Adamın saçma sapan bir şekilde kendisinin Louis Arneb olduğunu iddia edişine tanık olan Subaru, şaşkınlığını dile getirdi.
Belirişi öngörülmedik ve anormalken esas beklenmedik olan, vermiş olduğu isimdi.
Bunu basit bir şaka olarak algılamak zor ve bir fenomen olarak kabullenmek yorucuyduーー
Ram: “ーーŞekil değiştiren bir Günah Başpiskoposundan bahsetmişlerdi, mesele buymuş gibi görünüyor. Ama seçmiş olduğu şekil oldukça sorgulanası, bu görünüşü seçmekle sana merhamet gösterileceğini mi sandın?”
Louis: “Şekil değiştirme ha…… A~h, o geveze, boş boğaz kadından mı bahsediyorsun? Bizi onunla aynı kefeye koyman bizim bile canımızı acıtır. Ayrıca o şeyin yaptığıyla bizim『Güneş Tutulmamızın』prensibi tamamen farklı. Onunki taklitçilik, bizimkiyse yeniden yapılanma.”
Ram: “Taklitçilik ve yeniden yapılanma mı……?”
Louis, kullandığı o geçici ve kudretli bedenle bu yanıtı verdi. Kaşları çatılırken Ram’ın ağzından “bir başka Günah Başpiskoposu” bahsinin geçişini işitmekse Subaru’nun ağzında kötü bir tat bıraktı.
『Oburluk』dışında başka Günahlar ve Günah Başpiskoposlarının olması beklenilesi olsa da tek bir tanesinin bile farkında olmak, geri kalanlara yönelik bir hoşnutsuzluk doğuruyordu.
Ayrıca şekil değiştirebiliyorlarsa bu kabiliyeti neden şu ana dek kullanmamış oldukları da merak uyandırıcıydı.
Louis: “Bununla birlikte, bir yabancı muamelesi gören bu beden aslında epey ünlü birine aitti, biliyor musunuz? Üzücü olsa da nee-sama ve diğerlerinin bizim tarafımızdan yenilen insanlara dair hiçbir hatırası yok.”
Ram: “Ünlü biri…… başka bir deyişle yenilmiş birinin bedenini ödünç alıyorsun? Eğer öyleyse bu yapılabilecek en kötü şey, yani tam da kendini kötülük yapmaya adamış sizlere uygun bir hareket. Mide bulandırıcı.”
Louis: “Va~h oh, nee-sama tanrım, sözlerin cidden öyle pis ki can acıtıyor, anlıyor musun? Böyle şeyler söylersen hala kız kardeşinin hatıralarına sahip olan bizi utandıracaksın……”
İşte geçici Louis’in gerçekleştirdiği sohbet buraya kadardı.
Ardından esnek bir şekilde öne eğildi ve arkasından gelen darbedenーー yani buz çekicinden kaçındı. Elbette ki saldırganーー
Emilia: “Ah, yah!”
Louis: “Huhuhu ~tsu, bu ne merhametsizlik, Emilia-sama! Onii-chan çekicinin tadına bakarak sana izin vermiş olabilir ama biz böyle bir pusuya müsaade edemeyiz, anlarsın ya?”
Emilia: “Vuramadıysam ben de vurana dek saldırmaya devam ederim! Hem sana pusu kurmak istemiyorum ki, yalnızca seni yere sermek istiyorum!”
Diyen Emilia, ellerindeki buz çekicini ikiz buz kılıçlarına dönüştürerek geçici formundaki Louis’e saldırdı. Fakat Louis olağanüstü bir yukarı sıçrayışla saldırıdan kaçındı ve yüksek bir açıdan Emila’nın narin ellerini hedef alarak,
Louis: “İşte ~tsu!”
Emilia: “Kya~!”
Emilia’nın bedeni keskin bir dönüş yaparken dengesini yitirdi. Ancak belini büküp kollarını kullanarak sırt üstü düşmesine mani oldu. Derken Louis, ayağıyla dosdoğru Emilia’nın suratını hedef aldı.
Geç kalınacak olunursa dünyada ondan tatlısı olmayan Emilia’nın suratı ezilip parçalanacaktı. ーーİşte o noktada,
Ram: “Ram’ı görmezden gelip kendi halinizde çarpışmayı bırakın artık.”
Emilia: “Ram!”
Rakibinin Emilia’nın yüzünü hedef alan hareketini teyit eden Ram, ellerinde tuttuğu asanın ucunu geçici formundaki Louis’in yüzüne doğrulttu.
O saniyede inanılmaz ufak bir rüzgar çıktı ve bir bıçağa dönüşerek rakibinin suratını dağıtmak için harekete geçti.
Louis: “ーーYumruk Kralının Avcu!”
Ram’ın güçlü saldırısını avcunu kullanarak saldığı minimum güçle bastıran Louis ise hasardan kaçınarak aşağı doğru atıldı.
Delici avcu aşağıdaki rüzgar bıçağını karşıladı, onu şok dalgalarının içerisinde yuttu ve akabinde savurup attı.
Sağ eliyle rüzgarın icabına bakarken boştaki sol eliyle de Ram’ı yakalamaya çalıştı. Ancak onun eli hedefine ulaşana dek Ram çoktan Emilia’yı rakibin erişim alanından uzaklaştırmış ve savaş alanının dışında baş aşağı bir pozisyona geçirmişti.
Louis: “Bu~ işi biliyorsun!”
Ram: “Hah ~hk!”
Geçici formundaki Louis, boştaki sol elini sıkarak Ram’ın muhakeme ve harekete geçme becerisini alkışladı. Onun övgüsünü alaylı bir nefes sesiyle püskürten Ram ise Emilia’nın elini kendine çekti.
Ram: “Emilia-sama, yaralanmadın değil mi?”
Emilia: “Y-yo, teşekkür ederim. Ram beni kurtarmasaydı durumum gerçe~kten vahim olacaktı. Yine de…… az önce olanı gördün mü?”
Ram: “ーーAnlaşılan, bariz bir şekilde güçlenmiş.”
Ram başıyla onay verip böyle söyleyerek Emilia’nın sözlerini anladığını belirtti.
İkili arasındaki kısa diyaloga tanık olan Subaru da onlarla aynı fikirdeydi.
ーーYalnızca birkaç kısa hamle sergilenmiş olsa da geçici formundaki Louis’in manevraları çevik ve isabetliydi.
Bu yalnızca tecrübesiz birinin fikri olabilirdi ancak Louis’in sergilediği kabiliyetler Batenkaitos’u aşıyor olmalıydı. Ram’ın saldırısının tamamen ezilip geçildiği etkileşimin sonunda gerçeklik onlarla kafa buluyor gibiydi.
Louis: “Az önceki Yumruk Kralının Avcuydu…… Bu bedenin ve hatıraların sahibi olan kişinin adı『Yumruk Kralı』Neiji Rockhardt. Gladyatör Adasında tek bir düşmanı bile olmayan, en kuvvetli avuca sahip, karşısına çıkan her şeyi parçalamaya kadir güçte biri.”
Ram: “……Görünüşe göre güçlü yanlarını sergilemeye alışkın değilsin. Neticede yalnızca dezavantajlı olduğunu göstermeye çalışıyorsun. Ama Ram bu yüzden oyuna gelip tereddüde düşmeyecek.”
Louis: “Bunu hiç umursamayız, nee-sama! Öyle ki bizi köşeye sıkıştırabileceksen bunu yapmanı isteriz! Sen daha sonra yenilginin tatlı hatıralarına dönüp bakmaz mısın?”
Ram: “Kim bilir. Ram yalnızca galibiyeti tanıdığı için bunu anlamaz.”
Louis: “Demek öyle? Bu yalnızca hayatın tatsızlığını tanımama müsrifliği.”
Bu sözler ağzından döküldüğü anda Louis’in geçici bedeni görünmez hale geldi. Çok hızlı hareket etmekten ziyade kelimenin tam anlamıyla ortadan kayboldu demek daha isabetli olurdu.
Ram: “ーー!?”
Düşmanın bu beklenmedik hamlesi karşısındaysa Ram’ın gözleri irileşti. O bile rakibin nerede olduğunu kestirememişti.
Kaçabilmesine imkan yoktuーー
Emilia: “ーーRam, dikkatli ol!”
Derken bu defa Emilia, Ram’ı kavrayarak geriye doğru sıçradı. Ve Emilia’nın güzelim gümüş saçlarının birkaç teli saldırıdan kaçmak için çok geç kalarak darbenin etkisiyle kesilip koridora saçıldı.
Ve beliren kişi kel bir adam yerine hızlı bir savaşçı olurken “Haha ~tsu!” şeklinde bir kahkaha attı.
Ürkek denilebilecek bir cüsseye ve turuncu bir kıyafete sahip adam, Emilia’nın kaçınışı karşısında dudaklarını şapırdattı.
Louis: “Ne hoş, çok hoş, hoş değil mi. Bir sonrakinden kaçınabilecek misin peki?”
O saniyede ünlü insanın formu havaya karışmış ve yerine yeni bir form gelmişti. Bu, az önceki sürpriz pusunun karşılığıymış gibi görünüyordu.
Bir kör noktadan diğerine ışıldayan hançer, enerjik bir şekilde isabetli saldırılar gerçekleştiriyordu. Ram’ı tutan Emilia’ysa tamamen hükmedilmiş şekilde saldırıları savunmaya devam ediyordu.
Louis: “Hahaha! Bu işi yapıyorsun, yapıyorsun, yapıyorsun! 『Sıçrayıcı』Dorkell’in gizli manevralarını nasıl çözüyorsun? Gerçek bir gizem!”
Emilia: “O kadarı bariz! Tahmin ettim!”
Ram: “Elbette hepsi bu değil, Ram’ın da desteği var. ーーEmilia-sama!”
Emilia: “T-tabii.”
Kör bir noktaya uçan geçici formdaki Louis, bir saldırı gerçekleştirdi.
Rakip gaddar gülüşünü her daim koruyarak özgürce her yere uçabilen biri olsa da Ram, onun belireceği bir sonraki yeri görebiliyordu. Ve onun çağrısıyla Emilia, uzun bacaklarını hızla savuruyordu.
İşte bu şekilde kel adam yeniden göründüğünde Emilia’nın topuğu adama saplandı.
Louis: “Guu…… ~tsu.”
Emilia: “Hiya~h–!!”
Emilia topuğunu rakibinin yüzüne savurup onu alt etti. Aynı saniyede yerden yükselen buz sütunlarından birini eliyle kavradığı gibi keskin, sivri ucunu yerdeki adama fırlattı.
O darbe savunulmadığı takdirde adamın göğsünün ortasına nüfuz eder ve gerçekten nahoş bir sonlanış olurdu.
Ancak maalesef ki beklenildiği kadar etkili olmadı.
Emilia: “Eh!?”
Louis: “『Etobur Yaratık』Beli Heinelga’nın tenine Kutsal Kılıçla bile nüfuz edilemezmiş, öyle derlerdi.”
Buz sütununu çıplak sırtıyla paramparça eden koca sakallı, orta yaşlı adam gaddarca gülümsüyordu.
Yerde yatar halde kütük kalınlığında görünen koluyla Emilia’nın beline uzanır veーー bir şekilde saldırıya karşı kendini savunurken ise Emilia hızla geriye uçtu da uçtu.
Emilia: “Uh! Ah! Uh! Hey, bu gidişle……!”
Ram: “Emilia-sama, Ram’ı bırak lütfen.”
Emilia: “Hayır! Ram’ı hayatta terk etm……ghk.”
Ram: “O yüzden değil.”
Emilia Ram’ı tutar halde düşmandan kaçarken Ram, üzerlerine kibarca parmağını yerleştirerek dudaklarını mühürledi.
Ve sözünü kestiği Emilia’ya bakarak kafasını salladı.
Ram: “Ram’ın da saldırmasına müsaade etme vakti geldi demek istemiştim.”
Bunu söylediği anda da Emilia’nın kendisini saran kollarını savurdu ve doğruca devin karşısına dikildi. Bunu gören Louis ise semsert dudaklarını şapırdattı ve avcunu genç kıza doğru savurdu.
Louis: “Huhu ~tsu! Ezil!”
Ram: “Bunun mümkün olacağını varsaysan bile kibarca lütfen ezil Ram-sama demelisin.”
Bu karşılığı veren Ram, yaklaşmakta olan avuca doğru atıldı. Durum birazcık abartılacak olsaydı o avucun Ram’ın tüm bedenini ezip geçecek kadar devasa olduğu söylenebilirdi.
O avuçla kafa kafaya, pervasızca çarpışmanın, üzerinize gelen bir arabanın önüne atlamakla aynı şey olacağı söylenebilirdiーー hiç değilse Subaru’nun gözüne görünen buydu.
Bunun karşılığında Ram,
“ーーーー”
Ram: “Bu şekilde Ram’ı yakalayabileceğini bile sanmamalısın.”
Tam da parmaklar kendisine ulaşmak üzereyken dudakları gevşeyen Ram, minimum bir hareketle saldırıdan kaçındı ve dirseğini rakibinin suratına savurdu.
Keskinliğini çevikliğinden alan o pürüzsüz dirsek rakibin burnuyla temas ettiğindeyse『Etobur Yaratığın』bedenine acımasızca şok dalgaları gönderdi. Ve aynı saniyede sol eli fark edilir şekilde rakibinin boğazını sıkmaya yaklaştı.
Louis: “ーー~tsu.”
Ram: “Bayağıdır anlamsız saçmalıklar gevelemeye devam ediyorsun, artık can sıkıcı olmaya başladı. Talihsizliğini kabullen ve burada, Ram’ın ellerinde boğularak öl, seni insanlığın yüz karası.”
Geçici formundaki Louis, bunu gerçekleştirmek için yeterli eğitime sahip olmaması gereği hayati noktaları takip etmeye çalışırken zorlanıyordu. Bunu fırsat bilen Ram ise bir yandan saldırısına devam ediyor, bir yandan da zarif değneğinin ucunu rakibine doğrultuyordu.
İşte o ucun güzel bir enerji birikiminin merkezi haline gelmesinin hemen ardından bir rüzgar büyüsü salındı, devi hafifçe geri itti.
Subaru: “Güce bak……!”
Subaru, Louis’in ustalıkla yuvarlanırken koridora kanlar saçışını dikkatle izliyordu.
O ana dek savaşa öylesine odaklanmıştı ki nefes almayı dahi unutmuştu, ancak Ram’ın savaş alanına dahil oluşuyla savaşın seyri hafif bir değişime uğramıştı.
Elbette ki tüm bunlar, Ram’ın uzun süre savaşmaya dayanamayacağı gerçeğine dayanıyordu.
Subaru: “Ram’ın böyle savaşabildiğini bilmiyordum, beni mutlu eden bir hesap hatası yapmışım……”
Beatrice: “Durum, bu değil, doğrusu. Yalnızca Ram’a güvenemezsin, sanırım.”
Subaru: “ーー? Bu da ne demek……”
Subaru, kollarındaki Beatrice’e ‘oluyor’ diyerek sorusunu bitirmeye niyetliydi. Ancak daha Beatrice bu sorguya karşılık verme fırsatı bulamadan istenen yanıt kendisini gösterdi.
“ーーーー”
Ram’ın öne ilerlemek isteyen bedeni sarsıldı. Subaru kazara ayağı mı kaydı diye düşünse de durum bu değildi.
Ram’ın alnı ve boynu terden sırılsıklamdı ve aldığı her nefeste canının yandığı barizdi.
İşte o anda Subaru, önündeki bu beklenmedik manzarayı hesaba katarak daha ne kadar savunma gerçekleştirip işleri ne kadar uzatabileceklerini merak etti.
Beatrice: “Kısa süreli bir işse Ram’ın dövüş duyuları ayak uydurabilir. Ama……”
Subaru: “Böyle bir zaman sınırı mı var……!? Oh yo, Ramーー”
#Ram çok iyi bir performans sergiliyordu ama boynuzunu kaybettikten sonra çektiğini öğrendiğimiz o daimi ağrı ona engel oluyor anlaşılan. Peki Ram hemen tükenirse bu cephede nasıl başarılı olacaklar? Bu döngü de sonlanmak üzere mi? Cevaplar için okumaya devam!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..