Bölüm 381 - Onu Kışkırtma
Monte edilen hırsızlık karşıtı paslanmaz çelik kaplamalar, siluetlerin bir yumruğu ile parçalara ayrılmıştı. Kalın uçlu mermiler tarafından kırılan camın bir kâğıt parçasından farkı yoktu. Siluetlerden tek bir vuruş yemesi parçalara ayrılarak yere düşmesine yetmişti.
Ağır adımlarla iki siluet salona girdi. Yang Chen sonunda siluetlerin tiplerini açıkca görebiliyordu. Orta Doğulu gibi görünen kıvırcık saçlı ve cübbe giyen iki adamdılar. İkisinin de elinde Amerikan yapımı büyük başlı mermiler ile modifiye edilmiş M1911 modelleri vardı. Ancak en şaşırtıcısı boş boş bakan cansız gözleri idi. O cansız gözlerde hiçbir duygu yoktu. Birinin onları robot ile karıştırması şaşırtıcı olmazdı.
İki adam kalkmakta güçlük çeken Göksel Ejderhaya baktı. Öldürmeyi planlayarak duygusuzca tabancalarını ona ve Ye Zi'ye doğrulttular.
Göksel Ejder normalde o yavaş hareketlerinden korkmazdı. Ancak bu sefer normalden farklıydı çünkü Ye Zi'yi korumak için kendini etten bir kalkan yerine koymuş, sırtından iki kurşun yemiş ve nefes almakta güçlük çekiyordu.
Ye Zi bir süredir şoktaydı. İkisinin tekrar ateş açmayı planladığını görerek Göksel Ejderin arkasını korumak için atladı. Mermilerin Göksel Ejderin vücudunu bir kez daha delmesine izin veremezdi.
Duruma tanık olduktan sonra, Yang Chen'in doğasında yardım etmeden bir kenara çekilmek yoktu. Göz açıp kapayıncaya kadar iki Doğuluya doğru koşarak silah tutan kollarını kavradı.
Mermiler ateşlenmişti ancak Göksel Ejderin vücudunu es geçerek buzdolabı ve zemine isabet etti.
İki Doğulu adam olanlara ses çıkarmadı. İçgüdüsel bir şekilde atik hareketler ile Yang Chen'in alt gövdesi ve alt karnına vurmaya çalıştılar.
Yang Chen kaşlarını çattı. Doğulular ile çatıştıkça ikilinin fazla anormal olduğu kanısına varmıştı.
Sanki sırf içgüdüleri ile hareket eden savaş makineleriydiler.
Ancak Yang Chen'in bu değişik ikiliyi yumrukları yaklaşırken analiz etmeye vakti yoktu
Hızlıca vücudundan Gerçek Qi yayarak Sonsuz Çözümlenen Yenilenme Yazıtı'nın iç enerjisini patlatarak kendini koruyan yuvarlak bir kalkan oluşturdu. Güçlü yumrukları Yang Chen'in vücudundan sadece 1-2 santim uzaktaydı fakat daha fazla yaklaşamadılar.
Yang Chen kollarını kullanarak insan üstü bir güç ile iki Doğuluyu camdan aşağıya attı.
İki siluet onlarca metre aşağı doğru düştüklerinde kopmuş uçurtma gibiydiler. Yere çarpış sesleri mesafeden duyulabilirdi.
Yang Chen ikilinin hayatta olup olmadığını kontrol etmekle uğraşmadı. Arkasını dönerek Ye Ziye dedi ki, "Yanılmıyorsam, onlar Kum Fırtınasıydı. Ya generalinizden gelen istihbarat raporu yanlış ya da 'Kum Fırtınası' ve 'Brahma' tarafından oyuna düşürüldünüz. Şimdi, hızlı bir şekilde Göksel Ejderi tedavi için güvenli bir yere götür ardından da merkezle iletişime geçin... Daha doğrusu onlarla iletişim kurabilirseniz..."
Ye Zi hala göz yaşlarını silmesine rağmen olayın ne kadar ciddi olduğunun farkındaydı. İstihbarat raporuna göre düşmanlar üç güne varmalıydı. Ancak birdenbire bugün ortaya çıkmıştılar. Eğer diğerlerini de aynı şekilde pusuya düşürdülerse Yang Chen onları kurtarmak için orada olmazdı.
Ye Zi ayrılmadan önce anlı terle kaplı bir halde Göksel Ejderi tuttu, Yang Chen'de Mo Qianni'yi kolundan destekleyerek onları alt kata kadar takip etti.
"N—Nereye gidiyoruz?" Mo Qianni sonunda kendine geldi. Durumun kritik olduğunu bilmesine rağmen kendini tutamayıp sormuştu.
"Seni şimdilik bir güvenli bir yere götürüyorum," diye cevapladı Yang Chen.
Yang Chen Mo Qianni'yi arabanın içine binmesine yardım ederken Ye Zi'de Göksel Ejderi BMW'nin içine taşıdı.
Bamm!
Bir patlama sesi yankılandı.
Mo Qianni'nin evinin olduğu kattan şiddetli alevlerin etkisi ile siyah dumanlar yayılmaya başladı.
Patlamanın etkisi ile tozlar, talaşlar ve cam kırıntıları duman ile daireden uçtu.
Alevden gelen ışık herkesi tetiğe geçirdi. Çevredeki yurttaşların bağırışları ve çığlıkları duyulabilir iken sağır edebilecek kadar yüksek bir ses ile yangın alarmlarının devreye girmesi de büyük bir karışıklığa neden oldu.
Korkmuş Mo Qianni dairesine baktı. Yok oldu...?!
Yang Chen'in yüzü donuklaştı. Kum Fırtınası'nın bu kadar acımasız olacağını düşünmemişti. İçeridekileri öldürdükten sonra olay yerini yok etmek için hazırlık bile yapmışlardı.
Bu olanları örtmek için değil, sadece şiddet amaçlı yapılmış bir saldırı şekli idi.
Görevin başarısız olduğunu anlayan iki Doğulu adam düştükleri yerden kaçmıştı. Gölgeleri bile fark edilememişti. Eğer Yang Chen olmasaydı, Göksel Ejder, Ye Zi ve masum Mo Qianni patlama ile cesetleri küle dönüşecek kadar korkunç bir şekilde öleceklerdi.
Mo Qianni'nin neredeyse orada hiç suçu olmamasına rağmen ölme ihtimalini düşünen Yang Chen kalbinde alevlenen siniri dahada bastıramıyordu.
Ye Zi Göksel Ejderi tedavi etmek için araba ile ayrılalı biraz olmuştu. Vücudundaki mermileri çıkardıktan sonra bir ameliyat şarttı aksi takdirde Göksel Ejder kan kaybından dolayı ölecekti.
Yang Chen'in Göksel Ejder ile ilgilenecek kadar boş vakti yoktu. İki Doğulunun ortaya çıkmasının ardından geri döneceklerini biliyordu. Bundan, Sarı Alev Demir Tugayı'nın öbür üyelerinin de pusuya düşürüldüğünü sonucuna varmıştı. Sonuç olarak, tüm olanları anlamak için Lin Zhiguo ile iletişime geçmeden önce Mo Qianni'yi güvenli bir yere götürmek zorunda kaldı.
Mo Qianni de durumun ciddiyetini anlamış gibi görünüyordu. Yang Chen'in vücudundan çıkan ağır atmosferi hissedebiliyor olduğundan konuşmaya cesaret edemedi.
Yang Chen oldukları yere varmak için baş döndüren bir hızda sürmüştü. On dakika sonrasında çeşitli renklerle parlayan barlarla dolu bir sokağa gelmişti. Ardından Mo Qianni'yi doğrudan Rose Bar'a götürdü.
Artık Deniz Kartalları en güvendiği yer değildi. Rose'un üssü şu an için en güvenli yerdi.
Barın en yoğun saatleriydi. Çalışanlar ileri geri hareket ederken müşteriler yüksek sesle konuşuyordu.
"Kardeş Yang..." Chen Rong yüzünde bir gülümseme ile konuştu. Ancak Yang Chen'in iyi bir ruh halinde olmadığını anlaması ile yüzündeki gülücük soldu. Yang Chen'in yanındaki basit giyinimli güzel kadına baktı. Yang Chen'in acelesi olduğunu fark ettiğinde hemen Yang Chen'in gelişini Rose'a bildirmek için tezgahtaki telefonu kullandı.
Mo Qianni'nin kolunu çeken Yang Chen, Rose'un odasına gelmeden önce barın arkasındaki patikaya yürüdü.
Rose, Chen Rong'un çağrısını aldığında yatağa gitmek üzereydi. Şu anda başka şeyler hakkında endişelenemezdi. İnce pijamasıyla kapıyı açmak için koştu ancak Yang Chen'in dışarıda ciddi bir ifadeyle, bir kadınla garip bir şekilde durduğunu gördüğünde şaşırdı.
"Rose, bu Qianni. Halletmem gereken önemli bir mesele var. Senin yerinin şu an için en güvenli yer olduğunu düşünüyorum. Onu sana emanet ediyorum. Benim için ona göz kulak ol." Daha fazla bir şey söylemeden, Yang Chen Mo Qianni'yi Rose'un odasına itti. Ciddi bir sesle, dedi ki, "Siz ikiniz ben bu gece dönene kadar burada kalacaksınız. Zonghai sokakları bu gece tehlikelerle dolu. Şu anda belirli bir neden yüzünden açıklama yapamıyorum. Şimdi, mümkün olduğunca elit korumalarını topla. Anladın mı?”
Rose meselenin basit olmadığını biliyordu. Yang Chen, Rose'un Zhonghai'nin en iyi tazısı olduğunun farkındaydı ama yine de dışarı çıkmamasını söylemişti. Görünüşe göre, sıradan insanlar düşmanların ne kadar korkunç olduğunu bilmiyorlardı.
"Anlıyorum. Lütfen dikkatli ol," Rose, Mo Qianni'nin titreyen elinden biri yakaladığında Yang Chen'e söyledi.
Yang Chen başını salladı. Başka bir şey söylemeden dönüp gitti.
Mo Qianni, ayrılmadan önce Yang Chen'e bir şey söylemek istedi ama Rose'un yanındaki kadın tarafından elinin zorla kavrandığını hissederek hemen ağzını kapatmasına neden oldu.
"Onu meşgul etme. Şimdi odağını kaybetmeye göze alamaz," Rose kibar bir gülümsemeyle söyledi. "Seni koruyacağımdan emin olacağım.”
Mo Qianni, özellikle büyüleyici ve zarif görünen kendine güvenen ve kahramanca bir kadına baktığında tuhaf hissetti.
Bu gece neler oluyordu?
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..