalyeleri, Alev Devleri ve Baovantlar, duruma bakılınca Weed’in grubu balinalarla dolu bir denize açılmaya çalışan bir grup ıstakoza benziyordu.

 

“Görevi bırakıp sağ salim geri dönmesi daha iyi olur.”

 

Bir anaokulu öğrencisi bile bu rasyonel ve makul sonuca varabilirdi.

 

Ama yine de Direktör Kang ve KMC Medya personeli Weed’in videodaki eylemlerini izlerken beklenti içerisinde gerilmeye devam ediyordu.

 

‘Görev çok zor. Ortalıkta hala başka görevler varken bundan vazgeç işte.’

 

Zorlu bir görev üstündeki oyuncuların yüksek zorluktan ötürü görevlerini yarıda bırakması yaygın bir şeydi fakat şu anki macera Weed’i içerdiği için son anına dek izlemek istiyorlardı.

 

Çünkü Weed daima olağandışı sonuçlar elde etmeyi becerirdi!

 

***

 

Weed’in gözleri savaş alanından hiç ayrılmıyor, her daim sıradaki hamlesini hesap ediyordu. Hiç ara vermeksizin savaşı değerlendirmeyi sürdürüyordu.

 

‘Daha değil…’

 

Kubichya önderliğindeki Kaos Savaşçıları, Cehennem Şövalyelerini tek tek katlediyordu.

 

Alev Devleri hala kıyamet kopartıyor ve kılıçlarını savurup yeri çatlatıyor, tavanın ve duvarların çökmesine sebep oluyordu.

 

Tavanın çökmesi nedeniyle düşen molozlar da lav gölündeki çok sayıda Baovantın ölümüne yol açıyordu.

 

İşte bu tantananın ortasındaki Weed, saldırı fırsatını kaçırmamak için odaklanmış halde beklemeye devam ediyordu.

 

Kubichya’nın savaşta sergilediği yetenekler çeşit çeşitti.

 

Savaş sırasında bir balta kapmıştı ve şimdi iki elinde iki farklı silah tutuyordu.

 

Balta kullanarak ardışık yedili bir kombo vuruş bile sergilemişti.

 

Ve boş havada balta savurduğu her seferde bir Cehennem Şövalyesi sağlam bir darbe yiyordu.

 

“Ateşin Gazabı.”

 

Bu, Ejder Kılıcı Al Yıldızın kullandığı ateş büyüsüydü.

 

Cehennem Şövalyeleri ateş büyüsünü kalkanlarıyla engellemeye çalışsa da büyünün yıkıcı gücü öyle yoğundu ki patlayıp gidiyorlardı.

 

Kubichya bir Alev Devini bile indirebilmiş, sonra da alternatif olarak baltası ve kılıcıyla bir dizi saldırı başlatmıştı.

 

“RAAAAAAAAA!”

 

İşte o Alev Devi bu şekilde yere yığıldığı andaysa yakınlardaki Kaos Savaşçıları saldırı sinyali vererek hep bir ağızdan bağırdı.

 

Ölmekte olan Alev Devi, yoğun bir acı yüzünden yerlerde yuvarlanıyordu!

 

Alev Devlerinden biri nihayet ölürken Imbeol’ün Çemberini koruyan Cehennem Şövalyelerinin sayısı, başlangıca kıyasla yarıdan da azdı.

 

Diğer Alev Devleri daha da yoğun bir öfkeyle saldırıyor, kılıçlarıyla kalkanlarını kuşanmış Cehennem Şövalyeleri bağırıyor ve çaresizce mücadele ediyordu.

 

Kubichya, Imbeol’ün Çemberindeki manayı özümsediği anda daha da güçlü bir canavara dönüşecekti.

 

Ancak insanüstü bir sabra sahip olan Weed, önündeki durumun giderek kötüleşmesine rağmen beklemeyi sürdürüyordu.

 

“Hala… vakit gelmedi.”

 

Banka soygununa hazırlanan bir soyguncu misali konsantrasyonun doruğuna ulaşıyordu.

 

Alev denizinin içerisindeki ateş nitelikli bin civarı canavar hala kaotik bir savaş içerisindeydi.

 

Bir müddet sonraysa Kubichya bir kez daha bir Alev Devini öldürmeyi başardı.

 

Geçen zamanın çoğalışı yalnızca Kaos Savaşçılarının üstünlüğü elde etmesine yarıyordu, dolayısıyla artık harekete geçme zamanıydı.

 

“Şimdi.”

 

Diyen Weed, nihayet hamlesini yaptı.

 

“Sarı Oğlan, Geumini, siz ikiniz çarpışmayacaksınız, o yüzden burada kalın. İşler yolunda değilmiş gibi görünürse de kaçın.”

 

“Anlaşıldı, golgolgol!”

 

“Tüm ölümsüzler benim emirlerime itaat edecek. Ölümsüz Komutan!”

 

Ruh Çağıran yeteneği!

 

Bu yeteneğin aktive edilişiyle ölümsüzleri iplere bağlı kuklalarmışçasına kontrol etmek mümkün hale gelmişti.

 

Weed, bir saatten fazla kenarda sessizce bekledikten sonra saldırılarına başlıyordu.

 

“Tink!”

 

Baltalarını kaldıran ölümsüz Kaos Savaşçıları koşmaya başladı.

 

Ve ışınlanma yeteneklerini kullanarak doğruca Kubichya’ya yöneldiler.

 

Ancak Weed’in aklındaki tek şey bu değildi.

 

Ölümsüzler hedeflerine ulaşmadan önce büyüsüyle Kubichya’nın daha yeni öldürmüş olduğu Alev Devinin bedenini hedefledi.

 

“Ceset Patlatma!”

 

Ve Alev Devinin bedeninde, tüm bölgeye yayılan sağır edici, büyük bir patlama gerçekleşti.

 

“Keuaak!”

 

Kubichya o patlamaya maruz kalırken yakınlardaki Kaos Savaşçıları havaya uçtu.

 

- Ceset Patlama yeteneği yetkinliği büyük ölçüde gelişti.

Alev Devlerinin düşmanlığı %55 yükseldi.

 

Bir sürü sistem mesajı penceresi beliriyordu.

 

Çünkü Weed, Kubichya’ya ardı ardına lanet büyüleri gerçekleştiriyordu. Rakibi o büyülerin üçte iki kadarına direninceyse yalnızca Kör Edici Uğursuzluk ve diğer üç lanet büyüsü etki edebildi.

 

Ve ölümsüz Kaos Savaşçıları daha dumanlar ile alevler ortadan kaybolmadan Kubichya’ya baltalarıyla saldırmaya başladı.

 

“Kuaaa!”

 

Ölümsüzlerin saldırısı!

 

Ölümsüzler, düşman Kaos Savaşçıları müdahale edemeden topyekûn bir saldırı başlatmıştı.

 

Kubichya kılıcıyla karşılık verebiliyor ve ölümsüzlerin bir kısmını yakabiliyor ama bunu hasar almadan yapamıyordu.

 

Neticede Weed, ölümsüzleri yönetme konusunda oldukça hızlıydı.

 

“Altın Kuş, beni taşı ve uçmaya başla. Eunsae, sen de dosdoğru Kubichya’ya uç. Tori, Van Hawk, siz ikiniz beni takip edin.”

 

““Anlaşıldı!””

 

Böylece iki ayağını kullanan Altın Kuş, Weed’i omuzlarından kavradığı gibi savaş alanının üzerinden uçmaya başladı.

 

Alev Devlerinin bacaklarının arasından uçuyor, ışınlanan Kaos Savaşçılarının takibinden bile kaçınıyor, mükemmel bir uçuş sergiliyordu!

 

Tori de siyah pelerinini açmış şekilde Van Hawk’ı taşıyarak peşlerinden uçuyordu.

 

“Şimdi indir beni!”

 

Henüz Kubichya’yla aralarında 10 metre vardı fakat bu emri işiten Altın Kuş, Weed’i tutmakta olan pençelerini serbest bıraktı.

 

Ve dumanlarla alevleri geride bırakan Weed, başarıyla Kubichya’nın üzerine atıldı.

 

Weed, Kubichya’nın dikkatini çekmek için ölümsüzlerini kullanmış, bu esnada lanet büyüsüyle kafasını karıştırmıştı. Kubichya’nın iri yapısından faydalanıp başarıyla sırtına iniş yapmak için oluşturduğu plan bu şekildeydi.

 

Ancak Kubichya’nın kolları da uzundu, dolayısıyla baltasını sırtına tutunan Weed’e doğru savurarak karşılık verdi.

 

“Kahretsin! Kalkan kuşanma, Kapalı Gözler!”

 

An itibarıyla Weed’in güvenebileceği tek şey dayanıklılığıydı.

 

Balta, kalkanı parçalayarak Weed’e ulaştı.

 

İnanılmaz güçlü bir darbeydi!

 

- Ağır bir şok yaşadınız.

38,900 Sağlık Puanı yitirdiniz.

İyileşip tam anlamıyla toparlanıncaya dek maksimum sağlığınızda 2,590 düşüş gerçekleşecek.

7 saniyeliğine sersemlediniz.

Denge kaybına bağlı olarak büyü kullanamazsınız.

 

Weed böyle bir hasar almış olmasına rağmen Kubichya'ya tutunmakta ısrarcıydı.

 

Onun devasa miğferine tutunarak orada kalmak için çaresizce bir mücadele veriyordu.

 

Çünkü düşerse yok yere ölmüş olacaktı.

 

Kubichya tarafından öldürülmese bile bir Alev Devinin ayakları altında ezilebilir veya Baovantların ateş topu bombardımanına yakalanabilirdi.

 

Weed kendisini bekleyen çeşit çeşit ölümden kaçınma konusunda çaresizdi.

 

Weed’in gözünde bu, ömrünün en uzun 7 saniyesiydi.

 

Kubichya çok hızlıydı, Weed bedenindeki yoğun hareketlere bağlı olarak bunu hissedebiliyordu.

 

Ölümsüzlerse Kubichya’nın balta ve kılıcının hedefi Weed yerine kendileri olsun diye dikkat dağıtmaya devam ediyordu.

 

Weed, onların bu desteğiyle 7 saniye dayanmayı başardı!

 

Ve görüşü ile denge hissi normale döndü.

 

O anda hala Kubichya’nın miğferine tutunuyordu.

 

Ve elleri hala miğferin üzerindeyken de büyüsünü aktive etti.

 

“Sağlık Çekme! Mana Çekme!”

 

Bu Liç büyüleri oldukça faydalıydı ama kötü tarafları yalnızca yakın mesafede etkinleştirilebilmeleriydi fakat Weed çılgın bir numarayla bu büyüleri savaş esnasında da kullanabiliyordu.

 

Ultra yüksek seviyeli bir canavarın, Ejder Kılıcını kuşanmış Kudretli Kaos Savaşçısının sırtına tutunmak ve sağlığıyla manasını çekmek kimsenin aklına gelmeyecek bir hamleydi!

 

“Can sıkıcı ve korkak iskelet, sen daha ölmedin mi?!”

 

Kubichya hala ölümsüzleri defetmekle meşgul olduğu için Weed’i durduramıyordu.

 

Ölümsüzler Kubichya’nın saldırılarını savuşturup dağıtıyor olmasaydı Weed bu kadar uzun süre direnemezdi.

 

Bu esnada Weed, son derece riskli bir hareketle Kubichya’yı oracıkta zincirledi!

 

Avantajlı bir pozisyona sahip olsa da Karanlık Mızrak gibi ofansif büyüleri aktive etmesi veya saldırıya geçmesi zordu.

 

“Kuaaa!”

 

Kubichya, tüm öfkesini ölümsüzlerin sayısını azaltan saldırılarına kanalize ederek bağırıyordu!

 

Weed içinse Kubichya'nın sırtındaki pozisyonunu korumak hiç kolay olmuyordu.

Kubichya’nın her hareketinde Weed’in tutunmak için daha çok güç sarf etmesi gerekiyor ve Kubichya baltasını ensesine doğru savurduğunda da çevik bir şekilde sağa sola kımıldayarak kıl payı kurtuluyordu.

 

Kudurmuş bir gergedana tutunan bir ağustosböceği gibiydi!

 

Kudretli Savaşçı Kubichya’nın sırtına binme eylemi öyle heyecan vericiydi ki insanın tüylerinin diken diken olması kaçınılmazdı.

 

Ayrıca o rakibe dokunmak bile insanı yakmak için gayet yeterliydi.

 

“Tink.”

 

Kubichya ışınlanma yeteneğini kullanmaya çalışsa da başarısız olmuştu.

 

Weed mütemadiyen sağlığı ve manasını çektiği için hiçbir yeteneğini kullanamıyordu.

 

“Lanet olasıca iskelet! Sırtımı eyer olarak kullanmaya cüret ediyorsun ha, öldürülme sırası sende!”

 

Kubichya artık Weed’i öldürmeye odaklanmak istiyor ama tıpkı daha öncesinde olduğu gibi saldırılarından kaçınabiliyor olması canını sıkıyordu.

 

Derken ansızın bulutların arasında Altın Kuş ve Eunsae ikilisi belirdi.

 

Ardından dönüşüm kabiliyetleriyle bir mızrak ile bir kılıca dönüştüler.

 

Ve dönüşüm geçiren bu silahlar maksimum hıza erişmiş şekilde Kubichya’yı hedef aldı!

 

Saldırıları havada yanıp sönen iki ışık huzmesi misaliydi.

 

Büyük bir hasar verme şansları olsa da koşullar isabeti garanti etmek için yeterli değildi.

 

Kubichya’nın saldırıdan kaçınmaya çalışacağı kesindi, bu yüzden Weed’in onu yerinde tutmak için ölümsüzlere ihtiyacı vardı.

 

Weed, Kubichya’nın kaçınma hareketlerini başlatmasından önce geçecek süreyi hesap etti. Ve bir adım önde olmayı planlayarak emrini verdi.

 

“Ölümsüzler, ona hücum edin!”

 

Bunu duyan ölümsüz Kaos Savaşçıları grubu çılgınca atağa kalkıp Kubichya’ya çarparak gereksiz bir harekette bulunmasını engelledi.

 

Ve kaçınamayan Kubichya omzuyla böğrüne mızrak ile kılıç ikilisini yedi.

 

“Durum Gösterilsin!”

 

Bir Ruh Çağıran olan Weed, Kubichya’nın durumunu gösterecek bir yetenek kullanabiliyordu.

 

Kudretli Kaos Savaşçısı Kubichya

Las Phalanx’taki patron sınıfı canavarlardan biri.

Şans eseri çocukluğunda Ejder Kılıcını elde etti. O günden bu yana Las Phalanx’ta sayısız savaş kazanarak Kudretli Kaos Savaşçısı oldu. Büyük bir güce sahip ve egemenlik için yanıp tutuşuyor.

*Ejder Kılıcında mühürlü büyüyü kısmen kullanabiliyor.

Ateş nitelikli bir bölgede sağlık yenilenmesi 3 kat artıyor.

*Görüşü bulanık, ölümü yakın, yorgun ve lanet büyüsü etkileri gereği kafası karışık.

* Ağır yaralardan ötürü mücadele etkinliği hafiften düştü.

Sağlık: %21

Mana: %9

 

Yüksek bir liderliğe sahip olan Kubichya, Kaos Savaşçılarına liderlik ederek yalnızca bir saat içerisinde iki Alev Devini öldürebilmişti.

 

Fakat o mücadelelerden aldığı hasarların üstüne Ceset Patlatmayla ölümsüzlerin, Tori’nin, Van Hawk’ın, Altın Kuşun ve Eunsae’nin kıskaç saldırıları da eklenince sağlığı %21e düşmüştü.

 

Ama patron sınıfı Kaos Savaşçısı buna rağmen çılgınca yüksek iyileşme hızıyla hatırı sayılır bir rakip olduğunu kanıtlıyordu!

 

Bununla birlikte çaresizliğe kapılmaya da başlıyordu, bu nedenle destek çağırdı.

 

“Kuaaaaa! Düşmanlar bana saldırıyor. Savaşçılar, buraya gelin!”

 

Yakınlardaki Kaos Savaşçıları bu çağrıya karşılık verdi.

 

“Kudretli Savaşçının başı dertte.”

 

“Yeni düşmanları yok edin!”

 

Böylece ışınlanma yeteneklerini kullanan Kaos Savaşçıları Kubichya’nın bulunduğu yere doğru ilerlemeye başladı ancak önleri Cehennem Şövalyeleri ve Alev Devleri tarafından kesildi.

 

Weed’in destek varmadan önce Kubichya’ya daha çok hasar vermesi gerekiyordu, çünkü o canavarların destek kuvvetleri uzun süre tutabileceğinin garantisi yoktu.

 

Yine de durumu hesaba katarak önceden düşündüğü bir karşı önlem mevcuttu.

 

“Durum anbean kötüye gidiyor. Ceset Patlatma!”

 

Böylece ilk ölen Alev Devinin cesedi de büyü uğruna kullanıldı.

 

Ve şok dalgası tüm zindanı sarsarak geriye yalnızca alanı dolduran duman ve alevleri bıraktı.

 

- Ceset Patlatma 1 seviye yükseldi.

Alev Devlerinin düşmanlığı maksimum seviyeye ulaştı.

Düşmanlığı azaltan öğelerin etkisi azaldı.

Alev Devlerinin dikkatini çekmekten kaçınmanız tavsiye edilir.

 

Alev Devinin cesedinden yayılan enkaz parçalarının bir kısmı Weed’e doğru uçmuştu.

 

Ve büyük bir patlama meydana geldiği için 6 Kaos Savaşçısı ölmüştü.

 

Çok sayıda başka düşman da yerde yatıyordu.

 

Weed ise bu sayede daha çok zaman kazanmıştı, haliyle bu fırsatı ziyan etmeyi göze alamazdı.

 

Van Hawk da fırsatı değerlendirerek Tori’yle birlikte saldırılarını başlatmaktaydı.

 

Weed ölümsüzleri yaralı haldeki Kubichya’nın üzerine atılmaları için manipüle ederken Altın Kuş ve Eunsae ikilisi iki taraftan yeni bir kıskaç saldırısına hazırlanıyordu.

 

“Parçalayın onu!”

 

Altın Kuş ve Eunsae ikilisi inanılmaz bir hızla alçalıp pençe atarak Kubichya’ya büyük bir hasar verdi.

 

“Savaşçılarım nasıl böyle kolay yenik düşebilir? Lanet olasıca Cehennem Şövalyesi itleri! Sizi adamakıllı ezip geçeceğim, siz ölümsüzleri de!”

 

Ölümsüzler saldırılarına devam etse de bu defa Kubichya, baltasıyla güçlü bir karşı saldırı gerçekleştirdi.

 

Ölümsüzlerin yok yere ölmekten başka şansı yoktu.

 

Yalnızca yedi ölümsüz Kaos Savaşçısı kurtulabildi.

 

“Hava Bağlantısı!”

 

Derken Kubichya’nın merkezinde bulunduğu bölgede bir fırtına başladı. Bu fırtına, Van Hawk ve ölümsüzlerin kaçmasına mani olacak bir nevi bariyer gibiydi.

 

“Keuheuheuheu, önce seni geberteceğim!”

 

Van Hawk rüzgar bariyerinin içerisinde hapsolurken Kubichya teke tek bir mücadele başlattı.

 

Ve baltasını muazzam bir hızla savurdu. Bu saldırıyı gören Van Hawk defansa odaklandı ancak o güçle baş etmeyi başaramayarak geri püskürtüldü.

 

Van Hawk’ın duruşunu bozmuş olan Kubichya da son olarak onu kılıcıyla kesti.

 

“Ku… uuh.”

 

Van Hawk, sayısız çarpışmanın sonunda nihayet ölmüştü.

 

Fakat bedeni ve ruhu kara büyüyle bir kolyenin içerisine mühürlenmiş olduğu için öğenin süresi tamamlandığında yeniden çağrılması mümkündü.

 

Bununla birlikte erkenden ölümüyle Weed’in grubundan büyük bir güç eksilmişti.

 

Yine de en azından bir şekilde Kubichya’nın sağlığını %3 azaltmayı başarabilmişti.

 

‘Yapayalnız kaldık.’

 

Weed, kazanma ihtimallerinin epey azaldığına hükmetmişti.

 

Kubichya’nın kalan sağlığı hala oldukça yüksekti ve seviyesiyle defansının sağlamlığı da işleri iyice kötüleştiriyordu.

 

‘Altın Kuş ve Eunsae’nin çok geç olmadan geri çekilmesine izin vermeliyim.’

 

Hal böyleyken Weed’in kaçması mümkün değildi, bu yüzden Altın Kuş ve Eunsae’ye kendisine yaklaşan ölümünde eşlik etmelerinin öncesinde rüzgar bariyerindeki boşluklardan kaçmaları talimatını verdi.

 

Bu esnada Seoyoon, Alev Devinin patlamasının ardından oluşan yoğun dumanların arasından geçerek saniyesinde Kubichya’ya hücum etti.

 

An itibarıyla kılıcı yoğun kırmızı bir ışık saçıyordu.

 

Kubichya'nın sağlığı ve manası sürekli olarak tükenirken, meteor yağmuru misali bir yaylım ateşi kendisine ilerliyordu.

 

Yani her türden defansı görmezden gelen bir saldırı silsilesi yaklaşıyordu!

 

***

 

KMC Medyanın sinema odasındaki herkes çalışmakla meşguldü.

 

“O kısmın kesilmesini istiyorum. Çok sayıda canavarın ekranda görünebileceği doğrultuya odaklanın. Lav manzarası çok parlak.”

 

“Parlaklığı kısmalı mıyım?”

 

“Lav kısmını biraz daha koyu yapalım. İzleyicilerin gözlerini acıtmaktan kaçınmak isteriz.”

 

Weed'in mücadelesinden muazzam miktarda video materyali aktarılıyordu.

 

Dolayısıyla KMC Medya da gereksiz kısımları olabildiğince kesmeye gayret ediyordu.

 

Bu esnada Drinfeld ve Haven Krallığının 2. Filosu ile Griffith ve korsanları hala Las Phalanx’ın yüzeyinde avlanıyordu.

 

Derken ansızın televizyonlarda volkanik patlamayı aktaran bir video klip yayınlandı ve sonra da çok sayıda Kaos Savaşçısının toplandığı bir sahneye geçiş yapıldı.

 

“Kudretli Kaos Savaşçısı Kubichya bir ırk savaşını körükledi.”

 

“Eğer bu savaşı kazanırlarsa Las Phalanx’ın baskın ırkı olacaklar. An itibarıyla Cehennem Şövalyeleri, Alev Devleri ve Baovantlar onlarla bir hükümdarlık savaşı içerisinde.”

 

Ve sonra da Las Phalanx’ın yeraltı bölgesinde iki kuvvetli patlama meydana geldi.

 

***

 

Las Phalanx göğünün altında savaş bulutları toplanıyordu.

 

“O iskelete müdahale edeceğiz.”

 

“Daha çok birlik toplayın!”

 

“Kubichya’yı durdurmasına izin vermeyeceğiz.”

 

***

 

Videoyu gören herkes, bunun Weed’in görevi olduğunu anında anlamıştı.

 

CTS Medya seyircileri tüm şovun yayınlanmasını talep etmek için KMC Medyanın forumuna akın ediyordu.

 

Weed'in görevinin devam ettiğine dair söylentiler internete virüs misali yayılıyordu.

 

***

 

Direktör Kang, bu noktada Drinfeld’in de Griffith’in de Weed’in görevine müdahale edemeyeceğini düşünüyordu.

 

“Esas problem Weed’in başarılı olup olamayacağı……”

 

Görev ister başarıyla sonuçlansın ister başarısızlıkla, her halükârda yayınlanmaya değerdi.

 

Ve görevi yakında yayınlamazsa gösterinin ne zaman yayınlanacağını sorup duran seyircilerin hiddetlenmesi çok sürmeyecekti.

 

Fakat Weed’in görevinin başrol oynadığı programla ilgili bilgiler hala katı bir gizlilikle saklı tutuluyordu, hatta Direktör, reklamcılara hazırlıklı olmalarını bile söylemişti.

 

Genellikle olumlu reklamlar yapmayan kurumlar bile uyum sağlıyordu.

 

“Artık şirketimiz birkaç grupla ilişkili… Peki önce hangi beşlinin reklamını yapmalıyız?”

 

“Düzenlemeyi tamamlamak kaç saat alacak? Ve yayını ne zaman başlatabileceğiz? Reklamlara gelince, önce yeni sponsorlarınkileri işleyin, öncelikle onları yayınlamak isterim.”

 

“Reklam oranı yüksek olanlar yani, anlaşıldı. Böylece rakip şirketler bizi reytinglerde geçemeyecek.”

 

Reklam sözleşmeleri çoktan yapılmış, geriye yalnızca yayın süresini dengelemek kalmıştı.

 

Program Weed’in grubunun Cehennem Zindanını keşfetmesiyle başlayacak, volkanik patlamalardan kızarmış fasulye yedikleri sahnelere atlayacak derken nihayet ırk savaşına katılacaklardı.

 

Ancak bir müddet sonra bazı ekipler yayının son dakika düzenlemelerini yapmakta zorlanmaya başladı.

 

“Siz birinci bölümden yayına başlayın. Açılıştan sonra her on arada bir reklam oynatın.”

 

“Şovu başlatıyoruz.”

 

Yayınlanmak üzere olan program, personel tarafından önceden hazırlanan kısımdı.

 

Görevin geri kalanıysa hala süregeldiği için yayınla eşzamanlı olarak düzenlenecekti.

 

“Vurdu!”

 

“Ahhh, hayati bir darbe indirmeye yetmedi.”

 

“Tüh be!”

 

Operasyon Ekibi zor anlar yaşarken yapacak bir şeyi olmayan diğer personeller videoyu izlemekle meşguldü.

 

***

 

Başkan Jeong Deuk Soo, Saemaul Rehabilitasyon Hastanesinden Doktor Cha Eunhee tarafından sunulan raporu okuyordu.

 

“Epey ilerleme kaydetmiş. Mucize gibi bir şey.”

 

Bir daha tek kelime etmeyeceğini düşündüğü kızı, birileriyle konuşmuştu.

 

Tuhaf ve kısa bir konuşma olsa da konuşma eylemi başlı başına özel bir anlam taşıyordu.

 

Doktor, Seoyoon'un kaydettiği tüm ilerlemeyi rapora dökmüştü. İnsanlara tekrar güvenebilirse er ya da geç sesini geri kazanacaktı.

 

Tam anlamıyla iyileşmesi an meselesiydi.

 

Başkan Jeong Deuk Soo, sonuçlar karşısında gülümsüyordu.

 

“Seoyoon gerçekten vaktinin çoğunu o adamla mı geçiriyor?”

 

Korumalarından Seoyoon’la ilişkili her türlü bilgiyi topluyordu.

 

Lee Hyun’u evinde ziyaret ettiği andan itibaren bununla ilişkili istisnasız tüm vukuatları rapor alıyordu.

 

“Evet, öyle.”

 

“Ee, peki bir kez olsun tartışmadılar mı?”

 

“Seoyoon onunla dostane bir ilişki içerisindeymiş gibi görünüyor.”

 

Korumalar, Lee Hyun ile doğrudan görüşmeden onun geçmişi hakkında kapsamlı bir kontrol yapmıştı.

 

Lee Hyun, zavallı ailesinin biriktirdiği büyük borçlar nedeniyle sefil bir çocukluk geçirmişti. Tefeciler tarafından sürekli taciz edildiği için pinti bir kişiliğe sahipti. Ama buna rağmen ailesinin iyiliğini fazlasıyla önemsiyor gibi görünüyordu.

 

Ve yalnızca zaman ve para kaybı olduğu düşüncesiyle kadınlarla randevulaşmaktan hoşlanmıyormuş gibi duruyordu. Karakteri bir bakıma Seoyoon’a benziyordu. Ancak Seoyoon yalnızca incinmekten korktuğu için başka insanlarla iletişime girmemeye çalışıyor, bu süreçte kendisini izole ediyordu.

 

Lee Hyun, bir dojoda kılıç ustalığı eğitimi alıyordu. Evde pek çok hayvan yetiştiriyordu ama onları evcil hayvandan ziyade besin kaynağı olarak görüp büyütüyordu. Seoyoon da Köpek Eti isimli bir köpekten hoşlanmıştı ve an itibarıyla onunla ilgileniyordu, veteriner de köpekle ilgili herhangi bir sağlık sorunu tespit etmemişe benziyordu.

 

Lee Hyun’un belirgin bir hobisi yoktu ve hayatı dojodan eve, evden okula, okuldan markete döngüsünü tekrarlamakla geçiyordu.

 

Özel bir detaya göre de popüler sanal gerçeklik oyunu olan Kraliyet Yolunda Weed isimli bir karaktere sahipti ve bir hayli ünlüymüş gibi görünüyordu.

 

Karakteri için toplanan veriler nispeten fazlaydı ve tüm kayıtlar çok sayıda etkileyici ve inanılmaz başarıya imza attığını gösteriyordu.

 

Başkan Jeong Deuk Soo da tatilde olduğu sıralarda birkaç defa Kraliyet Yolu oynamış ama Weed isimli bir karakterin bahsini hiç işitmemişti.

 

“Seoyoon için iyi bir yoldaş olmuşa benziyor.”

 

“Ben de aynı fikirdeyim… Ee, görüşmelerine izin vermeye devam edelim mi?”

 

“Şimdilik izin vereceğim. Onları zor kullanarak ayırmak ve sonunda Seoyoon’u üzmek istemem.”

 

Başkan Jeong Deuk Soo, Seoyoon’un yeniden acı çekip yara aldığını görmek istemiyordu.

 

Bununla birlikte eğer o adam ileride Seoyoon’la sevgili olmaya karar verirse ilişkilerine kesinlikle nokta koyacaktı.

 

Sonuçta görünüş, zenginlik, soyağacı gibi konularda aralarında koca bir uçurum vardı.

 

“Araştırmalara göre para onun zayıf noktasıymış, yani Seoyoon’a iyi davrandığı için teşekkür mahiyetinde para veririm olur biter. Ona tüm ömrü boyunca tüketemeyeceği kadar çok para veririm. Çizgiyi asla aşmama ve yalnızca iyi bir dost olarak kalma konusunda anlayışlı davranacağına eminim.”






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46882 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr