Anastasia: “Burada gerçekten tanıdıklarım Emilia-san ve Natsuki-kun'dan ibaret olduğu için bir tanıtım benim de hoşuma gider. Bilhassa bu kalifiye görünen görevli ve güçlü ulu ruh-chan hakkında bir şeyler işitmek isterim.”
Otto: “Oyoy, gerçekten de bilgi eksikliği çekiyormuş gibi görünüyorsun, Anastasia-sama. Raporlarında bir sorun mu vardı?”
Anastasia: “Neden böyle bir izlenime kapıldığını hayal edebiliyorum ama yanlış bilgiler edinmektense böylesinin daha iyi olacağını düşündüm!”
Kalifiye görünen görevlinin sorusundan kaçınan kız, bu cevabın ardından başıyla Julius’a onay verdi.
Julius: “Müsaadenizle kendimi tekrar tanıtayım. Ben Lugnica Krallığı Şövalyelerinden Julius Juukulius, tabii şu anda yalnızca Anastasia-sama’nın şövalyesi olarak hizmet veriyorum.”
Julius Otto’nun önünde hafifçe eğilirken Otto da zarif bir şekilde başını sallayarak karşılık verdi. Ardından Julius, efendisi Anastasia’yı tanıtmaya başladı.
Julius: “Sizlere Lugnica Kraliyet adaylarından biri olan ve Kararagi’nin Hoshin Firmasını yöneten yetenekli iş kadınını takdim ederim.”
Otto: “Doğru… doğru, evet!”
Subaru: “Basit bir tanıtımın karşısında eğilmesene!”
Otto: “—hk! Hata ettim, çok etkiliydi!”
Subaru Otto’nun ensesine tokadı geçirmişti, Anastasia ise Julius’un tanıtımından son derece memnundu.
Subaru: “Unvanlar tarafından kışkırtılma! Emilia-tanımız da aynı tahtın mükemmel bir adayı ve Anastasia’ya kaybetmeyecek!”
Emilia: “Mm, haklı. Ben de bir adayım ve elimden geleni yapacağım.”
Subaru: “Ahhhh, çok tatlısın. EMT demeden geçemeyeceğim!”
Emilia: “Senin bu tuhaflıklarını rahatlatıcı bulmakta biraz zorlanıyorum…”
İkilinin tipik ve amaçsız sohbetlerini dinleyen Otto tekrar toparlanarak rakip gruba döndü.
Otto: “Detaylı tanıtımınız için teşekkürler. Söylemekte biraz geciktim ama ben, Otto Suwen, Emilia-sama’nın İç İşleri Bakanıyım… Evet, malum birilerinin yarattığı malum şartlar yüzünden olduğum şey tam olarak bir iç işleri bakanı.”
Subaru: “Bu karar biraz acı vermiş gibi.”
Otto: “Aslında niyetim basit bir tüccar olmaktı ama geldiğim nokta bu…”
Sesi acıklı bir şekilde yankılansa da Subaru duruşundan ödün vermemiş, Otto’ya kaçma fırsatı tanımamıştı. Bu sırada Anastasia da Otto’ya yönelik bir sempati göstergesiyle dilini çıkarttı.
Ardından tüm bakışlar Beatrice’e çevrildi. Bu bakışları gören Beatrice de ufak bedenini iyice öne çıkartarak,
Beatrice: “Betty ulu ruh Beatrice’tir, sanırım. Ben Subaru’nun sözleşmeli ruhuyum, doğrusu. Görebildiğiniz gibi hem ruh olarak hem de sevimlilikte üst düzeyim, sanırım. Biraz lezzetli çaya ve tatlı atıştırmalığa hayır demezdim, doğrusu.”
Subaru: “Asaletini son ana kadar koru!”
Maskotluk yapmak Beatrice’in doğasında vardı. Fakat Subaru tarafından kucağına çekilip saçları okşanırken memnuniyetsiz bakışlar atmaya başlamıştı.
Subaru: “Ehh, işte bu yüzden de aramızda bir kontrat var.”
Julius: “Ruhunla iyi bir uyumun olacağını düşünmüştüm ve buna beklenmedik diyemem ama Beatrice-sama gibi bir ulu ruhla bu tarz bir kontrat sahibi olacağını hayal edememiştim.”
Subaru: “Beako’mu bu kadar övme. O da ailesi gibi, güzel sözler aklını başından alır.”
Beatrice: “Hmph. Bu düşüncesiz muameleden memnun kalmadığımı ilan etmek isterim, doğrusu.”
Beatrice onu zar zor kabullendiğini gösteren bir bakış atarken Subaru yanaklarına vurarak karşılık verdi. İşler sakinleşince,
Otto: “Ehh, tanıtımlar sonlandı ve atmosfer de şimdilik sakinleşmiş görünüyor. Öyleyse artık iş konuşalım, olur mu?”
Emilia’nın İç İşleri Bakanı olarak bu tarz konuşmalarda liderliği ele alarak yoldan sapılmasını engellemek Otto’nun rolüydü. Anastasia da beyaz tilki kürkünden atkısıyla oynayarak yanıtını verdi.
Anastasia: “Hı…? Neyse, ev sahibi olarak misafirlerimizi eğlendirmek bizim görevimiz. Nasıl isterseniz.”
Otto: “Peki öyleyse. Öncelikle bizi Pristella’ya davet etme sebebiniz nedir?
Anastasia: “Endişelenme, bu kadar temkinli olmana gerek yok. Bir şey planlıyor değilim. Kraliyet seçiminin başlamasının üzerinden bir yıl geçti ve son zamanlarda birbirimizi görme fırsatı bulamamıştık, ben de bir fırsat yaratayım dedim.”
Bu nazik tavır rahatlıkla pek çok kişiyi etkileyebilirdi ama Otto bu tarz görüşmelerde uzmandı. Ve sohbet tüccarlar arası bir savaşa çevrilmek üzereydi.
Otto: “Durumumuz dikkate alınırsa buraya gelme sebebimiz bize attığınız yemdi diyebiliriz. Haliyle temkinli olmamız çok doğal.”
Anastasia: “Ehh, sizi bir sebepten ötürü davet ettik. Pristella’da istediğiniz eşyalardan bulunuyor, değil mi? Bunu bir hediye kabul edin.”
Subaru: “…peki istediğimiz hediyeyi nereden biliyordun?”
Anastasia: “Bu bir şirket sırrı, Natsuki-kun. Meraklı ve araştırmacı biriyimdir deyip geçelim.”
Anastasia kahkaha atarken elini ağzıyla örtmüştü. Subaru’nun öfkesiyle dalga geçip geçmediğini söylemek zordu ama öyle hissettirmişti. Onun öfkelendiğini fark eden Beatrice istemsizce iç çekerken Subaru, Anastasia’nın içinde bulundukları durumu nasıl öğrendiğini merak etmekle meşguldü.
Emilia: “Gizlediğim bir şey değildi, bu yüzden bu bilginin sızması kaçınılmazdı.”
Emilia’nın samimi kabullenişi Subaru’nun endişelerini bir nebze dağıtırken Anastaisa gözlerini kırpıştırmış, Emilia da onun bakışlarına kafasını eğerek karşılık vermişti.
Emilia: “Bundan böyle Anastasia’dan şüphelenmektense yaptıklarını takdir etmenin daha iyi olacağını düşünüyorum.”
Anastasia: “…düşmanına ne kadar da iyi niyetli yaklaşıyorsun. Hem sana yardım etmemin tek sebebi senin iyiliğini istemem değil, Emilia-san.”
Emilia: “Ama sayende aradığım şeyi elde etmenin bir yolunu buldum. Teşekkür ederim. Sana borcumu nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum fakat gerçekten teşekkür ederim.”
Anastasia: “————“
Emilia’nın gülümseyerek verdiği karşılık Anastasia’nın gözlerini irileştirmişti. Şaşırtıcı bir şekilde bakışları yumuşayan Julius ise yanı başındaki Anastasia’dan dik bir bakış almaya hak kazanmıştı.
Anastasia: “Bir tuhaflık mı var, Julius?”
Julius: “Yo, sadece sizi şaşkın görmek çok sık nasip olmuyor. Bence bu haliniz de doğal, içten ifadeniz kadar güzel.”
Anastasia: “İltifatla kurtulmaya çalışıyorsun… neyse, yine de bu tatlı sözleri takdir ettim.”
Julius’un sözleri sayesinde şaşkınlığından kurtulan Anastasia her zamanki ses tonunu geri kazanmış, sonra da keskinleşen bakışlarını meraklı Emilia’ya çevirmişti.
Anastasia: “Emilia-san, bir yıl oldu ama hala üzerinde çalışman gereken bir dezavantajın var.”
Emilia: “Mm, pek çok alanda eksiğim var ve herkesi sıkıntıya sokuyorum, bu yüzden bir an önce diğerlerine yetişebilmek için sıkı çalışıyorum…”
Anastasia: “Bir düzeltme yapayım; en büyük dezavantajın bu değil. Hikayelerdeki o korkunç cadıya olan benzerliğin.”
Anastasia uzunca bir nefes verip gülümserken Emilia bu ani tavır değişimi karşısında şoktan kaskatı kesilmişti. Ancak Anastasia bunu görmezden gelerek dikkatini Subaru ile Otto’ya çevirdi.
Anastasia: “Peki ya siz? Onu desteklemeye devam edecek misiniz? Ederseniz onun saygınlığı sizinkini de etkileyecektir.”
Subaru: “Edeceğim ve bu konuda elimden gelenin en iyisini yapacağım, çünkü benim politikam ne olursa olsun onu övmek ve desteklemek şeklinde!”
Otto: “İşte bu yüzden yükün çoğu benim omuzlarımda. Komik ama bir çıkış yolum yok…”
Subaru başparmağını kaldırırken Otto acıklı bir bakışla karşılık vermiş, bu çatışan tavırları izleyen Anastasia ise atkısıyla oynayarak,
Anastasia: “Ehh, sorun değil. Sonuçta minnettarlığın değerini bildiğiniz kesin.”
Otto: “Minnettarlık, ha? Minnettarlık harikadır. Envantere eklenmez, bir son kullanma tarihi de yoktur.”
Anastasia: “Hakikaten öyle, değil mi? Ve en önemlisi—”
Bu noktada Otto’nun sözleri Anastasia’nınkiyle eşleşmiş ve ikisi de tüccar yüzlerini açığa çıkartmıştı.
Anastasia ve Otto: “—Üzerine fiyat etiketi yapıştırmana gerek olmaz.”
Aynı anda aynı şeyi söylemişlerdi.
Anastasia ellerini çırparak Otto’nun omuzlarına yerleştirdi. Bu meşhur bir deyişmiş gibi görünüyordu. Minnettarlık konusundaki görüşleriyse ürpertici bir şekilde tıpatıp aynıydı.
Anastasia: “Şimdi, Emilia-san’ın ihtiyacına dönecek olursak… olabilecek en yüksek saflıkta renksiz bir büyü taşı, değil mi?”
Emilia: “Evet, öyle. Bildiklerini anlatabilir misin?”
Emilia Pristella yolculuğunda bencillik ettiğini düşünüp kendisini suçlu hissetmiş, Subaru, Otto ve diğerlerini bu işe dahil etmek istememişti.
Yine de fırsat ayağına gelmişken tabii ki bu duruma ayak uyduracaktı. Kıymetli ailesini bir kez daha görmeye hiç olmadığı kadar yaklaşmıştı.
Anastasia: “Yüksek saflıktaki taşların en iyi temin edicisi Muse Şirketidir. Bu şirketten sorumlu kişiyse şu anda bu şehirde ikamet eden Kiritaka Muse—kalbini bir şarkıcıya kaptıran adam.”
#Emilia ne kadar saf, temiz bir kız ya. Akıl yaşını ve büyüdüğü şartları biliyoruz ama yine de her şeye bu kadar pozitif bakabilmesi çok enteresan. Acaba bu seri bitmeden onun da bozulduğunu görür müyüz? Neyse, onu bir kenara bırakırsak Otto'nun sonunda birileri tarafından dikkate alındığını görmek hoşuma gitti. Şu bölümlerde birazcık kendisini göstersin de rahatlasın garibim
Bu arada 2019un son bölümünü atmış bulunuyorum, malum yarın gece yeni bir yıla merhaba diyeceğiz. Dilerim yeni yılınız huzurlu, sağlıklı ve mutlu olur, tüm dilekleriniz gerçekleşir. Tekrar görüşmek üzere :)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..