Cilt 6 Bölüm 56 [ Beklenenlerden Bahsetmek ] (2/2)

avatar
1940 21

Re:Zero Kara Hajimeru Isekai Seikatsu - Cilt 6 Bölüm 56 [ Beklenenlerden Bahsetmek ] (2/2)


Çevirmen : Clumsy



Subaru’nun sorusunu işiten Meili’nin yüz ifadesi acıyla çarpıldı.

 

Bu, asla dokunulmaması gereken hassas bir konunun dürtülmesininーー yo, ayaklar altına alınmasının sonucuydu.

 

Fakat Subaru, bunu yapma cüreti göstermişti. Çünkü,

 

Subaru: “Başkasının evlerine girerken ayakkabılarını çıkarıp kalplerine girerken öylece, kabaca dalmak, Natsuki Hanesinin bir kuralıdır.”

 

O hanenin fertlerinden biri olan Subaru da genç suikastçının kalbine dalmıştı.

 

Yani bir nevi kendini zorla Meili’nin kalbine sokmuştuーー

 

Subaru’nun tanımadığı ama aşina olduğu, siyahlar içerisinde bir katil.

 

Yalnızca onu düşünmek bile kalpte rahatlama, özlem, mutsuzluk, öfke ve de boşluk gibi hisler uyandırıyorduーー Meili’nin ona beslediği hisler son derece karmaşık ama bir o kadar da basitti.

 

ーーMeili, Elsa’yı özlüyor, seviyor ve ona hayranlık duyuyordu.

 

İşte bu yüzden onun kendisinden çalınmış olması çaresizlik, ıstırap, nefret, öfke, öldürme arzusu ve umutsuzluk doğuruyordu.

 

Subaru ve diğerlerine yolculuklarında eşlik ettiği tüm bu süreç intikam uğrunaydıーー Yo, Meili’nin vasıfsız benliği için bu cümle kurulamazdı.

 

Hatta Meili’nin son derece beceriksiz, acemi biri olduğu söylenebilirdi.

 

Kendi duygularından bihaber, kalbindeki yaranın derinliğini bile bilemeyecek kadar çaresiz bir genç kızdı.

 

ーーKendi ortamını oluşturan profesyonel bir suikastçı, işte Meili Potroute buydu.

 

Subaru: “İstediğin şey, intikam almak mıydı?”

 

Meili: “…… Bilmi~yorum.”

 

Subaru: “Öyle olsa bile, Elsa çoktan……”

 

Meili: “Böyle bir arzum yok. Bunun son derece bilincindeyim……”

 

Diyen Meili, Subaru’nun soruları karşısında iki defa kafasını salladı.

 

Subaru, Meili’nin hislerini anlıyordu. Ve Meili de Subaru’nun sözlerinin neye dayandığının farkındaydı.

 

Bu durumda Subaru ve Meili birbirine denkti.

 

Bu yüzden de doğru cevaptan bihaber halde, üzüntüyle dolarak karanlık bir odada kalakalan Meili’nin duygularını ifade etmek için yapabileceği tek şey olduğu gibi, yani bir suikastçı gibi hareket ederek 『Öldürmek』olmuştu.

 

Aynı zamanda o dünyada mahsur kalmayı sürdüren Meili’nin beslediği nefretin sunduğu tek seçenek de buydu.

 

Tüm bunlara rağmen Meili’nin Elsa uğruna her şeyi göze alışı nihayete ermemişti.

 

Elsa, Meili için parlayan bir ışık olsa da o ışık, sıradan insanların takip edemeyeceği kadar göz kamaştırıcıydı.  

 

Subaru: “Hislerini gizlediğini, biliyorum. Ama muhtemelen aradığın yanıtı bu şekilde bulamayacaksın. İşte bu yüzden...”

 

“ーーーー”

 

Subaru: “Orasını bana bırak. İşleri kötüleştirmeyeceğim. Hiç değilse işlerin daha da kötüye gitmeyeceğinden emin olmak için çok uğraşacağım. Eğer buna inanabilirsen...”

 

Meili: “……Gü~venmem, mümkün değil. Onii-san’ın ağzından çıkabilecek, hiçbir şeye güvenemem.”

 

Subaru ne kadar ısrarcı olursa olsun yüzünü gizleyen Meili’nin başı azıcık olsun kımıldamıyordu.

 

Bu kadarı barizdi. Çünkü bu, onun yaşam tarzında var olmayan bir eylem biçimi bulmak anlamına geliyordu.

 

Öte yandan karşısında, zerre kadar çekinmeden canı ne isterse teklif edebilecek ve vaaz verebilecek Natsuki Subaru vardı.

 

Üstelik ondan kıdemli biri tamamen hazırlanmış şekilde onu bir yere davet edip haddini bildirecek olsaydı Subaru bile bunun canını ne kadar acıtacağına şaşardı.

 

Ve Meili’nin bundan böyle söyleyebileceklerine dair bir fikri olduğu için de güzelce farklı önlemler almıştı.

 

Subaru: “Yani benim ağzımdan çıkanlara güven olmuyor, bunun üzerine düşüneceğim. Teşekkürler, düne kadar sözlerimi tutmakta epey kötüymüşüm. İşte bu yüzden…”

 

Meili: “İşte bu yüzden?”

 

Subaru: “Bu söz seninle benim aramda değil, seninle bizim aramızda olsun.”

 

“ーーーー”

 

Subaru’nun bu sözlerini işiten Meili, ne kastettiğini bilemeyerek kaşlarını çattı. ​

 

Ancak şüphelerinin ışık tutulup yanıtlanması çok sürmedi.

 

O yanıtーー

 

???: “ーーMhm, sorun değil. Sözünüzün tanığı olarak, ben de dikkatlice dinliyordum.”

 

Meili: “ーー~hk.”

 

Bu sesi işiten Meili’nin omuzları titrese de kendisine hakim olmayı başardı. Karşısında beliren şey, ihtişamından şüphe duyulamayacak olağanüstü bir güzelliktiーー.

 

O güzelliğin belirişiyle birlikte Meili’nin gözleri irileşmiş ve dudakları titreşmişti.

 

Meili: “Onee-san…… sen, her şeyi duydun mu?”

 

???: “Subaru bana burada kalmamı ve…… tehlikeli bir şey yapacak olursa Meili’yi durdurmam için göz kulak olmamı söyledi.”

 

Diyerek ve ay ışığının parıltısını anımsatan saçları savrularak, efsanevi bir güzellik taşıyarak ikilinin durduğu yere doğru ilerleyen kişi Emilia’ydı.

 

Emilia’nın sözlerini işiten Meili, şaşkınlık içerisinde boynunu çevirdi.

 

Meili: “Ben, tehlikeli bir şey yapacak olursam mı……? Onii-san, değil mi……?”

 

Emilia: “Hı hı, Meili tehlikeli bir şey yaparsa. Ee, artık sıkıntı geçti mi, Subaru?”

 

Subaru: “ーー. Hı hı, öyle. Yalnızca beni birazcık endişelendirdi.”

 

Emilia: “ーー? Neden benden gözlerini kaçırıyorsun? Bir şey mi oldu, Subaru?”

 

Subaru: “Yo, şey, sadece, doğrudan bakılamayacak kadar tatlısın……”

 

Subaru, boynunu eğmiş olan Emilia’nın sorusuna bu fısıltıyla karşılık verdi. Emilia boynunu daha çok eğerken de boğazındaki titremeyi ve utancını bir kenara atmayı başararak ilgisini bir kez daha afallamış haldeki Meili’ye kaydırdı.

 

Subaru, saldırıyı öngördüğü için Meili’nin suçunu engelleme konusunda kendisine güvenmişti. Sıradaki problem, 『Natsuki Subaru’nun』belirmesiydi.

 

Amaç bahsi açılmışken, 『Natsuki Subaru’nun』Meili’yi öldürdüğü döngüde yalnızca nefsi müdafaa gerçekleştirmiş olması mümkündü ve『Natsuki Subaru』 onu durdurmasının ardından illa da Subaru’nun iradesine karşı çıkacak diye bir şey yoktu.

 

Dolayısıyla Subaru, bu problemi kendinden güçlü birine emanet etmeye karar vermişti.

 

Bilincini yitirse ve『Natsuki Subaru』belirse bile Emilia’nın mutlakaーー yo, yoldaşlarının mutlaka bu konuda bir şeyler yapacağına olan inancı tamdı.

 

Emilia: “Dinle, Meili. Ben Subaru’nun söylediklerine inanıyorum. Meili inanamıyor olsa bile onu dikkatlice gözlemlediğimiz sürece sıkıntı çıkmaz. Ve sözünden dönecek olursa, benim öfkemi kazanır.”

 

Meili: “Onii-san’ı, gözlemlemek mi……? Bu, tuhaf. Öyle değil mi? Onii-san ve onee-san’ı gözlemlemek, benim, yaptığım……”

 

Emilia: “Meili kötü bir şey yapmak isterse bunu yalnızca Subaru gerçekten sözünden döndüğü takdirde yapabilir. O zamana dek sözünü tutup tutmayacağını gözlemleyeceksin. Böylesi adil olmaz mı?”

 

“ーーーー”

 

Aynı seviyede göz göze gelebilecek derecede eğilen Emilia’nın sözleri, Meili’nin kafasını karıştırıyordu.

 

Zihnindeki gerçekleri açığa çıkarma ve koşulların üstesinden gelme yolları çarpıtılıyor, parçalanıyordu.

 

Subaru: “Büyük bir hata yapmak üzereymiş gibi görünüyordun ama benim ve Emilia-chan’ın iyiliği bir şekilde bunun önüne geçti. İşte bu yüzden, bu senin aslında nasıl bir yol izlemen gerektiğini öğrenme fırsatın. Senin, beni öldürmekten başka bir çözüm bulma fırsatın…… Ve bu bir bahis.”

 

Meili: “Bahis mi……?”

 

Subaru: “Sen içindeki kötü hisleri yatıştıracak ve beni hala isteyip istemediğini veya fikrini değiştirip değiştirmediğini göreceksin…… ben de sana ahlaki değerleri öğretmek için elimden geleni yapacağım.”

 

Diyerek kafasını kaşıyan Subaru, Meili’nin kafa karışıklığını gidermek için bu yolu çizdi.

 

Açıkçası lüzumsuz bir ilgiydi. Evet, lüzumsuz ve davetsiz bir müdahaleydi. Meili’nin o ana dek izlediği belli bir yaşam tarzı vardı ve Subaru, keyfi olarak ona yeni seçenekler sağlamaya çalışıyordu.

 

Fakat Meili bu müdahaleyi reddedecek olursa kum kulesi nedeniyle yolun sonu çıkmaz sokak olacaktı. Onun yaşam tarzını izledikleri takdirde bu kum kulesini birlikte fethetmeyi asla başaramayacaklardı.

 

Veーー

 

Subaru: “Senin bu trenden inmene izin vermeyeceğim. Kaç yaşında olduğunu falan bilmiyorum ama…… Ben senin yaşlarındayken etrafımda her daim bana yardım eden yetişkinler olurdu.”

 

Meili: “ーーーー”

 

Subaru: “İşte bu yüzden ben de istemiyor olsan bile sana yardım edeceğim. Henüz ne yapmalıyım diye düşünmek veya yetişkinlerin yardımını reddetmek için haddinden fazla küçüksün.”

 

Diyen Subaru, kendisiyle Meili arasındaki mesafeyi kapatmak adına ilerledi.

 

Mesafenin kapandığını görmekse Meili’nin omuzlarını ürpertti. Ve sonrasında Subaru, kendisine gözlerinde bir tedirginlikle bakan gergin Meili’nin kafasını okşadı.

 

Bu defa o ince boynu sıkmayacaktı. 『Natsuki Subaru’ya』kesinlikle farklı bu alternatifi sunuyordu.

 

Meili, ölmesi gerekmeyen bir çocuktu. Veーー

 

Emilia: “Senden içtenlikle, Subaru’ya güvenmeni……. bize güvenmeni rica ediyorum, Meili.”

 

Meili: “ーーAh.”

 

Subaru kafasından okşarken Emilia’nın da sırtından sarıldığı Meili, tamamen hareketsiz bırakılmıştı. Bedenini kucaklayan Emilia yanaklarını ovuştururken Meili, hafifçe dudaklarını ısırıyordu.

 

Emilia: “Bu kum kulesi senin böyle büyük bir karar alamayacağın kadar küçük.”

 

“ーーーー”

 

Emilia: “Buradan ayrıl, daha büyük bir yere git ve yanıtını orda bul. Biz de bunun için gerçe~kten sıkı çalışacağız.”

 

Böylesine bir kafeste mahsur kalmış ve bazı hislere sahip olmuşken ona tüm bunları öğretmek, izlenecek en iyi yol sayılmazdı.

 

Buna rağmen Subaru’nun aklındakileri dile getirebilmesinin tek yoluydu. Eksiksiz, azami özenlerini ve nazik sözlerini Meili’ye iletmişlerdi.

 

“ーーーー”

 

Buna karşılık Meili, tekrar tekrar ve düşünceli bir şekilde gözlerinin içine baktı.

 

Meili: “Ben, Elsa’yı unutmak…… istemiyorum.”

 

Subaru: “Ah, sorun değil. Sevdiğin birini unutmana lüzum yok. Yalnızca, şe~y…..”

 

Sözlerini bu noktada duraksatan Subaru, 『Ölü Kitabında』tanık olduğu siyahlar içerisindeki güzel kadını düşündü.

 

Amma tuhaf bir ifadesi vardı. Subaru, onunla hiç iletişime geçmemiş olmasına rağmen ona bir aşinalık duyuyordu. Böylesi bir rakibi anımsayan Subaru’nun eli istemsizce bağırsaklarını okşadı.

 

Subaru: “ーーSöz konusu sevdiğin biri olsa bile, onun hareket şeklini taklit etmemeni diliyorum.”

 

Evet, bunun olacağına inanıyordu.

 

ーーMeili güçsüzdü, yolunu kaybetmişti. Ama buna rağmen, sessiz geçen birkaç saniyenin sonunda başını yukarı aşağı sallayıp onay verdi.

 

#Ben de insanları kolay bağışlayan biriyimdir ama beni defalarca öldürmeye çalışan bir kızı da pat diye kucaklayabilir miydim bilmiyorum doğrusu. Enteresan bir topluluklar gerçekten. Acaba Meili’ye güven besleyip onu doğru yola sokma çabaları nasıl sonuç verecek, doğru bir karar olacak mı… Hiç değilse bu şekilde ‘Subaru’nun itilmesi’ şeklindeki ilk problem çözüme kavuştu. Sırada sebebi bilinmeyen daha pek çok problem var. Bakalım onlar hakkında neler yapacağız, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr