4 Bölüm: Aile Kurbanları #3

avatar
340 2

Kill The Nemesis - 4 Bölüm: Aile Kurbanları #3


(20 Dakika Öncesi)

Kod Adı: Sıfır iki ve Kod Adı: Sıfır sekiz Lee’nin evine doğru yola koyulmuşlardı. Kod Adı: On bir sayesinde gittikleri yollarda ki kamera kayıtları durdurulmuş ve yerine iki saat önce olan olayları oynatıyordu.

“Kod Adı: Sıfır sekiz, Lee’nin evinin arkasına varmamıza on beş saniye kaldı. İçeri girdikten sonra tek bir hamlede işlerini sessizce bitirelim.”

“Anlaşıldı Kod Adı: Sıfır iki”

Etraftaki evlerin camlarının kör noktalarından giderek. Kod Adı: Sıfır iki ve sekiz Lee’nin evinin arkasına gelmişlerdi. Ev sıradandı normal gelirli bir ailenin yaşayacağı türdendi.  

Arka bahçeye gözükmeden girmeyi başarmışlardı. Arka bahçede köpek yoktu bu sayede içeriye daha rahat bir şekilde giriş yapmışlardı.  

“Etraf sakin içeri geçelim. İçeriden televizyon sesleri geliyor. Camı yavaşça açacağım. Ve odaya doğru ilerleyelim. Oradan ağızlarını kapatır direkt boğazlarını keseriz.”

“Anlaşıldı. Kod Adı Sıfır iki sakin bir şekilde şu görevi de halledelim. Tesise döndükten sonra sıralamamızı daha da yükseltir ve Kırmızı Kırmızı Oda’ya girme şansını yakalayabiliriz.

Kod Adı: Sıfır iki başıyla bu durumu onaylamıştı ve yavaşça evin arkasında bulunan sürmeli camı açmaya başladı.

“Tatlım bana biraz meyve getirebilir misin?”

“Tamam hayatım getiriyorum.”

Kod Adı: Sıfır iki ve sekiz camdan ilerleyerek evin koridoruna girmişlerdi. Lee’nin annesi birazdan oturma odasından çıkıp. Mutfağa gidecekti.

‘Has… Tam bu zamanda mı meyve isteyeceğin tuttu.’

“Planı hızlandırıyoruz. Direkt içeri geçip boğazlarını keseceğiz.”

“Anlaşıldı.”

Kod Adı: Sıfır iki, sekize eliyle direkt olarak. Lee’nin annesi koridorda belirir belirmez. Üzerine atlayıp boğazını kesmesi için işaret verecekti.

“Tak!”

“Tak!”

“Tak!”

“Başını sallar.”

Kod Adı: Sıfır sekiz aniden olduğu yerden koşarak.

“Yürüme sesi.”

Lee’nin annesinin boğazını kesmek için üzerine atladı.

“Tıkırt.”

Elindeki bıçağı boğazı daha rahat kesmesi için tırtıklı yeri ile kesecekti. Elinde ki bıçağı ters çevirerek tırtıklı yerinin gelmesini sağladı ve kadın daha durumun farkını anlayamadan boğazından kanlar akıyordu.

“Ahh… Hay-“

“Yere yığılma sesi.”

Kod Adı: Sıfır iki ise yerinde boş durmadan Kod Adı: Sıfır sekiz ile senkronize bir şekilde içeride bulunan Lee’nin babasının boğazını hedef almıştı. Aynı şekilde onu öldürmeyi planlıyordu.

“Hayatım si-“

Kod Adı: Sıfır iki adamın biraz konuşmasını durduramasa bile direkt olarak boğazına bıçağı sapladıktan sonra sesi daha çok çıkmasın diye Lee’nin babasının kafasını gövdesinden ayırmıştı.

“Tamam, sıkıntı yok. Görevi başarıyla hallettik mi hallettik. Sadece etrafı temizlemek kaldı.”

“Bir şey soracağım Kod Adı: Sıfır iki biz neden bu yolla öldürmeyi denedik ki ön kapıdan girip. Çocuğunuz hakkında bilgi verecektik deyip içeri girseydik ve öldürseydik.”

“Şey… Haklısın galiba biz malız.”

“Galiba gerçekten malız.”

“Ding dong.”

“Ding dong.”

Kod Adı: Sıfır iki ve sekiz kapının çalmasını hiç beklemiyordu. Ve daha cesetleri ortadan bile kaldırmamışlardı. Ama kapı daha çok çalmaya devam ederse dışarıda ki duran kişiler bu durumdan şüphelene bilirdi. Açmaktan başka seçenekleri yoktu.

“Kimsiniz?”

“Kod Adı: Sıfır iki bu ses senin mi?”

Kod Adı: Sıfır iki sesi duyar duymaz kapıyı açmıştı. Sesin kime ait olduğunu biliyordu.

“Sabah bize arabayı veren adam.”

“Evet, bu benim ve arkada bulunan cesette... Galiba Lee’nin annesinin değil mi? Kim size bu görevi verdi?”

“Profesör Woo verdi efendim.”

“Şu geri zekalı adam. Sürekli önüme bir şeyler atıyor.”

“Ne oldu efen-“

“Tik.”

Kırmızı Oda’dan gelen kişi Kod Adı: Sıfır iki’yi kafasından vurmuştu. Kod Adı: Sıfır sekiz ise olayın şokundaydı.

“Şu salak profesör sürekli önüme engel koyuyor. Lee’nin ailesini kaçırma görevini ondan almıştım ama o salak herif buraya sizi gönderip Lee'nin ailesini ÖLDÜRTMÜŞ! İşimi zorlaştırıyor. Yakalayın şunu ve sonra gebertin. Daha işimiz var.”

“Hey, hey, durun biz bir şey yapmadık. Sadece emirleri uyguluyorduk.”

“Emirler emirler tek söyleyeceğim şey bu mu? Profesör Woo ne yaptı sizi belki bu görevi tamamlarsanız Kırmızı Oda’ya katılacağınızı falan mı söyledi? Daha önce dışarı çıkıp dönemeyenlerinin hepsinin Kırmızı Oda’ya katıldığını falan mı sanıyorsun? Diğer hepsini öldürdük. Sizi diğer görevlerini yaptığınızdan öldürmedik. Çünkü işimize yarıyordunuz. Ama şu anda buraya sizi gönderdiğine göre benim sizi öldürmemi istiyor demektir. Diğer arkadaşınızı ise tesiste kafasına mermiyi sıkacaktır. Bay Kalkhas’ın önünde sadakatini göstermek için o moruk sürekli bunu yapıyor.”

Kırmızı Oda’nın lideri cebinden çakmağını ve sigarasını çıkartıp yaktı ve konuşmasına öyle devam etti.

“Sizin gibi kişiler Kırmızı Odaya adımını bile atamazlar. Siz dışarıdan getirilmiş birer çöp parçasından başka bir şey değilsiniz. Kırmızı Oda nitelikli kişileri alır. Birer çöp parçasını değil. Şimdi anladıysan diğer tarafı boylayabilirsin. Kod Adı: Sıfır sekiz cehennemde görüşürüz.”

"Durun efendim. Ben bir şey yapm-"

“Tik.”

“Efendim, bu cesetleri ne yapalım? Bay Kalkhas’a gönderelim mi?”

“Hayır, o moruk baştan bile bunu planlamıştır. Başta anlamalıydım Lee’nin ailesini neden bize bıraktığını. İlk baştan bile kendi statüsünü yükseltmek için beni kullandı. Eğer Bay Kalkhas’a bu cesetleri gönderirsek. Onun işini biz yaptığımız için o puan alırken biz geri düşeceğiz. Hay sikiyim her iki türlü de puanı biz kaybediyoruz. Cesetleri yok edin evi ise tamamen temizleyin. Profesörün parmak izini burada bıraksak bile veri tabanından kendini silmiştir gene de yakalatamayız. Tamamen çıkmaza girdim. Bu seferlik yenilgiyi kabul edeceğiz.”

“Peki efendim.”

Kırmızı Oda’nın lideri Han Sun-Hwa sigarasını içmeye devam etti. Kırmızı Oda ekibi işlerini yavaştan bitiriyorlardı. Evin her yerinde bulunan delil sayılabilecek her şeyi temizlemişlerdi. Han Sun-Hwa bu durumdayken dokuzuncu sigarasını yakmıştı.

"Efendim, bir not bulduk. Üzerinde "Sayın Han Sun-Hwa-nim'e" yazıyor"

Han Sun-Hwa şaşırmıştı. 

"Mektup mu? Ne alaka Lee'nin ailesini götürmek için geldik ama ölü bulduk o aptal moruk yüzünden daha ne mektubundan bahsediyorsun?"

Han Sun-Hwa mektubu alıp açtıktan sonra okumaya başladı.

[Merhaba güzel Han Sun-Hwa-nim umarım iyisindir. Ve sen bu mektubu okuyorken ben büyük ihtimalle tesise gitmişimdir bile ve unutmadan Denek 50'nin ailesini getirmeyi unuttum. Ah benim bu yaşlı aklım naparsın? Umarım gelirken Denek 50'nin ailesini getirirsin. İyi günler diliyorum Han Sun-Hwa-nim]

Han Sun-Hwa mektubu okumayı bitirdikten sonra eliyle mektubu kırıştırdı.

"Şu orospu çocuğu, beyler yeni hedefimiz var. Denek 50'nin ailesini alacağız."

Birkaç Kırmızı Oda askeri durumu kavrayamamıştı.

"Efendim, o olayı Profesör halletmeyecek miydi?"

"Küçük bok gene bir şeyler planlamış işte. Neyle olay yerini temizlediyseniz. Denek 50'nin ailesini almaya gidelim."

Han Sun-Hwa ve Kırmızı Oda, Denek 50'nin ailesini yakalamaya yola koyuldular.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44787 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr