Felix, "anne" kurdun ne kadar değerli olduğunu bilmiyordu ancak muhafızların tereddütlü ve biraz pişman olmuş ifadelerini görünce, bunun kaybedilemeyecek bir kaynak olduğunu anlamıştı.
Yavru kurt için ne kadar üzülse de, şuan çok fakirdi ve elde ettiği hiç bir değerli kaynaktan kolayca vazgeçemezdi.
Bu yüzden, muhafızlara "anne" kurdu hasat etmelerini söylemiş ve daha sonra, onun ne kadar değerli olduğunu öğrenmesi gerektiğini aklına not etmişti.
Felix'in emri ile birlikte, muhafızlar hemen harekete geçmiş ve "anne" kurdun derisini kılıçları ile yüzmeye başlamışlardı.
Önce "anne" kurdun derisini, sonra organları ile etini hasat etmişler ve en son kemiklerini dahi geride bırakmayarak, hasatlarını savaş atlarının sırtına stoklamışlardı.
Hatta daha önce avlamış ve hasat etmiş oldukları "normal" hayvanların parçalarını savaş atlarının sırtından atmışlar ve onların yerini, "anne" kurttan yağmaladıkları kaynaklar ile değiştirmişlerdi.
Felix, muhafızlarının davranışlarına sessizce bakmış ve içinden onlara lanet okumuştu.
"Lanet olsun size, tek bir kırıntı bile bırakmadılar... huh, zavallı yavru." Dedi.
Bu sırada, yavru kurdun başını okşamaya ve onun için (yalandan) üzülmeye devam etmişti.
Felix bir yandan (yalandan) üzülüyorken, bir yandan da çok mutluydu.
Sonunda her zaman istediği bir evcil hayvanı elde etmişti ve "o" bir yavruydu.
Yavru hayvanların, yetişkinlere göre daha kolay evcilleştirildiği ve yavruların, sahiplerine bir ebeveynleri gibi doğumdan itibaren bağlandıkları, eski dünyasında herkes tarafından bilinen bir gerçekti.
Bu yüzden Felix, yavru kurdu kucağında tutmaktan çok mutluydu ve boş uzaysal yüzüğünün "anne" kurdun yardımı ile çok çabuk dolacağı için de ayrıca heyecanlıydı.
Muhafızlar "anne" kurdu hasat etmeyi bitirdikten ve tek bir parçasını geride bırakmadan savaş atlarının arkasına yüklediklerinden emin olduktan sonra, Felix'e bakmak için dönmüşlerdi.
Ancak Felix'i düşüncelerinde kaybolmuş ve gülümserken gördüklerinde, ağızları açık kalmıştı.
"Lord... O çok iyi bir oyuncu." Diye kendi içlerinden düşünmeye engel olamamışlardı.
Daha sonra, hep birlikte yürüyerek ve atların yularından çekerek, onları haydut yerleşkesine doğru yönlendirmeye başlamışlardı.
Atların sırtları "anne" kurdun parçaları ile dolu olduğundan, yürümek zorunda kalmışlar ve kimse bu durumdan şikayet etmemişti.
Felix kucağında yavru kurt ile yürüyordu ve biraz önceki moral bozukluğunun yerini saf mutluluk almış gibi, yüzünde her zaman bir gülümseme vardı.
Bir süre yürüdükten sonra, Felix ile muhafızlar haydut yerleşkesine dönmeyi başarmışlar ve yorucu bir av gezisini başarı ile sonlandırmışlardı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..