5. Cilt: Büyü Hırsızı
Bölüm 10
"Açıklıyorum, dinleyin." Yardımcı lider, herkese aletleri dağıttıktan sonra konuşmaya başladı. "Bunlar yeni çıkan Mahkum Kelepçeleri. Elinizdeki sivri uçlu aleti karşınızdakine doğrultup ateşlediğinizde, ucundaki kristal değdiği yere yapışıyor. Ardından prangayı fırlatıyorsunuz ve kristalin enerji izini takip ederek hedefe kenetleniyor. Bu prangalar tüm büyü enerjisi akışını kesmek için tasarlandı. Hapishanelerde kullanılanın aynısı."
"Yani böyle mi?" Mathias aletin ucunu Dorian'a çevirdi. Üzerindeki küçük tuşa bastığı anda kristal hızla uçup şişman büyücünün göbeğine yapışmıştı.
"Ne yaptığını sanıyorsun, aptal herif?"
"Deneme yapıyoruz, bi' dur ya." Derken gencin elindeki pranga bir anda uçarak karşısındaki dönüşüm büyücüsünün boynuna yapıştı. Sanki elektrik çarpmış gibi biraz titreyen Dorian, kelepçeyi ne kadar uğraşsa da çıkaramadı.
"Elime geçme."
Onların bu halini izleyen Eleanor, bir anda yıldırım büyücüsünün kafasına geçirmişti tokadı. "SEN BOŞ BOŞ OYNA DİYE Mİ ALDIM LAN BEN ONLARI!?" O ise takla atarak yere düştüğü için cevap veremedi.
"Yavaş vur, Eleanor." dedi Garvin. "Zaten 2 gram beyni ya var ya yok. Bir de zarar görmesin." Gülüyordu.
Eva ise "Yalnız, hani göreve çıkacağız ya. Ona da zarar vermesek mi?" diye sordu.
"Kalk lan ayağa!" Lonca lideri ayağıyla dürttü Mathias'ı. "Her gün Dorian'ın senin üstüne oturduğunu görüyorum. Bu darbenin sana hasar vermiş olması imkansız."
Genç büyücü tam o anda hızla ayağa kalktı ve iki yumruğunu birden havaya kaldırarak "BEN ÖLÜMSÜZÜM!" diye bağırdı.
"Çıkarın lan şunu!" Şişman olan hala prangayı çıkaramamıştı. Tavon gelip elindeki aletin ucuyla bir şeyler yaptığında kendiliğinden düştü yere. Sanki bir anahtar gibiydi.
Yardımcı lider "Eğer izin verirseniz planın kalan kısmını anlatayım?" diye devam etti sözlerine. Kimseden ses çıkmayınca da konuşmaya başladı.
"Admon ve Mirabel bölgedeki her çatıya izleme kristalleri yerleştirdiler. Bu sayede çatılarda bir hareket olursa haberimiz olacak. Hareket büyülerine sahip olduğu için en kısa yol olan çatıları kullanacağını düşünüyoruz. 3 günde bir çıktığı için bugün tekrar çıkması bekleniyor. Büyü kullanırken dikkat edin."
"Kimi kovalıyoruz lan biz?" Tüm planın anlatılmasından sonra yıldırım büyücüsünün bu soruyu sorması, kısa bir sessizliğe neden oldu.
"Büyü hırsızı hani?" dedi biri.
"Hani çalıyor ya büyüleri." diye ekledi bir diğeri.
"Ya hurafe onlar. Muhafızlardan birisi uyduruyormuş onu. Geçen de bi' restoranda görmüşler onu. Büyücülerin Tanrısı Restoranı'nda rastlamışlar galiba. Oraya mı baksak lan acaba?"
"Mathias," Eleanor yavaşça ona yaklaştı. Önce bir elini onun omzuna yerleştirdikten sonra biraz sıktığında, genç büyücünün yüz ifadesi değişmişti. "Tüm prangaları sana bağlayıp sabaha kadar çatıdan aşağıya doğru sallandırırım seni. Kes sesini ve yürümeye başla."
"Ne ciddileştin hemen sen de ya." Yıldırım büyücüsü zorlukla gülümserken "Kolum hani... Kırmasan mı?" diyince kadın onu bıraktı.
"Çıkıyoruz!" Herkes prangaları ellerine alıp onun arkasına geçmişti.
----------
"Daha ne kadar bekleyeceğiz?" Bir çatıda oturan Dorian konuştu. "Zaten buraya çıkmak kolay olmadı. Bir de bütün gece burada mı oturacağım?"
"Bir hareket bekliyoruz, Dorian." dedi Tavon.
"Keşke yanıma elma suyu da alsaydım. Ay manzarasına karşı ne giderdi be."
Garvin de olaya katılarak "Şaka bir yana cidden uzun sürdü." dedi. Herkes beklemekten sıkılmıştı. Loncadan çıktıklarından beri yaklaşık 3 saat olmuştu. Fakat en ufak bir hareket bile yoktu.
"Admon ve Mirabel hızlıca kontrol edip gelecekler. Belki onlar işe yarar bir şey görürler."
Onlar konuştukları sırada ikizler oraya geldiler. Yüz ifadelerine bakılınca... Eh, pek bir şey söylenemezdi. Her zamanki ifadeleri vardı.
"Hiçbir şey yok." dedi Admon. Hemen ekledi kardeşi de "En ufak bir iz bile." diye.
"Ya, işte benim mükemmel zekamı kullanmadan plan yaparsanız böyle olur." Mathias onların yanına doğru yürüdü.
"Bir fikrin mi var?" Eleanor tek kaşını kaldırarak sordu.
"Sizin plan buraya kadar gibi. Şimdi size öyle bir plan anlatacağım ki, bunu duyunca kendi zekanızdan şüphe edeceksiniz! O derece yani!"
"Neymiş?"
"Yaklaşın..." Beyaz saçlı büyücü sesini alçaltırken bir parmağıyla onları yakına çağırdı. "Kulaklarınızı getirin."
"Anlat lan işte. Sanki bizden başkası var." Şişman büyücü itiraz ettiğinde o gitti onun kulağına.
"Boş yapma da yaklaş, dümbük."
Herkes yaklaştığı zaman, Mathias planını açıklamaya başladı.
----------
"Dalga geçiyor olmalısınız." Lonca üyeleri çatılarda konumlarını almış bir şekilde ortadaki yolda yürüyen genç büyücüye bakıyorlardı. Dorian durumdan şikayetçiydi. "Asla işe yaramayacak. Aklınızdan ne geçiyordu?"
"Kes sesini, Dorian. Haggar bu işi beceremedi. Bu ailevi bir onur meselesi." Lonca lideri sert bir tonda konuşuyordu.
"Ya ama harbi," diye katıldı Garvin. "Bunun işe yarama ihtimali, Mathias'ın elma suyunu reddetme ihtimaliyle aynı."
"Boş boş beklemekten iyidir." Hepsi aşağıya bakarken genç büyücü de bir kere daha onları kontrol etti. Yerlerinde olduklarından emin olduğu zaman ellerini ceplerine koyup bir süre ıslık çalarak yürüdü. Ardından bağıra bağıra konuşmaya başladı.
"Ben de ne güçlü büyücüyüm ha!" Birkaç adım attı. "Büyülerim dillere destan var ya." Ardından ıslık çalmaya devam etti. Kısa süre sonra "Yok mu birkaç Büyücü İmparatoru? Tokatlayasım geldi." dedi.
Onu izleyen lonca üyeleri heyecanlıydılar. "Umarım bir Büyücü İmparatoru yoktur yakınlarda." dedi Eva. Ardından onu izlemeye devam ettiler.
"Ulan büyü çalma gibi bir yeteneğim olsa kendi büyülerimi çalardım! Ne mükemmel şeyler benim büyülerim!"
"Bir de seni pusuda bekliyoruz diye bağır, zeka yoksunu piç!" Şişman büyücü kendini tutamadı.
"Kes lan sen!" diye karşılık gecikmedi aşağıdan. "Oyunculuğumu kıskanıyorsun!"
"Hangi oyunculuk!?"
"Sessiz olun!" Eleanor iyice sıkılmaya başlamıştı. En azından onun yerini bulabilmeyi umuyordu. Fakat görünürde kimse yoktu. Derken Admon bir anda gökyüzüne doğru bir ok attı.
Garvin "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda o çoktan bir ok daha yerleştirmişti yayına. Ok, rüzgarı delerek uçarken herkes onun hedeflediği yere baktı.
"Vay şerefsiz..." Siyah giysiler giymiş maskeli biri, sırtından çıkan turuncu kanatları sürekli çırparak gökyüzünde süzülüyordu. Çatılara inmediği için kristallere yakalanmamıştı. Belki de saldırıya geçmek için doğru anı bekliyordu? Mavi saçlı erkeğin onu göreceğini düşünmemişti?
Fark edilmesi üzerine arkasını dönüp hızla oradan uzaklaşmaya başlarken Admon'ın tüm gücüyle yayı gererek fırlattığı bir ok, kanatlarından birini delip geçince acıyla inledi ve uçamadığı için düşmeye başladı.
"İyi atış! Yakalayın!" Herkes prangalar ve anahtar aletleriyle birlikte çatıdan çatıya zıplayarak oraya doğru gitmeye başladı. Dorian hariç tabii ki... O, bir çatıdan diğerine atlayamazdı.
"Tabii tabii siz gidin. Beni düşünmeyin." diye bağırdı arkalarından. "Ben bakarım başımın çaresine. Dert etmeyin siz. İnerim ben buradan. Sıkıntı yok..."
"Beni bekle, göbeklim! Senin için döneceğim!" Mathias çatılardan değil de sokaklardan ilerlediği için diğerlerine göre daha yavaştı. Bu nedenle şişman büyücüyü duyabilmişti. Fakat diğerlerine yetişebilmek adına tüm hızını kullanıyordu.
"İşte orada!" dedi Eva.
"Geçit açsana artık!" Toprak büyücüsü de bağırıyordu.
"Genellikle çatılarda dolaşmıyorum! Nasıl geçit açabilirim!?"
"Tamam, kes!" Koşmaya ve zıplamaya devam ettiler. Onlar çatıya vardıkları zaman kanatlarını artık kullanamayam büyücü, onları geri çekti. Sonra da tıpkı kendisine yaklaşanların yaptıkları gibi çatıdan çatıya zıplayarak uzaklaşmaya başladı.
"Bu kez değil!" Tavon iki elini saat yönünde hızla çevirdi. Diğerleri ne olduğunu görmeseler de kaçan adam aniden duraksamış ve yere yıkılmıştı. Onlar görmüyorlardı fakat onun için yer ve gök yer değiştirmişti. Şu anda gökyüzüne doğru düşüyordu.
Aralarında bir çatı kalana kadar hareket etmedi. Onu yakalamak için anahtar aletleri çoktan hazırdı. Hepsi ucunu ona doğru çevirirken bir anda ayağa kalktı. Tavon'u şaşırtmıştı. İllüzyon Sahası'ndan kurtulabilecek bir zihne sahip çok az kişi görmüştü.
"Yakalayın!" Herkes işaret kristallerini ateşledi. Altı işaret kristali onun üzerine uçtuğu zaman siyahlı büyücü bir rüzgar patlamasıyla yana doğru savruldu. Tüm kristaller boşa gitmişti.
"Kovalamaktan vazgeçin. Sizinle bir işim yok."
Onun bu cümlesi üzerine herkes aynı çatıya geldiklerinde Garvin "Zaten geceleri milleti gözetlemeyi sevdiğin için tepelerinde uçuyorsun, değil mi?" diye sordu.
Ardından Admon hızla bir ok atarak onun dikkatini dağıttığı anda herkes aynı anda hücuma geçti. Oku savuşturmakla zaman kaybeden Büyü Hırsızı, onlara karşılık verememeliydi.
Tabii bu onların bekledikleri şeydi.
Siyahlı büyücü bir elini ileri doğru uzatarak Eleanor'u geçen seferki kaslı büyücüden çaldığı büyüyle yakaladı. Nesne Hakimiyeti sayesinde onu dokunmadan havaya kaldırdıktan sonra Eva ve Garvin'in üzerine fırlatarak üçünü de yere düşürmüştü.
Mirabel sıçrayıp havada hızla dönerek elindeki kılıcı savurduğu zaman onun da elinde buzdan bir kılıç belirdi ve saldırıyı karşıladı. Buz kılıcı çatladı fakat dayandı. Genç kız hiç durmadan onun karnına bir tekme attığında, Büyü Hırsızı çatının ucuna kadar sendelemişti. Tekrar saldırıya geçen rakibini de Nesne Hakimiyeti ile bir kenara fırlattı.
"Yettim!" Nefes nefese kalmış Mathias, aşağıdan bağırdığı zaman Eva hızla bir geçit açarak onu çatıya çıkardı.
Genç büyücü çıkar çıkmaz "Neden... Kendi... Boyuna... Göre... Bir... Rakiple... Savaşmıyorsun?.." dedi derin derin nefesler alarak.
"Savaşmak istemiyorum! Sadece bırakın gideyim!"
"Korktun, değil mi lan?"
Siyahlı büyücü bir süre onlara baktı. Sarışın kızın açtığı bir geçitten Dorian da oraya gelmişti. Karşısında 8 kişi duruyordu ona saldırmaya hazır bir şekilde.
"Öyleyse bundan sonrası için beni suçlamayın."
Ayaklarının altındaki rüzgarın patlamasıyla birlikte bir anda en zayıf halka gibi görünen geçit büyücüsünün dibinde bitmişti. Elini hızla ileri savurdu, ki bu hareketiyle belki de onu şehrin öbür ucuna fırlatmayı planlıyordu, ama Eleanor tarafından yediği bir darbeyle geri fırladı.
"Sen bizi suçlayabilirsin." dedi kadın. "Çünkü sana karşındakileri küçümsememen gerektiğini zor yoldan öğretmek üzereyiz."
Mathias yıldırımla kapladığı elini hızla onun yüzüne yapıştırmak için dibinde bitmişti. Havadaki eli, siyahlı büyücünün gözlerinin parlamasının ardından söylediği cümleyle bir anda durmuştu.
"Dur."
Hareket edemeyen genç büyücü "Diz çök." lafını duyunca da kendini dizlerinin üzerinde buldu.
"Hasss... Zihin kontrolü de çalmış." Dorian kendini kiremitle kaplayıp onun üstüne hücuma geçti. Fakat bu sefer de üzerine uçan yıldırım büyücüsüyle birlikte geri düştü.
Admon'ın oklarından birisi daha uçarken havada durdu ve sivri tarafı onlara doğru döndükten sonra hızla üstlerine doğru uçtu. Ama Eva'nın açtığı bir geçit sayesinde bu saldırı siyahlı büyücüye gitti. Arkadan omzuna saplanmıştı.
Bir iki saniye acıyla inleyen Büyü Hırsızı, tam bir şey diyecekken yüzüne doğru uçan kristali fark edip hızlıca savuşturdu. Ardından oku çekip çıkardı ve çatıdan aşağıya attı.
"Güçlüsünüz, kabul etmeliyim. Peki beni neden kovalıyorsunuz?" Sesinden dolayı genç olduğunu zaten anlamışlardı.
"İnsanların büyülerini çalıyorsun. Hala nedenini mi soruyorsun?"
"Onların bir kaybı yok."
"Kaybı yok mu? Şu zamanda bir büyünü kaybetmek oldukça büyük bir kayıp. Hem ne yapmayı planlıyorsun ki bunu yaparak?"
"Bu..." Biraz duraksadı. "Sizi ilgilendirmiyor. Zarar vermek istemiyorum ama zorlarsanız güçlü bir büyü kullanmak zorunda kalacağım."
"Eh, bize anlatmıyorsan Şehir Polisi'ne anlatırsın."
"Pekala." Siyahlı büyücü, ellerini havaya kaldırdığı zaman ortam bir anda soğudu. Onun ellerinde toplanan mavi bir enerji, yavaşça buza dönüşürken, sıcaklığı da gittikçe düşürmüştü. Herkes bu saldırıya hazırlanıyordu. Eleanor hariç... Sonuçta o bir ateş büyücüsü ve Büyücü Kralıydı. Bir buz saldırısından pekala kurtulabilirdi.
Büyü Hırsızı ellerini ileri doğru uzattığı zaman fırlayan buz ışını tüm loncayı içine aldı. Herkes buna hazırlanmak için enerjilerini büyü direncine odaklasalar da bedenlerinin bazı yerleri buzla kaplanmıştı. Lonca liderinin bedeninden ise alevler yükseliyordu.
"Güçlü bir şey dediğinde tedirgin olmuştum."
"Olmalıydın zaten." Rüzgar patlamasıyla üzerine uçan büyücü, Eleanor'u karşılamaya itti. Onu eliyle tutmayı amaçlayan kadın, buna yeltenirken garip bir şekilde siyahlı büyücü onu es geçti. Şaşkınlıkla arkasına dönen lonca lideri, onun hala kiremitle kaplı Dorian'a yapıştığını gördü.
"Güzel büyü." Şişman büyücünün bedeninden çıkan mavi bir enerji onun bedenine girdiği anda buzlar bir anda çözüldü ve herkes anahtar aletlerini diplerinde olan Büyü Hırsızı'na yöneltti. Bu sırada dönüşüm büyücüsünün bedenini kaplayan kiremit, parça parça dökülüyordu.
"Yakaladık!" Hepsi aynı anda ateşledikleri zaman siyahlı büyücü, elinde tuttuğu kiremit parçasını hızla sıktı ve bedeni daha kristaller ona yetişmeden maddeyle kaplandı. Kristaller bedenine yerleştikten sonra büyüyü bozdu ve parçalanan kiremitle birlikte kristaller de bedeninden düştü.
"Bu büyü işime yarayabilir." Bir anda sırtında beliren iki kanadı hızla çırparak oradan kaçmadan önce özellikle Admon'u çatıdan aşağı fırlatmıştı.
Kardeşinin düşüşü, Mirabel'in herkesi şaşırtacak şekilde "Admon!" diye bağırıp onun peşinden gitmesine neden oldu. Admon bu tür bir şeyle zarar görecek birisi değildi. Neden telaş yapıyordu ki?
Admon yokken Mathias birkaç kere Çarpma fırlattı ama tutturamadı. Onun isabet yeteneği mavi saçlı genç kadar keskin değildi. Bu sebeple uçarak giden büyücüyü izledikleriyle kaldılar.
"Sanırım başarısız olduk."
Herkesin morali bozulmuştu. Fakat kesinlikle en kötü hisseden kişi Dorian idi. Şişman büyücü çatıya tekrar tekrar dokundu ama hiçbir şey olmadı. Ellerinin içine bakarken hafif bir sesle "Büyüm..." dedi. "Temel büyümü çaldı... Ben... Yoksun oldum..."
Hikaye İle İlgili Bilgiler #73
Geçit büyücülerinin önceden gitmedikleri yerlere geçit açamadıklarından bahsetmiştik. Gittikleri yerlerin geçit büyüsüne etki etme mesafesi de büyücüden büyücüye değişir. Kimi geçit büyücüsü bulunduğu çevrenin 3 metre uzağına gitmiş sayılırken, bazıları 100 metre uzağına gitmiş sayılabilir. Bazı geçit büyücüleri istedikleri yüksekliğe geçit açabilirken bazıları sadece yatay bir düzlemde geçit açabilirler. Bu durum geliştirilemez ve geçit büyücüleri arasında değişkenlik gösterir. Gitmiş sayılma mesafesi ne kadar uzunsa, geçit büyücüsü o kadar yüksek potansiyelli kabul edilir.
Seviyeler
Acemi Büyücü
Büyücü Çırağı
Büyücü Ustası
Büyücü Büyükustası
Büyücü Üstadı
Büyücü Kralı
Büyücü İmparatoru
Büyücü Atası
Büyücü Azizi
Büyücü Tanrısı
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..