1. Cilt: Yabancı, Bölüm 4

avatar
422 2

Mathias - 1. Cilt: Yabancı, Bölüm 4


1. Cilt: Yabancı
Bölüm 4

"Çarpma!" dedi beyaz saçlı genç, bir kere daha talim kuklasına saldırırken. Büyü enerjisi bir anda küçük bir yıldırıma dönerek ileri doğru uzattığı parmağının ucundan kuklaya doğru fırladı. Ama pek bir etkisi olmamıştı yine.

Nefes nefeseydi. "Bu da büyü enerjimin son kırıntısıydı." dedi bitkin bir halde yere otururken. Yanına getirdiği şişenin içindeki sudan biraz içti. Elinin tersiyle alnından akan terleri sildi ve ağır hareketlerle bağdaş kurdu. "Biraz daha yenilemeliyim."

Neredeyse akşam olmuştu. Evine geldiği andan beri durmadan çalışıyordu. Büyüsü üzerinde daha fazla hakimiyet kazanmak ve gücünü arttırabilmek için. Sadece 1 tane büyüsü olması işini kolaylaştırmalıydı. Ama tek büyüye sahip olduğunu düşünmek zihinsel olarak daha çok baskı yaratıyordu. Sonuçta çalışması gereken tek bir şey varken hala gelişememişti.

Bir süre daha meditasyona devam etti. Büyü enerjisi hızlıca yenileniyordu. Bunun hissi oldukça rahatlatıcıydı. Öyle ki sanki sıcak bir yaz gününde şırıl şırıl akan bir şelalenin altındaymış gibiydi.

Gözlerini açtığında tekrar arka bahçesine dönmüştü. Önündeki talim kuklasına bir süre daha saldırmasına yetecek kadar enerji toplamıştı. Tekrardan nişan alırken yavaşça "Çarpma." dedi ve fırlattı yıldırımını. Lakin yorgunluğundan dolayı iyi nişan alamamıştı. Küçük yıldırım kuklanın omzunun üzerinden geçerek bahçe duvarının üzerindeki, bir karış yüksekliğe sahip demire çarptı.

Bu olduğu anda demirin üstüne tünemiş olan birkaç kuş aniden havalandı. Bitkin gözlerle kuşları izleyen Mathias "Hepsi hissetmiş olmalı," diye düşündü. "Yıldırım demirlerden iletiliyor."

Tekrar kuklaya doğru nişan almadan önce "Keşke birkaç hedefe aynı anda vurabilen bir saldırım olsaydı. O zaman savaşlar daha kolay olurdu. Benim de daha çok işlevim olabilirdi."

Bunu düşündüğü zaman büyü enerjisinde bir dalgalanma hissetti. Tüm bedeni titrerken sanki gıdıklanıyormuş gibi hissediyordu. Birkaç saniye süren bu hissin ardından enerjisi bir nebze daha güçlenmişti. Ama asıl olay bu değildi. İçindeki enerjiye odaklanırken heyecanla "Yeni büyü açtım!" diye haykırdı.

Her büyücü gibi o da enerjide aniden meydana gelen bu dalgalanmanın ne anlama geldiğini biliyordu. Normalde birinin büyü gücü geliştiğinde böyle bir şey hissetmezdi. Buna neden olabilecek tek şey yeni bir büyüydü.

Mathias yeni büyüsünü denemek için sabırsızlanıyordu. İçgüdüsel olarak bir parmağını kuklaya doğru uzattı ve daha isim vermediği yeni büyüsünü kullandı. Bu olduğunda parmağından ince bir ip çıkarak hızla kuklaya doğru uçtu ve gövdesine yapıştı. Heyecanla ne olacağını bekliyordu. Acaba birden patlayacak mıydı? Ya da onu kendine doğru mu çekmeliydi? İpi koparması mı gerekiyordu yoksa?

Bütün bunları düşünürken hiçbir şeyin olmaması onu biraz hayal kırıklığına uğratmıştı. Tekrar tekrar aynı büyüsü kullandı ve nihayetinde parmağının ucundan çıkmış beş ip, kuklaya yapışmıştı. "E hadi artık! Bir şeyler olsun!"

Bekledi ama yine bir şey olmadı. Bu durum hayal kırıklığına uğrayıp sinirlenmesine neden olmuştu. Yeni büyü açmıştı ama işe yaramıyor muydu? Derken kalan son büyü enerjisiyle "Çarpma!" diye haykırarak saldırdı kuklaya.

Birkaç saniye sonra ağzı açık kalmıştı. Karşısında alevler içinde kalmış olan tahta kuklaya bakıyordu. Çarpma'yı kullandığı anda, büyü beş ipten de ilerlemişti ve kuklaya tam beş büyü çarpmıştı aynı anda. Beş büyünün aynı anda çarpması, kuklanın alev almasına neden olmuştu.

"Vay anasını..." dedi genç yıldırım büyücüsü. Yanan kuklaya bakakalmıştı. Bu büyü ona güçlü bir saldırı imkanı vermişti. Sonunda onun da güçlü diyebileceği bir saldırısı olmuştu.

"Sonundaaaaaaa..." diye bağırırken son kısmı uzattı. "...aaaaaaaaaaa! AAAAAAAA! KUKLAM YANIYOR!!!" Hızla eve koşup bir kova su getirdi. Kuklayı söndürürdükten sonra ne kadar hasar aldığına bakıyordu. Durum kötüydü. Büyüye şaşırdığı sırada kukla oldukça fazla hasar almıştı.

"Gitti 50 bronzum..." Talim kuklasını uzun bir süredir kullanıyordu. Hiçbir zaman böylesine güçlü bir saldırı yapamamıştı. O kuklayı uzunca bir süre daha kullanacağına inanıyordu. Büyü gücü geliştiği için sevinçliydi ama cimriliği de devreye girince mutluluğu kursağında kalmıştı.

"Yeni kukla lazım şimdi de... Acaba ormandaki ağaçlarla mı talim yapsam? Hmm... Deliler beni öldürebilir. Daha da kötüsü eğer ormanda yangın çıkarırsam, Rose beni yangının ortasına atabilir. Sakıncalı bir durum," Biraz daha durdu. "Ah, sanırım marangoz Taman'ı tekrar ziyaret etmeliyim. Kazıkçı herif..."

Kuklanın küllerini ve geriye kalan ufak tefek, yanmış parçaları arka bahçeden topladıktan sonra çöpe atmıştı. Hava karardığından dolayı marangoza yarın gitmeye karar vermişti. Biraz yemek yedikten sonra yatağına uzandı.

"Ulan yemek de bitti bitiyor. Alışveriş yapmam gerekecek. Hep masraf hep masraf," Yatakta döndü. Gözlerini kapatmadan önce belki tekrar olur umuduyla "Keşke şöyle çok güçlü bir saldırım olsaydı." dedi. Umutla bekledi ama hissettiği tek şey döndüğü için açılan ayaklarına vuran soğuktu. "Sanırım böyle çalışmıyor."

Gittikçe ağırlaşan göz kapaklarını yavaşça indirirken "Acaba yeni büyünün adını ne koysam?" diye düşündü. "Gökleri Sarsan İpçik mi koysam? Yok, buna bu gitmez. Şöyle güzel bi saldırım olaydı da Gökleri Sarsan diye başlasaydım adına. Ne havalı dururdu be." Böylelikle uykuya daldı. O sırada kıçı da açılmıştı ve soğuk oraya da vuruyordu.

Ertesi sabah uyandığında gerinmeye çalışırken yataktan düştü. Acıyan yerlerini ovuştura ovuştura kalkarken "Zaten bir sürü bronzum gidecek. Bir de güne böyle başlıyorum. Ölmesem bari."

Hızlıca kahvaltı ettikten sonra evden çıktı. İlk olarak marangoza gitmek ve yeni bir kukla almayı planlıyordu. Eğitime devam etmek ve büyüsünü tekrar denemek için sabırsızlanıyordu.

Karşılaştığı birine "İyi sabahlar." dedi.

"Ne sabahı be! Öğlen oldu çoktan."

"Batı krallıklarında sabah oluyor şu an."

Bu cevap karşısında adam hiçbir şey demeden oradan uzaklaştı. Mathias da yürümeye devam ederek köy meydanına gelmişti. Bu köyde çalışarak para kazanan kişilerin atölyeleri veya tezgahları genellikle burada olurdu. Demirci ve marangoz gibi kişiler de burada çalışırlardı.

Marangoz Taman'ın atölyesine doğru yürümeye başladı. Bu sırada fiyatı düşürmek için neler diyebileceğini düşünüyordu. Çok fazla bronz ödemeye niyeti yoktu. Ama düşünmesine gerek bile yoktu. Çünkü atölye kapalıydı.

"Nerede bu adam?" Kapıya baktığında bir not görmüştü. Bunu Taman yazmış olmalıydı.

Birkaç günlüğüne şehre gidiyorum. Siparişleri biriktirin. Döndüğümde hepsiyle ilgileneceğim.

Notu okuduktan sonra suratı düştü genç adamın. "Birkaç güne Nihai Büyü Töreni var. O kadar zamanım yok ki."

Arkasında hissettiği büyük bir cüsseyle birlikte aniden arkasına döndü. İri adam kaşları çatık bir şekilde önünde duruyordu. Ağzında tahta bir çöp parçası vardı.

"B-Brogan, sinsice yaklaşmasana lan!"

Brogan önce ona sonra da kapıdaki nota baktı. "Taman'ın siparişi sonunda geldi anlaşılan."

Mathias "Ne siparişi?" diye sordu merakla. "Taman ne istemişti ki?"

"Onun istediği şey..." Brogan söze girdiğinde genç adam iyice meraklandı. "Seni hiç alakadar etmez."

Bir sessizlik oluştu. Mathias ifadesiz bir yüzle ona bakıyordu. "Her neyse."

"Sen ne yapıyorsun burada?"

"Aslına bakarsan... Bu da seni hiç alakadar etmez."

Aldığı cevap dişlerini sıkmasına neden olunca Brogan'ın ağzındaki çöp parçası kırıldı. Adamın iyice sinirlenmesi Mathias'ı gülümsetmişti.

"Normalde böyle bırakırdım ama bu sefer söyleyeceğim," diye girdi söze genç adam. "Yeni bir büyü açtım. Kıçına tekmeyi basacağım zaman yakındır. Bilirsin ne derler: Zaman kötü, kolla... Anladın sen."

"Yeni büyü mü?" Brogan şaşırmıştı. Mathias uzun bir süredir çalışıyordu ama daha ilk büyüsü bile kayda değer bir ilerleme kat etmemişti. Haliyle meraklandı. "Büyünü görmek isterim. İşe yarar bir şey mi? Adı ne?"

"Tabii ki işe yarar ve mükemmel bir saldırı. İsmine gelince, zamanla öğrenirsin."

"İsim koymadın, değil mi?"

"Zamanla öğrenirsin dedim ya."

"Her neyse, göster bakalım." Brogan arkasında duran kütüklerden birini boş bir alana çekti ve beklemeye başladı. Mathias ise gururla büyüyü kullandı ve birkaç tane ipi kütüğe bağladıktan sonra Çarpma kullanarak saldırdı. Adama rezil olmamak için tam yedi ip bağlamıştı. Haliyle kütük bir anda alevler içinde kaldı.

Brogan kaşlarını kaldırdı. Mathias'ın bildiği büyüsünü düşününce böylesi bir saldırı beklemiyordu açıkçası.

"Şok oldun, değil mi?"

"Eh, beklediğimden daha iyi olduğunu itiraf etmeliyim." Brogan arkasını dönüp ve oradan uzaklaşmaya başlayacakken "Akşama doğru loncaya uğra. Sana benim talim kuklalarımdan birini vereceğim. Törene kadar çalışabilirsin."

"Öyleyse uğrarım. Şimdiden teşekkürler. Agresifsin falan ama seviyorum seni." Mathias kendi avcunu öpüp Brogan'a doğru üflerken göz kırptı. Adam bir şey demedi.

Genç adamı orada bıraktı ve uzaklaşırken gülümsedi. "Oğlun büyüyor, Nilus."

----------

Hikaye İle İlgili Bilgiler #4

Yeni bir büyü açmak, her zaman yapılabilen bir şey değildir. Büyülerin nasıl insanların içlerinde var olduğu ve nasıl keşfedilebileceği, zamanın etkisiyle silinip gitmiş bir bilgidir. İnsanlar büyülerini keşfederler ama kendileri bile nasıl yaptıklarından emin olamazlar. Her insanın büyüleri farklılık gösterebileceği gibi bazı insanlarda aynı büyüler de ortaya çıkmıştır. Bu konu oldukça gizemlidir ve günümüzde bile büyülerin nasıl var olduğu ve birinin kullandığı büyüyü diğerinin neden kullanamadığı gizemini korumaktadır.

Seviyeler

Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr