14. JJ'nin Teklifi

"Muhteşem! Kesinlikle harika!" JJ, Iris masalarına döndüğünde dedi. Onun için ellerini çırpmaya devam etti.

"Teşekkürler, Bay JJ." İris ona gülümsedi. 

JJ, böylesine güzel bir performanstan sonra bir centilmen gibi davranması gerektiğini hissetti. Bu nadir görülen bir manzaraydı çünkü müzik endüstrisindeki itibarı centilmenlikten uzaktı. Daha çok bir dev olarak biliniyordu ama umrunda değildi çünkü yaptığı işte en iyisiydi.

Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı ve son derece gururlu hissediyordu. Bütün restoranın tezahürat konser salonuna dönüşmesi onun sayesinde değil miydi? Ne de olsa kıza piyano çalıp şarkı söylemesini söyleyen oydu.

O harika değil miydi? O sadece fazla harikaydı. Hah! Onun gibi ünlü ve ödüllü bir müzik yapımcısından beklendiği gibi.

Alkışlar sonunda dindi. JJ ve Iris bir kez daha karşılıklı oturdular.

"Bu bana gönderdiğin şarkılardan biri değildi. Adı ne?" JJ, Iris'e sordu.

"Ben ona 'Aşkınızın Hayaleti' diyorum , " diye yanıtladı.

"Güzel! Şimdi senin müzikal yeteneğin beni ikna ediyor."

"Bunu duyduğuma sevindim, Bay JJ."

"Kararımı verdim. Bayan Iris Long, sizi plak şirketim altında bir sanatçı olarak kaydetme teklifimi kabul eder misiniz?"

"Evet tabi ki." Kıkırdadı. "Teklifinizi kabul ediyorum, Bay JJ. Teşekkürler."

"Harika!" Elini heyecanla masaya vurdu. "Çalışanlarım, sözleşmenizi görüşmek ve müzakere etmek için bir hafta içinde sizinle iletişime geçecek."

"Kulağa hoş geliyor Bay JJ."

JJ faturayı ödemek için garsonlarını aramadan önce ikili birkaç dakika daha sohbet etti. Iris ödemeyi teklif etti ama JJ bu fikri reddetti.

Hesabı ödedikten sonra ikisi ayrılmaya başladı. Daha önceki dul onlara yaklaştı, gözleri hala ağlamaktan şişmişti. Arkasında üç arkadaşı duruyordu.

"Özür dilerim. Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Benim adım Feng Wan," diye kendini tanıttı dul. Sonra Iris'e döndü ve onu ağlatan genç kadını gözlerine daha çok hoş geldiğini gördü. "Bugün böyle güzel bir şarkıyı bizimle paylaştığınız için teşekkür etmek istiyorum."

İris gülümsedi. "Beğenmenize sevindim hanımefendi."

"Uhm, umarım sakıncası yoktur... ama adını öğrenebilir miyim?"

"Soyadım Long."

"Bayan Long, şarkınızı çok seviyorum! Çok ağladım! Ama aynı zamanda beni içten içe mutlu etti. Bana bazı acı tatlı anıları hatırlattı. Çok büyük bir yeteneğiniz var Bayan Long. Artık hayranınızım. Umarım. seni tekrar dinleyebilirim."

JJ o anda araya girdi. "Hanımefendi, içiniz rahat olsun. Biz çıkar çıkmaz bu şarkıyı tekrar duyacaksınız. Aslında yakın gelecekte Bayan Long'dan daha fazla şarkı duyacaksınız."

"Ve sen?"

En güzel gülümsemesini verdi. "Ben JJ'im."

Feng Wan'ın arkadaşlarından biri nefesini tuttu. "Biliyordum! Tanıdık geldiğini düşündüm! Sen JJ misin? Müzik yapımcısı mı?"

"O benim." Tanınmaktan her zaman memnuniyet duydu.

Orta yaşlı kadın grubu, idolleriyle tanışan liseli kızlar gibi çığlık attı.

"Lütfen bana bir imza verin!"

"Ben de! Oh hayır. Kızlar, beni tutun. Bayılacağım."

"İşte burada! Elbisemi imzala!"

Kendinden son derece memnun olan JJ, bayanlar için imzalar imzaladı. Bir tane bile Feng Wan'a verdi, o istemese de. Onu tanımıyordu ama itiraf edemeyecek kadar utanmıştı.

Bayanlardan biri Iris'e döndü. "Bayan Long, çok şanslısınız. Bay JJ sizi destekliyor. Ünlü olacaksınız."

JJ gülerken Iris sadece gülümsedi. "Lütfen dört gözle bekleyin ve albümü çıkardığımızda satın alın, tamam mı? Bunu yapmanıza güvenebilir miyim?"

"Evet" ve "Elbette" korosu onu daha da memnun ederek yanıtladı.

"Bayan Long," Feng Wan, Iris'in ellerini tuttu. "Bugün için teşekkür ederim. Başarın için dua edeceğim. Müziğini tekrar duymak için sabırsızlanıyorum. Seni kesinlikle destekleyeceğim."

Dokunulduğunda, Iris ellerini nazikçe çekti ve onun yerine Feng Wan'ın ellerini tuttu. "Teşekkür ederim hanımefendi. Bunu takdir ediyorum."

Grup restorandan birlikte otel lobisine doğru yürüdü. Vedalaşıp kendi yollarına gittiler.

JJ, bir saat içinde bir toplantısı olduğunu söyleyerek aceleyle çıktı.

Iris telefonda Dom'u arayıp onu almasını istedi. Beklerken lobideki kanepelerden birine oturdu, çantasından önceki hayatından en sevdiği yazarlardan birinin ciltsiz bir romanını çıkardı. Roman, tercüme edilmiş bir versiyon değil, orijinal Rus dilinde yazılmıştır.

Romandaki dünyaya kendini kaptırmış, büyük, güçlü bir el omzunu arkadan kavrayana kadar çevresinin farkında olmayı bıraktı. Sertleşti ve arkasındaki tacizciye çekiç yumruğunu salladı.

Bu tacizci kim acaba ;)