Cevher tarikatını çoğu zaman olduğundan çok daha neşeliydi final için hazırlıklar yapılmış sahneye cevher tarikatının ustası Zhao nun ardından Hou tarikatının ustası Xia Hou çıkmıştı.

Turnuvayı izlemek için gelen büyük kalabalığın içinde 2 kişi konuşuyordu.

" Hey Tian şehrinde bulunan 2 güçlü tarikatın da sona kalması çok normal değil mi "

" Hayır , bu turnuva her zaman olduğu gibi önceden planmış kişiler katıldı bu turnuva sadece bir gösteriş " 

" Öyle mi ? " 

" Elbette bu sayede cevher tarikatı turnuvayı bilerek kaybedip Hou tarikatına hem para ödülü hem de kızını vermiş olacak " 

" oh ! " 

Bu sırada onur koltuğunda oturan Zhao konuşmasını yapmak için ayağa kalktı.

" Herkese geldiği için tekrar teşekkür ederim 10 gün boyunca yüzlerce kişi burada savaştı ve güçlendi tarikat savaşlarından önce böyle bir şey olması hem onlar için de deneyim oldu fakat burada kalan tek kişi Tahara Hou ve o bugün burada kızım prenses Yukiyle bizzat savaşacak ve yenerse onunla evlenme şerefine erecek yani anlayacağınız " 

" Lan ne çok konuştun " 

Bu sözler üzerine tarikatta bulunan bütün kalabalıktan aynı anda bir iç çekiş geldi.

" O SALAK ÖLMEK Mİ İSTİYOR ? " Herkesin tepkisi aynı olmuştu ve sahada bulunan Tahara Hou prenses Yuki ve Hou tarikatının ustası aynı anda yüzünde küçümseme oluşturdu.

Şuan herkes bir aptala mı yoksa ölüye mi baktığını ayırt etmeye çalışıyordu.

" Ne dedin sen ? " Tarikat ustası Zhao oldukça sakin bir şekilde cevap verdi.

" Dedim k i ne kadar çok konuştun 10 dakikadır susmanı bekliyorum " 

" oh " Şuan bir aptal bile Zhao nun surat ifadesinden dişlerini sıktığını ve bu aptalı öldürmemek için duyularını kontrol ettiğini anlayabilirdi.

" Baba bu aptalın dediklerine takılmayın birazdan korumalar gelip onu götürür " 

Aniden babasını sakinleştirmek için bizzat prenses ve onun güzel sesi araya girmişti.

" Haklısın kızım " Zhao biraz olsun sakinleşmiş görünüyordu.

" Korumalar ? Hangi korumalar " 

" NE DEDİN SEN ? " Bu sefer hem prenses hem kalabalık hem zhao hem de Hou tarikatında olan herkes aynı tepiyi vermişti.

Bu çocuk açık açık korumaları öldürdüğünü mü söylüyordu ? Her biri neredeyse dövüşçü aleminde olan korumaları ? 

" Ne istiyorsun " Zhao bu sefer yerinden kalkmış ve doğrudan Feng Wei nin yanına gelmişti Zhao dan yayılan baskı seyircilerin bazılarının nefes alamamasına sebep olmuştu üstelik bu onun gücünün birazıydı.

Fakat buna rağmen Fen Wei de en ufak korku belirtisi yoktu

" Güzel sonunda anladığımız dilden konuşmaya başladın " Feng Wei kısaca konuştuktan sonra Ruh yüzüğünde bulunan binlerce taşı yere fırlattı.

Taş oranı o kadar fazlaydı ki savaş için hazırlanan koca sahayı tamamen doldurmuştu

Birkaç dakika boyunca hiç kimseden ses soluk çıkmadı.

Sonunda Yuki hareketlendiğinde yerde duran camgöbeği rengindeki taşı eline aldı.

Prenses olmasına rağmen bu nadirin de nadiri olan taşı hayatında sadece 1 2 defa görmüştü fakat burada ondan yüzlercesi vardı.

" Dilini mi yuttun ihtiyar konuşsana " Sonunda sessizliği bozan yine Feng Wei olmuştu.

" Sen bunları nereden çaldın ? " İşte bu sözler Feng Wei nin tepesini attırmıştı.

Birkaç saniye içinde etrafta kavurucu bir sıcaklık ortaya çıkmıştı hava 20 - 30 derece arasındayken birkaç saniyede 50 - 60 dereceye kadar yükselmişti ve bu yükselişin sebebi şüphesiz Feng Wei idi.

" Ne dedin sen ? " Feng Wei tüm siniriyle birlikte aurasını saldı fakat her ne kadar gücünde büyük bir artış olsada karşısındaki bir tarikat lideriydi.

" Dedim ki bunları nereden çaldın " Zhao geri adım atmadı.

" Demek onları çaldığımı düşünüyorsun " 

" Evet bunun için ne yapıcaksın " Zhao onu kışkırtmaya devam etti.

" Tamam madem öyle bu turnuvaya beni de dahil et senin kızınla şu çöp çocuk aynı takımda olsun ben tek oluyum olur mu " 

" Eğer onları yenersen gücünü kanıtlamış olursun " 

" Tamam , ama turnuvayı kazanırsam aynı ödülü isterim kabul mü ? " Herkes Feng Wei nin ne demek istediğini anında anlamıştı ve buna itiraz eden ilk kişi tabiki prenses Yukiydi.

BABA ! 

Fakat onun bu itirazı başlamadan Zhao tarafından durdurulmuştu.

" Yuki sen ve Tahara onun gibi bir çöpü yenemeyecekseniz burada durmanızın anlamı yok " Dedikten sonra Feng Wei ye doğru döndü

" Kabul ediyorum "