Lms 22.4 : Genel Merkeze Ziyaret (1/2)

avatar
2627 19

Legendary Moonlight Sculptor - Lms 22.4 : Genel Merkeze Ziyaret (1/2)


Çevirmen : Clumsy-nim



Versailles Kıtasının hikayesi, KMC Medyanın manşet programı olarak görülebilirdi.

 

Zindan ve avlanma sahası keşifleri, perakende ticarette uzmanlaşmış tüccarlar, gizli ırklar ve efsanelerle ilgili söylentiler ve hatta Açık Denizde ünlenen Oyuncular veya başarılı olunan görevlerle ilgili bilgiler bile veriliyordu.

 

Son zamanlarda Ana Kıtada gerçekleşen savaş haberleriyse popülaritede zirveye ulaşmıştı.

 

“Tibot tepelerinin etrafındaki bölge, büyücü Xenia’nın güçleri tarafından ele geçirildi. Maple Loncası onları engellemek için paralı asker arasa da güç farkı çok büyüktü ve nihayetinde savunmaları başarısız oldu.”

 

“Shin Hye Min Hanımefendi, savaşa dair görüntüleri elde ettiğinizi işittim?”

 

“Evet. An itibarıyla iki saat önce tepede gerçekleşmiş olan savaşla ilgili acil bilgileri iletmek adına buradayız ve birazdan sizlere kısa bir kesit sunacağız. Bu görüntülerde savaşçılar tarafından gerçekleştirilen şiddetli bir çarpışma ve düşmanları tarafından püskürtülüşleri yer alıyor.”

 

“Büyücülerden hoşlananların da ilgisini çekebilir.”

 

Savaş aktif olarak devam ediyor ve paralı askerlerle sıradan askerler ilerledikçe sıklıkla büyük çaplı mücadeleler gerçekleşiyordu.

 

Loncaların yükselme ve gözden düşme çağıydı, ayrıca uyuyan kahramanların uyanışı da kararlı bir hal alıyordu.

 

“Hermes Loncası Haven Krallığının tek sahibi oldu diyorlar. Ama Oh Ju-Wan, ben Hermes Loncası üyelerinin yarısının Birliğe teslim olduğunu duymuştum?”

 

“Hermes Loncasının yarısını oluşturan Demir Kan Şövalyeleri, düşman Büyücüler ve yalnız bir paralı asker savaşta mağlup edilip çekilmeyi göze alamayınca oyuncular koşulsuz bir teslimiyet ilan ettiler.”

 

“Hermes Loncası mevcut Haven Krallıklarının 169 bölgesinin 147sini devraldı.”

 

“Peki ya kalan 22 bölge?”

 

“Hermes Loncası, lonca şehirlerinde bir lonca ittifakı kurdu. Kuvvetler arasındaki fark öylesine büyük ki hasar verme ihtimalleri sıfıra yakın. Haven Krallığının tamamen ele geçirilmesi için planlar yapılıyor.”

 

“İlk defa Krallığın taç giyme törenine ilişkin bir etkinlik söz konusu. Görünüşe göre bunu merak eden birçok kişi varmış.”

 

“Bir Kalenin Şöhreti de en az Krallığın Şöhreti kadar mühimdir, farklı müdahale alanlarında hareket edebilmek adına diplomasi ve dış ilişkiler geliştirmek büyük önem taşır. Bir Krallığın Şöhreti yiyecek üretimi konusunda da çok önemlidir.”

 

“Hermes Loncası gerekli tüm hazırlıkları yapmış yani.”

 

“Aynen öyle. Herkesi Ana Kıtaya davet eden afişler asıldı. Başkentteki Arendelle Kalesi, bir hafta boyunca devam edecek bir parti için açık olacak.”

 

“Peki ya uygunluk koşulu?”

 

“Hermes Loncası henüz yeni krallıkları Saerong'un adını basına açıklamadı. Yalnızca mevcut Haven Krallığı Oyuncuları katılabilecek.”

 

“Sanıyorum ki heyecan verici bir etkinlik olacak.”

 

Krallığın tüm loncaları ve bireysel oyuncuları partiye katılabilecekti.

 

Oyuncular ve loncalar arasındaki rekabet büyük bir gösteriye yol açıyordu. Hermes Loncası, diğerlerinin yeteneklerinin ötesinde olmalarıyla hava atıyordu.

 

KMC de dahil olmak üzere Kraliyet Yolunu kapsayan tüm medya yayıncıları taç giyme töreniyle ilişkili töreni bütünüyle yayınlamaya kararlıydı.

 

“Tören esnasında Krallığın kralı olarak taç giyecek kişinin kim olduğunu biliyor musunuz?”

 

“Edindiğimiz haberlere göre Bard Ray’miş.”

 

Bard Ray en yüksek Şöhret, Kuvvet ve Etkiye sahip kişiydi.

 

Yakın zamanda bir ulusun kralı olmuştu.

 

“Sanırım bu, Hermes Loncasının daha fazla kanadı olduğunu gösteriyor.”

 

Bard Ray, Haven Krallığının kontrolünü ele geçirerek ismini hem sanal hem de gerçek dünyada zirveye taşımıştı.

 

“Peki Hermes Loncası, üyelerinin yarıdan fazlasının koşulsuz şekilde teslim olmasına nasıl müsaade etti?”

 

“Düşmanca tavırlarını bıraktılar ve diğer loncalar da farklı krallıklara geçmeye hazırlanırken Hermes Loncasının bir parçası oldular.”

 

“Bunun yalnızca Las Phalanx’ta yitirdikleri gururlarını onarmak için sergiledikleri bir duruş olduğunu duydum.”

 

“Evet, o yüksek seviyeli oyuncular loncanın bir parçasıydı ama bu, loncalarını temsil ettikleri anlamına gelmiyor.”

 

“Bu Haven Krallığına boyun eğdirilmesiyle aynı şey değil mi? Uzak bir bölgede savaşan bir lonca üyesinden ne farkları var ki?”

 

“Ehh, her halükarda işler bir çıkmazla sonuçlandı.”

 

Haven Krallığı haricindeki diğer krallıklarda hala süregelen savaşlar mevcuttu. Millideon ve diğer küçük loncalar erişimlerini arttırıp Birliğe girmişti. Yüksek seviyeli oyuncularsa prestijli loncaların cazibesini bir bir kenara atıyordu.

 

**************

 

Festivalin sonlanışı sonrası Yedi Meleğin Varışı heykeli de Sanat ve Heykel Merkezine yerleştirilmişti.

 

-Usta Oymacı Daycram, Dori’yi Versailles Kıtasının büyük bir hazinesi haline getirdi. Bir Kutsal Öğe seviyesiyle dahi kıyaslanabilir durumda.

 

*Ding!*

 

****

 

Yedi Meleğin Varışı, Morata Sanat Merkezinde sergilenmeye başlandı.

Heykelle ilişkili haberler sansasyonel hale gelerek bölgede bir salgın gibi yayılmakta.

Bölgenin kültürel gelişme hızı kısa süre içerisinde %5 yükseldi.

Bu, kültürel etkiye büyük bir katkıda bulundu.

Sanattaki yeniden doğuş doğrultusunda sanatla ilişkili mesleklere sahip kişilerin popülerliği arttı.

Morata, sanatla uğraşanlar için kutsal bir mekan halini aldı.

Bölgenin şöhreti yükseldi.

Meleklerin kutsamaları, rahip ve şövalyelerin inanç ve istatistiklerini büyük ölçüde arttırdı.

Morata’daki oyuncular, mucizevi eseri görmek adına Sanat Merkezine akın ediyor.

 

****

 

“Bu eser Las Phalanx’tan alınma mı? Mitril Oymacılığının karmaşıklığını aklım almıyor.”

 

“Bir gün ben de Weed’in şu kabiliyetine erişebilecek miyim?”

 

“Henüz Oymacıların hiçbiri Ustalık seviyesine ulaşmadı.”

 

Sanat Merkezinin günlük ziyaretçileri üç kat artmıştı ve insanların, olumlu yorumların giderek yayılması nedeniyle Daycram’ın eserini görmeye geldiği barizdi.

 

Weed, Sanat Merkezinin giriş ücretini 5 altın yükseltmişti. Ancak çaylak oyuncular için artış, 1 altınla sınırlıydı.

 

Yalnızca gökyüzünden alçalan Yedi Meleği sergilemek bile Morata’daki Sanat Merkezinin işlerliğini günbegün arttırıyordu. Oyuncular yeni heykeller yapmak için mücadele ediyor ve içeri girebilmek için kabul alıyordu. Oymacılar ve Ressamlar, rekabet ederek eserlerini giderek geliştiriyordu.

 

Buna rağmen protesto eden pek çok oyuncu da bulunuyordu.

 

“Yuuuh! Lord resmen bize zulmediyor!”

 

“Her gün avlanmaya gitmeden önce Sanat Merkezine gelirdim ama şimdi etkilerinden faydalanabilmek için 15 altın ödemem gerekiyor.”

 

“Morata Sanat Merkezi tüm avlar için önemli, o yüzden fiyatı düşürmeleri gerekiyor!”

 

“Bu çılgınca fiyat artışıyla vatandaşlar hiç düşünülmemiş!”

 

Bazı Oyuncular Sanat Merkezinin önünde protesto ederek bağrışıyordu.

 

Giriş ücretlerinin günlük artışına karşı gerçekleştirilen her türlü protestodan faydalanan vatandaşlarsa hiç istenmeyen bir durum teşkil ediyordu.

 

Weed bu nedenle 3 uzun açıklama yapmıştı.

 

‘Giriş ücretindeki artış minimuma indirgendi ama yine de hammadde fiyatlarındaki artış nedeniyle bu zamma ihtiyacımız var ki sanat eserlerinin ve binanın kendisinin bakım maliyetlerinden bahsetmiyorum bile…’

 

Bu, devletin elektrik, su ve metro bedellerini arttırırken kullandığı utanmazca mantığın ta kendisiydi.

 

Pek çok protesto gerçekleşse de 4 altın çok büyük bir meblağ olmadığı için çaylaklar şikayetçi olmuyordu.

 

Diğer taraftan bu protestocuları hor görenler de bulunuyordu. Işık Kulesi ve Tanrıça Freya Heykeline bakmak ücretsizdi ve hala Sanatla ilgilenenlere sempati duyanlar da mevcuttu.

 

Weed’den önce Oymacılık mesleğinin havası hiç olmadığı kadar karanlıktı. Her yerden hakaretler işitiyor ve yalnızca en ucuz yiyecekleri yiyip sokaklarda hurda dileniyorlardı.

 

Sanat eserleri konusunda ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışsalar da adil bir şekilde karşılığını alabilecekleri bir pazar bile yoktu.

 

Çoğu kişiden beklenen şey savaşa dayalı bir mesleğe sahip olmaktı ancak doğru giriş bedelinin akıllarda yanlış olduğunu da kabul etmeleri gerekiyordu. Sanat Merkezini dolduran iyi eserlerin sayısı ne kadar artarsa yalnızca bu alanlarda çalışabilen, savaşçı olmayan oyunculara edilecek yardım da o kadar çok olurdu.

 

Bu klişeleri kullanarak giriş bedelini arttırmak da Weed’in güzelce oluşturduğu ticari istismardı!

 

“Fiyatları kesinlikle bir ton arttırmak lazım. Sonuçta tek seferde yalnızca 1 altın arttırarak zengin olunmaz.”

 

Morata’daki oyuncuların seviyesi giderek yükseliyordu. Ana Kıtadaki oyuncular çok geçmeden Morata sahalarında avlanmaya başlayacaktı. 100. seviyenin üzerindeki oyuncuların sayısının artması da çok sürmeyecekti.

 

Vergileri hiç arttırmamışken ani artışlar yapmak daha çok hakarete yol açardı.

 

Uyum sağlamanız gereken vakit gelene dek ise yapılan artışı unuturdunuz.

 

******************

 

Güney Kore Üniversitesi ikinci sömestr dönemindeydi.

 

Sabahın erken saatlerinde kampüste soğuk rüzgarlar esiyordu. Kraliyet Yolu Ltd. Unicorn’un Sanal Gerçeklik Departmanı için bir tur planlamış olmasıysa ilk etapta alışılmadık geliyordu.

 

Öğrencilerin orada mahsur kalarak geçirecekleri iki gece üç günlük bir Enstitü ziyareti hazırlanmıştı.

 

Tüm üniversite öğrencilerinin akıllarında kendi şirketlerini kurmak vardı.

 

Ancak büyük bir çoğunluğu, kuruluşunun üzerinden geçen üç yılda dünyanın en yüksek gelirli ve en yaratıcı şirketi halini alan Unicorn’un bir parçası olmak istiyordu. Kore Üniversitesi Sanal Gerçeklik Bölümü ve diğer üniversitelerin öğrencileri davet edilmişti.

 

“Orayı görmeyi iple çekiyorum. İki gece üç gün kalmamız mı gerekecek şimdi?”

 

“Şirket anlatıldığı kadar harika mı çok merak ediyorum.”

 

Medya kapsamının derecesini kontrol altında tutmak adına tüm öğrenciler adamakıllı taranmış ve beklentileri yükselmişti.

 

Tabii ki Unicorn’un saha gezilerinin bir bedeli vardı ve Kraliyet Yolu Oyuncularının oyundaki sorumluluklarından feragat etmesi gerekecekti. Ve Lee Hyun, tüm bunların nafile olduğunu düşünüyordu.

 

 

 

“Evet ve sınav formu çerçevesine bunu yazdığınız takdirde iş bulmaya hak kazanacaksınız!”

 

İlkokul öğrencilerinin katıldığı giriş sınavı bile bundan daha zordu. Bu şirkette çalışmanın gurur duyulacak bir şey olup olmadığı meçhuldü.

 

Hiçbir anlamı yoktu. Unicorn Şirketi doktorasını yapmış en yetenekli kişileri işe alabilecekken yalnızca vasat adayları tercih ediyordu.

 

Lee Hyun Liseden mezun olduğu ve çeşitli işlere girdiği sırada Sanal Gerçeklik Departmanı henüz kurulmamıştı.

 

Mekan tur personelleriyle tıklım tıklım dolu olduğu için iş fırsatıyla ilgili haberler de ağızdan ağıza hızla yayılıyordu.

 

Bu tur programı Lee Hyun’un moralini çok bozmuştu.

 

2 gece 3 gün boyunca Kraliyet Yolundan uzak kalmak büyük bir mali kayıp anlamına geliyordu.

 

Ancak felaketlerle dolu Versailles Kıtası grubuna kıyasla Kuzeyde, bu durumun etkisi pek fazla hissedilmiyordu.

 

Morata Lordunun dikkat etmesini gerektiren farklı mevzular vardı. Yetişilmesi gereken çokça şey de.

 

“Bu arada, öğrenciler, bu iki gece üç günlük tur, akademik takvimimiz için çok önemli!”

 

“Bu resmen kölelik.”

 

Dersin sona erişiyle birlikte Lee Hyun ansızın elini kaldırdı.

 

“Öğrenci Lee Hyun, bir sorun mu var?”

 

Lee Hyun daha önce sınıfta bir kez olsun soru sormadığı için Profesör Ju Jong Hoon, büyük bir merakla bu soruyu yöneltti.

 

“Evdeki programım gerçekten çok yoğun, acaba planlanmış bu turu atlamam mümkün mü?”

 

Para kaybetmeye gönlü elvermiyordu, bu yüzden çabucak toplumun sınıflara dayattığı talepler ve katılması gereken diğer programlar gibi çeşitli bahaneler sıraladı.

 

İstisnalar yalnızca bir iki kez gerçekleştiğinde istisna kabul edilirdi ancak şu anda aranan bir şüpheli hissi veriyordu!

 

Profesör, sertçe yanıt verdi.

 

“Hayır, tura katılmak zorundasın.”

 

“Ama gerçekten önemli, ilgilenmem gereken şahsi meselelerim var...”

 

“Turlar da ders sayılır. Onlara katılmazsan tatil döneminde ekstra ders alman gerekir.”

 

Böylece en nihayetinde isteksiz Lee Hyun da turun bir parçası oldu.

 

Ve Kore Üniversitesi öğrencileri otobüse doluştu, bindikleri otobüs Unicorn genel merkezi olan yüksek binanın önünde durdu.

 

Onlardan önce varan farklı Üniversite öğrencileri de mevcuttu.

 

Unicorn Şirketi, tura katılmaları için toplam 230 öğrenciye yetki vermişti.

 

Lee Hyun, otobüsten inerken kafasını genel merkez binasına çevirdi.

 

"Uzun zaman olmuştu."

 

Buraya son gelişi, karakterinin Şeref Listesinin zirvesine tırmandığı sıralardı.

 

Promosyon ve reklamlardan kazandığı parayı almak için gelmişti.

 

Unicorn, Lee Hyun’un ne kadar iyi olduğunun farkındaydı.

 

“Jilet gibi keskinler, ödeme gününü atlayan dürüst bir şirket hiç görülmemiştir.”

 

En iyi şirketler daima bol para harcardı.

 

Halkla ilişkiler personeli gelip öğrencilerle tanışmaya başlamıştı ve arkalarına bakan öğrenciler, genel merkezdeki birkaç departmanı görüyordu.

 

Çalışanlar ya keyifli bir toplantı gerçekleştiriyor ya da harikulade dünya manzaraları üzerine konuşuyordu.

 

Ayrıca personele özel tesisler de vardı!

 

Bir Müzikhol, bir spor salonu, bir yüzme havuzu, bir sinema ve elbette ki kapsül odaları sunuluyordu.

 

Öğrencileri restorana yönlendiren kadın Halkla İlişkiler çalışanı, “Burada profesyonel şefler tarafından taze malzemelerle hazırlanan yemekler hakkında bir destan yazılabilir.” dedi.

 

Kafeteryaları beş yıldızlı bir otelle aynı seviyedeydi.

 

“Çalışanların doğum izni oluyor mu?”

 

Kız öğrencilerden biri bu endişesini dile getirdi. Bir aileye sahip olmak ve çocuk büyütmek şirket için problem teşkil edebilirdi.

 

"Yılda sadece bir kez gerçekleşse de tatillerde cüzi bir ödeme yapılır. Doğum yaptığınızdaysa bir yıllık ücretli izne ayrılırsınız."

 

Bir yıllık doğum izni son derece cömertti. Ayrıca çocuğa, 40 günlük maaş tutarında bir eğitim fonu da sağlanıyordu.

 

Bu çalışma koşullarıyla Weed’in Kraliyet Yolundaki Sarı Oğlanının koşulları arasında dünyalar kadar fark vardı. Burada doğru düzgün yemekler veriliyor ve çalışanlar şımartılıyordu.

 

Sang Jun Choi, kadın Halkla İlişkiler görevlisine diğer bir faydalı çalışan bilgisini sordu.

 

“Ye… yeni bir Unicorn çalışanının maaşı ne kadar?”

 

Bu soruyla tüm öğrenciler Halka İlişkiler görevlisine dikkat kesildi.

 

“Departmanına göre değişiyor. Şirket politikası gereği maaşları yabancılara spesifik olarak açıklayamıyoruz. Ancak ikramiye ve kar payı oranları bir hayli yüksek diyebilirim…”

 

Neticede en önemli bilgi olan yıllık maaş dile getirilmedi.

 

Yine de öğrenciler, haber kuruluşları sayesinde yeni Unicorn çalışanlarının tonla maaş aldığını biliyordu.

 

Şirket, çalışanlarına sağladığı onca refah sonrasında bile farklı işlerden astronomik kazançlar elde ediyordu. Kalifiye olduğunuz sürece çok para kazanıyordunuz.

 

Lee Hyun’unsa daha somut kanıtlara ihtiyacı vardı.

 

Şeref Listesindeki sözleşmesi gereği Unicorn Şirketi ona her tatilde dört adet kaburga ve meyve sepeti gönderiyordu. Zaman zaman da hediye paketlerine harcanan paraların makbuzları paketlere sıkışmış oluyordu.

 

"Mesele paraysa... şirket kabartmalı tuvalet kağıtlarıyla dolu onca tuvalete kaç para harcamış acaba?"

 

Gerçekten fark yaratan dünya standartlarındaki bu şirketin çalışanlarına önem verdiği söylenebilirdi.

 

Lee Hyun, bu defa geçen sefer tanıştığı Yoon Soo Jang’la görüşemeyecekti, çünkü adam kendisini Proje İlişkileri Departmanındaki uzun vadeli bir projeye adamış durumdaydı.

 

Lee Hyun’u tanıyan bir çalışan da yoktu.

 

İşte Unicorn Genel Merkezindeki ilk günlerinin sonlanışı bu şekildeydi!

 

#Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba arkadaşlar! Diğer serimin son paketini hazırlamamla birlikte yeni serimle ilgili bir karar almamız gerekti. Henüz netleşmemiş olsa da o seriye başlayıncaya dek sizleri daha fazla mağdur etmek istemedim. Boş olduğum bu sürede lms çevirmeye devam edeceğim. Sonrasındaysa lms tekrar kaybolup gitmeden başka birine devredilecek diye umuyorum. Bir aksilik çıkmazsa yarın yeni bölümde tekrar görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46882 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr