Sung Hyun komut verdiği anda önünde bir parıldama oluştu. Retinasına kazınmış şemalar bir anda etrafta uçuşmaya başlarken, odanın diğer köşesinde yapısal olarak bir kopyası ortaya çıktı. Venom’un en önemli özelliklerinden birisi olan Simülasyon, şu anda aktive edilmişti.

Kitapçıklarda yazılanları sanal bir vücutta gerçekleştiriyordu. Bu yüzden Sung Hyun’un gelişimi için oldukça önemliydi.

Simülasyonun bir amacı da nasıl kullanılacağını öğretmekti. Duygu ve hatadan yoksun olan sanal bir varlığın, kitapçıkta yazılanları birebir yerine getirmesiydi.

“İlk önce Erik Çiçeği’nden başla.”

Simülasyon Sung Hyun, hızlıca yere çöktü ve lotus pozisyonunda meditasyon yapmaya başladı. Aynı sırada vücudu şeffaflaştı ve kristalden yapılmış gibi gözüken binlerce damar ortaya çıktı.

Bir saat sonra Sung Hyun kanlanmış gözlerle tekrardan konuştu.

“Analizleri iki saat sonra beynime gönder.”

[Emir onaylandı.]

“Şimdi sıra Menekşe Çiçeği’ne geldi.”

 Simülasyon Sung Hyun tekrardan lotus pozisyonunda meditasyon yapmaya başladı. Bu sefer öncekilerden daha farklı yerlerde binlerce damar ortaya çıktı ve eflatun renkli bir ‘şey’ damarlarda hareket ederek İç Saray’a depolanmaya başladı.

Neigong’un temeli doğa ve dünyaydı. Yani bu güç atmosferden gelmeliydi. Sung Hyun kısıtlı bilgi birikimi ile bunu uzun süredir düşünüyordu ancak daha şimdi inceleme şansı bulabilmişti. Neigong’un kaynağı atmosferdi. Bu işini daha da kolaylaştıracaktı.

“Kiraz Çiçeği’ne geç. Ayrıca Menekşe Çiçeği ve Erik Çiçeği’ni detaylıca analiz etmeye başla. Tarihteki en güçlü Hua Dağı uzmanı olan Üç Çiçek Kılıcı Azizi’nin, üç temel teknikle bir alakası olabileceğini düşünüyorum. Hepsini incele ve ortak, farklı ve eksik yönlerini teyit et.”

[Emir onaylandı.]

[Tahmini süre hesaplanıyor…]

[Süre hesaplandı.]

[Tahmini süre 415 gün]

[Erik Çiçeği Neigong’u – 133 gün]

[Menekşe Çiçeği Neigong’u – 120 gün]

[İki teknik temel alınarak Kiraz Çiçeği Neigong’unun analizinin tahmini süresi hesaplanıyor.]

[Kiraz Çiçeği Neigong’u – 102 gün]

[Ortak yönlerin teyit edilmesi – 10 gün]

[Bağlantı kurma – 20 gün]

Sung Hyun kafasını salladı ve tekrardan önüne odakladı. Hua Dağı gibi büyük bir tarikatın tekniklerinin on dakika da analiz edilmesini beklemiyordu. Ayrıca bu normal bir analiz değildi. Tüm haliyle, bir köşesinden öbür köşesine kadar dikkatli bir incelemeydi. Tamamlandığında teknik hakkında en yüksek anlayışa sahip olacaktı.

Belki de kurucusu ile aynı seviyede…

Derken Simülasyon Sung Hyun tekrardan meditasyon yapmaya başladı. Bu yüzden tekrardan ona odaklandı ve not çıkardı.

Saatler sonra terler içinde yatağa yığıldı.

[Erik Çiçeği Neigong Özümseme Tekniği başarıyla analiz edildi.]

[Temel seviye ustalığa ulaşıldı.]

Teknik hakkında belli bir anlayışa ulaştığında geriye tek kalan tekniği uygulamaktı.

‘Fakat çok yorgunum.’

Yarına ertelemesi gerekiyordu. Zihni öyle yorulmuştu ki gözlerini açık tutmak ve düşünmek eziyet gibiydi. Birkaç saat boyunca tam odaklanmayla vücudundaki damarları incelemiş ve tekniklerin özüne bir bakış atmıştı. Bu süreçte Neigong hakkındaki anlayışı artmış, dünya hakkında daha fazla şey kavramıştı.

‘Sadece özümseme tekniği olmasınar rağmen Sekiz Gümüş Avuç İçi ile karşılaştırılamayacak kadar derin. Tekniği ezberlemek bir eziyetken bunu dikkatli bir şekilde yapmak çok daha sıkıntılı olacak.’

Düşüncelerle boğuşurken derin bir nefes aldı ve kendini rahatlattı. Yatak bir bataklık gibi onu karanlığa çekti.

Çok geçmeden uykuya daldı.

***

Ertesi gün şafak sökerken Chegal Min talim alanına meditasyon yapmak için geldi. Kiraz çiçekleri havada süzülüyordu. Talim alanında kimsecikler yoktu. Tahta kuklalar tapınağın önündeki talim alanına yerleştirilmişti. İkinci test ile bir alakası olmasa da yerleştirmek uzun sürdüğünden şimdiden başlamışlardı. Hâlâ bitmediği belliydi, tapınağın on metre önündeki alan bomboştu. Kazıklar yere çakılmıştı ancak kuklalar yerleştirilmemişti.

Chegal Min, kuklaların kalitesini ölçünce hayranlıkla iç geçirdi.

‘Babamın dediği gibi… Kiraz Çiçeği Tepesi kesinlikle en zengin olan.’

Erik Çiçeği Tepesi’nde büyüdüğünden tarikat hakkındaki bilgisi diğerlerinin hiçbir zaman erişemeyeceği seviyedeydi. Babası tarikatın önde gelen figürlerinden birisiydi. Çok ama çok önceden neigong biriktirmeye başlamıştı. Hayatı tarikatta geçtiğinden birçok ustadan fikir almıştı.

On beş yaşında gözükse de aslında on altı yaşındaydı. Ama şimdiden 15 yıllık neigong biriktirerek üçüncü sınıf bir savaşçı olabilmişti. Diğerlerinin aksine Erik Çiçeği Özümseme Tekniği’ni çalışmasına gerek yoktu. Sonuçta, birkaç yıl önce temel seviyeye erişmeyi başararak tarikatın dâhilerinden sayılmaya başlamıştı.

Sınavlara katılması babasının gelenekleri bozmak istememesiydi.

‘Rakiplerim oldukça yetenekliyken duraklayamam. Attığım her adım diğerlerinden daha güçlü olmamı sağlayacak.’

Talim alanının boş yerlerinden birisine oturdu ve lotus pozisyonunda çalışmalara başladı. Erik Çiçeği Neigong Özümseme Tekniği’ni çalışıyordu.

O sırada korkulukların arasından Avareler Birliği’nin genç patronu çıktı ve bir köşeye oturup elindeki kitapçığı okumaya başladı.

‘Kiraz Çiçeği Neigong Özümseme Tekniği’

Henüz tekniği ezberleyememişti. Birkaç gün daha gerektiğinin farkındaydı.

Onun hemen ardından Rim Ri-Na ve güzeller güzel Sima Hyeri’de talim alanına geldi. İkisi de Menekşe Çiçeği Tepesi’ni seçmişti ve özümseme tekniklerini ezberlemek için uğraşıyorlardı. Ezberledikleri anda çalışmalara başlayacaklardı.

Bir saat huzurluca geçti ve güneş ışıklarını rahatlıkla yeryüzüne iletmeye başladı. Geriye kalan öğrenciler de o sırada kitapçıkları ile talim alanına gelmiş ve çalışmaya başlamışlardı.

“Hoh? Dahilerden bekleneceği gibi oldukça çalışkanlar.”

“Ne olmasını bekliyordun ki?”

“Şu canavara bakın! Çoktan temel seviyeye ulaşmış.”

Birkaç erkek nutku tutulmuş şekilde Chegal Min’i gösterdi. Chegal Min sakin bir ifadeyle meditasyon yapmaya odaklanmıştı. Dış dünya ile tüm iletişimini kesmişti.

“O kızdan ne bekliyordun ki? Muhtemelen yıllar önce temel seviyeyi kavradı ve kuruluş aşamasına geçmek için hazırlanıyor. Bir dâhiden bekleneceği gibi.”

“Huh… Oldukça zor olduğunu söylemeliyim. Kiraz Çiçeği Neigong’una biraz bakındım ancak hiçbir şey anlamadım. Normal tekniklerden bir hayli farklı bir yapısı var. Bir hafta yeterli olacak mı bilmiyorum.”

“Hua Dağı’nın kılıç tekniklerini çalışmak için özel olman gerektiğini bilmiyor musun? Elbette çöpleri dışarıda bırakmak için filtrelemek zorundalar.”

Tartışmalar baş göstermeye başladı. Birbirlerine hakaret edenler kısa süre içinde kavgaya tutuştular.

O sırada Sung Hyun hepsinden uzak, birkaç korkuluğun ardında gizlice meditasyon yapmaktaydı. Meditasyon yaparken iç dünyası huzurla doluydu. Zihni sakin ve kalbi ritmini hiç bozmuyordu. Erik Çiçeği Neigongu’nda belli bir anlayışa sahip olduğundan içsel enerjisinin artış hızı çok fazlaydı. Öyle ki birkaç saat içinde, bir haftalık içsel enerjiye sahip olmuştu.

Hızı anormal dereceydi.

Farkında olmadan günler geride kaldı.

İkinci gün de Chegal Min’in ikinci testi birinci sırada bitirdiği duyuruldu. Kimse onun hızına şaşırmamıştı. Sonuçta o herkesçe saygı duyulan Chegal Shin-nim’in kızıydı. Herkesten daha hızlı kavraması oldukça normaldi.  

Chegal Min’in ayrılışından iki gün sonra Sima Hyeri’nin ikinci testi geçtiği duyuruldu. Dışarıdan olmasına rağmen dehasını göstermiş ve diğerlerinden çok daha hızlı kavramayı başarmıştı.

Beşinci gün ise Rim Ri-Na ve Avareler Birliği’nin genç patronu testi tamamladı.

Geriye kalanların yarısı altıncı gün testi tamamladı ve sıradaki teste geçme hakkı kazandı. Onların arasında Sung Hyun’da vardı. Bu testi fırsat bilip üç aylık neigong toplamıştı. Erik Çiçeği Neigong’unun değeri belliydi. Sung Hyun araştırma yaparak çalışsa da hızlıca üç aylık neigong toplamayı başarmıştı.

Yedinci gün bittiğinde ise sadece on kişi kalmıştı.

“Testi geçemeyenler lütfen hizmetçileri takip etsin. Hâlâ bir şansları olduğunu unutmadan sıkı çalışmaları gerekiyor.”

Kyung Gu tapınaktan çıktığında geride kalan kırk öğrenciye baktı. Kırk öğrenci içinden sadece yedi kişi Erik Çiçeği Tepesi’ni seçmişti. Onlar arasından dikkate değer tek kişi Chegal Min’di. Böyle olması biraz hayal kırıklığı olsa da Kyung Gu sevinmeden edemedi. Kendisi Kiraz Çiçeği Tepesi’nin yardımcı tepe ustasıydı, haliyle Erik Çiçeği Tepesi’ni sevdiği söylenemezdi.

Otuz üç öğrenciden yirmisi Menekşe Çiçeği Tepesi’ne, on üçü de Kiraz Çiçeği Tepesi’ni tercih etmişti.

‘Demek bizi seçti ha.’

Kyung Gu, sakince duran Avareler Birliği’nin genç patronuna baktı.

“Üçüncü test aralarında en zor olanı olarak bilinir.”

“…”

Kimse bir şey söylememiş olsa da birçoğu yüzünü ekşitti.

Kyung Gu gülümsedi ve devam etti.

“Tek yapmanız gereken Hua Dağı’na yemin etmek.”

Kelimeleri gök gürültüsü etkisi yaptı. Avareler Birliğ’nin genç patronu, Sima Hyeri, Rim Ri-Na ve pek çok yetenekli kişinin yüzündeki ifade değişti.

“Merak etmeyin, bu bağlılık yemini değil. Hua Dağı’nı korumak için kullanılan basit bir ant. Klanlarınızdan ya da tarikatlarınızdan ayrılmayacaksınız.”

Dediklerinin ardından neredeyse herkes rahat bir nefes verdi.

“Güzel. Benden sonra tekrar edin; Dürüst düşüncelerden sapmayacağıma, dünyevi konularla Hua Dağı’nı bir tutmayacağıma; Güçlenmek için her şeyi yapacağıma yemin ederim! Hayatım boyunca Hua Dağı’nı korumak için hareket edeceğime, zarar verecek hareketlerde bulunmayacağıma yemin ederim!"

"Öğrenmenin yolu tekrardan geçer; sıkı çalışıp iyi bir kılıç ustası olacağıma ve Hua Dağı’nın onuruna leke sürmeyeceğime yemin ederim!”

Üçüncü test basit bir yemin töreniydi.

Sung Hyun hayal kırıklığına uğramıştı.

Fakat gene de yemin etti.