4. Cilt: Kıyamet Fırtınası, Bölüm 22

avatar
365 0

Mathias - 4. Cilt: Kıyamet Fırtınası, Bölüm 22


4. Cilt: Kıyamet Fırtınası
Bölüm 22

Yıldırım küresiyle çevrelenen Mathias, yerden birkaç metre yukarıda süzülmeye başladığı zaman Kıyamet Fırtınası'nın yıldırımları peş peşe onu vurdu. Her yıldırım, kürenin gücüne güç katarken etrafa saçılan yıldırımlar ise diğer insanları geri çekilmeye zorlamıştı.

Salazar, süzülen gence bakarken konuşmadı. Gökyüzündeki fırtına bulutları, yavaşça beyaz saçlı büyücüye doğru iniyordu.

"Sonunda başardı." dedi Shandri. Kutsal Güç Kristali bedenine ağır yüklenen kral, onu tekrar sandığa koymak için yardım almıştı. Markus önde duruyordu fakat Mathias'tan taşan yıldırımlar, ona da ağır zarar verebilecek bir güce ulaşmıştı neredeyse.

Fırtına bulutu kürenin etrafında toplanmaya başladıktan sonra yavaşça belden yukarısı olan bir varlık şekline girdi. Genç büyücü, kollarını iki yana doğru açtığında, fırtına golemi de aynı hareketi yapmıştı. Buluttan yaratığın ağzı sonuna kadar açıldığında, kükremelerle karışık gök gürültüleri, kulakları sağır edebilecek bir sese yükselmişti. Büyücünün gözleri beyaz şekilde parlıyordu.

Uyanmış Linette ve Alain de onu izleyenler arasındaydı. Şifacıların yüzünde gülümseme vardı. Ordunun ortalarında konumlandırılmış Kılıçdiş Loncası da bu mutluluğu paylaşanlar arasında yer alıyordu. Dorian, Garvin'in üzerine atlarken "Yaptı lan!" diye bağırmıştı.

Onun cevabı ise "Kalk lan üstümden!" oldu. Canı ciddi şekilde yanmıştı. Eleanor'un yüzünde gururlu bir gülümseme vardı.

"Oğlun büyüyor, Nilus." diye geçirdi içinden. "Annesinin mirasını uyandırdı bile."

Prenses Avelin de onu hayranlıkla izleyenler arasındaydı. Resmen gözleri parlıyordu.

"Bu savaş artık bizden yana!"

"3 varis var!"

"Salazar'ı öldürün!"

Askerler haykırırken saldırmak için can atıyorlardı. Kralların da emriyle birlikte ordular bir kere daha harekete geçti. Fakat unutulan bir nokta vardı ki, o da şu anda golemi oluşturan fırtınanın, Kıyamet Fırtınası oluşuydu. Vahşi, acımasız ve elem dolu...

Ona yaklaşan tüm askerler, hangi krallıktan olduğu fark etmeksizin bulutlardan fırlayan yıldırımlar ile öldüler. Linette onları hemen iyileştirse de kimse ne olduğuna anlam veremedi.

"Ne yapıyorsun sen, lanet herif!?" diye bağırdı içlerinden biri. Fakat sözler, gözleri parlayan gence ulaşmıyordu. Markus bile öne çıkacağı zaman bir anda üzerine yağan yıldırımlarla geri çekilmek zorunda kalmıştı. Fırtına goleminin kükreyişi, kudretini haykırıyordu.

"Salazar!" Genç büyücünün haykırışıyla birlikte bulutlardan çıkan yıldırımlar tek noktada birleşerek Kıyamet Varisi'nin üzerine yağdı. Aynı anda fırtına golemi de spiraller çizerek onun üzerine doğru uçuyordu, pençelerini ileriye doğru uzatmış bir vaziyette.

Tekrar arkasında ardıl görüntüler bırakarak hareket eden yıldırım gözlü genç, hızla golemin arkasına geçti. Yaratık, ona doğru dönmek yerine önündeki yüzünü kaybederek arkasından bir yüz çıkarmıştı.

"Kusurlu tanrınız benim amacımı destekliyor olmalı." dedi, Kıyamet Varisi. "Yoksa neden bu savaşta senin gibi birisi çıksın ki?"

Bu sözlerine kimse anlam veremedi. Sadece zarar görmemek adına geri çekiliyorlardı. Bu sırada gökyüzündeki fırtına da tamamlanmıştı tekrardan. Golem bir kere daha onlarca yıldırımı üzerine yolladığı zaman, Salazar yine Yıldırım Bariyeri'ni kullandı.

Eskisi kadar kolay olmamıştı. Bariyer, saldırının bir kısmını engellemişti ama onu metrelerce geri sürüklemişti. Çamurlu zeminde onun kayma izleri duruyordu. Bariyeri dağıldığında, biraz da zarar gördüğü ortaya çıktı.

Yıldırım küresinin içindeki genç büyücü, ona bakarken haykırdı. "Geber!" Tüm yıldırımlar öncekine oranla daha güçlü bir şekilde onun üzerine doğru uçtu. Salazar bunu savuşturduktan sonra, goleme bakarak gülümsemişti.

Onun yüz ifadesini fark eden Eleanor "Hayır! Dikkat et!" diye bağırdı fakat onun da sözleri gence ulaşmadı. O sadece Kıyamet Varisi'ne odaklanmıştı.

"Kıyamet Mirasları neden en güçlü miraslar olarak kabul edilir biliyor musun?" diye sordu yıldırım gözlü genç. "Çünkü, sen fırtınayı kontrol ediyorsun. Ben ise... Fırtınanın kendisiyim." Ellerini iki yana açarken haykırdı.

"Nihai Büyü! Kıyamet Fırtınası Mirası! Kıyamet Fırtınası'nın Ruhu!"

Golem kendisine doğru harekete geçemeden önce, onlarca yıldırım onun üzerinr düştü. Fakat hiçbiri kesilmedi. Saf yıldırımdan bir bağ gibi onu gökyüzündeki bulutlara bağlamışlardı. Etraftaki toz, onun bir el hareketiyle kalkınca, herkes manzarayı gördü.

Salazar'ın bedeni, yıldırımdan oluşuyordu. Saf yıldırıma dönüşmüştü. Kıyamet Fırtınası'nın Ruhu...

İki varis aynı anda haykırdıkları zaman ordudakiler kulaklarını kapatmak zorunda kaldılar. Hiçbiri bu savaşa karışabileceğini düşünmüyordu artık. Salazar İorion, onları yeniyordu. Hem de Nihai Büyü kullanmadan. Şimdi ise bambaşka bir forma geçmişti. Şu anda Mathias'tan başka kim durabilirdi ki onun önünde?

Salazar bir yıldırım hızında fırtına goleminin kalbine doğru fırladı. Önceki hızı, şu andaki hızına göre ağır ağır yürüyen bir yaşlı adam gibi kalıyordu. Küreye çarptığı anda büyük bir patlamayla birlikte yıldırımlar geniş çaplı bir alana yayılmıştı. Öyle ki orduların en önündeki kişiler bundan acı çekmişti. Baskı çok fazlaydı.

Patlama çekildiği zaman iki varis de görüntü. Saf yıldırımdan oluşan Kıyamet Varisi, golemin etrafında gözle takip edilemeyecek bir şekilde dönerek bir kere daha çarptı. Aynı patlama tekrar gerçekleşirken insanlar biraz daha geri çekildiler. Herkes nefesini tutmuş bir şekilde izliyordu.

Fırtına Golemi birkaç adım gerilemişti; ama düşmedi. Bu kez saldıran kişi o oldu. İçinde muazzam güce sahip yıldırımlar ile dolanan bulut, hızla yıldırım bedenli gence doğru harekete geçtiğinde, Kıyamet Varisi'nin bedenine bir yıldırım daha bağlandı gökteki bulutlardan.

İki büyük gücün bir kere daha çarpışması, hele ki Salazar'ın gücünün bir tık daha artmış olması, öncekine göre daha büyük bir patlamayla sonuçlanmıştı. Ordular, onlar her çarpıştığında biraz daha geri çekilmek zorunda kalıyorlardı.

Mathias, golemin kollarını iki yana açtığında, bulutlar bir anda çoğalarak onun yanında birkaç fırtına golemi daha oluşturdu. İçlerinde yıldırım küresi olmayan bu golemler, hiç durmadan yıldırım bedenli gencin peşine takılmışlardı. Küreli golem ise, yerden yükseldi. Onlarca metre yukarıdan, tıpkı dev bir dalga gibi varisin üzerine çöktü.

Aynı anda diğer golemlerin de çarpmasıyla birlikte etrafa büyük ve güçlü yıldırımlar saçılmıştı. Bu yıldırımlardan bazıları ordunun üzerine geldi. Düştükleri yerde oluşturdukları patlamalar, binlerce kişiyi küle çevirip parçalarına ayırmıştı. Durum öylesine ağırdı ki, Linette bile iyileştirme konusunda yetersiz kaldı. Kurtarabildiğini kurtarmıştı fakat kalanlar için elinden bir şey gelmiyordu.

Art arda patlsmalar ve saçılan yıldırımlar, onlara ağır zarar vermeye başlayınca yıldırımları çeken kristaller öne çıkarıldı. Ama ne yazık ki orada doğru düşen tek bir yıldırım, neden olduğu patlamayla kristalleri bile patlatıyordu. Mecburen savaşı zar zor görebilecekleri bir noktaya çekildiler.

Fırtına goleminin yıldırım direnci inanılmazdı. Fakat Salazar tamamen yıldırımdan oluşuyordu. Açık ara öndeydi.

Fırtına golemlerinin sayısı çoğaldı. Resmen bir sürüye önderlik eden kurt gibi duruyordu genç büyücü. Her fırtına golemi muazzam güce sahip yıldırımlar ile saldırırken bir yandan da onun üzerine uçarak zarar vermeye çalışıyorlardı. Fakat Salazar bir anda gökyüzündeki bulutlara girerek kayboldu.

Birkaç saniyelik bekleyişin ardından gökten düşen geniş yıldırımlar, şiddetli gök gürültülerini beraberinde getirirken sonradan olma golemlerin hepsini dağıttı. Her yıldırım bir goleme eşdeğerdi ve sona sadece Mathias kaldığında, Kıyamet Varisi onun üzerine hücum etti.

Kendisine saldırılacağını snlaysn fırtına golemi, bir anda içinde çakan şimşekleri ve yıldırımları arttırınca, kara bulutlar görünmez olmuştu. Tamamen yıldırımla kaplı gibiydi.

İki güç bir kere daha çarpıştı. Art arda yapılan çarpışmalar, yeri göğü sallarken insanların korkuyla dolmasına neden oluyorlardı. Artık tek şans Mathias idi. O başarısız olursa, yapabilecekleri hiçbir şey kalmayacaktı.

Salazar goleme çarpınca yıldırımlara aldırmayarak en içeri kadar ilerleyip yıldırım küresine yapıştı. Gözleri beyaz şekilde parlayan büyücü, kürenin içinden öfkeyle ona bakıyordu. Küreyle birlikte kendi bedeni de yıldırımlarla kaplıydı.

Küreye yapışan Salazar, zorlukla elini içeri doğru bastırdı. Onun da zorlandığı belliydi. Fakat yıldırımdan oluşan bedeni, küreyi geçebilecek potansiyele sahipti.

O elini uzatırken öfkeyle dolu Mathias da ona uzattı elini. İkilinin elleri aynı anda birbirlerinin boğazına yapıştı. Kıyamet Varisi, saf yıldırımdan oluşuyordu ama genç büyücü ona dokunabilmişti. Koluna yayılan acıya rağmen...

Onlar birbirlerinin boğazını sıktıkları sırada olanları izleyenler hayrete düşüyordu. Eva "Kıyamet Mirası ile eşit mi dövüşüyor?" diye sordu şaşkınlıkla. "Bu mümkün mü?"

"Aslanım be! Bitir şunun işini! Senin cızırtın ondan daha yüksek! Hadi be koçum! Sen yaparsın!" Dorian tüm gücüyle bağırarak ona destek verince yavaş yavaş tüm ordu buna katıldı. İnsanlar onun adını haykırıyor, kazanması için çığlıklar atıyorlardı. Seslerin hiçbiri ona ulaşmasa da, desteğin manevi gücünü o da hissetmişti. Salazar tek başınaydı. Onun ise arkadaşları vardı.

Nihayet boğaz sıkma mücadelesi, Mathias'ın yumruk atmasıyla kesildi. Onu üzerinden atmak isteyen genç büyücü, saldırmıştı fakat eli, onun tarafından yakalanmıştı. Saf yıldırım bedeninin başı yukarı doğru kalktığı zaman Kıyamet Varisi kükredi ve gökyüzünden kendi üzerine bir yıldırım düşürdü. Fiziksel temastan dolayı, bu saldırı beyaz saçlı büyücüye hatrı sayılır bir zarar vermişti.

