Bölüm 139: Kandırılmak
Lin Ruoxi, çoktan yemeğini bitirmişti, yemek çubuklarını bıraktı ve nemli havluyla kibarca ağzını sildi. Havluyu kare olarak katladı ve geri yerleştirdi. Sonra ona doğru gülümsemeyle gelen Yang Chen’i görmezden gelerek yemek masasından kalkıp kanepeye yürüdü ve uzaktan kumandayla TV’yi açtı.
Yang Chen, ne söylemesi gerektiğini düşündü ancak tam bir şey söylemek üzereyken, TV’deki haber programı onun sessiz kalmasına neden oldu.
Sabah haberlerinde Zhonghai’in yerel haberler bölümüydü ve haberin başlığı: “Korkunç banka soyguncuları yeniden ortaya çıktı.”
Ekranda, kapısı ve birkaç duvarı bombalanarak açılmış olan ve polis tarafından sarı şeritle kordon altına alınmış Zhonghai’deki bir banka vardı. Bir dizi sağlık personeli, yaralı banka çalışanlarını ve müşterileri dışarı taşıyordu. Yolun kenarında izleyicilerden oluşan bir kalabalık vardı ve onların arasında ağlayan ve polisi azarlayan akrabalar vardı.
Olay yerindeki muhabire göre, dün öğleden sonra bombalanan banka da sekiz soyguncu modifiye edilmiş bir Ford’a binerek onunla bankanın içine hücum ettiler. Onlar sadece milyonlar çalmadılar, hatta çok sayıda çalışanı ve müşteriyi bile yaralamıştılar. Sonunda modifiye araçlarının hızından ve gözü pek sürüş becerilerinden faydalanarak bir rehineyle kaçmıştılar. Zhonghai’in kenar mahallelerine girip polisin takibinden gizlenerek kurtuldular.
“Ülkede böyle pişkin banka soyguncuları mı var?” YangChen, kaşlarını çattı ve ciddi bir ifadeyle TV’yi izleyen Lin Ruoxi’ye sordu.
Lin Ruoxi, soğuk bir şekilde ona bir bakış atıp bir kelime bile etmedi ve TV’yi izlemeye devam etti.
Yang Chen ters bir cevap vermedi, ağzını kapattı ve haberleri izlemeye devam etti.
Bir süre sonra olay yeri polis için bir röportaj yerine dönüştürüldü ve Yang Chen, TV’deki röportaj verecek kişinin aslında tanıdığı biri olduğunu gördü.
Kısa saçlı düzgün bir baş ve kahramanca, büyüleyicilikle dolu olan oval güzel bir yüzü vardı ve bu kişinin giydiği bol polis üniforması hâlâonun büyük göğüslerinin kıvrımlarını gösteriyordu. Bu kişi tam olarak Yang Chen’in uzun süredir muhalifi ve Lin Ruoxi’nin az sayıdaki yakın arkadaşlarından biri olan Cai Yan’dı.
Ancak düşününce Cai Yan sonuçta bir polis şefiydi, Batı Bölgesi Karakolu’nun büro şefi olarak onun için TV’de görünmek oldukça normaldi.
Ancak Cai Yan korkunç bir ruh halinde görünüyordu. Çatılmış kaşları, soğuk yüzü her an öfkeden patlayacakmış gibiydi.
Cai Yan’ın ifadesini gördükten sonra birkaç muhabir herhangi bir soru sormaya cesaret edemedi. Zhonghai, TV’den deneyimli bir muhabir sormak için öne ilerledi: “Büro Şefi Cai, bu son iki aydaki ikinci banka soygunu davası. Suçlular görgü tanıklarına göre aynı ekip, neredeyse on yıldır Zhonghai şehrinde hiç banka soygunu davası olmamıştı ancak iki aylık sürede iki olay yaşandı. Şehrin hükümet lideri son derece öfkeli, yeni Batı Bölgesi Büro Şefi olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?”
Cai Yan, bir süre sessiz kaldı, sonra konuştu: “Bu suçlular yeterli silahlara, uygun ekipmanlara ve titiz bir planlamaya sahipler. Soyguncular, oldukça profesyonel ve onlar bir organizasyona ait bir suç çetesi olmalılar. Onlar Zhonghai’de aniden ortaya çıktıkları için, denizden yasadışı göç etmiş olmaları oldukça muhtemel çünkü suçluların izleri deniz sınırındaki diğer illerde bulundu ama onlar bütün bu süre de hiçbir zaman yakalanmadı. Onlar iki kez kaçmayı başardıkları için bu polisimizin başarısızlığı. Batı Bölgesi Karakolu adına zarar gören kişilerden özür dilerim.”
“Özrün ne faydası var ki? Paralarımız ne olacak! Ölen insanlar ne olacak!”
“Polis ne için var? Kaybol ve yerine başkasını bulsunlar!”
Olay yeri oldukça karışıktı, mağdurun ailesinden biri röportaj platformunun dışından yüksek sesle bağırdı ve çok sayıda insan, polisin beceriksizliğini azarlamak için aynı şekilde davrandı.
Cai Yan’ın acıklı bir ifadesi vardı ancak kararlı kaldı ve konuştu: “Ben Cai Yan, buradaki herkese söz veriyorum, bu suçluları kesinlikle adalete teslim edeceğim. Eğer bu tekrar olursa istifa edeceğim ve bir daha asla polislikle ilişiğim olmayacak.”
Bu haber kesiti dün öğleden sonraya aitti ancak sadece bugün yayınlandı. Böyle bir olay kitleleri paniğe sürükleyeceğinden belli ki şehir hükümeti ciddi bir değerlendirme yapmıştı. Fakat onlar kâğıdın ateşi örtemeyeceğini biliyorlardı, çok fazla izleyici vardı, bu yüzden kitlelere bilgi vermek için sadece yayın izni verebilirlerdi.
Bu haber kesitini izledikten sonra Lin Ruoxi, aniden TV’yi kapatmayı seçti, sonra yanındaki kablosuz telefonu aldı ve numaraları tuşladı.
“Merhaba Yanyan, ben Ruoxi.”
“Evet. İyi misin?”
“Bu harika kendine dikkat et ve amca Cai’ya saygılarımı ilet, bay bay.”
On beş saniyeden kısa bir sürede, Lin Ruoxi, telefonu kapattı, kalktı ve merdivenlerden yukarı gitmeyi planladı.
Yang Chen birden üzgün hissetti çünkü bu kadın yakın arkadaşlarına bile soğuktu. Endişeli olmasına rağmen, o sadece birkaç cümle konuşmaya istekliydi, sözlü iletişim açısından psikolojik sorunları olabilir mi?
Tek kelime etmeden Lin Ruoxi’nin merdivenlerden yukarı gitmek üzere olduğunu gördüğünde Yang Chen, sormaya engel olamadı: “Sevgilim Ruoxi bana sormayacak mısın, kocana, dün gece nereye gittiğim ve neden evi aramadığı mı?”
Yang Chen’in ona samimi hitap şeklinden dolayı artık eskisi kadar tiksinmiyordu, tamamen hissizleşmişti. Yang Chen’in sorusunu duyduğunda Lin Ruoxi, adımlarını durdurdu, arkasını döndü ve bir poker yüzle sordu: “Eğer sana sorsaydım, gerçeği söyler miydin?”
Gerçeği söyler miydim? Üçüncü kez Mo Qianni’ye yol kenarı tezgahında eşlik ettiğini mi, onunla eve gittiğini mi, Mo Qianni’nin nasıl onu öpmek istediğini mi, onu öpmesi için bir süre nasıl uyuyormuş gibi davrandığını mı söylemeli? Ya da şu anda gerçekten Mo Qianni için suçluluk duyduğunu mu söylemeli?
Yang Chen, sonunda Lin Ruoxi’nin nasıl CEO olduğunu ve böyle büyük bir şirketi nasıl yönettiğini anladı. Sormamıştı bile ancak o zaten doğruyu söylemeyeceğini biliyordu.
“Bu…bu kez doğruyu konuşmayacağım ancak sonraki sefer yapacağım. Ancak ben gerçekten yalan söylemekte iyiyim ve hatta gerçek gibi gelecek. Bir tanesini dinlemek ister misin?” Yang Chen önerdi.
Lin Ruoxi, dudakları alayla bir gülümseme oluşturdu ve konuştu: “Bunu diğer kadınlar için saklamalısın, benim ihtiyacım yok.”
Bunları demesiyle Lin Ruoxi ,merdivenlerden çıkmaya devam etti ancak doğal bir tavırla tekrar dönüp konuşmadan önce sadece birkaç adım attı: “Her neyse dün gece sen ayrıldıktan sonra Kıdemli ve ben ortak bir projeyi kabul ettik. Gelecek yıl için ana iş olacak. Bu nedenle Hong Kong’a bir iş seyahati yapmak ve bu ortaklığın diğer yatırımcılarıyla tanışmak istiyorum. Dün yaptığın gibi kaba şeylerden kaçınman için bunu peşinen bilmeni istiyorum."
Kaba mı? Lin Ruoxi, dün gece onun dün geceki hareketlerini ZengXinlin’i öfkelendirmek amacıyla yaptığını düşünmüş görünüyordu. Her halükarda bu da iyi bir şeydi, bu onu açıklamak istemediği bazı şeyleri açıklamaktan kurtarmıştı.
Bekle bir dakika! ZengXinlin ile ortaklık mı! Lin Ruoxi, bir iş gezisine mi gidecek?
Yang Chen, bir şeylerin doğru olmadığını düşündü ve hemen sorguladı: “Neden sen gidiyorsun? Bana bu projede ZengXinlin ile kişisel olarak bağlantı kurmak zorunda olduğunu söyleme.”
Lin Ruoxi başıyla onayladı: “Bu yatırım oldukça büyük. Bir planım var ancak henüz uygulamaya koymadım. Eğer bunu başkasına bırakırsam içim rahat etmez, bu yüzden kendim gideceğim.”
“Bu gelecekte sık sık ZengXinlin ile karşılaşmak zorunda olduğun anlamına gelmiyor mu?” Yang Chen sordu, bundan dolayı inanılmaz bir şekilde rahatsızlık hissediyordu.
“Neden bununla ilgili bir fikrin mi var?”
Yang Chen, tereddütte etmeden başıyla onayladı. Bu kurtların ağzına bir koyun göndermek değil mi? Nasıl geri dönüşü olmayan bir olayın gerçekleşmesine izin verebilirdi?
“Ancak bu proje gerçekten önemli üstelik karşı grup İtalyan yatırımcı. Bizim şirkette İtalyancası yeterli düzeyde olan tek yönetici benim.”
“Bu sadece İtalyanca değil mi? Ben de İtalyanca konuşabilirim.”
Bunu söylediğinde, YangChen aniden bir şeylerin doğru olmadığını fark etti. Kendine bir delik kazıyormuş gibi görünüyordu.
Beklendiği gibi Lin Ruoxi’nin donuk yüzü oyuncu bir gülüş ortaya çıkardı, beyaz bir çiçek gibi gülümsedi ve son derece sevimli görünüyordu.
“Bu kadar fazla konuştuğundan, görünüyor ki sana kesinlikle gönüllü olma şansı vermeliyim. Benim için bu zor görevi üstlenmene izin vereceğim. Sonuçta evli bir çiftiz, sana en azından bu kadar güveniyorum.” Lin Ruoxi, konuştuğu gibi gülümsedi.
Yang Chen’in ifadesi acılı bir hal aldı: “Ruoxi, benim iyi kalpli karım, benim gibi hiçbir şey bilmeyen birine nasıl böyle önemli bir iş anlaşmasını bırakabilirsin? Başka birini göndermeye ne dersin? Yu Lei, çok fazla yetenekli insana sahip, ben de onlar için sadece tercümanlık yaparım.”
“Olmaz, bu proje halka açık değil. Planı gizlilik içinde gerçekleştirecek birine ihtiyacım var. Eğer sen gitmezsen, o zaman ben gideceğim.” Lin Ruoxi, tehdit etti.
Yang Chen ‘karısı’ ya da ‘tembellik’ arasında seçim yapmaya zorlandığından pes etti.
K.N: Allah kimseyi bu ikisi arasında bırakmasın :D
“Bunu düşünmeme izin ver.” YangChen, bir sigara çıkardı ve yaktı. Sigarayı içerken odanın etrafında dolandı.
Lin Ruoxi’nin acelesi yoktu. Kollarını göğsünde çaprazladı, Yang Chen’e üstün geldiğinden onu seyrederken dudaklarının köşesi zevkle doluydu.
Yang Chen, düşündü. Hastalığından dolayı mümkün olduğu kadar aklını rahatlatması gerekiyorsa da, daha fazla çalışmak psikolojik yüklerini çok fazla artırmamalı. Tek yapması gereken fazla üstüne düşmekten kaçınmalıydı, o zaman bir sorun olmazdı. Ancak eğer bunu yapmazsa, karısı ZengXinlin’in tarafına koşacaktı, bu da son olurdu.
Gerçekten de ZengXinlin’i öldürmesi muhtemel değildi, değil mi?
Sigarasını kül tablasına bastırıp söndüren Yang Chen, kafasını kaldırdı ve konuştu: “Peki, zaten söylediğim şeyi söylediğimden gideceğim, fakat görüşmeler ters giderse beni suçlama.”
“Olmaz!” Lin Ruoxi, ciddi bir şekilde baktı: “Bunu iyi bir şekilde yapmalısın. Bu şirketimizin gelecek beş ila altı yıl boyunca ki gelişimini etkileyecek. Başarısızlığa izin vermeyeceğim.”
“Fakat bu benim bir görüşme için iş seyahatine çıktığım ilk sefer.” Yang Chen, acılı bir şekilde gülümsedi.
“Endişelenme, bu çok zor olmayacak, bu ortaklık oldukça iyi ayarlandı, tek yapman gereken benim talimatlarımı takip etmek, mümkün olan en büyük fayda için mücadele etmeli ve karşı tarafı anlaşmayı sonuçlandırmak için Zhonghai’ye davet etmelisin. Belgeyi imzalamaya gelince ben onu halledeceğim.”
Yang Chen tereddüt etti ve sordu: “Yalnız ben olmayacağım değil mi? Bana danışmanlık etme de ve benzeri şeylerde yardımcı olacak biri olmalı değil mi?”
“Qianni’nin sana eşlik etmesini sağlayacağım. Emin olmadığın herhangi bir şey olursa onunla konuşabilirsin. Bu sefer bu projede sen lider olacaksın, o sana herhangi bir şekilde sorun olmayacak.” Lin Ruoxi konuştu.
Yang Chen’in bacakları gevşedi. Harika, Mo Qianni ile ilişkim dün gece daha kötü bir hal aldı, şimdi de onunla beraber deniz aşırı ülkeye gönderiliyorum, karşılaşmamız, hiç karşılaşmamızdan daha kötü olacaktır.
“Neden? Qianni ile gitmende bir sorun mu var?” Lin Ruoxi, sorarken bilgisiz gibi davrandı.
Yang Chen, aceleyle ellini salladı ve yapmacık bir şekilde gülümsedi: “Hiçbir sorun yok. Bu harika, eşlikçi olarak güzel bir kadına sahip olacağım, he he. Ben sadece bu muazzam iyilik tarafından mahcup oldum.”
Lin Ruoxi’nin aslında başka seçeneği yoktu, Mo Qianni çoktan YangChen’e olan hislerini dolaylı bir şekilde itiraf etmiş olsa da akılcı Mo Qianni’nin onu hayal kırıklığına uğratacak bir şey yapmayacağına inandı. Ayrıca bu yatırım çok önemliydi ve güvenebileceği birini göndermek zorundaydı, bu nedenle İtalyanca da uzman olan Yang Chen ile Mo Qianni’yi göndermek en iyi seçenekti.
Lin Ruoxi, kişisel hislere ve profesyonel düşünceye gelince Lin Ruoxi’nin düşünceleri Yang Chen’den öndeydi.
“Bu meseleyi kendin düşün. Benim önümde kendini beğenmiş olmak zorunda değilsin. Görünüşünle eğer Qianni, gerçekten senden hoşlanmaya başlarsa o zaman ben gerçekten sessiz kalacağım.”
Lin Ruoxi, güçsüz hisseti ve iç çekti, onun duygusal zekası ile böyle meseleler hakkında düşünmek gerçekten yorucuydu. Son olarak Yang Chen’e baktı ve sonra çalışma odasına geri döndü.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..