Bölüm 35: Usta, Bir Tuzağa Düştün

"İşte geliyorlar!" Lu Zhou kıpkırmızı uçan arabaya bakarken söyledi.

Bu arada, Küçük Yuan'er'in özgür ve rahat bakışı, arabayı gördüğünde kayboldu ve çekinerek, "Bu Kıdemli Kız Kardeşin uçan arabası!" dedi. Ondan sonra, Lu Zhou'nun yanına yürüdü ve dirseğinin yanında durdu, ellerini kolunun etrafına doladı.

“Korkma!” Lu Zhou elini salladı.

"Ey!" Küçük Yuan'er bir düşüncede Ustasının haklı olduğunu anladı. 'Usta buradayken neden korkayım ki?'

Babasını geri getirmişti. Komada olması ve gösteriye tanık olamaması üzücüydü. Pan Zhong'a gelince, kafası karışmış görünüyordu ve kimse onun ne düşündüğünü bilmiyordu.

Bir yandan Murong Hai rüya görüyormuş gibi hissetti. 'Halüsinasyonlar… Bunların hepsi bir halüsinasyon olmalı!'  Yanağına sertçe bastırırken düşündü.

Dünyada çok sayıda yetişimci vardı ve Brahma Denizi aleminin sekiz meridyenini de açan kişi zaten bir uzmandı. Bir yetişimci bu aleme adım attığında havada süzülebilir ve sekiz meridyeni de açtığında gökyüzünde uçabilirdi.

Bu nedenle, gökyüzünde bu kadar çok uzmanın uçtuğunu görünce nasıl şaşırmazdı? 'Brahma Denizi uzmanları bu kadar sıradan mı?'

Ayrıca, uçan kılıçları kontrol edebilenler en az sekiz meridyen açmış olan yetişimcilerdi ve bunların çoğu aslında İlahi Saray uzmanlarıydı. Üstelik burada uçan bir savaş arabası da vardı.

Uçan bir savaş arabası bir statü sembolüydü ve yalnızca bir gücün lideri genellikle bir arabaya sahip olabilirdi. Bineklere, özellikle de efsanevi bineklere gelince, birini yakalamak güç, şans, yedek güç ve zaman gerektiriyordu, bu da onu bir uçan arabadan daha prestijli bir varlık haline getirdi.

En iyi on uzman, on binlerce yetişimciyle Altın Saray Dağı'nı kuşattığında, yalnızca en iyi on uzman uçan arabalara sahipti.

Uçan kızıl arabanın sahibi kimdi?

Kısa bir süre sonra, uzman grubu olay yerine geldi ve saldırmaya hazır görünerek yarım daire şeklinde dağıldı. Bu arada, araba önlerinde durdu.

Lu Zhou, Murong Hai, Küçük Yuan'er ve Pan Zhong hepsi ona baktı.

Tam o sırada baştan çıkarıcı bir ses duyuldu, "Küçük Kız Kardeş gitgide güzelleşiyor."

Tanıdık ses ve ton, Küçük Yuan'er'in dudaklarını büzmesine ve tekrar Lu Zhou'nun arkasına koşmasına neden oldu.

'Küçük kızkardeş mi?'  Pan Zhong kaşlarını çattı. "Müthiş bir yetişim temeli olan bu asi küçük kızı kim korkutabilir?"  Ancak, bir sonraki anda, kıpkırmızı uçan arabanın sahibini tanımış gibiydi. Neler olduğunu anlayınca güçlükle yutkundu ve parmakları titremeye başladı.

"Hm, hain! Ben senin Küçük Kız Kardeşin değilim!" Küçük Yuan'er öfkeyle söyledi.

Bunu duyan arabadan bir kahkaha sesi yankılandı.

"Küçük Kız Kardeş, hala her zamanki gibi masum ve sevimlisin!"

O anda, havada uçan kılıçla havada süzülen bir İlahi Saray uzmanı yumruğunu arabaya doğru tuttu ve dedi ki, "Saray Ustası Ye, bize yaşlı kötü adamın son saldırıdan kurtulmak için gizli bir ilaca güvendiğini söyledin ve sen burada olacağını gizlice bize mektuplarla bildirdin. Şimdi gördüğüm şey sadece küçük bir kız. Bunun anlamı nedir?"

"Sadece küçük bir kız mı?"  Lu Zhou merak etmekten kendini alamadı. 'Sadece on yaş küçüldüm. Evet, saçlarım koyulaştı ve cildim daha sıkı ama yüz hatlarım aynı kalıyor. Tanımak o kadar zor mu?'

Arabadaki gelişimci güldü ve "Gözlerini aç ve iyi bak" dedi.

"Ah?"

Araba havaya yükseldi ve yükseldi. Yetiştiriciler nefeslerini tutarak ona bakmaktan kendilerini alamadılar.

Beyaz giysili bir hanım, gökten inen bir peri gibi yavaş yavaş gökten indi. Aurası durgun su kadar sakindi ama aynı zamanda şiddetli bir öldürme niyeti içeriyordu.

Aralarında biraz mesafe olmasına rağmen, Lu Zhou onu hala tanıdı.

'Ye Tianxin, Gelişen İlahi musibet alemi, %45 düşmanlık.'

Altıncı öğrencisiydi, şu anda Türetilmiş Ay Sarayının efendisiydi ve adını birçokları tarafından duymuştu. Türetilmiş Ay Sarayının sadece kadın yetiştiricilere sahip olduğu ve her birinin yetenekli olduğu söylendi. Ancak hepsi kalpsiz, sadakatsiz erkeklerden nefret ederdi. Sebebini kimse bilmiyordu ve Lu Zhou da hafızasında cevabı bulamıyordu.

Etrafa baktı ve herhangi bir kadın yetişimci bulamadı. Kendi halkını değil, yabancıları kullandığı açıktı ki bu akıllıca bir fikirdi.

O anda, diğer yetişimciler de yere indi ama Ye Tianxin'den uzak durdular çünkü o, korkunç Ye Tianxin'di.

Lu Zhou ellerini arkasında birleştirdi ve gözlerini Ye Tianxin'e dikti. Mizacı ve görünüşü ona bir şiiri hatırlattı:

'Lotus çamurda büyür, ancak çamurla asla kirlenmez.

Ve dalgalanan suyun üzerinde yüzer ama onunla asla dans etmez.'

Lu Zhou bir şey yapmak için acele etmiyordu çünkü işlerin o kadar basit olmadığını hissetmişti. Onu yakalamak için tuzak kurmazlardı. Kötü müritleri o kadar aptal değildi.

En büyük, ikinci, beşinci, yedinci ve sekizinci müritleri ortaya çıkmamıştı. Bir zirve form kartını etkinleştirdiğinde, yalnızca yarım saati vardı. Kötü öğrenci grubunu zirve halindeyken alt etmek için elinden gelenin en iyisini yapmalıydı.

Tüm gözler Ye Tianxin'e odaklanmıştı. Zarif bir şekilde ilerledi ve uygulayıcılar geçmesine izin vermek için ayrıldılar. On adım attıktan sonra durdu ve gülümsedi, gözlerini olay yerindeki tek yaşlı adama dikti, "Usta, tuzağa düştün."

Kalabalığın üzerine bir sessizlik çöktü.

Şaşkınlık, şok, şüphe veya inançsızlıkla dolu olan gözler aynı anda altmışlarında veya yetmişlerinde görünen yaşlı adam Lu Zhou'ya kaydı.

"Bu yaşlı adam, bir zamanlar seksen bin Rongbei yetişimcisini katleden efsanevi ve ünlü kötü patrik mi? Bir yanlışlık mı var?"

Kimse inanamadı çünkü portreden farklı görünüyordu. Ancak, Ye Tianxin onu kişisel olarak işaret etmişti. O yaşlı kötü adamın altıncı öğrencisiydi ve yanılıyor olamazdı.

Fiyuuv! Fiyuuv!

Yetiştiriciler, sanki zorlu bir düşmanla karşı karşıyalarmış gibi kılıçlarını kınından çıkardılar ve gözlerini Lu Zhou'ya diktiler.

Ortam biraz tuhaf ve gergindi. Her iki taraf da birbiriyle göz gözeydi ancak kimse ilk vurmaya cesaret edemedi. Ayrıca alışılmadık derecede sessizdi, o kadar ki herkes birbirinin kalp atışlarını duyabiliyor gibiydi.

O anda Murong Hai yaşlı adama nazik bir yüzle baktı ve güldü. 'O, kötü şöhretli kötü şöhretli patrik mi? Haha! Beni öldürsen iyi olur. Hepiniz yalancısınız! yalancılar!'

Ellerini arkasında birleştirmiş olan Lu Zhou, Ye Tianxin'e baktı ve sakince konuştu, "Madem bana usta olarak hitap ettin, sana bir şans daha vereceğim. Altın Saray Dağı'na geri dön. Yine benim dokuz öğrencimden biri olacaksın.”

Cevabı, mevcut tüm yetişimcileri şok etti. Bu, Kötü patrik olduğunu kabul etmekle aynı şeydi!

Ye Tianxin gülümsedi ve "Usta, sana saygımdan dolayı Usta dedim. Altın Saray Dağı'na geri dönmeye gelince, önce onlara sormalısın."

Çevredeki gelişimcilerin hepsi öfkeyle Lu Zhou'ya baktı.

"Yaşlı kötü adam, son savaşı kazandığın için şanslısın ama bu sefer o kadar şanslı olmayacaksın!"

“Gizli bir ilaç, ne de olsa gizli bir ilaçtır…Kısa sürede kişinin yetişim temelini artırabilen her gizli ilacın yan etkileri vardır. Herkes sakin olsun!”

"Bu yaşlı kötünün geçen sefer enerjisini böyle ahlaksız bir şekilde kullanmasına şaşmamalı!"

"Yaşlı kötü adam, şimdi ölme vaktin geldi! Kendini teslim et!”

Yetişimciler, Lu Zhou'ya hırlarken öfkeden alev alev yanıyorlardı. Ancak, onlara kulak asmadı ve sadece gülümseyen Ye Tianxin'e bakarak, "Burada olacağımdan nasıl emin oldunuz?" diye sordu.

Ye Tianxin ellerini çırptı ve biri ona bir portre verdi.

"Bir zamanlar dünyaya hakim olan Kötü patrik'in kılık değiştireceğine inanmak zor."

Lu Zhou cevap olarak hiçbir şey söylemedi, bu yüzden Ye Tianxin devam etti, "Usta, sana tahmin ettiğimi söylesem bana inanır mısın?"