“Bu noktada buna katlanmam gerekiyor.”
Bard Ray, görevi sırasında ışınlanarak bir savaş alanının ortasına gönderilmişti.
Savaş, Versailles Kıtası tarihinde yer alan Kelton ve Mapon Krallıkları arasındaydı!
Ve an itibarıyla Bard Ray’in üzerinde Kelton Krallığının zırhı vardı.
“Fena değil. Bu tarz savaşlara varım…”
Diyen Bard Ray, kılıcını çekti.
Mapon Krallığı askerleri toprakta yankılanan nal sesleri eşliğinde at üstünde ilerliyordu. Yükselen toz bulutları ve çıkardıkları uzatmalı borazan sesleri de savaşa yönelik bir heyecan ve korku duymalarına yol açıyordu.
“Biçin şu herifleri!”
“Kelton Krallığı, karşı saldırıya geçelim ve yitirdiğimiz toprakları geri alalım.”
Bard Ray bu emirle kılıcını yere sapladı.
“Kılıç Uyanışı.”
- Kılıcın potansiyeli güce dönüştürüldü.
- Dayanıklılık hızla düşse de yetenek etkileri ve verilen hasar %68 artacak.
Bard Ray’in hiçbir şekilde kırılamayacak bir kılıç opsiyonu olduğu için dayanıklılıktaki düşüşü dert etmesine lüzum yoktu.
“Güçlü İrade.”
- Savaş esnasında ekipmanların aldığı hasara bağlı gerçekleşen fiziksel kötüleşme engellendi.
- Kafa karışıklığı, felç ve yetenek kullanımı başarısızlıkları bastırıldı.
“Kara Şövalye Darbesi.”
- İlk saldırı ve art arda gerçekleştirilen her 10 başarılı saldırı, geniş menzilli ölümcül bir yeteneği aktive edecek.
“Dalun Hana Kılıcı gelsin.”
Emriyle Bard Ray’in etrafında Manadan oluşan yarı saydam bir kılıç belirdi.
- Yetenek seviyeniz doğrultusunda mana saniye başına 70 azalacak.
Dalun Hana Kılıcı başlı başına ofansif ve defansif bir hamleydi. Okları ve menzilli büyü saldırılarını savuşturabilirdi.
Bard Ray bir Gizli Kılıç Tekniği kullanmıştı. Tek başına bu bile oyuncuları fazlasıyla heyecanlandıran, şok edici bir olaydı.
Kıtada Gizli Kılıç Tekniklerini kullanan birkaç kişi olsa da üstatları, bu teknikleri öğretme konusunda çok seçiciydi.
Bu gerçek az çok biliniyor olsa da Gizli Kılıç Tekniğinin kullanıcısı Bard Ray olduğu takdirde tekniğin gücü, Bard Ray’in ekipmanları ve seviyesi sayesinde adamakıllı gözler önüne serilebilecekti.
“Yalnızca bu adamlarla baş edebilmek için.”
Kraliyet Yolunun “Generali” olarak anılan Bard Ray artık işini bitirmiş, savaşmaya hazırdı.
Saldıran taraf Mapon Krallığı askerleri olsa da bu durum kısa süre içerisinde değişecekmiş gibi görünüyordu.
***
“Bu nasıl bir abartı böyle!”
“Bard Ray askerlerin kökünü kazıyor şu an.”
“Şu görünüşe, şu güce kudrete baksanıza! Bard Ray izleyicilere tam da görmek istedikleri şeyi gösteriyor.”
Bütün kanal sunucuları, tasvirleriyle ortalığı kızıştırıyordu.
Bard Ray’in saldırı yeteneklerinin ortaya çıkıp yıkıcı bir güç sergilediği her seferde hayret nidaları işitiliyordu.
Askerler öldürülüyor, şövalyeler bile Bard Ray’in kılıcını birkaç kez savuruşuyla griye dönüyordu.
Mapon Krallığı ordusu, tek kişilik dev kadro Bard Ray tarafından yerle yeksan ediliyordu.
“Evet, anlaşılan siz izleyicilere verecek büyük bir haberimiz varmış.”
Diyen Oh Joo Wan, mesajı iletti.
Bu mesaj yalnızca KMC Medyaya değil, eşzamanlı olarak tüm kanallara ulaşmıştı.
“Unicorn Şirketinin yaklaşık 3 dakika önce duyurduğu üzere şu anda 27 kişi Mesleki Üstatlık Görevi ile meşgulmüş.”
“O kadar çok kişi mi?”
“Evet. Ve pek çoğu da bunu gizli kapaklı yapıyormuş.”
Versailles Kıtasının en iyi oyuncularının bir kısmı kasıtlı olarak bilgilerini açıklamıyordu, çünkü bazı durumlarda anlaşmazlıklara bağlı olarak sıralamalarda düşüşler gerçekleşiyordu.
Mesleki Üstatlık Görevlerini sürdüren oyuncular da başlarına bela almamak ve işlerine çomak sokulmasını önlemek adına bu işi gizlice yapıyordu.
Karanlık Oyuncular ve yüksek seviyeli münzevi tiplerden bahsetmeyeyse gerek dahi yoktu.
“Bu Unicorn Şirketi personeli tarafından açıklanmış bir bilgi, neticede Mesleki Üstatlık Görevlerinin doğası gereği görevler birbiriyle çakışmıyor ya da örtüşmüyor. Elbette ki bu görevleri yürüten kişilerin kimliğini gizli tutmaya özen gösteriyorlar. Ama bu görevleri tek başına yürüten 5 kişi olduğu söyleniyor.”
“Weed ve Bard Ray dışındakilerin kimlikleri hakkında bir ipucu var mı peki?”
“Mesleki Üstatlık Görevini yapanlar arasından bir ismi açıklamak üzereyim. Ünlü bir loncada aktif olan birini biliyorum. İzleyicilerimizin bir kısmı bahsettiğim kişiyi, yani Maceraperest Chase’i tanıyor olabilir.”
“Vaay! Chase-nim Mesleki Üstatlık Görevini yapıyor demek! Nedense son zamanlarda ismi tavernalarda pek sık anılmıyordu.”
“Özel keşifleri ve tamamlaması gereken görevlerle sohbet konusu olan ve sık sık gelişme gösteren bir maceraperestti. Mesleğiyle ilgilenmesi ve o mesleğin doğası gereği kıtanın ünlü şehirlerinde bile kolay kolay göze çarpmıyordu.”
Chase, bir zamanlar Şeref Listesinde oldukça aktifti.
Yıkıntılarda aktif bir rol oynayanların sayısı bir elin parmaklarını geçmese de tüm bunlar büyük bir macera olarak adlandırılacak düzeydeydi.
Shin Hye-min, izleyicilerin tepkilerini kontrol etmek adına bir süre monitöre baktıktan sonra konuşmanın devamını getirdi.
“Öyleyse yeniden Unicorn Şirketinin duyurusuna dönelim. Bay Oh Joo Wan, açığa çıkartılacak başka bir hikaye var mı?”
“Evet, var. Bu bilgi şu anda Mesleki Üstatlık Görevi yapanların işine yarayacaktır diye düşünüyorum.”
“Bunu deneyen ilk oyuncular olarak karşılaşacakları pek çok zorluk olmalı. Onlara az da olsa yardımımızın dokunması beni mutlu eder. Peki neymiş bu bilgi?”
“Unicorn Şirketinin işletme politikası gereği detaylı materyal henüz açığa çıkmış değil. Yani izleyiciler bunu kendileri keşfetmek durumunda. Ancak her bir Mesleki Üstatlık Görevinin 12 ila 20 aşamadan oluştuğu söyleniyor.”
Bunu duyan Shin Hye-min’in büyüleyici yüzüne her an ağlayabilirmiş gibi bir ifade yerleşti.
“Hadi canım! Ne uzun bir süreçmiş, sersemledim resmen.”
“Ama pek çok aşaması olsa da görevler kolayca ilerleyebiliyor ve işler düşündüğümüzden daha hızlı gelişiyormuş. Bir de mesleğe ve görev içeriğine bağlı olarak daha uzun sürebiliyormuş.”
“Öyleyse nasıl bir dezavantaj söz konusu olabilir?”
“Görevler mesleklerin özelliklerine bağlı olduğuna göre farklı görevler almanın pek yardımı dokunmayacaktır. Ayrıca Unicorn Şirketinin Üstatlık Göreviyle bağlantılı önemli bir paylaşımı daha oldu…..”
“Neymiş, neymiş?”
“Aslında reklamlardan sonra paylaşacaktım. Ama anlaşılan Shin Hye-min Hanım bile bir an önce öğrenmek istiyormuş. Eh, Mesleki Üstatlık Görevi ilerledikçe mesleklere dair gizli yeteneklerin tamamı bir noktada edinilebiliyormuş. Bunun yanı sıra ikinci yarıda bu gizlerle ilgili görevler veriliyormuş.”
“Vaaay! Öyleyse ben de bir an önce Koruculuk Üstatlığı Görevimi yapmak isterim.”
“Ben de aynı durumdayım. Ama maalesef mesleki yeteneklerim henüz yeterli düzeyde değil. Mesleki Üstatlık Görevine başlayacak olanlar için bir not düşeyim: Savaşçı sınıflar için İleri Düzey 6. Seviye, Macera sınıfları için İleri Düzey 7. Seviye, Sanat ve Üretim sınıfları içinse İleri Düzey 8. Seviye gerekli.”
“Savaş sınıfları biraz avantajlı gibi?”
“Göreve ilk onlar başlayabilecek olsa da mesleki yeteneklerinde tamamen uzmanlaşmaları gerekecek, yani ben bunu pek de avantaj olarak görmüyorum. Aksine bu işe girişmek ama yeterince yetenekli olmamak ve erken başlayayım derken görev sırasında ölmek, yetenek yetkinliğini hatırı sayılır ölçüde düşürecektir.”
“Mesleki yeteneklerinde uzmanlaşmaya çalışırken ölmen gerçekten kalbimi kırardı.”
Unicorn Şirketinin verdiği bilgilerin etkisini analiz etmek adına kasıtlı bir araya ihtiyaçları vardı.
Ve sohbet panolarındaki izleyiciler çoktan galeyana gelmişti.
– Meslek Üstatlığı, ha. O 27’nin içerisinde kimler var acaba? Ah, keşke ben de onlardan biri olsaydım. Kraliyet Yoluna bağlandığımda yemekle öyle meşgul oluyorum ki benim geliştirdiğim tek şey göbek yağlarım.
– Arka planda kıyasıya bir rekabet olacak.
– Bu Mesleki Üstatlık Görevi meselesi öncesinde konuşacak pek bir şeyim olmamıştı aslında. Weed’le ilgili haberlerse nitelikli kişiler ortaya çıkıp konuşmaya başlamadan önce yayılmıştı zaten.
– Ama belki de en öndekiler Weed ve Bard Ray’dir. İlk üstat onlardan biri olacaktır.
– Chase-nim’i yok mu sayacağız? Chase’in maceraları ne kadar harikaydı, hatırlasanıza.
– Chase-nim dünyanın en seçkin kazıcısı.
– Bu bir sorun teşkil etmiyor ki. Mesleki Üstatlık Görevinde Gizli Teknikleri tek tek elde etmeleri gerekiyor zaten.
– Çoktan bir Gizli Kılıç Tekniğine sahip olan Bard Ray bir yetenek daha elde ederse daha da harika olacaktır.
– Aynen öyle. Şu anda hiç olmadığı kadar güçlü.
– Mesleki Üstatlık Görevlerinde bu teknikleri edinirken bir de görev tamamen sonlandığında farklı bir ödül almaları abartı olmaz mı?
– Nasıl bir ödül olur acaba?
– Mesleki yeteneklerde uzmanlaşmak çok zor değil aslında. Gerçi orta düzey ve ötesinde tek bir adım yükselmek bile çok uzun sürüyor. Bu dikkate alınınca bir ödül olur herhalde…. Hiç bilemiyorum ya.
Yeni gelişmeler Kraliyet Yolunun zirvesindeki oyuncular arasında gerçek bir kargaşa yaratmıştı.
***
“Bayağı iyi.”
“Bence de öyle, Üstat.”
“Biz neden bu kadar harika olamıyoruz ki?”
Geomchiler Vargo Kalesindeydi. Ganimetlerinden kurtulmuş, tavernada bir şeyler yiyerek dinleniyorlardı.
Bir yandan da kristal küreden Bard Ray’in mücadelelerini içeren bir video izliyorlardı.
“O herifin tekniği muazzam.”
“Menzilli saldırılar konusunda oldukça başarılı.”
“Saldırısı rakiplerinin omuzlarına ulaşıyor ve onları içeriden iterek fırlatıyor. Bir kez olsun geri adım atmaya ihtiyaç duymuyor.”
“Ama bacağı kaskatı. Biraz daha hareket ettirse yetenek etkisi ve defans konusunda daha avantajlı olmaz mıydı?”
“En iyi hamle yalnızca 25 metre sağa kayıp savaşırken kuşatma silahını da parçalaması olurdu bence.”
Bard Ray muazzam bir askeri güç sergiliyor ve bedenine yağan oklar konusunda aktif bir rol oynuyordu. Eğitmenlerse Bard Ray’in bir sonraki hamlesini düşünmekle meşgul şekilde dillerini şaklatıyorlardı.
Bard Ray canavarlarla ve teke tek dövüşüyor olsaydı bu kadar kusur bulamazlardı. Ama karmaşık bir savaş alanındaki durumu değerlendirdikleri için bu mühim hatalar göze çarpıyordu.
“Bard Ray’in mücadele yeteneği gerçekten büyüleyici. Sözde saldırıya geçen taraf olan Mapon Krallığı askerleri dehşete düşmüş görünüyor.”
“Kırbacını askerlere doğru sallayan bir Mapon Krallığı komutanı gibi. Görünüşe göre saldırıları Bard Ray’in karşısında işe yaramıyor.”
“Haberlere göre Bard Ray’in öldürdüğü asker sayısı 300’ü geçmiş bile!”
Eğitmen ve öğrenci Geomchiler, bira içip tavuk kanadı yiyerek kristal küreyi izlemeye devam ediyordu.
“Biz sadece canavarlarla dövüşüyoruz ve gerçekten çok sıkıcı oluyor. Böyle savaşsaydık ne eğlenceli olurdu.”
“Adamlar televizyona bile çıkıyor…. biz de ünlü olur muyduk acaba? Güçlü görünüyorlar.”
“Öhöm, çok uzakta değillerse eğlenceli ve heyecanlı olurdu aslında.”
Öğrenciler bunu çok istiyordu.
“Bard Ray’in kılıç yeteneği tam olarak ne düzeyde acaba? Gücüne bakıyorum da hemen hemen Üstat gibi sanki!”
“Bir Kılıç Üstadı! Rüya gibi bir şey resmen.”
“O Versailles Kıtasının gelmiş geçmiş en güçlü oyuncusu.”
Geomchi, elindeki tavuğu masaya bıraktı.
Elbette ki kemiğin üzerinde bir gram et kalmamıştı.
“Geom3.”
“Evet Üstadım.”
“Bu Mesleki Üstatlık Görevi denen şeyi biz alamaz mıyız?”
“Alabiliriz bence. Geomchi17 ortalıkta dolaşırken Dövüş Sanatları Sanatçısı olan bir samurayla karşılaşmış. O da ona her türlü silahın altından kalkabileceğimiz zaman onu bulmamız gerektiğini söylemiş.”
Geomchilerin Silah Üstatlığı şimdiden İleri Düzey 4-7 arasındaydı. Başlangıçta saldırı yeteneklerini doğru düzgün kullanmayıp yalnızca kılıçlarının sınırlarını tamamen zorlayarak zarar vermekle yetinmişlerdi. Güçlü canavarlarla dövüşebilmelerini de buna borçluydular.
“Üstadım, öyleyse Mesleki Üstatlık Görevimize mi girişeceğiz?”
“Hayır. Şimdilik yalnızca yakınlarda avlanmaya odaklanacağız. Şekillenmeleri için öğrencileri de yanımızda götüreceğiz.”
Geomchi eğitmenlerinin seviyesi göreve başlayabilecek düzeyde olsa da öğrenciler arasında Silah Uzmanlığı yeteneği hala epey düşük olanlar vardı.
“Düzene girmeleri için şu oğlanları biraz daha zorlayalım. Onlar Silah Uzmanlığını tamamlamadan görevi almayacağız.”
“İyi fikir, Üstadım.”
“Hadi bu civardaki canavarların kökünü kazıyalım.”
“Kalkın millet, avlanma sahalarına gidiyoruz, çantalarınızı kuru et ve arpa ekmeğiyle doldurun.”
***
Versailles Kıtası Hikayelerinin birinci kısmı az önce sona ermişti ve sınıfa bir gürültü hakimdi.
“Ah, gerçekten harika.”
“Cidden büyük bir savaştı. Böyle şeylere ancak fantastik filmlerde rastlayabiliyordum.”
“Bard Ray bu savaştan galip ayrılacağını biliyordu.”
Kelton Krallığının amiral gemisi Bard Ray dönünceye dek dayanmak durumundaydı. Ama Bard Ray, Mapon Krallığı şövalyelerini katletmiş ve oradan büyük bir savaş başarısıyla ayrılmıştı.
Geri dönüşünün ardından Kelton Krallığı ve Kralından büyük övgüler işiten Bard Ray, bunun yanı sıra şövalyeler arasında kraliyet ailesinin meşruiyetini savunurken düşmanlarına zerre merhamet beslemeyen bir Kara Şövalye olarak Kraliyet Şövalyelik Kılıcını almıştı.
Yani Bard Ray’den hoşlanmayanların bile zihinlerine kazınacak sahneler sergilenmişti.
“Kelton Krallığının kılıcını aldı be, keşke Bard Ray’in yerinde olabilseydim.”
