Cilt 5 Bölüm 8 [ Deniz Tutması Sonucundaki Yolculuk ] (2/2)

avatar
5740 5

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 5 Bölüm 8 [ Deniz Tutması Sonucundaki Yolculuk ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy

 

Beatrice: “Bana uyar, doğrusu…”

 

Subaru bu sorunu kendi kendine çözemeyeceğini kabullenmişti. Aslında Beatrice’in gururunun kendilerine engel olacağını düşünmüştü ama onun için de sıkıntı yokmuş gibi görünüyordu. Neyse ki Kiritaka Muse hem ünlü bir tüccardı hem de şehir ve bölge planlamaya büyük oranda dahildi. Bu sayede herkes ofisinin nerede olduğunu bilirdi. Subaru aklında bu düşünceyle yön sormak adına birini aramaya başladı. Fakat-  

 

Subaru: “Bir parkta olsak da ortalıkta hiç kimse yok.”

 

Beatrice: “Zamanlamamız kötü, doğrusu. Akşamüzeri oldu, kestirmek için harika bir vakit, sanırım.”

 

Subaru, Beatrice’e de günbatımı renkleri eşliğinde uyumanın cazibesine de hak veriyordu. Daha çok insanın bulunacağı ana kanala dönmeye karar vermişken ise,

 

Subaru: “—Bir şey duydun mu?”

 

Rüzgarın ve suyun belli belirsiz sesi. Yo, şarkı söyleyen bir insan sesi miydi yoksa?

 

“——“

 

Subaru bu sesi yalnızca kesik kesik duyabiliyordu fakat anında çekilmiş, kaynağını aramaya başlamıştı. Beatrice de aynı şekilde sese doğru ilerlemekteydi.

 

Sesin kaynağına ulaştıkları andaysa duygularının yoğunluğuyla nefes almayı dahi unutmuşlardı.

 

—Yalnız bir kız, parkın arkasındaki bir anıtın önünde şarkı söylemekteydi.

 

Koyu tenli, iri yuvarlak gözlere ve enerjik bir surata sahip küçük bir kızdı. İki taraftan toplanmış kıvırcık, sarı saçları ufak takılarla süslenmişti. Ellerindeyse gitarla ukulele(hawaii adalarına özgü dört telli gitar) arası bir enstrüman tutuyordu. Hem çalıyor hem söylüyordu.

 

Şarkısındaki enerji yalnızca karşı konulamaz ve çok kuvvetli şeklinde tarif edilebilirdi.

 

Bu şarkıyı dinleyen Subaru, suratında var olmayan bir sağanak ve ayaklarının altında var olmayan bir deprem hissediyordu. Şarkıdaki netlik de kızın sesi de çok yoğundu. Bir halk şarkısı edasıyla söyleyişiyle sesi, ortamda var olan tek ses halini almıştı.

 

“——“

 

Yalnız kız, sadece sesini ve parmak uçlarını kullanarak koca bir orkestraya bedel bir enerji yaratıyordu.

 

Subaru kızın etkisi altına giren tek kişi olmaktan çok uzaktı. Etrafta her biri nefesini tutmuş ve Subaru’dan tamamen bihaber yirmi kişi civarı bir seyirci kitlesi mevcuttu. Aynı şekilde Subaru da onlardan bihaberdi. Yalnızca, varlığıyla ortama tamamen hükmeden şarkıcı kızı fark edebilmişti.

 

Subaru’nun tüm bedeni titrerken kızın şarkısı ve beraberinde seyircinin heyecanı da zirveye ulaşmaktaydı—

 

Kız: “—Para yok, gelecek yok, umut yok, yalnızca beyhudelik. Karanlıktan başka bir şeyi görmek ne mümkün? Ve o karanlığın ötesinde de hiçlik. Son, son, son yaklaşıy—”

 

Subaru: “Bu şarkı yavaşladıktan sonra bile nasıl bu kadar heyecanlı olabilir, oy?!”

 

Kız: “Ha?”

 

Rüyalarda dahi görülemeyecek bu şarkı, beklenmedik bir şekilde Subaru tarafından bölünmüştü.

 

Onun yüzünden şaşkına dönen kız şarkı söylemeyi bırakarak enstrümanını düşürmüş ve tabii ki müzik sonlanmıştı. —Ansızın kızı çevreleyen yoğun atmosfer de ortadan kalktı. Subaru yaptığı hatanın farkındaydı.

 

Subaru: “Oh yo, ortamı okuyamadım. Üzgünüm, bunu yapmak istemem—acıdı! —hk! —oy! —ah!?”

 

Beatrice: “Subaru seni aptal, her şeyi mahvettin, doğrusu. Ne kadar da nadir ve tatlı bir ortamı bozdun. İlla düşüncesizce mahvetmen lazımdı değil mi, sanırım. Fazla ileri gittin, doğrusu.”

 

Subaru daha özür dileme fırsatı bile bulamadan ayaklarında keskin bir acı duymuş, bakışlarını eğdiğindeyse öfkeli Beatrice’in topuklarıyla üzerinde tepindiğini görmüştü. Belli ki Beatrice şarkı biter bitmez gerçekliğe dönmüş ve bu müdahaleyi affedilemez bulmuştu. Bu sırada,

 

“Oh… o şarkı da neyin nesiydi?” “Burası bir park… daha az önce karanlıktaydım.” “Yo, o zaman elimde değildi ama…”

 

Şarkı tarafından çekilen seyirci de gerçekliğe dönmeye başlamış ve herkesin bakışları şarkıyı mahveden suçluya çevrilmişti. Yani Natsuki Subaru’ya— ortamı okumaya yönelik başarısızlığıyla tanınan adama.

 

“—Düşüncesizce şeyler yapma!”

 

Ve herkes Subaru’ya sesli, öfkeli lanetler okumaya başlamıştı.

 

※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※ ※

 

Beatrice: “Teşekkürler millet, sanırım. Açıkçası hoşuma gitti.”

 

Subaru: “Bu kadar mutlu olmasana. Şu ayaklarıma bir bak, hala aynı boyuttalar mı? Ayaklarım sağlam mı?”

 

Beatrice: “Umurumda değil, doğrusu. Şimdilik Betty’i yoldaşın olarak görme, sanırım.”

 

Diyen Beatrice Subaru’yu inatla reddederek kafasını çevirmiş, Subaru ise ayaklarını kendi başına kontrol etmek zorunda kalmıştı. Sağ ayağı neredeyse eskisinin iki katına çıkmış durumdaydı.

 

Subaru’nun konseri mahvedişi sonrasında verilen tepkinin pek de beklenmedik olduğu söylenemezdi.

 

Seyirciler şarkı söyleyen kıza bir bir teşekkür etmiş ve hemen hemen yarısı uzaklaşmadan önce Subaru’nun ayağını çiğneyip geçmişti. Subaru ağzını açamazken Beatrice de buna müsamaha göstermiş ve Subaru’nun halkın ortak düşmanı olmasını sağlamıştı. Zavallı Subaru ayaklarının hem içsel hem de dışsal bir kanama yaşamasına hazırlıklıydı.

 

Subaru: “İyileştirme gücüne başvurmamız gerektiğini düşünmüyor musun?”

 

Beatrice: “Zar zor biriktirdiğim manamı ziyan etmiş oluruz, doğrusu. Kendiliğinden iyileşmesini bekle ya da Emilia’dan iste, sanırım.”

 

Subaru: “Emilia ve sen benimle bayağıdır ilgileniyorsunuz, ha.”

 

Bu dünyaya geldi geleli yaralanma sayısı giderek artıyor ama pek azının izi kalıyordu. Günlük parkurundan doğma morluklar, sıyrıklar ve zedelenmeler bile ya Emilia ya da Beatrice tarafından iyileştiriliyordu. Acıya yönelik korkusu silinmemişti fakat tüm yaralarının iyileşebileceğini bilmek rahatlatıcıydı.

 

Subaru: “Peki, bu seferlik ders olsun diye acıma katlanacağım.”

 

Diyen Subaru hala başka bir yöne bakmakta olan Beatrice’in kafasını okşadı. Beatrice ise ona narin ellerini uzatarak,

 

Beatrice: “İyi… iyi, sanırım bu seferlik sorun yok, doğrusu. Dersini aldığın sürece tabii, sanırım.”

 

Subaru: “Tabii ki dersimi adım. Üzgünüm, hatalıydım…”

 

Konuşmalarını sonlandıran Subaru ve Beatrice ikilisi kıza döndü. Subaru, yarattığı sıkıntıdan ötürü kızdan özür dileyecekti. Fakat başından beri onları izlemekte olan kız,

 

Kız: “İlham geldi!”

 

Subaru: “Ne?”

 

Kız: “Dinleyin. —Aramızda kaç yaş var bilmiyorum.”

 

Subaru’yu sendeler halde bırakan kız enstrümanının tellerine vurarak bir ritim tutmuş, kendini hazırlamış ve ufak bir nefesten sonra şarkı söylemeye başlamıştı.

 

Kız: “Sevgilim, görüyor musun, hissediyor musun? Farklılık yaşlarımızda. Etrafımız değişse de değil hiç umurumda. Tek umurumda olan fark boylarımız arasında. Bekle, sevgilim. Lütfen bir dakikacık bekle. Birazcık, birazcık, yalnızca azıcık. Parmak uçlarımda durursam, yetişebilirim sana. Yaş farkımız önemsiz olur eğer kalabilirsek yan yana. Lütfen ama lütfen, bekle yalnızca iki yıl daha. Aşkımızın arasındaki mesafe eriyecek tatlılıkla.”

 

Subaru: “Ufalacak aşkımızın arasındaki mesafe, dönüşecek sessiz, yakıcı bir sevdaya. Eninde sonunda iki leylek gelecek, getirdikleri iki çocukla geleceğimiz ışıl ışıl bir aşk hikayesine dönecek.”

 

Beatrice: “Eeeehhhhh!?”

 

Kızın şarkısının sonunda Subaru da ani bir rap şeklinde dahil olmuştu. Beatrice ise şaşkınlığını dile getirmişti ve bir açıklama beklemekteydi.

 

Beatrice: “Dur bir dakika! Neden… neden Subaru bir anda şarkıya dahil oldu, sanırım? Sen neden bu eklemeyi kabul ettin, doğrusu?”

 

Subaru: “Oy oy, neden bahsediyorsun, Beako… şarkımız çizgiyi falan mı aştı?”

 

Liliana: “Harikaydı, Liliana’nın kalbi heyecandan pır pır ediyor!”

 

Beatrice: “B-Betty’i haksız çıkarmaya çalışmanız kabul edilemez, sanırım…”

 

Hiç kimsenin tarafını tutmadığı Beatrice için üzülen Subaru, bu noktada bakışlarını koyu tenli kıza çevirdi.

 

Subaru: “Müsaadenle Beako ve benim senin düşündüğün gibi bir ilişki içerisinde olmadığımızı belirteyim. İki yıl büyüse bile benim hedef kitlemde olmayacak.”

 

Liliana: “Eh? O zaman sadece on üç, on dört yaşlarında mı? Görünümüme rağmen yaş tahmininde iyiyimdir. Ehh, sanırım bu da bir tarz hayat tecrübesi.”

 

Subaru: “Kendisi aşağı yukarı 402 yaşında.”

 

Liliana: “Oh hadi ama. Sırf nokta atışı yaptım diye inat etmene gerek yok.”

 

Kız, Subaru’nun sözlerini bir bahane olarak görüp hiçe saymıştı. Subaru da ona doğruları anlatmanın gereksiz sorun yaratabileceği düşüncesindeydi. Her halükarda konu çok hızlı bir değişim geçirerek,

 

Subaru: “Esas konumuza dönersek, az önce bahsettiğin ilham bu şarkı mıydı?”

 

Liliana: “Evet, öyleydi. Görünüşüme rağmen kolay etkilenirim. İletişiminizi görünce bunu bir şarkıyla ölümsüzleştirmem gerektiğini hissettim. Gurur duyabilirsiniz!”

 

Kız akıcı ve hızlı bir şekilde konuşuyor, bir yandan da ellerini kaldırıp duruyordu.

 

Liliana: “Ah, ama yaptıklarım yeterli değildi. Büyük kardeş son anda bir eklemeyle yardımcı oldu. İlk defa böyle bir tepki aldım ve çok mutlu oldum açıkçası.”

 

Subaru: “Rap tanrısı tarafından kutsanmıştım, aynı şeyi bir daha tekrarlayamayacağım kesin. O tarz bir yeteneğim veya tecrübem yok.”

 

Liliana: “—Tek bir parlama anı yani…”

 

İkili arasındaki sözsüz, karşılıklı anlayış konu dışı bırakılan küçük kızın sabrını tüketmişti.

 

Beatrice: “Subaru.”

 

Subaru: “Mm, ne oldu… Beako!?”

 

Beatrice kolunu döndüre döndüre Subaru’yu uçurmaya başlamıştı. Subaru bu ivmeyle ölecek değildi ama yine de sonu parktaki çimlerin üzerinde sekmek olacaktı.

 

—Bu sırada Beatrice de koyu tenli kıza dönerek,

 

Beatrice: “Artık bizden ilham almasan iyi olur, doğrusu. Betty bu işe bir son veriyor, sanırım. Eğer karşı koyarsan senin de sonun onunki gibi olur, doğrusu.”

 

Liliana: “Ha…a…a, umm, ay…”

 

Beatrice: “Sessiz ol, sanırım. Yalnızca Betty’nin soracağı şeye çabucak cevap ver, doğrusu. Şu anda başına bir şey gelmemesinin tek sebebi şarkının sevimli olmasıydı, sanırım. Ama merhametimin ne kadar süreceğini kimse bilemez, doğrusu.”

 

Beatrice’in sesi kızın tir tir titreyişini görmesine rağmen en ufak bir merhamet barındırmıyordu. Kızın telaşlı bir şekilde onay verdiğini gördüğündeyse iç çekti. Onu, ağzından herhangi bir kelime çıkartamayacağı kadar korkutmuştu.

 

Beatrice: “Muse Şirketi, Betty’i Kiritaka Muse’un yanına götür, sanırım.”

 

Liliana: “—Eh?”

 

Beatrice: “Tekrar söylemeyeceğim, doğrusu. Yolu göster ya da Betty’nin öfkesine maruz kal, sanırım.”

 

Liliana: “Yo-yolu göstereceğim! Tamam!”

 

Bir seçim yapmaya zorlanan kız anında beyaz bayrağı çekmişti. Beatrice tatminkar bir şekilde başını sallarken Subaru da onlara doğru yürümeye başlamıştı.

 

Beatrice: “Herhangi bir şikayetin varsa söyle, doğrusu.”

 

Subaru: “Bu şekilde eğitim amaçlı mana kullanman kabul edilebilir mi?”

 

Beatrice: “Yerine ve zamanına göre değişir, sanırım.”

 

Subaru: “Ne kadar da nazik bir değerlendirme, Beako. Peki birini bize rehberlik etmesi için tehdit etmek kabul edilebilir bir davranış mı?”

 

Diyen Subaru suratını kaşıyarak başını eğmişti. Beatrice’ten aldığı kasvetli bakışlardan sonraysa devam etti.

 

Subaru: “O çocuk muhtemelen Kiritaka’yı bilen ünlü bir şarkıcı. Belki de üzerinde bu kadar kötü bir izlenim bırakmamalıydık.”

 

Bir ara isminin Liliana olduğunu söyleyen kızın karakteri tam da beklediği gibi çıkmasa da şarkı söyleme kabiliyetinden yana bir sıkıntı yoktu.

 

Liliana: “Ne isterseniz yapacağım. E-eh, size rehberlik etmek de olsa tabanlarınızı yalamak da olsa… naçizane tek arzum… canımı bağışlamanız…”

 

Evet, yerde çaresizce canı için yalvaran bu kız, şarkıcı Liliana idi.

 

Gerçi şu anki haliyle o zarif Şarkıcıdan eser yoktu.

 

#Bu şarkıcı Liliana, 'o' şarkıcı Liliana mı? Anlaşmaya çalıştıkları adamın aşık olduğu kadını tehdit ede ede götürüyor olabilirler mi? Eğer öyleyse gerçekten ayakta alkışlanacak performans 
Bu arada gündüz gözüyle başlarına bir felaket gelmesine kendimi çok hazırlamıştım. Onun yerine şarkı sözü çevirmek biraz şaşırtıcı oldu  Bakalım gerçekten de başımıza gereksiz bir dert almış mıyız, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr