Hermes Loncasının bir süreliğine tüm vaktini Haven Krallığını yönetmeye devam etmeye ayırmaktan başka şansı yoktu.
Kallamore Krallığı civarındaki isyanların sonu gelmezken savaşta kullanılacak materyalleri tedarik etmeye mecburlardı. Bazı köylerde ağır vergilerden kaynaklanan ayaklanmalar da yaşanıyordu. Yakın zamanda ateşkes sağlanamazsa savaşın közleri etrafa yayılacaktı.
Hermes Loncası olası her duruma karşı önlemlerini almış, hazırlığını yapmış durumdaydı. Ele geçirdikleri topraklarda istikrar sağlamak ve isyancıları mağlup etmek adına aktif olarak birliklerini yönlendiriyorlardı.
Yönetimdeki liderlerin çalışmaları ile lonca üzerinde katıksız bir kontrole sahip olan Bard Ray ise tüm bunları uzaktan izliyordu.
“Nihayet ne zamandır ertelediğim şeyin zamanı geldi.”
Haven Krallığının başkentindeki Kara Şövalye Loncasını ziyaret etmekte karar kılmıştı.
Kara Şövalye ve Hermes Loncalarından bir grup, kalabalık bir ortamda takılmaktaydı. Bard Ray’in Kraliyet Muhafızlarıyla birlikte belirmesiyle birlikte ise ortama ölümcül bir sessizlik çöktü.
Haven Krallığının Kralı, kıtanın en güçlü ferdi.
Hem otorite hem de güç timsali Bard Ray. Onun varlığında her iki tarafa düşen de kenara çekilmekti.
Bard Ray, eğitmene yanaşarak konuya girdi.
“Tüm düşmanlarıma diz çöktürmek ve adaleti sağlamak için Kılıcın Yolunu kullanmak istiyorum.”
Onu işitenlerden çıt çıkmıyordu.
‘Mesleğinin Üstatlık Görevine mi başlayacak?’
‘Bard Ray bir Kara Şövalye Üstadı olmaya yeltenen ilk kişi!’
Eğitmen, Bard Ray’e şöyle bir bakarak yavaşça ağzını açtı.
“Yüce kılıcın yolunu öğrenmek isteyen bir Kral ve bir Şövalye olarak öncelikle bir görevi tamamlaman gerekiyor. Kalabalık bir canavar grubunun Evoque Şehrine doğru ilerlediği rivayet ediliyor. O canavarların önünü keser ve gazi Kuhlra’yı ziyaret edersen o sana Kara Şövalyeliğin yollarını öğretecektir.”
Evoque, herhangi bir krallığa bağlı olmayan küçük bir dağ köyüydü.
Oradaki bir canavar istilasını bastırmaksa Bard Ray’e verilen ilk görevdi!
‘Çok zor olmasa gerek.’
Bir Şövalye, mesleki yeteneklerine odaklanırken mızrak veya kılıcı seçebilirdi.
Bard Ray de kılıcı seçmiş ve şu an için İleri Düzey 7. Seviyede takılmıştı.
Seviyesi 480’i bulmuş ve fazlasıyla yıkıcı bir savaş becerisine erişmiş olsa da yalnızca avlanmakla temel kılıç yeteneklerini pek geliştirememişti. Başka bir deyişle, temel yetenekleri fazla ilerleme gösterememişti.
Yine de başka insanlara kıyasla yavaş olmadığı kesindi.
Öte yandan Geomchilerin kılıç ustalığı çok hızlı ilerlemişti, çünkü onlar yalnızca temel kılıç yetenekleriyle avlanmaya odaklanmıştı.
“Evoque köyüne gidiyoruz.”
Bard Ray, bu görev doğrultusunda Kraliyet Muhafızları ve Hermes Loncasının askeri gücünü peşine takarak Evoque Köyüne geçti.
“Köye bir baskın düzenleyelim. Keee.”
“Uhihi. Herkese ölüüüm!”
“İnsanlardan intikamımızı alalım!”
Ancak 3,000’i aşkın canavar da Evoque Köyüne akın etmiş durumdaydı.
“Ha, nasıl ya?”
“Öldük biz. Canavarlar hepimizi gebertecek.”
Vatandaşlar tam bir panik halindeydi.
Versailles Kıtasının durumu hesaba katılınca herhangi bir soluklanmaya yer yoktu; canavar baskınlarıyla birlikte yeni köyler ortadan kayboluyordu. Ve herhangi bir krallıktan destek alınamaması demek, köy halkını toplu bir katliam bekliyor demekti.
“Biz icaplarına bakarız.”
“Hayır. Bu benim görevim. Siz burada kalıp köyü savunun.”
“Emredersiniz!”
Böylece Bard Ray, Kraliyet Muhafızlarını ve ordusunu köyde bıraktı. Evoque Köyü çoktan zapt edilemez bir kaleye dönüşmüştü bile.
Bard Ray, yayın istasyonlarındaki yetkililerin yanı sıra oyuncuların da hayranlığını kazanmış, ortama akın eden gözlemcilerin sayısı had safhaya ulaşmıştı.
Bard Ray, kendisine kara büyülerle saldıran canavarların karşısında kılıcını çekti.
Ve kulağına bir fısıltı ulaştı.
–Kuhlra’nın yerini tespit ettik bile.
Hermes Loncasının istihbarat grubu fark edilmeden oradan oraya koşturmakla meşguldü.
Bard Ray’inse ilk görevinde canavarlarla yüzleşirken yalnız olması gerekiyordu. Elbette ki ihtiyaç duyarsa Kraliyet Muhafızlarını saniyesinde harekete geçirebilirdi.
Bu esnada Bard Ray’in Üstatlık Görevine koyulduğu haberi çoktan internete düşmüş ve yayılmaya başlamıştı.
***
Weed Montvertruria’da huzur içerisinde zindan keşfedip heykel yaparken kıtada başka bir vukuat daha gerçekleşmekteydi.
Mekan, Ork Kalesi Bursilia’ydı!
Ork Lordu Paracwhi’nin heykelinin tamamlanışıyla büyük bir değişimin temelleri atılmıştı.
“Chwichichis, bugün de akşamı ettik.”
“Hadi gidip yatalım, chwiiik!”
Dişi ve erkek Orklardan oluşan çiftler ortadan kaybolup geceyi kamplarında geçiriyordu ve çok geçmeden tatlı mı tatlı Orklar dünyaya gelmeye başlamıştı!
Ork Kalesi Bursilia’daki genç Ork nüfusunda muazzam bir patlama söz konusuydu.
“Chwiiik. Ben de Parachwi gibi görkemli bir Ork olacağım. Chwichiik!”
“İnsanlar o kadar da iğrenç değil aslında, chwis. Bizim de onlardan öğreneceğimiz şeyler var. Chwiichwiig.”
“Heykeller de hoş ya, chwichichis. Bir sürü heykelimiz olmalı.”
Genç Orklar doğuyordu!
Ve karakteristik doğurganlık oranları neticesinde Orkların sayısı katlanarak artıyordu. Canavarlarla çarpışmak adına hızla geliştikleri için de Bursilia sakinleri güneye doğru yayılmaya devam ediyordu.
Bu yayılış esnasında pek çok Ork can verse de arkalarından daha niceleri dünyaya geliyordu.
Yiyecek ve altın bulan Orklar, başta heykeller olmak üzere kültürel öğelere ilgi duymaya ve onları istiflemeye başlıyordu. Sanatın etkisiyle Bilgi düzeyleri giderek artıyor, ticaret gelişiyor ve kapsam kazanıyordu.
“30 altından 7 pala ha, chwik! Ve 25 altından 2 de kemer? Chwichit! Öyleyse borcun 450 altın.”
“Bu kadar ucuza bıraktığın için teşekkürler, chwiik!”
Orklar arasında aktif olarak ticaret gerçekleşiyordu.
Tabii açgözlü Orklar için fiyat hesabı epey karmaşık bir işti ve zaman zaman pahalıya kaçmaya meyilli oluyorlardı. Bu nedenle ödedikleri en makul fiyat, öğe başına 1 altındı.
Ork Lordu Bulcwhi, sırtlarında koca çuvallar taşıyan iri yarı Orklarla birlikteydi.
“Hoşça kalın, chwichis.”
“Chwiik, sonra görüşürüz.”
Orklar, meydanda toplaşmış vedalaşıyordu.
Tam 150,000 Ork bir aradaydı!
Yeni bir yerleşke bulmak için yola koyulmaları gerekiyordu.
“Karichwi’ye gidin, chwichichiik!”
“Orada leziz yemekler ve sıcak yataklar olacak mı, chwiik!”
“E herhalde, chwichiiig. O yüzden Karichwi’ye gitmeniz lazım ya zaten, chwik!”
Görevinde başarılı olan Weed’in elde ettiği katkı puanları şimdiden 250,000’i aşkın Orka hükmedebileceği düzeyi aşmıştı.
Orklarla aşinalığı da Kardeşlik düzeyine ulaşmıştı.
O bir dolu obur Orka bakmayı içeren bu ödülü reddetse de bu Orklar Weed’i seçmişti.
“Karicwhi bizi gördüğüne çok sevinecek, chwichik!”
“Chwiik, bir an önce onunla buluşmak istiyorum.”
Tüm bu Orklar, Bursillia Meydanından yola koyulmuştu.
Ve çuvallarında pek çok yemek olsa da Morata’ya ulaşıncaya dek karınlarının epey acıkacağı kesindi.
***
Weed, bir yandan yoldaşlarıyla avlanırken bir yandan da çok sayıda seramik yapmış, Oymacılıkta İleri Düzey 8. Seviye %43.8’e ulaşmıştı.
Tecrübe edindikçe zıt kalınlıklarla irili ufaklı çeşit çeşit seramik yapmıştı. Ve zaman içerisinde, ürettiklerinin sayısı arttıkça kaliteleri de artmış, dikkat çekici bir hal almıştı.
Şimdiden Kralların ve Soyluların imreneceği, herkesin yaptığı seramiklerden 1-2 tane isteyeceği düzeye gelmişti. Üstüne üstlük Ay Işığı Oymacılığından da bir miktar faydalanıp seramiklerine ay ışığı katmıştı.
“Bu sefer sırı ben yapacağım.”
Yurin de bu işle uğraşıyor ve seramikleri sırlayıp boyama görevlerini üstleniyordu.
– Üstat Oymacı Weed’in elinden çıkmış bir seramiği boyadınız.
– Bir Ressam olarak şöhretiniz arttı.
Yurin’in Ressamlık yeteneği hızla yükseliyor ve bundan da öte, Şöhretinde muazzam bir artış oluyordu. Bunu yalnızca Weed’le yaptığı iş birliğine borçluydu; neticede bu, çaylak sanatçılar için büyük bir başarıydı. Ayrıca çeşitli renklere bürünen seramikler lüks birer nesne olarak katbekat daha değerli hale geliyordu.
Ki Weed’in yaptığı seramikler zaten başlı başına tatmin ediciydi.
“Bu işle cidden parayı kırabilirim!”
Weed’in yaratmış olduğu bu zarif ve büyüleyici, özel seramik türü harikuladeydi. Seramiğin en saf hali bile pürüzsüzlük ve doğallık timsaliydi.
“Heyecan verici görünüyor. Bana da öğretsene lütfen.”
“İzleyerek öğrenemez misin?”
Yoldaşları seramikleri izlerken Weed çömlek yapımıyla ilgili bir anlatım yapıyordu.
Piramitleri yaptığı sıralarda zerre kadar ilgilerini çekmiyormuşçasına şöyle bir bakmakla yetinmişlerdi. Çömlek yaparken yaydığı havaysa basit ve hoştu.
“Bana biraz yardım lazım.”
Bu süreçte Hwaryeong, fiziksel temasla sonuçlanabilecek fırsatları kolluyordu.
‘Boş vakitlerimi bu zımbırtıyı öğrenerek geçirirsem kadınların gözünde popülerlik kazanırım. Hem Yurin de er geç çömlekçiliği öğrenmek için bize katılacaktır.’
Zephyr, çömlekçilik sürecini çapkınlık alışkanlıklarını bir kenara atmadan yürütüyordu.
‘Seramik işinde para var.’
Mapan’ı motive eden şeyse her zamanki gibi açgözlülük ve paraydı.
‘Bunu Maylon’a hediye edeceğim.’
‘Bunu Pale için yapmak istiyorum.’
Weed’in avlanıp seramik yaptığı bu zamanlar, oldukça keyifli ve eğlenceliydi.
“Dokunurken kuvvet uygulama, hissetmeye çalış.”
“Böyle mi? Yanlış yapıyor da olabilirim. Weed, elimi sen bastırsana, bu hissi öğrenmemde yardımı dokunabilirmiş gibime geliyor.”
Weed ve Hwaryeong çömlek yaparken Seoyoon, belli bir mesafeden onları izliyordu.
O da çömlek yapmayı öğrenmiş ve belki de keskin gözleri sayesinde kolaylıkla ince ağızlı bir vazo yapabilmişti.
Hwaryeong’un hala Weed’in yardımına ihtiyaç duyma sebebi çömlekçilikte kötü oluşu muydu, yoksa bunu bahane mi ediyordu kısmıysa herkesçe muammaydı.
“……”
Seoyoon, ayaklanarak zindanın derinliklerine yöneldi.
Ve takım arkadaşları seramik yapmakla uğraştıkları ve de kızın şöyle bir soluklanıp döneceğini düşündükleri için hiçbiri peşinden gitmedi.
Seoyoon da zindanda ilerledikçe ilerledi.
“Kihihihis, sende para çok gibi.”
“Neyin var neyin yoksa çalacağım.”
Derken mezar soyguncuları ortaya çıkarak Seoyoon’a musallat olmaya başladı.
.
Krrung.
“Kkuek!”
“Bağışla beni lütfen.”
“Aaahhh!”
Elbette ki ortaya bir soyguncu katliamı çıktı!
Seoyoon genellikle diğerlerine de tecrübe bırakmak ve gelişmelerini sağlamak için yeteneklerinden tam anlamıyla faydalanmazdı.
Ama şu anda adım attığı zindanda bir Berserker’in gerçek gücünü gözler önüne sermekteydi.
“Kkhahaha, hazine bulamadım ama onun yerine ne buldum bakın!”
“Bu geceki içki paralarımız çıktı anlaşılan… Kkweeeeg!”
***
---------------------------------------------------
Vulcan’ın Mührü
Vulcan’ın Mührünü ilk keşfeden kişi oldunuz.
Faydalar: Şöhret 1298 arttı.
Bir hafta boyunca toplanan tecrübe ve gerçekleşen öğe düşüşü iki kat olacak.
Öldürülen ilk canavar mümkün olan en iyi öğeyi düşürecek.
---------------------------------------------------
Mağaraların son zindanını da bulmuşlardı!
Vulcan’ın Mührü, iblislerin barındığı bir mekandı. Sıradan canavarların seviyesi bile 500leri buluyordu. Ve bazı bölgelerde patron canavarlar da vardı.
“Ahh, gerçekten burada avlanabilir miyiz ki?”
“Bir tanesini çekip bir deneyelim. Torido, işe koyul.”
Weed, Seoyoon ve çağırdıkları Torido ile Van Hawk’un varlığına rağmen epey zorlu bir av olacaktı. Irene’in ilahi gücü az buz olmasa da Koruyucu Vulcan’ların doğurduğu hasar bir hayli yüksekti ve bu da görevi iyice riskli hale getiriyordu.
Zindanın derinliklerine ilerledikçe karşılarına daha çok Koruyucu Vulcan çıkıyordu, derken bir noktada risk almadan ilerlemek imkansız hale geldi.
“Sanırım artık durma vakti.”
Weed bu sözleri pişmanlıkla dile getirse de diğerleri onay verirken pek mutluydu.
Weed’le takıldıkları her seferde güçlü canavarları avlasalar da onunla olmak her daim işlerin daha kolay, daha hızlı ilerlemesini sağlıyordu.
Yine de içten içe tek bir tanesi bile Vulcan’ın İblisleriyle dolu zindanlarda avlanmayı istemiyordu.
“Cüce Deposu Bölgesine geri dönelim öyleyse.”
2 kat tecrübe ve öğe düşüşünün süresi dolmuş olsa da fena bir bölge olmadığı için grup, ava orada devam etti.
Ancak mezar soyguncularının ardı arkası kesilmezken keşfedebildikleri tek şey cüce sandıklarıydı. Onlardan da Maceracı, Kazıcı ve Profesyonel Hırsız öğeleri çıkıyordu. Ara ara avlandıkları seviyeye kıyasla oldukça iyi büyülü ekipmanlar buldukları da oluyordu.
“Neyse, ben bir süre görevimle ilgileneyim en iyisi.”
“Tamamdır. Sonra görüşürüz.”
Böylece Weed, Oymacılık Üstatlığı Göreviyle ilgili raporunu vermek için Yurin’in yardımıyla Bursilia’ya yöneldi.
***
“Chwiik. Şarkı yalnızca Orklar arasında aktarılmış ve sadece dört ırkın bir mağarada bir arada yaşadığından bahsediyor.”
“Peki madem. Chwichiiig. Karichwi, senin sözüne inanacağım öyleyse.”
Görev, Ork Lordu Bulchwi’ye rapor edilmişti.
*Ttring!*
---------------------------------------------------
Dört Irkın Sığınağı görevini tamamladınız.
Orkların şarkısı aracılığıyla dört ırkın bir arada yaşadığı mağarayı buldunuz. Artık ayrılmış olan ırklar iyi anlaşmakla anlaşmazlıklar yaşamak arasında gidip gelse de büyük bir kriz yaşandığı takdirde bir zamanlar sahip oldukları dostluk bağı yeniden kurulabilir.
Görev Ödülü: Dört ırkla daha derin bağlar kuruldu.
Yapacağınız her önemli seçim, tüm ırkları bir şekilde etkileyecek.
Tarihsel bilgiler edindiniz.
Bu özel deneyim neticesinde Zeka ve Bilgi 2 arttı.
---------------------------------------------------
‘Oymacılık Üstatlığı Görevinin amacı, dört ırk arasında sağlam bir düzen yaratmak.’
İşte böylece Weed nihayet görevinin bir adımını daha tamamlamış oldu.
Ork Karacwhi’ye dönüşüp Bursilia’ya geldiğinde gördüğü üzere sokaklar bir hayli değişmişti. Etraftaki Ork sayısı düzenli bir şekilde artarken Parachwi heykeli Orklar için kıymetli bir hazine halini almıştı.
‘Orkların doğum oranı gerçekten korkutucu.’
Üstelik henüz Morata’ya yönelmiş olan 150,000 Orktan haberi yoktu!
Bulchwi’den yiğitçe bir ses yükseldi.
“Karichwi, Oymacılıkla ilgilenen genç Orkların sayısı arttı, Chwiiig. Bir işe yaramayacak olsa da onlara heykel yapmayı öğretebilir misin sence? Chwis.”
*Ttring!*
---------------------------------------------------
Orkların Oymacılık Üstadı
Orklar an itibarıyla sanata susamış durumda. Son derece unutkan ve açgözlü olan Orklara heykel yapmayı öğretmelisiniz.
Zorluk: Oymacılık Üstatlığı Görevi
Görev Kısıtlamaları: İleri Düzey 8. Seviye ve üzeri Oymacılık gerekli.
Orklar, kendi güçleri ile sanatsal değeri 70’i aşan eserler üretmeli ve eserlerin sayısı 50’yi geçmeli.
Orklarla yakın bir ilişki içerisinde olmalısınız.
---------------------------------------------------
“Onları eğiteceğim, Chwichichichichichis.”
– Görevi kabul ettiniz.
“Ne zaman başlayabilirsin, chwiiig?”
“Hemen şu anda başlayabiliriz. Chwis.”
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..