O anda kim olsa o kahramanın yerinde olmak isterdi.
Sınıfta bu sohbetler dönerken Lee Hyun, sessizce televizyonu izlemekle yetiniyordu. Derken bir anda midesinde ufak bir karıncalanma hissetti. Pek hoş bir his sayılmazdı.
Anlaşılan yüzüne herhangi bir şey yansımasa da midesi daha dürüst bir tepki veriyordu.
“Üstatlık Görevi yapan 27 kişi varmış. Gerçekten patronlardan da güçlü bir sürü oyuncu var.”
“Ben hala Bard Ray’deyim, kalbim beynime ayak uydurmayı reddediyor.”
“Şahsen ben bir kez olsun Weed’i görmek ya da onun yakınında olmak isterdim. Savaş Tanrısı Weed gerçekten çok havalı biri.”
“E neden Morata’ya gitmiyorsun o zaman?”
“Morata’da Weed’le karşılaşmak çok zor.”
“Yine de orada dolaşmak bile bir macera olur.”
‘Eve gidip Kraliyet Yoluna girmeliyim.’
‘Bir saniye, bugünkü avı adamakıllı tamamlayınca 277. Seviye olacağım.’
‘Dün bulduğum öğeyi kullanırsam gelecekteki avlarım daha kolay olur, çok daha kolay.’
Kendini bir Kraliyet Yolu yayınında görme arzusu bu öğrencilerin içindeki ateşi harlıyordu.
“Hyung…”
Choi Sang-jun ise böbürlenen tiplerdendi.
Kısa bir süre sonra profesör göründü ve kalan sürede ders işledi.
“Bugünkü ders kısa sürdü, size bir ödev vermem gerekecek anlaşılan.”
“Yuuuuuh!”
“Profesör, bu kadarı da fazla ama.”
Lee Hyun Kore Ticareti ödevini daha yeni halletmiş, okudukları ona yabancı bir ülke gibi gelmişti.
Üniversitede istediğiniz kadar ders alabilirdiniz. Ama Lee Hyun kötü bir öğrenciydi ve tek istediği diplomasını almaktı.
Eve dönen Weed, bir kez daha oyuna giriş yaptı ve dişi Orkların gereksiz yere koklana koklana üzerine geldiği Ork Kalesi Bursilia’da belirdi.
Popüler mi popüler Ork Karichiwi’nin bir yere kaybolduğu yoktu.
“Chwichichwiiiik, Oymacılık Üstatlığı Görevini yayınlayabilseler ne iyi olurdu.”
Weed, bu elverişsiz duruma katlanmak durumundaydı.
Aslında tüm yayın istasyonları onunla iletişime geçme konusunda fazlasıyla istekliydi. Bard Ray ve Weed’in Mesleki Üstatlık Görevleri arasında bir yarış vardı ve Weed’in görevini yayınlayabilmek izlenme oranlarını büyük ölçüde arttırırdı.
Ama Weed’e göre Ratzeburg ve Montvertruria’yı arama maceraları yayında ifşa edilemeyecek şeylerdi. Oymacılık Üstatlığı Görevinde verilecek bilgiler, savaşlardan ziyade sanatın ve tarihin yeniden canlandırılmasıyla ve Weed’in ırklara yardım edişiyle ilişkiliydi.
Kara Şövalye örneğinde bir sorun yoktu; savaşların büyük bir kısmı sorunsuzca yayınlanabiliyordu.
Ama Oymacılık görevi tarihi yerlerde geçtiği için gizli tutulması gerekiyordu.
Hem Weed’in konumu açığa çıkarsa Hermes Loncası işine çomak sokardı ki bu da çok can sıkıcı olurdu.
Elf Köyüne saldıran Hermes Loncası çoktan Weed’in izini sürmüş ve onun Ork Kalesi Bursilia’da olduğunu işitmişti.
Ama yerleşkede çok fazla Ork vardı. Dolayısıyla yalnızca birkaç kişiye casusluk yaptırıyor ve işgal için fırsat kolluyorlardı.
İşte bu yüzden de Weed’in oradan ayrılması gerekiyordu.
“Chwichichwis, o herifler biz Orklar için kötüler, ayrıca sürekli bizi aşağılıyorlar! Chwichichwis, o kötü herifler bizim, özellikle de genç Orklarımızın tadına bakmak istiyorlar!”
Böylece Weed, kendisini Ork Lordu Bulcwhi’ye Hermes Loncasıyla ilgili yalanlar söylemeye adadı ve sonra da Bursilia’dan ayrıldı.
Sonuçta ardından yaşanacaklar hiç umurunda değildi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..