1. Cilt: Yabancı
Bölüm 11
"Lanet olsun!" Duvarı yumruklarken bağırıyordu Brogan. Tüm köyü didik didik aramışlardı ama Diken'den herhangi bir iz yoktu. Onları son gören kişinin de bilinci kapalıydı. Yerlerine dair en ufak bir iz bulamadıkları gibi köyün dışına çıkmak istediklerinde de mahlukatlarla uğraşmak zorunda kalmış ve çok fazla gidememişlerdi. Özellikle de köyden uzaklaştıkça yaratıkların güçlenmesi durumu zorlaştırmıştı.
"Aramaya devam etmeliyiz. Mutlaka bir iz olmalı. Enerji izi bile olabilir." dedi Mathias. Hiçbir iz bırakmadan kaçabileceklerine inanmıyordu.
Lonca lideri ona bakarak "Sıska adam bir Büyücü Üstadıydı." dedi. "Onun için enerji izini silmek çok zor değil."
Rose da söze karıştı. "Yapabileceğimiz başka bir şey yok mu yani?"
"Şimdilik tek yapabileceğimiz Calley'in iyileşmesine yardımcı olmak. Bu konu hakkında garnizon komutanıyla konuşmak için şehre gideceğim. Ödül avcısı gruplarının suçlular dışındaki kişilere zarar vermesi yasaktır." Adam derin bir nefes alarak biraz daha sakinleşti. "Dağılın şimdi."
Herkes dağılmaya başlayınca Mathias tekrar hana gitmek için yola çıktı. Calley'i merak ediyordu. Uzun bir süredir arkadaşlardı ve ona olan şey korkunçtu; ama sanki bir yandan da ona bir şey hatırlatıyor gibiydi. Ne olduğunu çözmeye çalışarak yürümeye devam etti.
"Tekrar merhaba evlat."
Duyduğu sesle o yöne doğru dönen genç, yine kırmızı gözlü yabancıyı gördü. "Merhaba bayım." Bu adam hala buradaydı değil mi? "Sizin hana gideceğinizi sanıyordum."
"Haklısın, sadece dinlenmeden önce köyü ve etrafını biraz gezmek istemiştim." Markus kıyafetlerini değiştirmiş ve iyice temizlenmişti. Bu yüzden üzerinde en ufak kan kalıntısı yoktu. "Sonra da handa kötü şeyler olduğunu duydum. O nedenle buraya döndüm."
"Ah, o konuda... Sanırım han bir süre çalışamayacak."
"Doğruyu söylemek gerekirse duyduklarımdan sonra handa kalmak istediğimi de sanmıyorum. Burada birkaç gün kalmak dinlenmek istemiştim ama sanırım mümkün değil."
"İsterseniz sizi birkaç gün evimde misafir edebilirim." diye bir öneride bulundu Mathias. Zaten zengin biri değildi ve çalınabilecek bir şeyi yoktu. Ailesinden kalmış bir hatıraya bile sahip değildi. En fazla ne olabilirdi ki?
"Bu teklifin çok asilce genç adam. Gerçekten de dinlenmeye ihtiyacım olduğu için kabul edeceğim. Umarım sana fazla rahatsızlık vermem." Markus gülümseyip başını hafifçe eğerek teklifi kabul etmişti. "Adım Markus."
"Benim adım da Mathias. Tanıştığıma memnun oldum." Mathias hana doğru bakarken "Önce sizi dinlenmeniz için evime bıraksam daha iyi olacak sanırım."
"Teşekkür ederim."
Markus, Mathias'ın peşinden onun evine kadar geldi. Mathias ona yatabileceği yeri ve kullanabileceği diğer yerleri gösterdikten sonra "İstediğinizi yiyebilirsiniz Markus amca. Ben şimdi hana gidiyorum. Yakında dönerim." diyerek evden çıktı.
Hana vardığı zaman şifa büyüleri hala devam ediyordu. Enerjisi tükenmek üzere olanlar enerji yenilerken diğerlerinin devam edeceği şekilde bir döngü kurmuşlardı. O an Alain enerji yenilemekle meşguldü.
"Durumu nasıl?" diye sordu beyaz saçlı genç.
"Kan Yenileme İksiri etkisini göstermeye devam ediyor. Yakında şifa büyüsüne ihtiyacı kalmayacak." diye cevapladı şifacılardan biri.
"Şükürler olsun."
"Ödül avcılarından haber var mı?" Alain sessizliğini bozdu.
"Hayır," dedi Mathias. "Her yeri aradık ama yok." Ortam yine sessizleşmişti. Bir süre daha öylece bekledikten sonra beyaz saçlı genç oradan ayrılarak evine döndü. Yorucu bir gün olmuştu.
Eve geldiğinde Markus'u içeride bulamadı. Arka bahçeye baktığında onun bağdaş kurup oturduğunu gördü. Adam enerji eğitimi yapıyordu. Alıp verdiği her nefeste etrafı soğuyordu.
Mathias onu rahatsız etmek yerine birkaç adım yanına oturdu ve o da eğitim yapmaya başladı. Enerjiyi yoğunlaştırma becerisini yükseltebilirse 4. Kademe Büyücü Çırağı olabilirdi.
İkili bir süre eğitim yapmaya devam ettiler. Ardından Markus yavaşça ayağa kalkıp ağır adımlarla onun yakınına geldi. "Evlat, benim gibi tanımadığın bir adama neden evini açtın?"
Mathias da eğitimine ara verdi. "Çünkü kalacak yerin yoktu. O kadar cani değilim. Üstelik çalınabilecek pek bir şeyim de yok. Yani seni sokakta bırakmam için bir sebebim yoktu. Birkaç gün misafir etmek bana zarar vermez."
"İyi yürekli birisin." Markus tebessüm etti. "Yıldırım büyücüsüsün, değil mi?"
"Evet?"
"Öyleyse neden enerjini bedeninin içinde yoğunlaştırmaya çalışıyorsun?"
"Çünkü büyülerimiz ruhtan geliyor ve ruh da bedenin içinde. Mantıklı olan bu değil mi?"
"Evlat, yıldırım büyücülerin gücü sadece enerjiyi ne kadar yoğunlaştırabildiklerine göre ölçülmez. Enerjiyi büyülerinin içinde ne kadar yoğunlaştırabildiklerine göre ölçülür."
Mathias'ın kafası karıştı. "Ama büyüyü kullanınca hemen fırlatman gerekir. Yoksa sen zarar görebilirsin."
"Acı olmadan kazanç yoktur evlat. Büyüyü oluşturduğun zaman enerjinle kendi büyünü baskılamaya çalışırsan büyüyü atmadan uzun süre elinde tutabilirsin."
"Ne? Nasıl yani?"
"Hadi bir dene."
Mathias, Çarpma kullanırken fırlatmadan önce kendi enerjisiyle kendi büyüsünü baskılamayı denedi. Önceleri büyüyü fırlatmamayı denediği ilk seferde kendini çarpmıştı; ama bu sefer öyle olmadı. Elinde ince bir acı hissediyordu ama büyü olduğu gibi elinde duruyordu.
"Büyü konusunda ustalaşmak için kendi büyünün yoğunluğunu hissetmiş olmalısın. Elindeki büyüye bak. İşte daha yukarısına çıkman gereken yoğunluk bu." Markus'un sözleri Mathias'ı şaşırtıyordu. Elindeki büyünün yoğunluğunu daha önce hiç böyle hissetmemişti.
"İşte bu yoğunluğu arttırdıkça gücün artar." Kızıl saçlı adam evin içine doğru yöneldi. "Doğru yöntemlerle çalışırsan normalden daha fazla verim elde edersin." dedi ve içeri girdi.
"Vay anasını... Harbi fena oluyor ha." Genç büyücü hala elindeki küçük yıldırıma bakıyordu. Onun yoğunluğunu arttırmayı denediği zaman bunun düşündüğünden daha kolay olacağını fark etti. Demek ki gerçekten de şimdiye kadar yanlış yöntemlerle çalışıyordu. Belki de bu yüzden büyüleri zayıf kalmıştı. Markus'un bunları nereden bildiğini merak ediyordu. Yine de içten içe minnettardı. Bu adamın ona az önce anlattığı şey, birkaç günlük masrafın çok üzerinde bir değere sahipti. Bu adam burada kalmasının karşılığını Mathias beklemese de fazlasıyla ödemişti.
----------
Ertesi sabah Mathias erkenden kahvaltıyı hazırlamıştı. Özellikle iyi şeyler yapmıştı ve Markus'un uyanmasını beklemişti. Yüzü sevinç doluydu. Kırmızı gözlü adam uyanınca o da yatağından çıkmış ve gelip sofrayı görmüştü.
"Her şey çok güzel görünüyor. Ellerine sağlık, Mathias."
"Yemekler kurban olsun sana! Dün söylediklerin var ya hani! 3. Kademenin içinden geçtim gece! Şimdi 4. Kademe Büyücü Çırağıyım!"
Markus'un yüzünde büyük bir gülümseme belirdi. "Senin adına sevindim. Düzenli çalışmayla kısa sürede bir Büyücü Ustası olabilirsin."
"Olmak da kelime mi!? Anasını bile... Öhöm... Neyse işte anladın sen."
Adam kahkaha attı. Onu böyle coşkulu görmek kızıl saçlıyı da sevindirmişti.
"Gel, gel! Bırak seni ellerimle besleyeyim!"
"Eee... Buna gerek yok, kendim yiyebilirim. Teşekkürler."
"Konuşma da ye şundan." Mathias büyük bir lokmayı adamın ağzına tıktı. Adam daha yiyemeden diğer lokmayı da tıkmaya çalışıyordu. Bu şekilde geçen bir kahvaltıdan sonra ikisi de doymuştu.
"Benim loncaya uğramam gerek. Yakında bir av olacaktı. Onun gününü öğreneyim." Mathias tam kalkarken "Hey, ava katılmak ister misin? Yola çıkmadan biraz para da kazanmış olursun."
"Neden olmasın? Loncanızla birlikte çalışmak isterim tabii ki de."
"Pekala, konuyu Brogan ile konuşacağım. Görüşmek üzere!" Mathias evden çıktığı gibi soluğu loncada aldı. Onu nefes nefese görenler neden koştuğunu merak ettiler.
"Av ne zaman lan?"
"Bunu sormak için mi bu kadar koştun!? Biz de yeni bir şey öğrendin sanmıştık!"
"Brogan nerde?"
"Rose ile birlikte şehirdeler. Garnizon Komutanı ile durumu görüşüyorlar."
"Anlıyorum." Birkaç saniye durdu. "Hey, ava birini daha getirmemi dert eder mi sence?"
"Misafirin mi var?"
"Buradan geçen bir yolcu benim evimde kalıyor. Bizimle ava katılmasında sakınca var mı? Yolculuğu için biraz para kazansa güzel olur."
Lonca üyeleri birbirlerine baktılar. Tam da bu zamanlarda burada kalan bir misafir mi? Şüpheli bir durumdu.
"Brogan ile konuşsan daha iyi olacak gibi. Onu hemen çağırıyorum."
Hikaye İle İlgili Bilgiler #11
Eğitimin pek çok farklı yolu vardır. Bazı yollar diğerlerine göre daha verimlidir. Bazen ise özellikle bir büyüyü geliştirmek isteyen kişi sadece o büyü için farklı bir eğitim yapabilir. Kişi, büyünün içindeki enerjiyi yoğunlaştırdıkça büyünün gücü artar. Büyü gücünün artışı da seviye olarak yükselmeyi sağlar. Bu eğitim yolları genellikle büyücüleri eğiten akademiler gibi kuruluşlar tarafından bilinir. Yine de bilen başka kişiler de vardır. Tarihtr bazı insanlar kendileri için yeni bir eğitim şekli keşfetmiş ve bu sayede çok yükselmiştir.
Seviyeler
Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..