Subaru Mezara kadar sürüklendi ve girişe fırlatıldı.
Yere düştüğünde, kar veya dondan kaynaklanan şerbetimsi bir içeriği tükürdü. Ardından acı ve uyuşukluk arasında gidip gelen tükenmiş, hissizleşmiş haliyle arkasına döndü.
[Subaru: Bu bir hayli…… kaba bir muameleydi.]
[Garfiel: Düşünceli olcak kadar zeki diilim ben. Sadece sana kaba davranmakla yetindiim için mutlu olman lazım. Yoksa kıza da kaba davranmamı mı isterdin?]
Subaru beyazlıklar saçan nefesler almakla meşgulken Garfiel, kollarındaki Rem’i işaret ediyordu.
Bir rehine. Subaru, Garfiel’in niyetinin bu olup olmadığından emin değildi ama Subaru üzerinde mükemmel bir etki doğurduğu kesindi.
[Subaru: Sakın…… Rem’e garip bir şeyler yapayım deme.]
[Garfiel: Sen benim istediimi yaptıın sürece yapmam.]
Sessizce emrini ileten Subaru, kendisini karlı zeminden kaldırdı. Kendisini buraya taşıyan Lewes taklidinin boş bakışları hala üzerindeydi.
Kız her zamanki pespaye cüppesinin içerisindeydi, soğuğa karşı savunmasız görünüyordu.
[Subaru: Bu kızlara giyecek bir şeyler veremez miyiz? …..Çok üşümüş görünüyor, ona bakmaya bile içim elvermiyor.]
[Garfiel: Onların nolduğunun farkındasın di mi? Soğuğu hissetmiyolar ki. Zaman kazanmaya çalışıyosan boşuna konuşmayalım.]
[Subaru: Aww, şu şüpheci tavrı bırak. Ben bile zaman kazanmaya çalışmanın durumu iyileştirmeyeceğinin farkındayım.]
Ve görüşü kar fırtınasıyla kapanan Subaru, Garfiel’i dinleyerek Mezara döndü.
Bembeyaz dünyanın içerisindeki taş harabeyi görmek çok zordu. Ancak Echidna'nın mezarı, bu doğa fenomenine rağmen tüm sakinliğiyle bir sonraki meydan okuyucuyu beklemekteydi.
Ve Emilia da orada olmalıydı.
[Subaru: Emilia ne zamandır orada?]
[Garfiel: Dünden önceki gece gitti, yani iki gün oldu. Açıkçası ölüp ölmedii umrumda bile diil.]
[Subaru: Senin açından işlerin nasıl olduğunu anlayabiliyorum…… Yani içeriye girip onu çıkartmayı denemedin?]
[Garfiel: Ben Mezara giremem. Kontratıma aykırı.]
Bu yanıt, Garfiel’in pozisyonunu aşağı yukarı özetliyordu.
Subaru, Sığınak sakinlerinin bundan haberdar olup olmadığını bilmiyordu ama Garfiel kesinlikle Mezara girmişti. Echidna’yla tanışmış, Açgözlülüğün Havarisi olmuş ve Lewes kopyaları üzerindeki komuta yetkisini kazanmıştı.
Ama Subaru, Garfiel’in neden bunu bir sır olarak sakladığını ve Sığınağı özgürleştirme işini baltaladığını bilmiyordu.
[Subaru: İçeriye girdiğimde bizzat Echidna’ya sorabilirim…… ondan öğrenebilirim gibi.]
[Garfiel: Mırıldanmayı kes. Sana içeri girmeni söledim. Yarı-Cadıyı sürükleyerek çıkar da şu karı yağdırmayı kessin. Aksi takdirde yapmak istemediim bi şey yapmak zorunda kalıcam.]
Garfiel, kollarındaki Rem’i hafifçe kaldırdı tehditkâr bir gülümseme takındı. Bu gülümseme ona hiç yakışmamıştı ama Subaru, Garfiel’in tehditlerini gerçek kılan biri olduğunu biliyordu. Esas niyeti ne olursa olsun, Sığınağı korumak adına sevdiği kızla aynı yüze sahip olan bu savunmasız kıza pençelerini geçirebilirdi.
[Subaru: Rem’e hiçbir şey yapma. ――Şartım bu.]
[Garfiel: ……Git artık.]
Yoğun rüzgârla savrulan Subaru, çıkarabildiği en soğuk sesle cümlesini kurdu ve Mezara ilerlemeye başladı. Arkasındaki Garfiel ise sessizce gidişini izliyordu.
Gerçek amacı hala belirsizdi ama Subaru, ona söylemeyi unuttuğu şeyi anımsamıştı.
Garfiel’e ablası Frederica’nın ölümünü söylememişti.
Bunun tek açıklaması, soğuğun ve öfkenin kafasını uyuşturmuş olabileceğiydi.
Şu anda aklı başında mıydı? Nasıl olabilirdi ki?
Petra’nın ölmesine izin vermiş, Frederica’nın masumiyetinden şüphelenmiş ve Sığınağa dönerek bu manzarayla karşılaşmıştı. Garfiel’le ilişkisi daha kötü olamazdı ve Sığınaktaki diğer kişilerin güvende olup olmadığından habersizdi.
Bu fena şartlar altında aklının başında olması mümkün müydü gerçekten?
Düşünmeyi bırakamazdı. Pes edemezdi. Önüne bakmalı, ilerlemeli, kendisini bekleyen geleceğe tutunmalı ve katlanmak zorunda olduğu her yükü üstlenmeliydi.
Aksi takdirde Subaru neden――
[Subaru: ――――]
Subaru’nun adımları, Mezarın kuru zemininde duraksadı.
Burası dışarısı gibi değildi, yoğun soğuğu zar zor hissediyordu. Soğukluğun bu mekâna girmesi yasak gibiydi ama bu bir yanılsama olmalıydı. Çünkü soğuk tamamen silinmiş değildi, yalnızca azalmıştı.
Subaru Mezara adımını attığında, nitelikli olduğunu anlatan selamlama gerçekleşti ve karanlık koridor, ışıklarla aydınlandı.
Puslu ışıkların davetini alan Subaru, kanının donmakta olduğu hissiyatıyla ilerlemek için mücadele verdi.
Ve çok uzun hissettiren bir sürecin sonunda odaya ulaştı.
Yani ilk Yargılamanın yapıldığı, geçmişleriyle yüzleştikleri odaya.
En sonunda oraya vardığında,
[Emilia: ――Subaru?]
Uzun zamandır özlediği gümüşi melodi, onu şefkatle karşıladı.
#Bu bölüm biraz kısaydı ama bir sonraki bölüm pek çoğunuzun hoşuna gidecektir diye düşünüyorum.
Ayrıca sıradaki bölümleri incelerken ilginç şeylerle karşılaştım. Bizi Roswaallı, Cadılı ve uzun zamandır görmediğimiz pek çok kişili bölümler bekliyor.
O zaman oralara ulaşmak için okumaya devam!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..