İş Yerinde Açmak İçin Uygun Değildir
7 kişi iş birliği yapmaya istekli olduğundan dolayı, Yang Chen Chen Dehai’nin ve oğlunun tam olarak nerede olduklarını hızlıca öğrenmişti. Şu anda o 7 kişi bilinçsiz bir halde yolun kenarında yatıyordu ve onların Yang Chen buradaki işini bitirene kadar uyanmaları çok zordu.
Yang Chen sessiz bir şekilde sızmalara karşı tarifsiz bir şekilde alışkındı. Keskin, gelişmiş duyuları ve en ufak hareketi bile kaçırmayan gözlemleme yeteneğiyle, hiç ses çıkarmadan hızlı çok çabuk adımlarla ilerliyordu. Bedeni geceyle harmanlanmış ve havayla beraber akıyormuş gibiydi.
Chen Malikanesinin mimarisini kesin bir şekilde hafızasına almış olduğundan dolayı, Yang Chen, hedefinin konumunu çok hızlı bir şekilde tespit etmişti.
7 kişinin söylediğine göre, Chen Feng şu anda odasında olmalıydı, ancak Chen Dehai’nin konumu tam olarak bilinemiyordu. Günlük alışkanlıkları göz önüne alınırsa eğer çalışma odasında değilse, o zaman oturma odasında olmalıydı.
2 balkon yukarıya atlayarak, 4 korumayı hiç bir ses çıkarmadan kolaylıkla bayıltan, Yang Chen’in canavarımsı bedeni binanın üçüncü katına ulaştı ve büyük bir odanın önünde durdu. Şu anda saat 22:00 civarlarındaydı, ancak odanın içindeki gündüz gibi aydınlatılmıştı.
Hafifçe sallanan ağaç gölgesi Yang Chen’in ay ışığı altında daha da silik gözükmesine izin veriyordu. Soğuk rüzgar kapıdan tavandan-zemine pencerelere doğru esti, perde hafifçe kalktı ve şeffaf camın arkasındaki sahne Yang Chen’in gözlerine ulaştı.
Devasa yatak odasının içi savurgan ve gösterişli mobilyalarla doluydu, içeride oldukça tanıdık bir figür vardı, Chen Feng.
Ancak, şu anda Chen Feng tam balkon kapısının arkasında duran davetsiz misafiri basitçe fark etmemişti. Chen Feng’in kötücül ve mide bulandırıcı bir yüzü vardı ve gördüğü anda normal bir insanın bile kanını kaynatacak bir iş üzerindeydi.
Chen Feng’in devasa yatağının üzerinde, soluk beyaz tenli bir kadının bedeni “?” şeklinde bağlanmıştı. Hem ellerini hem de kollarını bağlamak için siyah, dantelli kadın jartiyerleri kullanılmıştı. Jartiyerler esnek ama bir o kadar da dayanıklı malzemeden yapılıyordu ve kadının 4 uzvunda da çok sıkı bağlandığından dolayı oluşan kan izleri vardı. Kadının kar beyazı teninde çoktan büyük sayıda mor renkli ezik oluşmuştu, görünüşe göre bu kötü muameleye çok uzun süredir görüyordu.
Kadının çırpınması ve terlemesi yüzünden boyalı saçları düzensiz ve olağanüstü karmakarışık bir halde yatağa dağılmıştı. Kırmızı suratı normal zamanda cilveli bir yapıya sahip denilebilirdi ve ağzına bir çift tanga sıkıştırılmıştı. Bu pozisyon bir kadının ancak “Wu wu” sesleri çıkartabileceği ancak konuşamayacağı bir pozisyondu.
Bu kadar kötü bir muameleye maruz bırakılan bu kadına baktığında, Yang Chen’in ilk hissettiği şey garip bir tanıdıklık duygusuydu, daha detaylı düşününce, bu kadının onun Lin Ruoxi ile tanıştığı barda gördüğü ve onu baştan çıkartmaya çalışan kadın olduğunu fark etti. Daha sonra o Keltoşu ve birkaç kaslı adamı çağırıp onu dövdürtmeye çalışmıştı. Görünüşe göre Keltoşun kız kardeşiydi. Chen Fenf’in eline düşmesi beklenmedik bir sahneydi.
Chen Feng bu şuh ve güzel kıza hiç de nazik davranmadığı açıktı. O anda Chen Feng’de anadan üryan çıplak vaziyattetdi. Yatağın üzerinde ayakta duruyordu ve ayağının yanında her türden kauçuk ürün ve seks oyuncağı vardı. Küçük olanlar boncuk kadarken, büyük olanlar ise bir beyzbol topu kadar genişti ve bu oyuncaklar tamamen kayganlaştırıcıyla kaplıydı, öyle ki pahalı yatak örtüsünün bile ıslanmasına neden olmuşlardı.
Chen Feng’in fiziği bir parça inceydi ve çok sık bir şekilde alemlere akıyormuş gibi gözüküyordu. Çıplak alt bedeninin ortasında, küçük Feng’in kafası yere doğru bakıyordu kesinlikle hiçbir kalkma emaresi göstermemişti, oracıkta ölü küçük bir kurtçuk gibi sallanıyordu.
“Haha, haha…… Seni dişi domuz…… Bağır! Ağla! Benim arkamdan başka erkekler bulmaya cüret edersin ha…… Bakalım görelim sana ölene kadar işkence mi edeceğim, yoksa seni ölene kadar sikecek miyim!!” O anda Chen Feng’in yüzünde çarpık ve delirmiş bir ifade vardı. Bacaklarını kadının yüzüne, yumuşacık göğüslerine ve 2 bacağı arasındaki hassas çiçeğe tekme atmak için kullanırken bir yandan da bağırıyor, azarlıyor ve küfrediyordu!
“Sana eziyet etmem ve sikmem bile sana fazlaca yüz vermek olur! Yarın Li soy isimli kızı ele geçirdiğimde, seni sikmeleri için küçük kardeşime atacağım. Erkekleri düşününce kukun mu sulanıyor? Görünüşe göre seni tek başıma tatmin edemiyormuşumum, bu yüzden küçük kardeşlerim senin üzerinden sırayla geçecekler! Leş kokulu, domuzumsu görünüşüne bir bak, sen kendinin benim, Chen Feng’i kız arkadaşı olmaya layık olduğunu ku zannediyorsun? Aynaya bak ve domuz suratını bir gör, ben, Genç Efendi sıkılmamış olsa seninle kim oynardı!” Chen Feng nefes nefese bir halde bağırdı, sanki bir şeytan tarafından ele geçirilmiş gibiydi, “Oynamak mı istiyorsun, amını doldurmak için ayağımı sokacağım ve oynamana izin vereceğim!!”
Kadın hem acıdan hem de utançtan dolayı ölmek istiyormuş gibi görünüyordu, ancak ağzına idrarla ıslanmış bir külotlu çorap tepelenmişti. Çığlık atmak ve ağlamak istiyordu,bunun yerine ağzına tıkalı iğrenç kokulu şey yüzünden sürekli öğürüyor ve göz yaşları yanaklarından yatak örtüsüne doğru akıyordu. Ağlaması yüzümden tüm bedeni kontrolsüzce titriyordu.
//İşkenceye bak be...
//Yang reis kızı kurtar bu dalaksızın elinden.
Bu suçlu kızın ölümcül bir şekilde aşağılandığını görünce, Yang Chen bunun olmaması gerektiğini hissetti ve bu suçlu kadın belki de acımayı hak etmese de, Chen Feng gibi aşağılık bir adamın erken ölmeyi çoktan hak ettiği aşikârdı.
Tam Chen Feng yatağın üzerimdeki siyah kırbacı eline alıp hınçla sallayacağı sırada, arkasındaki cam kapı aniden bir “Peng” sesiyle açıldı!
“KİMSİN SEN!?” Chen Feng bedenini dehşet içinde döndürdü ve kapıda bir adam silueti gördüğünde o kadar korkmuştu ki neredeyse altına kaçıracaktı!
“Ne, son karşılaşmamız üzerinden sadece birkaç gün geçti ve şimdiden beni unuttun mu?” Yang Chen’in dudaklarının köşesi yükseldi, ardından Maltepe paketinden bir cugara çıkardı ve acelesiz bir şekilde yaktı.
Bu odada, hormon kokusu çok güçlüydü ve ayrıca güçlü bir Gucci erkek kolonyası kokusu vardı. İki farklı koku birbiriyle harmanlanmıştı ve anormal derecede burun sızlatıcıydı. Bu erkeğin ve kadının salgıladıkları kokuların farkına vardığında, Yang Chen maltepe tekel sigarasının bundan 100 kat daha iyi olduğunu düşündü.
Chen Feng’in beyni bir an error verdi, ardından kendine gelip elindeki kırbacı kendini savunur bir vaziyette tuttu, dikkatli bir şekilde soru sorarken yavaşça geri çekiliyordu, “Yang…… Yang Chen? Nasıl burada olabilirsin!?”
Yatağa sabitlenmiş kadın Yang Chen’i gördüğünde ağlamayı kesti, o da bu adamı tanımıştı. O gece onu epeyce sinirlendirmiş ve sonunda olay ondan öç alması için abisini çağırmasına kadar gitmişti.
Eğer kadın eskiden Yang Chen’e karşı bir nefret duyuyorduysa da, şimdi aniden ortaya çıkışı Yang Chen’i kadının gözünde Porto ataklarını çatır çatır kesen Medel’e çevirmişti!
Yang Chen Chen Feng’in ufak kurtçuğuna doğru alaycı bir bakış attı ve konuştu, “Velet, sana pazar yerindeyken en çok tehdit edilmekten nefret ettiğimi söylemiştim.”
“Sen…… ben seni tehdit etmedim!”
“Sen Yaşlı Li’nin ailesini tehdit ettin ve onlar benim dostlarım, ki bu beni tehdit etmenden bile daha büyük bir şey.”
Chen Feng’in gözlerinden uğursuz bir bakış geçti, ardından soğukça gülümsedi ve konuştu, “Yang Chen, buradan çıkabileceğini mi sanıyorsun!? Tek bir bağırışımla babamın kamyon dolusu fedaisi buraya gelir ve seni kurşunlarıyla arı kovanına çevirirler!”
“Deneyebilirsin.” Yang Chen ağzındaki sigarayı eline aldı ve yavaşça Chen Feng’e doğru yürüdü.
“Heh, sen de mi Li Jingjing’den hoşlanıyorsun? Güzel kızı kurtaran bir kahraman olmaya mı çalışıyorsun, seni aptal! O kızı kesinlikle avuçlarımın içine alacağım ve hamile bırakacağım, o aptal göbeğini taşıyamaz hale gelince babamın fedailerine onu sırayla siktirip onu kenar bir mahalleye fırlatıp atacağım!” Chen Feng bağırdı, ardından arkasındaki kapıyı açıp odadan kaçmaya çalıştı!
Lakin Yang Chen’in figürü 5 metreden fazla mesafeyi ışık hızında geçti ve çifte su verilmiş sürmene çeliği gibi olan eli şiddetle kapıyı kapattı, ardından Chen Feng’in suratını acımasızca tokatladı!
Chen Feng aptallaşmış bir şekilde yere düştü. Yang Chen nasıl bir anda yanında bitebilmişti? Yüzünün yarısı kıpkırmızı olmuş ve bir anda şişmişti, yanaklarından beynine inanılmaz bir acı yayılıyordu. Panik içinde ve ne yapacağını bilmez halde bir köşeye doğru süründü, Yang Chen’i işaret ederek bağırdı, “Yaklaşma! Baba…… Babamın adamları birazdan burada olur! Onlar seni öldürecek!!”
Yang Chen ağzındaki sıgara izmaritini ve ağız dolu tükürüğünü, Chen Feng’in suratı tükürdü, ona doğru ifadesiz bir yüzle yürüdü ve tepeden onun acınası yüzüne baktı. Bu Chen Feng’in dayak yemiş bir avcı köpeği gibi pısmasına neden oldu, kafasını kaldırmaya bile cesaret edemiyordu.
“Aslında sana basit ve acısız bir ölüm vermeyi planlamıştım, ancak ve lakin senin sözlerin bu fikrimin değişmesine neden oldu. Görünüşe göre kadınlarla oynamaktan çok hoşlanıyorsun, o zaman bir daha asla kadınlarla oynayamamanı sağlayacağım……”
Bu sözleri söylerken, aniden şiddetli bir tekme çıkarttı ve bu tekme Chen Feng’in bacaklarının arasındaki ufak et parçasının üzerine indi…...
“OWW!!!……”
Chen Feng aynı gece yarısı uluyan bir kurt gibi acıyla inledi; o kadar acı dolu ve keskindi ki tüm malikanenin sükûneti paramparça oldu.
//Chen Feng’in daşaklar gitti. Reis Chen Feng’e daha neler yapacak? Bu solucanın babası nasıl bir insan? Orkun böyle toplu atmayı nasıl öğrendi.? Hepsi ve daha fazlası için sonraki bölüme tıklayın XD
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..