Re:Zero Kasaneru IF - Kısım 9

avatar
5071 4

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Re:Zero Kasaneru IF - Kısım 9


Çevirmen : Clumsy 

 

Subaru Emilia kampıyla birlikte yemek salonunda kahvaltı yapmayı reddetmiş, yemek görevinden sorumlu olan Petra da hayal kırıklığına uğramış görünmesine rağmen yemekleri Emilia’nın odasına taşımıştı.

 

Subaru yemek sırasında zihinsel istikrarsızlıklar yaşayan Emilia’yı takip etmiş, yemek en nihayetinde sona erdiğinde de Emilia Subaru’nun talimatları doğrultusunda itaatkâr bir şekilde masasına geçmişti.

 

[Emilia: İyi bir kral olmak için Subaru’nun söylediklerini yapmam lazım.]

 

Emilia bu sözlerle kendisini hazırlamış, Subaru da odayı terk etmişti. Roswaal’ın ofis işlerinden bir kısmını üstlenen Emilia’nın Kraliyet Seçimiyle ilgili bilgisi tanıştıkları zamana kıyasla çok daha iyiydi. Çabalarının meyveleri günbegün kanıtlanıyordu.

 

Fakat――

 

“Echidna: Olup biten her şeyde senin onayını arayacak. Bir kral yetiştirmek için son derece ilginç bir yol.”

 

[Subaru: Kapa çeneni.]

 

“Echidna: Sen de tedirginsin, onun bu halde tahta oturmasına izin verirsen daima sorun çıkacağını biliyorsun. Ama bunu yapmaktan başka şansın da yok.”

 

Emilia’nın odasından ayrılan Subaru, kulaklarında Echidna’nın zehirli sözleriyle köşk koridorlarında ilerliyordu. Emilia’nın tutarsız bir ruha sahip olduğu ve Kraliyet Seçiminin başındaki iradesinin büyük oranda sarsıldığı doğruydu. Ama yine de Lugnica Krallığının tahtına oturacağı kesindi.  

 

Natsuki Subaru bunun gerçekleşeceğinden emin olacaktı.

 

Ardı ardına『Ölümden Dönüşü』kullanarak ve Emilia’nın önüne çıkan her zorluğu ortadan kaldırarak onu bekleyen engelleri yok edecek, Emilia’nın hayallerini gerçek kılacaktı.

 

Ve bunu yapmasının altındaki tek sebep Emilia’nın arzuları değildi, Rem’i kurtarmak da bir sebepti. Emilia’yı destekle, Rem’i kurtar, yakın olduğun kişilerin acı çekmesini engelle. ――Bu tam da Natsuki Subaru’nun cadıyla kontrat oluştururken arzuladığı gelecek değil miydi?

 

――Üzgünüm, Natsuki-san. Veda vakti.

 

[Subaru …..]

 

Ansızın bir ses çınlamıştı, yo kulaklarında değil, zihninde. Kafasını çevirdiğinde etrafında gördüğü hiç kimse yoktu. Bunun cadının işi olabileceğini düşünmüştü ama onun düşünce dalgaları olamazdı. Çok daha farklı bir şeydi, anılarından gelen bir çağrıydı.

 

Ses konuşmaya devam ediyordu.

 

――Ben öhöm, Natsuki-san. İşlerin gidişatına rağmen senin bana iyilik ettiğini düşünmüştüm. Sana bir an önce ödemek istediğim büyük bir borcum olduğunu düşünmüştüm.

 

Ses konuşmaya devam ediyordu.

 

――Ama kararını gördüm ve bunu anlıyorum. Kimsenin yardımını istemiyorsun ve aksine, her şeyi tek başına yapmayı deniyor, bunu da başarıyorsun.

 

Ses konuşmaya devam ediyordu.

 

――Bu yüzden iyiliğinin karşılığını bu şekilde ödeyeceğim. Sana yakın olan herkesi korumaya kalkacağını düşünerek yanından ayrılacağım.

 

Ses konuşmaya devam ediyordu.

 

――Öyleyse hoşça kal, Natsuki-san. Kendine iyi bak.

 

Ses konuşmaya devam ediyordu.

 

――Senin dostum olduğunu düşünmüştüm.

 

Ses konuşmaya devam ediyordu.

 

――Fakat sen aynı fikirde değilmişsin.

 

[Subaru: ――HK!]

 

Son kelimeler de zihninde yankılanırken Subaru, yanındaki duvarı tüm gücüyle yumrukladı. Boğuk bir ses koridorda yankılanmış, Subaru’nun eli acınası bir şekilde çatlamıştı. Yumruğundan kanlar damlıyor, kesik kesik nefesler alıyordu, diğer eliniyse başına götürmüştü.

 

Bu cümleler Otto Suwen’in asla unutamayacağı vedasına aitti. Subaru『Sığınak』sorunlarını atlatmış, Büyük Tavşandan kurtulmuş, Beatrice’i yanan köşkten çıkartmış, her şeyin üstesinden gelmişti. Ve sonrasında Otto, bu sözlerle birlikte köşkü terk etmişti.

 

Üzerinden bir yılı aşkın vakit geçmesine rağmen o manzara Subaru’nun aklından hiç çıkmamıştı. Otto’nun herkesi kurtarmayı seçtiği için Subaru’yu ayıplarmış gibi bir hali vardı.

 

“Echidna: Ama onu durdurmadın. Koruman gereken daha az kişi olması senin için bir lütuftu.”

 

[Subaru: Hayır. Onu durdurmama sebebim yalnızca hesap kitap değildi. Onun niyetine saygı duyduğum içindi. Onun başından beri burada kalmak için bir sebebi yoktu.]

 

Yük vagonunu aldığı için borcunu ödemeye ve onu Cadı Tarikatından kurtarmaya çalışmıştı. Ama Emilia’nın havaya uçmak üzere olduğu yere Ejder Vagonuyla giderek borcunu çoktan ödemişti.

 

Otto Suwen’in Emilia kampına katılması için hiçbir sebep yoktu. Burada sebepsiz yere kalsaydı bir daha ayrılamayacak, kendi kendinin tüccarı olmakla yetinecekti.

 

Bu yüzden Subaru, ayrılma kararı veren Otto’yu durdurmamıştı. Ayrıca Otto’nun『İlahi Koruması』işe yarar olsa da Kraliyet Seçimini kazanma konusunda zaruri değildi.

 

Zaten Emilia Kampıyla birlik içerisinde olduğu takdirde hem『Cadı Tarikatı』hem de『Kraliyet Seçimi』bağlamında başı derde girecekti. Yani Otto’nun gitmiş olması daha iyiydi. Sonrasında ondan hiç haber almamışlardı. Yalnızca iki hafta kadar konuşmuşlardı ki bu da pek bir anlam ifade etmezdi.

 

Natsuki Subaru'nun canını hiçe sayarak koruması gereken başka kişiler vardı.

 

[Subaru: ……]

 

Ayakkabılarına damlayan kana basan Subaru, kafasını sallayarak yürümeye başladı. Son zamanlarda zihnini meşgul eden bazı düşünceler vardı. Sinir bozucuydu. Can sıkıcıydı. Her şeyden öte, Echidna bunlardan faydalanıyordu.

 

Düşünecek öyle çok şey vardı ki kendi zihnindekini susturacak vakti dahi kalmıyordu.

 

En iyisini, en ama en iyisini, en ideal, en uygun seçimi yapmalıydı.

 

Ve buna rağmen――

 

[Subaru: …..]

 

Tempolu bir şekilde koridordan çıkmış, kendini odasında bulmuştu. Şu anda hiç kimsenin suratını görmesine izin veremezdi. Natsuki Subaru sakindi, Natsuki Subaru rasyoneldi, Natsuki Subaru iyimserdi, her zamanki halinden hiçbir farkı yoktu. Köşktekiler buna inanmalıydı. Aksi takdirde korumak istediği kişileri koruyamazdı――

 

[???: Oh aman, acelen varmış gibi görünüyor.]

 

Odasına gitmiş, kapıyı kapatmıştı. Ardından kafasını sesin kaynağına doğru çevirdi.『Siyah saçlı kadın』yatağın üzerinde tatlı bir gülümsemeyle Subaru’ya bakıyordu. Bir yandan da uzun, örgülü siyah saçlarını kibarca okşamaktaydı.

 

[*Siyah saçlı kadın*: Seni burada görüp vaktinde gelmeliydim, başım dertte gibi görünüyor.]

 

[Subaru: ――Elsa.]

 

[Elsa: Evet, benim.『Bağırsak Avcısı』, Elsa Granhiert; Efendim emredince anında koşup geldim. ――Bir sorun mu var acaba?]

 

Kadınsı vücudunu bir hayli sergileyen siyah kıyafetli güzel kadın, baştan çıkartıcı bir tavırla kafasını Subaru’ya doğru kaldırmıştı――Zehirli bir aura yayan kışkırtıcı suikastçı, Elsa.

 

Subaru odasına girmiş olan bu kadını herhangi bir ses çıkartmaksızın kabullenmişti; hiç de şaşkın görünmüyordu. Çünkü…

 

Doğaldı. Kadın onun düşmanı değildi. Gardını indirebileceği bir müttefik olmasa da yine de bir müttefikti.

 

Öyleyse――

 

[Subaru: Yanan köşkten çıkmana yardımcı oldum. Bu yüzden sana verecek işlerim oluyor.]

 

[Elsa: Anlıyorum. İşverenim olmandan yana bir sıkıntım yok. Tek talebim hobilerime aykırı olmayan şeyleri seçmen… Ve şimdilik şikayetçi değilim.]

 

Belinden Kukri Bıçağını çeken Elsa bir kahkaha patlatmış, oldukça karanlık bir hava yaymıştı. Bu sıralar kamp için gizli saklı bilgi toplamakla meşguldü.

 

Emilia kampın başı olarak bir ebediyet sembolüydü.

 

Reinhardt『Kılıç Azizi』olarak sarsılmaz kamuoyu inancına tabiiydi.

 

Ve Natsuki Subaru, sıfır hasarla bir çok zorlu durumun üstesinden geliyor, sonunu getiriyordu.

 

Bu üçlünün aksine itibarlarını zedelememek için özgürce hareket edemeyen Elsa’nın ellerini kirletmek için pek çok fırsatı oluyordu. Tabii ki buna pis işleri görüyor demek mümkün olsa da yaptığı işin illa da pis olması gerekmiyordu――

 

[Subaru: Ee, nasıl gitti?]

 

[Elsa: Bu raporu vereceğim için üzgünüm ama『Oburluk』beni gönderdiğin yerde yoktu. Sıradan Cadı Tarikatı ayaktakımı dışında hiçbir şey bulamadım… gerçi hepsini özgür bıraktım.]

 

[Subaru: Aah. İstediğini yapmakta özgürsün… Ama… Sonuç olarak bir fiyasko muydu?]

 

Subaru, Elsa’nın kırmızı dudaklarını yalayarak verdiği rapor karşısında kaşlarını çatarak iç çekmişti. Yine limitine ulaşmış değildi.『Oburluk』Günah Başpiskoposunu yakalamayı ne kadar isterse istesin ona ulaşamıyordu.

 

[Subaru: Öyleyse yalnızca『*』öldürüldü.]

 

[Elsa: Evet ve de『*』yakalandı. Ben bunun bir başarı olduğunu düşünüyorum ama sen aynı fikirde olmayabilirsin.]

 

[Subaru: … Neyse, raporunu anladım. Şimdilik sana yeniden ihtiyaç duyacağım ana dek beklemede kal. Yeni bir isteğim olduğunda seninle buradan bir kez daha iletişime geçeceğim.]

 

[Elsa: Tamam. ――Sanırım beklemek zorundayım.]

 

Elsa’nın cümlesini yanıtlamayan Subaru, ona talimatlarını sıraladı ve bu talimatları alan kadın özel bir ilgi göstermeden ayaklanarak pencereye doğru ilerledi.

 

Subaru’nun odası köşkün üçüncü katında olduğuna göre Elsa muhtemelen pencereden gelmişti. Bu bilgi onun akrobasi yeteneğini bilen Subaru için şaşırtıcı değildi――

 

[Subaru: Ah, bekle, Elsa. Bana söylemeni istediğim bir şey daha var.]

 

[Elsa: ――? Ne olabilir acaba, gerçekten önemli olabilecek bir şey bilmiyorum.]

 

[Subaru: Önemli bir şey değil zaten. Dışarıdan geldin ya… ormanın ötesindeki hava nasıl? Yağmurlu mu yoksa açık mı?]

 

[Elsa: Hava mı? Eeh, özel bir durum yok. Bulutlar var ama havanın daha da kötüleşeceği konusunda endişelenmen yersiz olur. Hepsi bu mu?]

 

[Subaru: Hayır…]

 

Kafasını yana çeviren Subaru odadaki Büyülü Saat Kristaline baktı. Vakit gelmişti―― Çoktan saat 7 Solar Vakti geçilmiş ve öğlen geride bırakılmıştı.

 

Subaru emin olmak adına ayağını pencere pervazına yerleştirmiş olan Elsa’ya doğru ilerledi.

 

[Subaru: Senden bir şey yapmanı isteyeceğim. ――Kafamı o bıçakla kes lütfen.]

 

[Elsa: ――Kafanı keseyim… Acaba… şimdiden kafayı mı yedin?]

 

[Subaru: Bana deli mi diyorsun? Senden sadece yapılması gereken bir şeyi yapmanı istiyorum.]

 

Subaru’nun söylemi karşısında gözleri irileşen Elsa yırtıcı varlığını açığa çıkarttı. Fakat güneş ışıkları tarafından yıkanan Subaru’nun gözü kara tavrında bir değişim yoktu. Bunu gören Elsa omuz silkti.

 

[Elsa: Kurallar gereği kafası kesilen insanlar genelde ölür, bilirsin.]

 

[Subaru: Sanırım ben de o kurala uyacağım. Seni bilemem tabii.]

 

[Elsa: Sanırım kafam kesilecek olsa ben de ölürdüm… Bundan emin misin?]

 

[Subaru: Sana yardım ederken söylemiştim. ――Senden alakasız tek bir şey isteyeceğim, bunu söylediğimde beni dinle demiştim. Vakit geldi.]

 

Elsa Subaru’nun kendini tekrar edişi karşısında ansızın gözlerini kıstı. Ardından silahını çekti, Kukri Bıçağının keskin ucunu avcunda çevirerek,

 

[Elsa: Son sözün var mı?]

 

[Subaru: Acısız olsun.]

 

[Elsa: …..]

 

[Subaru: Ah, ayrıca, ben öldürdükten sonra bağırsaklarımla istediğini yapabilirsin ama köşkteki hiç kimseye elini sürmeyeceksin. Ehh, zaten Reinhardt’ın burada olma sebebi―]

 

Henüz sözlerini bitiremeden Elsa’nın kolu rüzgarı aştı ve Subaru’nun görüşü bir anlığına tepetaklak oldu. Odadaki manzara dönerken kanlarının aşina olduğu odaya sıçrayışını gördü ve-

 

――Aah, odayı temizlemek Petra için zor olacak.

 

Diye düşünen Subaru’nun hayatı sona erdi.

 

#Tekrar merhaba arkadaşlar. Öncelikle sonlara doğru iki kısmı noktalı bıraktım, çünkü öldürülen ve yakalanan kişilerin spoiler olmasını istemedim. Gerçek döngümüzde de her şey birebir aynı ilerleyecek mi bilmiyorum ama ne olur ne olmaz... 
Bölümü yorumlamaya gelirsek, büyük bir Otto fanı olarak Otto'suz bir döngüden hiç hoşlanmazdım. Elsa'yla Subaru'nun birlikte çalışıyor olmasıysa gerçekten enteresan bir detaymış. Gerçi Elsa Cadı Tarikatına karşı güzel bir koz olabilirdi. 
Ve kapanışı da Subaru'nun hava durumu gibi saçma sapan bir sebepten ötürü ölmek isteyişiyle yaptık. Enteresan bir bölümdü gerçekten. Neyse ki tek bölümümüz kaldı, onu da büyük ihtimalle cuma atacağım arkadaşlar, tekrar görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr