Bölüm 26: Arkama Bakmamaya Alışkınım  

Çeviren: Tayk0st

Düzenleyen: Yüce BEN Hazretleri

Yang Chen bakmak için kafasını kaldırdı, o anda Mo Qianni’nin etkileyici figürü çoktan adayların önündeki bölüme gelmişti ve küçük mikrofonu kaldırdı.

Sadece bir bakış atan Yang Chen şişmancığın ve diğer adamların neden Mo Qianni’ye delicesine âşık olduğunu anladı.

Bu kadın güzel yüzü ve fit vücuduyla kesinlikle güzel bir kadındı. Eğer karşılaştırma yapması gerekirse Yang Chen’in fikrine göre Rose ile kapışabilirdi. Yine Rose daha çılgın ve vahşi bir güzellikti, buradaki Mo Qianni ise daha kendinden emin ve entelektüel bir güzelliğe benziyordu.

Açıkça belliydi ki, sıradan kızlarla yeterince oynayan bu adamlar için bu beyaz yüzlü kadın lidere dayanması çok zordu.

“Herkes, lütfen sessiz olsun.” Mo Qianni yüzünde gülümsemeyle resmi bir şekilde konuştu ve gayet açık bir sesle konuşmaya başladı. “Sıradaki sınavımız adayların yabancı dil yeteneklerini belirlemek için yapılacak olan yazılı bir sınavdır. Bunun sebebi Hİ(Halkla İlişkiler) Departmanının birçok müşteri tarzıyla ilgilenmesi gerekmesidir.”

“Biz Yu Lei International uluslararası arenada saygı duyulan bir şirketiz ve uluslararası müşterilerimiz oldukça yaygın. Gelecekte şirketin menfaatleri doğrultusunda düzgün bir iletişim kurulamıyorsanız bu son derece sorumsuz bir davranış olarak görülecektir. Herkesin beyan ettiği bilgilere göre biz 6 dil için test kâğıtları hazırladık, bunlar; İngilizce, Almanca, Fransızca, Japonca, İspanyolca ve İtalyanca.”

Daha sonra, herkes bildiği iki dile ait kâğıtları seçebilir ve %60’ı geçen sonuçlar başarılı sayılacaktır ve bu kişiler son görüşmeye katılmaya hak kazanacaklardır. Bu yüzden lütfen almakta olduğunuz test kâğıtlarını ciddi ve dikkatli doldurunuz. Zaman sınırı bir saattir, teşekkürler.”

Bu konuşmayla beraber Mo Qianni yanındaki birkaç güzel asistana işaret verdi, asistanlar aynı anda salonun 4 tarafına yayıldı ve orta kesime doğru kâğıtları teslim etmeye başladılar.

Yabancı dilleri iyi konuşabilen kişilerin çoğu bu dilleri öğrenmeye çocukluklarında başlamıştı. Öğrenirken İngilizceyi veya ona benzer İspanyolca gibi dilleri tercih ederlerdi. Belki basit Japoncayı bile öğrenebilirlerdi. Test kâğıtları seçilirken İspanyolca ve İngilizce kâğıtları en çok alınan kâğıtlardı.

Asistan ona hangi kâğıtları istediğini sorduğunda Yang Chen oldukça merkezi bir konumda oturuyordu, Yang Chen seçimler konusunda stressizdi ve yumuşak bir ifadeyle gülümseyerek konuştu, “Hangisi olduğu önemli değil, herhangi ikisini yapabilirim.”

Güzel asistan sersemlemiş gibi görünüyordu, bu adam ya aptaldı ya da gerçekten korkunç biriydi. Altı dilin hepsini biliyor olması gerçekten mümkün müydü?

Buna rağmen gizemli bir kalple gereksiz bir şey söylemekten kaçındı ve ayrıca bu kendini çok büyük gören adam için işleri oldukça zorlaştırmak istedi. Asistan İtalyanca ve Almanca dillerinin sınavlarını çıkardı, bu iki dili seçen başka kimseler yoktu.

Bu sınavdan geçmek için sadece %60 yeterli olabilirdi ama puan ne kadar yüksek olursa geçme ihtimali o kadar yüksek olacaktır.

Yang Chen bunu pek umursamadı, test kâğıdını aldıktan sonra adını yazdı ve kâğıtları doldurmaya başladı.

5 dakika içinde salondaki atmosferin ağırlığı arttı, en önemlisi az kalan erkek adayların çoğunun bu durumdan mutsuz olmasıydı. Bunun nedeni test kâğıdının içeriğiydi. Test kâğıdındaki soruların çoğu kadın kozmetik ve kadın kıyafetleriyle ilgiliydi. Bu tür özel bilgiler Çincede bile cevaplanması zor şeylerdi, onlar kadınlarla oynamayı bilseler bile kadınları anlamıyorlardı.

Adamlar özellikli kozmetik malzemeler, göğüs sutyenleri ve profesyonel tanga tasarımları ile ilgili kelimeler tarafından bombalanmaktan bunalmışlardı.

10 dakikadan az sürede 7-8 erkekten 4 tanesi kalemlerini bıraktı ve salonu terk etti. Gitmeden önce hala açgözlülükle Mo Qianni’nin figürüne bakıyorlardı ve isteksizce salondan ayrıldılar.

Yang Chen’in yanında oturan şişmancık acı verici bir baş ağrısı çekiyor ve fazlaca terliyordu ama cesurca devam etmeyi seçerek, savaştı.

15 dakika geçtikten sonra Yang Chen test kâğıdına bakarken kaşlarını çattı, elini kaldırdı ve konuştu, “Af edersiniz… Şef, bir sorum var.”

Mo Qianni resmi iş gülümsemesini korudu, Yang Chen’e doğru başını çevirir ve yavaşça ona doğru yürüdü, “Bayım, sorun nedir?”

Mo Qianni’nin kariyer kadını cazibesi yakına gelince büyük ölçüde arttı, Chanel markalı parfümünün kokusu entelektüel mizacı ve zarif yüzüyle birleşti. O yüzü parlayan bir güzellikti.

Yan tarafındaki şişmancık kalemini çoktan bırakmış, tükürüğünü yutmuş bir haldeyken Mo Qianni’ye delicesine âşıkmış gibi bakıyordu.

Belki de birçok güzelliğe sahip olduğundandır çünkü şu anda Rose, JingJing ve en önemlisi güzel eşi Lin Ruoxi… Onlar Mo Qianni’den bir üst seviye güzelliklerdi ve bu yüzden Yang Chen ısrarla Mo Qianni’ye bakmıyordu. Almanca test kâğıdını işaret ederek konuştu, “Almanca sınav kâğıdında şöyle yazıyor: Vereiturn, bence testi ayarlarken bu kelimeyi yanlış yazmışsınız. Sonuç olarak kadın vajinasında kolayca ülsere neden olan T-Back konusunda ‘eitern’ ekini kullanmanız yeterlidir. Bu daha basit ve kolay anlaşılır olurdu.”

Yang Chen hafifçe ve kayıtsız bir şekilde konuşmasına rağmen bilerek sesini azaltmadı. Konuşmasını bitirdiğinde etraftaki insanlar ona şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Grupta bulunan birkaç kadın bile kızarmaya başlamıştı. Bir erkeğin kadınların özel kısımları hakkında halka açık bir şekilde konuşmasını duyunca garip hissetmişlerdi.

Mo Qianni sersemlemişti, Yang Chen adlı adamın sorusunun kişisel bir soru olmamasını ve bunun yerine problemin test kâğıdında olmasını beklemiyordu. Yang Chen’ garip bir bakış attı ve hemen asistanına internetten kontrol etmesi için işaret verdi. 

Kısa bir süre sonra ülser kelimesini araştıran asistan Mo Qianni’ye bir hata yaptıklarını ve bunun muhtemelen dikkatsizlik sonucu oluştuğunu bildirdi.

Bunun sonucunda etraftaki insanların Yang Chen hakkındaki fikirleri hızlı bir şekilde değişti. Şüpheden başlayan, sürprize ve hayranlığa, oradan da kıskançlığa kadar devam eden duyguları yaşadılar. Yu Lei International’de çalışan kadın çalışanlardan birçoğu Yang Chen’e ilgiyle bakarak kendi aralarında fısıldaşıyorlardı.

Şişmancık bu sahneyi gördüğünde kalbinde ağlamadan edemedi: Lanet olsun! Kaplanı yemek için domuz gibi davranıyor, kadınları tavlama sanatında gerçek bir uzman!

Mo Qianni dudaklarını sıktı ve gülümseyerek konuştu, “Bayım gerçek anlamda iyi bir yeteneğiniz var, ihmalkârlığımıza dikkat ettiğiniz için teşekkür ederiz, lütfen teste devam edin.”

“Devam etmek?” Yang Chen iki testi bir araya getirdikten sonra güldü. “Şef, ben çoktan bitirdim. Onları geri vermek istiyorum.”

“Wa…”

Odanın dört tarafından gürültü çıkıyordu ve o anda salondaki herkes şok geçirmiş gibi davranıyordu.

O gerçekten bir insan mı!? Sadece 15 dakika geçti ama sadece üst seviye bir hatayı bulmakla kalmadı, iki kâğıdı da bitirdi ve şimdi de kâğıtları teslim mi ediyor?

Mo Qianni’nin rahatsız olmuş ifadesi sonunda değişti ve şaşırdığını belli eden şirin bir ifade ortaya çıkardı; “Bayım, kâğıtları geri teslim etmek istediğinize emin misiniz? Geride hala 40 dakikadan fazla zaman var, kontrol etmek istemiyor musunuz?”

“Arkama bakmamaya alışkınım, tekrar üzerinden gitmeme gerek yok.” Yang Chen konuştu ve iyi niyetle reddetmek için başını salladı.

“Tamam, o zaman test kâğıdını değerlendireceğiz.”

Mo Qianni başka gereksiz kelimeler sarf etmekten kaçındı, sınav kâğıtlarını aldıktan sonra asistanına verdi, ardından diğer başvuruculara bakmaya devam etti. Ancak zaman zaman Mo Qianni tam olarak kendine engel olamamıştı ve Yang Chen’e birkaç kez bakmıştı.

Sıkılmışken Yang Chen sigara içmek istedi ama aniden bunun yasaklandığını hatırlayınca elini kaldırıp sordu, “Şef, tuvalete gidip beklediğim süre içinde sigara içmek istiyorum.”

“Puchi…” Birkaç bayan yüksek sesle gülme dürtülerini bastıramadı. Bu iyi eğitilmiş gibi gözüken genç adamın böyle kaba sözcükler hakkında konuşacağını düşünmemişlerdi ama böyle bir karakter onları yeniliyordu. Sonuçta bu kadınların önünde diğer adamların hepsi sanki mükemmel erkeklermiş gibi davranıyorlardı. Yang Chen’in disiplinsiz davranışları ile karşılaştırıldığında cennet ve yeryüzü arasındaki farklılık gibiydi.

Mo Qianni Yang Chen gibi tuhaf bir kişinin düşüncelerini tam anlayamasa da kaşlarını çattı ve başını salladı, “Tamam. Yine de sigarayı tuvalette içmek yerine binanın dışına çıkmanı tercih ederim. Ayrıca zamanında geri gelmeyi unutma.”

Mo Qianni’nin konuşmasının bitmesini bile beklemeyen Yang Chen çoktan odadan çıkmıştı, arkasından kapıyı bile kapatmayı unutmuştu.

Sonraki Bölüm: Bohemia

ÇN: Bohemia hakkında şöyle bir bilgi var, ‘Çek Cumhuriyetinin batı kısmındaki bir bölgenin adıdır. Eski bir Slav Krallığı olan bu yer 1919’daki Versailles Antlaşmasıyla yeni kurulan Çekoslovakya’da bir vilayet haline gelmiştir.’, yine de bu sadece internetten bir bilgi. Diğer bölümün adıyla herhangi bir alakası var mı bilmiyorum. Bu notu diğer bölümü okumadan yazdım. Eğer anlamı başka bir şeyse diğer bölümde hep beraber öğreneceğiz.   

Fullbringer Notu: Bende bilgi verem de cahil demesinler. Mohaç’da Osmanlının karşısında savaşan Macar Kralı II. Lajos aynı zamanda Bohemya Kralı unvanı da taşıyordu. Biz adamı savaşta öldürünce Arşidük Ferdinand “Hacılar benim bu topraklarda hakkım var. Alırım bi Bohemyanızı.” diyerek Bohemya’ya çökmüş, bu ve önceki hadiseler dahilinde Çek (o dönemde “Çeh” veya “Çih”) ismi Bohemya için kullanılmaya başlanmış. Neden böyle bir bilgi verdim bilmiyorum. Tarihçiye soru sorulmaz.

Bu arada düzenleme kötü olabilir kusura bakmayın. Gerek bilgisayarımda beni delirten problemler, gerekse yoğun iş trafiğim arasında çok odaklanamadım. Ama canım sağolsun.