Çevirmen: Kerem
Düzenleyen: Kurogane
LMS 9.7 : Ay Işığı Şaheseri
“Sonunda bir şeyler yapabileceğim kadar zamanım var.”
Weed heykel yapmak için büyük bir kayayı mağaranın ortasına yerleştirdi.
Yeterince kaliteli olmayan materyal kullandığı takdirde daha fazla şöhret kazanamazdı.
Buz kullanabilecekse olsa da buzla çalışırken ayrıntıları yapmak oldukça zor bir işti bu yüzden bu seferlik sadece basit bir kaya kullanmayı tercih etti.
Weed olduğu yerde durdu ve yerleştirmiş olduğu kaya parçasına baktı.
“Öyleyse şimdi ne yapmalıyım ?”
Geçmişte Weed’in bu konuda hiç tereddüde düşmemişti.
Ateş !!
Veya sıcak bir şeyler.
Her zaman basit ve anlaşılabilir bir şey yapmak bir şeyler ortaya koymanın en basit yoludur.
Bitmiş ürünün vereceği faydaları ve ekstraları düşünmeden sadece bitmiş ürüne zihninde odaklanması çok daha kolay bir işti ancak deneyimleri heykel yapmanın bundan biraz daha farklı olduğunu söylüyordu.
“Bir heykel kendi kendine var olamaz.Şimdilik sadece durumuma odaklanmalıyım.”
Eğer sadece basit bir kamp ateşi heykeli yapsaydı çok fazla bir faydası olmazdı.
Oymacılık basit bir iş değildir.
Sanat bir sanatçının becerilerini ve yeteneklerini kullanarak arzularını ve tutkularını ortaya çıkarmasıdır.
Weed yeteneklerinin usta bir sanatçı seviyesinde olmadığının farkındaydı.
Yine de bir heykel ortaya çıkarmak için asgari nelere ihtiyacı olduğunu gayet iyi biliyordu.
“Duyguları olmayan bir eser yaşayan bir ölüden farksızdır.”
//ÇN:Weed’den inciler.Gerçi ingilizcesinde bu söz böyle değildi.
Bir defasında büyük annesi için gerçek bir heykel yapmıştı.Her ne kadar yetenekleri acı verici olsa da kendisi tatmin etmeye yetecek seviyede bir şeyler ortaya koyabilmişti.
Sanal gerçeklikte yüzlerce hatta binlerce heykel yapmıştı ama gerçeklik bambaşka bir durumdu.
Oymacılık en ufak bir parmak darbesinin bile çok büyük farklara sebep olabildiği riskleri ve kazançları uç noktalara dokunan ince bir sanattı.
Tamamladığı heykelin pek çok kusuru vardı.
Yakından incelendiği takdirde düzgün kesilmemiş.Kusurlu yerlerinin pek çoğu düzeltilememişti çünkü bazı noktalara gereğinden fazla güç uygulamıştı.
Yine de sahip olduğu duyguları hala taşıyabiliyordu.
Çünkü bu büyük annesine özel olarak yaptığı bir eserdi.
Bilmeyen biri için sadece dışarıdan yaşlı bir kadın heykeli gibi görünebilirdi.Yine de Büyük annesi gibi olan insanlar için pek çok anlamı ardında barındıran duygu yüklü bir sanat eseriydi.
Neredeyse hayat enerjisi ile dolup taşıyordu.
Bir eser ünlü bir sanatkarın bir eseri dahi olsa, amaçsız bir şekilde yapıldığı takdirde hiç bir insan için bir anlam ifade etmeyecekti.
Heykel yaparken yaşamını duygularını ve bütün benliğini işine adaman gerekirdi.
Bu nedenle yapacağı eser bulunduğu durum ile iyi bir sinerji içerisin de olursa etkileri çok daha muazzam olurdu.
“Kesinlikle, bunu görmezden gelemem. Hayatıma olabildiğince fazla yer vermem lazım. İçimdeki durumu dürüstçe ifade eden bir esere ihtiyacım var. ”
Bununla beraber aklına bir fikir geldi.
Dondurucu soğukta bir başına kalmış bir adam ve bir kadının hazin hikayesini ortaya koymayı düşündü.
Öylesine soğuk ki bu acı onları bu soğukla terbiye ediyordu.
Doğa, zalim bir terbiyeciden çok da farklı değildi.
Her gün bambaşka bir problemle hayatlarını kurtarmaları gereken, başka zorluklarla yüzleşerek hayatta kalmaya çalışıyorlardı.
*Aohhhhh!*
"Bu tarafa gel."
Adam o kadını kurtarma görevini kendisinde olduğuna inanıyordu.
Birçok güçlükten kurtulduktan sonra, güvenli bir mağara buldular ve kurtlardan uzak bir yerlere sığındılar.
Ancak, tehlikeli düşmanlardan kaçmayı başarsalar bile, açlık ve soğuk hala onları peşi sıra takip ediyordu.
Dipsiz güzelliği ve bir çiçeği andıran zarafeti ile güzel kadın adama şöyle söyledi.
"Üşüdüm."
Centilmen adamın elinden gelen tek şey üzgün gözlerle onu seyretmekti.
İşe yaramaz olduğu için sevdiği kadını koruyamıyordu.
Hayatları ölümün eşiğinde duruyordu.
Sadece seni kurtarmak için hayatımı verebilirdim!
Eğer hayatını kurtaracak olsaydı kesinlikle bir pişmanlık belirtisi dahi göstermeden bunu yapabilirdi.
Ama gerçek şu ki durumu bu söyledikleri bile değiştiremeyecekti ve kadın bunu çok iyi biliyordu.
Kadın adamı suçlamadı.
“Teşekkürler”
"Ne için?"
“Sonuna kadar benimle olduğun için, …. seni seviyorum."
*Wharak!*
Kollarını sevdiği kadına doladı.
"Ben de seni seviyorum."
Gökyüzü ve dünya ne kadar soğuk olursa olsun, bu çiftin kalplerini donduramazdı. Birbirlerine sarıldıklarında bir sıcaklık parçası içlerinden yanmaya devam ediyordu.
//DN: Yoksa gerçek duyguların bunlar mı Weed bey bizi yeme şimdi konsept filan yalan bunlar;)
“Evet, bu tarz bir konsept en iyisi olurdu.”
Weed oyma bıçağını çıkardı ve kayaya yaklaştı.
*Seeuk.*
Kayadan yavaş yavaş parçalar dökülmeye başladı.
Kayanın kenarını keserek yavaşça şekil verdi.
Birbirlerinin kalplerini dinleyen iki aşık üzgün gözlerle birbirlerini izliyordu.
Tabii ki, gerçekler hikayeden oldukça farklı bir nokta da duruyordu.
Weed ve Seoyoon kuzey bölgesine birlikte gelmiş olsalar dahi kesinlikle yalnız değillerdi.
Alveron bir yana Weed’in canlandırmış olduğu pek çok heykelde onlarla birlikte buradaydı.
“Sizi zayıf, güçsüz, işe yaramaz şeyler! ”
Weed, Bingryong ve Wyvernler den bezmiş ve hatta Kutsal Rahip Alveron'u çalışmaya zorlamış olsa da tüm bu gerçekleri sakladı.
Gerçekler bununla da bitmiyordu korunmaya ihtiyaç duyan kadın ve Seoyoon birbirlerinden oldukça farkıydı.
Seoyoon herhangi bir canavarı en ufak bir zayıflık belirtisi bile göstermeksizin yok edebilecek güçlü bir kadındı.
Aç kurtların şekliyse gerçeğe en yakın olanıydı gerçi ağlama sebepleri oldukça farklıydı.
Ne kadar yalvarsalar da onların gözünde bir sepet elma gibi görünüyorlardı.Hiç bir merhamet görmediler, karşılarındakiler insan üstü canavarların bizzat hayat bulmuş suretleriydiler.
Böyle bir yere geldiklerinde bile, Weed hayatta kalmaya kendisini uyarlayabilmişti.
“Sanatın zaman zaman kısmi bir cehalete ihtiyacı vardır.”
Koskoca bir ülkeyi kurtarmış bir kahraman dahi olsa onun da bir gün tuvalete gitmesi gerekecektir.
//DN: Deyim gibi birşey sanırım çok anlamadım.
Bir kişi zafere için bir savaşa nasıl liderlik ettiği hakkında bir eser yapabilir; ancak bu tür bir sahneyi gerçek şekilleri ile ortaya koyması imkansızdır.
Weed, heykel bıçağını her hareket ettirdiğinde, kaya üzerinden tortular aşağı doğru akmaya devam etti.Eserin temel formunu ortaya koymayı başarmıştı.
Seoyoon giriş yaptığında sabah olmuştu.
Gece ya da gündüz olup olmadığına bağlı olarak, savaşlar periyodik olarak gerçekleşti, bu yüzden Seoyoon avlanacağı zaman giriş yapıyordu.
Güneşin ve parlak ışığın mağaranın dışından süzülmesinden dolayı, sıcaklık gece boyunca biraz yükseldi.
“O zaman avlanmaya gidelim.”
Wyverns ile Weed, Ölüm Vadisi'ne doğru yola çıktı.
Güneş doğduğunda avlanıp, güneş battığında eserini yapıyordu.
Bunun gibi, birkaç günden sonra heykel belli bir form almaya başladı.
Bir erkek ve bir kadın, derin bir üzüntü içinde ağlamak üzere olduklarını ifade ederek birbirlerine sarılıyorlardı.
Ancak Weed bir şeylerin eksik olduğunu hissetti.
“Sadece birbirimizi kucaklamamız yetmiyor.”
Çift birbirine çok yakın olmasına rağmen, o sahneden pek bir şey yansıtamıyordu.
Orada sadece büyük üzüntü ve acı veren bir çift vardı.
Weed, neyin eksik olduğunu düşündü.
“Onun yerinde olsaydım ne hissederdim?” Diye sordu kendisine.
Çaresiz ve güçsüz hissederdi.
Yavaşça ölmekte olan sevgilisine bakıp, onu ısıtmaya çalışırken, çok üzülecekti.
Kendisinin daha fazla dayanamayacağı ve sevgilisine veda etmek zorunda kalacağı gerçeği, üzüntüsüyle kalbi ağırlaşacaktı.
Elveda ve ölüm.
Daha önce anne ve babasını kaybettiği için bu durumun ne derece acı verici olduğunu gayet iyi biliyordu.
Weed son kararını verdi.
“Bu başarısız bir ürün.”
Birkaç gün boyunca çalışmasına rağmen, kesin olarak yaptığı şeyi terk etti.
Başarısızlık olacağını bile bile devam edemezdi.
Yeni bir şey üzerinde çalışmaya başladı.
Bu defa, tekrar birbirlerine sarılıyorlardı.
Zamanını boşa harcıyormuş gibi görünse de, diğerinden de fazla bir fark yoktu.
İkisinin tek farkı şimdi adam ve kadın birbirlerine gülümsüyordu.
Benzer bir heykel yapsa bile, Weed’in yeteneği eskisi kadar garip ve eksik değildi, eski denemede biraz ustalık kazanmıştı.
İkisinin de yüzünde birbirlerine gösterebilecekleri en sevgi dolu gülümse vardı.
“Bu dünyadan ayrılmak üzereyseniz gülümsemelisiniz. Bu sevdiğin kişiye gösterebileceğin son şey. ”
Weed’in ebeveynleri kendisi daha küçükken vefat etti.
Son zamanların da hastanede ameliyat odasına girerken ailesini görmüştü.
O zaman, Weed durmaksızın ağladı ve ağladı.
Ağlıyordu çünkü kalbi kırılmıştı.
Ama kimse bundan sonra ne kadar pişman olduğunu bilemezdi.
“Gülümsemeliydim. Onlara en iyi gülüşü göstermeliydim. ”
//DN: Sigara içen gençler bir sigara da Weed için yakın üzdün bee başkan:(
Gülümsemeliydi kardeşini ve büyük annesini koruyacağını onlara göstermesi gerekiyordu.
Geri dönüşüm olmayan en büyük pişmanlıklarımdan biri olmuştu bu olay Weed için.
“Evet, içten bir gülümseme en iyisidir.”
Bir birlerine sevgi dolu gülümsemelerini gösteren bir eser ortaya çıkarmıştı.
Sonsuz bir sevgi güven ile dolu bir gülümseme ile birbirlerine bakıyorlardı.
Buna rağmen biraz hüzünlü ve uğursuz bir ruh hali de vardı.
Sanki birbirlerinden hiç ayrılmak istemiyorlarmış gibi birbirlerine sıkı sıkıya sarılmışlardı.
Lütfen Heykel ismini giriniz |
Weed, heykel bıçağını işaret ederken söyledi.
“Ateşli Aşıklar”
//ÇN:Biraz benim uydurmam ama güzel oldu :D warm lovers
Bu ismi koymasının tek sebebi soğuk bir yerde bulunuyor olmalarıydı.
Ateşli Aşıklar olarak adlandırmak ister misiniz? |
"Evet."
Gerçekte, bu ismi verdiği için bazı endişeleri vardı.
Onların yüzlerine bakınca tam olarak doğru gelmiyordu.
Başlangıçta bunu çok fark etmemişti, ama adam kendisini çok fazla andırıyordu.
Pişmanlıkları içerisinde yoğrulurken bilinçsizce heykele kendi yüzü kazımıştı.
Çok fazla zorluk çekmişti ve bunlara karşı savaşırken çok fazla badireler atlatmıştı.Gülümsemek pek kolay değildi.
Yine de bu bir zayıflık değildi.Sonunda ailesine o parlak gülümsemesini gösterebilmişti.
Sadece adam Weed’e benziyor olsa bu bir sorun teşkil etmezdi ama asıl sorun kadının suratı da bir hayli Seoyoon’a benziyordu.Sanki yüzünü alıp üzerine yapıştırmışlar gibi görünüyordu.
//DN: Şaşırdık mı? Dediydim ama:D
Onun güzelliğinin sonsuz ve mutlak olduğunu söylemek yanlış olmazdı.
Öyle bir güzelliği vardı ki kişinin zevkleri ve tercihleri ne olursa olsun onu güzel bulmaktan kendisini alamıyordu.
Bir kaç defa heykelini yaptıktan sonra artık gözleri kapalı dahi olsa onun heykelini yapabilecek seviyeye gelmişti.
'Ne kadar zahmetli.'
Daha sonra uğraşmak sorunlu olurdu ama Weed şimdilik ayrılmaya karar verdi.
Ne olursa olsun, Weed bitmiş heykelini beğendi.
Bitmiş bir heykeli değiştirmesi mümkün değildi.
Kadının yada daha doğrusunu Seoyoon’nun yüzü mağara duvarına doğru dönük olduğu için ekstra bir çaba harcamadıkça yüzünü görmek kolay değildi.
*Ding*
Ay Işığı Şaheseri Ateşli Aşıklar’ı tamamladınız ! Verdiğiniz nefesi bile donduracak bir ortamda aşkları ile birbirlerini ısıtan aşıkları ayırmaya ölümün bile gücü yetmeyecektir.Bu eser aşıkların sevgisini ifade eder.Bir kralın sarayında bile sergilemeye değer bir eserdir. Bu şaheser zaman geçtikçe daha da değerlenecektir. Yaratıcı ve son derece sanatsal oymacı, unutulmuş bir beceri olan , Ay Işığı Oymacılığını öğrendi ve onu unutulmaktan kurtardı. Bu eser adını kıtanın tarih sahnesinde altın harflerle yazdıracaktır. Sanatsal değer: Olağanüstü Oymacı Weed'in Şaheseri 2.600. Özel seçenekler: -Bu heykeli gün içinde bir defa görenler %20 sağlık ve mana yenilenmesi kazanacaktır. -Soğuğa karşı dayanıklılık% 40 arttı. -Maksimum Sağlık % 25 arttı. -Tüm istatistikler 20 puanlık bir artışa sahiptir. - Dokunanların ısınmasını sağlayan sıcak bir hava yayıyor. - Parti tecrübe kazancı % 6 arttı. - Aşıklar heykelin önünde birbirlerine sarıldıklarında, Ateşli Aşıkların tüm nimetlerinden faydalanabilirler. - Diğer heykellerin etkisi ile birleşmez. - Tamamlanan Ay Işığı Şahesri sayısı: 1 |
- İleri Seviye Oymacılık beceri seviyesi 2'ye yükseldi. Oymacılık şaşırtıcı derecede detaylı ve hassas hale gelir. - Çeviklik önemli ölçüde arttı. - Heykel algısı becerisi 1 seviye yükseldi. - Şöhret 460 arttı. - Sanat 30 arttı. - Cazibe 7 arttı. -Ateşli Aşıklar heykeltıraşlık tarihine işlenmiştir. - Yetenekli oymacılar bu heykele baktıklarında, oymacılık seviyelerini geliştirmelerine yardımcı olur. - Bir Ay Işığı Şaheseri yapmak tüm yetenekleri 4 puan arttırır. |
Her zaman olduğu gibi, Seoyoon gecenin bitmesiyle giriş yaptı.
Önceden çok fazla giriş yapmamıştı.
Ama Weed ile Kuzey’e geldikten sonra hiç bir zaman geç kalmadı.
Dondurucu seviye de soğuk olan bu yere gelmekte hiç bir zaman geç kalmamıştı.
Fakat bugün, sıcak rüzgar mağaranın derinliklerinden geliyordu.
".........?"
Etrafa baktıktan sonra, Seoyoon daha önce orada olmayan bir şeyi gördü.
Burada iklime uygun olmayan kısa kollu giysiler giyen bir kadın vardı.
'Böylesi harika bir eser.'
Seoyoon'un olduğu yerden, kadın heykelinin arkasını ve adamın yüzünü görebilirdi.
Adamın yüzü Weed'e çok benziyordu.
'Bir insan nasıl böyle gülümseyebilir?'
Seoyoon kafasını eğdi.
Heykelin üzerinde ince giysiler olmasına rağmen, kalbi ısıtan gülücükler vardı.
Sıcak rüzgar heykelden geliyordu.
"........."
Seoyoon heykele bakmaya devam etti.
'Böylesi iyi yapılmış bir eser.'
İfadelerin ayrıntıları, kayadan yapıldığına inanmayı zorlaştırıyordu.
Yüzleri gülümsüyor olsa da, bu tür zor şartlarda birbirlerini biraz daha sıkı sarmak için çabalıyorlardı.
Kalbi sevgi ile dolduran bir heykeldi.
'Sadece sıcak bir kalbi olan bir kişi böyle bir eser yapabilir.'
Nazik gözlerle, Seoyoon heykelin yakınında uyuyan Weed'e baktı.
Çeşitli yetenekleri olan bir kişiydi.*Yine de, Weed de pek çok insanda olmayan bir şey de vardı. Sıcak bir kalp.
//ÇN:Yıldızlı yerde Seoyoon Weed’in iyi yemek yaptığını, zor şartlarda hayatta kalabildiği ve cimri biri olduğundan bahsediyor ancak anlatımı baltalayan bir üslup ile yazıldığı için eklemedim.
İyi biri olduğunu düşünüyordu.
Sonra Weed aniden uykusundan uyandı.
“Sanırım çok sıkı çalıştıktan sonra uyuya kaldım. Henüz gelmedi değil mi ?”
*Nefesi kesilmek*
*sfx*
//ÇN: sfx ses efekti genelde görsel içeriklerde olur mangalar gibi light novellerde de oluyor.
Yukarı baktı ve Seoyoon'u bulduğunda, yüzü bir hayalet görmüş gibi solgunlaştı.
“Ne zaman yaptın ...”
Weed'in korkusu geçmiyordu.
Heykeldeki yüzünü gördüyse, kolayca gitmesine izin vermezdi!
Ama Seoyoon orada ifadesiz duruyordu. Weed'in harika bir insan olduğunu düşünüyordu, ama duygularını göstermedi.
'Kimse beni sevemez.'
//ÇN: Neden.
Seoyoon her zaman kalbinde derin acı hissetti.
Yıllar boyunca kimseyle konuşmamıştı.
Konuşmak istedi ama korku her zaman baskın geldi.
Ne zaman yaralanacağını ve asla sevilmeyeceğini bilmeme korkusu.
Eğer kendini herkesten saklarsa, acı çekmezdi.
Yine de, Weed ile çok fazla zaman geçirmişti.
-Mutlu Morata kasabası festivali.
-Mağaradaki o zaman.
En azından Seoyoon, Weed çevresinde rahatsız olmuyordu.
Yine de kendini ifade etmekten sakındı.
Kendisini bilhassa daha fazla saklamak zorundaydı çünkü tanıdığı birkaç kişiden biri.
'Phew, henüz görmedi.'
Seoyo'nun tepkisine bakarken, Weed sadece kadının yüzünü henüz görmediğini tahmin edebilirdi.
“Yani,” dedi aceleyle. “Hadi avlanalım!”
Seoyoon'un reddetmesi için sebebi olmadığından, mağaranın dışına doğru yola çıktılar.
Dışarı çıkmadan önce, Seoyoon döndü.
Heykellere bir kez daha bakmak istedi.
Weed'e benzeyen heykelin yüzünü kadın tutuyordu ve çok parlak gülümsüyordu.
//ÇN Son Söz:Merhaba yine bir bölüm ile karşınızdayım bu bölümde yazdığım notlardan birinde bir açıklama vardı.Gereksiz ve anlatımı bozan kısımlar oluyor bunları çevirmesine çeviririm ama mesela buradaki gibi konu akışını bozduğu için gereksiz buldum ve yazmadım ancak yine de bir not ile belirttim içeriği böyle yapmamdan rahatsız olur musunuz ? bunu cidden merak ediyorum yoksa her şeyi olduğu gibi çevireyim mi?
&& Şimdi neler olacak? Weed hala bu kızdan neden bu kadar korkuyor? Seoyoon , Weede birşey yapacak mı?
&& Merak ediyorsanız Takipte kalın;)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..