“Tak! Burası da neresi?” diyen Weed uzun paslı kılıcını kavradı ve kendisini uyandırdı.
Yabani otların bile barınamadığı bu çorak arazide, etrafta dolaşan iskeletler vardı.
“Hsssss….”
“Kooehhh.”
İskeletler Weed’in yanından saldırmadan öylece geçiyorlardı çünkü Weed’in vücudu da bir iskelete dönüşmüştü. Balkan Demoph’un çağrısı onu buraya bir ölümsüz olarak getirmişti.
“Yani nihayetinde buradayım.”
Weed, figürlerinden bağımsız olarak ölümsüzlere çok alışmıştı.
Sakince etrafına bakarken şaşkın iskeletlerin seslerini duydu:
“Vaov, burası da neresi?”
“Nasıl geldik buraya? Ben golemlerimle birlikte avlanıyordum.”
“İskelet mi? Kim bu kadar fazla iskelet çağırabilir?”
Weed’in aklındaki sorulara benzer şekilde sohbet ediyorlardı mezarlığın yakınındaki bu iskeletler.
“Ben Vitum Kalesi’nin yakınlarındaki bir mezarlıktan geldim. Ya sen?”
“Ben Xerathium ormanında avlanıyorken geldim buraya.”
“Ben bir anda Bisbek zindanından sürüklendim.”
“Xerathium ormanı… Senin adın ruh çağıran Jeanne olabilir mi?”
“Evet.”
Biraz saçı olan iskelet Jeanne olduğunu iddia etmişti. Jeanne, Weed’in ruh çağıranlara bir meslek olanağı tanımasından sonra ilk seçim yapan kişiydi. Xerathium ormanındaki bir ceset çağırıcı olarak önemli bir kullanıcıydı.
Jeanne ruh çağıranlara hayranlık beslerdi. Onlarca cesedi kaldırma ve onları komuta etme gücü…
Weed’in ölümsüz oyunlarına âşık olmuştu resmen, görevi kaydedip sonrasında defalarca kez izliyordu. Ruh çağıran olmak için sınıf değiştirdikten sonra küçük hayvanları ölümsüz yapmış ve avlanma bölgelerini taramıştı. Gelişmiş bir ruh çağıran olarak çok sayıda ölümsüz çağırıyor ve acımasızca avlanıyordu.
“Benim adım da ruh çağıran Bothem.”
“Vay be, herkes ünlü. Benim adım Otem. Bir ihtimal beni de tanıyan biri var mı?”
“Kim Otem’in golemini tanımaz? Sen en iyi ruh çağıranlardan birisin.”
“Ben Rashi. Daha bir ay önce bir ruh çağırana dönüştüm. Sizinle tanışmak güzel.”
İskeletler ancak kafelerde edilebilecek neşeli muhabbetleri ediyorlardı!
Kısa iskelet de kendisini tanıttı.
“Merhaba, benim ismim Harien.”
“Seni burada görmeyi beklemiyorduk.”
Harien, erkek oyunculardan farklı kemik yapılarına sahip olan bir kadın oyuncuydu.
“Neden hepimizin burada toplandığını düşünüyorsunuz?”
“Aniden bazı Ölümsüzler için çağırıldık… Ama ben de ne olup bittiğini bilmiyorum.”
“Hey, statü hakkında ters bir şeyler var. Sınıf değişmiş ve istatistikler de tamamen farklı. Millet, kendilerinizinkini kontrol edin.”
Otem’in cümlesini bitirmesiyle birlikte oyuncular statü pencerelerini açtılar.
Weed de kendisininkini kontrol etmişti elbette.
“İstatistik penceresi.”
----------------------------------------
Karakter İsmi: Weed
Hiza: Ölümsüz
Level: 390
Bağlantı: Ölümsüz Lejyonu
Sınıf: Diriltilmiş İskelet
Sağlık: 87,389
Mana: 41,821
Kuvvet: 1,453
Çeviklik: 1,293
Can: 766
Bilgelik: 663
Zekâ: 655
Mücadele Ruhu: 541
Dayanıklılık: 453
Azim: 753
Fiziksel Direnç: 455
Karizma: 414
Liderlik: 706
Ölümsüz Gücü: 165
+ Ölüm Aurası aktif.
Ölümsüz olan Weed’in sanatı, inancı ve cazibesi; savaşla alakalı istatistiklere dönüştürüldü.
----------------------------------------
‘Sınıf anlaşılabilir görünüyor…”
Toplanmış ruh çağıranlar şaşırmış olmalı.
Çünkü yalnızca yüksek kan ruh çağıranlarının elde edebileceği bir beceri olan ‘ölümü reddetme gücü’, sadece Weed’de var. Weed ölümlerden yeterince geri canlandığı için sınıfının değişmiş olması şaşırtıcı değil.
“Demek Ölüm Aurası…”
Balkan’ın üç becerisinden biri.
Ölümsüzlüğün güç artırması onun içinde.
Hayatın bir parçasını paylaşan bir beceri, canavarca bir güç veriyor!
“Bu sınıf da neyin nesi? Diriltilmiş İskelet diyor.”
“Bu bir tür görev mi?”
O anda bir mesaj belirmişti.
----------------------------------------
Ölümsüz Lejyon Çevresi Muhafızı
Navir’in çorak arazilerinde yiyecek arayan çok sayıda canavar var. Ölümsüz ordusunu korumak için o canavarların icabına bakın.
Zorluk: D
Şartlar: Sadece Ölümsüzler
- Görev reddedilemez.
Görevi kabul ettiniz.
----------------------------------------
“Balkan mı?”
“Ölümsüzler arasındaki en güçlü grup Ölümsüz Ordusu değil mi?”
“Aa, bu Weed’in macerasındaki Ölümsüz Ordusu. Balkan bir adam. Hayır, ruh çağıranlar arasında en iyisi olarak bilinen bir Liç.”
“Buraya gelmeden önce Balkan’ın çağırdığını söyleyen bir mesaj görmüştüm… Balkan tarafından çağırılmış olmalıyız.”
Ruh çağıranlar niye hepsinin burada toplandığını anlamıştı. Weed bu kadar yavaş oldukları için onları suçlayamazdı. Avlanıyorken ve eğleniyorken keyifleri yerindeydi ama birden Balkan’ın Çağrısı yüzünden buraya sürüklenmişlerdi. Kim duysa saçma gelirdi!
Onlarla sohbet etmek yerine Weed çorak arazinin tepesi etrafında gözlem yaptı.
‘Etrafta dolaşan çok fazla canavar var.’
Ölümsüz Ordusu’nun olduğu yer acımasız canavarlarla doluydu. Ölümcül hayvanlar ve gergedanlar dolaşıyordu tek bir şeritte. Çorak araziden çok da uzakta olmayan bir nehir vardı. Nehiri bir hayli geçince ise Ölümsüz Ordusu’nun kaldığı Vargo Kalesi vardı.
Cadılar, ölü şövalyeler, hayaletler ve avcı ordusu savaşmak için doğmuştu. Bentler Tarikatı, bir zamanlar kral tarafından terk edilip yok edildikten sonra mezardan dönen görkemli bir tarikattı. Ölümsüz Ordu, Ölümsüzler arasındaki en iyi ordu olduğu için Versay Kıtası’ndan çok sayıda efsanevi şövalyeye, büyücüye ve canavara sahipti.
Vargo Kalesi’nde, Ölüm Vadisi’nden 3 tane Kemik Ejderhası görülmüştü!
‘Her neyse, şimdi yapmam gereken…’
Canavarlar gergedanlar kadar büyüklerdi. Morghis ve Nukalis de dereden su içiyorlardı ve bazıları da Ölümsüz Ordu’nun kalesinin durduğu yere doğru gidiyorlardı.
‘Bu onlara engel olmalı.’
Nehrin yakınlarındaki iskeletler canavarları fark etmişlerdi. Uzun paslı kılıçlarını kaldırarak Morghis ve Nukalis’e doğru koştular.
“Kueeehhh!”
Gürültülü bir şekilde kükreyerek ilerliyorlarken diğer iskeletler de sanki bir şey onları süpürüyor gibi nehre doğru koşuyorlardı.
“Büyük Balkan için!”
“Ölümsüz Ordusu, öldürün onları!”
Weed uzaktan görebiliyordu bu sahneyi. İskeletler koşarken Morghis ve Nukalis tarafından ezilerek havaya fırlatılıyorlardı. Morghis ve Nukalis çok vahşi devasa canlılardı! İskeletlere çarpıyorlar ve boynuzlarıyla onları havaya kaldırıyorlardı. Ama iskeletler, vücutları tamamen ezilmediği sürece tekrardan kalkıp koşmaya devam ediyorlardı!
“Bu da ne, bir savaş mı?”
“Görev çoktan başladı mı? Ben daha hazır bile değildim…”
Yaklaşık 450 iskelet ile bütün ruh çağıran oyuncular da tepki vermişlerdi. Kalede ve köyde tek bir ruh çağıran görmek zordu ama Versay Kıtası’nda olan hepsi toplandığında sayıları nispeten çoktu. Birbirlerini görmüyorlardı bile. Sadece bazı ünlü ruh çağıranları tanıyorlardı. Onlar Ölümsüzler ve ruh çağıranlar hakkında konuşuyorken iskeletler çoktan savaşa başlamışlardı.
“Bizim de savaşmamız gerekmiyor mu, görev için?”
“Haydi!”
Ruh çağıranlar nehirdeki savaşa katıldılar.
“Hiçbir büyü yapamıyorum.”
“Çünkü şu anda iskeletiz. Ne yapmalıyız?”
“Kılıçlarımızla doğrayalım onları.”
Ruh çağıranlar standart iskelet ölümsüz şeklindelerdi. Bu nedenle basit kılıçlarla savaşmaları gerekiyordu. Ruh çağıranlar normal büyücülerin özelliklerine sahiplerdi. Ama emirleri altındaki golemler ya da iskeletler ile birlikte tek başlarına savaştıkları için temel kılıç yeteneklerine sahiplerdi. Ve ilk cesetlere ulaşmak zor olduğu için ya da bazen düşmanlar Ölümsüz sıralarının arasına girdiği için ruh çağıranlar aynı zamanda kaçmak konusunda da ustalardı!
Ruh çağıranlar bir zamanlar en iyi meslekti çünkü hızlı şekilde avlanabiliyorlardı ancak canavarlar, ruh çağıranların karşıtlarıydı. Düşmanlar büyük bir düşmanlık ve öldürme arzusu ile saldırıyorken ruh çağıranların da savaş becerilerine ve tetikte durmaya ihtiyaçları vardı.
“Chaaaa!”
Oyuncular saldırmış ama Morghis ve Nukalis nedeniyle bir anlığına geri püskürtülmüş ve havaya uçmuşlardı. Bazıları kılıçlarıyla hasar vermeyi başarmıştı ve canavarların etrafı da çok geçmeden oyuncular ve iskeletler tarafından kuşatılmıştı.
“Engelleyin onları!”
“Eğer geçmeyi başarırlarsa hepimiz ölürüz!”
Diğer tarafta etrafı sarılmamış olan Nukalis öfke saçmaya devam ediyordu. Kaosun arasında ise iskeletler uzun kılıçlarını sallıyorlardı!
“Gayet iyi savaşıyorlar.”
Weed ruh çağıran grubuna bir aceleyle katılmamıştı. Tek savaşmak hem daha elverişliydi hem de eşya toplama açısından daha avantajlıydı. Droplar için kendi aralarında rekabet eden grup dışı insanlardan nefret ederdi.
“Eğer Liç Shire’ın görevini kabul etseydim…”
Böyle sonuçlanmazdı. Ölümsüz Ordu’nun düşük rütbeli iskeletleri gibi savaşa girmek yerine bir Liç komutan olarak Ölümsüz Ordu’nun genel stratejisini ve taktiklerini yönetirdi.
Belki de bu savaşa girmemeliydi.
“Ne olursa olsun bu görevde yer almalıyım.”
Weed uzun paslı kılıcı sanki bir hazineymiş gibi kavradı ve öne çıktı.
“Kieeehk!”
Diğer iskeletleri takip ederek canavarlara doğru ilerledi. Weed’in diğerlerinden farklı olan bir şeyi de diğer uzun paslı kılıçları yerde bırakmamış olmasıydı! Uzun paslı kılıcın saldırı noktası canavarlara ve aktif zehirlere ya da lanetlere göre değişirdi. Ama değerleri en az 3~4 altındı. Eğer Weed bunları eritmek için demircilik becerilerini kullanırsa, ateşle eritirse ve sonra yeni bir kılıç döverse 1000 altın kazanabilirdi.
- Bir Uzun Paslı Kılıç elde ettin.
- Bir iskelet kaburgasının bir kısmını elde ettin.
- Bir Uzun Paslı Kılıç elde ettin.
- Bir alt organdan bir kemik elde ettin.
Etraftaki eşyaları toplamak hayati öneme sahipti. Bir iskelet olduğu geçmiş deneyimlerinden biliyordu ki; hasar aldığında canın da kemik kaybetmenle birlikte azalırdı. Diğer iskelet kemiklerini doldurarak sağlığının bir kısmını iyileştirebilirdin ve bunu da eşsiz bir beceri olan Kemik Atma için kullanabilirdin. Okçuların ok atmasına kıyasla hiçbir şeydi elbette, ancak kısa mesafede çok güçlüydü!
Weed canavarların yanında koşuyor, onları yandan yere indirerek Uzun Paslı Kılıç ile doğruyordu. Morghis ve Nukalis hasar aldıkça daha şiddetli oluyorlardı ama görüşleri de bir o kadar daralıyordu. Diğer ruh çağıran oyuncuların ve iskeletlerin savaşmalarını, canavarların zayıf yönlerini anlamaya çalışmalarını ve hayatları pahasına Morghis’e saldırmalarını izleyen Weed için bu, çok temel bir avlanma etkinliğiydi.
- Tecrübe kazandın.
- Bir Morghis derisi elde ettin.
Weed durmamış, hareket etmeye devam etmişti. Bu canavarlar hızlılardı ve yıkıp indirebiliyorlardı bu nedenle onlarla ön taraftan yüz yüze gelmemek önemliydi. Burası nehrin yakınındaki düz bölgeydi ama çok fazla iskelet olduğu için düşmanların işi pek kolay değildi.
“Dörtlü Koşu!”
Her ne kadar bir iskelet olmuş olsa da hala hareket tipi becerilerini kullanabiliyordu. Merkezde olmak yerine dış çevrede dolaşan Weed, hasar almış canavarlara saldırıyordu! Savaşa biraz geç katılmış ama en çok işi o yapmıştı. 120 Uzun Paslı Kılıç’tan ve bir dizi kemikten bahsetmeye gerek bile yoktu.
Sadece Ölümsüz Ordusu’na kapaIı olmasıyla bilinen bir yerde iskeletler tüm Morghis ve Nukalis’leri öldürmeyi başarmışlardı.
“Kwaao!”
“Babamız Balkan için!"
İskeletler paslı kılıçları, kırık kılıçları ya da çakılları kaldırararak zaferle kükremişlerdi.
Weed iskeletleri takip etti. Ruh çağıranlar da öyle yapmışlardı.
----------------------------------------
Ölümsüz Lejyon Çevresi Muhafızı: Başarılı
Çorak arazide gezinen canavarlar ortadan kaldırıldı.
İskeletler şimdi tetikte durarak biraz dinlenebilirler.
- Şöhret 71 yükseldi.
-Ölümsüz Gücü 19 yükseldi.
-Biraz tecrübe kazandın.
-Ölümsüz Lejyonu’nda rütbe terfiisi;
Yeni sıralaman: Çürüyen İskelet
Rütbene bağlı olarak artık silah, zırh ve büyü yeteneği kazanman mümkün.
----------------------------------------
Weed’in diğer iskeletlerle birlikte görevini tamamlamasıyla bir kaptan iskelet ortaya çıktı.
“Aferin… Yeni… Bir… Savaş… Başlayacak…”
Çenesini takırdatarak konuşan Kaptan İskelet, sinir bozucu şekilde yavaş konuşuyordu. Bir sonraki savaş başlayana kadar dinlenebileceklerini söylemişti.
Ruh çağıran oyuncular yere oturdular.
“Huh… Zar zor kazandık.”
“Neredeyse öldüğümü düşündüm bir an… Gerçi Ölümsüz olduğum için fiziksel olarak ölüyüm ama…”
Her ne kadar savaşa alışkın olsan da kemiklerinin yakın mesafeden kırıldığı bir savaşta kullanılan enerjiye uyum sağlamak zordu. Tabii Weed için çocuk oyuncağıydı.
“Pozisyona göre daha iyi eşyalar alabilirim ha…”
Weed yeni sınıfı olan ‘Çürüyen İskelet’ sınıfındansa eşyanın kendisiyle daha çok ilgileniyordu. Elbette kendi silahını da yapabilirdi ama bedava silahı kim sevmezdi ki?
Savaş bittikten sonra bile Weed diğer iskeletlerin hareketlerini izlemeye devam etti. Çoğu belli bir yolda dolaşsa da bazıları da bir tabana inen bir kratere giriyorlardı. Uzun paslı kılıcını sürükleyen Weed de grubun arasına sızdı ve kratere doğru yürüdü.
‘Başımı aslanın ağzına koyacak olsam bile…’
Odaklandığın sürece aslanın derisini elde edebilirdin. Bu karanlık oyuncular arasındaki meşhur bir sözdü.
--- Mezarlık: Asker Kabristanı ---
Bu iskeletlerin girdikleri yer kocaman bir mezarlıktı! Mezarlığın içinde iskelet muhafızların yanında bir şeyler satan iskeletler de vardı.
“Yaşasın büyük Balkan! Eğer bir şey arıyorsan gel ve bak.”
Weed etrafa bakındı.
----------------------------------------
Geleneksel Paslı Mızrak
Dayanıklılık: 13/23
Saldırı: 9~31
100 yıldan fazla süredir hayatta kalan kılıç.
Gövdesi biraz bükük, çekim merkezi de dengelenmiş değil.
Düşük dayanıklılığı nedeniyle aniden kırılırsa şaşırmayın.
Bir Ölümsüz’ün elinde zehir özelliği kazanır.
Kısıtlama: Ölümsüz
Opsiyon: %3 zehir hasarı.
----------------------------------------
Kazıdan Çıkarılmış Balta
Dayanıklılık: 6/33
Saldırı: 6~11
Bu balta uzun süre yere gömüldükten sonra keşfedildi.
Keskin kısmı olabildiğince eski ve artık bir silah işlevi görmüyor.
Belki bu olmadan daha iyi olursun.
Opsiyon: Çift elli baltaya sahip olursan beceri saldırısı %230 artar.
Ölümsüz Gücü %4
----------------------------------------
Talihsizliğin Paslı Kalkanı
Dayanıklılık: 17/29
Savunma: 14
Hala kullanılabilir kalkan.
Deliklere dikkat ettiğin sürece hala okları engelleyebilirsin.
Kalkandan gelen bir talihsizlik ve şanssızlık hissi var.
Kısıtlama: Yok
Opsiyon: - %15 şans
Büyüye karşı direnci azalır.
----------------------------------------
Zayıf Paslı Zırh
Dayanıklılık: 17/44
Savunma: 19
Buruşmuş ve çatlaklarla dolu.
Savaş için kuşanılabilir ama güvenli değil.
Herkesin alay konusu olur.
Kısıtlama: 20 Kuvvet
Opsiyon: İtibarı, cazibeyi ve karizmayı azaltır.
----------------------------------------
Tüm dükkânları geçti. Daha önce hiç bu kadar işe yaramaz eşyalar görmemişti.
Bütün o çöplere rağmen beklenmedik güçte zehir ve lanet özelliğine sahip iyi görünümlü silahlar da vardı.
‘Bu gerçekten iskeletler için.”
Weed hiçbir şey almadan devam ediyorken bir hayalet ona bir göğüs zırhı uzattı.
-Sen en fazla katkıyı yapan iskelet olmalısın. Al bunu.
Bu göğüs zırhı, dükkânlardan satın alınabilecek olanlardan biraz daha iyiydi.
Paslı kısımların dışında çelik biraz parlıyordu!
‘Sanırım pozisyonum yükseldikçe daha iyi eşyalar verilecek bana.”
Şimdilik sadece bir iskeletti ama eğer bir Dullahan ya da ölü şövalye olursa çok daha değerli ekipmanlar elde edebilirdi.
Weed de eritme yapabiliyor, bozuklukları kaldırabiliyor ve geri dönüştürebiliyordu. Yani bu birçok açıdan faydalı bir işe dönüşebilirdi.
“Yani dükkânlar bunlar mı?”
"Bakalım biraz malzeme dağıtacaklar mı?"
Ruh çağıran oyuncuların da gelmesiyle dükkânlar kalabalıklaşmıştı.
Bazı oyuncular bir göğüs zırhı giyen Weed’i fark etmişler ve elleriyle yanındakilere işaret etmeye başlamışlardı.
“Çoktan bir göğüs zırhı var. O iskelet de mi bir oyuncu yoksa?”
Aralarında bir mesafe bulundurmanın âlemi yoktu. Bu yüzden Weed onlara selam vermeye çalıştı.
Bir anda,
DİNG!
----------------------------------------
Çevrede Durmayan Savaş
- Navir’in çorak arazisinde daha fazla düşman ortaya çıktı.
- Ya av arayan canavarları öldürün ya da onları dışarı sürün.
- Bu iskeletler için zorlu bir görev. Ama eğer çok canavar öldürürseniz Ölümsüz Ordu’da daha tanınır olursunuz.
Zorluk: D
Kısıtlama: Sadece Ölümsüzler
- Görev reddedilemez.
- Görevi kabul ettiniz.
----------------------------------------
Başka bir savaş!
Göğüs zırhı üstünde olan Weed uzun paslı kılıcını savurdu ve iskeletlerle birlikte savaştı.
Başta sadece Ölüm Aurası’nı biliyordu ama bu bölgenin çevresinde, Balkan’ın Ölümsüz çağırma büyüsü Karanlık Hüküm büyük ölçüde yayılmıştı.
Cesetlerin besin gibi alınmasıyla daha da fazla iskelet yükseliyordu.
“Kemik Atma!”
Gelen canavar dalgalarıyla Weed önemli miktarda tecrübe kazanmıştı. Bu, güvenli bir zindanda ekip arkadaşlarıyla yapılan av partisi değildi. Tek bir ağaca değil, tüm ormana bakmak gerekiyordu. Çok şey elde etmek için iskeletlerin dizilişinin ya da canavarların ana saldırı yollarının anlaşılması gerekiyordu.
Savaşmak ve eşya toplamakla meşgul olan Weed ruh çağıran oyuncuların düzgün başarılar kazandıklarını ve aktif bir rol üstlendiklerini gördü. Kendi aralarında bir grup oluşturarak canavarları indiriyorlar, birbirlerini koruyorlar ve birlikte saldırıyorlardı. Ancak dış görünüşleri tamamen aynıydı. Bu ruh çağıran oyuncular neredeyse dükkânlardaki her paslı ekipmana para harcamışlardı!
Canavarları dışarı sürmeyi başardıklarında Weed’in pozisyonu yine terfi aldı. Sadece daha büyük bir silaha sahip olmakla kalmamış, bir de pelerin edinmişti.
“Bunu onarmak için epey bir dikiş gerekecek.”
İskelet ekipmanı için hiç umudu yoktu. Düşük sınıflı bir iskeletin yüksek sınıf ekipmanı giymesi imkânsızdı.
Canavarlar durmaksızın Navir’in çorak arazisine geldiği için her yer canavarla kaynıyordu.
Canavarların levelleri 200lerin sonundan 300lerin başına gidiyordu ve iyi dağıtılmış durumdaydı.
Ne zaman bir görevi başarıyla tamamlasa sağlam ödüller ile iyi miktarda tecrübe kazanıyordu. Yani burası Weed için git gide daha da iyi bir avlanma yeri haline geliyordu.
Aynı zamanda o ilgi duyduğu, Morata’ya giden, Ölümsüz Ordu hakkında bilgi de alabiliyordu.
“İnsan şehrini anında bir harabeye çevirmek için yetecek güç.”
“Yaklaşık 4 ordu değerinde Ölümsüz.”
“İnsan nefesinin büyük Balkan topraklarına dokunmamasını sağlamak için yeterli.”
Nispeten iyi şekilli iskeletler bildikleri hakkında rahatça konuşuyorlardı.
Bir Ölümsüz olarak Balkan’a karşı besledikleri sadakat ve duydukları gurur olağanüstüydü.
“Bu zor olacak.”
Morata’ya giden tüm Ölümsüzleri düşünmek iç çekmesine neden olmuştu.
İskeletlere göre 4 ordu değerinde. Yani yaklaşık 120 bin Ölümsüz demek. Her ne kadar çoğunluğu iskelet ya da zombi olsa da bu yine de büyük bir sayı. Tek bir kişi olan Weed’i cezalandırmaya çalışmak için çok fazla sayıda ordu.
“Ama Morata savunma yapabilecektir.”
Onların Heykel Yaşam Formları ve bölgeyi koruyan bir orduları vardı. Oyuncular güvende olurlardı ve Ölümsüzler oraya gidene kadar Freya tarikatından olan Kutsal Şövalye de orada olurdu. Hasilis gibi en yüksek sıralamalı canavarlar gelmediği sürece sorun olmazdı.
Zayıflamış bir Balkan ile aynı sıralamada olan Hasilis, şu anda cücelerin, elflerin ve perilerin toplanmasıyla birleşmiş olan orduya karşı yapılan savaşları yönetiyordu.
“Ölümsüzler bir araya toplandıklarında çok güçlüler. Ama onları komuta edecek ruh çağıranlar olmadan rahatlıkla ayrı düşebilirler. Merkezde rahip ve kutsal şövalyeler olursa savunma yapabileceklerdir.”
Weed rahatlamıştı. Eğer Morata, Ölümsüzler tarafından küle çevrilirse sonu gelmiş olan tek kişi kendisi olmazdı. Binlerce oyuncu hep birlikte yenilirdi ve kuzey kıtasındaki ticaret ağı da mahvolurdu.
Hermes Loncası’nın savaş ordusu, Ölümsüz Ordu’ya bir günlük mesafedeydi. Onlar için bile Ölümsüz Ordu ile aralarında yakın bir mesafe bırakmak çok riskliydi. Hareketlerini takip etmek için fark edilemez bir mesafeden izleme yapacak gözcüler yollamışlardı.
“Yani Weed gelmiyor mu?”
“Ondan bir haber almadık henüz. Eğer geçmiş olsaydı biri onu fark ederdi.”
“Lord iki gündür dışarı çıkmadığını söyledi.”
“İki gün… Emin olmak için kısa bir süre.”
Sınıfı bir oymacı olduğu için küçük bir odaya kapanmış oyma yapıyor olabilir ya da kıtanın etrafında dolaşarak parçalarına odaklanıyor olabilirdi. Hermes Loncası’nın yöneticilerinden gelen emirden hemen sonra ayrılmasından dolayı; Polon, Weed’in zamanını boşa harcayıp harcamadığından endişeleniyordu. Çünkü sonradan duyduğu haberlere göre Weed kıtada seyahat ediyor, heykeller yapıyordu.
En nihayetinde Weed’in Ölümsüz Ordu’dan gelen görevi kabul etmesi şart değildi.
...
Arkadaşlar hepinize merhaba, ben Lodos! Kıymetli çevirmenimiz Clumsy-nim’in arkasından ben devam ediyorum bu seriye. Onun kadar olamasam da ben de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım. Ayrıca; bu serinin çevirisi konusunda biraz sıkıntı yaşayabilirim ilk zamanlarda, çünkü pek bilmediğim bir dünya var. Ama kısa zamanda dünyayı ve karakterleri tanıyarak toparlayacağıma emin olabilirsiniz. RTW’yi okuyanlar beni tanıyacaklardır, diğer arkadaşlarla da hızla tanışacağımızı düşünüyorum. Umarım keyifli bir okuma sunabilirim sizlere, görüşmek üzere!
Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..