Neden, 『Hatıraları』yenmiş olmasına rağmen sakin kalabiliyordu?
Neden, şimdi bile, gözlerinde böyle bir bakışla Louis’i izliyordu?
Neden, bunca şaşkınlığa rağmen, Louis’in kalbi delice çarpıyordu?
Neden, neden, neden, neden, nedenーー
Belki de bu, önsezi olarak adlandırılmayı hak eden bir itici güçtü.
“Onii-san, bizi, neden hatırlıyor?”
Eğdiği gözlerini zapt ettiği Natsuki Subaru’nun ensesine diken Louis’in şüphelendiği ilk şey, yeme işinde başarısız olma olasılığıydı.
Louis ve diğerlerinin『Oburluk』Otoritesinin kesin olarak gerekli ve belirli bir dizi protokolü vardı.
Bunların ilki, yenilecek rakibin ismini bilmekti ki bu, rakibin『Ruhuna』musallat olmak için zorunlu bir unsurdu.
Dolayısıyla bir takma adla karşılaşılması durumunda Otorite etkisiz hale gelirdi.
Ve şu ana dek yemekte başarısız oldukları bazı vakalar görülmüştü.
Bu vakalarda acılı bir deneyim yaşayan tarafsa daima ya Ley ya da Roy olmuştu, yani Louis bir kez olsun bu deneyimi yaşamamıştı ancakーー
“Onii-chan ve nii-sama acı verici bir şeymişçesine kötü hissetmişti ama……”
Kendisinin de benzer bir geri tepme yaşadığını varsayan Louis’in bedeni kaskatı kesilmişti.
Lakin uzunca bir süre beklese de varsaydığı gibi bir geri tepme belirtisiyle karşılaşmıyordu.
Her şeyden önce, Louis’in içerisine kesinlikle『Hatıralar』yağıyordu.
“『Bilgenin』Gözcü Kulesi, sevgili yoldaşlar ve de『Sınavlar』……”
Zihnindeki tek bir kitabı dikkatlice okurcasına, onayladığını belli ederek mırıldanan Louis, bu yeni『Hatıraları』kazıp çıkardıkça mest oluyordu.
Bir geri tepme yaşanmamasının yanı sıra 『Hatıraları』gasp etme işini de başarıyla gerçekleştiriyordu.
O『Hatıralara』atıfta bulunarak Natsuki Subaru ve yoldaşlarının neler yaptığını ve hatta onun bu『Hatıralar Holüne』girmesine neden olan olaylar dizisini bile algılayabiliyordu.
Geriye kalansa Natsuki Subaru’yu benzersiz kılan şeydiーー
“ーーHah.”
İşte o anda Louis’in üzerine sağlam bir şekilde inen darbenin muazzamlığını anlatmaya kelimeler yetmezdi.
“ーーーー”
Bunaltıcı bir öz nedeniyle şaşkına dönüyor, kollarındaki güç çekilirken gözleri irileşiyordu.
İşte onun tarafından zapt edilen ve bu boşluğu teşvik eden Natsuki Subaru, Louis’in kollarından kurtulmuştu. Ve aynı hızda uzaklaşarak pek de etkileyici olmayan bir dövüş pozu vermişti.
Bu karşıtlığı son derece komik ve gülünesi olsa da Louis’in buna gülecek hali yoktu.
Onun buna gülmesine olanak yoktu.
Çünkü Louis’in minyon bedeni, olanak dışı bir şeyi görmenin etkisiyle eziliyordu.
O şey deーー
“Neden, ölüm anına ait『Hatıraların』var?”
‘ーーーー’
“Yo, hepsi bu da değil. Hepsi bu değil, onii-san. Ölüm anına ait『Hatıraların』olması elbette ki garip. Bayağı tuhaf, anlarsın ya. Ama, ilginç de. Sonuçta……”
‘ーーーー’
“Sonuçta, yediğimiz『Hatıralarda』onii-san’ı öldürmemiz gibi bir『Hatıra』yok ama onii-san öldürülme『Hatıralarına』sahip!”
Bu, anormal bir şeydi.
Bir kökeni yoktu, bu yaşanan gizemli bir paradokstu.
Ah, Natsuki Subaru’nun『Hatıralarının』etkisiyle normalde bilincinde olmaması gereken kelimelerin repertuarı artmıştı. Bu bir paradokstu. Paradokstan kaynaklı acil durumda da Schrödinger, Maxwell, Einstein, Nikola Teslaーー!
“Bu da ne!? Bunun anlamı ne!?『Hatıralar』sanrılardan farklıdır, anlıyor musun!?『Ruha』yapışıp kalan tortular gönlünce çarpıtılıp bükülemezler! İşte bu yüzden! Bu onii-san’ın tanık olduğu dünya ~tsu! Bu, onii-san’ın tattığı tarih! Bu, onii-san’ın hikayesi, bunlar yalnızca onii-san’ın bildiği şeyler ~tsu!”
Parmaklarını uzun mu uzun, altın rengi saçlarının arasına sokan Louis’in alevlenen dürtüsü infilak etmişti.
Bu dürtüyü içinde tutmak yerine dışarı atmadan bir saniye dahi geçiremezdi. Bunu yaptığı saniyedeyse patlamış ve Louis Arneb’in patlak verip dört bir yana saçılan zihni küçücük parçalara ayrılmıştı.
“Yeni…… yeni yeni yeni yeni yeni yeni yeni yeni! Yeni değer yargılar ~tsu!”
Bu, onunla buluşması olmuştu.
Bilmediği, görmediği, düşünmediği, hayal gücünün tamamen ötesinde bir şeyle buluşmuştu.
Tüm vücudundan bir yıldırım geçmişti, bundan başka bir şey düşünemiyordu. Buna kader denemez de ne denirdi ki! Bu duygular, başka hangi isimle ilişkilendirilebilirdi ki!
“Onii-san, acaba sen de bizim gibi olabilir misin? Sen bir Günah Başpiskoposu değil misin?”
‘ーーーー’
“Doğrudan tanışmamış olsak da Petelgeuse öyle söylemişti! Faktörlerin ulaşmış olması gerekiyordu. Günah pozisyonları dolduğu için herkes er ya da geç toplanacaktı! O boş koltuk onii-san’a ait…… bana ait, değil mi?”
‘ーーーー!!’
“Ahahahahahahahahaha! Sinirlenme, sinirlenme lütfen, onii-san! Bizi olduğumuzdan daha da fazla şaşırtma, onii-san! Bu noktada zihnimiz mutlak limitine ulaştı, bu küçük göğüs patlayıp saçılmak üzere, gerçekten canımız yanıyor. Ah, ah, ah! Harika, harika, harika!”
Mütemadiyen parmaklarıyla alnına, şakaklarına vuran Louis, 『Hatıraları』iliklerine dek çiğniyordu.
İnanmak zordu. İnanmak mümkün değildi. Buna inanma payı, yalnızca『Oburlukla』tesadüfi bir karşılaşmada mümkün olabilirdi.
Louis aynı『Hatıralara』ortaklaşa sahip olabildiği için Natsuki Subaru’nun gelişimine inanabiliyordu. ーーYo, inanamıyordu ama bunun gerçekliğini kavrayabiliyordu.
Çünkü bu, Louis Arneb’in de gerçekleştirdiği bir yolculuktu.
“Ah, şu『Gurura』bak!! Bu haksızlık…… haksızlık haksızlık! Haksızlık haksızlık haksızlık haksızlık haksızlık haksızlık haksızlık haksızlık haksızlık haksızlık!! ーーMm, harika ~tsu! Onii-san, sen gerçekten defalarca defalarca defalarca, defalarca ve defalarca ve defalarca ölüyorsun, değil mi!”
‘ーーーー’
“Vaa~h, harika! Sen gerçekten ölüyorsun! Çok acınası bir şekilde ölüyorsun, onii-san! Tekrar tekrar, başarmak için hiçbir yolun olmaksızın ölüyorsun, onii-san! Böyle bir şey bile mümkünmüş, değil mi, onii-san!”
Kuvvetli bir alkış, ayakta alkış, doğum tebrikleri.
Onunla, birlikte ilerleyeceği gelecek treniyle tanışma mucizesine duyduğu minnettarlık.
“İlham kaynağı! Teşvikler ve yeniliklerle karşılanmak! Onii-san, demek burası veya başka bir yer olmayan bir yerden geldin, ha! Ah, daha fazla, düşünemeyece…… ğiz.”
İvmesini tutmadan duygularını dışa vuran, direnmek için en ufak bir çaba sarf etmeyen Louis, ansızın mevcut potansiyeli fark etmişti. ーーYo, kulaklarını iç sesine çevirmişti.
Bilinmeyen bir manzarayı tanımak, anlatılmayan bir dünyada doğmuş olmak, tüm bunlar Louis’in ■’indeki meraklılık denilen açlığı tamamıyla yatıştıracak en üst kalite seyirlerdi.
Lakin Natsuki Subaru’nun ilgiyi en çok hak eden özelliğiーー
“ーー『Ölüm』Hatıraları.”
Var olmaması gereken. Kesinlikle elde edilemeyen o『Ölüm』hatıralarına ve ötesine sahipti.
Bu, prensipte ucuz testleri anımsatan ölüme yakın deneyimlerden farklı bir şeydi. 『Ruhun』parçalanmasıyla, hayatın bin bir parçaya bölünmesiyle, yaşam çizgisinin gerçek anlamda sona ermesiyle gerçekleşen bir fenomendi.
Üç Nehrin Kesişiminin öbür tarafında, yaşayanların ve ölülerin dünyasının aşılınca geri dönülmesi imkansız sınırı uzanıyordu. Hayatı tekrar etmeye dair『Hatıralar』ne yüzerek ne de o sınırı aşarak çalınabilecek olmalıydıーー
“ーー『Ölümden Dönüş』.”
İşte Louis, içinde çiçek açan, en nadide, en görülmeye değer parça olan o『Hatıraları』böyle yorumlamıştı.
O, muhtelif『Ölüm』tecrübelerini, kesin olarak bir sonraki benliğine devredilse de『Hatıralara』kazınamayacak o şeyleri biriktiriyordu.
Ve o Natsuki Subaru, her türlü zorluğun üstesinden geliyordu.
“Harika harika, onii-san! Gerçekten harika! Derinden etkilendik. ■’imizin en derinlerinden takdir ediyoruz. Gerçekten böyle bir şey yapabiliyorsun. Tam bir özgürlükle『Ölümün』üstesinden geliyorsun!”
‘ーーーー’
“Yo yo, mütevazılığa lüzum yok. Biz ciddiyiz, anlıyor musun? Onii-san’ı gerçekten kıskanılası buluyoruz. Sonuçta『Ölüm』tecrübesi, hiç kimsenin ne olursa olsun sahip olamadığı bir şey ~tsu.”
‘ーーーー’
“Ayrıca ayrıca, neden böyle? Neden『Hatıraların』bizim tarafından çalınmışken bu kadar kendindesin? Senin özelliğin ne? 『Ruh’un』kurtarışı mı? Desteği? Değişmezliği mi? Hiçbir anlamı yok hiçbir anlamı yok!”
Mücadele eden, kıvranan Natsuki Subaru’nun içerisinde ölüm anına dair sayısız, çeşit çeşit『Hatıra』bulunuyordu.
Bu da Louis’in o ana dek hiçbir şekilde elde edemediği bir itici güçtü. Ayrıca defalarca ölmeye devam etme, 『Ölümü』stoklama yeteneği sunan o güç, onun kıskaçlığının hedefiydi.
“ーーOnu istiyorum.”
『Ölümden Dönüş』gücünü arzuluyordu.
『Ölümü』tekrarlayabildiği için değil. Elbette bu taze itici güç de Louis’i ilelebet cezbedecek bir faktördü ancak esas önemli olan, 『Yeniden Yapma』kabiliyetiydi.
ーーLouis Arneb, en iyi hayatı arıyordu.
Ve çeşitli hayatlara dalmış olan Louis’in vardığı sonuç, en iyi hayat olarak adlandırılan şeyin ne zenginlik ne çok sevilmek ne de yüksek bir statüyle kutsanmak olduğuydu.
En iyi hayat, “istenildiği gibi ilerleyen” hayattı.
Her şeyin inanıldığı gibi, beklendiği gibi, arzulandığı gibi gerçekleştiği bir hayat.
Hiçbir kusuru olmayan, hiçbir eksiği olmayan, hiçbir mantıksızlığı olmayan mükemmel bir dünya görüşü.
Louis de daima bunun gerçekleşmesi için bir yöntem aramıştı. Bunun yanıtı içinde sonsuz, dayanılmaz bir karanlığa dönüşse de nihayet anlıyordu.
“ーーO yöntem, 『Ölümden Dönüş』.”
Bunu temin edebilirse çatışmalardan, başarısızlıklardan kurtulabilirdi.
Gelecekte neler olacağını bilebilirse onlarla baş edebilirdi. Nasıl bir başarısızlık yaşayacağını, kendisini nasıl bir mantıksızlığın bekleyeceğini, nasıl bir eksikle karşılaşacağını bilebilirse…
“En iyi hayatı, yaşayabilirizーー!”
‘ーーーー’
“Ne yapmalı? Onu çalmak için ne yapmalı? Onii-san’ın『Ölümden Dönüşü』bir Otoriteyse yiyerek çalınamaz. 『Hatıralar』ve『İsimlere』bağlı şeylerden farklı olur. Cadı Faktörleri Od Lagna’nın antitezleri sonuçta! Kolay kolay ayrılmazlar! İşte bu yüzden……”
İşte bu yüzden bir Otorite çalınacaksa tek çare Cadı Faktörünün kendisini çalmaktı.
Lakin Louis bile Cadı Faktörlerini çalacak kadar ileri gidebilecek bir yöntem bilmiyordu. O ana dek diğer Günah Başpiskoposlarına ait bir Otoriteyi arzuladığı olmamıştı. O grupla iletişime geçme düşüncesi bile mide bulandırıcıydı.
Ama gelin görün kiーー
“Onii-san, öldürülen Petelgeuse’in Otoritesi, onu da kullanıyorsun……?”
『Hatıraların』içerisinde mevcut olan『Görünmez El』gücü hem sayı hem de menzil anlamında orijinalinden zayıftı fakat o deli tarafından kullanılan gücün aynısı olduğuna şüphe yoktu. Başka bir deyişle bu, Natsuki Subaru’nun içerisinde birkaç Cadı Faktörünün stoklandığının kanıtıydı.
Eğer Cadı Faktörlerini stoklamak mümkünseーー
“Biz kesinlikle, ne pahasına olursa olsun, 『Ölümden Dönüşü』elde edeceğiz. Onii-san’ın Otoritesi, bizim umudumuz. Eğer onu elde edebilirsek, biz……”
‘ーーーー’
“Biz, kendi hayatımızı yaşayabileceğiz ~tsu!!”
Mutlu olmak, istiyorum.
Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum.
Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorumーー.
“Bunun yolu, oracıkta…… bunun, yolu…… ~tsu.”
‘ーーーー’
“ーー~hk! Ne kadar da gelişigüzel! 『Ölümden Dönüş』gibi bir şey o kadar da iyi değil, ha? Ona sahip olan kişi olmayanın halinden anlayamaz ~tsu!”
Başka bir yerde duyulmuş, tahsil edilmiş bir kanıymışçasına can sıkıcı olmaktan ibaret sözlerdi.
O gücü gönlünce kullanmaya devam eden birinin onu kullanmaktan hoşlanmaması aptalca geliyordu.
İşte bu yüzden, o gücü kesinlikle eline geçirecekti. Kesinlikle, mutlaka, katiyetle.
Yapılması gereken şeyーー
“Otoriteyi çalmak için, yapılması gereken şey…… yanlış. O şey yanlış, her halükarda yanlış, yanlış olduğu için, kesinlikle yanlış, çok yanlış olduğu için, yanlış diyoruz, çünkü yanlış ~tsu! Oburca içmek ~tsu! Oburluk ~tsu!”
Ellerini güçlü, yoğun bir şekilde çırpan Louis’in gözleri irileşmişti.
Keskin dişlerini sergilemiş, aklının gayet başında olduğunu öne sürerek alkışlamıştı.
Hiç kimse farkına varmadan amaç ve araç yer değiştirmişti.
Lakin, mevzu bu değildi. Mevzu bu değildi.
Louis’in amacı yağmalamak değildi, çünkü o『Ölümden Dönüşü』arzuluyordu, çünkü『Ölümden Dönüşü』elde ederek mutlu mesut en iyi hayatı yaşayabilirdi.
Uzun bir süre boyunca 『Oburluğu』temsil eden Günah Başpiskoposu gibi bir rol oynamış olduğu için bazı şeylerin tehlikeli şekilde üzerine yapışıp kalacağını varsaymak gibi kötü bir alışkanlığa sahip olmanın faydası yoktu. Sorunluluk. Sabit fikirlere hapsolma. Bunlar birer mağlubiyet sebebiydi.
Basitti. Yağmalamayı değil, elde etmeyi amaçlarsaーー
“ーーYalnızca o olsak da olur.”
‘ーーーー’
“Yalnızca onii-san olsak da olur. Eğer onii-san olursak ve o『Oburluk』Otoritesi tarafından tüketilirse……..… Cadı Faktörlerini birleştirebiliriz. Sonuçta söz konusu onii-san olunca, stoklanabiliyorlar.”
#Sanırım Louis=Subaru gibi bir şey gerçekten var mıymış, varsa nasıl olmuş sorularını tamamen açıklığa kavuşturmaya çok yaklaştık. Bu cevapları alıp Louis defterini kapattığımızda da hikayenin kaldığımız noktasına dönüp tüm sorunları çözeceğiz umarım. Bakalım bizi daha ne çılgınlıklar, ne bilgiler bekliyor, okumaya devam!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..