Otto ve Patrasche ile konuşmalarını gerçekleştiren Subaru’nun kalbi, bulunduğu uçurumun derinliklerinden geçici olarak kurtulmuştu.
Henüz Rüya Kalesinde yaşayıp sindiremediği pek çok şey mevcuttu ancak ne olursa olsun onları çiğnemeli ve güce dönüştürmeliydi.
[Subaru: Ehh… artık Echidna’dan yardım alamayacağım……]
Açgözlülük Cadısı Echidna, Subaru’nun mücadelelerini gözlemlemiş ve arkadaşça bir görünüm sunmuştu. Ancak Subaru, son görüşmelerinde durumun bundan ibaret olmadığına ikna olmuş, tüm Cadıların prensiplerinden şaşmayan yaratıklar olduğu kanaatine varmıştı.
Bu yalnızca Echidna için değil, diğer beş Cadı için de acı verici bir netlikteydi―― Sekhmet, Daphne, Camilla, Typhon ve Minerva. Subaru’nun gözünde tam anlamıyla şeytani oldukları söylenemezdi. Ancak onlara melek de diyemezdi.
Bu, diğer varlıkları iyileştirme takıntısı olan Minerva için bile geçerliydi. Kollarını ve bacaklarını yitirme pahasına Subaru’yu iyileştirmeye çalışması asilden ziyade korkunçtu.
Son Cadıya, Satella’ya gelince―― onu şimdilik düşünmemeyi tercih ediyordu.
Subaru, Satella’ya yönelik hislerinin, içinde dolup taşan o anlaşılamaz duyguların yanıtlarını bu sıkışık zamanda aramanın tehlikeli olabileceği içgüdüsüne sahipti.
Bir de gruba veda ederken sarf ettiği son sözler vardı. Satella’yı son anda görüşü―― o anı anımsamak bile göğsünün içini deliye çeviriyor, kalbi göğsünü delip geçecekmiş gibi hissediyordu.
Bu yüzden Satella hakkında düşünmekten bilinçli olarak kaçınmış, düşüncelerini başka meselelere yönlendirmeye çalışmıştı. Geldiği nokta ise Echidna’nın son tavsiyeleri ve Satella’ya verdiği sözdü.
[Subaru: Kendime karşı daha nazik olmalıyım… söylemesi kolay ama……]
Satella’yla karşılaşan, Birinci ve İkinci Yargılamaları tecrübe eden Subaru, ölümden kurtarmak istediği kişilerin de kendisi için yas tuttuğunu öğrenmişti―― Ve kalbindeki ölüme yönelik isteksizliği de fark etmişti.
Ama ne yapabilirdi ki? Hiçbir şey ölmekten başka bir silahı olmadığı gerçeğini değiştiremezdi.
Çözülmeyi bekleyen problemler azalmış değildi. Hatta kendisine bel bağlayan kişilerin sayısı azalmak yerine artıyordu.
Kalbi az da olsa toparlanmış olabilirdi ama bunun dışında her şey daha güçleşmiş gibiydi.
[Subaru: Beni önemseyen insanlarla birlikte mücadele edeceğim…… ama bunu nasıl yapacağım ki……]
Dürüst ol ve onlardan yardım iste. Muhtemelen Satella’nın kastettiği buydu. Ancak diğerlerine gerçekleri söylemesini yasaklayan kişi de Satella’dan başkası değildi―― gerçi konuşmanın akışına bakılırsa bu yasağı koyan kişi Kıskançlık Cadısı kişiliği de olabilirdi. Belki de Satella’nın alternatif kişiliğinden farklı görüşleri vardı. Ve o son fısıltıda――
[Subaru: ――Ugh, bunları düşünme zamanı olmadığını söylemiştim.]
Düşüncelerinin bir kez daha Satella’ya kaydığını fark eden Subaru kendisini durdurdu. Şu anda ihtiyacı olan şey problemleri çözmek adına konsantre olmaktı.
[Subaru: Garfiel… dış dünyadan korkuyor…… huh.]
Echidna’nın son tavsiyesi bu bilgiye dayanıyordu ve muhtemelen durumu çözmek için bu bilgiden faydalanmalıydı.
Garfiel ilk Yargılamaya girdiğini itiraf etmiş ve bu durum Echidna’nın sözleriyle de onaylanmıştı.
Esas soru, Garfiel’in geçmişte ne görüp de dış dünyadan korkar hale geldiğiydi.
Frederica ile birlikte Sığınaktan ayrılıp Roswaal’ın Köşküne yaşamaya gitmeyişinin ardındaki travma da bununla bağlantılı olmalıydı.
Ama Subaru, bunu konuşmaya çalıştığı takdirde Garfiel’den açık bir yanıt alabileceğinden şüpheliydi.
[Subaru: Yani bunu bilgisi olan başka birinden öğrenmeliyim…… Frederica veya Lewes-san’ın da bu konuda ağzı bayağı sıkı……]
Frederica’nın sözleri doğruysa, Garfiel’i Mezarın içine takip edemediğine göre Yargılamaların içeriği hakkında bilgi sahibi olamazdı. Diğer taraftan Lewes ya da onu dışarı sürükleyen Lewes kopyasının Garfiel’in Yargılamasının detaylarını bilme ihtimali vardı.
[Subaru: Ne kadar nefret etsem de…… en uygun plan Lewes Meyer kristalinden Komuta Yetkisini alarak bu bilgiyi alma emri vermek.]
Kopyaların lideri ve Sığınağın temsilcisi olan Lewes bile Komuta Yetkisini elinde bulunduran kişiye itaatsizlik edemiyordu. Yani arzusu dışında gelişse de Subaru tarafından gerçekleri söylemeye zorlanabilirdi.
Ve Subaru bu sayede bilginin yanı sıra yirmi küsür yoldaşın desteğini de sağlamış olacaktı. Hiç değilse kendisini bu düşünceyle ikna etmeye çalışıyordu.
[Subaru: ――――]
Sığınağın alevlerle kaplı görüntüsü ve etrafı teslim alan beyaz tavşanların dehşeti hala zihninde kazılıydı. Buna kendisini koruma emri verdiği Lewes kopyalarının ölümlerinin çarpık anıları da dahildi.
Emilia’nın yanına ulaşmalıyım. Subaru bu kararlılıkla düşüncesiz bir şekilde emrini vermiş, yaralı bir halde Mezara koşmuştu.
O zamanlar bu kararından pişmanlık duymamıştı ama şimdi sakin kafayla düşününce bu karar ve sonuçları karşısında dehşete düşüyordu.
Özellikle de ölmemeye yönelik acınası arzusu bu farkındalığı sağlamlaştırıyordu.
O kızları ölümlerine yollamaktan daha kibirli, daha utanmaz bir yol olabilir miydi acaba? Bunu istememiş olduğu konusunda ısrarcı olsa da kendisine daha fazla güvenemezdi.
[Subaru: Kafam allak bullak…… Olumsuzluklara fazla daldım, lanet olsun. Böyle devam edersem beynim patlayacak. Tek tek gideyim ve eleyebildiğim şeyleri eleyerek ilerleyeyim.]
Sorular, cevaplar ve çözülmesi beklenen problemler. Her seferinde bir tanesini netleştirmeli ve cevaplanan tüm soruları birleştirerek esas çözüme ulaşmalıydı.
Problemlere tek tek eğil ki pozitif bir sonuca ulaşabil. Öncelikle,
[Subaru: İlk Yargılamayı geçtiğime göre Sığınağı özgürleştiren kişi ben olmalıyım. Emilia’ya daha fazla yük bindirmenin anlamı yok. Zaten en ufak bir baskıyla akıl sağlığını yitirecek gibi, bu yüzden her türlü zarardan kaçınmamız gerekiyor.]
Emilia’nın karla kaplı Sığınaktaki tatlı yaklaşımını hala hatırlıyordu.
Bunun Yargılamaya tekrar tekrar girişi sonucunda akıl sağlığını yitirişinden kaynaklandığı belliydi. Onu Yargılamalara sokarak iyi bir sonuç elde edilmeyeceğine şüphe yoktu.
[Subaru: Yargılamaları halletmek benim sorunum olacak…… bu da bizi İkinci Yargılamaya ulaştırıyor. Bunun sonunu getirmeyi öğrendim ama…… bu geçtiğim anlamına geliyor mu ki?]
Erişilemez bir zaman şahit ol―― bu cümlenin de anlattığı üzere Subaru, farklı seçimler yaptığı takdirde ulaşacağı erişilmez dünyalarla yüzleşmişti. İkinci Yargılama bu Paralel Dünyaları tecrübe etmek üzerine kuruluydu.
Bu Yargılama, Subaru dışındaki her birey için alternatif yollardan ibaret bir keşif olurdu. Ancak Subaru’ya gerçekten dişlerini göstermişti.
Çünkü Subaru, ölümlerinden ve başarısızlıklarından sonra devam eden dünyalarla karşılaşmıştı.
Pişmanlıklarıyla, sonuçlarıyla, ‘’Ölümünden’’ sonra tutulan yasla yüzleşmişti.
Bunları gözleriyle gören, tenine işleten, zihnine kazıyan Subaru’nun kalbi parçalara ayrılmıştı.
Şimdi bile anımsadıkça bedenini bir ürperme teslim alıyor, uzuvları kaçınılamaz bir uyuşukluğa erişiyordu.
O acıları yaşar ve kalbinin çığlıkları tarafından yutulurken Rüya Kalesine çağrılmıştı―― peki o zaman Yargılamayı geçmiş miydi, geçmemiş miydi?
Geçmiş gibi görünmüyordu.
#Analizle geçen bir bölüm oldu. Subaru'nun aklı hala Satella'da, ben de o bölümün dramatikliğini unutmuş değilim valla.
Şimdilik Lewes'ten Garfiel bilgisi alınacak ve İkinci Yargılama sonlandırılacak kararları alındı.
Bakalım bizi başka neler bekliyor, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..