Subaru, önündeki figürü gördü ve karanlığın içerisinden yükselen ismini işitti.
Gözleri karanlığa alıştığında ise uzun, gümüş saçlı, menekşe gözlü kızı seçebilir hale gelerek ismini fısıldadı.
[Subaru: Emilia]
[Emilia: Evet. Yeah, Subaru. ……Benim.]
Dört hecelik ismi telaffuz eden ve karşılığını alan Subaru, bedeninin yığılmanın eşiğinde olduğunu hissetti.
Aşırı tepki veriyor gibi görünebilirdi ama bu, taşmak üzere olan duygularının ağırlığıydı.
Bitkindi, tükenmişti, ne yapacağını bilemez haldeydi.
Tüm bu hisler tarafından işkence gören Subaru, en sonunda Emilia’nın önüne ulaştığında kendini bırakıp hislerine teslim olabilmişti.
Bedeni sendeledi ve tam düşmek üzereyken iki kol tarafından yakalandı.
Kolların dokunuşları sıcak ve yumuşaktı. Başını kaldıran Subaru, kendisine bakan saf, güzel suratı gördü. Bir anlığına nefesini tuttu ve nerede olduğunu unuttu.
Şu anda yalnızca Emilia’nın hassas kucaklayışıyla dinleniyordu.
[Subaru: Ah, ü-üzgünüm…… Bir anda güçsüzleştim……]
[Emilia: Sorun değil. Bilerek yaptığını falan düşünmüyorum. Hem bilerek yapsan bile seni yine de yakalardım.]
Subaru’nun bahanesini bölen Emilia, onun kaçışını engelledi.
Subaru’yu azarlamak yerine onu rahatlatmayı seçmişti. Bunu fark eden Subaru, derin bir oh çekti―― ancak o anda Emilia’daki garipliği fark etti.
Emilia her zamanki gibi görünüyordu.
Nazik, sakin, birazcık kendi halinde, merhamet dolu, sevimli ve çocuksu bir cazibe dolu―― bunların hiçbiri değişmemişti.
Aynıydı, Roswaal Köşkünde barışçıl günler geçiren tanıdık, bildik Emilia idi.
Yargılamaların yüküyle ezilen Emilia değildi.
[Subaru: E-Emilia…… ben yokken, uh……]
――Seni değiştiren bir şey mi oldu?
Subaru, sözlerini dikkatlice seçti ve sorusunu yöneltmeye yeltendi.
Ancak Emilia’nın hafif mırıldanışı onun önüne geçmişti.
[Emilia: ――yalnız]
[Subaru: ……huh?]
Emilia’nın mırıldanışını anlamlandırmaya çalışan Subaru, kaşlarını çatarak tekrar etmesini talep etti.
Başını azıcık çevirdiğinde onun güzel, gümüşi çehresini görebiliyordu. Bu kadar yakından gözlerinin içine bakan, nefes alışını hissedebilen Subaru, bu kez hiçbir kelimesini kaçırmamak için dikkat kesilmişti.
Ve onun bakışlarını alan Emilia, mırıltısını tekrarladı.
[Emilia: Beni terk ettiğinde ―― Çok yalnız kaldım Subaru.]
[Subaru: Ah…… yo, bu…… öyle değil ki. Seni terk etmemiştim……]
[Emilia: ――――]
[Subaru: Sana bir mektup bıraktım……halletmem gereken bir şey olduğunu söyledim. Yani bu yüzden bir müddet seninle olamayacaktım. Seni bıraktığım ve böyle hissetmene sebep olduğum için üzgünüm, zaten yapmam gereken şeyde de acınası bir şekilde çuvalladım ve……]
[Emilia: Pff..huhu]
Subaru, Emilia’nın bakışları altında açıklama yapmak için kendisini yırtıyordu. Ama daha bitiremediği açıklaması, Emilia’nın kahkahalara boğulmasıyla kesilmişti.
Subaru gördüklerine inanamıyordu.
Bir konuşmanın ortasındaydılar ve şartlar da ortadaydı. Peki Emilia neden kahkaha atıyordu?
Bu kadar komik olan neydi ki? Ayrıca Emilia böyle bir şey yapacak bir kız değildi.
[Emilia: Açıklamak için bu kadar çaba sarf etmesen de sana kızamam ki. Şapşal Subaru, yüzün resmen yeşile döndü……pf-huhu]
[Subaru: E-Emilia……?]
[Emilia: Sorun değil Subaru. Benim için bir mektup bıraktın. Ve benim için gerçekten geeerçekten uğraşmışsın. Kendimi çok yalnız hissettim ve ağlamak istediğimi düşündüm ama…… senin mektubunu defalarca okuyarak avundum.]
Dudaklarından bu sevimli kelimeleri çıkartan Emilia’nın gülüşü daha da derinleşmişti.
Bu sevimli, büyüleyici gülümseme ve tatlı ses tonu Subaru’nun kalbini sıkıştırıyordu. Kızın mektubuna bu kadar değer verdiğini ve ondan destek aldığını anlatması, Subaru’nun kalbini patlayacak aşamaya getirmişti.
Ancak göğsünde yükselen ve bilincini ortadan kaldırmaya çalışan o ihtirası bir kenara attı.
Yanlış bir şeyler vardı. Garip bir şeyler vardı. İçine doğan kötü hisler onu hiç terk etmemişti.
Sorun neydi? Doğru olmayan bir şeyler vardı. Emilia şu an bu kadar tatlı olsa da,
Emilia kendisine bu kadar sevimli yanıtlar verse de,
[Subaru: Emilia…… Yargılama nasıl gitti?]
[Emilia: Yargılama……]
[Subaru: Yeah, Yargılama. Buraya o yüzden girmiştin, değil mi? Buna tek başına katlanmak zorunda kaldığın için üzgünüm. Özür dilerim ama ne olduğunu da öğrenmek istiyorum. Başarısız olsan da umurumda değil ama bu davranışların bana……]
[Emilia: Başarısız oldum. Başarısızdım, biliyor musun? Bu daha ilk Yargılama ve ben geçmişimin üstesinden gelemiyorum. Seni hayal kırıklığına uğrattım ve endişelendirdim, üzgünüm.]
[Subaru: a……]
Subaru, bu sesin boğazından kaçmasına izin verdiği için pişmandı.
Bu sesi Emilia için hayal kırıklığı anlamına gelmiş olmalıydı. “Umurumda değil” sözlerinin ardından gelen ani bir ihanet gibiydi.
Bu düşünceyle pişman olmakla meşgulken başında hafif, yumuşak bir dokunuş hissetti.
Emilia parmaklarını Subaru’nun kısa, siyah saçlarında gezdiriyor ve başını avcuyla hafifçe okşuyordu.
Bu davranışın anlamını çözemeyen Subaru, afallamış bir şekilde gözlerini kırpıştırdı. Bu şaşkın ifadeyi görmek Emilia’nın da yanaklarını kızartmıştı.
[Emilia: Subaru, sen sürekli benim saçlarıma dokunmak istiyorsun, değil mi? Şey, ben de bazen seninkilere dokunmak istiyorum. Hehe, Subaru şu an çok korunmasız…]
[Subaru: Em…ilia……?]
[Emilia: Eğer beni gerçekten terk etseydin ne yapardım……bu düşünce zihnimden defalarca, defalarca geçti. Gerçekten geeeerçekten korktum. Ve bana geri döndüğünü görünce gerçekten mutlu oldum.]
Az önce Yargılamaları geçememiş olduğunu söylemiş olsa da şu anda gözlerinden yansıyan tek şey Subaru’ydu. Heyecanlı ve ıslak gözleri Subaru’ya kilitlenmişti.
Subaru bu bakışları üzerinde hissetmeyi ne kadar uzun zamandır bekliyordu.
Ve tutkulu, ıslak gözlerle, şefkatli bir şekilde adını fısıldamasını ne zamandır istiyordu.
Bu ana ulaşmak, o ihtirası tatmak onun için her şey demekti.
Ve bu yüzden――
[Emilia: Subaru. Daima benimle kalır mısın? Daima benimle olur musun? Çünkü sen benimle olduğun sürece başka bir şeye ihtiyacım yok――]
Subaru, Emilia’nın kör bir bağlılıkla bu sözleri sarf edebileceğini asla hayal edemezdi.
※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※
Subaru’yu kollarında tutan Emilia, sevgi dolu fısıltılarını sürdürmeye devam ediyordu.
[Emilia: Subaru’nun gidişini ilk işittiğimde geeerçekten kırıldım. Çok korktum. Acaba ben hiçbir şeyi doğru yapamadığım için…… ve benden sıkıldığın için mi gittin diye düşündüm. Bu düşünce beni dehşete düşürdü, bedenimin titreyişini durduramadım……]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Ama sonra mektubunu buldum ve sözlerini okuduğumda korkum uçup gitti.. Subaru çok harika. Az önce kalan son korkumu da yok ettin…… yeah, bana daima bu şekilde yardımcı oluyorsun, Subaru.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Mektubunun içeriği beni gerçekten mutlu etti. Endişelenmeyeyim diye onca şey yazmışsın. Ve onları okumak geeerçekten uzun zamanımı aldı. Bana yazmak için zaman ayırmış ve onca zaman beni düşünmüşsün, bu beni çok sevindirdi.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Mektubunda beni çok sevdiğini söylemişsin. Ejder vagonunda bunu söylediğinde geeerçekten mutlu olmuş ve ağlamak istemiştim…… ve mektubunda okuduğum zaman da ağlamak üzere olduğumu hissettim. Ve sonra bana çok yoğun ve kıymetli bir şey verdiğini anladım…… sonra da farkına vardım.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Subaru’nun geri döndüğünü görünce kendimi daha fazla tutamadım. Kalbimin en derinlerinde senin ismini haykıran küçük bir ben var. Ve artık sana uzanmak, sana dokunmak istiyorum, kendimi durduramıyorum……]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Subaru. Şu ana kadar yaptıklarım için üzgünüm. Sana bir sürü berbat şey yaptım. Benim hakkımdaki hislerini bilmeme rağmen seni durdurdum. Geeerçekten zalimdim, bunu şimdi anlıyorum.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Bu kadar hissi içinde tutmak canını acıtmış olmalı. Sen bu kadar zorlanırken ben çok bencillik etmiş olmalıyım. Senin hakkında düşünmek istesem de…… seni anlamaya çalışsam da aslında seni hiç anlayamamışım.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Ama artık böyle değil. Sürekli Subaru’yu düşünüyorum. Düşündüğüm tek şey sensin. Aynı senin bana……um, beni sevdiğini ve sürekli beni düşündüğünü söylediğin gibi…… şimdi belki ben de…… senin hakkında aynı şeyleri hissediyor olabilirim.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Üzgünüm. Haksızlık ediyorum. Sen korkarken ve benim ne düşündüğümü bilmezken bile bunu bana söyleyebilmiştin.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: O yüzden... Ben de doğru düzgün söylemek isterim ――Sana söylemek istediğim şey…]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Biliyorsun, Subaru. Ben… seni seviyorum. Gerçekten, gerçekten seviyorum. Sürekli seni düşünüyorum, daima seni ve seninle olmak istediğimi düşünüyorum.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Subaru, eğer sen de benim hakkımda aynı hislere sahipsen…… Gerçekten mutlu olurum…… bilirsin.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Ehehe. Mn, mn……seviyorum. Subaru…… Seni gerçekten, gerçekten seviyorum.]
#Emilia-Subarucular için bayram tadında bir bölüm oldu. Her şey iyi güzel de, iki gündür aç susuz yargılamalara giren Emilia'nın bu kadar pozitif olması enteresan.
Bir de dışarıdaki fırtına meselesi var tabii.
E o zaman okumaya devam!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..