“ーーーー”
O saniyede Subaru’nun göğsünde tekrar eden duygular birbirine dolaştı.
Ram’ın bir an önce savaş alanına dönmek istediğini görerek ve ağzından Emilia’nın isminin döküldüğünü işiterek rahatlamış, acı düşmanları tiksinç Batenkaitos’un varlığının teyit edilişiyle de içinde bir öfke filizlenmişti.
Tüm bu duyguları bir kenara atan Subaru, kendisine verilmiş olan dizginleri Echidna’ya teslim etti.
Subaru: “Echidna! Rem ve Patrasche’yi güvenli bir alana götürmen konusunda sana güveniyorum! Balkon veya ikinci kat olmaz! Yeşil Odanın da yakınına yaklaşamazsın. Muhtemelen en güvenli yer『Taygeta』olacaktır!”
Echidna: “Natsuki-kun, peki ya sen!?”
Subaru: “Beatrice ve ben, Ram’la birlikte Günah Başpiskoposunun karşısına çıkacağız!”
Subaru, gözlerini ansızın dizginleri temsil edişi karşısında irkilen Echidna’nın soluk mavi gözlerine dikti. O hafifçe nefesler alırken de Patrasche’yi boynundan okşadı ve Rem’i sırtında görüp çenesini kaldırarak,
Subaru: “Daha önce bana güvenine ihanet etmememi söyledin. Ben de aynı şey için sana güveniyorum. Rem sana emanet et. O, 『Natsuki Subaru』için vazgeçilmez bir kız.”
Echidna: “ーーAmma da merak uyandırıcı bir cümle. Ne kadar Natsuki Subaru olman gerekse de…”
Subaru: “……Duygularımı biraz olsun anlayabilmen konusunda sana güveniyorum, bilirsin ya.”
Echidna’nın varlığının Anastasia isimli bir genç kızın bedenini ödünç almaktan ibaret olduğunu işitmişti. Yani kendisini『Natsuki Subaru’nun』varlığının üzerine yeniden yazmış olan şu anki Natsuki Subaru’yla benzer bir konumda olduğu söylenebilirdi.
Subaru’dan bu sözleri işiten Echidna afallamış bir ifadeyle,
Echidna: “Natsuki-kun, yoksa senーー”
Subaru: “ーーSana güveniyorum.”
Echidna’nun sözlerini tamamlamasına izin vermeyen Subaru, onu ve diğerlerini ardında bırakarak koşmaya başladı.
Ram çoktan koridorun ön tarafına yönelmişti. Patrasche’nin sırtındaki Rem’in uykulu yüzüne kaçamak bir bakış atıp cesaret bularak uzaklaşırken ise,
Ram: “Neden geldin, Barusu? Rem……”
Subaru: “Rem, onu kollamaktansa yapılması gerekeni yapmamı söyledi! Kitapta bana verilen vaaz bu şekildeydi!”
Ram: “ーー~hk! Rem mi söyledi? Bu da ne demek oluyor?”
Ram’ın açık kırmızı gözleri, yanı başındaki Subaru’nun kelimeleriyle huzursuzluğa büründü. Ancak『Hatıralar Holünde』yaşananları içtenlikle ve nazikçe açıklamaya ayıracak vakitleri yoktu.
İşte bu yüzden Subaru, yalnızca en önemli kısmı kısaca iletmekle yetindi.
Subaru: “Rem, savaş ve tekrar kazan dedi. İşte bu yüzden, ben de seninle geleceğim!”
Beatrice: “Elbette, Betty’nin de burada olduğunu unutma, doğrusu.”
Ram: “ーー. Şimdilik, sorun yok. Daha sonra bu konuda yüz kez çapraz sorguya gireceksin.”
Subaru: “Yüz kez biraz fazla korkutucu olmadı mı!?”
Subaru, söz konusu Ram olunca bunu bir şaka olarak algılayamadığı için ürperdi. Bununla birlikte Subaru önemli tek bir şeyi bile açıklamamışken meselenin geride bırakılmasına izin vermekle merhamet etmişti.
Bu esnada icabına bakılması gereken durum, Subaru’nun gözlerinin önünde beliriyorduーー
???: “ーーBuz Damgası Sanatları!”
Bu kelimelerin işitilişinin hemen sonrasında buzdan silahlarıyla dans eden Emilia’nın sırtı, donmuş koridorun ortasında göründü.
Yüzleştiği kişi de pis görünüşlü Günah Başpiskoposu Ley Batenkaitos’tu.
Bu manzaraya tanık olan Ram bağırdı.
Ram: “Emilia-sama!”
Böylece Subaru bu defa Emilia’nın ismi konusunda geç kalmadıklarını anladı.
Ve aynı saniyede Emilia da arkasından kendisine seslenildiğini fark ederek, “Eh, Ram!?” şeklinde karşılık verdi.
Emilia: “Neden geri döndün!? Ve Subaru ile Beatrice de gelmiş, iyi olmanıza sevindim…… ama! Şu anda burası gerçe~kten tehlikeli! Geride durun! Uzaklaşın!”
Ram: “Rem güvenli bir yere tahliye edildi. Bundan böyle Ram da savaşta size eşlik edecek.”
Emilia: “Ama, Ram, sen……”
Ram: “Böyle bir şey söyleseniz bile Ram buradan uzaklaştırılmaya, koparılmaya tepkisiz kalır mı sizce?”
Ram, Emilia’ya cevaben bacaklarına uzanıp oradaki ince değneğini kabından çıkarttı.
Değneği normal şartlarda büyücülerin sahip olacağını düşüneceğinizden daha kısaydı. Hiçbir özelliği olmayan bir nesneye benzese de bir muamma hissiyatı ve tuhaf bir baskı yayabiliyordu.
İşte Ram’ın o değneği kullanmaya hazırlandığını gören『Oburluk』, Emilia’nın bir miktar uzağından kahkaha atarak,
Ley: “Haha~! Bu da nesi bu da nesi, demek geri döndün, nee-sama! Oh amanın, ne hoş! Neden, nee-sama neden bu kadar havalı? Gerçekten, nee-sama bir harika ~tsu!”
Ram: “ーーBıktırıcısın. Öldürüleceksin, Günah Başpiskoposu.”
Ram, ellerini çırpan ve kahkahayı basan Günah Başpiskoposuna bu sözlerle öldürmeye yönelik sessiz arzusunu iletti.
Bunlar, daha önce bununla hiç yüzleşmemiş olan ve göz ucuyla izleyen Subaru’nun omurgasına bir ürperme gönderecek yoğunlukta sözlerdi. Ancak göz temasının doğrudan muhatabı olmasına rağmen Batenkaitos’un duruşunda en ufak bir değişiklik olmazken,
Ley: “Ne iyi, çok iyi, epey iyi, oldukça iyi, iyi olduğu için, iyi değil mi, muhtemelen iyi olduğu için, belki iyi olduğu için, iyi olduğunu düşündüğümüz için! Oburca içmek ~tsu! Oburluk ~tsu! Keyfi ve ezici bir şekilde bağlantımıza bir son verdiğimiz için özür dileriz. Gerçi esasında çok daha dokunaklı bir kavuşma olmalıydı, anlarsın ya~.”
Ram: “Sen neden……”
Ley: “Değerli bir insanın『İsmini』ve『Hatıralarını』çalmak o insanın intikam düşüncesiyle en büyük düşmanına dönüşmek gibi bir şey oluyor, haksız mıyım? Lakin bizim tarafımızdan yenilen kişi çoğunlukla bunun ne anlama geldiğini hatırlamıyor. Biz nee-sama’yı bu denli sevsek, anlasak da nee-sama bu duygunun ne anlama geldiğini zerre kadar bilmiyor! Bu, insanın ağzının suyunu akıtacak kadar kaliteli bir malzemeye tuz serpmek gibi bir savurganlık değil de nedir!”
『Oburluk』Günahı Başpiskoposu bu şekilde değinilmesi tamamıyla imkansız durumlarla ilgili dikkatli ve detaylı açıklamalar yapmaya başladı.
Gerçek şu ki『Oburluğun』başkalarının hatıralarını çalmak için kullandığı güç, hayatları ayaklar altına almaya eşdeğer bir eylemdi. Aile fertleri, sevgililer, destekçiler onlar tarafından saldırıya uğrayacak ve avlanacak olursa gerçekleşebilecek en kötü fenomen, unutulmaları ve unutuluşun diğer tarafında yitip gitmeleri, var olması gereken nefretin bile kaybolmasıydı.
Bu da bir bakıma kimsenin kendilerinden intikam almasına müsaade etmeme şeklinde bir güvenlik işlevi görüyordu.
Ancakーー
Ley: “ーーŞey, bu~, sıkıcılığın en üst seviyesi değil mi?”
Batenkaitos hariç hiç kimse buna sıkıcı diyemezdi.
“ーーーー”
Ley: “Bu, elde edilmesi gereken yoğun nefret veya gümbür gümbür, yozlaşmış bir öfke gibi taze, aromatik ve kokuşmuş duyguların inkarı demek oluyordu ki bizim için büyük bir kayıptı…… Ta ki oradaki onii-san çıkıp gelene dek.”
Subaru: “Ben mi……?”
Ley: “Söylesene~ onii-san, her nedense『İsmini』yememize rağmen o kişiyi hatırlamaya devam ediyorsun, öyle değil mi? Ardındaki sebebi hemen hemen anlıyoruz aslında. Onii-san’ın doğum yeri buradan birazcık farklı olmalı, ama mühim olan bunun sonucu. Onii-san, bizim kurtarıcımız.”
Diyen Batenkaitos, kollarını iyice açarak kendinden geçmiş bir ifadeyle Subaru’ya bakmayı sürdürdü.
Subaru’ya derin bir aşk besliyormuşçasına tutku ve şevk dolu bir bakıştı.
Ley: “Yo, hadi bu şekilde ifade etme cüretini gösterelim! Onii-san bizim kahramanımız ~tsu! Masum, çalışkan, yanında biri olmadıkça tedirgin olan, düşündükçe göğsümüzü sızlatan, canımızı acıtan, üstüne üstlük o hisleri anlayan bir kahraman……!”
Subaru: “Şu ürpertici yorumlara bir son ver! Ne niyetle……”
Ley: “Elbette ki bunlar kalbimizin derinliklerinden gelen duygular. Ne kadar da se~rt, ne kadar da acına~sı. Bu denli cesur olmamıza rağmen tüm kalbimizle onii-san’ı düşünüyoruz, anlarsın ya.”
Subaru, karmaşık duygulardan oluşan bu beyanın ne kadar doğru olduğunu algılayamıyordu. Ne hayal edebiliyor ne de edebilmek istiyordu.
Ancak Batenkaitos’un o ana kadarki yorumlarını hesaba katınca işler doğal olarak netleşiyordu.
Bunlar Subaru’nun çekim alanına giren varlığın ona yönelik duygularıydıーー yo, böyle bir aldatmacaya lüzum yoktu.
Subaru’nun çekim alanına giren Rem’in duygularıydıーー
Ley: “Buna ne dersin, eh! Sana da uyarsa o dokunaklı tutkuyu bir kez daha tekrar edelim hadi! Buradan başlayalım hadi, onii-san ~tsu! Birinci kareden, yo…… sıf-”
Emilia: “ーーHiyah!!”
Ley: “Uppss!?”
O saniyede Emilia, Batenkaitos’un arkasına doğru yürüyüşünün hemen ardından iki elinde tuttuğu iri buz çekicini acımasızca Günah Başpiskoposunun kafasına indirdi.
Batenkaitos, alaylı bir tonla konuşurken bir mangadaymışçasına öne doğru yığıldı.
『Hatıraların』yeniden yaratımına dalıp gitmiş, Subaru dışındakilere olan ilgisini yitirmişti.
Buna rağmen Ram konusunda temkinli olmayı sürdürüyor olmalıydı ancak dikkat etmesi gerekenler yalnızca Subaru ve Ram’dan ibaret değildiーー
Beatrice: “Murak, sanırım. Bununla birlikte-”
Emilia: “Ona gizlice yanaştım ve bamm!”
“ーーーー”
Subaru: “……Eh, kazandık mı yani?”
Emilia: “Ben yaptım!”
Emilia yumrukları sıkılı şekilde muzaffer bir poz verir ve kendisine karşılık veren Beatrice’i başıyla onaylarken Batenkaitos sessiz ve pasif şekilde yatıyordu. Subaru’ysa gereğinden hızlı varılmış bu karar karşısında gözlerini irileştirmişti.
Beatrice: “……Perde çok hızlı kapandı, doğrusu.”
Ram: “Aynen öyle. Ram’ın o şeyi parçalara ayırmak üzereyken duyduğu hisler ne olacak? Emilia-sama!”
Emilia: “Eh, ne? Sorun nedir?”
Ram: “ーー. Yok bir şey, harikuladeydi. Evet, gerçekten harikulade.”
Subaru tarafından kucaklanan Beatrice ve yanlarındaki Ram ikilisi bu şekilde『Oburluğun』yığılıp kalışından duydukları hüsranı ifade etti.
Haşin düşmanıyla aralarındaki bağ beklenmedik bir şekilde ayaklar altına alınan Ram, Emilia’nın eylemi karşısında karmaşık bir ruh hali içerisine girmiş gibi görünüyordu.
Bununla birlikte,
Subaru: “Ehh, söylemek istediğim bir sürü şey olduğu kesin ama aklıma gelen ilk kelimeler ‘iyi işti’ Emilia-chan! Artık『Oburluğu』bağlamalı ve……”
???: “ーーMaalesef bu şekilde gitmesine izin verilemez, onii-san.”
“ーーーー”
Subaru beş engelden ikincisinin beklenmedik bir şekilde sindirildiğini düşünürken Batenkaitos, hareketsiz halde yığılıp kalmış olması gerekirken, yavaş ve rahat bir şekilde ayaklandı.
Bu anormal hareket karşısında Subaru’nun gözleri irileşirken Beatrice kaskatı kesildi.
Tabii ki Emilia ve Ram’ın gözlerini de bir temkinlilik parıltısı bürüdüーー
Ram: “Kafasına darbe yiyince delirdi mi ki? Ayrıca Barusu’ya yaptığı kurları düşününce durumu çözemiyorsa demektir ki……”
???: “Ah, ah, hiç sorun değil. Biz de çoktan hislerimizi aktarmıştık, ayrıca geri çekilmek gibi bir şey yapmaya da niyetimiz yok……”
Batenkaitos, Ram’ın görüşlerini yarıda kesip bakışları yere çevrili halde ayağa kalkarak ve yüzünü o uzun, koyu kahve saçların ardında gizleyerek bir şeyler mırıldandı ve fısıldadı.
Ve koridorda, o fısıltılarla örtüşüyormuş gibi gelen çarpık, tiksinç bir ses yankılandı.
Emilia: “Yok artık……”
Emilia bu mide bulandırıcı yankıya eşlik eden tuhaf olay karşısında ametist gözlerini kırpıştırdı.
O güzel gözlere yansıyan şey, Batenkaitos’un bedeninin bizzat iskelet yapısından değişim geçirerek çarpık bir rapor doğuruşuyduーー minyon gencin fiziki bedeni güçlü kaslı bir deve dönüşmüştü.
Kabus gibi bir olaydı lakin Subaru’nun esas kabusu onu ilerisinde bekliyordu.
???: “Hey, onii-san, şaşırdın mı? Bu『Güneş Tutulması』…… şey, bizim kozlarımızdan biri gibi bir şey yani. Geçen seferin aksine bu defa seni güç kullanarak bizim yapacağız.”
Subaru: “Oldukça ürpertici şeyler söylediğin kesin, seni cinsiyet değiştiren piç. Sen de kimsin……”
Kabusvari bir korkuya kapılan Subaru, soğuk terler dökerek bu soruyu yöneltti.
Sorusunun muhatabı olan dev ise tatlı bir şekilde gülümsedi ve eksantrik havasını gizlemeksizin eğildi.
Louis: “ーー『Oburluğu』temsil eden Cadı Tarikatı Günah Başpiskoposu Louis Arneb.”
“ーーーー”
Louis: “Fazla uzun kalamayacağız. Aşırmalı, yemeli ve onii-chan uyurken her şeyi ama her şeyi temizlemeliyiz, anlarsın ya.”
#Emilia’nın ismini yitirmeyişi de fırsatı değerlendirip Ley’i bayıltışı da iyiydi. Ama hakikaten bu kadar hızlı bitti mi yani her şey derken bir anda ben Louis, hadi bu işi bitirelim diye kalkması ve şekil değiştirmesine ne demeli bilmiyorum. En iyisi okumaya devam diyeyim, bir sonraki bölümde görüşmek üzere!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..