Cilt 6 Bölüm 44 [ Kan Nişanı ] (1/2)

avatar
2950 18

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 44 [ Kan Nişanı ] (1/2)


Çevirmen : Clumsy



Taş odanın içerisindeki Subaru, gözlerinin önünde hareketsiz yatan küçük kızı görmenin verdiği şaşkınlıkla bakışlarını kendi ellerine çevirdi.

 

[Subaru: ………………………………]

 

Az önce neler yaşandığını anlayamıyordu. Bilekleri yaralıydı, boğazı acıyor, kalbi hızla çarpıyordu. Fakat tüm bu olanlar hafızasıyla bağlantılı görünmüyor, onları yalnızca zihnindeki boşluklarda doğmuş kusurlar şeklinde düşünebiliyordu.

 

Varlığını koruyan fiziki kanıtlar dışında hiç kimseden hiçbir iz yoktu. Kesin olan tek bir şey vardı, yalnızca tek bir şey–

 

– O da önünde yatan küçük kızın gözlerinin ferinin sönmüş olduğuydu.

 

[Subaru: … gh, henüz pes etmek için çok erken.]

 

Diyen Subaru, kafasını sallayarak hızla yüz üstü yatan kıza doğru koşturdu. Ayakları attığı her adımda ağırlaşıyordu, adımları sarsaktı, ayakkabılarının tabanları yere yapışmıştı adeta. Bir şekilde o ayakkabıları ayağından atmayı başararak kızın – Meili’nin yanına çöktü.

 

[Subaru: …………………………]

 

Meili el ve ayakları birbirine değer pozisyonda, ağzı yarı açılmış ve hareketsiz şekilde yatıyordu. Yüzünde bir şok ifadesi donup kalmış ve feri sönmüş gözleri odağını yitirmişti.

 

Her daim anlaşılması zor biri izlenimi verirken şu anki hali, bu izlenimi daha da güçlendiriyordu…

 

[Subaru: Mei, Meili… oy, Meili!]

 

Subaru ona sesleniyordu. Fakat hiçbir tepki alamıyordu.

 

Sesleniş ve yakarışlarının onu uyandıramadığını gören Subaru, kızı omuzlarından sarsmaya, bir tepki alabilme umuduyla yüzünü hafifçe tokatlamaya çalıştı. Lakin bu defa da hiçbir tepki gelmedi. Açık kalmış gözkapaklarında bile hareket yoktu.

 

[Subaru: Ben…]

 

Kendisini durduran Subaru, derin bir nefes aldı ve anımsadığı şeylerin üzerinden giderek onu canlandırmaya çalışmaya karar verdi. Ellerini küçük kızın göğsüne yerleştirdi; acil durumlarda nasıl kalp masajı yapılacağını öğrenmişti. Kalbin, midenin yaklaşık iki parmak üzerinde olduğunu anımsıyordu. Bunu aklında tutarak avuçlarını kızın gövdesine bastırmaya başladı.

 

[Subaru: Haa… haaaaa…! Meili! Hey, Meili!]

 

[“…………………………..”]

 

[Subaru: Lanet olsun!]

 

Tepki vermiyordu. Beti benzi atmıştı, bedeniyse hafifçe sarsılıyordu. İçerisinde bulunduğu duruma lanetler okuyan Subaru, kızın kafasını kaldırarak suni solunum yapma hazırlığıyla sollunum yollarını güvenceye aldı. Temel yaşam desteği süreci hem kalp masajı hem de suni solunum yapmayı içeriyordu.

 

[Subaru: Sırada ne var? Bir şey daha vardı. Neydi, neydi, kahretsin, kahretsin, kahretsin, kahretsin, KAHRETSİN!]

 

Çaresizce hafızasını zorlayan Subaru, işe yarayabilecek başka bir şey arıyordu. Fakat bu bilgi birikimi yalnızca televizyon izlemekten geliyordu; yani sonuç olarak yarım yamalaktı. Meili’yi diriltmek için çaresizce mücadele verdikçe kollarındaki bitkinliğe daha da yenik düşüyor, bunun nafile bir çaba olduğuna daha da inanıyordu.

 

Neticede kalp masajı ve ardından suni solunum rutinini tekrar tekrar başa alıyordu. Avuçlarını küçük kızın göğsüne bastırdığında kalp atışına dair hiçbir iz hissedemiyordu. Ciğerlerine hava üflerken bile bedeninden herhangi bir karşılık alamıyordu. Gücü yettiğince yaşam desteğine devam ediyordu ama–

 

[Subaru: Lanet. Olsun.]

 

En sonunda bitkinlikten nefes nefese kalmış ve alnı terlerle dolmuş şekilde kendisini yere bıraktı.

 

[Subaru: Aaah… aah… lanet olsun, lanet olsuuuunnnn…!]

 

Hüsran içerisinde saçlarını çekiştiren Subaru’nun yapabildiği tek şey küfretmekti. İlk izleniminde haklı çıkmıştı. Küçük kızın gözlerindeki ışık bir daha asla yanmayacaktı.

 

… Meili ölmüştü.

 

Kader acımasızca, merhametsizce bu küçük kızın canını elinden almıştı. Tabii bu ifade yalnızca teselliden ibaretti ve bu mekâna uygun değildi. Çünkü onu öldüren kader değildi. Biri tarafından öldürülmüştü.

 

Meili’nin boynunu lekeleyen mavimsi siyah çürükler de bunun kanıtıydı.

 

[Subaru: …………………]

 

Nefesini toparlayan ve içi pişmanlıkla dolan Subaru, bakışlarını ellerine kaydırdı. O elleri şu saniyeye dek Meili’nin hayatını kurtarmaya çalışmak adına kullanmıştı – fakat hem sol hem de sağ bileğinde tırnakla yapılmış gibi görünen sayısız çizik vardı. Tam da bir ölüm kalım meselesiymişçesine tüm gücünü kullanarak rakibini tırnaklayan birinin eserine benziyorlardı. Ve Subaru, bunun ne anlama geldiğini çözemeyecek kadar cahil değildi.

 

[Subaru: ……………………]

 

Ayağa kalkarak Meili’nin darmadağın görünümüne çekidüzen verdi. Kılık kıyafetini toparladı, kollarını göğsünde çapraz şekilde bağladı ve gözlerini kapattı. Sonra da cesedine saygı göstererek elini kibarca kızın ince boynuna yerleştirdi.

 

Ve kötü bir hisse kapılarak parmaklarıyla Meili’nin boynunda kalan mavimsi siyah çürükleri takip etti.

 

[Subaru: … tam uyuyor.]

 

Kuru mırıltısı herhangi bir güç veya şaşkınlık taşımıyor ve ortadaki gerçeği teyit ediyordu. Meili’nin boynundaki çürükler parmakla yapılmışa benziyordu – ve o parmakların şekli, eğitimsiz bir gözle bakıldığında bile Subaru’nun parmaklarıyla birebir uyuşuyordu.

 

Subaru, artık ortadaki gerçeklerden şüphe duymayacaktı.

 

Meili boğularak öldürülmüştü–

 

Ve suçlu hiç şüphesiz ki–

 

[Subaru: ……u, gha]

 

Bu gerçeğin farkına varır varmaz içinde bir kusma arzusu yükseldi ve Meili’nin üzerine kusmamak için hızlıca yüzünü çevirerek yana yuvarlandı. Kahvaltısı midesine ineli pek vakit geçmemiş ve tüm yedikleri dışarı çıkmaya başlamıştı. Midesinde ne var ne yoksa çıkartan Subaru, içi tamamen boşalana dek kusmayı sürdürdü.

 

[Subaru: Artık. gerçekten. kusmaya. bir. son. veriyorum.]

 

Koluyla ağzını silerek kendiyle alay etti. Açıkçası kaç defa kustuğunu hatırlamıyordu bile. Bugünkü ilk kusuşu olabilirdi ama geçen sefer aynı günü yaşarken korkunç sıklıkta kusmuştu. Bundan böyle midesine hiçbir şey sokamayacakmış gibi geliyor ve ülkedeki tüm çiftçilerden canı gönülden özür dilemek istiyordu.

 

Muhtemelen böyle absürt şeyler düşündüğünün bilincinde olmasaydı zihni çoktan paramparça halde olurdu.

 

[Subaru: ………………]

 

Mevcut ikincil kanıtlar mükemmel uyuşuyordu. Odada iki kişi vardı ve Meili’nin boynundaki çürükler Subaru’nun parmaklarıyla eşleşiyordu. Subaru, böyle bir durumda suçlanmaktan kaçabileceğine inanacak kadar iyimser değildi.

 

Birinin ona komplo kurmuş olabileceği aklından bile geçmiyordu.

 

Bu durumu yaratmak için bir başka insan eline ihtiyaç yoktu. Eğer biri Subaru’ya komplo kurmuşsa burası bilinen tüm boyutlardan üstün demekti. Bu kâbusu yaratmak için el gerekliyse yalnızca iki tanesine ihtiyaç duyulurdu. E Natsuki Subaru’da da iki el olduğuna göre yeterli gelirdi elbet, değil mi?

 

[Subaru: … Bunun ne ifade ettiğini anlamıyorum.]

 

Bu gerçekliği kafadan kabullenen Subaru, anlayış kıtlığını kelimelere döküyordu. Açıklanamaz, şaşırtıcı, kusurlu, bu manzarayı tarif etmek için hangi tabir kullanılırsa kullanılsın yeniden yaratılması imkansızdı – Subaru’nun varabileceği tek sonuç, bu suçun Natsuki Subaru’ya ait olduğuydu. Bununla birlikte Subaru, böyle bir hatıraya sahip değildi.

 

[Subaru: Ne oldu, ne oldu? Hatırla. Hatırla, hatırla, hatırla…]

 

Ayağa kalkarak odada yürümeye, hatıra kapısını aralamaya çalıştı. Ölmüştü, sonra uyanmış ve Emilia, Beatrice ve Patrasche’yi görmüştü. Hatıralarını yitirdiği gerçeğini onlardan gizlemiş, ardından kahvaltı yapmıştı. Shaula gizli gizli göz kulak olurken Julius’u sorgulamaya çalışmış, sonra da Shaula’ya sarılmıştı. Ardından koridorda Meili’ye denk gelmişti.

 

Ve son olarak Meili, onunla halletmesi gereken bir mesele olduğunu söylemiş ve bir konuda konuşmak istemişti…

 

[Subaru: Dün gece, dün geceden bahsetmişti…]

 

Subaru, Meili’nin sözlerini hayal meyal hatırlayarak kaşlarını çattı. Ancak küçük kızın konuşmaya çalıştığı sürenin hemen ardından bilincini yitirmişti. Dolayısıyla onun ağzından dökülen kelimeler tıpkı uykuya dalmak üzereyken akla gelen düşünceler gibi bin parçaya bölünmüştü.

 

[Subaru: Gece, bana geceyle ilgili bir şeyler söylemişti. Bu kısımdan eminim. Uyanmadan önce mi yoksa yatmadan önce mi? Her halükârda ya birini ya ötekini sormuştu… Peki ya sonra?]

 

#Hakikaten peki ya sonra? Meili ne söyledi? Dün gece neler yaşandı? Meili’yi gerçekten Subaru mu öldürdü? Peki onun kollarındaki tırnak izleriyle boğazındaki acıdan Meili mi sorumlu? Bu döngü yakın zamanda sonlanacak mı? Sorulaaaar sorular… Öyleyse cevaplar için okumaya devam!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr