—Soğuk, karanlık odada ayak sesleri yankılanıyordu.
En ufak bir ışık huzmesinin dahi düşmeyişi, karanlık veya gölgeler arasında bir yol doğuruyordu. Fakat onun adımları leş kokulu odada kolayca ve tereddütsüz şekilde ilerliyordu. Öylesine rahattı ki kendi odasını arşınlar gibi bir hali vardı.
“—”
Su damlıyordu. Böcekler kıvranıyordu. Ayaklarının altında çamur ve çakıllar eziliyordu. Burası insana rahatsızlıktan başka bir şey sunmazdı fakat siluetten en ufak bir hoşnutsuzluk mırıltısı dahi çıkmıyordu.
Kalelerine müdahale edilen böcek sürüleri siluetten kaçarak bir yol açıyordu. Siluetin ayaklarının altından sular akıyor, aşağı yönlü eğim yürüyüşüne rehberlik ediyordu. En nihayetinde duraksadı, ardında savrulan uzun saçlarla bakışlarını kaldırdı.
Hala ışık yoktu. Fakat gözleri inanç denen bir ışıltıyla parlıyordu.
Ayaklarında esen rüzgarlarla birlikte soluk ışıklar dans ediyordu. Uzun, pembe saçları ve uzun kollu cüppesi rüzgâra eşlik ediyordu. Ayaklarının ucunda, rüzgârın estiği noktadaki zemine bir halka çizilmekteydi.
“Demek başlangıç algoritması hala işe yarıyor.”
Işıltılı halkanın üzerindeki siluet—kız—bu mırıltıyla havalandı. Görünmez bir zeminde yükselir gibi karanlık tavana doğru ilerliyordu. İşte o anda bir hayalet gibi kayayı aşarak dışarıya ulaştı.
Güneş ışıkları gözlerini yakıyordu. Gözlerini kapattı. Yeniden açabilmesi tamı tamına on saniyesini aldı. Güneş gözkapaklarını aşarak gözlerini acıtıyordu. Buna yönelik bir isyan ve biraz da sabırsızlıkla gözlerini açık tutmaktaydı.
—Güneşin yeniden doğuşunu görüyordu.
“...Beklediğimden çok daha az duygusal oldu.”
Gün ışığına bakan kız kafasını kaldırdı. Sahiden de kayıtsız gözlerinde en ufak bir duygu dahi belirmemişti. Sonuçta sahte bir güneşle geçirdiği onca vakitten sonra gerçeğini görmenin onu etkileyeceğini düşünmüş ama sonuç, ümit verici olmamıştı.
“Her halükârda bariyerden güvenle ayrıldım. Yani o şey sinir bozucu olsa da Yargılamayı başarıyla tamamlamış. Bunun için bir teşekkürüm olacak, daha fazlası olmaz.”
Bu gerçekleşmeseydi Sığınaktan ayrılması aşırı zor olurdu. Kendi tuzağına düşmüştü. Bu karmaşayla baş eden kızı düşününce kalbinde memnuniyetsizlik benzeri bir şey doğuyordu.
“Neyse, mesele değil. Bu bedende fazla pervasız olamam, boşlukları doldurana dek boş boş dolanmamda bir sakınca yok.”
Ellerini açıp kapatıyor, bedeninin durumunu kontrol ediyordu. Bir atanın bedenini kullanmış, aynı doğadan bir ruhu özümsemişti. Ruhunu bedene uydurmuş ve yerleştirmişti lakin alışması zaman alacaktı.
“Neticede o bana bir isim vermişti. Sanırım ben de kendime Omega diyeceğim.”
Gülümseyerek çimlerin arasında ilerledi, ağaçlar arasındaki açıklıkları kullanarak ormandan çıktı. Bu yolculuk genç bir kızın bacakları için biraz zorlu olsa da sıkıntı yoktu. Bitkinlik ve acı, ruhun ve bedenin bağlandığının kanıtıydı. Uzun zaman önce kaybettiği hayatın tadını çıkarmalıydı.
“Beatrice Yasaklı Kütüphaneden ayrıldı. Roswaal İncili kaybetti. Gerçi yanıkları toplayan adamı ve Garfiel’in inatçı öfkesini düşününce yangın henüz sönmedi diyebilirim. Peki o, olacaklarla nasıl yüzleşecek? Belki de onu gölgelerden izleyebilirim.”
Canını sıkan kızı bilerek bu denklemin dışında tutan kız, yürümeye devam etti. Gittiği yerde bir dünya vardı. Onun için hiç sıkıcılaşmayan, merakını durmaksızın gideren, bereketli, ölü Bilgiye Susamışlığın Vücut Bulmuş Hali için hazinelerle dolu bir dağ…
“Bu şekilde, belki bir gün anlarım.”
Yol üzerindeki çiçekleri görerek gülümsedi. Bir çiçek yaprağı koparttı, kokusunu içine çekti ve ağzına attı.
Güzel çiçekler bile solardı. Neden solmak zorundaydılar ki? İnsanların paylaştığı güzel anılar da mı solmaya mahkumdu?
“—Ahh, aşk neden solmak zorunda ki?”
Diye mırıldanan uzun, pembe saçlı kız adımını attı.
Cadı bir kez daha dünyaya salınmıştı.
#Ve Emilia'dan tiksinen Cadının pembe saçlı bir bedenle birlikte, Omega ismiyle yeniden dünyaya salınışına tanık olduk. Gerçekten arc4 için etkili bir kapanış oldu bence.
Bundan böyle neler olacağını, bizi nelerin beklediğini hiç bilmiyorum. Ama en sonunda arc4ün sonuna gelmiş olmanın mutluluğunu taşıyorum. Şimdi sırada arc4 ve arc5 arasındaki 7 bölüm var. Onları da ekim ayı içerisinde bitirmeyi planlıyorum. Haftaiçi tekrar görüşmek üzere :)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..