Bölüm 13 : Gruplar Arası Gerginlik

Alanın kapıdan en uzak noktasında toplanan grup liderleri gergin atmosferin altında kendilerini dizginlemeye çalışıyorlardı. Sinirler gerilmiş , tansiyon yükselmişti.  Dokuz grup lideri bir araya gelmiş ve Levi’yi konuşmaya başlamışlardı.

...

“Onun yerinde olsan sen ne yapardın Pedro ? Oturup açlıktan ölmeyi mi beklerdin ?”

Levi’ye bıçağı veren adam sırtını duvara dayamış ve kollarını bağlamış bir şekilde karşısındaki Brezilyalı’ya sitem ediyordu.

İsmi Pedro olan bu Brezilyalı uzun boylu , kel ve hapishanede yaptığı antrenmanlardan dolayı nispeten fitti. 34 yaşındaydı ve yaklaşık beş senedir donmuş duvarların içindeydi.

“Bu çocukla benim aramda büyük bi’ fark var Jack. Ve sen bunu-“

Pedro’nun sözünü kesen Jack , sinirli bir şekilde diyaloğun iplerini eline aldı. Ağzı bir mitralyöz gibi işliyor ve ortalığı karıştırabilecek olan keskin kelimeleri karşısındakilere ateşliyordu.

“Aranızdakı farkı sikeyim ! Çetelerin birbirlerine durup dururken saldırmaması konusunda hepimiz bir anlaşmaya varmıştık. Peki neden kimse BIG J.’nin bu çocuğu sikmeye çalışmasına karşı çıkmadı ? Çünkü o çocuk bir grup üyesi değildi. “

Tıpkı Jack gibi kollarını bağlamış olan başka biri gülümsedi. Uçları griye boyanmış siyah saçları yüzünü tamamen kapatıp boynuna kadar düşüyor fakat yine de pis gülüşünü saklayamıyordu.

İsmi Kwon olan  bu genç adam 25 yaşındaydı ve ülkeye Kore’den gelmişti. Parçalı omuz ve kol kasları antrenmanlarına önem verdiğini gösteriyor , grubundaki devasa boyutlu bir arkadaşıysa yemek konusunda bir sıkıntılarını olmadığını açıkça ifade ediyordu. İçeri gireli henüz bir sene olmasına rağmen gruplar – diğer diyişle çeteler- arasında önemli bir söze sahip olacak kadar yükselmişti. Bunun en büyük sebeplerinden biriyse içeriye zaten kendi arkadaşlarıyla birlikte girmiş olmasıydı.

Jack’in ne demek istediğini anlayan Kwon konuşmaya girdi.

“Yani Jack demek istiyor ki , grup üyeleri gruba mensup olmayan kişilere özgürce saldırabiliyorsa , neden diğer kişiler de grup üyelerine saldıramasın ? Haklı mıyım Jack ?”

Kollarını ensesine alarak sırtını iyice duvara veren Jack gülümsedi.

-Sonunda beynini kullanan birisi , demem o ki bu çocuk BIG J.’nin adamlarını öldürerek kurallara aykırı bir şey yapmadı.

-Ama sen yaptın Jack. O çocuğa cam parçasını vermeseydin bunlar olmayacaktı. (Pedro)

-Bu da kurallara aykırı değil Pedro. (Yaroslav)

1.97 boyu , yapılı vücudu ve bir ölününkini andıran bembeyaz teniyle kutup ayısı lakabını almış Yaroslav , Rusya’da uzun bir süre demiryolu işçiliği yaptıktan sonra yolu kendi tabiriyle “Kara Topraklar” olan bu ülkeye düşmüştü.

39 yaşındaydı. Yaralarla kaplı vücudundan geçen kalın ve belirgin damarlar kollarında bir demiryolu ağı oluşturuyor ve dört sene önce 3 mahkumu tek başına öldürmüş olmasını sağlayan devasa ellerine gidiyordu. Sakin biri olduğu için çok sevilir , güçlü olduğu için de kendisinden bir o kadar korkulurdu. Defalarca kez bıçaklanmış ve sopalanmış olmasına rağmen yıkılmamıştı ve yılların verdiği sıkı çalışmayla gücünü korumuştu.

Rus korkusunu donmuş duvarlara yayan 8 kişilik çetesinden 3 kişi kaçmaya kalktığı için kurşunlanmıştı. Kalan 5 kişiyse hala en güçlü gruplardan biri olmaya yeterdi.

Yaroslav , 10 sene boyunca burada kalmış birisi olarak gruplar arasındaki gerginliğin belli bir seviyenin üstüne çıkmamasına çok önem verirdi. Hapise ilk girdiğinde çıkan büyük bir kavgada onlarca grup üyesi birbirini öldürmüş , otorite boşluğundan faydalanan Yaroslav diğer slavları yanına toplayarak yemek dağıtma işini üstlenmişti. Çıkacak olası bir kavgada arkadaşları ve kendi de nispeten tehlikedeydi. Diğer liderlere konuşmaları için fırsat vermeden son noktayı koydu.

“Grup üyelerinin birbirlerine saldırmaları yasak fakat kendilerine saldıracak olan kişilere bıçak vermesi yasak değil. Bu konuda gayet netiz , ayrıca Gopal daha önce böyle bir hareket yaptığı için ceza almamıştı. Şimdi dağılın!”