Bölüm 28 : İğne

       “HAYIIIIIIIR !”

Rex, Petr’e doğru kudurmuş bir köpek gibi koşuyor ,  ciğerinden gelen hırıltılara kızarmış gözlerinden akan yaşlar eşlik ediyordu.  En yakın arkadaşını ölüme teslim etmek istemiyordu. Zaman yavaşlıyor , buğulu gözleri kendisine gelen görüntüleri belirsizleştiriyordu.

Karnına yediği birkaç bıçak darbesiyle yere düşen Petr , Rex’e doğru son bir bakış attı. Yüzünde belirsiz bir gülümseme vardı. Kendisini çevreleyen duvarların arasında her zaman bu şekilde öleceğine inanmıştı. En azından Rex gibi biriyle karşılaştım diye düşündü. Kendisiyle uzun süre ettiği sohbetler , Rex’in taklitleri ve komik anıları. “Dört duvarın içinde sıkışmışken hayat ancak bu kadar güzel olabilirdi.” dedi kendi kendine ve gözlerini kapattı.

Arkadaşlarını kaybeden Rex’in içindeki öfke , kontrolünü ele geçirdiği bu yaralı bedenin ölmesini umursamıyor ve bir berserker* edasıyla düşmanlarına saldırtıyordu. Karşısına çıkan iki Koreli’ye atılan Rex , elindeki metal parçasına bir tanesinin kalbine saplarken gövdesinin delik deşik olduğunun farkında değildi.

Ayakta sadece birbirine yapışmış iki adam kalmıştı. Karşısındaki adama sarılan Rex , art arda darbe yiyor ve karşılık veremiyordu. Yere , arkadaşı Petr’in hemen yanına düştü ve hiç uyanamayacağı derin bir uykuya daldı.

Sırtına birkaç kez şiş saplanmış Timur, zorlukla yerden kalkmıştı ve Koreli’ye doğru büyük bir nefretle ilerliyordu. İkisi de at gözlüklerini takmışlardı ve kimseyi umursamadan birbirlerine yaklaşıyorlardı. Timur’un tek atımlık barutu vardı çünkü hem yaralı hem de silahsızdı.

Uzun koluyla karşısındaki adama aşırı hızlı bir biçimde sol direk attı. Yumruğuna eşlik eden ufak bir tıslamadan sonra üstüne atladı ve elindeki cam parçasını alarak boğazını parçaladı. Ölümle arasındaki mesafenin azalmasından mı yoksa tıpkı eski günlerindeki gibi olduğu için mi bilinmez , küçükken kendisine saldıran bir köpeğin boğazını parçalayışını hatırlayıp hafifçe gülümsedi.

Bu gülümseme kendisini şok eden bir düşüncenin cereyan etmesiyle bir anda dağıldı.

“JACK !”

...

Kwon ve Jack birbirlerini bıçaklamışlardı. Zorlukla ayakta duran Kwon sadece bir bıçak darbesi yemişken Jack neredeyse ölecekti. Jack’e doğru koşan Timur gücünün bittiğini yere düşünce fark edebildi. Hareket edemiyor ve kendisine yaklaşmaya çalışan Kwon’un yüzündeki pis gülüşe nefret dolu bakışlarla karşılık veriyordu.

Bu hale düşmeyi hak etmediğini düşündü. Fakat hemen sonra garip düşüncelerinden sıyrıldı ve gözlerini kapatıp sakince ölümü beklemeye başladı. Açık bir şekilde mağlup olmuşlardı ve ağlanıp sızlanmaya gerek yoktu. Eski günlerini , özgür olduğu zamanları ve neredeyse hiç olmayan ailesini düşünürken düşünceleri Kwon’un feryadıyla bölündü. Genç Koreli öldürülmüştü.

__

Berserker = Berserker'in kelime anlamı "vahşi savaşçı, çılgına dönmüş olan"dır. Ayı veya kurt postu giyen, İskandinav ve Cermen efsanelerinde adı geçen cesaret ve kuvvetiyle meşhur savaşçılardır. Berserklerin savaş meydanına tamamen zırhsız olarak çıkmalarına ve karşılarına çıkanları acımasızca öldürmelerine halüsinojen ve uyarıcı etkisi olan bir mantar çeşidinin sebep olduğu sanılmaktadır. Özellikle Romalılar Cermen Berserkerlere karşı çok ağır yenilgiler almışlar ve bugünkü Almanya'yı ele geçirememişlerdir[kaynak belirtilmeli]. Bu yenilgilerin başında Teutoburg Ormanı Savaşı gelir.  (Vikipedi)

-> Beğenip yorum yaparsanız sevinirim , görüşleriniz benim için gerçekten çok önemli.