Güzel kıyafetlere sahip, yakışıklı hizmetçi ahşap kapıyı Sung Hyun için açarken oldukça saygılıydı.

“Sung Hyun-nim, lütfen buradan gelin.”

Sung Hyun temiz mobilyalar ile döşenmiş, bekar evi gibi duran küçük odaya bir bakış attı. Hua Dağı’nın ikinci etabı boyunca burada konaklayacaktı. Basit, tek kişilik bir odadan farksızdı.

“Teşekkürler.”

“Rica ederim Sung Hyun-nim.”

Sung Hyun ayakkabılarını paspasa sildikten sonra halının üzerine adım attı. Bu süreçte erkek hizmetçi ceketinin içinden teknik kitapçıklarından daha küçük ve ince bir kitapçık çıkardı. Sung Hyun onun ne olduğunu anladığında tekrardan teşekkür etti.

“Diğer hizmetçiler öğrencilere yakınlaşmak için her şeyi yaparken neden bu kadar mesafeli davranıyorsun?”

Sung Hyun konutuna gelirken, Avareler Birliği’nin genç patronu da dahil olmak üzere geri kalan tüm öğrencilere yalakalık yapan hizmetçileri görmüştü. Bu yüzden meraklıydı. Bu genç adam diğer hizmetçilerden neden daha farklıydı.

“Sung Hyun-nim’den bekleneceği gibi, mantıklı ve açık bir soru. Biz Hua Dağı’nın yüksek seviyeli hizmetçileriyiz. Öğrencilerin her şeyinden sorumlu olmak bizim birincil vazifemizdir. Bundan dolayı diğer hizmetçilerden farklı olarak, davranış ve kişilik tanımlama dersleri alıyoruz.”

“Bana onlar gibi davranmamanın sebebi, onlar gibi olmamam mı?”

Hizmetçinin gözlerinin derinliğinde garip bir ışıltı çıktı.

“Hyun-nim’in beni hatırlaması yeterli olacaktır. Adım Nang Ujin, bir zamanlar sizin gibi dördüncü jenerasyon öğrenciydim ancak bazı sorunlar nedeniyle hizmetçi olacak kadar düştüm. Hayatım boyunca güvendiğim hislerim bana onlardan farklı olduğunuzu söylüyor. Bu yüzden onlar gibi davranarak gözünüzdeki değerimi düşürmek istemedim.”

Sung Hyun garip bir ifadeyle Nang Ujin’e baktı. Bir hizmetçiden beklenmeyecek kadar zeki ve ileri görüşlüydü. Diğer hizmetçiler gibi direkt fayda elde etmek için göt yalamamış, aksine gelecekte kendisini güvence altına almak uğruna yatırım yapmıştı.

Sung Hyun genci tanımasa da çok iyi anlaşacaklarını düşündü.

‘İsterse Rim Ri-Na ve Chegal kızının hizmetçisi olmak için onlarla savaşabilirdi. Zekası göz önüne alınırsa rakiplerini elemesi çok zor olmayacaktı. Ancak onlar yerine tereddüt etmeden benim yanıma geldi. Kimliğimi biliyor olabilir mi?’

Kyung Gu’nun bilgilendirmesi bittikten sonra yirmi beş kadın, yirmi beş erkek hizmetçiden oluşan bir takım kendi efendilerini seçmek için talim alanına inmişti. Hepsi kendi efendisi seçme hakkına sahipti. Efendileri de kabul ederse hizmetçisi olabilirlerdi.

‘Bir çıkarları olmasa bu kadar göt yalamazlar. Acaba skorlarımız onların geleceklerini etkileyecek şekilde mi değerlendiriliyor? Öyleyse birkaç şey anlaşılabilir hale geliyor.’

“Anladım, çıkabilirsin.”

Sung Hyun kitapçığı aldıktan sonra Nang Ujin’in ayrılmasına izin verdi. Nang Ujin hafifçe eğildikten sonra arkasını döndü ve oradan ayrıldı.

Sung Hyun tekrardan bir başına kalmıştı.

Odadaki birkaç mobilyadan birisi olan yatağa gitti ve kitapçığı açıp okumaya başladı.

Hua Dağı, Erdem İttifakı’nın en büyük on tarikatından birisiydi. Emrinde onlarca işletme ve savaşçı vardı. Birçok klan onlara biat etmişti. Erdem İttifakı’nın en saygın tarikatlarının başında geliyordu. Bir Hua Dağı uzmanı, başka tarikatlardan birkaç uzmanla eşit güce sahip görülüyordu. Bu yüzden her zaman popüler bir tarikat olmuştu.

Bunun en büyük nedeniyse Erik Çiçeği, Kiraz Çiçeği ve Menekşe Çiçeği sanatlarıydı. Her bir sanat Erdem İttifakı’nda kendisi için efsanelerin oluşmasına neden olacak kadar güçlüydü.

Tarihi basit ve sıkıcıydı. Ancak Sung Hyun gene de okumayı es geçmedi. Bilginin değerini bilen modern bir teknisyen olduğundan, her şeyin içinde bir şeyler arıyordu.

‘Hua Dağı’nın üç temel içsel enerji tekniği ve üç temel kılıç tekniği varmış.’

Erik Çiçeği 12 Formasyon, Kiraz Çiçeği 4 Yaprak Kılıcı, 16 Menekşe Kılıcı. Tüm ikinci sınıf öğrencilerine öğretilen kılıç formasyonlarıydı. Ancak koşulları çok ağırdı. En azından otuz yıllık bir içsel enerjiye sahip olmalı ve bir görev tamamlamalılardı. Üstelik bunları öğrenirken hiçbir dış takviye almamalılardı.

‘İçsel enerjinin saflığını korumak için.’

Otuz yıllık neigong gereksiniminin sebebi, ikinci seviye bir dövüş sanatları ustası olmaları gerekmesindendi. Murim dünyasındaki temel kanunlardan birisi de ikinci seviyeye erişmeyen kimsenin dövüş teknikleri uygulayamayacağıydı.

Zaman yavaş yavaş akarken Sung Hyun yorgun zihnini dinlendirmek için kitapçığı okumaya devam etti.

Bir saatin ardından tüm kitapçığı bitirdi.

Yavaşça doğruldu ve baş ucunda duran üç temel özümseme tekniği kitapçığına baktı. Bunlardan birisini seçmesi gerekiyordu.

‘Üç kutsal zirve arasından en güçlü olanı Kiraz Çiçeği Tepesi. Onun ardını Menekşe Çiçeği takip ederken, Erik Çiçeği Tepesi en güçsüzleri olarak görülüyor. Bunun sebebi üç beyefendinin başı olan Erik Çiçeği Kılıç Azizi’nin ölümü.’

Ne yapması gerektiğini biliyordu.

‘Üç kutsal zirvenin de ortak bir özelliği var. Üç kurucu tarafından bırakılan Dikilitaş Yazıtları… Diğer iki kutsal zirvenin dikilitaşları azizler tarafından korunurken aynısı Erik Çiçeği Tepesi için geçerli değil. Sıradaki azizin belirlenmesi için kütüphanede bırakılmış, onu kavrayacak dâhileri bekliyor.’

Venom’un yardımıyla bu sorun değildi. Sadece yeterince bilgi edinmesi gerekiyordu. Venom ve kendisi bu bilgilerden yeni bilgiler türetebilecek kadar deneyimliydi. Aslında, Sung Hyun’un Venom’a ihtiyacı yoktu. Sadece kendi zihni ile bile birçok şeyi başarabilirdi.

Fakat asla zirveye tırmanma cüretini gösteremezdi.

‘Karar verdiğime göre vakti geldi.’

Üç kitapçıktan herhangi birisine uzandı.  

[Erik Çiçeği Neigong Özümseme Tekniği arşivlendi.]

Sayfaları son derece hızlı bir şekilde çeviriyordu. Bir kitabı tamamen bitirmesi sadece on saniyesini alıyordu.

[Kiraz Çiçeği Neigong Özümseme Tekniği  arşivlendi.]

Sıra son kitaba geldiğinde Sung Hyun’un başı çatlayacak gibiydi. Beynine giren kelimelerin ve görsellerin sayılarla açıklanması olanaksızdı. Sadece yirmi saniyede, beş saatte bitirilebilecek ve ezberlemesi günler sürecek kitapları beyninde arşivlemişti.

Haliyle zihni zorlanıyordu.

[Menekşe Çiçeği Neigong Özümseme Tekniği arşivlendi.]

[Aktarım daha sonraya ertelendi.]

[Şema arka planda oluşturuluyor.]

[Uyarı!]

[Lütfen yeterli enerji kaynağına sahip olduğunuzdan emin olun.]

 Venom’un durgun sesi zihninde yankılanırken dünyası kırmıza boyandı. Sung Hyun derin bir iç çekti ve odadan dışarı çıkıp kafeteryaya yöneldi. Giderken kitapçıkları da almıştı. Hangi tepeyi seçtiğini kayıt ettirmesi gerekiyordu.

Grr~

Midesi gurulduyordu.

Venom’un tam potansiyelini kullanmak için kandaki vitamin değerlerini yüksek tutması gerekiyordu. Aç kalmamalı, yorgun olmamalı ve düzgün düşünebilmeliydi. Aksi takdirde nöronları Venom ile bağlantı kuramayacak duruma geliyordu.

‘Bu yüzden hafızayı kullanamıyorum ya? Enerji seviyem yeterin kadar çok değil. Daha değerli şeyler tüketip, kanımın ve bedenimin değeri arttıkça daha iyi kullanabilmeye başlayacağım.’

Açlıktan midesi guruldasa da ilk önce kayıt yaptırmak için Nang Ujin’i buldu.

“Erik Çiçeği Tepesi’ne kayıt yaptıracağım.”

“Oh? Sung Hyun-nim, verdiğim kitapçığı okuduğunuzdan emin misiniz? Oradaki bilgilere göre en mantıklısı Menekşe Çiçeği Tepesi değil mi?”

“En iyi değil, en uygunu vardır. Kayıt işini sana bırakıyorum.”

Erik Çiçeği Neigong Özümseme Tekniği dışındaki diğer iki tekniği verdikten sonra kafeteryaya döndü ve bir masaya kuruldu.

Herkes düşünmekle meşgul olduğunda kafeterya da kimse yoktu. Bu yüzden Sung Hyun dertten uzak hoş bir yemek yemişti. Zamanı olmadığından yemeğini yedikten sonra hemen ayrılmıştı.

[Yeterli kaynak karşılandı.]

[Erik Çiçeği Neigongu’nun neigong rotası oluşturuldu.]

[Simülasyon hazırlıkları yapılıyor…]

‘Harika!’

Sung Hyun yanına birkaç yemek daha aldıktan sonra evine dönüyordu. Yoldayken bu hoş haberi duyunca gülümsemişti.

[Simülasyon ertelendi.]

Sung Hyun koşar adımlarla konutuna ilerledikten sonra olması gerekenden çok daha kısa bir sürede vardı.

“Simülasyonu başlat.”