Lms 24.3 : Hayattan Daha Korkutucu Olan Bir Tahmin

avatar
2197 14

Legendary Moonlight Sculptor - Lms 24.3 : Hayattan Daha Korkutucu Olan Bir Tahmin



Çevirmen: Lodos 


“Bitip bitmediğini görme zamanı.”

 

Geomchiler kavrulmuş et ve çorbayı yemek için kavga etmeye başlamışlardı. Her günü uyanarak, yemek yiyerek, uyuyarak ve savaşarak geçirmekten mutlulardı. Polon da bu vakti Hermes Loncası'ndan ruh çağıranların takviye kuvvetlerini toplamalarını istemek için kullanmıştı. Weed rahiplerin ve paladinlerin yardımını reddetmişti çünkü Geomchiler ve Ölümsüz Ordusu Polon'a karşı çıkmak için yeterli olacaktı.

 

“Sadece sahyunglar yeterli olacaktır.”

 

Geomchiler, Versay Kıtası’nın herhangi bir yerinde savaşabilirlerdi. Geomchiler kendi özgür iradeleriyle bir ejderha nefesi saldırısına bodoslama atlayan insanlardı. Bu yüzden onlar için mangal işini Weed halletmişti.

 

“Kazanabilir misiniz? Bir ejderhaya karşı değil de Hermes Loncası'na karşı savaşacaksınız…”

 

“Kaçıp Ölümsüzlere karşı savaşmak daha iyi olurdu tabii… Ölümsüzler yanındayken bile ruh çağıranlardan yardım alırlarsa ne yapacaksın?”

 

Paladinler endişeyle bekliyorlardı. Balkan’ı avlamaya gelmişlerdi. Weed'e inanıyorlardı ama Geomchileri gördüklerinden beri; Geomchilerin tek yaptıkları yemek yemek ve uyumaktı.

 

Bunun nedeni; Geomchilerin hepsinin, iyi beceri seviyelerine ve donanımlara sahip, gururlu üst düzey kullanıcılar olmalarıydı. Geomchilerin gerçek değerini ancak savaştan sonra öğrenebilirlerdi. Weed planına sadık kalmıştı.

 

“Ölümsüzler... Geriye hala yeterince fazla kaldı.”

 

Şimdiye kadar sadece savaşmış ve geri çekilmişti Weed. Ama şimdi savaşa girişme vaktiydi.

 

Bir kez daha savaşa hazırlanmaya başladı.

 

“O tapınağa geri döndüğümde seviyelerim, beceri yeterliliğim ve japtem...”

 

Hermes Loncası’na karşı derinlere kadar kök salmış bir kızgınlık vardı içinde! Marey gizlice eşyalarla birlikte patika yolundan dönüyordu.

 

“Savaşa başlayalım.”

 

Ttagak. Ttagak. Ttagak.

 

Weed emrini verdiğinde Ölüm Şövalyeleri ile Kıyamet Şövalyeleri’nin atları da bu emre göre hareket etmeye başlamıştı. Eşyaları sayesinde Ölümsüzleri komuta etme ve kontrol etme yetkisini yeniden kazanmıştı. Geomchi5 sordu.

 

“Nasıl savaşacağız?”

 

Weed ise her türlü savaşın sorunsuz olduğunu söyledi.

 

“Sahyunglar olarak istediğiniz her yerde savaşabilirsiniz. Yine de büyü ve oklara karşı dikkatli olmalısınız.”

 

“Endişelenmene gerek yok. Yakın zamanda okların yörüngesini değiştirmemizi sağlayan yeni bir beceri öğrendik.”

 

Weed, Ölümsüzler Polon'un kamp alanına yaklaşmaya başladıklarında atına atladı. Polon'un şövalyeler, büyücüler ve korucular birimi çoğunlukla kullanıcılardan oluşuyordu. Bu yüzden Weed’i, Geomchileri ve Ölümsüzleri ince ince süzüyorlardı.

 

“Paladinler ve rahipler hareket etmeyecekler gibi görünüyor.”

 

“Eğer savaşa katılmazlarsa bizim için kolay olur.”

 

Bir rahibin gücü, zafer kazanmak isteyenler için çok aranan bir şeydi. Hermes Loncası, ruh çağıranlara karşı yeteneklerini göstermek için bu savaşı kullanmak istiyordu. Geomchiler de artık geldiklerinden dolayı Weed'in Ölümsüzlerine karşı taktiklerini değiştirmeye karar vermişlerdi. Bu sefer gerçekten başlıyordu savaş. Polon'un şövalyelerinden biri at sırtında tek başına öne çıktı.

 

“Ben Hilal Şövalyeleri’nden biriyim. Benimle savaşacak kimse var mı?”

 

----------------------------------------

 

+Yeni Ay Şövalyesi bir düello talep etti. Düelloyu kabul etmek ister misiniz?

 

+Düellonun galibi şöhret kazanacak ve moralini yükseltecek.

 

+Düello reddedilirse moral düşer.

 

----------------------------------------

 

Şövalyeler tam ölçekli savaş yerine bire bir savaşlar istiyorlardı. Hilal Şövalyeleri, Weed'in tarafında çok fazla kullanıcı olmadığını fark etmişti. Bu, Weed'i tekrar öldürmek için bir şanstı. Şövalye kullanıcıları için Weed ile kılıç çarpıştırmak büyük bir onur olurdu.

 

“Ben geliyorum!”

 

Geomchi350, boğasını sürerek kılıç mücadelesine gitti.

 

----------------------------------------

 

+Düellonun iki tarafı da kuruldu.

 

+Düellodan sonra tam ölçekli savaşa geçebilirsiniz.

 

+Rakip, düelloda öldürülmelidir. Aksi takdirde kaybeden taraf korkak olarak damgalanır ve askerlerin sadakati de büyük ölçüde azalır.

 

----------------------------------------

 

Weed ve Geomchiler rahatlamaya ve gösterinin tadını çıkarmaya karar verdiler. Geomchi350, Kraliyet Yolu’nda yüksek seviyeye ve sağlam beceri yeterliliklerine sahipti. Endişelenmeleri gereken tek bir şey vardı.

 

“Bir aylık tuvalet temizliği.”

 

“Günde beş bin saldırı antrenmanı.”

 

Acımasız bir ceza bekliyordu onları!

 

Kapışma, şövalye ve atı ile Geomchi350 ve devasa boğası arasındaydı. İki taraf da rakibinin hareketlerini kavramaya çalışıyor, nefes alış verişini izliyordu! Sonrasında da neredeyse aynı anda boğaları ve atlarıyla ileri atıldılar.

 

“Hadi!”

 

Puhihihing!

 

“Hadi!”

 

Eummeoeoeoeoeo!

 

Birbirlerine saldırdılar ve Geomchi350 de kılıcını kınından hafifçe çıkardı. Şövalye düelloları çok tehlikeliydi. Savunmanın hiçbir önemi yoktu çünkü gelen saldırının üzerinde çok fazla ağırlık oluyordu. Tek yönde koştukları için sadece birbirlerine doğru koşabiliyorlardı. Bu yüzden at sırtında bir düelloya genellikle o anda karar verilirdi. Birbirlerinin yanından geçtikleri anda şövalye yere düşmüş ve ölmüştü.

 

----------------------------------------

 

+Müttefikiniz düelloyu kazandı.

 

+Şöhret, moral ve sadakat arttı.

 

----------------------------------------

 

“…”

 

Polon'un kampında ölümcül bir sessizlik vardı. Weed’in tarafında da herhangi bir zafer çığlığı yoktu.

 

“Sanırım tuvaletleri temizlemeyecek.”

 

“Ben de bulaşıkları yıkatacaktım.”

 

Zafer karşısında hiçbir şaşırma belirtileri yoktu. Kraliyet Yolu’nda Geomchi350'nin kılıç yetenekleri iyice parlamıştı. Sadece antrenman yapmaktansa canavarları avlamak ve kılıç beceri seviyelerini yükseltmek daha iyiydi.

 

Geomchi, sanki tamamen doğalmış gibi 380. level bir Hilal Şövalyesi’ni yenmişti. Geomchiler, karşılarındakinin nefes alıp verişlerinden, gözlerinin ve omuzlarının hafif hareketlerinden nereye saldıracaklarını ve onlara tam olarak nasıl karşılık verebileceklerini anlayabiliyorlardı.

 

“Korkak lideriniz ortaya çıkana kadar savaşacağım.”

 

Geomchi350, Polon'a karşılık vermesi için bağırıyordu. Bu kapışmanın yayınlanacağını bildiği için motivasyonu daha da güçlenmişti.

 

“Küçük kardeşlerim beni görecek.”

 

Küçük erkek kardeşleri de Kraliyet Yolu’nun büyük hayranlarıydı.

 

Ailesinin onu daha iyi bir ışık altında görmesini istiyorlardı.

 

“Benim adım Balmer! Senin sesini keseceğim!”

 

“Benim adım Necker! Benim tarafımdan öldürülme şerefine erişeceksin!”

 

Geomchi350, arka arkaya dört görev daha almış ve hepsini kazanmıştı. Kapışmalar ya kullanıcıların ya da atlarının ölümleriyle sona eriyordu. Üç kişi ölmüş, iki kişi ise hala ölmekle meşguldü. Hilal Şövalyeleri’nden hala bir kazanan çıkamamıştı.

 

Polon, şövalyelerin yenileceklerini düşünmediği için düellolar hakkında hiçbir şey söylememişti. Şimdi ise önemli miktarda güç kaybetmişlerdi ve Hilal Şövalyeleri’nden ölenler olmuştu. Diğer Hilal Şövalyeleri ise düellolarda savaşmayacaklardı.

 

----------------------------------------

 

+Karşı taraf düellodan vazgeçti.

 

+Tüm müttefikler maksimum morale sahiptir savaşın başlangıcında.

 

----------------------------------------

 

Geomchi350; karizma, savaş ruhu, güç, çeviklik ve diğer çeşitli istatistiklerin yanı sıra kılıç ustalığında da artış ve bir hayli ün kazanmıştı. Polon endişeyle bağırdı.

 

“Şimdi savaşma zamanı! Ölümsüzlere karşı yürüyün!”

 

Bu iyi bir başlangıç ​​değildi ama gerçek savaş nihayet başlıyordu. Sadece korucular ve büyücülerle Ölümsüzlere karşı savaşmaya çalışıyorlardı.

 

Büyücüleri ve korucuları kendisiyle birlikte arkaya yerleştirmişti.

 

Weed bağırmasını kullandı.

 

“Ölümsüzler, dinleyin!”

 

Polon ve Hermes Loncası'ndaki diğer kullanıcılar, Weed'in savaşmak için Ölümsüz Lejyonu’ndaki tüm Ölümsüzleri kullanmasını bekliyorlardı. Ama sonra onlara bir darbe vurdu Weed.

 

“Bizim tarafımızda olmayan ruh çağıranlar! Eğer çağrıma cevap vermezseniz hepiniz savaşta yenik düşeceksiniz!”

 

Geomchiler çok yüksek seviyedelerdi ama hepsi yakın dövüş sınıfındandı. Bedenlerinden herhangi biri Hermes Loncası büyücülerinin eline geçerse bu Weed’in aleyhine olurdu.

 

“Balkan’ın bir Ölümsüzü olarak; sizi çağıran babanızın adını onurlandırmalısınız!”

 

Weed'in Aslan Kükremesi tüm kampı kapsıyordu!

 

Bu noktada Hermes Loncası biraz tedirgin olmaya başlamıştı. Durumun kötü bir yere gitmesini istemiyorlardı.

 

“Bana karşı savaşmanız, hem Ölümsüz varlığınızı inkâr etmek, hem de Balkan’ı inkâr etmeniz demektir! Lejyonun yasalarını karanlık yönetir. Beni düşmanınız yaptınız. Balkan için savaşın, öldürün onları!”

 

----------------------------------------

 

+Bağırma kullanıldı.

 

+Bu bağırma, menzil içindeki tüm dost birimlerin moralini %200 arttırdı.

 

+Tüm kafa karışıklıkları ortadan kalktı.

 

+5 dakika boyunca %285 oranında liderlik uygulanacaktır.

 

----------------------------------------

 

Weed, doğrudan Balkan’ın altındaki bir Ölümsüz olma statüsünü kullanıyordu! Herhangi bir büyücünün çok üzerinde bir statüydü bu. Balkan’ın Ölüm Aurası’nın menzilinde bulunan herhangi bir Ölümsüz onun gücünden ve nüfuzundan etkilenirdi. Weed liderliğini bu gücü ve sadakati kötüye kullanmak için öne sürmüştü. Ölüm Şövalyeleri birinci sırada geliyorlardı.

 

“Balkan'ın emirlerine uyulmalıdır.”

 

“Bize sonsuz yaşam bahşeden saygıdeğer efendimiz Balkan’a karşı gelemeyiz.”

 

Ruh çağıranlar Ölümsüz birliklerini çağırmaya çalışıyorlardı ama Weed'in sözleri üzerine koruculara ve büyücülere saldırmaya başlamışlardı.

 

“Bu da ne? Ölümsüzler çıldırmış gibi görünüyorlar!”

 

“Bunları ruh çağıranlar çağırmadı mı?”

 

Korucuların zayıf savunmaları vardı ve yakın mesafeden savaşmaları zordu. Bu yüzden yay kullanmak zorundalardı. Ölümsüzlerin saldırısını önlemek amaçlı olduğu belli olan patlamalar yaşanmıştı. Ancak çok da bir işe yaramıyorlardı. Büyücülerin, büyüleri sayesinde elde ettikleri yüksek saldırı güçleri vardı. Ama bu uzun zaman alıyordu ve sağlıkları ile savunmaları da düşüktü. Bilgeliklerini yükselttikleri için düşük güce sahip olmak gibi bir yan etki yaşıyorlardı. Bu sınıflar Ölümsüz saldırıları karşısında anında ölürlerdi.

 

Polon büyü saldırılarından kaynaklanan patlamalar ve büyücülerin ölümleri arasında neler olduğunu anlayamıyordu.

 

“Çağırılan Ölümsüzler dinlemiyorlar.”

 

“Bu çok saçma! Onun sözleri çağırmaları nasıl değiştirebilir?”

 

“Burası Balkan’ın bölgesi ve onun gücü de Ölümsüzleri kendi tarafında tutuyor.”

 

Ölümsüzleri durdurmak için Hilal Şövalyeleri dalmıştı içeri.

 

Bir büyücünün büyüsü çok değerliydi ve tek bir büyücü bile büyük bir kayıptı.

 

“Ölümsüz kuvvetler, ileri doğru ilerleyin!”

 

Weed, Ölüm Şövalyeleri’nin ve Kıyamet Şövalyeleri’nin gücünü göstermişti. Bu, zamana karşı bir yarıştı. Yeniden örgütlenmeden önce düşmanı kaosa sokmayı ve sonrasında saldırmayı planlıyorlardı.

 

“Olgun olduğu anda yemelisin. Bir darbe vurmak için bu şansı kullan.”

 

Bunu atlatmanın zor olduğunu anlamıştı Weed. Ölümsüz şövalyeleri düşmana tüm hızlarıyla hücum ediyorlardı. Polon'un tarafı çok az savaş tecrübesine sahipti ve Weed'in hareketlerine çabucak cevap veremiyorlardı.

 

Savaş devam ederken savunma düzenlerini hızla terk etmeyi seçmişlerdi. Kötü bir pozisyonda yakalanmışlardı ve hiç verimli hareket edemiyorlardı. Polon emir verdi.

 

“Şövalyeler, büyücüleri ölümsüzlerden koruyun. Korucular, Ölümsüz birlikleri vurmak için oklarınızı kullanın. Verdiğim komutları uygulayın.”

 

Weed, kendisinden daha güçlü birçok düşmanla savaşmıştı ve bu tecrübeyi de amaçlarına ulaşmak için kullanabiliyordu. Tüm birimlere net görevler verilmişti ve bu görevleri sonuç üretmek için kullanıyordu. Polon'un nasıl savaştığını öğrenmişti ve birliklerini buna göre yönetiyordu.

 

“Yaklaşık bu kadar…”

 

Weed; Ölümsüzlerin Polon'un korucularını ve büyücülerini yakalamalarını izliyor ve tahminlerde bulunuyordu. Sahyunglar, Kraliyet Yolu’ndaki bu tür işler için çok uygundu! Hilal Şövalyeleri savaş için seferber edilmedikleri zamanlarda genellikle tüccarlara acımasız baskınlar yapmak için kullanılıyorlardı. Onlar, katil olduklarının işaretlerini taşıyan, çeşitli yüksek seviyeli, kötü şöhretli katillerdi.

 

Cennet Krallığı’na katılmalarına rağmen bile hala katil işaretinin bazı yan etkileri vardı. Ölüm sonrasında birçok eşya düşürüyorlardı mesela. Çok pahalı tam plaka zırhlarını bile düşürebilirlerdi.

 

“Belki Yurin’in ve büyükannemin kışlık montlarını alabilirim... Bir bankaya para yatırmaya başlamak iyi bir şey ne de olsa…”

 

Weed bir tasarruf hesabı açacaktı.

 

#

 

KMC Media ve diğer oyun yayıncılığı istasyonları daha yüksek reytingler almaya devam ediyordu.

 

----------------------------------------

 

+Oyun yayını izleyici kitlesi %80'in üzerine çıktı!

 

+Yayın istasyonlarının yarısından fazlası savaşı yayınlıyor!

 

+Kraliyet Yolu’nda savaştan haberi olmayan bir kişi bulmak çok zor!

 

----------------------------------------

 

Günün en sıcak konusu buydu. Birçok izleyici Weed ve Hermes Loncası arasında bir savaş olacağını düşünüyorlardı. Bu yüzden de beklemeye geçmişlerdi. Reklamcılar, tatmin edici reklamlar için şimdiden yerlerini ayırtmışlardı. Weed'in komutası altındaki Ölümsüzler düzeni bozarak hasar vermişlerdi.

 

Önceleri savaşlar çok uzun sürmüyordu ama şimdi Polon ve birlikleri şaşkına dönmüş gibiydi. Güçleriyle Geomchilerin ezici saldırısını durdurmayı başaramıyorlardı. En iyi sahnelerden biriydi bu.

 

“Onları çabucak öldürelim de çorbamızı içelim.”

 

“Öğrendiğimiz yeni beceriyi kullanalım mı? Bungeomsul!”

 

“Hayatta kalanlar yemek yiyebilir, ölenler ise yiyemez. Elinizden gelenin en iyisini yapın.”

 

Hilal Şövalyeleri cesaretle savaşıyorlardı ama Geomchiler tarafından yakalandıkları anda acımasızca ezilmekten başka çareleri kalmıyordu. Şövalyeler Geomchilerin cephe saldırıları karşısında tamamen yenik düşmüşlerdi.

 

Çok kaotik bir durum vardı ve Geomchilerin savaş yetenekleri Hilal Şövalyeleri’ni hayret içerisinde bırakmıştı.

 

“Bu adamlar neden bu kadar zayıf?”

 

“Önceden öldürdüğümüz Kral Kalamar daha zorluydu.”

 

“Denizde savaştığımız zamana kıyasla bu bir deveyle savaşmaya benziyor.”

 

İzleyiciler Hilal Şövalyeleri’nin kılıç ustalarının karşısında düştüklerini görünce şaşırmışlardı. Birkaç dakika içinde Geomchiler şövalyelerin yarısını öldürmüşlerdi. Şövalyeler; bilgelikleri ve bilgileri çok düşük olduğundan dolayı büyük kalabalıklarla beceriksizce savaşma konusunda çok deneyimlilerdi. Ama yine de düştükleri hızla toparlanmayı başaramamışlardı.

 

Geomchiler de şanslılardı çünkü şövalyelerin beceri yeterlilikleri düşüktü ve hızla çöküyorlardı. Geomchilerin ortalama levelleri, Hilal Şövalyeleri’nin çok gerisinde değildi. Ayrıca çok daha yüksek kılıç becerilerine, savaş ruhuna ve savaş deneyimine sahiplerdi. Onlar, güçlü canavarların ve savaşçıların dolaştıkları en cehenneme benzer yerlerde dolaşan insanlardı! Elbette Weed de olmazsa olmaz bir rol oynuyordu.

 

“O zırh parçası!”

 

Hiç tereddüt etmeden gruptaki üst düzey şövalyeleri seçmişti Weed.

 

“Heriam Eskrimi!”

 

Tek başına savaşmıyordu. Geomchiler sayesinde yalnız olmadığı için savunmaya o kadar da dikkat etmesine gerek yoktu.

 

“Yemek yememi geciktiriyorsun!”

 

Sanki savaşmak için doğmuşlar gibi Hilal Şövalyeleri’ni yarıp geçiyorlardı. Balkan'ın büyüsü sayesinde Weed ile atı çok hızlı ve vahşi şekilde hareket edebiliyordu. Bir canavar gibi göründüğünü söylemek şaka olmazdı. Savaş alanına alışmış güçlü bir savaşçı gibi görünüyordu. Durdurulamaz Kıyamet Şövalyesi görünümü de seyircilerin hafızalarına kazınmıştı. Şövalyeler üzerinde ezici bir üstünlük sağlamıştı Weed. Biraz bekliyor, Ölümsüz kuvvetlerini kontrol ediyordu arada bir. Hilal Şövalyeleri’ni bitiren Geomchiler koruculara saldırmaya gitmişlerdi. Ki bu da kısa süre sonra savaşı bitirecekti. Tarihsel olarak büyücüler ve korucular birlikte kullanıldıklarında çok güçlüydüler. Ancak herhangi bir şey yapamadan anında ortadan kaldırılıvermişlerdi. Tek taraflı bir katliam yaşanıyordu şu anda ve Weed de bunu kolaylaştırıyordu! Polon, tapınağın Ölümsüzlere karşı faydalı olacağını düşünmüştü ama Geomchiler insandı. Geomchiler gibi bir rakibin büyücülere ve koruculara yöneleceğini tahmin edemezlerdi. Polon'un birimleri Geomchilerle savaşmaya çalışsa da Geomchiler tarafından öldürülmüşlerdi. Öldürmeye ve savaşmaya alışmış bir sürü insan vardı Polon’un birliklerinde. Bu yüzden ölmekten korkmuyorlardı. Ancak Geomchiler, birleşseler bile savaşabilecekleri rakipler değildi. Polon ne kadar yüksek seviyelere çıkarsa çıksın Geomchilere karşı bir düelloda veya savaşta asla yeterli olamazdı.

 

“Bu, bulaşıkları temizlemenin ve yıkamanın bedeli.”

 

“Ayrıca yığılmış bir sürü de çamaşır var sahyung.”

 

Weed, savaştan sonra at etini kızartmaya başladığında Geomchilerin yanına gitmişti. Kraliyet Yolu yayıncılarından ve izleyicilerinden mesajlar düşmeye başlamıştı genel mesaj panosuna.

 

+Bu oldukça şaşırtıcıydı.

 

+Bu, bu hafta gördüğüm en havalı şeylerden biri.

 

+Patronum bana kazık atıp işi bırakmaya zorladığından beri depresyondaydım. Ancak şimdi bir kez heyecanlandım.

 

+Televizyonda olanları her hatırladığımda tüylerim diken diken oluyor.

 

Birkaç kişi yayınları izlerken bir sürü şey söylüyordu. Yayın istasyonlarından savaşın düzenlenmiş versiyonunun gün boyunca birkaç kez yeniden yayınlanması için sayısız talep vardı. Hermes Loncası ve diğer prestijli loncaların vahşeti iyi bilindiğinden dolayı daha da fazla izleyici Weed'in tarafını tutmaya başlamıştı.

 

#

 

Başkan Jeong, kızı Seo Yoon'un sağlığı hakkında düzenli olarak raporlar alıyordu.

 

“Hala çok konuşmuyor ama neyse ki çabuk adapte oluyor ve uzun sürmeyecek.”

 

Seo Yoon'un iyileştiğini ve sosyal bir hayata sahip olduğunu duymak Jeong’u memnun etmişti.

 

“Ama o Hyun isimli genç adama biraz yakınlaşıyor.”

 

Başkan Jeong, muhafızlardan onların eve birlikte gittiklerini bile duymuştu. İyi bir ebeveyn olmaya çalıştığı için Seoyoon'un kalbinin tekrar kırılmasını istemiyordu. Tek kızına karşı iyi bir baba olmanın dışında işine ve topluluğuna karşı çok soğuk bir adamdı.

 

“Statüsü iyi olan bir insan olmasını tercih ederdim. Ama o, sıradan bir insan değil mi?”

 

Doktor Cha Eun Hee biraz bakındı ve sonra da Seo Yoon ile ilgili bazı kâğıtlar koydu masaya.

 

“Bildiğiniz gibi Seo Yoon son zamanlarda psikolojik durumunu stabilize etti. Ama eğer bir şeyi zorlarsanız ne olacağını söylemek zor olur.”

 

“Küçük bebeğimin kalbini incitmemenin en büyük önceliği olduğunun farkındayım.”

 

Her ne kadar böyle diyor olsa da öylece oturup bir şey yapmadan duramazdı Başkan Jeong.

 

“Endişenizin farkındayım. Onu iyi bir adamla tanıştırmaya ne dersiniz?”

 

“Öyle mi?”

 

“Başkanım, o adama Seo Yoon ile karşılaşabileceği bir yere gitmesini söyleyebilirsiniz.”

 

“Yani sık sık gittiği bir yer gibi… Güzel!”

 

Yani bu, zorla bir buluşma imkanı sağlamak ve Seo Yoon’un konuşmasını sağlamak içindi.

 

“H grubunun en büyük oğlu son zamanlarda gayet iyi.”

 

Başkan Jeong ve H Grubu'nun yakın bir iş ilişkisi vardı ve erkeklerinin kadınlara iyi bakma konusunda titiz bir yapıya sahip oldukları biliniyordu.

 

“Seo Yoon için yeterince iyi bir adam.”

 

Cha Eun Hee sadece gülümsemekle yetindi.

 

“Seo Yoon'un fikrini değiştirmek o kadar kolay olmayacak...”

 

Doktor, Hyun'un da neden yeterince iyi olduğunun arkasındaki sırrı bilmiyordu. Ama Seo Yoon onunla birlikteyken ışıl ışıl parlıyor ve gülebiliyordu. Ama bu, Seo Yoon'un nadiren gösterdiği ve sadece Lee Hyun'a gösterdiği bir haliydi.

 

“Ama şu anda ilişkileri çok garip.”

 

İlk tanışmalarından bu yana epey zaman geçmişti. Normalde şimdiye kadar el ele tutuşarak yürüyor olmaları lazımdı.

 

“İkisi de aşka yabancı olmalı. Ama hafif bir hareketle daha da ilerleyiverirler, değil mi?”

 

#

 

Polon'un şövalyeler ve korucular birliği tamamen yenilmiş ve sadece 25 kişi zar zor kaçmayı başarmıştı. Büyücüler grubundan ise hiç kimse hayatta kalamamıştı, tamamen yok edilmişlerdi. Geomchiler ve Pale’in grubu sayesinde normalde imkânsız olabilecek bir zaferi, ezici bir üstünlükle elde etmişti Weed.

 

“Eh, şimdi Balkan’ı avlama zamanı.”

 

Artık yapılacak tek şey Ölümsüz Lordu Balkan'ı avlamaktı. Kutsal kılıçla göğsünden bıçaklanarak zayıfladıktan sonra bile hala efsanevi bir canavardı. Weed artık intikamını aldığına göre Morata'dan gelen paladinleri ve rahipleri büyük ölçekli bir av için kullanabilirdi. Tam paladinler ile rahipleri cesaretlendirecekti ki bir ses duydu.

 

“Of… Bu gerçekten harika bir savaştı.”

 

“Nasıl kaçtıklarını gördün mü? Savaş sırasında koşarken yön değiştirmek isterdim.”

 

“Çok güçlüler.”

 

Kıyamet Şövalyesi olarak yaptığı kılıç savaşı sayesinde epey bir övgü ve hayranlık kazanmıştı Weed. Övgülerine devam etmelerini istiyordu! Eğer saçı olsaydı bu övgüler karşısında saçını savurmak isterdi ama ne yazık ki kel bir kafatası vardı.

 

“Keuheum… Heriam Eskrimi sayesinde çok ardışık vuruşlar gerçekleştiriyorum ve bu beceri de kullanılırken çok zarif görünüyor. Birkaç sefer övgüyü hak etmekten zarar gelmez.”

 

Savaşın nasıl gittiğini ve ne kadar güçlü bir savaş olduğunu nasıl tarif edeceklerini bilmiyorlardı.

 

“Oppa orada gerçekten yakışıklı değil miydi?”

 

“Gerçekten harika bir savaştı. Kalan birimlerin her biri tek bir vuruşta birbiri ardına öldürüldü…”

 

O sırada Weed, kadın rahiplerden biri olan Zephyr’den daha fazla övgü duyuyordu. Weed nihayet yalnız olduğu için Zephyr esneyerek gerinmişti.

 

“Bu gerçekten harika bir çene değil mi?”

 

“Evet öyle... Ben de öyle düşünüyorum.”

 

“Arkadaşları kaydetmeye gidelim mi?”

 

Bir süredir kadınlardan övgü duymak Weed için biraz utanç vericiydi.

 

“Hangi adamlar… Onlar gibi savaşır ki?”

 

Erkek paladinlerin de odak noktaları buydu.

 

“Geomchi-nimler… Böyle özgürce savaşmak. Ben de öyle savaşmak istiyorum.”

 

“Ayrıca çok güzel de bir dansçı vardı değil mi?”

 

“Demirden bir savaş sırasındaki dans… O kadar şaşırtıcıydı ki gözlerimi alamadım. O dans sırasında şövalyeler birer birer düştü.”

 

“Bir de çok güzel bir kız vardı. Sesi çok tatlıydı.”

 

Geomchiler, Hwaryung ve Bellotte; paladinlerden büyük ilgi görüyordu. Weed hakkında pek çok hikâye duymuşlardı ama onun arkadaşlarını gördüklerine de şaşırmışlardı. Weed rahat bir halde bunları izleyerek gülüyordu.

 

Savaş sayesinde çeşitli teçhizatlar, tam bir plaka zırh, yüzükler, bilezikler, çizmeler, kolyeler, korucu zırhı ve büyücüler için dört sihirli elbise edinmişti. Ayrıca çeşitli japtem ve altın, gümüş ve bakır vardı. Geomchiler bir sürü üst düzey ekipmana, kılıçlara, zırhlara ve paraya sahipti.

 

“Bu kış ısınma maliyetleri konusunda endişelenmeme gerek yok.”

 

Şu andaki iç huzurunun nedeni buydu.

 

#

 

Weed, Balkan’ı avlamak için hazırlanmaya başladı.

 

“Sahyunglar, savaştan aldığınız kılıçları ve zırhları bana verin. Ölümsüzlerle savaşmaya gelenler, siz de lütfen ekipmanlarınızı bana emanet edin.”

 

Geomchiler, ölümsüz ekipmanları çözerek güçlü silahlara sahip olmuşlardı. Şövalyelerin kalın zırhları kılıçlar için uygun değildi. Ancak içlerine az miktarda mithril karıştırılarak kompozit bir kılıç oluşturabiliyorlardı. Ancak Ölümsüzlerle savaştıktan sonra onu tekrar çözmeleri gerekecekti ve bu da kılıcın gücünü azaltacaktı. Weed bu sorunu çözmek için genel bir kılıç yaratmak amacıyla demirci becerilerini kullanmıştı.

 

“Kılıcı daha iyi mi yapacaksın?”

 

“Kötü bir şey yapmayacağım.”

 

Şüpheli oldukları için silahlarını bırakmakta tereddüt ediyorlardı. Weed'in ünü ne kadar inanılmaz olursa olsun ekipmanlarının değerli olduğunu düşünüyordu paladinler.

 

“Ah, bu eskisinden daha iyi! Hasarı artmış ve artık Ölümsüzlere daha fazla hasar verme seçeneği var. Ancak artık dayanıklılığını onarmak biraz daha zor. Bu yüzden daha pahalı olacak.”

 

Weed; Geomchiler için yeterince silah yaptıktan sonra paladinler de ona güvenmeye karar vermişlerdi. Weed'in demircilik becerileri, ülkedeki herkesin saygısını kazanacak kadar yüksekti.

 

'Keşke bir bakabilseydim…’

 

Ne zaman iyi bir kılıç görse salyaları akıyordu Weed’in. Ama kendi kılıcından daha iyi olup olmadığını bilmiyordu. Mapan’ı beklerken ekipmanı dönüştürdü.

 

“Vakit gelmek üzeredir…”

 

Mapan rahipler ve paladinlerin yanı sıra bir de bir sürü farklı malzemeyle gelmişti Morata’dan. Helyumu büyük fırının içine doğru eritti. Savaştan sonraki boş zamanlarında da helyumu çözmüş ve bir kalıp oluşturmuştu. Bu, Tanrı'nın gözyaşlarıydı. Balkan ile savaşmaya hazırlanıyorken, büyük şömine sayesinde helyumun ilahi gücünün mana kaynağını tam bir heykele dönüşecek şekilde eritmişti.

 

...

 

Tekrardan merhaba dostlar. Yaklaşık 6-7 gündür bölüm atmıyordum, atamıyordum daha doğrusu. Kişisel hayatımda bir problem vardı ve onun sıkıntısıyla uğraşıyordum. Tam olarak çözüldü diyemem, ancak bir şekilde kafamı toplayıp bölüm atmaya geri dönmem gerekiyordu artık. Burası profesyonel bir mecra ve benim de buna göre hareket etmem gerekiyor. Bundan sonrası için elimden geldiğince aksatmamaya çalışacağım. Bu gecikme için de kusura bakmayın lütfen, özür dilerim. Eski tempomuzla devam edeceğiz inşallah. Okumaya devam!

 

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44322 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr