Bölüm 7: Ritüel

avatar
52 0

Ötediyar'ın Efendisi - Bölüm 7: Ritüel


Levent’in düşüncelere daldığını gören Batuhan devam etti.

 

“Burada önemli bir husus var. Öte Alem’in gücünü kullananlar biz Mistiklerden farklıdır. Biz Mistikler gücümüzü Akaşa’dan alırız.”

 

“Akaşa nedir?”

 

“Dünya hafızası anlamına gelir. Zira dünyanın oluşumundan beri dünyada olup biteni anlık olarak kaydeden devasa bir kütüphane gibidir. Kahin dediğimiz kişiler uygun Akaşa dalgalarını yakaladığında Akaşa’ya ait bilgilerin bir kısmını okuyabilir; geçmişi ve geleceği gözlemleyebilir. Akaşa ayrıca Mistik Enerji’nin kaynağıdır. Sıradan Mistikler ritüel, meditasyon ve yoga aracılığıyla Akaşa’ya ulaşır ve Mistik Enerji kazanır. Alemler arası kapıları da Akaşa kontrol eder. Her şeyin kaynağı Akaşa’dır.”

 

Levent soğukkanlılığını korumaya çalıştı. Öğrendiği her bilgi onu hem korkutuyor hem de heyecanlandırıyordu.

 

“Mistiklerin güçleri ikiye ayrılıyor: Mistik Enerji ve Mistik Yetenek. Mistik Enerji senin bedenini bir nebze güçlendirmeni sağlıyor. Mistik Yetenekler ise nadiren ortaya çıkan yeteneklerdir.

 

En çok karşılaştığımız yetenekler; Pirokinezi, Telekinezi, Basit Durugörü, Otoskopi’dir. Bunlar her Mistiğin çok çalışarak elde edebileceği yeteneklerdir. Tabii daha nadir yetenekler var. Bunlardan birisi de Kaptan’da bulunan Telepati yeteneği…”

 

Batuhan yere parmaklarıyla bir daire çizdi. Onun içine de birkaç tane küçük daire çizip içlerinden birine ‘+’ çizdi. Parmağını ‘+’ işaretinin üzerinde tutup Levent’e baktı. Kırışık suratı ifadesizdi.

 

“Başkalarının düşüncelerini hissetme ve düşünce gönderme yeteneği. Kaptan’ın yeteneği gerçekten çok nadirdir. Ona yalan söylemek zordur. Senin düşüncelerini sezebilir. Her yetenek kendi içerisinde evrelere ayrılır. Kaptan’ın yeteneği Düşünce Telepatisi seviyesindedir. Basit Telepati’den farklı olarak düşüncelerini hissedebilir. Basit Telepati sadece düşünce göndermek için kullanılabilir. Düşünce Telepatisi’nin üstündeyse Duygu Telepatisi bulunuyor. Duygu Telepatisi sayesinde karşı tarafın duygularını hissedebilir ve kendi duygularını karşı tarafa hissettirebilirsin.”

 

“Anladım,” dedi Levent.

 

Batuhan devam etti, “Sana bugünlük anlatacaklarım bu kadar. Şimdi Ayin Odası’na girme amacımızı gerçekleştirelim.”

 

“Ne yapacağız?” diye sordu Levent. Buraya gelmelerinin amacını merak ediyordu. Eğer bu yaşlı adamın amacı bir şeyler anlatmaksa bunu herhangi bir ofiste de yapabilirlerdi. Bu karanlık, meşum yere gelmek için bir nedenlerinin olması gerekirdi.  

 

“Mistik Yeteneği’ni uyandıracağız. Şimdi benim direktiflerimi dikkatlice dinle.”

 

Batuhan ayağa kalktı ve sunaktan birkaç şey aldı. Sunağın dumanları hareketiyle dağıldı ve arkasındaki yedi farklı heykelcik ortaya çıktı. Levent onların alınlarında bir şeyler yazdığını gördü. Fiziksel, Astral, Mental, Sezgisel, Ruhsal, Semavi, Atma.

 

‘Bunlar ne anlama geliyor?’

 

Batuhan sunaktan aldıklarını odanın ortasına getirdi. Yere bıraktıkları arasında bir kristal parçası, bir kase, bir torba toprak, bir tütsü çubuğu bırakmıştı. Ardından cebinden bir tebeşir çıkardı. Bu dört materyali merkeze alacak şekilde büyükçe bir çember çizdi.

 

Ardından çemberin tam ortasına yedi köşeli bir yıldız çizdi.

 

“Ritüeller çok farklı şekillerde yapılabilir. Dua etmek, şarkı söylemek, meditasyon, dans etmek, tören yapmak… Türkiye coğrafyasında en çok kullanılanlar dua etmek ve dans etmektir. Bunlardan herhangi biriyle inandığın Tanrı’ya ulaşabilirsin. Bu sana kalmış. Ancak Mistik ve diğer pek çok kuruluşun ortak araştırmaları sonucunda en başarılısının birkaçının karıştırılması halinde oluşan ritüeller olduğu kanıtlandı.”

 

Batuhan bunları anlatırken yıldızın her bir köşesine heykelciklerin alınlarında yazılı kelimeleri yazdı. Ardından sunaktaki mumu aldı ve çemberin ortasına yerleştirdi.

 

“Üzerinde elektronik eşya var mı?”

 

“Telefon var.”

 

“Kapat onu.”

 

Levent telefonunu kapattıktan sonra Batuhan’a baktı.

 

Gözleriyle çemberin ortasını işaret ediyordu.

 

“Bağdaş kur ve sana söyleyeceklerimi iyi dinle. Burası çok önemli.”

 

Levent sorgulamadan çemberin ortasına, yıldızların kesiştiği noktaya bağdaş kurdu. Batuhan ona bir kibrit ve küçük bir çakı uzattı.

 

“Tütsüyü yak.”

 

Pof!

 

Levent hiç sorgulamadan kibriti çaktı ve tütsüyü yaktı. Tütsüyü yaktığı esnada tütsüden çıkan duman sanki canlıymışçasına vücudunu sarmalamaya başladı. Vücudu bir anda rahatladı.

 

“Ritüel yaparken amacımız Akaşa ile bağlantıya geçmektir. Bunu birkaç şekilde yapabiliriz. Birincisi batı da sıkça kullanılan Görselleştirme yöntemiyle. Aklında bir simge düşün ve Akaşa ile bağlantıya geçene kadar sadece ona odaklan. Bu yöntem yavaş olmasına rağmen tehlike seviyesi düşüktür. O yüzden sıkça tercih edilir.

 

Diğer yöntem ise doğu da sıkça kullanılan yöntemlerden biridir. Bir Mantra eşliğinde onunla bağlantı geçmeye çalışırız. Sembolik bir dil kullandığından tehlikesi çok büyüktür. Öte Alem’in lortlarından birinin dikkatini de çekebilirsin. Ancak bu yöntem daha hızlıdır.

 

Derin nefesler alarak kendini rahatlat. Vücudunu gevşet, gereksiz düşüncelerinden kurtulmaya çalış.”

 

Levent derin nefesler alarak kendini sakinleştirmeye başladı. Ordudaki tecrübesi sayesinde bunu sadece birkaç saniye içerisinde başardı. Gözleri kapalı, zihni bomboştu. O esnada Batuhan’ın boğuk sesini duydu.

 

“Ben aksini söyleyene kadar bu Mantrayı tekrar et.

 

Om Mani Padme Hum,

Om Ahnaye Swaha.”

 

Meşalelerin titrek alevi loş odada dans eden gölgelere eşlik ediyordu. Duvarlardaki parşömenlerdeki yazılar hafifçe parlıyordu. Sunağın üzerindeki gizemli heykeller ve semboller karanlığın içinden fısıldıyor gibiydi.

 

Levent mantrayı tekrar ederken odanın havasının gitgide ağırlaştığını hissetti.

 

Om Mani Padme Hum,

Om Ahnaye Swaha.

 

Mantraların içinde gizli bir güç vardı sanki. Levent etrafında hareket eden varlıkları hissedebiliyordu. Onu inceliyorlar ancak yaklaşmıyorlardı.

 

Bir soğuk bir esinti tenini yalayıp geçti.

 

O varlıkların fısıltıları kulağında çınlıyordu.

 

Om Mani Padme Hum,

Om Ahnaye Swaha.

 

Kalbinde bir boşluk hissi oluştu.

 

Kalbi ürpertiyle atarken bilinmeyene olan korku tüm vücudunu ele geçirdi.

 

“Gözlerini aç ancak tepki verme.” dedi Batuhan birden.

 

Levent gözlerini açtığında ayin odasında olmadığını fark etti. Mahzeni andıran ıssız bir yerdeydi. Duvarlardan sızan nem kemiklerini donduruyordu. Kalbindeki korku giderek büyüdü, vücudu içgüdüsel olarak titremeye başladı.

 

Etrafında fısıldayan korkunç varlıkların sesi yankılanıyordu. Ürkünç çığlıklar ve derin, iblisvari homurtular her yerdeydi.

 

Çemberin dışında bir çift kırmızı göz onu izliyordu.

 

Yaşlı adam.

 

Batuhan, karanlığın içinde bir gölge gibi duruyordu.

 

Yüzünde ifadesiz bir bakış vardı, ne dost ne de düşman gibi. Onu mu yoksa başka bir şeye mi bakıyordu anlaşılmıyordu.

 

Ayin malzemeleri önündeydi. Kristal çoktan parçalanmış, toprak çamura dönmüş ve kasedeki su da buharlaşmıştı. Tütsü çoktan sönmüştü, bundan yola çıkarak epey bir zaman geçtiğini varsayabilirdi.

 

Yalnızca mum hâlâ yanıyordu.

 

“Sana söylediklerimi tekrar ettikten sonra kanını mumun alevine damlat.”

 

Levent usulca kafasını salladı ve onun dediklerini tekrar etmeye başladı.

 

Alev bende yanan, ışık bende parlayan,

Köklerim toprağa, dallarım göğe uzanan.

Gizli gücüm uyan, içimdeki cevher canlan.

Potansiyelim açığa çıksın, varlığımla dünya şifalansın

 

Batuhan’ın verdiği çakıyla baş parmağını kesip kanını mum alevine damlattığında ortam tamamen değişti.

 

BOOM!

 

Rüzgar patlamasını takiben sert rüzgarlar esti ve çemberin etrafında yeni yüzler belirdi.

 

Karanlığın içinden çıkan suratların kulaklarına varan gülümsemeleri vardı. O kadar büyük gülümsüyorlardı ki dudak kasları yırtılma eşiğine gelmişti.

 

Gözleri karanlığın içinde kayboluyordu ancak Levent hepsinin ona baktığını biliyordu.

 

Onu yemek, bitirmek istiyormuşçasına bakıyorlardı.

 

Levent akıl sağlığını korumaya çalışırken Batuhan’ın söylediklerine odaklandı. Gülümseyen suratlar ona bakmaya devam ediyordu.

 

“Sakin ol.”

 

Batuhan kontrolü kaybetmenin eşiğine geldiğini fark edercesine konuştu.

 

“Çemberi geçemezler.”

 

 

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44795 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr