Bölüm 16 : Kahverengi Bere
Her zamanki yerinde oturan kahverengi bereli adam yemeğini almak için kabını kaptı ve doğrulup sıraya yürümeye başladı. Devrik gözleri yorgun mu yoksa sıkkın mı olduğunu net olarak belirtmezken tüm gün tek başına bir köşede oturarak ne düşündüğü ise meçhuldü. İçeri geleli yaklaşık sekiz ay olmuştu ve hala takıldığı birileri yoktu.
Çoğu zaman ezilmek istemeyen mahkumlar hemen kendileri gibi kişilerle birlik olarak 2-3 kişilik gruplar oluştururlardı. Bu küçük grup kümeleri çoğu zaman daha fazla büyümemeleri konusunda tehdit edilir , kişi sayısını arttırmaya çalışan topluluklardan bazılarıysa diğer gruplar tarafından ezilirdi.
Bunun arkasında çok basit bir mantık yatıyordu. Pastadaki dilim sayısının artmaması. Belli bir güce oluşan topluluklar bir grup oluşturuyor ve gruplar arasında söz hakkına sahip olabiliyordu. Bu olay gruplara verilen aylık revir hakkının , ekstra yemeklerin ve diğer ayrıcalıkların sayısında ya da sıklığında azalmalara sebep olacağı için yeni grupların oluşması pek istenmezdi.
Bu adam grup oluşturma çabalarına girmeyerek hayatını riske atmamıştı fakat hiç arkadaş edinmemesinin bedelini yakında ödeyecekti.
...
Sıraya girdiğinde kendisine nefretle bakan farklı gözleri fark etti. Burada herkesin birbirine bu şekilde bakışlar atması oldukça normalken son zamanlarda karşılaştığı tehditkar gözlerin sayısının artışı BIG J’nin adamını öldürmesiyle alakalıydı. En azından adam böyle olduğunu düşünüyordu.
Yemeğini alıp köşesine doğru yürürken arkasından yediği bir darbeyle sendeledi ve elindeki kabı düşürdü. Kap yere çarparak çoğu mahkumun canını yakan o sesi çıkarttı ve içindeki yemek etrafa dağıldı. Öğününü bu şekilde kaçırmış olan çoğu mahkum yere düşen kap sesini duyunca içlerini kaplayan acıyı yüzlerine yansıtmadan edemezlerdi.
Hışımla sırtını dönen adam karşısında çekik gözlü devasa bir koreliyi gördü. Adamın arkasında kahkalar atan bir grup koreli ile gri saçları yüzünü kapatan Kwon vardı. İri yarı adam dalgacı bir ses tonuyla “ Affedersin yanlışlıkla oldu.” Diyerek yürümeye devam etti.
Sinirden dişlerini ve ellerini sıkıyor , uzamış tırnakları avcunun içine batıyordu. Çoğu mahkum gibi yere dağılmış yemeği toplayıp yemek yerine gözlerini kısarak güldü ve elindeki kabı iri yarı adamın sırtına fırlattı.
“AFFETMİYORUM OROSPU ÇOCUĞU !”
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..