Sabahın ilk ışıkları Rose'un büyük yatak odasından içeri sızmaya başladığında, Yang Chen yatağından huzur içinde kalktı, elbiselerini giydi ve evden çıkmak için hazırlandı.
Uykulu gözlerle, memnuniyetsiz, bir nebze dahi yer altı mafyalarına layık olmayan sıradan bir kız ifadesiyle suratını ekşitti ve pişmanlık hissettiğini saklamaya gerek duymadan, ''Sana o işi suda yapmamanı söyledim, şimdi apış aramda ödem olmuş gibi hissediyorum.'' dedi.
Yang Chen onunla aynı fikirde olmadığını gösteren bir bakış attı ve: "Eğer bunu suda yapıyorsak bu su kabarcığıdır (ödem). Sevgilim, Rose, acaba hiç genel tıp bilgisine sahip olmasan nasıl olurdu merak ediyorum. Bu ödem falan değil."
''Umrumda değil, vicdansız!'' Rose, Yang Chen'e bir yastık fırlattı.
Yang Chen şaşkınlık ifadesiyle beraber bir kahkaha attı ve: ''Pekâlâ, ileride daha çok pratik yaparsın ve buna karşı bağışıklık kazanırsın. Pratik yapmak, gelişim sağlar değil mi?'' dedi.
Rose'un midesi kalkar gibi oldu, gülse mi ağlasa mı bilemedi. ''Ne pratiği boşboğaz! Gerçekten senin gibi çenesinin ayarı olmayan bir serseriye nasıl âşık oldum bilmiyorum!''
Bir süre birbirileriyle atıştıktan sonra Yang Chen eve dönüp üstünü değiştirip işe gitmesi gerektiğini hatırladı. Rose'un iyi gelişmiş kalçalarını biraz okşadıktan sonra aceleyle çıktı.
Dragon Garden'a döndüğünde üzerinde önlükle Wang Ma bahçede kahvaltıyı hazırlıyordu, tam da kahvaltı zamanıydı! Yang Chen'in eve geldiğini gören Wang Ma bir an şaşkına döndü, heyecanını gizlemeden: ''Alain Delon, dün gece nereye gittin? Seni özledik, biraz da endişelendik.''
DN: "Alain Delon" ne demek bilmiyorum, hazreti Google da bilmiyormuş :D Ama böyle bir Fransız sinema oyuncusu varmış.
Wang Ma'nın ilgisi Yang Chen'in üzerindeyken, pirinç çorbasını kaşıklamakla meşgul olan Lin Ruoxi, çatık kaşlarıyla ve soğuk bir üslupla ''Ben endişelenmedim.'' dedi.
Lin Ruoxi'nin bu haline devam ettiğini görünce ''Sanki parasına el koyduk…'' diye söylendi içinden ama aldırış etmedi. Oturdu, kepçeyi aldı ve kâsesine pirinç çorbasından koyup afiyetle yedi. Kişnişli pirinç çorbası güzelce midesine indi.
DN: Kişniş, bir tür baharat.
''Wang Ma, altı üstü bir çorbayı nasıl bu kadar lezzetli yapabiliyorsun?''
Wang Ma bu iltifattan gayet memnun olmuşçasına gülümsedi: ''Alain Delonum beğendiyse biraz daha yesin.'' dedi. Sonra mutfağa, rutin ev işlerine döndü.
Yang Chen iki kaşıkta tabağını bitirdikten sonra tekrar tabağını doldurmak için kepçeyi aldı ancak Lin Rouxi daha fazla yemesini istemiyormuş gibi hızlıca çorba tenceresini kendi tarafına çekti.
Yang Chen bu hareketten ötürü gücenmiş gibiydi, zoraki gülümsedi ve ''Benim eşsiz, bir tanecik karıcım Rouxi, kocanın sabah pirinç çorbası içmesini istemiyor olamazsın değil mi?"
''Zaten iki ağız dolusu yedin, ayrıca bana bu şekilde laubali ifadelerle hitap edemezsin.'' Lin Rouxi çorba tenceresini kendisine doğru çekti, başını önüne düşürdü ve yemeye devam etti.
"Bir kap çorba için o kadar ileri gitmene gerek var mı...'' diye homurdandı Yang Chen, aklına bir ihtimal geldi, gülümsedi ve ''Rouxi, acaba bana kızgın olmanın sebebi dün gece eve gelmemiş olmam mı?'' diye sordu.
Lin Rouxi başını bile kaldırmadan umursamaz bir üslupla ''Senin önemsiz işlerinle ilgilenmiyorum.'' dedi.
Yang Chen şaşkına dönmüş bir halde ''O zaman neden çorbadan yememe izin vermiyorsun?'' diye sordu.
''Wang Ma bunu benim için hazırladı, sen kendi hakkını silip süpürdün.''
Yang Chen bir an tereddüte düştü, çorba tenceresini zorbalıkla onun önünden alıp yemek çok saygısızca olurdu. Bütün kadın iş arkadaşlarına kahvaltı getireceğine söz verdiğini hatırlayarak daha fazla karısının üzerine gitmekten vazgeçti.
Yang Chen elbiselerini değiştirmek için odasına çıktı ve evden ayrılmak üzere hazırlandı.
Yang Chen'in ayrılmak üzere olduğunu gören Wang Ma endişeyle ''Neden biraz daha yemedin, Alain Delon? Fazladan sıcak çörekler var."
''Bu sabah halletmem gereken işler var, dışarıda yerim.'' Yang Chen çorba tenceresine isteksiz bir bakış attı, dibinde biraz kalmıştı.
Wang Ma serzenişte bulundu, Lin Rouxi'nin yanına gitti ve içtenlik dolu bir üslupla, ''Hanımefendim, Yang Chen iyi bir insan, ikiniz de öylesiniz. Karı ve kocalar uyum içinde yaşamalılar, daha fazla bu şekilde ona karşı olmamalısınız."
Lin Rouxi kaşığını bıraktı ve net bir tavırla: ''Endişelenme Wang Ma, dışarıda yemek istiyorsa dışarıda yesin, canı nasıl istiyorsa.''
''En nihayetinde o bir erkek ve gençlikle kanı kaynıyor. Hanımım, eğer ona birazcık daha iyi davranırsan tüm gece evden çıkmaz artık.'' Wang Ma sabırla ikna etmeye çalıştı.
Lin Rouxi daha fazla dinlemek istemiyor gibiydi, kalktı ve kaşığını bıraktı: ''Wang Ma, ben doydum işe gidiyorum.''
Lin Rouxi'nin daha fazla konuşmak istemediğini gören Wang Ma hanımefendinin çabuk sinirlenen bir yapısı olduğunu biliyordu ve sadece içini çekti, sonra masayı toplamaya başladı.
Sabah ki tatsızlık Yang Chen'i pek fazla etkilemedi, batı bölgesine markete giderken aracında sabah haberlerini dinledi. Aracını park ettikten sonra kuzu şiş tezgâhına doğru hareketlendi ve çeşit çeşit kahvaltılık aldı.
Burada seyyar çalışan insanlar birçok çeşit kahvaltılık ve gıda malzemeleriyle ünlüydü ve birçoğu da Yang Chen ile samimi birer dost gibiydiler, onu gördüklerinle neşeyle karşılayıp fazladan bedava kahvaltılık ikram ettiler.
Hızlıca alışveriş paketini arabasına taşıdı ancak o aceleyle İhtiyar Li'nin tezgâhını göremedi, İhtiyar Li büyük olasılıkla dün gece olanlardan bihaberdi.
İhtiyar Li'yi düşünürken, Zhang Hu'yu buradaki küçük tezgâhtarlara karşı nezaketli olması konusunda ikaz etme ihtiyacı hissetti çünkü bir yıla yakın zamandır hepsinin kendisiyle iyi ilişkileri vardı.
Geç kalmadan iş yerine vardı: ''Yu Lei International''. Asansörden inip büyük bir ofis olan Halkla İlişkiler Departmanı'na girer girmez hemen iş arkadaşları olan iki güzel giyinimli, tatlı kadın onu karşıladı ve güler yüzlü sevimli halleriyle ''Hıh, büyük kardeş Yang, tam da kardeşleri acıkmışken yetişti.'' dediler.
Görünen o ki Zhao Hongyan sabah kahvaltılarını ofise getirme işinin Yang Chen'e ait olduğu konusunda herkesi haberdar etmişti.
Yang Chen iki büyük yiyecek paketi çıkardı: ''Sanırım burada size yetecek kadar kahvaltılık malzeme olmalı, bir dahakine daha erken davranacağım."
Konuşmasını devam ederekten kendi masasına doğru yürüdü, masasında sadece bilgisayar olduğundan yiyecekleri koyacak en uygun yer orasıydı. Bir düzine alımlı, genç kadın iş arkadaşları oracıkta toplandı ve güle oynaya kahvaltılıkları paylaşmaya başladılar.
Yang Chen'in masası ağız sulandırıcı yiyeceklerle kaplanmıştı; içli köfteler, mandalina çörekleri, içleri dolu poğaça börekler, hamur işi kahvaltılıklar, meyveli çörekler, göz kamaştırıcı... Biri ara dikkatlerini masadan ayırdılar ve tek tek sevinç ve memnuniyet dolu gözlerle, Yang Chen'e baktılar.
DN: Ben olsam ben de bakardım mandalina çörekleri dışında hepsini istiyorum :D
''Yang Chen, sen harika birisin! Bu kadar şeyi nasıl aldın, ve hiç şikayet etmeksizin buraya kadar taşıdın!'' Oval yüzlü Zhang Cai çöreklerden bir tanesi daha kaptı küçük ağzıyla bir ısırık daha aldı ve methiyeler dizmeye devam etti.
''Kahvaltı alışverişi konusunda gerçekten bir dehaymışsın sen. Hakikaten çok iyi, soya sütü, inek sütü , şekerlisini şekersizini bile düşünerek almışsın!?!''
Zhao Hongyan dahi, Yang Chen'in bu kadar kusursuz bir iş yapacağını tahmin edemezdi. Bugüne kadar böylesi harika bir sofraya daha önce denk gelmemişlerdi.
Alımlı kadın iş arkadaşlarının da bir süre Yang Chen'in gururunu okşamaları iyice Yang Chen'i keyiflendirdi ve onurlandırdı öyle ki bir ara Halkla İlişkiler personeli olduğunu unutup kendisini "Kahvaltı Şefi" zanneder gibi oldu.
''Evet, millet ne istiyorsanız ondan yiyin, özel bir siparişiniz olduğunda da haberim olsun, bir dahaki sefere sipariş üzerine getiririm." Yang Chen kendiyle iftihar ediyordu, kendi kendini de pohpohlamayı ihmal etmedi: ''Bir şeyler yaptığımızda ciddiyetle yapmamız, insanları memnun etmemiz icap eder bir nevi yaşamın gerekliliklerindendir. Bu türden işler benim gibi müstesna insanlar için keyif verici tutku dolu işlerdir ve ben neredeyse kırmızı fuları taktım sayılır."
(Söylemeye çalıştığı şey, Çin'de yetenekli kişilerin belirlendiği GENÇ girişimciler organizasyonunda kendini ispatlamasına az kaldığıdır. Muhtemelen, tam bir yalan tıpkı söylediği her şeyin yalan olması gibi :))
DN: İlk defa olmasa da ilk defa düzenleme yapan ben, birnovelsever hepinize iyi okumalar diler.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..