Bölüm 816: Beni Durdurabileceğini Mi Sandın?

avatar
5704 8

Martial God Asura - Bölüm 816: Beni Durdurabileceğini Mi Sandın?


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

“Huaaa—”

 

Bu sözler doğal olarak herkesi şaşırtmıştı çünkü artık kimliği kesinleşmişti. Bir de kalabalığa şaşırtıcı bir gerçeği de açıklamıştı.

 

Wuqing aslında Chu Feng'di ve bu dâhi düşünülenden de gençti! Bu da demek oluyordu ki bu dâhi sandıklarından da güçlüydü. Geliştirme hüneri eşsiz bir şeydi.

 

"Gerçekten de Wuqing'miş! Bu..."

 

Bunu duyan yabancılar şok olmuştu. Chu Feng'e saygı ve hayranlıkla bakıyorlardı.

 

Ancak bunu duyan Zi ailesi üyelerinin içine ise korku tohumları düşmüştü, dehşet içindelerdi. Ne de olsa Zi ailesinin Doğu Deniz Bölgesinde bir ünü vardı. Birçok kişi onları ziyaret ederdi, bu yüzden de dünyada olup bitenlerden bihaber değillerdi. Yani Doğu Deniz Bölgesinde olup bitenleri avucunun içleri gibi bilirlerdi.

 

Yani Zi ailesi Wuqing'in ismini ve onun hakkında söylenenleri duymuştu. Murong Xun'la aynı seviyede olduğunu düşünmeseler de Wuqing'in bir dâhi olduğunu da inkâr edemezlerdi.

 

Zi ailesinde gençler arasında Wuqing'i bir rol model olarak görenler bile vardı. Wuqing'i görmemiş olan genç kadınlar onu sevgilileri olarak hayal ederdi.

 

Zi ailesinin yaşlıları bile Wuqing üzerine kafa yormuştu ve Zi ailesinin reisi bizzat kendisi Wuqing'in Ölümsüz İnfaz Takımadasıyla nasıl bir ilişkisi olursa olsun kendi ailesinin Wuqing'i sinirlendirmemesi gerektiğini söylemişti.

 

Ama, o anda, gözlerinin önünde...

 

Zi ailesinin ezeli düşmanı olan Chu Feng aslında Wuqing'di, ismi tüm Doğu Deniz Bölgesinde bilinen ve Zi ailesinin korktuğu Wuqing. Buna nasıl dayanabilirlerdi? Nasıl kabul edebilirlerdi bunu? Nasıl tepki verebilirlerdi?

 

Korku; Zi ailesinde tarifi imkânsız bir korku vardı. Chu Feng'e kim olursa olsun korkusundan karşılık veremiyordu. Zi ailesinin arkasında Ölümsüz İnfaz Takımadasının koruması olmasına rağmen kendilerini rahat hissedemiyorlardı.

 

Bunun sebebi de Wuqing'in isminin Doğu Deniz Bölgesinde yayılmasının tek sebebinin hüneri olmamasıydı. Geçmişi de tam bir gizemdi.

 

Dövüş Sanatı Kralı Qiushui Hanım ve Piaomiao Hanım bile Wuqing'i koruduklarını açıklamıştı ve bir de gizemli bir ustası vardı... Kim bilir o nasıl biriydi?

 

Belli olan bir şey vardı, o da Wuqing'in arkasındaki insanların oldukça dehşet verici olduğuydu.

 

Bu yüzden Zi ailesi Wuqing'i sinirlendirmeyi göze alamayacaklarını biliyordu ama bu canavarı en başından sinirlendirdiklerini nereden bilebilirlerdi. Bugün büyük bir felaket onları bekliyor gibiydi.

 

"Ne oldu? Zi ailesi reisi, hani en güçlü silah sendeydi, ne diye titriyorsun?" Chu Feng gülümseyerek reise bakıyordu.

 

Bunu duyan kalabalık da gözlerini tekrar reise çevirdi. Reis gerçekten de durmadan titriyordu.

 

Zi ailesinin muhteşem lideri... O baskın aurası, herkesi küçük gören tavrına ne olmuştu? Korkak bir tavşan gibiydi; küstah hâlinden eser yoktu.

 

Ama bu durumu da anlaşılır bir şeydi. Kim Wuqing gibi birini kızdırıp da korkmazdı ki? Pardon, daha doğrusu Chu Feng gibi birisini.

 

"Ne diye susuyorsun? Nerede o deminki küstahlığın? Hadi! Genişlet bakayım ufkumu! Yeni deneyimler kazandır bana! En güçlü silah nasıl olurmuş göster bana!" Elindeki Kraliyet Silahıyla havada yürüyen Chu Feng tüm kudretiyle reise doğru ilerliyordu.

 

Chu Feng'in attığı her adım dünyayı sallıyordu. Dehşet bir kudret yayıyordu etrafa. Zi ailesinin reisi, altıncı seviye bir Dövüş Lordu bile büyük bir baskı hissediyordu ve sürekli geriliyordu.

 

 Chu Feng'i rüyasında bile yenemeyeceğini gayet iyi biliyordu.

 

"Yaşlı Feng, Yaşlı Lei ne zaman izlemeyi bırakıp da bir şey yapacaksınız?!" Dehşete düşmüş olan reis yardım istemişti son çare olarak.

 

"Hahaha..." Reis sözlerini bitirdiğinde gökten garip bir kahkaha geldi.

 

Kahkahayla birlikte de gökten iki sınırsız aura indi. Havadaki kara bulutlar dağıldı ve şimşekler kayboldu. Chu Feng'in Kraliyet Silahını bastırmışlardı.

 

"Bu kudret... Zi ailesinde daha fazla uzman varmış!" Kahkahayla birlikte gelen baskın gücü hisseden herkes şok olmuştu.

 

"Beklediklerim sonunda gelmiş."

 

"İki yedinci seviye Dövüş Lordu... Beklediğimden biraz daha iyi." Ama Chu Feng bu duruma da hazırlıklıydı. Bu yüzden yüzünde hiç de şaşırmış bir ifade yoktu. Gümüş Ejderha Mızrağını omzuna kaldırdı ve Zi ailesinin reisine doğru salladı. Mızraktan gümüş renkli bir ışın fırladı.

 

"Lanet olsun! Beni hemen kurtarın!" Bunu gören reis paniklemişti. Chu Feng'e eş olmadığını biliyordu ama yine de ondan gelecek darbenin bu kadar korkutucu olacağını düşünmemişti, öyle bir darbeydi ki bu kendini savunma şansı bile yoktu.

 

"Seni işe yaramaz şey! Ölümsüz İnfaz Takımadası sana ne kadar kaynak harcadı." Reis yardım isterken alaycı bir ses duyuldu. Aynı anda Zi ailesinden iki ışık huzmesi fırladı ve hemen reisin önüne geldi.

 

Bunlar iki yaşlı adamdı; ikisi de birbirinin aynısı. Bir bakışta ikiz oldukları anlaşılıyordu; ama bu ikiz kardeşlerin ikisinin de bir gözü vardı. Birinin sol gözü yoktu birinin sağ.

 

İkisinin de tek gözü olmasına rağmen auraları oldukça güçlüydü. Chu Feng'in önceden de dediği gibi, ikisi de yedinci seviye Dövüş Lorduydu.

 

İkisi de belirdikten sonra biri elini salladı ve sınırsız Dövüş Sanatı gücü yayıldı, Chu Feng'in Kraliyet Silahı saldırısını kolaylıkla def etti. Yedinci seviye bir Dövüş Sanatı Tanrısı gerçekten de altıncı seviye bir Dövüş Sanatı Tanrısından çok daha güçlüydü.

 

"Velet, cehennemin dibini boylayacaksın. Genç efendinin Kraliyet Silahını almakla kalmıyor bir de gelmiş nişanlısını almaya çalışıyorsun! Gerçekten sen eceline susamışsın," dedi Yaşlı Feng ve Yaşlı Lei.

 

Dışarıdan bakınca öldürme niyetleri görünüyor olsa da içten içe heyecanlanmışlardı. Ahlaksız Vadide ne olduğunu bilmiyorlardı ama bu Kraliyet Silahını tanımışlardı, gerçekten de Murong Xun'undu bu silah.

 

Bir de Chu Feng öncesinde Sisli Tepede Ölümsüz İnfaz Takımadasını yine rezil etmişti. Eğer bugün onu yenerlerse ikisi için de büyük bir başarıolacaktı. Eğer Kraliyet Silahını geri alabilirlerse çok büyük ödüller bekliyordu ikisini de. Nasıl mutlu olmasınlardı?

 

Chu Feng de akıllıydı tabii, hemen planlarını anladı. Ama o böyle şeyleri umursamazdı. O anda aklında sadece Zi Ling'i kurtarmak vardı ve bu iki yaşlıyı yenerse başarılı olacaktı.

 

Chu Feng Gümüş Ejderha Mızrağını daha sıkı kavradı ve vücudundan daha da kuvvetli bir kudret yayılmaya başladı. Aynı anda Ruh Oluşumu Kapısı da belirdi ve Asura Dünya Ruhu Eggy de dışarı çıktı. Tüm cazibesiyle kalabalığın gözleri önüne çıkmıştı.

 

"Siz iki ihtiyar haklısınız. Ben, Chu Feng, buraya Zi Ling'i almaya geldim. Ama beni durdurabileceğinizi mi sandınız?"

K.N: Dokuz bölüm daha gelecek inşallah :D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44353 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr