{???: ――Sonunda buldum seni.}
――Kim var orada?
{???: Üzgünüm… Çok üzgünüm. Seni burada bir başına bıraktığım için… çok üzgünüm. Seni durmaksızın arıyordum. Daima, sürekli seni arıyordum.}
――Neredeyim… ben? Çok… soğuk.
{???: Seni hemen çıkartacağım. …… Ne kadar ıssız bir yer, bir başına kalmışsın…… bir çocuk neden bunları yaşar ki…… neden gelmem bu kadar uzun sürdü ki……}
――Söyle… kimsin sen? Neden…ağlıyorsun?
{???: ――Çünkü sen dünyadaki en sevimli şeysin. Çünkü seni tekrar görebildiğim için çok mutluyum.}
――Sen… o kadar mı mutlusun?
{???: Evet. Senin için…… seni bir daha görmek için yeniden doğdum.}
――Kimsin sen?
{???: Ben…… Senin en büyük yoldaşınım. En büyük ve en gerçek yoldaşın.}
――O zaman sen benim……
{???: ――Evet, öyle. Bundan böyle senin ailen olacağım. Bugünden sonra asla yalnız kalmayacaksın. ――Sana söz veriyorum.}
――Gerçekten mi? O zaman ben……
※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※
[Emilia: ――Geeeerçekten mutluydu.]
Emilia hoş zamanları hatırlarken ellerini göğsüne yerleştirmişti. Bu sözleri dinleyen Subaru ise ağzının kuruduğunu hissediyordu. Emilia buzun içinde uyumuştu.
Anayurdundaki Dualar Ağacında. Puck tarafından kurtarılana dek donakalmıştı.
Ne kadar sürmüştü acaba――?
[Subaru: Emilia… yaşadığın yer Elior Ormanıydı, değil mi? Uzun zaman önce donan ve şimdi bile buzlarının yayıldığı yer?]
[Emilia: Mn, evet. Ben uyandığımda oraya “Buz Ormanı” diyorlardı. ――Ama ben uyumaya gitmeden önce güneş ışıklarının yıkadığı parlak ve nefis bir yerdi. Ben orada herkesle birlikteyken hiç kar yağmamıştı.]
[Subaru: Nefis…… yo, daha önemlisi… herkes derken?]
Subaru o mekan hakkında pek bilgi sahibi değildi, haliyle Elior Ormanının öncesi ve sonrası kendisine yabancıydı. Ama dikkatini çeken bir nokta olmuştu.
[Emilia: Herkes işte. Ormanda birlikte yaşadığım kişiler…… tüm Elfler.]
[Subaru: Elfler…… o zaman, ailen de mi oradaydı? Annen baban ve…… belki kardeşlerin?]
[Emilia: ――――]
Ancak Emilia’nın mutsuzlukla dolan gözlerini görmek Subaru’ya bir kez daha yanlış bir şeyler söylediğini fark ettirmişti.
Emilia daha önce bundan bahsetmiş olmalıydı. Puck onun koruyucu ebeveyni ve tek ailesiydi.
Subaru Emilia’nın ailesini öyle ya da böyle kaybetmiş olduğunu biliyor olmalıydı.
[Subaru: Afedersin…… Seni üzmek istememiştim……]
[Emilia: Sorun değil. Sadece benim için endişeleniyorsun Subaru. …… Ancak ailem ormanda değildi. Köydeki herkes bana çok nazik davranır ve daima gülümserdi ama…… Ormanda kan bağım olan hiç kimse yoktu.]
[Subaru: ……Eğer hiç kimse yoksa, peki ya ebeveynlerin……?]
Emilia bu soru karşısında sessizce başını salladı. Kafasını dağıtmak adına örgüleriyle oynadı ve-
[Emilia: Benim aklım ermezken gitmişler. O zamanlar bunun garip olduğunu düşünmemiştim…… Bana bir anne gibi davranan birine sahiptim… geeeeerçekten kibar, güçlü ve havalıydı…… Öyle biri vardı işte.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Ama o ve geri kalan herkes…… ben uyuduğumda uykuya daldı. Şimdi bile Elior Ormanının derinliklerinde uyumakta olan bir sürü kişi var.]
[Subaru: Hha――!?]
Hissiz bir tonla konuşmakta olan Emilia, yalnızca gerçekleri anlatmayı görev edinmiş gibi görünüyordu. Subaru’nun boğazı bu kelimeler karşısında tıkanmış olsa da Emilia umursamazca devam ediyordu.
[Emilia: Ben uyandıktan sonra Puck ile birlikte uyuyanları gözlemeye gittik. Bir gün bir başkası da benim gibi uyanırsa kendisini hiçbir şey bilmeden, boşlukta hissetmesin diye…… bu düşünceyle orada kaldık.]
[Subaru: …… Dur bir dakika.]
Bu bilgiler öyle yoğundu ki Subaru’nun beyni ayak uydurmakta zorlanıyordu.
Emilia’nın ilk defa kar gördüğü o gün Elior Ormanında neyin nesi yaşanmıştı?
[Subaru: Bildiğim kadarıyla Elior Ormanı donmaya başlamış…… yüz yıldan birazcık fazla bir süre önce…… Yani bu kadarını Kraliyet Seçim Salonunda falan duymuş olmalıyım.]
[Emilia: Mm. Ben de Köşkte bunları öğrendiğimde geeeeerçekten şaşırmıştım.]
[Subaru: Yani Elior Ormanının ilk donuşunda oradaydın, doğru mu? Nasıl gerçekleştiğini biliyor musun?]
[Emilia: ――Hayır, bilmiyorum.]
Emilia Subaru’nun sorusunu kafasını sallayarak yanıtladı. Subaru’nun kaşlarını çattığını gördüğündeyse acılı bir ifadeyle başını eğdi.
[Emilia: Gerçekten bilmiyorum. O zaman yaşananları…… Hala net olarak hatırlayamıyorum. Yalnızca ufak olduğumu ve çok korktuğumu hatırlıyorum. Ama çok uzun bir süre uyuduğum için o anılarım da belli belirsiz……]
[Subaru: Ufak olduğundan bahsetmiştin… tam olarak kaç yaşlarındaydın?]
[Emilia: ……Sanırım… yedi civarı.]
[Subaru: Yedi…… ve Elflerin de insanlarla aynı şekilde yaş hesabı yaptığını varsayabilirim, değil mi?]
Emilia bu soruya başıyla onay verdi.
Eğer Elfler de insanlar gibi yaş hesabı yapıyorsa her yıl bir yaş artıyor demekti. Elflerin uzun ömürlü bir ırk olduğu, bir Yarı Elf olan Emilia’nın da aynı olduğu bilinmeliydi. Diğer taraftan uzun ömürlü Elfler bile bir çocukluk geçiriyor olmalıydı, yani yedi yaşındaki Emilia hiçbir şekilde suçlanamazdı.
Tabii birkaç basit matematik işlemi, Emilia’nın şimdiki yaşının yüzü aşkın olduğunu gösteriyordu.
[Subaru: Bu noktada yaş uçurumundan ötürü endişelenmeye gerek yok… Ve en başta farklı dünyalara ait olduğumuzu düşününce gerçekten hiçbir şey ifade etmiyor…]
[Emilia: ……Subaru, sorun ne? Garip bir şey falan mı söyledim……]
[Subaru: Yo, yo. Sadece aramızda ciddi bir yaş uçurumu olduğunu düşünüyordum, o kadar.]
Düşüncelerini toparlayıp soluklanan Subaru, ufak bir şakayla ortamı rahatlatmak istemişti. Şaka pek etkili olmasa da Emilia’nın gergin yanakları bir şekilde rahatlamış, ağzından ufak bir iç çekiş çıkmıştı.
[Emilia: Öyle… ama çok uzun bir süre bilinçsiz şekilde uykuda olduğum için gerçek yaşımın olgunluğunda olduğumdan emin değilim……]
[Subaru: Gerçekten mi? Elflerin ne hızla geliştiğini tam olarak bilemesem de eğer insanlar gibiyse bir hayli olgunlaşmış olman gerektiğini söyleyebilirim.]
Subaru bu endişelere karşılık vermeden önce yataktaki Emilia’ya kısaca bir göz gezdirmişti.
Uzuvları tamamen gelişmiş, bedenine kadınsı kıvrımlar eklenmişti. Melankolik menekşe gözleri ve rüya gibi görünümü gizemli bir güzellikle taçlanıyor, genç bir kızla kadınlık arasında gidip geliyordu. Şimdiden yeterince olgunlaşmıştı.
Ama Subaru Emilia’nın endişelerini anlayamıyor gibi görünüyordu. Emilia bir [Hayır] ile başını sallamıştı.
[Emilia: Buzda uyumak benim için zamanı durdurmadı, yalnızca bilincimi uyuttu. Yani bedenim buzun içinde büyümeyi sürdürdü. Uyandıktan sonra bedenimi kontrol etmek çok farklı hissettirmişti ve bir müddet sıkça tökezlemiştim.]
[Subaru: Yani buzda olmanın da…… kendince kusurları var ha.]
Yedi yaşındaki bedeniyle uykuya dalıp tamamen gelişmiş bir kadın olarak uyanmak hayret verici olsa gerekti.
Çocukların bedenlerinin ansızın yetişkine dönmesi anime ve mangalarda sık sık yaşanır ve bu kişilerin adaptasyonu zor olurdu. Emilia’nın da bedeni ile zihni arasındaki uyuşmazlık sebebiyle sıkıntıya girmesi çok doğaldı.
[Emilia: Roswaal beni dışarıda eğitim almam için ormandan çıkarttığında…… ve ondan yaklaşık yüz yıl uyuduğumu öğrendiğimde geeeerçekten şok olmuştum. O kadar uzun süre uyuduğumu öğrenmek…]
[Subaru: İnsanlar buzun içinde normal şekilde yaşlanıyorsa… o zaman uzun ömürlü Elfler dışında herkesin işi bi……]
“Biterdi”, demek üzereyken az önce kendisine söylenen bir gerçeği fark etmişti.
Gözlerini kapatan Subaru bir süre aklındaki sayıları toparladı. Ekleyip çıkarttı, birkaç kez sağlamasını yaptı ve şüphelerinin üzerinden geçti.
[Subaru: Hey, Emilia…… yaklaşık yüz yıl uyuduğunu söylemiştin, değil mi?]
[Emilia: Evet……?]
[Subaru: Ve uyumadan önce yaklaşık yedi yaşındaydın, değil mi?]
[Emilia: Evet. Subaru, ne olu……]
[Subaru: Emilia. Puck seni uyandıralı ne kadar oldu?]
Duyduğu kadarıyla Emilia Roswaal tarafından ormandan çıkarılalı yarım yıl kadar olmuştu. Yani Emilia o güne dek Puck ile birlikte Elior Ormanında yaşamış olmalıydı. Şimdi soru şuydu: Emilia’nın uykudan uyanışıyla Roswaal’la buluşuşu arasında ne kadar süre vardı?
Hala sıkıntılı görünen Emilia parmağını dudaklarına götürmüştü.
[Emilia: …… Yaklaşık altı yedi yıl…… civarı.]
[Subaru: ――――]
Emilia’nın yanıtını işiten Subaru’nun şüpheleri nihayete ermişti.
Bu gerçek Subaru’nun vücudunu bir yıldırım misali çarpmıştı. Doğduktan sonra yedi yıl, uykuda yaklaşık yüz yıl, uyandıktan sonra bir yedi yıl daha. Yani――
――Emilia yaklaşık 107 yaşındaydı. 18 yaşında gibi görünüyordu. Zihinsel olaraksa 14 yaşındaydı.
[Subaru: Gerçek yaşı, görünen yaşı ve akıl yaşı…… hepsi karman çorman……]
Böyle bir uyuşmazlık yalnızca Elf olması sayesinde mümkündü. Subaru’nun Emilia’nın tavrına ilişkin biriktirdiği sorular şimdi anlam kazanıyordu.
Subaru Emilia’yı yüz küsür yaşında bir Elfe göre oldukça cahil bulmuş, insanların çevresindeki tecrübesizliğini ve sık sık ortaya çıkan çocuksu tavırlarının sevimliliğini fark etmeden geçememişti.
Yani bunların hepsi ömrünün çoğunu buzda geçirmesinin sonucuydu…
[Subaru: On dört…… bir fark yok……]
Neden bu yaşta bir kız böyle büyük sorumlulukları omuzlamak zorundaydı? Subaru’nun Kraliyet Seçimi ve Roswaal’a yönelik rahatsızlığı iyice perçinlenmişti.
Havayı rahatlatmak adına konuyu tamamen raydan çıkarttığını fark eden Subaru, kesinlikle konuyla bağlantılı bir noktaya geri döndü.
[Subaru: Az önce ormanın neden donduğunu bilmediğini söylemiştin. Peki Yargılamada ne görüyorsun? Donmandan önceki o belli belirsiz anı…… onu görüyorsun, değil mi?]
[Emilia: …… Sanırım. Manzara kesinlikle uyumamdan öncesine ait…… yani bunun gerçekten var olan bir anı olduğunu sanıyorum.]
[Subaru: O zaman belki de bu anıdan çok korkma sebebin seni ve diğer Elfleri donduran şeyle karşılaşıp bunu bilinçsizce reddedişin olabilir……]
[Emilia: ――Öyle değil…]
[Subaru: Yani bundan daha korkutucu olamaz, değil mi? Yargılama sana en büyük pişmanlığını gösterir. Yani belki de gördüğün şey……]
[Emilia: Sana öyle değil dedim!]
Emilia bağırışıyla Subaru’nun düşüncelerini dağıtmıştı. Ancak sesini yükselttiği için hemen pişman olarak gözlerini kırpıştırdı ve sulanan gözlerini Subaru’ya çevirdi.
[Emilia: Yargılamada gördüğüm şey…… o değil. Öyle bir şey değil…… Gördüğüm şey……]
[Subaru: E-Emil……]
[Emilia: ――Şeytan çocuk.]
Subaru’nun omurgasına buzlu mızrak misali bir ürperme saplanmıştı.
Emilia yüzünü ellerine gömmüş, ifadesini saklamaktaydı. Örtülü yüzünün ardından kısık, duygusuz bir şekilde sesi yükselmeye devam ediyordu.
[Emilia: Felaketin tohumu. Gümüş menfur. Hiç doğmamış olması gereken yaratık. Tüm nefretin kaynağı. Bağışlanamaz ruh. Şeytan. ――Cadının Kızı.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Normalde bana karşı nazik olan, gülümseyen herkes o donduran karda bu sözleri söyledi ve……]
Emilia’nın uzuvlarından başlamak üzere tüm bedeni hafifçe titremekteydi.
[Emilia: Buza girdikten sonra yaşanan hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Ama beni lanetleyen herkesin orada donduğunu unutamıyorum. Ve beni lanetlemeye devam edişlerini de.]
[Subaru: ――――]
[Emilia: Bu yüzden hepsini buzdan kurtarmak…… ve onlardan özür dilemek istiyorum.]
Yüzü yaşlarla kaplanmış olan Emilia bu noktada başını kaldırdı, önünde onları görür gibi sessizce selam verdi.
[Emilia: Başınızı derde soktuğum için üzgünüm. ――Hepinizi seviyorum.]
#Tekrar merhaba, oldukça heyecanla okuduğum bir bölüm oldu. Umarım siz de sevmişsinizdir.
Şahsen bunun son döngü olduğunu bilerek, bol bol bilgi ve aksiyonla ilerlemek çok hoşuma gidiyor.
Subaru ve Emilia ilk defa gerçek anlamda konuşuyor ve biz de bahaneyle Emilia'nın geçmişini az çok öğrenmeye başladık. Tüm parçaların birleşmesini iple çekiyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..