Acıyla inleyen Mathias, bir anda onu üzerinden fırlatmak için küreyi kullandı. Görünüşe göre küre, golemin içinde istediği gibi hareket edebiliyordu.

Savrulduğu anda toparlayan Salazar, bunca zaman geriden izlemiş olan ordunun içinde belirdi bir anda, hızı inanılmazdı. Onlar daha tepki veremeden yıldırım hızında çarptığı her insanı yanındaki herkesle birlikte öldürdü. Mathias ona doğru dönse de golemin hızı onun yanında salyangoz gibi kalıyordu.

Saniyeler içinde onbinlerce kişi öldü. Tüm ordunun yarısından fazlasının ölümü, çok kısa sürmüştü. Linette'in enerjisi yeterli değildi. O herkesi kurtaramadan, büyük çoğunluk ölmüştü. Enerjisi tükenmişken yorgunluktan yere yığıldığı sırada onu Alain tutmuştu. Herkes geri çekiliyordu. İş, onların karşılık verebileceği noktayı çoktan aşmıştı.

Nihayetinde geçitler açıldı ve tüm ordu biraz daha uzaklaşmaya çalıştı. En azından ordudan kalan bir avuç insan... Kıyamet Mirası'nın Nihai Büyüsü, onun gücünün asıl kaynağıydı. Zaman geçtikçe gökyüzünden daha fazla yıldırım Salazar'a bağlanıyordu. Gücü sürekli artarken, kendi büyü gücü olmayışı, bu gücü daima kullanabileceğinin işaretiydi. Eski haline dönmesine gerek yoktu. İşte bu sebeple en yüksek savaş potansiyeline sahip kişiydi.

"Salazar!" Golem yetiştiği zaman gökyüzünde kendini tamamlamış olan fırtınanın bir kısmı daha ona indi. Boyutu büyürken yıldırımları güçlenen Mathias, Kıyamet Varisi'nin üzerine çöktüğü anda küreyi ona yapıştırdı. Bu kez amacı farklıydı.

Kolundaki acıya aldırmadan onu bir kere daha yakaladı ve kürenin içine çekmeye başladı. Bedeni küreye girdikçe acı çekmeye başlayan Salazar'dan kükremeler duyuluyordu. Fakat onun bedenine bir yıldırım daha bağlandı. O zaman gücü yine bir anda artan Kıyamet Varisi, gökyüzünden kendi üzerine bir yıldırım daha düşürdüğü vakit, beyaz saçlı büyücü çığlık atmıştı.

Golem geriye doğru sendeledi. Yıldırım bedenli genç hiç durmadı. Bir kurşun misali golemi oluşturan bulutların içinden geçti peşpeşe. Her geçişinde golem biraz daha dağılıyor, insanların umutları biraz daha kırılıyordu.

Nihayetinde bulutlar tamamen dağılınca Salazar bir kere daha yıldırım küresine çarptı. Aynı patlama tekrarlanmıştı fakat bu kez patlayan şey küreydi. Fırtına Habercisi Mirası, Kıyamet Fırtınası Mirası karşısında daha fazla dayanamadı.

Genç büyücü yerde yatıyordu. Gözleri gökyüzündeki fırtınadaydı. Başarısız olmuştu. Mirası uyandırmıştı ama asıl amacı gerçekleştirememişti. Kıyamet Varisi'ni durduramamıştı.

O kendini ölüme hazırlarken, bir yıldırım daha düştü. Beyaz saçlı büyücü gözlerini kapatmıştı.

"Teşekkür ederim."

Duyduğu cümleyle şaşkınlığa uğrayan Mathias, tekrar açtı gözlerini.

"Sen olmasaydın olmazdı." Tekrar normal bedenine dönmüş olan yıldırım gözlü genç, elinde enerjisini topladıktan sonra ileri doğru saplayınca, sanki oradan bir geçit varmışçasına eli bileğine kadar kaynolmuştu. Durmadan enerji aktardığı zaman beyaz bir çatlak belirdi elinin etrafında. Enerji aktarmaya devam ettikçe çatlak büyüdü ve iki elini aynı anda sokup enerji verebileceği bir boyuta geldi. O da bunu yaparak iyice genişletti vr kısa süre içerisinde bir insanın geçebileceği boyutta bir geçit haline getirdi.

Bu sırada oraya peşpeşe açılan geçitlerle gelen ordu, hemen Mathias'ın yanındaki yerlerini almışlardı. Salazar yine eski haline döndüğüne göre, şu anda işe yarayabilirlerdi. Genç büyücüyü öylece bırakamazlardı. En önde Markus, Alain, Shandri ve Kılıçdiş Loncası duruyordu.

"Kaynak'a gitmenin bir yolunu bulmuştum." dedi Salazar, herkes kendisini dinlerken. "Ama bunun için büyük miktarda aynı tür büyü gücünün çarpışması gerekliydi. Kimseyi öldürmek istememiştim. Bu sebeple kendi enerjimi burada toplayıp patlamalara neden olarak tek başıma açmayı deneyecektim. Fakat siz geldiniz...

"Sizin gelişiniz benim işimi yarıda kesti. Size bir şans vermiştim. Geri gitseydiniz eğer size saldırmak gibi bir niyetim yoktu. Ama siz savaşmayı seçtiniz. Ben de Nihai Büyümü hrmen kullanmayarak gereken büyü gücü çarpışmasını gerçekleştirmeyi umdum. Fakat yetersiz kalmıştınız. Asla Kaynak'a gitme yolunu açamazdım sizdeki güçlerle...

"Fakat sen, Fırtına Habercisi Varisi, mirasını uyandırdın ve uyandırmak için benim Kıyamet Fırtına'mı kullandın. Bu sana fazladan güç kazandırdı. Tam da ihtiyacım olan şey. Gerçek bir çarpışmaydı. Senin sayende gereken aynı tür büyü gücü çarpışması toplandı ve bir çatlak oluştu. Artık oraya gidip amacımı gerçekleştirebilirim. Sana tekrardsn teşekkür ediyorum. Büyünün var olmayacağı Yeni Çağ'ın en büyük emekçisi sensin. Sen olmasan olmazdı."

Salazar konuşmasını bitirdiği zaman çatlağa girerek gözden kayboldu. Mathias ise boş gözlerle fırtınayı izliyordu. Duydukları onu şoka uğratmıştı.

"Ne yani? Onu durdurmaya çalışırken oraya gitmesine yardımcı mı oldum? Yani en başından beri biliyordu. Bizimle oyun oynadı. Kazanabileceğimize inandırıp tüm gücümüzü kullanmamızı istedi. Bizi kullandı."

"Mathias, iyi misin?" Şişman büyücü onun yanına doğru gelirken yıldırım büyücüsü dişlerini öyle sıkıyordu ki her an kırılabilirlermiş gibiydi. Yumaruklarını sıkması yüzünden tırnakları avuç içine batıyordu.

Öfkeyle bir anda yerinden kalktı ve "SALAZAR!" diye bağırırken çatlağa atladı.

Bunu gören diğerleri "Mathias!" diye bağırdılar. Alain hiç durmadan oraya doğru koşup aynı şekilde çatlağa girmişti. Markus da hemen peşlerindeydi. Dorian da koşuyordu ama diğerlerine göre daha yavaştı. Oldukça yorgundu. Yine de tüm gücünü kullandı. Fakat Garvin ve Eleanor, ondan önce girdiler. Eva da peşlerindeydi. Şişman büyücüden önce girenler arasındaydı. Onun hemen ardından çatlağa atlayan Dorian... Sığmadı...

Çatlağın girişinden geçemeyen şişman büyücü, yolu tıkadığı için başka kimse geçememişti. İnsanlar onu çekmeye çalışırlarken fazla zaman kaybettiler ve önce onu dışarı atan çatlak, hemen ardından kapandı. Başka kimse geçememişti. Kızgın bakışlar Dorian'ın üzerindeydi. Fakat o bunları umursamadı. Sadece dostları için tedirgin oldu.

Hikaye İle İlgili Bilgiler #62

Miraslar ilk uyandıkları anda tüm yeteneklerini kontrolsüzce varisin emrine sunarlar. Bunlar doğrudan bilinmeyen şeyler olup içgüdüsel olarak tetiklenir. Bu olaydan kısa süre sonra, mirasın boyut kapısı açılıp varisi içine çekecek ve ona o an öğrenebileceği her şeyi öğretecektir. Bu durumun gerçekleşme süresi mirastan mirasa değişir. Bazı miraslar varislerini uyanıştan hemen sonra alıp 1 ay süreyle ilmini öğretirken, bazıları uzun zaman sonra alıp kısa zamanda bırakabilir. Bazı mirasların ne zaman alıp ne zaman bırakacağı varise göre değişkenlik gösterebilen bir durumdur.

Seviyeler

Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr